28 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

Yaşlının hayvan sevgisi

76 yaşlarında kısa boylu, esmer, zayıf bir yaşlı huzurevine müracaat için, odama geldi. Kendisini tanıttı. Durumunu, halini arz etti ve “Münasip görürseniz huzurevine girmek istiyorum” dedi.

Anlattıklarından sosyo-ekonomik yoksulluk içinde olduğu, sosyal güvencesi olmayan, yalnız yaşayan, korunmaya ve bakıma muhtaç bir durumdaydı. Kendisine yardımcı olacağımı, işlemler bitince alacağımı söyledim.

Bu ilgi ve sıcak karşılamam onu pek fazla mutlu etmemişti. Öyle tahmin ettim. Bir şeyler daha söylemek istiyor ancak tereddüt içinde kaldı. Bir süre düşündü ve bana dönerek “Bir şartım var” dedi. Ben de merak etmiştim. “Ona çeşitli bahaneleri, şartları benim ileri sürmem gerekirken o bana söylüyor” diye içimden geçirdim. “Buyurun, nedir?” diye sordum. O, kararlı ve net bir tutum içerisinde: “Benim kedilerim var, onları da huzurevine alırsan öyle girerim” dedi.

Kiralık bir evde tek başına kaldığını, 20 kadar kedisi olduğunu, onlara 30 senedir itina ile baktığını, kasaptan ciğer alıp yedirdiğini, onlardan ayrılmasının mümkün olmadığını anlattı, anlattı… Arkasından düşünceye daldı.

Kendisinin huzurevine girmesi konusunda gerekli yardımı sağlayacağımı söyledim, ancak kediler için uygun yerimizin olmadığını, bina içinde bakımlarının mümkün olmadığını anlattım.

Teşekkür etti ve kararlı bir şekilde ayrıldı. Gözden kayboluncaya kadar arkasından baktım. Karar değiştirirse bu zavallı insanın elinden tutmayı, yardımcı olmayı umarak… Ama nafile…

Aynı yaşlıyı zaman zaman camilerde, çarşıda görüyordum. Tek başına yorgun ve bitkin bir durumda dolaşıyordu. “Kediler için yaşlılık, hastalık, yalnızlık, yoksulluk ve bakımsızlık çekilir mi?” diye hayıflanıyordum. “Dünyada ne insanlar var” diyerek, kendi kendime hayret ediyordum.

Aradan kocaman bir 5-6 sene geçti. Bir gün zabıtalar mağdur bir yaşlı getirdiler huzurevine. Baktım aynı kişi. Rahatsızlanmış ve komşuların ihbarıyla belediye görevlileri bize getirmişler. Gerekli temizlik, bakım, tedavi işlemlerini yerine getirdik. Yardımcı olduk ve bir odaya yerleştirdik. Artık geç de olsa rahata kavuşmuştu. Ben de geçmişteki pişmanlığımdan, üzüntümden ve vicdan azabından kurtulmuştum. Başka bir problemi kalmamıştı. Ancak ben onun tutkusu olduğunu bildiğim için “bakalım ne yapacak” diye beklerken ertesi gün odama geldi. Kedilerinin aç kaldığını, mağdur olduğunu anlattı. Ben “Onlar kendi başının çaresine baksın artık, bu güne kadar bakmışsın, şehirde yiyecek bulabilirler” diyerek anlatmaya çalışsam da 80 yaşının üstündeki bir insanın ağlamasına o an şahit oldum. Gözlerindeki kalın, buğulu camlı gözlüğün altından süzülen yaşlar, yanaklarından damla damla aşağıya doğru iniyordu. Çok dokunaklı bir ândı.

O kendini değil, kedilerini düşünüyordu. Bizim kararlılığımızı biliyordu. Kendisi de kararlıydı. Ayrılmayacaktı kedilerinden. 5-6 koca yıl bunun için dışarıda sıkıntı ve yokluk içerisinde geçmişti. Huzurevinden çıksa, dışarıda kendisini idare edecek gücü kalmamıştı artık.

Kendisine, bahçeye kediler için bir kulübe yaptıracağımı ve onları getireceğimin müjdesini verdiğimde, sevinçten uçuyordu. Kısa zamanda yer hazırlayarak, onun boşalttığı evindeki kedileri bahçedeki yerlerine taşıdık. Çok sayıda kedi, onların başında yiyecek veren yaşlının keyfine diyecek yoktu. Onlarla konuşuyor, bakıyor, bazen azarlıyor, seviyor. Bahçeye vardığında bütün kediler etrafını sarıyor.

Başka yaşlılar ilk zamanlar onu yadırgadılar. Sonra onlar da alıştı ve zaman zaman yardım etmeye başladılar.

Abidin Amca 82 yaşında, hiç evlenmemiş, ezberinde 40-50 gurbet şiiri vardı. Evden, yuvadan ve akrabadan mahrum, gurbette geçmiş ömrü. Jilet satarak kazandığı paranın bir kısmı ile geçimini sağlamış, öbür yarısını da kedilerine harcamış. Günlük hayatında Kur’ân okur, namaz kılar ve kedilerine bakar. Onların mırmırlarından “Ya Rahim Ya Rahim” dediklerini duyar gibi sanki. Şimdiden mezarını hazırlattı ve taşına: “Kedilerin babası Abdi” diye yazdırdı.

Akıp giden ömür dakikalarında doruk noktaya çıkmış karşılıksız, sırf Allah rızası için iyilik ve hayvanseverlik destanı. Mal, mülk, servet ve şöhretten uzak, sade, müstakim ve yalın bir hayatın ibret verici hikâyesinden bir kesitini anlamaya ve anlatmaya çalıştık…

Sahi! Hayvanseverler ödüllerini kimlere veriyorlar?

MUZAFFER KARAHİSAR

[email protected]

28.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Başlıklar

  Yaşlının hayvan sevgisi

  El emeği göz nuru “oya pazarı”

  “Türkmen Ressamların Fırçasından Edirne’’ resim sergisi Aşkabat’ta açıldı

  200 karikatürist, 40 yıllık sergi

  ENKA’da san'at günleri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.