11 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Cumhuriyet aydını, Meşrutiyet aydınını örnek almalı

Şair ve yazar Hilmi Yavuz, “Meşrutiyet döneminde aydınlar dine ve geleneklerine yapılan saldırılar karşısında din ve geleneklerini savunurken, Cumhuriyet dönemi aydınları bu tür saldırılara ya sessiz kaldıları ya da destek verdiler” dedi.

ŞAİR ve yazar Hilmi Yavuz, Cumhuriyet döneminin muhafazakâr ve modern aydınlarının 2. Meşrûtiyet döneminin muhafazakâr ve İslâmcı aydınlarını örnek alması gerektiğini söyledi. Yavuz, Tanzimat döneminde aydınların dine ve geleneklerine yapılan saldırılar karşısında din ve geleneklerini savunurken, Cumhuriyet dönemi aydınlarının bu tür saldırılara sessiz kaldığını ifade etti.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türkçe Kulübü tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında ‘’Osmanlı Münevverinden Cumhuriyet Aydınına” konulu konferans veren şair-yazar Hilmi Yavuz, Osmanlı İmparatorluğu döneminden Cumhuriyet’e uzanan yolda fikir akımlarının ve aydınların geçirdikleri değişim evrelerini anlattı. Hilmi Yavuz, Tanzimat döneminin materyalist ve pozitivistlerin, Cumhuriyet döneminde Marksizim ve Kemalizm olarak ortaya çıktığını hatırlatarek, Tanzimat dönemindeki muhafazakârlığın ve İslâmcılığın, Cumhuriyet dönemi aydınları için söylemenin mümkün olmadığını vurguladı. Tanzimat aydınlarının Avrupa’da İslâm düşmanlığı yapanlara karşı çıkışlar yaptıklarının altını çizen Yavuz, ‘’Tanzimat döneminin muhafazakârları, geleneklerini ve dinlerini savunma durumunda olmuşlardır. Bunu Cumhuriyet dönemi aydınları için ifade etmenin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Cumhuriyet dönemi aydınları ister Marksist olsun ister Kemalist, İslâm karşısındaki tavırları bellidir. Avrupa’da İslâm’a karşı herhangi bir eleştiri söz konusu olduğunda çoğunlukla ya sessiz kalmışlar ya da Avrupalılar bu eleştirilerinde haklılar demiştir” dedi. Yavuz, 2. Meşrûtiyet ve Tanzimat dönemi aydınlarının bilim ve Türk zihin tarihine verdiği katkının bugün verilemediğini belirtti. 2. Meşrûtiyet dönemi aydınlarının ülke meselelerini derin bir felsefi arka plan üzerinden kavradıklarını dile getiren Yavuz, bu dönemin aydınlarının ise meseleleri siyaset ve ekenomiye indirgeyip ele aldıklarını kaydetti. Yavuz, 2. Meşrûtiyet dönemine geri dönülüp o dönemin aydınlarının örnek alınması gerektiğini vurguladı.

11.11.2009


 

ERDOĞAN: AÇILIM, ATATÜRK REFORMLARINA YENİLERİNİ EKLİYOR

Atatürk'ün hayatı gibi vefatının da milleti birleştirip kardeşliği pekiştirdiğini ve dayanışmayı arttırdığını savunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım'da başlattıkları “millî birlik ve kardeşlik süreci”nin, “Atatürk'ün ilke ve idealleriyle örtüştüğü, onun beklenti ve arzularıyla paralellik arz ettiği ve yaşamında gerçekleştirdiği reformlara yenilerini eklediği” ifadelerini kullandı.

BAYKAL: AÇILIM, ATATÜRK'ÜN ESERİNE KARŞI KURULAN TUZAK

CHP lideri Deniz Baykal ise “Atatürk’ün selâmlanması gerektiği günde onun eserine karşı bir tuzağın, Türkiye’yi etnik temelde ayrıştırmak isteyenlerin amaçlarına hizmet etmeye yönelik, birlik bütünlüğümüze karşı bir projenin gizli gizli Türkiye’nin gündemine taşınması acı bir olay. Bayrakların yarıya indiği bir gün cumhuriyetin boynunu bükecek bir girişimin olması düşündürücü” diye konuştu.

Açılımda Atatürk kavgası

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün hayatı gibi vefatının da milleti birleştirip kardeşliği pekiştirdiğini ve dayanışmayı arttırdığını savunarak, 10 Kasım’da başlattıkları “millî birlik ve kardeşlik süreci”nin, “Atatürk’ün ilke ve idealleriyle örtüştüğü, onun beklenti ve arzularıyla paralellik arz ettiği ve yaşamında gerçekleştirdiği reformlara yenilerini eklediği” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca düzenlenen ‘’10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’’nde yaptığı konuşmada, önemli şahsiyetlerin yas tutularak değil, fikirleri, eserleri ve fedakâr gayretleriyle anıldıklarını belirterek, ‘’10 Kasımların amacı da asla ve asla yas tutmak, ümitsizlik içinde yasımızı tazelemek değildir’’ dedi.

Yakın tarihte, ülkenin birliğine ve bütünlüğüne yönelmiş tehditlerin, bu topraklar üzerinde binlerce yılda oluşmuş kardeşliği zedeleyemediğine vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Bundan sonra da asla zedeleyemeyecektir. Bilinmelidir ki cumhuriyet ideallerimize, birlik ruhumuza, kardeşliğimize yönelik her türlü saldırı bu milletin arasında bugüne kadar asla sığınak bulamamıştır. Bundan sonra da bulamayacaktır. Atatürk’ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti vasfıyla kendi coğrafyasında ve dünyada barış, huzur ve istikrar sembolü olarak yoluna devam edecektir. Türkiye, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda yürüttüğü atılımlarını hızla tamamlamak suretiyle demokratik standartlarını yükselterek modern ve çağdaş dünyanın en saygın ülkelerinden biri olma konumunu daha ileri noktalara taşıyacaktır. Hedefimiz 2023... Milletçe en büyük arzumuz ve hedefimiz budur. Bu hedeflerimize de mutlaka ulaşacağımıza inanıyorum. Atatürk’ün vefatının 71. yıl dönümünde Atatürk’ün ilke ve idealleriyle örtüşen, O’nun beklenti ve arzularıyla paralellik arz eden, yaşamında gerçekleştirdiği reformlara yenilerini ekleyen ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci’ni başlatıyor olmanın da ayrı bir anlam taşıdığını vurgulamak istiyorum. 10 Kasım 1938, bir sürecin, bir dönemin sona ermesi değildir. 11 Kasım 1938’de bu ülke ve bu millet devraldığı mirası aynı hassasiyette ve kararlıkta daha ileriye taşıma gayretinde olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözleri, bugün attığımız adımlara ruh ve heyecan katan sözlerdir.’’

BAYKAL: AÇILIM, ATATÜRK’ÜN ESERİNE KARŞI KURULAN TUZAK

CHP lideri Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında şunları söyledi: “Atatürk’ün selâmlanması gerektiği günde onun eserine karşı bir tuzağın, Türkiye’yi etnik temelde ayrıştırmak isteyenlerin amaçlarına hizmet etmeye yönelik, birlik bütünlüğümüze karşı bir projenin gizli gizli Türkiye’nin gündemine taşınması acı bir olay. Bayrakların yarıya indiği bir gün cumhuriyetin boynunu bükecek bir girişimin olması düşündürücü. İçerden birilerinin cumhuriyete müdahelesini biliyorduk. Bu zamana kadar iktidarın himayesinde bir tehditin olduğunu yeni öğrendik. Bunlar bir çok lider zamanında yaşandı ama ilk kez cumhuriyete iktidar tarafından bir tertibin olduğunu görüyoruz. Karşımıza tertip diye gelmiyor, demokrasi diye geliyor” dedi.

HAKKI SÜHA OKAY: 10 KASIM SIRADAN BİR GÜN DEĞİL

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ise ‘’ulusal olmadığına inandıkları, dışarıdan dayatılan bir projenin,’’ bayrağın yarıya indiği bir günde tartışılmasını istemediklerini belirterek, şöyle konuştu: “10 Kasım Türk milleti için herhangi bir gün değil. Evet, Parlamento 10 Kasım günleri çalışıyor. Ama Parlamentoda böylesine bir tartışmayı 10 Kasım gününe denk getirmek, 10 Kasımla ilgili kimi çalışmaları, kimi etkinlikleri gölgelemeye matuftur. Sıradan, herhangi bir gün değildir. Yapılmak istenen Atatürk’ün anısını, hizmetlerini, bu ülke için yaptıklarını gündemden düşürmek, Mustafa Kemal’i gölgelemektir.’’

11.11.2009


 

Çiçek’i bekliyoruz

“Ergenekon” soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’nda ıslak imzası bulunduğu öne sürülen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’i ifade vermek üzere beklediklerini bildirdi. Öz, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinden çıkışı sırasında gazetecilerin, ‘’Dursun Çiçek’in ifadeye vermeye gelip gelmeyeceğine’’ ilişkin sorusu üzerine, ‘’Gelmesini bekliyoruz’’ dedi. Öte yandan Öz, önceki gün ifadeye çağırılan askerlerden birinin, yapılan sorgulamayı takiben tutuklandığını söyledi.

Öz: Çiçek’i ifadeye bekliyorum

‘’Ergenekon’’ soruşturmasını da yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’nda ıslak imzası bulunduğu belirtilen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’i ifade vermek üzere beklediklerini bildirdi. Öz, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinden çıkışı sırasında gazetecilerin, ‘’Dursun Çiçek’in ifadeye vermeye gelip gelmeyeceğine’’ ilişkin sorusu üzerine, ‘’Gelmesini bekliyoruz’’ dedi. Zekeriya Öz, daha sonra adliyeden ayrıldı. Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, ise “Albay Dursun Çiçek gelecek ancak ne zaman geleceğini bilmiyorum” dedi. ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten birsavcı, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelişi sırasında Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ifadeye çağrılmasıyla ilgili gazetecilerin sorusu üzerine, '''Zorla getirilmesine' dedik, ama gelmedi'' dedi. Savcı, önceki gün adliyeye gelen askeri personelle ilgili soru üzerine, Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatla ilgili gelmiş olabileceklerini bildirdi.

11.11.2009


 

Emir Küçük’ten, bombalar Tekin’den

DANIŞTAY ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci ‘’Ergenekon’’ davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, ‘’Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde işi veren Veli Küçük’tür, bombaları veren Muzaffer Tekin’dir’’ dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan yargılamanın dünkü duruşmasında, mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından Osman Yıldırım’ın daha önce verdiği ifadelerin okunmasına devam edildi. Bu ifadelerine ilişkin söz verilen Yıldırım, ‘’İfadelerimdeki doğru olmayan kısım, Cumhuriyet gazetesine yaptırdığım eylemleri inkâr etmemdir’’ dedi. Yıldırım, ‘’Alparslan Arslan’ı kullananlar Veli Küçük’tür, Muzaffer Tekin’dir. Bunları üstü de Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve Fikri Karadağ’dır’’ şeklinde konuştu. Hakim Özese’nin ‘’Bunu nereden biliyorsun?’’ sorusuna Yıldırım, ‘’Sürekli bana gelen adamı kimin kullandığını bilmeyecek miyim?’’ dedi. Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırı konusunda da ‘’Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde işi veren Veli Küçük’tür. Bombaları veren Muzaffer Tekin’dir’’ diye konuştu.

11.11.2009


 

TMK tasarısı Meclis’e sunuldu

“TAŞ atan çocuklar’’ için düzenlemeler de öngören Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Tasarının gerekçesinde, temel ceza mevzuatında yapılan değişikliklerin, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girdiği, ancak yaklaşık 4 yıllık bir uygulama sonunda, bazı sorunlarla karşılaşıldığının gözlemlendiği belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince de (AİHM), bu sorunlar nedeniyle Türkiye aleyhine bazı ihlal kararları verildiği vurgulandı. Tasarıya göre, TMK’da yer alan ve çocuklar aleyhinde sonuç doğuran bazı istisnai hükümler kaldırılıyor. Yaş ayırımı yapılmaksızın, terör suçu işleyen tüm çocuklar, çocuklar için kurulan mahkemelerde yargılanacak. Tasarı, çocuklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesine, bunların meslek ve sanat edindirme kurslarına katılmasına veya kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına imkân tanıyor. Disiplin cezalarına karşı yapılan şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, tutuklu veya hükümlünün savunmasını aldıktan sonra karar verecek, göçmen kaçakçılığına teşebbüs aşamasında kalınmış olsa bile, suç tamamlanmış gibi ceza verilecek. Kaçak göçmenlerin kamyon kasalarında havasız olarak veya küçük kayıklarda kalabalık şekilde taşınması sırasında, hayati tehlike oluşması veya ölüm gerçekleşmesi durumunda verilecek cezalar artırılacak. Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmesi için bir yıllık süre öngörülüyor.

11.11.2009


 

Nurettin Demirtaş'a 6 yıl 3 ay hapis cezası

TERÖR örgütü PKK adına suç işleme suçundan yargılanan eski DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar Nurettin Demirtaş, Ramazan Şimşek, İmam Çobanyıldızı, Ajda İnci, Kenan Güneş ve Hülya Arslan katılmadı, bazı sanık avukatları hazır bulundu. Sanık Demirtaş’ın Avukatı Cihan Aydın, savunmasında, müvekkili Demirtaş’ın suç tarihinde siyasetçi olduğunu hatırlatarak, ‘’Müvekkilim halkla bağını sağlam tutmak amacıyla cenaze merasimine katılmıştır. Üzerine yüklenen suçlamayla ilgili suçun unsurları oluşmamıştır. Dosyada bulunan 6 dakikalık görüntü sanıkla ilgili mahkûmiyet kurmada yeterli değildir’’ dedi. Mahkeme heyeti, sanıklardan Nurettin Demirtaş, Ramazan Şimşek, İmam Çobanyıldızı ve Ajda İnci’yi TCK’nın ‘’terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’’ hükmünü içeren 314/2. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar Kenan Güneş ve Hülya Arslan’ın beraatine karar veren mahkeme heyeti, 23 Haziran 2008 tarihinde yaşamını yitiren sanık Cihan Deniz hakkındaki dâvânın düşürülmesini kararlaştırdı.

11.11.2009


 

DTP ‘açılım’ı halkla tartışacak

DTP'NİN Türkiye kamuoyu, aydınları, demokrat çevreler ve sivil toplum örgütleri ile daha yoğun ilişkiler geliştireceği belirtildi.

DTP Basın Sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, 28 Ekim-1 Kasım 2009 tarihleri arasında Parti Meclisi, il başkanları ve belediye başkanları ile toplantılar gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Açıklamada, toplantılarda, örgütsel ve siyasal çalışmalarla birlikte, demokratikleşme süreci bağlamında Kürt sorununun çözümüne dair parti olarak neler yapılabileceği ve yaşanan yoğun siyasal gelişmelerin değerlendirilip, gelişmelere karşı alınacak siyasal tutumun belirlendiğine yer verildi. Toplantılarda alınan kararların 7 Kasım Cumartesi günkü Merkez Yürütme Kurulu toplantısında görüşüldüğü ifade edilen açıklamada, varılan sonuçlara ilişkin “Önümüzdeki süreçte parti olarak Türkiye kamuoyu, aydınları, demokrat çevreler ve de sivil toplum örgütleri ile daha yoğun ilişkilerin geliştirilmesi kararı alınmıştır. Basın ve yayın organları ile sürece ilişkin bilgilendirme amaçlı toplantılar düzenlenecektir” denildi.

11.11.2009


 

Türkiye’nin AB üyeliği İslâm âlemini güçlendirir

İSEDAK Ekonomi Zirvesine katılan İKT üyesi ülkelerin temsilcileri, Türkiye’nin G-20 üyeliği ile Avrupa Birliği adaylığının, teşkilâtı daha da güçlendireceği görüşünü dile getirdiler.

Türkiye’nin AB adaylığı İslâm dünyasını güçlendirir

İSEDAK Ekonomi Zirvesine katılan İKT üyesi ülkeler ve zirveye katılan ülkelerin temsilcileri, Türkiye’nin G-20 üyeliği ve Avrupa Birliği (AB) adaylığının, teşkilatı daha da güçlendireceğini vurguladı. Alınan bilgiye göre, üye ülkelerin temsilcileri, ikili görüşmelerde, Türkiye’nin çok uluslu ekonomik ve siyasi kurum ve kuruluşlara üyeliğinin, İKT’yi zenginleştirerek, İslâm ülkelerinin sorunlarını uluslararası platformlara taşınmasında anahtar bir konu olduğunu kaydetti. İslâm ülkelerinin devlet temsilcileri, İKT Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) 25. toplantısı çerçevesinde gerçekleştirilen İSEDAK Ekonomi Zirvesinde, Türkiye’nin önemli uluslararası kuruluşlara üye olmasının, medeniyetler arası uzlaşmada önemli rol oynayacağını ve Orta Doğu barışındaki aracı konumunu daha da etkinleştireceğini ifade etti. Temsilciler, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi Geçici üyeliğinde olduğu gibi, diğer uluslararası girişimlerde de desteklenmesi konusunda görüş birliği içinde olduklarını vurguladı. Temsilcilerin, Türkiye’yi enerji köprüsü olarak destekledikleri ve bu alanda gerekli enerji kaynağının sağlanması görüşünde bulundukları da ifade ediliyor.

11.11.2009


 

Krizden bir türlü çıkamıyoruz

GESİAD Başkanı Bahadır Özgün, hükümet sanayi üretimine destek vermediği için Türkiye’de krizden bir türlü çıkılamadığını ifade ederek, “İki ay önce hükümetimizin uygulayacağı politikalar ile ekonomimizin seyrini belirleyeceğini söylemiştik. Bu süreçte ekonomik krizden çıkış ivmesi kazanılacak önemli iki ay boşa harcanmıştır.’’ dedi.

Düşük üretim zaman kaybettiriyor

Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD) Başkanı Bahadır Özgün, ‘’Düşük sanayi üretimi ile ülke ekonomisi adına zaman kaybedilmektedir’’ dedi.

Özgün, TUİK tarafından açıklanan Eylül 2009 Sanayi Üretim Endeksi ile ilgili olarak, eylül ayının Türk ekonomisi için kriz sonrası çıkış sürecinin başlangıcı olması gerektiğini belirtti. Uluslararası piyasalarda gelişmeler olumlu yönde olmasına rağmen Türkiye’de aynı göstergelerin oluşmadığını belirten özgün, Türkiye’nin esas gündeminin bu olumsuz durumun olması gerektiğini vurguladı. Özgün, uluslararası piyasalarda ekonominin iyileşme sinyalleri verdiğine değinerek, şunları kaydetti:

‘’Ama hükümet sanayi üretimine destek vermediği için Türkiye’de krizden bir türlü çıkılamamıştır. İki ay önce hükümetimizin uygulayacağı politikalar ile ekonomimizin seyrini belirleyeceğini söylemiştik. Bu süreçte hiçbir olumlu önlem alınmamış ve ekonomik krizden çıkış ivmesi kazanılacak önemli iki ay boşa harcanmıştır. Düşük sanayi üretimi ile ülke ekonomisi adına zaman kaybedilmektedir.’’

Üretim maliyetlerindeki artışın sanayi üretimini doğrudan etkilediğinin altını çizen Özgür, şöyle dedi:

‘’Sanayi üretiminde artık karlılık hesaplarını bir tarafa bıraktık ve sadece yaşam savaşı vermekteyiz. Yapılan ve yapılacağı söylenen zamları ise kaldırabilmemiz mümkün değildir. Hükümetimiz zam kararlarını tekrar gözden geçirmelidir. Ayrıca başta kur politikalarımız olmak üzere dış ticaret ve vergi politikalarında sanayi üretimini teşvik edici önlemlerin acilen alınması gerekmektedir.’’

11.11.2009


 

Memurun yüzde 36’sı vasıfsız

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kamu bürokrasisinde uzmanlık oranının yüzde 20’lerin altında olduğunu, şu anda 2 milyon 600 bin civarındaki devlet memurunun yüzde 36’sının bütünüyle vasıfsız insanlardan oluştuğunu kaydetti.

Dinçer, Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından düzenlenen ‘’17. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’’nin açılışında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin kriz sebebiyle ciddi sorunlarla boğuştuğunu, krizin adil olmayan bir şekilde gelişmekte olan ülkelere ağır bedeller ödettiğini söyledi. Krizin ekonomi dışındaki alanlara da sirayet ettiğini ve sosyal yaşantılar üzerinde etkileri olduğunu anlatan Dinçer, 2009’un son çeyreğinde ekonomilerde iyileşme işaretleri bulunduğunu, 2010’da az da olsa bir büyümeden bahsedildiğini, ancak sosyal sorunları aşmak ve işsizlik sorununu çözmenin çok daha uzun süreyi gerektireceğini kaydetti. Türkiye’nin kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlarla da karşı karşıya olduğuna, ülkenin en temel sorunların başında istihdamın geldiğine dikkati çeken Dinçer, yüzde 57’lik bir oranla işsizliğin en çok lise altı gruplarda görüldüğüne işaret etti.

‘’YÜZDE 11’İ KAMUYA HİZMET ÜRETEMİYOR’’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, ‘’gerçekte müzminleşmiş bir işsizlik sorunu’’ yaşanan Türkiye’de küresel krizin sorunları daha da ağırlaştırdığını belirterek, şöyle konuştu:

‘’Gençlerin mesleksiz olmaları sorunlarımızı derinleştiriyor. Diğer yandan mevcut istihdamın kalitesi de önemli bir sorun olarak ortada duruyor. Mevcut çalışanların, özellikle kamu çalışanlarının önemli bir bölümünün uzmanlaşmamış olması hem verimsizlik sorunlarını doğurmakta hem de uluslararası rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Bugün kamu bürokrasisinde uzman olan ile olmayan arasındaki orana baktığımızda, uzmanlık oranı yüzde 20’lerin altında. Şu anda 2 milyon 600 bin civarındaki devlet memurunun yüzde 36’sı bütünüyle vasıfsız insanlardan oluşmakta, yüzde 11’i ise aslında kamuya hizmet üretemiyor.’’

Artık daha fazla yatırımın daha fazla istihdam anlamına gelmediğini, eğitim programlarının toplumun ihtiyaçlarından ve iş piyasasından kopuk olmasının başka bir sorunu oluşturduğunu kaydeden Dinçer, Türkiye’de hâlâ eğitim sistemi ile sektörel işbirliğinin yeterli olmadığını söyledi. Dinçer, sorunların tek bir reçeteyle çözülemeyeceğini, çözüm için herkesin her an yeniden motivasyona ihtiyacı olduğunu vurguladı. Ömer Dinçer, ‘’Türkiye bu büyük girdaptan, karanlık tünelden yine kendi insan kaynaklarıyla çıkabilir. Yeter ki insanlarımızın önünü açalım, demokrasimizi geliştirelim’’ dedi.

11.11.2009


 

Zammın yüzde 2’si gitti

Eğİtİm-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (EBSAM) hazırladığı 2009 Ekim ayına ilişkin “Geçim Düzeyi Raporu”, 2010 yılı bütçesinin Meclis’te görüşüldüğü bugünlerde, memura yapılan yüzde 2.5+2.5’lik zammın ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu gözler önüne serdi.

Araştırma, 2010 bütçesinin Meclis’te görüşüldüğü bugünlerde, memura yapılan yüzde 2.5+2.5’lik zammın ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu gözler önüne serdi. Söz konusu zam, elektriğe yapılan artışın bile gerisinde kaldı. Eylül ayına göre, Ekim ayı geçim düzeyinde; hizmetlilerde 1.86, öğretmenlerde 1.95, akademisyenlerde 1.99 oranında artış oldu. Bu artış nedeniyle, memura verilen ilk 6 aylık zammın (2.5) büyük bir kısmının bir ayda eridiği görüldü.

11.11.2009


 

Doğan, satışı yalanladı

Doğan Yayın Holding, doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıkları nezdinde faaliyet gösteren bazı gazetelerin satıldığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Doğan Yayın Holding tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamada, medyada çıkan haberlere ilişkin olarak şunlar kaydedildi: ‘’Bugün bir kısım medyada, doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıklarımız nezdinde faaliyet gösteren bazı gazetelerin satıldığı yönünde haberler yer almıştır. Mevcut durum itibariyle, söz konusu haberler gerçeği yansıtmamakta olup, daha önce konuya ilişkin olarak yapılan açıklamalar dışında, mevcut durum itibariyle kamuya açıklama yapılmasını gerektirecek herhangi bir durum bulunmamaktadır.’’ Bu arada, Doğan Yayın Holding A.Ş, vergi/ceza ihbarnamelerinin terkini için Halkalı Vergi Dairesi aleyhine açılan dâvâda duruşmanın ertelendiğini bildirdi.

11.11.2009


 

Alevîliğin medyada ele alınışı tartışılacak

Alevİlerİn istek ve temennilerinin belirlenip, bu çerçevede atılacak adımların hayata geçirilmesini amaçlayan Alevi Çalıştayı’nın beşinci oturumu, bugün İstanbul’da yapılacak.

Edinilen bilgiye göre, çalıştaya söylem çeşitliliği dikkate alınarak 40’ın üzerindeki medya temsilcisi davet edildi. Davetliler arasında Ali Kırca, Ahmet Hakan, Ali Bayramoğlu, Ali Bulaç, Can Dündar, Emre Kongar, Erdal Şafak, Ergun Babahan, Ertuğrul Özkök, Etyen Mahçupyan, Fehmi Koru, Hakan Albayrak, İsmail Küçükkaya, Mehmet Ali Birand, Mehmet Barlas, Mustafa Karaalioğlu, Neşe Düzel, Oral Çalışlar, Ömer Laçiner, Taha Akyol, Uğur Dündar ve Yiğit Bulut gibi isimler bulunuyor. Çalıştayın beşinci oturumunda Aleviliğin medyada ele alınışı tartışılacak, çalıştaylarda şimdiye kadar alınan mesafe medya temsilcileriyle paylaşılacak ve ‘’medya Aleviliğin’’ neresinde sorusuna cevap aranmaya çalışılacak. Moderatörlüğünü Necdet Subaşı’nın yapacağı çalıştayda, Hükümeti Devlet Bakanı Faruk Çelik temsil edecek.

11.11.2009


 

Kamuya 6 bin 259 memur alınıyor

Kamu kurum ve kuruluşları ile KİT’ler ve mahalli idarelere bu ay 6 bin 259 yeni memur alınıyor.

Devlet Personel Başkanlığından edinilen bilgiye göre, ‘’Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik’’ uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarınca merkezi yerleştirme yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilen (Millî Eğitim Bakanlığına ait öğretmen kadroları ve kariyer meslek memurları dışında kalan) listelerde yer alan 6 bin 259 kadro ve pozisyona ÖSYM Başkanlığınca yeni yerleştirme yapılacak. Bunların 650’si bakanlıkları, 1353’ü genel müdürlük ve müsteşarlıklara, 2 bin 522’si başkanlıklara, 857’si KİT’lere, 376’sı mahalli idarelere, 501’i de üniversitelere atanacak. Yerleştirme yapılacak kurum sayısı ise 181’i bulacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelere alınacak yeni memurların 2 bin 288’i din hizmetleri, 1701’i genel idare hizmetleri, 694’ü teknik hizmetler, 586’sı sağlık hizmetleri, 108’i yardımcı hizmetler, 13’ü eğitim öğretim hizmetleri, 12’si de avukatlık hizmetleri sınıfında görev yapacak. 857 memur da KİT’lerde istihdam edilecek. Memurların bin 953’ü lise mezunları, bin 588’i 2 yıllık yüksekokul, 2 bin 718’i de 4 yıllık yüksekokul mezunları arasından seçilecek.

11.11.2009


 

GDO’ya sıkı denetim gelecek

TarIm ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Biyogüvenlik Kanun tasarısının, Bakanlar Kurulunda olduğunu ve çok kısa sürede TBMM’ye geleceğini belirterek, tasarının, GDO yönetmeliğiyle çerçeve olarak aynı olacağını, çok sıkı denetim ve kontrol mekanizması getireceklerini bildirdi.

Eker, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde GDO’lu ürünlerle ilgili yönetmeliğe getirilen eleştirileri cevapladı. Bakan Eker, 1998’de bu ürünlerin denetiminin beyana tabi olacağı hükmünün getirildiğini ancak beyan konusunda daha sıkı denetime ihtiyaç duyulduğunun ortaya çıktığını anlattı. Biyogüvenlik Kanunu Tasarısının, Bakanlar Kurulunda olduğunu, 1-2 eksik imza bulunduğunu, çok kısa sürede TBMM Genel Kuruluna geleceğini bildiren Eker, ‘’Tasarı, bu yönetmelikle çerçeve olarak aynı olacak. Burada çok sıkı bir denetim, kontrol mekanizması getiriyoruz’’ diye konuştu. Yönetmeliği çıkarma sebeplerinin, ‘’daha sıkı denetim ve kontrol sağlamak’’ olduğunu ifade eden Eker, yönetmeliğin, AB mevzuatına uyumlu hazırlandığını ifade etti.

11.11.2009


 

Nükleer ihalede yürütmeye durdurma

DanIştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Nükleer Santral İhalesi Yönetmeliğinin 5. ve 10. maddeleri için yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Kurul, Danıştay 13. Dairesi tarafından yönetmeliğin 7. maddesi için daha önce verilen yürütmenin durdurulması kararını da yerinde buldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun verdiği kararla nükleer santral ihalesini geçersiz konuma koyduğunu ve ihalenin temelinin ortadan kalktığını ifade etti.

11.11.2009


 

Milleti cemaatler ayakta tutuyor

Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Lütfü Şenocak, “Milleti ayakta tutan cemaatlerdir” diyerek, cemaatlerin yaptıkları hizmetlerin takdir ve teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Milleti cemaatler ayakta tutuyor

Türkİye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Din-Bir-Sen) Genel Başkanı Lütfi Şenocak, cemaatlerin yaptıkları hizmetlerin takdir ve teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Milleti ayakta tutan cemaatlerdir” dedi. Sendikanın Genel İdarî ve Malî Sekreteri Mehmet Çelik’le birlikte gazetemizin Ankara Bürosunu ziyaret eden Lütfi Şenocak, temsilcimiz Mehmet Kara’yla görüştü. Görüşmede Mescid-i Aksa ile ilgili başlattıkları eylem hakkında bilgi veren Şenocak, İsrail’in insanlığın gözü önünde Mescid-i Aksa’ya saldırdığını ve Filistinli Müslümanlara eziyet ettiğini belirterek, “İsrail, vicdanında insanlık onuru taşıyan tüm dünya milletleri tarafından yalnız bırakılmalıdır. Dünya insanlık hukuku artık İsrail için de işlemelidir. Din görevlileri olarak, bizler adına orada insanlığın onurunu ve kutsallarımızı koruyan direnişçi kardeşlerimizin, zulmü bertaraf etmede güç ve galibiyet sahibi olmaları için herkesi duaya çağırıyoruz” dedi.

Camilerin medeniyet merkezi haline getirilmesi gerektiğini de ifade eden Şenocak, çocuklar ve gençlerin camilere çekilmesi için her camide “şefkat kutuları” kurulması gerektiğini söyledi.

Yaz Kur’ân kurslarına 28 Şubat’ta getirilen 12 yaş sınırlamasının kaldırılması için çalışmalar yapıldığını, hiç değilse bunun önümüzdeki yaz dönemine yetiştirilmesinin gerektiğini söyleyen Şenocak, “Nasıl çocuklar baleye, spora gidebiliyorsa Kur’ân öğretmek için de camilere, yaz Kur’ân kurslarına gidebilmelidir” dedi. Yetkisiz kişilerin televizyonlarda dinî program yapmaması gerektiğini vurgulayan Şenocak, toplumda yaşanan manevî tahribatın önlenmesi gerektiğini, bunun için de din görevlilerine büyük görevler düştüğünü, hiç kimsenin bu konuda nemelâzımcı olamayacağını söyledi.

İlköğretim ve liselerde okutulan din dersi ve ahlâk bilgisi dersinin branşı olan ehil ve yetkili kişilerce verilmesinin gerektiğini söyleyen Şenocak, eğer derslere girecek yeteri kadar branş öğretmeni yoksa Millî Eğitim Bakanlığının Diyanet İşleri Başkanlığı ile protokol yapıp, ilâhiyat mezunu din görevlilerinin derslere girmesinin sağlanmasını istedi. Sendika olarak cemaate ve imamlara yönelik seminerler düzenlediklerini de söyleyen Şenocak, din görevlilerine yönelik Arapça kursları düzenleyeceklerini, bu çalışmalardaki amaçlarının ise din görevlileri ile toplumu bütünleştirmek olduğunu sözlerine ekledi.

FATİH KARAGÖZ

11.11.2009


 

Metrobüs yolunda kaza

İstanbul’da Cevizlibağ Merter istikametinde seyreden metrobüs, ‘takla atarak yoluna giren’ iki araca çarptıktan sonra E-5 karayoluna çıkarak başka bir araca çarptı.

Trafiği felç eden kazada metrobüsün deposu da patladı. E-5’de seyreden iki araç takla atarak metrobüs yoluna girdi. Bu esnada Avcılar istikametine giden metrobüs şoförü de iki araca çarpmamak için direksiyonu kırarak bariyerleri aştı ve E-5 yoluna girdi. Yolundan çıkan metrobüs E-5 Karayolunda başka bir araca çarptı. İlk bilgilere göre kazada ölen ya da yaralanan olmazken, yol yaklaşık 20 dakika trafiğe kapalı kaldı. İETT, İtfaiye ve Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü çekicileri kazaya müdahale ederek yolu trafiğe açtı.

11.11.2009


 

Bayram için otobüs bileti telâşı başladı

Türkİye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) 9. Bölge Başkanı Ramazan Ilgan, Kurban Bayramında seyahat etmeyi planlayanların, otobüs biletlerinin yüzde 70’ini şimdiden satın aldığını söyledi.

Ilgan, yaptığı açıklamada, otobüs firmalarının 26 Kasım ve 30 Kasım tarihleri arasındaki bayram biletlerini satışa çıkarmaya başlamalarının ardından otogarlarda yoğunluk yaşanmaya başladığını söyledi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyükşehirlerde yaşayan ve bayram tatilini memleketlerinde geçirmek isteyenlerin otobüs firmalarına başvurarak bilet talebinde bulunduklarını belirten Ilgan, ‘’Başvuruların yoğunluğu nedeniyle bayram biletlerinin yüzde 70’i şimdiden satıldı’’ dedi. Ilgan, vatandaşlardan, biletlerini herhangi bir sıkıntı yaşamamaları için gidiş-dönüş olarak almalarını tavsiye etti.

11.11.2009


 

Özürlülerin sorunları kongrede konuşulacak

BaşbakanlIk İnsan Hakları Başkanlığı ve Özürlüler Vakfı ortaklaşa Özürlüler Kongre düzenliyor. 11-12 Aralık 2009 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek kongre’ye 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve Eyüp Belediyesi de destek veriyor.

Özürlüler Vakfı internet sitesinde kongreye ilişkin yapılan duyuruda, kongrenin hedefleri ise, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda yapılan ve yapılacak tüm çalışmaların “yeniden yapılanma” ve “zihinsel dönüşüm”e katkı sağlanması olarak belirlendi.

11.11.2009


 

MEB 2010 yılında 30 sınav yapacak

Sevİye Belirleme Sınavı (SBS), ilköğretim 6. sınıflar için 12 Haziran’da, 7. sınıflar için 6 Haziran’da, 8. sınıflar için ise 5 Haziran’da yapılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sınav takvimine göre, 2010 yılında 30 sınav yapılacak. İlköğretim 5. sınıf ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrencilerin katıldığı Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (PYBS) 2 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleştirilecek. MEB, bu sınavların dışında, Açık İlköğretim, Açık Lise ve motorlu taşıt sürücü adaylarının sınavlarını da gerçekleştiriyor.

11.11.2009


 

KIZILIRMAK’I dünya tanıyacak

TÜRKİYE’NİN önemli sulak alanlarından Kızılırmak Deltası’nın dünyaya tanıtılması ve yaban hayatın korunması amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘’Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Projesi’’ kapsamında deltanın internet üzerinden izlenebilmesi için çalışmaların sürdürüldüğü bildirildi.

Çevre ve Orman İl Müdür Vekili Ömer Albayrak, aptığı açıklamada, 56 bin hektar genişliğindeki Kızılırmak Deltası’ndaki yaban hayatının korunması, kuş varlığının araştırılması ve tanıtılması amacıyla hazırlanan proje kapsamında deltanın 5 kamerayla 24 saat kesintisiz gözlendiğini söyledi. Proje kapsamında yapılan ziyaretçi merkezi, kuş gözetleme kuleleri, yönetim merkezi ile deltaya yerleştirilen kameralar ile bölgenin düzenli olarak izlendiğini belirten Albayrak, sistem üzerinden isteyenlerin de deltayı gözlemleyebileceklerini ifade etti.

Kızılırmak Deltası’nı internet üzerinde izlemek isteyenler için çalışmaların sürdüğünü anlatan Albayrak, şu bilgileri verdi:’’Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘’Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Projesi’’ kapsamında deltanın 50 bin dönümlük alanı internet üzerinden izlenebilecek. Sistem şu anda koruma amaçlı kullanılıyor. Yakın bir gelecek de tanıtım amaçlı olarak internet üzerinden deltayı tüm dünyaya açacağız.’’

Gece görüş sistemine sahip olan kameralarla belirli dönemlerde sadece bilgilendirme ve tanıtım amaçlı olarak bir internet erişim sisteminden link verdiklerini de belirten Albayrak, ‘’Bu şu an için kısıtlı bir hizmet. Şifresi olan izleyebiliyor’’ dedi. Halen internet ağını güçlendirme çalışmaların sürdürüldüğünü, çalışmanın tamamlanması halinde deltayı dünyanın her tarafından internet üzerinden izleme imkanı sağlanacağını ifade eden Albayrak, ‘’Yakın bir zamanda bütün dünya izleyebilecek’’ diye konuştu. Şimdilik sistemi daha çok deltanın güvenliğinin sağlanması, kaçak avcılığın önlenmesi ile deltadaki yaşam hareketlerinin izlenmesi için kullandıklarını da anlatan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Şimdilik yaban hayatın korunması için 24 saat deltayı izliyoruz. Ancak, Kızılırmak Deltası’nı internet üzerinde izlemek isteyenler de ‘’samsun-çevre orman gov.tr’’ adresine girerek buradan panoromik olarak delta görüntülerini izleyebilirler. Fakat bu görüntüler canlı olmayıp daha önce kaydedilen görüntüler.’’

11.11.2009


 

Başkan görevine iade ediliyor

ALDIĞI 2 yıl 6 ay hapis cezası nedeniyle görevden el çektirilen Isparta Şarkîkaraağaç Belediye Başkanı Mevlüt Özdemir görevine yeninden iade ediliyor.

Yüksek Seçim Kurulu’nun isteği ve İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla görevden alınan Mevlüt Özdemir’in dosyası Yargıtay 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bozuldu. Dosya, tekrar görüşülmek üzere yerel mahkemeye iade edilecek.

Mevlüt Özdemir, Yargıtay’ın hakkında verilen kararı bozduğunu söyledi. Zamanın kendisini haklı çıkardığını ifade eden Özdemir, “Zaten görevim nedeniyle işlediğim bir suç değildi. Her ticaret erbabının başına gelebilecek türden olay yaşadım. Ancak, yeni deliller sonrasında Yargıtay 6. Ağır Ceza Mahkemesi kararı bozdu. Bu da suçsuz olduğumuz anlamına geliyor. İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulundum. Yakın bir zamanda görevime tekrar geri dönüyorum” diye konuştu. Mevlüt Özdemir’in İçişleri Bakanlığı tarafından yeniden göreve iade edilmesiyle ilgili işlemlerin önümüzdeki hafta içerisinde başlayacağı kaydedildi. YSK’nın 19 Ağustos’ta verdiği karara göre, 7 Haziran’da yapılan yenileme seçimlerinde Şarkîkaraağaç Belediye Başkanlığı’na seçilen Mevlüt Özdemir’in onanmış 2 yıl 6 ay hapis cezasının bulunduğu ve bu nedenle seçilme yeterliğini kaybettiği belirtilmişti

11.11.2009


 

Okullarda ‘beyaz bayrak’ denetimleri başlıyor

OKULLARDA temizlik ve hijyeni ilke alan “Beyaz Bayrak Projesi” bu eğitim ve öğretim yılında da devam ediyor.

Önceki yıllarda gönüllülük arz eden proje, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 567 sayılı genelgesindeki “Beyaz bayrak almak üzere müracaat etmeyen bütün okul ve kurumların beyaz bayrak alacak hale getirilmesi gerekiyor” ifadesiyle zorunlu hale geldi. Konuyla ilgili Bursa İl Sağlık Müdürlüğü bir açıklama yaptı. Bayrak alan okulların takip denetimleri ile yeni başvuracak okulların denetimlerinin daha da sıklaşacağının vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Okulların İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine başvurusu sağlanacak. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Toplum Sağlığı Merkezlerinden (TSM) görevlendirilen elemanlarca oluşan komisyonun okulları ‘Beyaz Bayrak Denetim Formu’na göre değerlendirmeleri gerekiyor. Eğitim-öğretim yılı sonunda beyaz bayrağı hak eden okulların başvuru formları ile denetim formları TSM’ler tarafından 3 nüsha halinde Sağlık Müdürlüğü’ne, burası da sertifikaların düzenlenmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı’na gönderecek. Gerçekleştirilecek törenle ödüllerin okullara takdim edilecek.”

11.11.2009


 

40 hastaya 1 hemşire düşüyor

FIRAT Üniversitesi Rektörü Fevzi Bingöl, Fırat Üniversitesi’nin sorunlarının konuşulduğu ve daha iyi nelerin yapılabileceği konusunun tartışıldığı bir sohbet toplantısı düzenledi.

Programa rektör yardımcıları ve basın mensupları katıldı. Kampus içerisindeki sosyal merkezde gerçekleştirilen toplantıda yoğun olarak üniversite hastanesinin sorunları ele alındı. Hastanelerinde acil olarak 100 hemşireye ihtiyaç duyduklarını kaydeden Rektör Bingöl, 40 hastaya 1 hemşirenin düştüğünü ve hemşirelerin hastalara bakmaktan çok danışmanlık görevi yapmaktan yakındıklarını ifade etti. Rektör Bingöl, şunları söyledi: ‘’Yeni hemşire alıyoruz, tecrübesiz, yeni mezun, 6 ayda yetişiyor. Sağlık Bakanlığı bir sınav açıyor, bizimkilerin hepsi gidiyor. Müteahhit çalışanları da dâhil. Tekrar yeni mezun alıyoruz. Acilen en az 100 tane hemşireye ihtiyacımız var. Bu, çok acil olan, yeterli olan değil. 40 memur kadrosu verildi, 23’ünü hemşire alalım dedik, 4-5 tane yine açık kaldı. Hemşire bulamıyoruz.’’

11.11.2009


 

Ziraat öğrencilerine karşılıksız burs

TARIM sektörünün öncü kuruluşlarından GÜBRETAŞ (Gübre Fabrikaları T.A.Ş.), 2007 yılında başlattığı ziraat fakültesi öğrencilerine karşılıksız olarak verilen burs desteğini artırarak devam ettiriyor.

Bu yıl GÜBRETAŞ’ın karşılıksız burs verdiği öğrenci sayısı 60’a ulaştı. GÜBRETAŞ Genel Müdürü Mehmet Koca, şunları söyledi: “GÜBRETAŞ olarak, tarım alanındaki öncülüğümüzü çiftçi çocuklarının eğitimine destek vererek de sürdürüyoruz. Bu amaçla 2007 yılından itibaren her ziraat fakültesinde ilk kez kayıt yaptıran birer öğrenciye karşılıksız burs vermeye başladık. İlk yıl 17 olan sayı, geçen yıl 20’ye, bu yıl da en son Bingöl Üniversitesi’ndeki Ziraat Fakültesi’nin açılmasıyla 23’e yükseldi. Böylece bu yıldan itibaren ziraat fakültelerinde okuyan ve burs ihtiyacı olan toplam 60 öğrenci, bizim verdiğimiz eğitim karşılıksız bursu desteğiyle eğitimlerine daha rahat şekilde devam edebiliyor. 6 Kasım’daki kuruluş yıldönümüyle 58. yılına giren GÜBRETAŞ, en büyükyatırımın Türkiye’nin gençlerine ve geleceğine yapılan yatırım olduğuna inanıyor.” Bu yıl burs tutarı aylık 175 TL olarak belirlendi.Eğitim bursunu almaya hak kazanan üniversite öğrencilerinin isimleri, GÜBRETAŞ’ın internet sayfasında (www.gubretas.com.tr) açıklandı.

11.11.2009


 

Zafer Havalimanı YİD modeliyle yapılacak

DEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal, Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Uşak’ın ihtiyacını karşılayacak Zafer Havalimanı için Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle bu yıl sonuna kadar ihale ilanına çıkmayı ve ihaleyi 2010’un ilk ayında tamamlayı hedeflediklerini bildirdi.

Birdal, yaptığı açıklamada, Ağrı, Balıkesir Körfez, Uşak ve Siirt hava meydanlarındaki pist uzatma ve genişletme işlerinin bu yıl sonuna kadar bitirilmesinin planlandığını söyledi. Bu hava meydanlarının 2010 başında hava trafiğine açılacağını ifade eden Birdal, şunları kaydetti:’’Havayolu şirketlerinin bünyesinde bu hava meydanlarındaki pistlere uygun küçük gövdeli uçak yok. Bu nedenle şirketler, buralara tarifeli sefer yapamıyor. Ancak bu kentlerde yolcu talebi var. Havayolu şirketleri bu pistlere uygun küçük gözdeli uçak temin ederlerse, bu hava meydanlarına tarifeli seferler yapılabilir. Tokat Hava Meydanı’nda da benzer bir durum yaşanıyor. Oradaki pist de kısa ve etrafında uçuşa engel manialar var. Ayrıca, Zonguldak Çaycuma Havaalanı ve Balıkesir Merkez Hava Meydanı’na uçuşlara açık olmasına rağmen yeterli yolcu talebi olmadığı için tarifeli uçuş yapılmıyor.’’

11.11.2009


 

Yetmişinden sonra evi oldu

ANTALYA’NIN Akseki ilçesi Hocaköy’de barakada yaşayan 70 yaşındaki kadına, Akseki Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca ev yaptırıldı.

Akseki Kaymakamlığı, 70 yaşındaki Fatma Yüksel’in, tuvaleti ve banyosu olmayan 15 metrekarelik barakada yaşadığını belirledi. Sağlıksız bir şekilde yaşayan yaşlı kadın için Barınma Yardımı Projesi çerçevesinde bir ev projesi hazırlanarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğüne gönderildi ve onaylandı. Hemen inşaatına başlanan ev, iki ay içinde 18 bin TL ödenekle tamamlandı ve Fatma Yüksel’e teslim edildi.

11.11.2009


 

Gürpınar’da 510 kilo kaçak et ele geçirildi

VAN’IN Gürpınar ilçesinde İran’dan getirilen 510 kilogram kaçak et ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, ilçenin Hamurkesen Köyü yakınlarında yol kontrolü yapan Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ş.P. ve F.K. yönetimindeki iki minibüsü durdurdu.

Yapılan aramada, minibüslerde koliler içerisinde İran’dan yurda kaçak yollarla getirildiği tespit edilen 510 kilogram et bulundu. Kaçak etlerin İlçe Tarım Müdürlüğüne teslim edildiği, iki sürücünün ise gözaltına alındığı bildirildi.

11.11.2009


 

Konya'da’da, sokak polisleri işbaşında

KONYA Emniyet Müdürlüğü, hırsızlık, dolandırıcılık gibi asayiş olaylarının önlenmesi için üniversite mezunu 30 kişiden oluşan sivil ‘’Güven Timi’’ kurdu.

Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde yaklaşık 2 ay önce 30 kişiden oluşan bir Güven Timi oluşturuldu. Kentin kalabalık 15 bölgesinde görev yapacak ekiplerin özenle seçildiğini belirten yetkililer, ‘’Timde üniversite mezunu 30 genç polis bulunuyor. Bunların hızlı ve atik olmalarına dikkat ettik. İstekli olan personelin, fiziğine, genç olup olmadığına ve düzgün iletişim kurmalarına baktık. Daha sonra timde bulunan üniversite mezunu 30 kişiye terör, kaçakçılık, hırsızlık ve dolandırıcılık ve benzeri olaylarla ilgili bilgilendirme yapıldı’’ diye konuştu. Sokak polislerinin bazılarının vatandaşlarla birebir diyaloğa geçtiğini anlatan yetkililer, şunları söyledi:’’Ekiplerimize güvenen esnaf ve vatandaşlar olaya müdahale etmemizi kolaylaştırıyor. Vatandaşla polis arasında iyi bir iletişim kuruldu. Esnaf, her konuda ekiplerimiz tarafından bilgilendiriliyor. Özellikle de dolandırıcılık, hırsızlık, karşılıksız çek ve senet konusunda uyarılarda bulunuluyor. Bu konuda memnuniyetini dile getiren vatandaşlar bizlere ulaşıyor.’’Yetkililerin verdiği bilgiye göre Güven Timi’ndeki bazı polislerin dikkat çekmemek için, kamufle olabilecekleri meslek gruplarının arasına karışyor. Güven timinin çalışmaları sayesinde iki ayda birçok şüpheli yakalandı, bazı olaylar da aydınlatıldı.

11.11.2009


 

Güneş topla benİm İçİn

Her ne kadar bilim-kurgu projesi gibi düşünülse de, Japonya 2030’a kadar uzayda güneş enerjisi toplamaya ve bunu lazer ışını veya mikrodalga kullanarak Dünya’ya “zaplamaya” kararlı görünüyor.

Bu amaçla endüstri şirketlerini ve bilim adamlarını bir araya toplayarak milyarlarca dolarlık temiz enerji kaynağını gelecekte hayata geçirmek isteyen Japon hükümeti, Uzay Güneş Enerjisi Sistemi projesi çerçevesinde, Dünya’nın atmosferinin dışındaki yörüngeye yerleştirilecek birkaç kilometrekare büyüklüğündeki bir fotovoltaik çanak sayesinde güneş ışınlarını toplamayı planlıyor. Uzayda dünyadakinden en az 5 kat daha güçlü güneş enerjisi, güneş hücrelerinde toplandıktan sonra, yeryüzüne lazer kümeleri veya mikrodalga halinde ışınlanacak. Dünyaya gönderilen bu enerji de, deniz veya barajlara yerleştirilecek dev parabolik antenler tarafından toplanacak.

Japon bilim adamları, orta ölçekli bir nükleer santralin ürettiğine eşit bir gigavat gücünde bir sistemin, şu anda Japonya’daki elektrik üretim maliyetinden 6 kat ucuz olan bir kilovat elektriği 8 sente üretmesini hedefliyor. Japon uzay ajansı Jaxa’nın 1998’den beri 130 bilim adamıyla yürüttüğü projenin hayata geçirilmesi amacıyla Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ile Bilim Bakanlığı, geçen ay bir adım daha adım atarak, aralarında Mitsubishi Electric, NEC, Fujitsu ve Sharp şirketlerinin de bulunduğu, yüksek teknoloji üreten bazı firmaları projeye dahil etti. Jaxa, projenin bir sonraki adımında, 2020 civarında 10 megavat kapasiteli bir fotovoltaik sistemi uzaya göndererek test etmeyi, ardından da 250 megavatlık bir prototipi göndermeyi planlıyor.

2012 TELLÂLLARINA İNANMAYIN

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 2012’de “kıyametin kopacağını” iddia edenlere karşı toplumu bilgilendirme kampanyası başlattı. NASA’nın internet sitesinde başlatılan kampanyayla, bu tür felaket açıklamaları ve beklentilerinin asılsız olduğuna işaret edildi. Amerikan sinemasının da sonunda el atarak çektiği “2012”de, kışın peş peşe gelen tabiî afetlerle insanlığının sonunun geleceği anlatılıyor. Sözde kehanete göre, 21 aralık 2012’de Güneş sistemindeki gezegenler de aynı hizaya dizilerek felâketlerin tetikleyicisi olacak. Nice internet sitesini istila eden bu tür kehanetlerin, Sümerlilerin bulduğu iddia olunan “Nibiru” veya “Gezegen x”in Dünya’ya çarpacağı söylentisine dayandığına işaret eden NASA, “Nibiru” gezegeninin “tamamen hayal mahsulü” olduğu açıklamasını yaptı. Sitede, “Dünyada bugün hiçbir ciddi bilimadamı, 2012 aralığında Dünya’yı tehlikenin beklediğini söylemiyor” ifadesi kullanıldı. Bazı felâket “tellâlları”, Dünya’ya bir gezegenin çarpacağı tarihi 2003 olarak vermişti. Sonra çarpışma tarihi 21 aralık 2012’ye ertelendi. Bu da, Maya takviminde bir dönemin sonu olarak tanımlanıyor. Bazı internet siteleri ise NASA’yı “Nibiru” gezegeninin varlığını gizlemekle suçluyor.

11.11.2009


 

Dünyanın ilk yeşil şehri inşa ediliyor

Dünyada bir ilk olması planlanan ve ‘sıfır karbon’ üretecek Masdar şehrinde en az 1 megavatlık konsantre fotovolt (CPV) inşası için açılan iki ihalenin sahibini bulduğu bildirildi.

Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi The National’da yer alan habere göre BAE’nin başşehri Abu Dabi hükümetine ait Masdar’ın masraflı fakat çok etkili güneş teknolojisinin kullanımını sağlayacak projelere onay verdiği öğrenildi. İhaleyi kazandıklarını açıklayan Kaliforniya merkezli Energy Innovations adlı CPV üretici firmanın yönetim kurulu başkanı Joe Budano, CPV’nin geleneksel PV teknolojisine kıyasla büyük avantajlar sağladığını bunun ve yoğun güneş alan bölgelerde güneş enerjisinin geleceği olacağını söyledi. Şirket ihalenin büyüklüğü ya da değeri hakkında detaylı bilgi vermedi. Masdar’ın şehrin enerji ihtiyacını karşılamak için farklı güneş teknolojilerini test ettiği ve 2020 yılına kadar Abu Dabi’nin elektriğinin yüzde 7’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedeflediği öğrenildi. Uzmanlar, CPV teknolojisinin fotovolt denilen güneş panelleri ile ayna, lens ve motorları birleştirdiğini, böylece güneş ışınlarının yoğunlaştırdığını ve panellerin etkisini ikiye katladığını belirtti. Bu teknolojinin PV teknolojisine göre açık şekilde daha pahalı olduğu fakat CPV’nin daha az yer kapladığı ve sıcak iklimlerde daha iyi çalıştığı kaydedildi. Geleneksel güneş panellerinin gücünde sıcak çöl ortamında yüzde 15 - 20 arası bir azalma olduğu fakat ısıya dayanıklı konsantre panellerde ancak yüzde 5’lik kayıp görüldüğü bildirildi. Geçtiğimiz ay da Alman CPV üreticisi Concentrix Solar, Masdar şehrinde 100 kilovatlık bir sistem kurmak için açılan ihaleyi kazandığını açıklamıştı.

11.11.2009


 

Çarpıştırıcı yeniden aktif

YüzyIlIn en büyük deneyi olarak kabul edilen Büyük Patlama ortamının yaratılacağı Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ), geçen hafta bir kuşun düşürdüğü ekmek parçası yüzünden devre dışı kalmasının ardından yeniden çalıştırıldı.

Deneyi yürüten Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinden (ANAM) yapılan açıklamada, geçen salı kuşun düşürdüğü ekmek parçası veya kırıntılarının BHÇ’de “küçük” bir ısınmaya yol açan bir kısa devreye sebep olduğu belirtilerek, bunun üzerine sistemin kendini kapattığı kaydedildi. Bu ekmek kırıntılarının yol açtığı kısa devre sebebiyle makinenin mutlak sıfırdan (eksi 273,15 santigrat derece) eksi 268’e yükseldiği bildirilen açıklamada, birkaç saat sonra her şeyin normale döndüğü ve BHÇ’nin 5 Kasım gecesi yeniden normal faaliyetine döndüğü ifade edildi.

11.11.2009


 

Müslüman olan Romanyalı şair Türkçe hayranı

Kendİ isteğiyle 17 yıl önce Müslüman olan Romanyalı Lidia Cherieliuc, şiir kitabı ‘Aşkın Gizil Sureti’ni çıkardı. İslâmiyet’i seçtikten sonra çok mutlu olduğunu söyleyen Lidia, “İslâmiyet’i seçmem benim hayatımda bir dönüm noktasıydı.” dedi.

İslâmiyet’e çok alıştığını ifade eden Lidia, “Artık İslâmiyet’in yaşanmadığı bir ülkede rahat edemiyorum, çocuklarımı da İslâmiyet’i öğretip ona göre yetiştirmeye çalışıyorum.” diye konuştu. Türkçe’yi tamamen kendi çabalarıyla öğrendiğini anlatan Lidia, “Türkçe çok zevkli bir dil bu dili öğrenmek için hiçbir kursa gitmedim ve zamanla halk arasında konuşulan dille edebi dil arasındaki farkı keşfettim ve şiirlerimi bu disipline göre yazmaya başladım.” şeklinde konuştu. İlk kitabı Güller de Ağlar’dan sonraki şiir kitabında daha çok aşk şiirleri işlediğini ifade eden Lidia, “Kitabımın isminden de anlaşılacağı gibi kitabımda aşk, sevgi üzerine yoğunlaştım. Çevremdeki birçok insan Türkçe’yi kullanarak kitap yazmamı olumlu ve başarılı buldu. Bu beni çok sevindirdi.” dedi. Türkiye’de birçok usta şairin şiirlerini okuduğunu kaydeden Lidia, “Türk şairler şiir alanında çok başarılılar. Şiirlerini okuyorum. Etkilendiklerim oluyor. Kitabımda az ve öz şiir yazmak istedim çünkü Türkçe değerli bir dil” görüşünü savundu.

11.11.2009


 

Şirketler artık yazılım kiralıyor

YazIlIm satın almak yerine kullanıcı başına daha az ücret ödeyerek yazılıma internet üzerinden ulaşan, bir anlamda kiralayan şirket sayısı artarken, bu yazılımlara yönelik yatırım rakamı da yıl sonunda 7,5 milyar dolara ulaşacak.

Gartner araştırma şirketinin verilerinden derlenen bilgilere göre, geçtiğimiz yıl 6,4 milyar dolar olan SaaS (Servis olarak sunulan Yazılım/Software as a Service) alanına yönelik dünya çapındaki yatırımlar, bu yıl sonu itibarıyla yüzde 17,7 artarak 7,5 milyar dolara ulaşacak. Rapora göre 2013 yılına gelindiğinde ise bu rakam 14 milyar dolara yükselecek. ‘’Servis olarak sunulan Yazılım’’ (Software as a Service - SaaS), web-tabanlı bir yazılımın, merkezi olarak barındırılması ve işletilmesi ile internet üzerinden kullanıcılara sunulmasına dayanan bir yazılım aplikasyon dağıtım modeli. Kullanıcı tarafından bilgisayarlara veya sunuculara kurulan geleneksel paket uygulamaların aksine SaaS satıcısı bir yazılıma sahiptir ve bu yazılımı bilgisayarlarda kendi veri merkezlerinde çalıştırır. Müşteri, yazılıma sahip değildir ama genellikle aylık bir ücret karşılığı bunu etkili bir şekilde kiralar.

11.11.2009


 

Çin’de kahverengi panda bulundu

Çİn’İn kuzeybatısında eşine nadir rastlanan kahverengi panda yavrusu bulundu.

CCTV’nin (Çin Merkez Televizyonu) haberine göre, normal panda türlerinin aksine, kahverengi kürkü olan iki aylık bir panda yavrusu bulundu. Şaanşi eyaletindeki Foping Panda Rezervi’nde bulunan yavrunun henüz gözlerinin açılmadığı ve yürüyemediği bildirildi. Rezerv görevlilerinden Liang Çihui, yavrunun annesinin normal bir panda olduğunu belirterek, yeni bulunan kahverengi pandanın, Çin’de bulunan beşinci kahverengi panda olduğunu kaydetti. Normal türdeki pandaların nasıl kahverengi kürklü panda dünyaya getirdiklerini açıklayamayan bilim adamları, Çin’de bulunan “Dandan” adlı ilk kahverengi kürklü pandanın 1985 yılında, yine Foping Panda Rezervi’nde bulunduğunu belirtti. “Dandan”ı bulduklarında hasta olduğunu söyleyen yetkililer, “Dandan”ın da kahverengi kürklü olmayan normal türde üç panda doğurduğunu söyledi. Çin’in dev pandaları, dünyada en çok soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvan türlerinden biridir. Pandalar bugüne kadar 50 doğal rezerv kurularak korumaya alındı.

11.11.2009


 

Mars’ın keşfi için güçbirliği

Amerİkan ve Avrupa uzay ajansları NASA ile ESA, Mars’ın keşfi ve Kızıl Gezegen’e gönderilecek uzay araçları için güç birliği yapmak üzere anlaşma imzaladı.

Avrupa liderliğinde 2016’da Mars’a gönderilecek yörünge aracıyla başlayacak ve 2018’de gönderilecek robotlarla devam edecek işbirliğinin en büyük amacı, Mars’tan Dünya’ya kaya ve toprak numuneleri getirmek olacak. ESA üyesi ülkeler, Kızıl Gezegen’e yönelik uzay çalışmaları için 850 milyon avro kaynak ayırmıştı.

11.11.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.