07 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

50 yıl at sırtında gezen Evliya Çelebi UNESCO takviminde

DÜNYANIN çeşitli bölgelerini 17’inci yüzyılda yarım asır at sırtında gezerek dünya tarihinin en önemli gezi eserlerinden Seyahatname’yi yazan ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin doğumunun 400’üncü yılı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından anma yılı takvimine alındı. Anma faaliyetleri gelecek yıl yapılacak.

Evliya Çelebi, 1611 yılında İstanbul Unkapanı’nda doğdu. Kültür ve Turizm Bakanlığının resmî internet sitesinde yer verilen bu bilgiye karşı bazı kaynaklarda onun, Kütahya’nın günümüzde Saray Mahallesi diye bilinen Zeryen Mahallesi’nde doğduğundan bahsediliyor.

Evliya Çelebi’nin ailesi, İstanbul’un fethinden sonra Kütahya’dan buraya gelip Unkapanı yöresine yerleşti. İlköğrenimini özel olarak gördükten sonra bir süre medresede okudu, babasından tezhip, hat ve nakış öğrendi, musikîyle ilgilendi. Kur’ân’ı ezberleyerek hafız oldu. Enderun’a alındı, dayısı Melek Ahmed Paşa’nın aracılığıyla Sultan 4. Murad’ın hizmetine girdi.

‘’SEYAHAT YA RESULALLAH...’’

Evliya Çelebi’nin geziye karşı duyduğu ilgi, çocukken babası ve yakınlarından dinlediği öykü, söylence ve masallardan kaynaklanıyor. Seyahatname’de geziye duyduğu ilgiyi anlatırken, 1630’da bir gece rüyasında Hazreti Muhammed’i gördüğünü, ‘’Şefaat ya Resulallah’’ diyeceğine şaşırıp ‘’Seyahat ya Resulallah’’ dediğini, bunun üzerine ona gönlünce gezme, uzak ülkeleri görme imkânı verildiğini ifade etti. Bu rüya üzerine 1635’te önce İstanbul’un bütün yörelerini dolaşmaya, gördüklerini, duyduklarını yazmaya başladı. Mısır’dan dönerken ya da İstanbul’da 1682’de öldüğü sanılan Evliya Çelebi’nin kabrine ait herhangi bir bilgiye tarihî kaynaklarda yer verilmezken, kabrinin kayıp olduğu belirtiliyor.

50 YILLIK GEZİSİNİ 10 CİLTLİK

SEYAHATNAME’DE TOPLADI

Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, gezdiği ülkelerin yeme içme alışkanlıkları, ekonomisi, giyim şekli, coğrafi durumu, dili, gelenek ve görenekleri hakkında ilginç bilgiler verdi. Gördüklerini ve gözlemlerini bu eserinde tarih ve yer belirterek yazdı. Gerçekçi bir gözle izlediği olayları yalın ve duru, zaman zaman fantastik bir anlatımla halkın anlayacağı şekilde yazdı, halkın anlayacağı deyimleri fazlaca kullandı. Ünlü seyyahın 10 ciltlik Seyahatname’si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler içeriyor. Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı bakımından önemli bir yere sahip olan Seyahatname’de, Anadolu’nun yanı sıra Kuzey Afrika, İran, Kafkaslar, Orta ve Kuzey Avrupa’dan bahsediliyor.

HAC YOLCULUĞU

TARİHÇİLERE

İLHAM KAYNAĞI OLDU

Evliya Çelebi’nin 339 yıl önce hac ibadetini gerçekleştirmek üzere çıktığı yolculuk, Kanada, ABD ve İngiltere’den tarihçilere ilham kaynağı oldu. İskoçya’da bulunan Edinburg Üniversitesi öğretim üyesi ve Türk tarihi araştırmacısı Dr. Caroline Finkel, Seyahatname ile ilgili çalışmaları sırasında tanıştığı araştırmacılarla 21 Eylül 2009’da Yalova’nın Hersek Köyünden uzun bir yolculuğa başladı. Ünlü seyyahın 1671’de hacca gitmek için Yalova’dan başladığı yolculuğunda izlediği güzergâhın ilk bölümünü atla geçen Dr. Finkel ile Edinburg Üniversitesinden Gerald MacLean, Exerter Üniversitesinden Prof. Dr. Donna Lanry, Kent Üniversitesinden Susan Wirth ve New York Der Spigel’de görevli Therese Tardif, seyahat sırasında bazı yerleşim birimlerinde mola vererek Türk kültürüyle ilgili bilgiler edinip belgesel program için çekim yaptı. Marmara ve Ege bölgelerinde 40 günlük yolculukları süresince çadırlarda konaklayan ve Küresel Konumlama Sistemi (GPS) cihazından yararlanan grup, gelecek yıl Seyahatname’ye ışık tutacak bir kitap ve belgesel ortaya çıkarmak için hazırlıklarını sürdürüyor.

UNESCO, ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin 400’üncü doğum yılına rastlayan 2011’i, geçen yıl ekim ayında UNESCO ile ilişkilendirilen anma yıl dönümleri kapsamına dahil etti. Kütahya / aa

07.07.2010


 

Hoca, bu sefer göle kendisini mayaladı

AKŞEHİR Gölü’ne yıllardır çeşitli amaçlarla çalınan mayaların tutmadığını gören temsili Nasrettin Hoca, dünya barışı niyetine göle kendisini mayaladı.

Dünyaca ünlü düşünce ve mizah insanı Nasrettin Hoca anısına düzenlenen Nasrettin Hoca Şenliklerine, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de katıldı. Bu sene 51.’si düzenlenen Ulusulararası Nasrettin Hoca Şenlikleri’ne katılan TBMM Başkanı Şahin, askerî helikopterle geldiği Akşehir’de, Konya milletvekilleri Orhan Erdem, Faruk Bal, Ayşe Türkmenoğlu, Mustafa Kabakçı, Akşehir Belediye Başkanı Mustafa Baloğlu ve diğer yetkililer tarafından karşılandı.

Şahin ve beraberindekiler, daha sonra Nasrettin Hoca’nın medfun bulunduğu ilçe mezarlığına gitti. Nasrettin Hoca’nın Türbesinin önüne gelen heyet, burada Hoca’yı mezarından kalkmaya çağırdı. Kurtlar Vadisi dizisinde Ömer Baba’yı oynayan tiyatrocu Emin Olcay’ın canlandırdığı temsili Nasrettin Hoca, çağrılar üzerine mezarından kalkarak, “Şu an dünyanın ortasındayım, şükür kavuşturana. Dünyanın merkezi insandır. Ben de insan olarak dünyanın merkeziyim. İnanmayan varsa gelsin ölçsün” dedi.

Nesrettin Hoca’nın sözleri üzerine düşünceleri sorulan TBMM Başkanı Şahin, törenlerden çok etkilenip heyecanlandığını dile getirdi. Nasrettin Hoca’ya atıfta bulunan Şahin, “Dünyanın merkezinin insan olduğu mesajı muhatapları tarafından alındı. Kendisine teşekkür ediyor, ellerinden öpüyorum” diye konuştu.

Mezarlıktan sonra, eşeğine ters binen Nasrettin Hoca’yla birlikte hareket eden kafile, her yıl gidilen Akşehir Gölü kıyısından farklı bir yere, Akşehir’in içinden geçen ve gölü besleyen derenin kenarına gitti. Dere üzerinde oluşturulan platforma çıkan Nasrettin Hoca ve beraberindekiler, Hoca’nın suya maya niyetine yoğurt dökmesini beklerken, temsili Nasrettin Hoca herkesi şaşırtan bir şey yaptı: “Ben burada yıllardır değişik amaçlarla göle maya çaldım. Maalesef çoğu tutmadı. Demek ki mayayı göle değil gönüllere çalmak gerekiyormuş. Şimdi bugün, burada dünya barışı için kendimize maya çalıyorum” dedi ve ‘ya tutarsa’ diye bağırarak, kendisini derenin sularına bıraktı. Açılışa katılanların şaşkın bakışları altında suda bir süre yüzen temsili Nasrettin Hoca, daha sonra görevlilerin yardımıyla sudan çıktı. Heyet, dere kenarındaki programın ardından, Akşehir Kültür Merkezi’nde yapılacak Nasrettin Hoca konulu konferansa katıldı. 5 gün sürecek Uluslararası Nasrettin Hoca Şenlikleri konferans, seminer, konser, sergi ve değişik yarışmalarla devam edecek.

07.07.2010


 

Kızılcahamam’da ilk jeopark için geri sayım

TÜRKİYE’NİN ilk Jeopark Projesi olma özelliğini taşıyan ‘Kızılcahamam-Çamlıdere Jeopark ve Jeoturizm Projesi’ için geri sayım başladı.

23 milyon yıl öncesinden bugüne kadar gelen jeolojik oluşumların yer aldığı 23 istasyondan oluşacak ‘Kızılcahamam-Çamlıdere Jeopark ve Jeoturizm Projesi’nin 5 istasyonu (bazalt sütunları) 16 Temmuz 2010’da Kızılcahamam Festivali faaliyetleri çerçevesinde açılacak. Kızılcahamam, dünya üzerinde şu ana kadar sadece Çin’de Pekin, Malezya’da Langkawi, Almanya’da Osnabrück, İngiltere’de Belfast ve Fransa’da Saint Benoit’da bulunan Jeoparklar arasında Türkiye’nin adını yazdırmaya hazırlanıyor. Sadece Türkiye’nin değil dünya tarihine de dev bir adım olarak nitelendirilen proje ev sahipliği yapmaya hazırlanan Kızılcahamam Belediye Başkanı Coşkun Ünal, “Projenin hakettiği değere ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz. Herkesi Jeopark bazaltlarının açılışına ve Kızılcahamam Festivali etkinliklerine dâvet ediyorum” şeklinde konuştu. İlk hedef olarak 5 jenosit alanının açılması beklenen projede yer alan her istasyon yaklaşık olarak 2 kilometrekarelik alanı kapsıyor. Projenin yaklaşık olarak 1 milyon dolara mal olacağı tahmin ediliyor.

07.07.2010


 

Otantik bir pilavcı: Beyaz Pilav

ŞİRİNEVLER Mahmutbey caddesinde yer alan Beyaz Pilav Evi, Tosya-Osmancık pirinciyle hünerli ustaların ellerini hijyenik mutfakta birleştiriyor.

Özenle seçilen Türk pirincinden yapılan pilav, eklenen özel yağ harmanı ile adeta hayat buluyor. Pilavla birlikte içilen katkısız hazırlanmış Susurluk ayranı uyumlu bir ikili oluşturmuş. Pilav evinin iç mekânı ise insana huzur ve rahatlık verecek şekilde otantik olarak dekore edilmiş. Mekânda yer alan siyah-beyaz İstanbul manzarası tablolar insanı adeta geçmiş günlere götürüyor.

07.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.