16 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

“Kadir Özbek de değişmelerini istemişti”

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK’nın “Balyoz Planı” dâvâsına bakacak olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ile “Hrant Dink cinayeti dâvâsı”na bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını başka görevlere atamasına ilişkin olarak, “Önceki HSYK Başkan Vekilimiz Sayın Kadir Özbek de bu iki başkanın değiştirilmesi konusunda görüş bildirmişti daha önce. Ancak kararname tamamlanamadığı için gerçekleşmemişti” dedi.

Ergin: Özbek de iki başkanın yerlerinin

değişmesini istemişti

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) ‘’Balyoz Planı’’ dâvâsına bakacak olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt ile ‘’Hrant Dink cinayeti davası’’nın görüldüğü 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın başka görevlere atamasına ilişkin, ‘’Kurula katılan bütün üyelerde, bu iki başkanın mevcut mahkemelerindeki görevlerinden başka yere atanması konusunda görüş birliği oluşmuştur. Altını çizmek istediğim şey, kurula katılan bütün üyelerin bu mahkeme başkanlarının mevcut görevlerine devam etmesinin sakıncalı olacağı, başka yerde görevlendirilmeleri konusundaki görüş birliğidir’’ dedi. Bakan Ergin, katıldığı Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk-Hırvat İş Konseyi toplantısı çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. İşlemin 1 yıldır devam eden bir soruşturma sonucunda gerçekleştirildiğini dile getiren Ergin, konunun bir önceki HSYK döneminde de kurulun gündemine geldiği iddialarının doğru olmadığını söyledi. Teftiş kurulunun tedbir talebinde yeni bulunduğunu belirten Ergin, bir önceki HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in de iki mahkeme başkanının görev yerlerinin değişmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiğini ifade etti. Basın mensuplarının zamanlama ile ilgili sorusu üzerine Adalet Bakanı, “Muhtemelen soruşturmanın geldiği noktayı ve delilleri bilmediğiniz için bu soruyu soruyor olabilirsiniz. Ancak benim de başka bilgi vermem doğru olmaz” dedi. İstanbul/aa




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

16.12.2010


 

İBRAHİM FIRTINA, ÖZDEN ÖRNEK VE ÇETİN DOĞAN DA SANIK

'Balyoz Planı'' iddialarıyla ilgili olarak eski Hava Kuvvetleri Komutanı e. Org. İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı e. Ora. Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı e. Org. Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 196 tutuksuz sanığın 15 ile 20'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talebiyle yargılanacakları dâvâ bugün başlıyor. Geçtiğimiz günlerde Donanma karargâhında bulunan belgeler dâvâyı daha da dikkat çekici hale getirdi.

ÇETİN DOĞAN, BATI ÇALIŞMA GRUBUNU

TEKRAR KURDURMUŞ

Bu belgelerle ilgili olarak dünkü Sabah gazetesinde yayınlanan bir haberde, daha önce 28 Şubat sürecinde “irtica ile mücadele için” kurulmuş olan Batı Çalışma Grubunun, Çetin Doğan'ın emriyle 2003'te yeniden faaliyete geçirildiği ve bu konudaki talimatta, “BÇG rapor sistemi aktive edilerek, irtica raporları Deniz Kuvvetleri Komutanlığına gönderilecek” denildiği belirtiliyor.

Balyoz dâvâsı başlıyor

‘’Balyoz Planı’’ iddialarına ilişkin eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ve Albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 196 tutuksuz sanığın 15 ile 20’şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istemiyle yargılanmasına bugün başlanacak.

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Süleyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder tarafından hazırlanan 968 sayfalık iddianameyle 196 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, bugün İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılacak.

Mahkemenin tensip incelemesinde 102 sanık hakkında çıkardığı ‘’yakalama emri’’ uyarınca Afyonkarahisar’da gözaltına alınan Kurmay Albay Ahmet Şentürk’ün yüzüne karşı kararın okunması amacıyla bir celse yapıldığı için bugünkü duruşma, tutanağa 2. celse olarak yansıyacak. İddianamede, 196 sanık arasında Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller Abdullah Dalay, İhsan Balabanlı, Ali Semih Çetin, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, emekli Korgeneral Engin Alan ve Albay Dursun Çiçek ile Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ile İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alınan Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu da yer alıyor.

Aynı iddianamede, tüm tutuksuz sanıkların 15 ile 20 yıl arasında hapis cezası öngören ve ‘’Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs’’ suçunu düzenleyen eski TCK’nın 147 ve 61. maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteniyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

16.12.2010


 

ŞENER: ANLAŞILMAYA MUHTAÇ BİR DEĞİŞİKLİK

Türkıye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ‘’Balyoz Planı’’ davasına bakacak olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt ile ‘’Hrant Dink cinayeti davası’’nın görüldüğü 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın görev yerlerinin değiştirilmesini, ‘’sorgulanması gereken, anlaşılmaya muhtaç bir değişiklik’’ olarak değerlendirdi.

Şener, yazılı açıklamasında, hakimlerin görev yerleri değişikliği kararının, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca alındığını ancak hiçbir kurumun yaptığı tasarrufların kamuoyu denetimi dışında olamayacağını belirtti. Değişikliklerin sorgulanması gerektiğini ifade eden Şener, şöyle devam etti: ‘’Ortaya bazı soru işaretleri çıktığı zaman sorgulanır. Gerçekleri ve sebepleri sorulur, sorulması gerekir. Özellikle Balyoz dâvâsında, yüz binleri aşan sayfalardan oluşan bir dâvâda yapılan onca hazırlıktan sonra, bilgileri tasnif etmeye, belli bir kanaat görüş oluşturmaya çalışan mahkeme başkanının daha dâvâya bakmaya başlamadan yerinin değiştirilmiş olması, dâvâ sürecini uzatması sebebiyle, uzayan dâvâ sürecine bağlı olarak bazı kişi haklarıyla ilgili kayıpların ortaya çıkabileceğini de düşünecek olursak bazı sakıncaların var olabileceğini düşünebiliriz. Konuyu incelemek, gerçekleri bilmek lazım. İlk bakışta normal bir işlem gibi gözükmüyor."




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

16.12.2010


 

Gül: Kendimi tutuyorum

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, memleketi Kayseri’deki yolsuzluk iddialarıyla ilgili “Kendimi tutuyorum” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi. Gül, törende gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, Kayseri’deki rüşvet olaylarıyla ilgili konumu gereği yorum yapamayacağını söyledi. Memleketi Kayseri’yi en iyi kendisinin bildiğini belirten Abdullah Gül, “Şimdi konuşursam taraf olurum, kendimi tutuyorum” dedi. Gül, Meclis’te Kürtçe konuşulmasıyla ilgili olarak ise “550 milletvekili yemin etti, mevcut mevzuat parti kapatılması sebebi” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, BDP’li milletvekillerini “akıl ve sağduyuya davet ettiğini” ifade etti. Gül, ‘’Demokrasinin, özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir. Ben de Cumhurbaşkanı olarak bunların hamisi, bütün bu değerlerin koruyucusu ve öncüsü olmaya devam edeceğim’’ dedi.

Ankara/ Mehmet Kara

16.12.2010


 

Yolsuzlukla ilgili süreç hukuki zeminde işledi

İçışlerı Bakanı Beşir Atalay, Kayseri’de yaşandığı iddia edilen yolsuzlukla ilgili sürecin tamamen hukuki zeminde işlediğini ve Bakanlığın rutin işlemi olarak ele alındığını bildirdi.

Atalay, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binasında basın toplantısı düzenleyerek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Kayseri’deki yolsuzluk iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Atalay, Bakanlığa intikal eden konunun tamamen hukuki bir süreç içerisinde, Bakanlığın rutin işleri olarak ele alındığını belirterek, Bakanlık tarafından verilen idari ve Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen adli kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğunu bildirdi. Atalay, kararlardan memnun olmayanların yargı yoluna başvurabileceğini ifade etti.

16.12.2010


 

CHP, kurultaya hazırlanıyor

CHP’de cumartesi günü toplanacak 15. olağanüstü kurultay için hazırlıklar sürüyor.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 1 Aralık’taki Bursa gezisinde açıkladığı, olağanüstü kurultay için son hazırlıklar yapılıyor. Kurultay nedeniyle Söğütözü’nde bulunan CHP Genel Merkezi CHP bayraklarıyla donatılırken, genel merkeze üzerinde Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının bulunduğu ve ‘’Az kaldı şafak sökecek, halk iktidara gelecek’’, ‘’Artık yeter, bu düzen değişecek. Halk iktidara gelecek’’ yazılı afişler asıldı. Kurultay için siyasi parti liderlerine, sivil toplum kuruluşu ve yabancı misyon temsilcileri ile bazı sanatçılara davetiye gönderildi. Kurultaya yaklaşık 12 bin kişinin katılmasının beklendiği bildirildi. Kurultay'da parti seçiminden oluşuyor.PM seçimine ‘’blok’’ mu, yoksa ‘’çarşaf’’ liste ile mi gidileceği yönündeki tartışmalar ise sürüyor.

16.12.2010


 

Yasada amaç silâhsızlanma olmalı

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu, “Silâh Kanunu Tasarısında amacın, silâhlanmanın koşullarını belirlemek değil, silâhsızlanma olması gerektiğini” bildirdi.

Yasa silâhsızlanma getirmeli

Türkİye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu, ‘’Silâh Kanunu Tasarısında amacın, silahlanmanın koşullarını belirlemek değil, silâhsızlanma olması gerektiğini’’ bildirdi.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, TBMM Silâh Alt Komisyonunun 2009 yılının ağustos ayından bu yana Silâh Yasası Tasarısı’nı görüştüğü anlatıldı. Türkiye Psikiyatri Derneği dahil birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütünün bu tasarıya tepki gösterdiğinin anlatıldığı açıklamada, tasarıya yaptıkları eleştirilerin dikkate alınmasını istedikleri ifade edildi.

Basında yer alan haberlere göre, yasa tasarısında dikkati çeken yeni değişikliğin, yalnızca kapalı yerlerin yasak kapsamına alınması, bu yerlerin açık mekânlarının kapsam dışında bırakılması olduğunun belirtildiği açıklamada, ‘’Diğer bir deyişle düğün salonu lokanta gibi bahçeleri, balkonları yasak kapsamı dışına çıkarılmıştır. Özetle bu tasarı ‘maganda kurşunu’ atılmasını serbest bırakmıştır’’ görüşüne yer verildi. Tasarıyla, silâhlanmanın önüne geçen düzenlemelerin yapılması yerine silâhlanmayı daha da artıran, teşvik eden, meşruiyet kazandıran, şiddetin denetimsiz bir biçimde insan yaşamına kastedecek düzeyde yaygınlaşmasına zemin hazırlayan düzenlemeler yapıldığının iddia edildiği açıklamada, şöyle denildi:’’Bu son derece ürkütücü ve anlamlıdır. Temel işlevi ülke insanlarının güvenliğini sağlamak, toplumsal barışı güçlendirmek ve şiddetin olmadığı bir dünya yaratmak olan devletin ilgili kurumlarının şiddeti kolaylaştıran, meşrulaştıran düzenlemeleri yaşama geçirmesi, üzerinde ciddi biçimde tartışılması gereken önemli bir noktadır.’’

YAŞANAN SORUNLAR KONUŞARAK ÇÖZÜLMELİ

AçIklamada, şu görüşlere yer verildi: ‘’Biz ruh hekimleri, yeni nesillerin sorunları şiddetle değil, tartışarak, konuşarak, uzlaşarak ve hukuki yollarla çözmeyi öğrenmiş ve benimsemiş olmasını arzu etmekte ve meslek örgütü olarak bu yönde çaba göstermeye devam etmekteyiz. Acının, şiddetin ve ölümlerin ruh sağlığı ve toplumsal barış üzerine yıkıcı etkisini biliyoruz. Silâhlanmayı kolaylaştıran tüm yasal düzenlemelerden derhal vazgeçilmesini, silâhsızlanmaya yönelik çalışmaların hızla yaşama geçirilmesini istiyoruz. Ruh sağlığının geliştirilmesi, korunması ve ruhsal sorunların önlenmesi konusunda ilk sırada sorumluluk hisseden biz ruh hekimleri, toplumun bütününe ulaşan kampanyalarla silâhsızlanmanın özendirilmesini, konu ile ilgili büün yasal düzenlemelerin bu amaçlarla yeniden gözden geçirilmesini, toplumumuz ve topluluğumuz adına talep ediyoruz.’’

‘SİLÂHLANMA MERAK VE İSTEĞİ ARTIYOR’

BÜTüN yayın ve uyarılara karşın, toplumda silâhlanma merak ve isteğinin her geçen gün arttığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:’’Bu merak ve istek, bu yasal düzenlemelerle adeta teşvik edilmekte, insanların acıları ve ölümü üzerinden büyüyen yeni bir pazarın, ticari alanın geliştirilmesine çalışılmaktadır. Siyasi otorite Amerikan silâh şirketlerinin taleplerine boyun eğmiştir.’’ Türkiye Psikiyatri Derneği olarak, çeşitli taleplerin iletildiği açıklamada, ‘’Temel amaç ve strateji, bireysel sivil silâhlanmanın kontrol altına alınması değil, bireysel silâhlanmanın önlenmesi, eş deyişle bireysel silâhsızlanma olmalıdır’’ ifadesi kullanıldı.

MEDYADA ŞİDDET GÖRÜNTÜSÜ OLMASIN

Türkİye Psikiyatri Derneği şu telepleri dile getirdi:”Medya, şiddeti özendiren ve teşvik eden yayınlara izin vermemeli, bu konuda duyarlı ve sorumlu davranmalı, bireysel silahsızlanmayı öne çıkaran etkinliklerde bulunmalıdır. Konuyla ilgili doğrudan ve dolaylı her türlü ortamda yapılan reklam ve benzeri programlar yasaklanmalı, televizyon programlarında silâhların özellikle bir sorun çözme aracı olarak gösterilmesinin önüne geçilmelidir. Ruhsatsız silâhların kayıt altına alınabilmesi için acil önlemler alınmalı belirli bir süre içerisinde ruhsatsız silâhlar kayda alındıktan sonra, ruhsatsız silâhlarla ilgili yaptırımlar konusunda mevzuat ağırlaştırılmalıdır. Taşıma ruhsatları kısıtlanmalı, kapsamı daraltılmalı, bulundurma ruhsatına çevrilmeli, ancak yasal olarak izin verilen yerlerde silâh bulundurulabilmelidir. Alt yaş sınırı yukarı çekilmeli, üst yaş sınırı getirilmeli, kişiye kayıtlı silâh sayısı sınırlandırılmalıdır.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

16.12.2010


 

Genel Kurul’da AB polemiği

TBMM Genel Kurulunda, AB Genel Sekreterliği bütçesi görüşülürken söz alan CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ciddi sıkıntıların olduğunu söyledi.

Devlet Bakanı Egemen Bağış, ise Genel Kurulda, AB Genel Sekreterliği bütçesi üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, ‘’Bu işi CHP’ye bıraksaydık, biz değil AB’ye, Gümrük Birliğine bile giremezdik’’ dedi. AB Genel Sekreterliğinin bütçelerinin TBMM Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında parti grubu adına söz alan Öymen, Türkiye ile aynı gün üyelik müzakerelerine başlayan Hırvatistan’ın yolun sonuna geldiğini, Türkiye’ye ise çok büyük engellemeler yapıldığını ifade etti. Devlet Bakanı Egemen Bağış, bütçesi üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, Türkiye-AB ilişkilerinde 17 Aralık 2004 yılında müzakerelerin açılması kararı alındığını hetırlattı. Bağış, müzakerelerin, Adnan Menderes’in 1959 yılında ilk başvuruyu yapmasından 45 yıl sonra gerçekleştiğini belirtti. Bağış, 1970 yılında CHP Parti Meclisi'nin dönemin hükümeti Adalet Partisinin, AB ile ilişkileri hızlandırma kararına karşı çıktığını belirterek,"Bu işi CHP’ye bıraksaydık, biz değil Avrupa Birliği’ne, Gümrük Birliğine bile giremezdik.’’ dedi.

16.12.2010


 

AB'nin Türkiye'yi tecrit etmesi kabul edilemez

İktİsadİ Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, ‘’AB’nin henüz müzakerelere dahi başlamayan Sırbistan, Bosna Hersek ve Arnavutluk gibi batı Balkan ülkelerine karşı vize uygulamasını kaldırması, buna karşılık Türkiye’nin bu konuda antlaşmalardan doğan haklarını dahi göz ardı etmesi Türkiye’nin Avrupa’da tecrit edilmesi gibi bir yaklaşımı akla getirmektedir ve kabul edilemez’’ dedi.

Kabaalioğlu, 14 Aralık 2010 tarihindeki AB Genel İşler Konseyi toplantısı sonuçlarına ilişkin yaptığı basın açıklamasında, AB üyesi devletlerin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği bu Konsey toplantısında genişleme sürecine bağlılığın belirtilmesinin memnuniyetle karşılandığını belirtti. Kabaalioğlu, "AB'nin Türkiye’den daha fazla fedakarlık beklemesi adil bir davranış değildir’’ dedi. İ

16.12.2010


 

Dışişleri Bakanlığı: Nihaî hedef AB üyeliği

DIşİşlerİ Bakanlığı, dün yayınlanan AB Genel İşler Konseyi (GİK) Sonuçlarına ilişkin bir açıklama yaparak, sonuçlarda, Türkiye’nin “müzakere sürecine bağlılığı ve Anayasa değişikliği paketi başta olmak üzere siyasi reformlar alanında kaydettiği ilerlemelerden övgüyle söz edildiğine” dikkat çekti.

2005 yılında başlayan katılım müzakerelerinin, AB üyesi ülkelerin oybirliğiyle aldığı kararlar temelinde ve tam üyelik hedefi doğrultusunda sürmekte olduğunun ifade edildiği açıklamada, “Hükümetimizin müzakere sürecinin ilerletilmesi ve reformların sürdürülmesi konusundaki kararlılığı, halkımızın bu yönde verdiği destekle güçlenerek devam etmektedir” denildi. Açıklamada, “Türkiye, nihai hedefi olan AB üyeliği doğrultusundaki çalışmalarına daha da yoğunlaşarak devam edecektir” ifadesine yer verildi.

16.12.2010


 

BDP: Dersim’in kayıp kızları araştırılsın

BDP, ‘’Dersim’in kayıp kız çocukları’’ ile ilgili Meclis araştırması açılmasını istedi.

BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergenin gerekçesinde, ‘’Dersim katliamı’’ üzerinden 73 yıl geçmesine rağmen, olayların halen devlet sırrı olarak saklandığı ileri sürüldü. Söz konusu dönemde yaşanan olaylarda, ‘’ailelerini kaybeden ya da ailesinden zorla alınan kız çocuklarının, zorla rütbeli askerlere veya bazı ailelere verildiği yönünde iddiaların bulunduğu’’ ileri sürülen gerekçede, bu kız çocuklarının bir kısmının daha sonra bulunduğu, ancak geri kalanların akıbetinin belli olmadığı ifade edildi. Önergede, ‘’Dersim’in kayıp kız çocukları hakkında karanlıkta kalan bütün soruların cevap bulması için’’ Meclis araştırması açılması talep edildi.

16.12.2010


 

DP 15-16 Ocak’ta kongreye gidiyor

Demokrat Pati Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve eski Başbakanlardan milletvekili Mesut Yılmaz’ın, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le bir araya geldi.

Cindoruk, partisinin kongre kararı aldığını ve Türkiye’de yeniden bir merkez partinin güçlenmesini istediklerini kaydetti. Cindoruk, partisinin kongre kararı aldığını ve 15-16 Ocak’ta kongrenin gerçekleştirileceğini söyledi. Demirel ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Cindoruk, şöyle konuştu: “Partinin başkanlık divanı bir kongre kararı aldı. 15-16 Ocak tarihinde Genel Başkan seçimi de dahil bir olağan kongre yapacağız. Bu konudaki kararımızı Sayın Yılmaz’la birlikte Cumhurbaşkanımıza ilettik. Fikirlerini aldık, düşüncelerini paylaştık. İstediğimiz, Türkiye’de bir merkez partinin güçlenmesidir. Bu konuda eski geleneksel Adalet, Anavatan ve Demokrat Parti çizgisini istiyoruz” Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanan liste krizine de atıfta bulunan Cindoruk, “Bizim kongrelerimizde liste tartışmaları olmaz. Çarşaf liste, yorgan liste gibi şeylere ihtiyacımız yok. Biz her zaman blok listelerle Genel İdare Kurulunu belirleriz. Bu sefer de aynı şey olacak.” ifadelerini kullandı. Hüsamettin Cindoruk, Olağan Kongre’de kimlerin genel başkan adayı olacağı, konusundaki bir soruya ise, şu karşılığı verdi:“Sayın Mesut Yılmaz, kongrede genel başkan adayı değil. Ben de, Mesut Bey de, Sayın Demirel de bu konuda limitimizi doldurduk. ” Hüsamettin Cindoruk, eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in DP genel başkanlığına aday olup olmayacağı konusundaki soruyu ise şu şekilde cevaplandırdı: “Tansu Çiller olabilir mi? Tabii, hepsi olabilir. Tansu Çiller de bizim arkadaşımız, eskiden Başbakanlığımızı yapmış üyemizdir. Tansu Çiller’in adaylığı yakın bir ihtimal mi? Onu kendisine sorun ama yakın bir ihtimal."


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

16.12.2010


 

Yüksekova'da 7 kişi tutuklandı

Hakkarİ’nİn Yüksekova ilçesinde jandarma ekiplerince durdurulan araçta üst araması yapıldığı sırada, bir kişinin kendisini vurduğu iddia edilen olayla ilgili gözaltına alınan 9 kişiden 7’si tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, jandarma ekiplerince 10 Aralık gecesi İpekyolu Caddesi’nde durdurulan A.S. yönetimindeki pikap ile sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen otomobildeki kişilerin üst araması yapıldığı sırada şüphelilerden Sedat Karadağ’ın tabancayla kendini vurduğu iddia edilen olayda ve daha sonra düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 9 kişinin, dün getirildikleri Van’da, özel yetkili cumhuriyet savcısındaki işlemleri gece yarısından sonra tamamlandı. İşlemlerin ardından 9 kişiden D.Y. ile N.Ç. cumhuriyet savcısınca serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen Aziz Sevmiş, Fatih Dağlar, Cumhur Korkmaz, Caner Doğan, Cihan Timur, Vehdat Özkesici ve Yaşar Dalar ise ‘’terör örgütüne üye olmak ve örgüt adına propaganda yapmak’ iddiasıyla tutuklandı.

16.12.2010


 

Kadınlar ayrımcılık istemiyor

KAGİDER’de Kürt kadınlarının bugünü, kimlik mücadeleleri ile sorunun çözümüne dair aldıkları rolleri tartışıldı.

Toplantıya katılan BDP’li Baydemir’in eşi: Baydemir, ayrımcılık istemediklerini dile getirerek, başörtülü kadınların uğradığı haksızlıklara da karşı durduğunu ve bu konuda mücadele ettiklerini söyledi.

“Bugünün Kürt Kadınları” toplantısına, Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık, Radikal Gazetesi yazarı Oral Çalışlar, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ Baydemir ve TESEV Demokratikleşme Programı Yöneticisi Dilek Kurban’ın konuşmacı olarak katıldı

BDP’li Osman Baydemir’in eşi avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, kadınların bir araya gelip hikayelerini paylaştıkça, birlikte hareketle Kürt sorunun çözüleceğini söyledi. “Savaş acıdır, kanatır, aramızda düşmanlık oluşturur özellikle kadınları yaralar. Kadınların bir araya gelerek savaşa karşı çıkması, ortak duruş sergilemesi lazım” şeklinde konuştu

Kürt kimliği nedeniyle küçük yaştan itibaren çeşitli sıkıntılar çektiğini ifade eden Baydemir, 12 Eylül’de 6 yaşında bir çocuktum. Ailem Kürt sol hareketi içindeydi. Ben 5 yaşındayken evimize gelen askerlere ne tür yanıtlar vereceğimi öğrendim. Cezaevine giden yolu ezbere bilen bir çocuk oldum.” diyerek ailesi ve yakın çevresindeki birçok kişinin 12 Eylül’de cezaevine alındığını belirtti.

Cezaevine çocuklarını ziyarete giden annelerin Kürtçe “nasılsın” diye sormasının yasak olduğu bildiren Baydemir, devleti cezaevi komutanının olumsuz davranışlarıyla tanıdığını söyledi.

Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı olan Reyhan Baydemir, ayrımcılık istemediklerini dile getirerek, başörtülü kadınların uğradığı haksızlıklara da karşı durduğunu ve bu konuda mücadele ettiklerini söyledi.

Radikal Gazetesi yazarı Oral Çalışlar da Kürt meselesinde kadının rolünü anlamak için yaptığı çalışmaları anlattı. Diyarbakır’da yaşayan kadınların siyasi faaliyetlerinden örnekler sunan Çalışlar, “Kürt sorunu anlamak için empati gerek. Oranın havasını yerinde hissetmek daha farklı oluyor.” diyerek sorunun çözümüne yönelik İstanbul’da değil Doğu’da çalışmalar yapması gerektiğini söyledi.

Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık, da Kürt sorunu nitelemesinin yanlış olduğunu sorunun sadece Kürt toplumundan kaynaklanmadığını Kürt kadar Türkler’de de sorunlar olduğunu vurguladı.

ELİF NUR KURTOĞLU

16.12.2010


 

Okumak için ‘zamanları’ yokmuş

İlköğretİm ve ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin okumama sebebi, ‘zaman darlığı’ ve ‘maddi yetersizlik.

’ Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığınca ‘’İlköğretim ve Ortaöğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Okuma Kültürlerinin Değerlendirilmesi’’ araştırması yapıldı. Araştırma, 14 ilde, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan toplam 4 bin 308 öğretmen üzerinde yapıldı. Araştırmaya göre, anket uygulanan öğretmenlerin boş zamanlarını değerlendirmedeki birinci öncelikleri ‘’kitap okuma’’, ikinci öncelikleri ‘’TV izleme’’, üçüncü öncelikleri ise ‘’dinlenme’’ olarak belirlendi. ‘’Öğretmenlerin yeterince okuduğunu düşünüyor musunuz?’’ sorusuna, öğretmenlerin yüzde 53.9’u ‘’kısmen’’, yüzde 28.1’i ‘’evet’’, yüzde 18’i ise ‘’hayır’’ cevabını verdi. ‘’Öğretmenlerin okuma nedenlerinin neler olduğu’’ sorusuna verilen cevaplar arasında ilk sırada ‘’bilgi edinmek’’, ikinci sırada ‘’mesleğimde kendimi geliştirmek için’’ ve üçüncü sırada ‘’kendimi yetiştirmek için’’ cevapları geliyor. Bu soruya öğretmenlerin yüzde 9’u ‘’bir görevi yerine getirmek için’’, yüzde 16.8’i ‘’eğlenmek için’’, yüzde 18’i de ‘’zihni meşgul ederek sıkıntının yönünü değiştirmek’’ şeklinde cevaplar verdi. Araştırmaya göre, öğretmenler kitap okumama nedeni olarak ilk sırada ‘’zaman darlığını’’ gösteriyor. Bunu sırasıyla ‘’maddi yetersizlik’’, ‘’okumaktan hoşlanmama’’, ‘’sağlık nedeni’’, ‘’bulunduğu yerde kitap alınacak yerin olmaması’’ ve ‘’bulunduğu yerde kütüphane olmayışı’’ şeklindeki nedenler izliyor. ‘’Öğretmenlerin okuma materyallerindeki tercihlerinin’’ de araştırıldığı çalışma sonucuna göre, tercihlerde birinci sırada gazete, ikinci sırada kitap ve üçüncü sırada ise internet gazetesi bulunuyor.

“KİTAPLAR PAHALI”

Öğretmenlerİn yüzde 56.8’i, gelirlerinden yıllık 1-100 TL arasında kitap için pay ayırdığını, yüzde 54.9’u ders kitapları haricinde kitaplıklarında 10-100 arasında kitap bulundurduğunu ifade etti. Öğretmenlerden, yılda 4-8 kitap okuduğunu belirtenler ilk sırada yer alıyor. Öğretmenlerin yüzde 46.9’u gazetenin ‘’köşe yazarları’’ bölümünü okuduğunu belirtirken, yüzde 30.2’si ‘’tümünü’’, yüzde 14.9’u da ‘’ilk sayfasını ve haber başlıklarını’’ okuduğunu ifade etti. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 49.6’sı ‘’her gün’’ gazete aldığını söylerken, yüzde 4.5’i ise ‘’hiç almadığını’’ belirtti. Araştırmaya göre, öğretmenler Türkiye’de okumanın şekillenmesinde birinci etken olarak ‘’görsel basını’’ görüyor. Bunu ‘’toplumun genel kabulleri’’, ‘’arkadaş yönlendirmesi’’, ‘’siyasi görüş’’, ‘’yazılı basın’’, ‘’gazetelerin kültür ekleri’’ gibi etkenler izliyor. ‘’Küçük yaşlarda okuma alışkanlığı kazanamamanın’’ okuma alışkınlığını olumsuz etkilediği görüşünde olan öğretmenler, ‘’kitabın ucuz olması’’nın okuma alışkanlığını artıracağı görüşünü savundu. Raporda, ‘’Milli Eğitim Müdürlüklerince öğretmenlerin okuma düzeyiyle ilgili araştırma yapılarak okuma kültürünün mevcut durumu belirlenmelidir. Kitap okuma saati uygulaması bütün illerde yaygınlaştırılmalıdır” teklifi yapıldı.

16.12.2010


 

Tersine beyin göçünde ‘kriz’ fırsatı

Küresel ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü ABD’de araştırmaya ayrılan fonların azaltılması, araştırmalarını bu ülkede yürüten Türk araştırmacıların Türkiye’ye dönüşü için fırsat oluşturuyor.

Türkiye’de ise TÜBİTAK, DPT ve Avrupa Komisyonu fonları, yurt dışındaki araştırmacılar için cazip fırsatlar sunuyor. ABD’de 4 yıldır yaşayan ve Michagen State Üniversitesi’nde doktora elektrik mühendisliği yapan Özgür Tuncer, ABD’deki ekonomik krizin özellikle akademisyenlerin araştırma projelerini destekleme konusunda sıkıntılar oluşturmaya başladığını anlattı. Tuncer, ‘’Ancak belirli konularda araştırma yapanlara önemli kaynaklar aktarılıyor. Hangi alanda çalışmalarınızı yürüttüğünüz çok önemli. Şirketlerde iyi pozisyonlarda çalışmak da mezun olduğunuz bölüme ve üniversiteye bağlı. Bu sebeple ekonomik kriz sebebiyle iş bulma sıkıntısı çekiliyor açıkçası’’ dedi. Türkiye’de TÜBİTAK, DPT ve Avrupa Komisyonu’ndan ayrılan fonların yurda dönüş için iyi fırsatlar sunduğuna işaret eden Tuncer, doktorasını tamamlamasının ardından bir süre daha ABD’de kaldıktan sonra bu fonları kullanarak ülkeye dönüş yapmak istediğini kaydetti.

16.12.2010


 

Şeb-i Arus’a yoğun ilgi

MevlÂnÂ’nIn 737. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Etkinliklerine ilgi yoğun olunca, Konya’daki oteller, pansiyonlar ve kamuya ait konaklama yerlerinde Şeb-i Arus gecesi için yer kalmadığı bildirildi.

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Konya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Atilla Özdemir, bu yıl ilginin geçen yıllara göre çok fazla olduğunu, 7-17 Aralık tarihleri arasında otellerin yüzde 95 doluluk oranına ulaştığını bildirdi. Konya’da 2 adet 5 yıldızlı, 4 adet 4 yıldızlı, 6 adet 3 yıldızlı otelin yanı sıra çok sayıda otel, pansiyon ve kamuya ait konaklama tesisi bulunduğunu ifade eden Özdemir, 15-16 ve 17 Aralık için yer bulmakta sıkıntı çekildiğini belirterek, ‘’17 Aralık için bir kişilik yer bulmak bile imkansız. Ziyaretçiler Akşehir, Ilgın ve yakın ilçelerdeki otellere yönlendiriliyor’’ dedi.

16.12.2010


 

Haydarpaşa’ya geçici çatı yapılıyor

Elektrİk tesisatından çıkan yangında büyük hasar gören tarihi Haydarpaşa Garı’nda geçici onarım çalışmaları başladı. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile Kadıköy Belediyesi’nden alınan izinlerin ardından onarım çalışmaları dün sabah başladı.

Tarihî gar binasının daha fazla zarar görmemesi için sıradan bir çatı yapılacak. 15 günde tamamlanması planlanan geçici çatıyla, tarihî binanın yağmur ve soğuktan korunması sağlanacak. Kışın atlatılmasından sonra gar binasının komple bakıma alınacağı ve geçici çatının yıkılarak tarihi yapıya uygun çatı yapılacağı belirtildi.

16.12.2010


 

Karlı havada ani hareketten kaçının

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kazaları Araştırma Merkezi Müdürü, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Konya Şube Başkanı Osman Nuri Çevik, karlı havada ani hareket etmenin aracın kontrolden çıkmasına sebep olabileceğini, aracın kaymasını önlemek için direksiyon, gaz, fren, debriyaj gibi aksamlara düzenli bir şekilde yavaş yavaş basılması gerektiğini belirtti.

Kışın araç lastiklerinin dış derinliklerinin 3 milimetre olmamasının araç performansı ve aracın yola tutunması için çok önemli olduğunu vurgulayan Çevik, lastiklerin havasının kış şartlarına göre ayarlanması gerektiğini bildirdi. Çevik, şöyle devam etti: ‘’Aracınızla hareket etmeden önce ayakkabılarınızın ve araç pedallarının temiz olmasına dikkat edilmelidir. Önünüzde buzlanma, çukur, su birikintisi gördüğünüzde veya hissettiğinizde aracınızın hızını düşürmek için ayağınızı gazdan çekin, ani manevra ve fren yapmaktan kaçının.”

16.12.2010


 

Cami, onarılana kadar ibadete kapatıldı

BalIkesİr’İn Bandırma ilçesinde önceki gün 1 kişinin öldüğü, 8 kişinin yaralandığı patlamanın meydana geldiği Eski Garaj Camisi, onarım çalışmaları tamamlanana kadar ibadete kapatıldı.

Bandırma Mütfüsü Cahit Çetin, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait caminin onarılması için girişimde bulunduklarını belirterek, ‘’Bakım ve onarım çalışmaları bitene kadar camiyi ibadete kapattık’’ dedi. Çetin, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kendilerini arayarak taziye ve geçmiş olsun dileğinde bulunduğunu ifade ederek, ‘’Başkanlığımız caminin bir an önce ibadete açılması için üzerine düşeni yapacaktır’’ diye konuştu.

16.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.