18 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

 

Terör sınır tanımaz

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, terör tehditlerinin sınır tanımadığını belirterek, ‘’Dolayısıyla terörle mücadelenin de uluslararası olması gerekir’’ dedi.

Jagland, ‘’Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi: Önleme Yolları, Hukuki Araçlar ve Uygulamaları Konferansı’’ kapsamında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi’nde bir dönüşüm ve değişim süreci yaşandığını belirtti. Konferansın bu reform sürecinin bir parçası olduğunu ifade eden Jagland, konferansın temel amaçlarının terörle mücadeledeki tecrübelerin ve en iyi uygulamaların paylaşılması olduğunu dile getirerek, ‘’Terör tehditleri sınır tanımaz. Dolayısıyla terörle mücadelenin de uluslararası olması gerekir. Aynı zamanda şunu da öğrendik ki; tek bir hükümet tek başına adımlar atarak terörü ortadan kaldıramaz. Demokrasi veya hukukun üstünlüğünü ezerek de terörizmin ortadan kaldırılması mümkün değildir.’’ şeklinde konuştu. Bireysel haklar ile toplumun güvenliği arasında çok önemli bir denge kurulması gerektiğine işaret eden Jagland, Jagland, terörün hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:’’Terörle mücadelede bizim hukukun üstünlüğü ve insan haklarına taahhüdümüz, elimizdeki en önemli silâhlardır. Bir teröristin hiçbir zaman elimizden alamayacağı şey şudur; biz demokratik değerlere, serbest, özgür toplumlara ve hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Bunu bir terörist asla elimizden alamaz. Bu sebeble bütünleşmeliyiz, birleşmeliyiz ve iyi uygulamaları paylaşmalıyız, bilgi alışverişinde bulunmalıyız.’’

İSVEÇ'TE TERÖRE

KARŞI CUMA HUTBESİ

İsveç’İn başkenti Stockholm’de hafta sonunda düzenlenen intihar saldırısının ardından dün camilerde teröre karşı hutbe okundu. Stockholm Sosyal İşler ve Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı camilerde hoşgörü üzerine hutbe okunmasının planlandığını, ancak terör saldırısı üzerine terörün İslamiyet’te yeri olmadığına dair bir hutbenin okunmasına karar verildiğini söyledi. Hutbede, İsveç’in barış ve huzur ülkesi olduğu belirtilerek, bu barış ve huzuru bozmak isteyenlere Türk toplumunun izin vermemesi istendi. Ayrıca hutbede, terörün bir insanlık suçu olduğu vurgulandı. Baloğlu da Stockholm’de cuma namazından sonra yaptığı konuşmada, “terörün dininin, milliyetinin, cinsiyetinin olmadığını” belirtti.

18.12.2010


 

BAŞKAN MEDVEDEV İLE SIRAYLA UYUYORUZ

Rusya Başbakanı Vladimir Putin, ülkeyi yönetmek için Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile sırayla uyuduklarını, ülkenin durumundan emin olmak için Medvedev uyandıktan sonra uyuduğunu söyledi.

Putin, Rus televizyonlarından canlı yayımlanan ve ülkenin değişik yerlerinden gelen soruları yanıtladığı “yıllık soru-cevap” programında, “ülkenin doğudan batıya uçsuz bucaksız topraklarında saat farkından ötürü bir yerde gece iken ve herkes uyurken, diğer yerde sabah olabildiğini hatırlatan ve “siz ve Devlet Başkanı uyurken ülkeyi kim yönetiyor?” diye soran bir izleyicinin bu sorusu okunduktan sonra, “sırayla uyuyoruz” dedi. Putin’in esprili cevabı, kendisini izleyenlerce alkışlandı ve kahkahalarla karşılandı. Putin-Medvedev ikilisinden hangisinin ülkenin gerçek lideri olduğu konusu hem Rus hem de dünya kamuoyunu sık sık meşgul ediyor.

18.12.2010


 

Putin’den cami sözü

Rusya Başbakanı Vladimir Putin, başkent Moskova’da yeni bir cami yapılacağına dair söz verdi. Putin, Rus televizyonlarından canlı yayınlanan bir “soru-cevap” programında, ülkenin değişik yerlerinden gelen soruları cevapladı. Putin bir soru üzerine, başkent Moskova’da yeni bir cami yapılacağı sözü vererek, “Moskova’da bir cami inşaatı planlanıyor.

Ve yapılacak” diye konuştu. Putin’in sözünü ettiği caminin Tatarların yaşadığı Moskova’nın güneydoğu bölgesine yapılması planlanıyor. Yerel yöneticiler buradaki caminin inşaatının bölgede yaşayan Müslüman olmayan halkla koordine edileceğini açıklamıştı.

İSLÂM’A KATOLİKLERDEN DAHA YAKINIZ

Kİmden gelirse gelsin her türlü aşırılığın önlenmesi gerektiğini ifade eden Putin, “Kafkasları (Rusya Federasyonu’na bağlı Kafkas Cumhuriyetlerini) ve diğer ülkeleri aynı kefeye koymak doğru değil. Kaldı ki Kafkas diye bir millet de yok” diye konuştu. Rusya’nın kuruluşundan itibaren çok uluslu ve dinli bir devlet olduğunu belirten Putin, “Bizim ortak amacımız dinî, dili ve ırkı ne olursa olsun her vatandaşımızın ülkede kendini eşit ve huzurlu hissetmesidir. İnsanlarımıza ülkemizin tek olduğunu anlatmak lazım. Rusya topraklarında çeşitli uluslar yüzyıllarca barış içinde yaşamıştır. Biz Doğulu Hristiyanlarız: Ortodoksuz. Bazı bilimadamları Doğu Hristiyanların bir çok ilkesinin İslâm’a daha yakın olduğunu söylüyorlar. Katoliklere daha uzağız” dedi.

18.12.2010


 

ABD ve Çin arasında Kuzey Kore zirvesi

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı James Steinberg başkanlığındaki üst düzey heyetin, Çin Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle “yararlı” görüşmelerde bulunduğu bildirildi.

ABD’nin Pekin büyükelçiliği tarafından yayımlanan yazılı açıklamada, Steinberg başkanlığındaki ABD heyetinin ve Çinli yetkililerin Kore Yarımadası’ndaki gerginliği ele aldıkları görüşmelerin “yararlı” geçtiği belirtildi. Fazla ayrıntıya girilmeyen açıklamada, iki tarafın, görüşmeler sırasında, ABD ve Çin’in kuzeydoğu Asya’daki barış ve istikrarın korunmasına ve Kore Yarımadası’nda nükleer silâhsızlanmaya verdikleri öneme değindiklerini ifade edildi. Yeni Çin Haber Ajansının yayımladığı haberde ise Çin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dai Bingguo’nun ABD heyetiyle görüşmesi sırasında, Kore Yarımadası’ndaki gerginliğin “bir an önce azaltılması” gereğinin altını çizdiği belirtildi. Üç günlük ziyarete bulunan James Steinberg, Çin’deki temaslarının ardından Japonya’ya gitti. ABD, Kore yarımadasında patlak veren gerilimi düşürmeye çalışıyor.

18.12.2010


 

Japonya Çin’in askerî gücünden enşideli

Japon hükümetinin dün kabul ettiği strateji raporunda, Çin’in askeri gücünün doğu Asya ve uluslararası toplum için bir “endişe” kaynağı teşkil ettiği öne sürüldü.

Gelecek 10 yıl için hazırlanan strateji raporunda, Çin’in ordusunu hızlı bir şekilde modernize ettiği ve denizde faaliyetlerini artırdığı belirtiliyor. Japon Başbakanı Naoto Kan’ın kurduğu orta sol hükümeti tarafından kabul edilen raporda, Tokyo’nun bundan böyle, Japon takımadalarını koruma ve savunma çerçevesinde, soğuk savaştan kalma ve Rusya’dan gelecek muhtemel bir tehlikeye karşı koyacak olan stratejiden vazgeçip, önceliği Çin kıyılarına yakın olan doğu adalarını gözlemlemeyi öngören bir stratejiyi yürürlüğe koyacağı ifade ediliyor. Raporda, “Çin makamlarının askeri ve güvenlik ile ilgili konularda şefaf olmamaları, Çin’in askeri gücünü doğu Asya ve uluslararası toplum için bir ‘endişe’ kaynağı haline getiriyor” şeklinde bir ifade yer alıyor. Rapor ayrıca, Kuzey Kore’yi, Japonya’nın “başlıca düşmanı” ve bölge için “istikrarsızlık unsuru” olarak niteliyor.

18.12.2010


 

Afganistan’dan çekilmenin hızını şartlar belirleyecek

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilme hızı ve kapsamının henüz net olmadığını belirterek, çekilmenin ne kadar hızlı olacağının sahadaki şartlara bağlı olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama’nın Beyaz Saray’da Afganistan stratejisiyle ilgili yaptığı açıklamanın ardından söz alan Gates, Afgan güvenlik güçlerinin gelişmesi sürdükçe ve bu ülkede sağlanan başarılar arttıkça, ABD’nin bu ülkeden çekilmesinin de hızlanacağını ifade etti. Gates, Afganlıların Temmuz’dan itibaren kendi güvenliklerinin kontrolünü ellerine almaya başlayabileceğinden emin olduğunu belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, “ABD’nin, Afganistan’daki muharip askerlerini çekerken tarihi tekrar etmeyeceğini ve Afgan halkını terketmeyeceğini” söyledi.

18.12.2010


 

Abbas'tan, Kaddumi’ye ziyaret

Fİlİstİn Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Amman’da sürpriz bir şekilde, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) önemli isimlerinden olan Faruk Kaddumi’yi (Ebu Lutf) evinde ziyaret etti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, Abbas’ın hasta olan Kaddumi’ye nezaket ziyareti yaptığını ve ziyaretinde, “acil şifa” dileklerini ilettiğini belirtti. Abbas ile Kaddumi’nin uzun süredir aralarının açık olduğu biliniyordu. Abbas’ın (75) en güçlü rakiplerinden biri olarak adlandırılan Kaddumi (79), işgal altındaki topraklarda kongre yapılmasını şiddetle eleştirerek, El Fetih’in 2009 yılında Beytüllahim’de yıllar sonra toplanan 6. kongresine katılmamıştı. Kaddumi, kongrenin toplanmasına yakın da Filistinliler’in eski lideri Yaser Arafat’ın “İsrail tarafından bir komplo sonucu öldürüldüğü” iddialarını gündeme getirmiş, bu komploda Abbas’ın da rolü olduğunu öne sürmüştü. Kaddumi’nin iddiaları Abbas tarafından kesin bir dille yalanlanmış ve hatta Abbas, bu iddiaları sonradan Kaddumi’nin “yaşlılığına” bağlamıştı.

18.12.2010


 

İsrail’den, Norveç’e kınama

İsraİl, Filistin’in temsilcilik düzeyini yükseltme kararı alan Norveç’i kınadı. İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ülkelerinden sorumlu müsteşar yardımcısı Naor Gilon, Tel Aviv’deki Norveç Maslahatgüzarını Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak, ‘’Norveç’in tavrının kabul edilemez olduğunu ve bu adımın barış sürecini zayıflatacağını’’ öne sürdü.

Önümüzdeki yıl başından itibaren geçerli olacağı bildirilen kararın, Filistin devletinin kurulması çabalarına destek çerçevesinde alındığı da vurgulandı. Son aylarda bazı ülkeler Filistin Yönetimi’nin temsilcilik düzeyini yükseltme yoluna gitmişlerdi. ABD, Fransa, İspanya ve Portekiz de benzer adımları atmıştı. Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, bu ülkeleri kınamaya başvurmamıştı.

18.12.2010


 

AB’den İsrail’e: Gazze kapılarını şartsız aç

Avrupa Birliği, geçen hafta Gazze ablukasını biraz yumuşatan İsrail’den daha fazlasını istedi. AB Dış İlişkiler Temsilcisi Catherine Ashton, İsrail’in “yumuşamanın daha da ötesine gitmesi gerektiğini” söyledi.

Ashton ayrıca İsrail’in Gazze Şeridi kapılarının “koşulsuz olarak” açılmasını garanti etmesi gerektiğini belirtti. Catherine Ashton, Brüksel’de ABD’nin Ortadoğu Temsilcisi George Mitchell ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada İsrail’in, “Gazze’nin yeniden inşası ve ekonomik olarak iyileştirilmesi için kökten bir politika değişikliğine ihtiyacı olduğunu” ifade etti. Ashton ayrıca İsrail’in geçen hafta Gazze Şeridi’ne mal girişine yönelik kısıtlamalarını gevşetmesinden memnun olduğunu dile getirdi. Ashton ve Mitchell ayrıca AB ve ABD’nin Ortadoğu’da barış için ortak bir güdüye sahip olduklarını teyit etti.

18.12.2010


 

Julian Assange, endişeli

Wikileaks’İn kurucusu Julian Assange kefaletle serbest bırakılmasının ardından bazı İngiliz yayın kuruluşlarına yaptığı açıklamada, ABD’ye gönderilmekten endişe ettiğini belirtti.

“Amerikalı avukatlarımdan birinden, bir jüri soruşturması çerçevesinde ABD’nin casusluk yaptığım suçlamasında bulunabileceği duyumunu aldık” diyen Assange, İsveç’e iadesi konusunun da ABD’ye gönderilme ihtimalini güçlendirebileceğini belirtti. Wikileaks’in kurucusu hakkında ortaya atılan tecavüz iddialarını reddediyor. Assange ayrıca, “Şimdi dümenin başındayım” diyerek, Wikileaks’te yayımlanan belge sayısının artacağını ve daha hızlı çalışacaklarını kaydetti. Assange’ın İsveç’e iadesinin görüşüleceği hukuk süreci 11 Ocak 2011’de başlayacak.

18.12.2010


 

Wikileaks, Avustralya kanunlarına göre suçsuz

ABD’nİn gizli diplomatik yazışmalarını basına sızdıran Wikileaks adlı internet sitesinin kurucusu Julian Assange’ın vatandaşı olduğu Avustralya, Wikileaks’in Avustralya kanunlarını çiğnemediğine karar verdi.

Avustralya Başbakanı Julia Gillard, basına yaptığı açıklamada, Avustralya polisinin, Wikileaks’in ABD’nin gizli diplomatik yazışmalarını basına sızdırmasının Avustralya kanunlarına göre suç teşkil etmediğini belirlediğini söyledi. Avustralya hükümetinin, Assange’ın Avustralyalı olması sebebiyle geçen ay Avustralya Federal Polisine, Wikileaks’in Avustralya kanunlarını çiğneyip çiğnemediğini araştırması talimatı verdiğini anlatan Gillard, Wikileaks’in gizli yazışmalarını basına sızdırmasını, ‘’ büyük bir sorumsuzluk’’ olarak niteleyerek bir kez daha kınadığını kaydetti.

18.12.2010


 

Keşmir’de sistematik işkence uygulanıyor

Wikileaks’te yayımlanan gizli ABD belgelerinde, Hindistan’ın Keşmir’deki tutuklu sivillere sistematik olarak işkence uyguladığı belirtiliyor.

Guardian’ın yayımladığı belgelere göre, Yeni Delhi’deki Amerikalı yetkililere 2005’te Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından verilen brifingde, Hint güvenlik güçlerinin tutuklulara elektrik verme, dövme ve cinsel tacizde bulunma gibi yöntemleri uyguladığı belirtiliyor. Washigton’a gönderilen ayrıntılı bir raporda, Amerikalı yetkililer, Kızılhaç’ın görüşlerini iletirken, Hindistan’ın “işkenceye göz yumduğu” ve kötü muameleye maruz kalan bu tutukluların İslâmcı isyancılar veya Pakistan destekli militanlar olmadığı vurgulanıyor. Tersine bunların “isyanla bağlantısı olduğu veya bu konuda bilgisi olduğu düşünülen” siviller olduğu belirtiliyor. Belgelere göre, Kızılhaç’ın görüştüğü 1296 tutukludan 852’si kötü muamele ve işkence gördüğünü söyledi.

18.12.2010


 

Clinton, Wikileaks sızmalarından yakındı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le yaptığı bir telefon görüşmesi sırasında Wikileaks sızmalarından yakındığı bildirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Crowley yaptığı açıklamada, “Bayan Clinton sayın Aliyev’le yaptığı bir telefon görüşmesi sırasında, Wikileaks sızmalarından dolayı yakındı ve üzüntülerini dile getirdi” diye konuştu. Wikileaks tarafından açıklanan, Eylül 2009 tarihli bir Amerikan diplomatik yazışma İlham Aliyev’i bir mafya patronuna benzetiyor. Sözkonusu yazışma, Haydar Aliyev’den sonra iktidara gelen İlham Aliyev’in ülkesinde gitgide otoriterleştiğini babasında daha pragmatik davrandığını belirtiyor. Aliyev’in “karmaşık ağır silâhlarla donatılmış gruplar ağı” kurduğunu, bu grupların organize suçlara karıştığını ileri sürüyor.

18.12.2010


 

Gizli belgeleri sızdıran askerin sağlığı bozuldu

Wikileaks’te yayımlanan belgeleri sızdıran hapisteki Amerikalı asker Bradley Manning’in sağlığının bozulduğu bildiriliyor.

Gizli ABD belgelerini sızdırmakla suçlanan istihbarat uzmanı Manning, Virginia’daki bir askeri üste tutuluyor ve 52 yıl hapis cezası istemiyle karşı karşıya bulunuyor. Guardian’daki habere göre, 7 ay önce tutuklanan Manning’i ayda iki defa ziyaret eden Bostonlu bilgisayar uzmanı David House, son birkaç haftadır Manning’in ruhsal ve fiziksel sağlığında kötüleşme gördüğünü söyledi. House, Manning’in uzun süre tecritte bulunmasının akıl ve ruh sağlığını, cezaevi düzenlemeleri yüzünden hareket kabiliyetinin sınırlanmasının da fiziksel sağlığını etkilediğini belirtti. Arkadaşları ve destekçileri ayrıca, kendilerinin de ABD ajanlarının taciz, yıldırma ve suistimalinin hedefi olduklarını iddia ediyorlar.

18.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.