‡
        
        
          95·
        
        
          Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hizmet-i Kur’âni-
        
        
          yedeKuvvetliArkadaşım!
        
        
          Bu defa kahraman tahir’i, umumunuz nanıma gördüm
        
        
          ve onda bir lütfi, bir Hafız Ali, bir Hüsrev ve bir said (fa-
        
        
          kat genç said) müşahede ettim. Cenab-ı Hakka çok
        
        
          şükrettim. Bu defa onun kokusunu alıp, o daha gelme-
        
        
          den, benim yanıma gelen komiser ve taharrî adamları
        
        
          münasebetiyle, benden, talebeler tarafından sual edilen
        
        
          bir mesele belki size de bir faydası var diye gönderildi.
        
        
          ì@í
        
        
          ‡
        
        
          96
        
        
          ·
        
        
          
            dâimÎ hiZmEtindE BuLunan RisâLE-i nuR ŞâKiRtLERi
          
        
        
          
            taRaFından EdiLEn
          
        
        
          
            BiR suaLE CEVaPtıR
          
        
        
          Sual:
        
        
          Bu kadar zaman hizmetinizde bulunuyoruz.
        
        
          dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye ve siyasete dair bir alâ-
        
        
          kanızı, merakınızı görmedik. daima iman ve ahiret
        
        
          dersinden başka bir meşgalenizi görmüyoruz. öyle an-
        
        
          lamışız ki, bu on sekiz senedir vaziyetiniz böyle imiş.
        
        
          nedendir ki, Isparta’da hiçbir şey yokken memleketi
        
        
          heyecana getirip sizi mahkemeye verdiler. Ve yüz arka-
        
        
          daşınızı dört ay mahkeme tahkikatı neticesinde dünya ile,
        
        
          siyaset ile alâkaya dair hiçbir şey bulamadılar. Yalnız
        
        
          
            K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası
          
        
        
          
            | 199 |
          
        
        
          
            ahiret:
          
        
        
          dünya hayatından
        
        
          sonra başlayıp ebediyen de-
        
        
          vam edecek olan ikinci hayat.
        
        
          
            alâka:
          
        
        
          ilgi, ilişki, yakınlık.
        
        
          
            aziz:
          
        
        
          izzetli, muhterem, say-
        
        
          gın.
        
        
          
            daimî:
          
        
        
          sürekli, devamlı.
        
        
          
            dair:
          
        
        
          alakalı, ilgili.
        
        
          
            faide:
          
        
        
          fayda.
        
        
          
            hayat-ı içtimaiye:
          
        
        
          sosyal ha-
        
        
          yat, toplum hayatı.
        
        
          
            hizmet-i Kur’âniye:
          
        
        
          Kur’an
        
        
          hizmeti.
        
        
          
            iman:
          
        
        
          inanç, itikat.
        
        
          
            mesele:
          
        
        
          önemli konu.
        
        
          
            meşgale:
          
        
        
          iş, uğraş, meşgul
        
        
          olunan şey.
        
        
          
            münasebet:
          
        
        
          vesile, -dan do-
        
        
          layı.
        
        
          
            müşahede:
          
        
        
          gözlem.
        
        
          
            nam:
          
        
        
          ad.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Be-
        
        
          diüzzaman Said Nursî’nin
        
        
          eserlerinin adı.
        
        
          
            sıddık:
          
        
        
          çok doğru, dürüst,
        
        
          hakkı ve hakikati tereddütsüz
        
        
          kabullenen.
        
        
          
            sual:
          
        
        
          soru.
        
        
          
            şakirt:
          
        
        
          talebe, öğrenci.
        
        
          
            şükür:
          
        
        
          Allah’ın nimetlerine
        
        
          karşı memnunluk gösterme,
        
        
          gerek dil ile gerekse hal ile
        
        
          Allah’ı hamd etme.
        
        
          
            taharri:
          
        
        
          sivil polis.
        
        
          
            tahkikat:
          
        
        
          araştırmalar, soruş-
        
        
          turmalar.
        
        
          
            talebe:
          
        
        
          öğrenci.
        
        
          
            umum:
          
        
        
          bütün, herkes.
        
        
          
            vaziyet:
          
        
        
          durum.