sorduğunuz ikinci cihet ise, Hafız Mustafa’ya verdiğim
        
        
          yeni hurufla iki risale, çoğu ayrı ayrı olsun, bazı da bera-
        
        
          ber olsun. gençlere ait risaleceğin başında isim olarak
        
        
          Siracü’l-Gafilîn
        
        
          veyahut
        
        
          Gençlik Rehberi
        
        
          namı, tevhide ait
        
        
          risaleye
        
        
          Hüccetüllahü’l-Baliğa
        
        
          namını veyahut
        
        
          Misbahü’l-
        
        
          İman
        
        
          , keramet mecmuasının ismi ise
        
        
          Sikke-i Tasdik-ı
        
        
          Gaybî
        
        
          veya
        
        
          Tasdik-i Gaybînin Hatemi
        
        
          namını başında ya-
        
        
          zarsınız. Arabî
        
        
          Virdü’l-Ekber-i Nuriye
        
        
          tab edilmişse, Arabî
        
        
          bilmeyen risale-i nur Şakirtlerine bir teshilât olmak için
        
        
          Yedinci Şua
        
        
          Ayetü’l-Kübra
        
        
          ve Yirminci Mektupta izah ve
        
        
          tercüme edilen sahifelerinin numaralarını
        
        
          Virdü’l-Ekber’
        
        
          in
        
        
          kenarlarına rakamla bir haşiyecik gibi yazılsa iyi olur. Ya-
        
        
          ni, “Bu Arabî makam, filân risalede, filân sahifede izahı
        
        
          var” diye işaret edilse ve elmas kalemli kardeşlerimiz bu-
        
        
          nu tevzi edip, her biri bazı nüshaları böyle işaretlerle
        
        
          kaydetse ve hem el makinesiyle yaptığınız veya matbaa-
        
        
          dan gelen risalelerden numune için bir iki nüshasını bize
        
        
          gönderseniz iyi olur.
        
        
          ì@í
        
        
          ‡
        
        
          136
        
        
          ·
        
        
          Aziz, SıddıkKardeşlerim!
        
        
          Bu şiddetli maddî ve manevî kıştaki galâ ve varlık içinde
        
        
          kaht ve derd-i maişet fukaralara ağır basması cihetinde, ek-
        
        
          seri fakirü’l-hâl olan risale-i nur Şakirtlerinin bu dehşetli
        
        
          hâle karşı sarsılmaları ve tesanütleri bozulması ihtimaliy-
        
        
          le, ziyade endişe ediyordum. sizler her zamandan ziyade
        
        
          bu fırtınada tesanüdünüzü ve ittihadınızı ve birbirinin
        
        
          
            arabî:
          
        
        
          Arapçaya ait, Arap dili ile
        
        
          ilgili.
        
        
          
            cihet:
          
        
        
          yön.
        
        
          
            dehşetli:
          
        
        
          ürkütücü, korkunç.
        
        
          
            derd-i maişet:
          
        
        
          geçim derdi ve
        
        
          zorluğu, geçim sıkıntısı.
        
        
          
            ekserî:
          
        
        
          çoğu kısmı.
        
        
          
            elmas:
          
        
        
          çok kıymetli bir mücev-
        
        
          her.
        
        
          
            endişe:
          
        
        
          kaygı.
        
        
          
            fakirü’l-hâl:
          
        
        
          muhtaç ve fakirlik
        
        
          içinde olma.
        
        
          
            fukara:
          
        
        
          fakirler, yoksullar.
        
        
          
            gala:
          
        
        
          kıtlık.
        
        
          
            haşiye:
          
        
        
          dipnot.
        
        
          
            hatem:
          
        
        
          mühür.
        
        
          
            huruf:
          
        
        
          harfler.
        
        
          
            ihtimal:
          
        
        
          olabilirlik.
        
        
          
            ittihat:
          
        
        
          birleşme, birlik oluş-
        
        
          turma.
        
        
          
            izah:
          
        
        
          açıklama, ayrıntıları ile
        
        
          anlatma.
        
        
          
            kaht:
          
        
        
          kıtlık sebebiyle meyda-
        
        
          na gelen açlık.
        
        
          
            keramet:
          
        
        
          Allah’ın velî kulla-
        
        
          rında görülen olağanüstü hâl-
        
        
          ler veya tabiatüstü hâdiseler.
        
        
          
            maddî:
          
        
        
          madde ile alakalı, cis-
        
        
          manî.
        
        
          
            makam:
          
        
        
          yer, mevki.
        
        
          
            manevî:
          
        
        
          manaya ait, maddî
        
        
          olmayan.
        
        
          
            mecmua:
          
        
        
          toplanıp, biriktiril-
        
        
          miş, düzenlenmiş yazıların
        
        
          hepsi.
        
        
          
            nam:
          
        
        
          ad.
        
        
          
            nümune:
          
        
        
          örnek.
        
        
          
            nüsha:
          
        
        
          birbirinin aynı olan
        
        
          suretlerin her biri.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Be-
        
        
          diüzzaman Said Nursî’nin
        
        
          eserlerinin adı.
        
        
          
            sahife:
          
        
        
          sayfa.
        
        
          
            siracü’l-gafilîn:
          
        
        
          B. Said Nur-
        
        
          sî’nin Gençlik Rehberi adlı
        
        
          eserinin diğer bir ismi.
        
        
          
            şakirt:
          
        
        
          talebe, öğrenci.
        
        
          
            tab:
          
        
        
          kitap basma.
        
        
          
            tesanüt:
          
        
        
          dayanışma, birbirine
        
        
          dayanma ve destek olma.
        
        
          
            teshilât:
          
        
        
          kolaylaştırmalar.
        
        
          
            tevhid:
          
        
        
          Allah’ın bir olduğuna
        
        
          inanma, birleme.
        
        
          
            tevzi:
          
        
        
          dağıtma, herkese payı-
        
        
          nı verme.
        
        
          
            ziyade:
          
        
        
          çok, fazla.
        
        
          
            | 318 | K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası