Manidar tevafuk,
        
        
          Risale-i Nur
        
        
          ’un kelimatında ve huru-
        
        
          fatında olduğu gibi, ona temas eden harekât ve ef’alde
        
        
          de öyle manidar tevafuklar var. İnayete temas ettiği için,
        
        
          en cüz’î bir şey de olsa kıymeti büyüktür. Böyle uzun
        
        
          yazmak ve ziyade ehemmiyet vermek israf olmaz. Çün-
        
        
          kü, manası olan inayet ve iltifat-ı rahmet muraddır. Ve o
        
        
          bahis dahi, manevî bir şükürdür.
        
        
          risale-i nur Şakirtlerinden
        
        
          
            Emin, Feyzi
          
        
        
          ì@í
        
        
          ‡
        
        
          135
        
        
          ·
        
        
          Aziz, SıddıkKardeşlerim!
        
        
          nur Fabrikasının sahibi ile kahraman tahirî bizi gayet
        
        
          mesrur eden müjdeler veriyorlar, hem bazı meseleleri
        
        
          soruyorlar. sizlerdeki erkânın verdikleri karar ve müna-
        
        
          sip gördüğü tarzlar, benim reyimin fevkınde, inşaallah
        
        
          isabet ederler. Madem benim reyimi de almak istiyorlar.
        
        
          Şimdilik, evvelce nazlanan matbaacılara lüzum yok.
        
        
          Hem mesleğimize muhalif yeni hurufa,
        
        
          Risale-i Nur
        
        
          ’un
        
        
          bir nevi müsaadesi hükmüne geçtiği için, lâzım değil.
        
        
          sizler el makinesiyle yazdığınız miktar yeter. zaten na-
        
        
          zif de el makinesiyle bir derece çalışıyor. tashihine çok
        
        
          dikkat etmek lâzım. eski hurufla elmas kalemli kardeşle-
        
        
          rim matbaaya ihtiyaç bırakmıyor. Bize yardım etsinler.
        
        
          
            K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası
          
        
        
          
            | 317 |
          
        
        
          şılmak istenen şey.
        
        
          
            münasip:
          
        
        
          uygun.
        
        
          
            müsaade:
          
        
        
          izin.
        
        
          
            nevî:
          
        
        
          çeşit, tür.
        
        
          
            rey:
          
        
        
          görüş, düşünce.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Bediüz-
        
        
          zaman Said Nursî’nin eserlerinin
        
        
          adı.
        
        
          
            sıddık:
          
        
        
          çok doğru, dürüst, hakkı
        
        
          ve hakikati tereddütsüz kabulle-
        
        
          nen.
        
        
          
            şakirt:
          
        
        
          talebe, öğrenci.
        
        
          
            şükür:
          
        
        
          Allah’ın nimetlerine karşı
        
        
          memnunluk gösterme, gerek dil
        
        
          ile gerekse hal ile Allah’ı hamd
        
        
          etme.
        
        
          
            tarz:
          
        
        
          biçim, şekil.
        
        
          
            tashih:
          
        
        
          basılacak bir eserin dizgi-
        
        
          lerini kontrol ederek yanlışları
        
        
          düzeltme.
        
        
          
            tevafuk:
          
        
        
          uyma, uygunluk, birbiri-
        
        
          ne denk gelme.
        
        
          
            ziyade:
          
        
        
          fazla, fazlasıyla.
        
        
          
            aziz:
          
        
        
          izzetli, muhterem, say-
        
        
          gın.
        
        
          
            bahis:
          
        
        
          konu.
        
        
          
            cüz’î:
          
        
        
          küçük, az.
        
        
          
            ef’al:
          
        
        
          fiiller, işler.
        
        
          
            ehemmiyet:
          
        
        
          önem, değer,
        
        
          kıymet.
        
        
          
            elmas:
          
        
        
          çok kıymetli bir mü-
        
        
          cevher.
        
        
          
            erkân:
          
        
        
          rükünler, esaslar, ileri
        
        
          gelenler.
        
        
          
            evvelce:
          
        
        
          daha önce.
        
        
          
            fevkinde:
          
        
        
          üstünde.
        
        
          
            gayet:
          
        
        
          son derece.
        
        
          
            harekât:
          
        
        
          hareketler, davra-
        
        
          nışlar.
        
        
          
            huruf:
          
        
        
          harfler.
        
        
          
            hurufat:
          
        
        
          harfler.
        
        
          
            hükmüne:
          
        
        
          yerine, değerine.
        
        
          
            iltifat-ı rahmet:
          
        
        
          rahmetin te-
        
        
          veccühü, yönelmesi, bakma-
        
        
          sı.
        
        
          
            inayet:
          
        
        
          yardım, ihsan, lütuf.
        
        
          
            inşaallah:
          
        
        
          ‘Allah izin verirse’
        
        
          manasında kullanılan bir dua.
        
        
          
            israf:
          
        
        
          gereksiz yere harcama,
        
        
          ihtiyaçtan fazlasını harcama,
        
        
          savurganlık.
        
        
          
            kelimat:
          
        
        
          kelimeler, sözler.
        
        
          
            kıymet:
          
        
        
          değer.
        
        
          
            madem:
          
        
        
          ...den dolayı, böyle
        
        
          ise.
        
        
          
            manevî:
          
        
        
          manaya ait, maddî
        
        
          olmayan.
        
        
          
            manidar:
          
        
        
          nükteli, ince mana-
        
        
          lı.
        
        
          
            mesele:
          
        
        
          önemli konu.
        
        
          
            meslek:
          
        
        
          gidiş, tutulan yol, sis-
        
        
          tem.
        
        
          
            mesrur:
          
        
        
          sevinçli, memnun.
        
        
          
            muhalif:
          
        
        
          zıt, karşıt.
        
        
          
            murâd:
          
        
        
          maksat, meram, ula-