o mektuptaki mu’cizat-ı Ahmediyenin
        
        
          (
        
        
          AsM
        
        
          )
        
        
          bir kerame-
        
        
          tidir diye hükmettik.
        
        
          ì@í
        
        
          ‡
        
        
          131
        
        
          ·
        
        
          Risale-i Nur Şakirtlerinden Emin ve
        
        
          Feyzi’nin bir fıkrasıdır.
        
        
          Hem,
        
        
          Risale-i Nur
        
        
          ’un kasabalara ve cemaatlere bere-
        
        
          kete medar olması ve ona zarar edenlere tokat gelmesi
        
        
          gibi, şahıslara da pek zahir bir surette, hem bereket ve
        
        
          hüsn-i maişet ona çalışanlara ve gaybî tokatlar onun
        
        
          aleyhinde çalışanlara gelmesi, bu havalide çok hâdisele-
        
        
          ri var. Biz, kendi nefsimizde çalıştığımız zaman, pek za-
        
        
          hir bir surette bir hüsn-i maişet, bir inayet gördüğümüz
        
        
          gibi,
        
        
          Risale-i Nur
        
        
          veya şakirtleri aleyhine çalışanlara şid-
        
        
          detli tokatlar geldiğini görüyoruz.
        
        
          Ezcümle: Risale-i Nur
        
        
          ’un erkânından birisi, kat’î bir
        
        
          surette haber veriyor ki, üç-dört adam, dünya servetinin
        
        
          hatırı için toplanıp, münafıkane tedbir kurdukları hen-
        
        
          gâmda, üç gün sonra, o üç-dört adamın haneleri ve biri-
        
        
          nin dükkânı yanıp, her  biri binler lira zayiatla tokat yedi-
        
        
          ler.
        
        
          Hem, bir dessas casus adam, risale-i nur Şakirtleri
        
        
          aleyhinde çalışıyordu ki, onları hapse attırsın. Bir  gün,
        
        
          serbest olarak, “Ben, bir ipucu bulamadım ki bunları
        
        
          hapse soksam. eğer bir ipucu bulsam, onları hapse
        
        
          
            K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası
          
        
        
          
            | 309 |
          
        
        
          diüzzaman Said Nursî’nin eserleri-
        
        
          nin adı.
        
        
          
            suret:
          
        
        
          biçim, şekil, tarz.
        
        
          
            şakirt:
          
        
        
          talebe, öğrenci.
        
        
          
            tedbir:
          
        
        
          idare etme; önlem, çare.
        
        
          
            zahir:
          
        
        
          açık, âşikar.
        
        
          
            zayiat:
          
        
        
          zarar ve ziyan; kayıplar,
        
        
          yitikler.
        
        
          
            aleyh:
          
        
        
          ona karşı, onun üzeri-
        
        
          ne.
        
        
          
            bereket:
          
        
        
          mübareklik, bolluk,
        
        
          saadet.
        
        
          
            cemaat:
          
        
        
          topluluk, aralarında
        
        
          çeşitli bağlar bulunan insanlar
        
        
          topluluğu.
        
        
          
            dessas:
          
        
        
          desise eden, aldatıcı,
        
        
          oyuncu, hileci.
        
        
          
            erkân:
          
        
        
          rükünler, esaslar, ileri
        
        
          gelenler.
        
        
          
            ezcümle:
          
        
        
          bu cümleden ola-
        
        
          rak.
        
        
          
            gaybî:
          
        
        
          gaypla ilgili, görünme-
        
        
          yenlere ait.
        
        
          
            hâdise:
          
        
        
          olay.
        
        
          
            hane:
          
        
        
          ev.
        
        
          
            havali:
          
        
        
          bölge, etraf, çevre, ci-
        
        
          var.
        
        
          
            hengâm:
          
        
        
          zaman, sıra.
        
        
          
            hükmetmek:
          
        
        
          karar vermek,
        
        
          inanca varmak.
        
        
          
            hüsn-i maişet:
          
        
        
          geçim güzelli-
        
        
          ği.
        
        
          
            inayet:
          
        
        
          yardım, ihsan, lütuf.
        
        
          
            ipucu:
          
        
        
          insan? arad?ğ? gerçeğe
        
        
          ulaşt?rabilecek iz, emare.
        
        
          
            kat’î:
          
        
        
          kesin, şüpheye ve te-
        
        
          reddüde mahal bırakmayan.
        
        
          
            keramet:
          
        
        
          Allah’ın velî kulla-
        
        
          rında görülen olağanüstü hâl-
        
        
          ler veya tabiatüstü hâdiseler.
        
        
          
            medar:
          
        
        
          sebep, vesile.
        
        
          
            mu’cizat-ı ahmediye:
          
        
        
          Pey-
        
        
          gamber Efendimizin (asm)
        
        
          gösterdiği mu’cizeler.
        
        
          
            münafıkâne:
          
        
        
          münafıkça, iki-
        
        
          yüzlülükle.
        
        
          
            nefis:
          
        
        
          kötü vasıfları kendisin-
        
        
          de toplayan hayırlı işlerden
        
        
          alıkoyan güç.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Be-