Aziz Kardeşlerim!
        
        
          Bu sıkıntılı zamanda ve tazyikat
        
        
          altında akıl ve kalbi eğlendiren ve keyiflendiren böyle te-
        
        
          fekkühat-ı ilmiyeyi israf saymayınız.
        
        
          Hüsn-i niyet öyle bir
        
        
          kimyadır ki, şişeleri elmasa çevirir, toprağı altın yapar.
        
        
          İnşaallah, o hüsn-i niyetle, bu tefekkühat dahi hakikî bir
        
        
          gıda ambarına bir anahtar olur ve hizmette zaafa düşen-
        
        
          lere kut ve kuvvete yol açar.
        
        
          lâfzullahın ahir harfi seksen beş defa o lâfza-i Celâ-
        
        
          lin evvelki harfi oluyor;
        
        
          
            (1)
          
        
        
          l
        
        
          óp
        
        
          MGn
        
        
          h *n
        
        
          G
        
        
          adedine manidar bir
        
        
          tek farkla tevafuk lisanıyla
        
        
          l
        
        
          óp
        
        
          MGn
        
        
          h *n
        
        
          G
        
        
          der.
        
        
          ?
        
        
          bir adedi sek-
        
        
          sen beş defa hemen hemen umumiyetle tevafuk eder;
        
        
          yalnız, bazen bir sahife fasıla olur.
        
        
          ?
        
        
          iki adedi kırk iki de-
        
        
          fa ekseriyet-i mutlaka ile tevafuk eder.
        
        
          ?
        
        
          üç adedi yirmi
        
        
          beş defadır; ekseri tevafuktadır. Hecede ikinci ve
        
        
          kur’ân’da ve Bismillâhta birinci harf olan
        
        
          Ü
        
        
          yine seksen
        
        
          beş defa bir oluyor;
        
        
          l
        
        
          óp
        
        
          MGn
        
        
          h *n
        
        
          G
        
        
          der.
        
        
          Ü
        
        
          iki adedi kırk üç
        
        
          olup, bir farkla
        
        
          ?
        
        
          ’nin ikisine tevafuk eder.
        
        
          Ü
        
        
          üç adedi
        
        
          yirmi yedi olup,
        
        
          ?
        
        
          ’nin üçüne iki farkla tevafuk eder.
        
        
          Ü
        
        
          beş adedi yirmi üç defa
        
        
          ?
        
        
          ’nin üç adedine iki farkla teva-
        
        
          fuk eder.
        
        
          ä
        
        
          altı adedi on beş defa
        
        
          h
        
        
          ’ın dört adedine te-
        
        
          vafuk eder.
        
        
          h
        
        
          altı adedi, yirmi altı veya yirmi yedi defadır.
        
        
          
            ahir:
          
        
        
          son.
        
        
          
            aziz:
          
        
        
          izzetli, muhterem, saygın.
        
        
          
            ekserî:
          
        
        
          çoğu zaman, çoğu kısmı.
        
        
          
            ekseriyet-i mutlaka:
          
        
        
          mutlak ço-
        
        
          ğunluk.
        
        
          
            elmas:
          
        
        
          çok kıymetli bir mücev-
        
        
          her.
        
        
          
            evvel:
          
        
        
          önce.
        
        
          
            fasıla:
          
        
        
          aralık, ara.
        
        
          
            hakikî:
          
        
        
          gerçek.
        
        
          
            hüsn-i niyet:
          
        
        
          iyi niyet, temiz
        
        
          kalplilik.
        
        
          
            inşaallah:
          
        
        
          ‘Allah izin verirse’
        
        
          manasında kullanılan bir dua.
        
        
          
            israf:
          
        
        
          gereksiz yere harcama,
        
        
          ihtiyaçtan fazlasını harcama,
        
        
          savurganlık.
        
        
          
            Kur’ân:
          
        
        
          Allah tarafından va-
        
        
          hiy yoluyla Hz. Muhammed’e
        
        
          indirilmiş, semavî kitapların
        
        
          sonuncusu.
        
        
          
            kut:
          
        
        
          yiyecek, rızık.
        
        
          
            Lâfza-i Celâl:
          
        
        
          Allah lâfzı, keli-
        
        
          mesi.
        
        
          
            Lâfzullah:
          
        
        
          Allah lâfzı.
        
        
          
            lisan:
          
        
        
          dil.
        
        
          
            manidar:
          
        
        
          nükteli, ince mana-
        
        
          lı.
        
        
          
            sahife:
          
        
        
          sayfa.
        
        
          
            tazyikat:
          
        
        
          tazyikler, baskılar,
        
        
          zorlamalar.
        
        
          
            tefekkühât:
          
        
        
          meyvelenmeler,
        
        
          yemiş toplayıp yemeler.
        
        
          
            tefekkühât-ı ilmiye:
          
        
        
          ilmî
        
        
          meyveler.
        
        
          
            tevafuk:
          
        
        
          uygunluk; belli sıra,
        
        
          ölçü ve münasebetler içeri-
        
        
          sinde birbirine denk gelme.
        
        
          
            umumiyet:
          
        
        
          herkese ait olma,
        
        
          genellik.
        
        
          
            zaaf:
          
        
        
          zayıflık, kuvvetsizlik.
        
        
          
            1.
          
        
        
          Allah birdir.
        
        
          
            | 80 | K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası