ile beraber, yalnız iki farkla, tevafuk diliyle
        
        
          
            (1)
          
        
        
          n
        
        
          ƒo
        
        
          g s
        
        
          ’ p
        
        
          G n
        
        
          ¬'
        
        
          d p
        
        
          G =
        
        
          '
        
        
          ’
        
        
          okurlar.
        
        
          İşte seksen beş, yetmiş beş, altmış beş olması ve bir
        
        
          adedi seksen beş ve iki adedi onun yarısı olan kırka ve
        
        
          üçü onun nısfı
        
        
          
            (HaşİYe)
          
        
        
          yirmiye inmesi ve birbiriyle teva-
        
        
          fukları ve lâfza-i Celâlin ve kelime-i tevhidin lem’alarını
        
        
          ifade etmeleri gibi, muntazam niseb-i adediye ve mani-
        
        
          dar münasebet-i tevafukiye bize kanaat veriyor ki, tesa-
        
        
          düfî değil, belki alâmet-i kabul bir tevfiktir; bir tanzimdir.
        
        
          
            Kardeşiniz Said Nursî
          
        
        
          ì®í
        
        
          ‡
        
        
          35
        
        
          ·
        
        
          
            Risale-i Nur
          
        
        
          
            ’a işaret eden otuz üçün-
          
        
        
          
            cü ayetin istihracına dair Hafız
          
        
        
          
            ali’nin bir fıkrasıdır.
          
        
        
          
            (3)
          
        
        
          /
        
        
          ?p
        
        
          ór
        
        
          ªn
        
        
          ëp
        
        
          H o
        
        
          íu
        
        
          Ñn
        
        
          °ùo
        
        
          j s
        
        
          ’p
        
        
          G m
        
        
          Ar
        
        
          Àn
        
        
          T r
        
        
          øp
        
        
          e r
        
        
          ¿p
        
        
          Gn
        
        
          h @
        
        
          
            (2)
          
        
        
          o
        
        
          ¬n
        
        
          fÉn
        
        
          ër
        
        
          Ño
        
        
          °S /
        
        
          ¬p
        
        
          ªr
        
        
          °SÉp
        
        
          H
        
        
          
            (4)
          
        
        
          o
        
        
          ¬o
        
        
          JÉn
        
        
          c n
        
        
          ôn
        
        
          Hn
        
        
          h $G o
        
        
          án
        
        
          ª r
        
        
          Mn
        
        
          Qn
        
        
          h r
        
        
          ºo
        
        
          µ` r
        
        
          «n
        
        
          ?n
        
        
          Y o
        
        
          ?n
        
        
          Ó° s
        
        
          ùdn
        
        
          G
        
        
          AzizÜstadımHazretleri!
        
        
          dün, akşam namazını kılarken, ikinci rekâtta, Fatiha-i
        
        
          Şerifeden sonra,
        
        
          
            HaşİYe:
          
        
        
          seksen dördüncü sahifenin ikinci haşiyesinde
        
        
          ?õªM
        
        
          ahiri
        
        
          I
        
        
          ’dir. (Arabî İşaratü’l-İ’caz’ın ilk tab’ının seksen dördüncü sayfası.)
        
        
          
            aziz:
          
        
        
          izzetli, muhterem, saygın.
        
        
          
            alâmet-i kabul:
          
        
        
          kabul olunduğu-
        
        
          nu belirten işaret, kabul belirtisi.
        
        
          
            ayet:
          
        
        
          Kur’an’ın her bir cümlesi.
        
        
          
            dair:
          
        
        
          alakalı, ilgili.
        
        
          
            Fatiha-i Şerife:
          
        
        
          Fatiha Suresi.
        
        
          
            fıkra:
          
        
        
          kısım, fasıl, bölüm.
        
        
          
            haşiye:
          
        
        
          dipnot.
        
        
          
            istihraç:
          
        
        
          bir şeyden bir şey çıkar-
        
        
          ma, sonuç çıkarma, mana çıkar-
        
        
          ma.
        
        
          
            kanaat:
          
        
        
          inanma, görüş, fikir.
        
        
          
            Kelime-i tevhid:
          
        
        
          tevhid-i İlâhîyi
        
        
          ifade eden lâilahe illallah Muham-
        
        
          medün Resulullah cümlesi.
        
        
          
            Lâfza-i Celâl:
          
        
        
          Allah lâfzı, kelimesi.
        
        
          
            lem’a:
          
        
        
          parıltı.
        
        
          
            manidar:
          
        
        
          nükteli, ince mana-
        
        
          lı.
        
        
          
            muntazam:
          
        
        
          nizamlı, intizamlı,
        
        
          düzenli ve düzgün biçimde.
        
        
          
            münasebet-i tevafukiye:
          
        
        
          uy-
        
        
          gunluk arzeden münasebet-
        
        
          ler, alâkalar.
        
        
          
            nısf:
          
        
        
          yarım, yarı.
        
        
          
            niseb-i adediye:
          
        
        
          sayılarla ilgi-
        
        
          li ölçüler, dengeler.
        
        
          
            Risale-i nur:
          
        
        
          Nur Risalesi, Be-
        
        
          diüzzaman Said Nursî’nin
        
        
          eserlerinin adı.
        
        
          
            tanzim:
          
        
        
          düzenleme, sıralama,
        
        
          tertipleme.
        
        
          
            tesadüfî:
          
        
        
          tesadüfle ilgili, rast-
        
        
          gele, tesadüf olarak.
        
        
          
            tevafuk:
          
        
        
          uygunluk; belli sıra,
        
        
          ölçü ve münasebetler içeri-
        
        
          sinde birbirine denk gelme.
        
        
          
            tevfik:
          
        
        
          Allah’ın yardımı, başa-
        
        
          rılı kılması.
        
        
          
            üstad:
          
        
        
          öğretici, öğretmen.
        
        
          
            1.
          
        
        
          Ondan başka hiçbir ilâh yoktur (Kasas Suresi: 88.)
        
        
          
            2.
          
        
        
          Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah’ın adıyla.
        
        
          
            3.
          
        
        
          Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp, Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
        
        
          
            4.
          
        
        
          Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı üzerinize olsun.
        
        
          
            | 82 | K
          
        
        
          
            astamonu
          
        
        
          
            L
          
        
        
          
            âhiKası