Sözler - page 297

Ne kadar Nebî hakk›na hürmet ve ne kadar ezvac›n
hukukuna merhamet var. fiu mühim tahflidat, yaln›z hür-
met-i Nebînin azametini ve iki zaifenin flekvalar›n›n
ehemmiyetini ve haklar›n›n riayetini, Rahîmâne ifade et-
mek içindir.
YED‹NC‹ BASAMAK
Melekler ve semekler gibi, y›ld›zlar›n dahi gayet muh-
telif efratlar› vard›r. Bir k›sm› nihayet küçük, bir k›sm› ga-
yet büyüktür. Hatta, gökyüzünde her parlayana y›ld›z de-
nilir. ‹flte bu y›ld›z cinsinden bir nev’i de, nazenin sema
yüzünün murassa ziynetleri ve o a¤ac›n münevver mey-
veleri ve o denizin müsebbih bal›klar› hükmünde, Fât›r-›
Zülcelâl, Sâni-i Zülcemal onlar› yaratm›fl ve meleklerine
mesireler, binekler, menziller yapm›flt›r. Ve y›ld›zlar›n kü-
çük bir nev’ini de, fleyatinin recmine alet etmifl. ‹flte bu
recm-i fleyatin için at›lan flahaplar›n üç manas› olabilir:
•
Birincisi
: Kanun-u mübareze, en genifl dairede dahi
cereyan etti¤ine remiz ve alâmettir.
•
‹kincisi
: Semavatta hüflyar nöbettarlar, mutî sekene-
ler var. Arzl› flerirlerin ihtilât›ndan ve istimalar›ndan hofl-
lanmayan cünudullah bulundu¤una ilân ve iflarettir.
•
Üçüncüsü
: Müzahrefat-› arziyenin mümessilât-› habi-
seleri olan casus fleytanlar›, temiz ve temizlerin meskeni
olan semay› telvis etmemek ve nüfus-u habise hesab›na
tecessüs ettirmemek için, edepsiz casuslar› korkutmak
SÖZLER | 297
O
N
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
hürmet-i nebî:
peygambere say-
g›.
hüflyar:
uyan›k.
ifade:
anlatma.
ihtilât:
kar›flma.
ilân:
duyurma.
istima:
dinleme.
iflaret:
niflan, iz. .
kanun-u mübareze:
çekiflme
mücadele kanunu.
mana:
anlam.
melek:
masum, temiz, nurdan
varl›klar.
menzil:
konak, yer, mekân.
merhamet:
flefkatle koruma.
mesire:
seyir edilecek, gezilecek
yer.
mesken:
oturulan yer, ev.
muhtelif:
çeflitli, farkl›.
murassa:
mücevherlerle süslen-
mifl.
mutî:
boyun e¤en.
mühim:
önemli.
mümessilât-› habise:
kötü ve pis
temsilciler.
mü’min:
iman eden.
münevver:
nurlanm›fl, ayd›nl›k.
müsebbih:
tesbih eden, Allah’›
anan.
müzahrefat-› arziye:
yeryüzü-
nün pislikleri.
nazenin:
nazl›.
nebî:
peygamber, Hz. Muham-
med.
nev:
çeflit, tür.
nihayet:
son derece.
nöbettar:
nöbetçi.
nüfus-u habise:
kötü olan nefis-
ler.
Rahîmâne:
merhametli olarak,
koruyarak.
recim:
tafllama.
recm-i fleyatin:
fleytanlar› taflla-
ma.
remiz:
iflaretle ifade etme.
riayet:
gözetme, kollama.
salih:
iyi ifller sahibi.
Sâni-i Zülcemal:
sonsuz güzellik
ve haflmet sahibi sanatl› yarat›c›,
Allah.
sekene:
bir yerde kalanlar, yafla-
yanlar.
sema:
gökyüzü.
semavat:
semalar, gökler.
semek:
bal›k.
flahap:
gök tafl›, meteor.
flekva:
flikâyet.
flerir:
kötülük iflleyen, flerli.
fleyatin:
fleytanlar.
fleytan:
sapk›n, iblis.
tahflidat:
y›¤›nak; öneminden do-
lay› bir fleyin üzerinde fazla dur-
malar.
tecessüs:
gizlice araflt›rma, ca-
susluk yapma.
telvis:
kirletme, pisletme.
zay›f:
güçsüz.
ziynet:
süs.
alâmet:
iz belirti.
alet etmek:
vas›ta yapmak.
arzl›:
dünyal›, yerli.
azamet:
büyüklük.
casus:
gizli haber veren, ajan.
Cebrail:
dört büyük melekten
biri.
cereyan etme:
meydana gel-
me.
cünudullah:
Allah’›n askerle-
ri.
daire:
s›n›r, saha, alan.
edep:
nezaket, utanma.
efrat:
fertler.
ehemmiyet:
çok önemli ol-
ma.
Ezvac-› Tahirat:
peygamber
eflleri.
ezvaç:
efller, han›mlar.
Fât›r-› Zülcelâl:
benzersiz
fleyleri yaratan sonsuz hafl-
met sahibi Allah.
gayet:
son derece, çok.
hak:
hisse, pay.
hukuk:
haklar.
hükmünde:
gibi, de¤erinde.
hürmet:
sayg›.
1...,287,288,289,290,291,292,293,294,295,296 298,299,300,301,302,303,304,305,306,307,...1482
Powered by FlippingBook