Sözler - page 324

Bir ihtar:
Temsildeki padiflah, aczi için, kumandanl›k
isminin meratibinde müflir ve ferik gibi vas›talar koymufl-
tur. Fakat,
1
m
A r
Àn
T u
?o
c o
äƒo
µn
? n
e /
?p
ón
Ğp
H
olan Kadîr-i Mutlak, va-
s›talardan müsta¤nidir. Vas›talar, s›rf zahirîdirler, perde-i
izzet ve azamettirler, ubudiyet ve hayret ve acz ve iftikar
içinde saltanat-› rububiyetine dellâld›rlar, temaflagerdir-
ler; muini de¤iller, flerik-i saltanat-› rububiyet olamazlar.
DÖRDÜNCÜ fiUA
‹flte ey tembel nefsim! Bir nevi Miraç hükmünde olan
namaz›n hakikati, sab›k temsilde bir nefer, mahz-› lütuf
olarak huzur-u flahaneye kabulü gibi, mahz-› rahmet ola-
rak Zat-› Celîl-i Zülcemal ve Ma’bud-u Cemil-i Zülcelâl’in
huzuruna kabulündür.
2
o
ô n
Ñr
cn
G *n
G
deyip, manen ve haya-
len veya niyeten iki cihandan geçip, kayd-› maddiyattan
tecerrüt edip bir mertebe-i külliye-i ubudiyete veya küllî-
nin bir gölgesine veya bir suretine ç›k›p, bir nevi huzura
müflerref olup,
3
o
ó o
Ñ r
İn
f n
?É s
jp
G
hitab›na, herkesin kabiliyeti
nispetinde bir mazhariyet-i azîmedir. Âdeta, harekât-› sa-
lâtiyede tekrarla
o
ô n
Ñr
cn
G *n
G , o
ô n
Ñr
cn
G *n
G
demekle kat-› meratip
ve terakkiyat-› maneviyeye ve cüz’iyattan devair-i kül-
liyeye ç›kmas›na bir iflarettir ve marifetimiz haricindeki
kemalât-› kibriyas›n›n mücmel bir ünvan›d›r. Güya her
bir
o
ô n
Ñ r
c
n
G *n
G
bir basamak-› miraciyeyi kat’›na iflarettir.
acz:
kendini yetersiz görme; za-
y›fl›k, güçsüzlük.
Allahü Ekber:
Allah en büyüktür.
basamak-› miraciye:
Allah’a yak-
laflt›ran basamaklar.
cihan:
dünya ve ahiret.
cüz’iyat:
ufak ve ferdî fleyler.
dellâl:
ilân edici; ispat eden, gös-
teren.
devair-i külliye:
genifl ve umumî
daireler.
ferik:
general.
güya:
sanki.
harekât-› salâtiye:
namaz›n ha-
reketleri.
haricinde:
d›fl›nda.
hayalen:
hayal ederek.
hayret:
akl›n flaflk›nl›k içinde kal-
mas›.
huzur-u flahane:
padiflah›n huzu-
ru.
hüküm:
karar, hâkimiyet.
iftikar:
fakirlik yoksulluk.
ihtar:
hat›rlatma, uyar›.
kabiliyet:
yetenek.
Kadîr-i Mutlak:
sonsuz, s›n›rs›z
güç ve kudret sahibi Allah.
kat’:
yol alma, aflma, geçme, iler-
leme.
kat-› meratip:
makamlar› geçme,
mertebelerde yükselme.
kayd-› maddiyat:
madde oluflun
ba¤lay›c›l›¤›.
kemalât-› kibriya:
Allah’›n bü-
yüklü¤ünün mükemmelli¤i.
küllî:
bütün, umumî, kapsaml›.
Ma’bud-u Cemîl-i Zülcelâl:
iba-
dete lây›k celâl ve azamet sahibi
zat.
mahz-› lütuf:
iyilik ve ihsan›n tâ
kendisi.
mahz-› rahmet:
rahmetin tâ ken-
disi.
manen:
manevî olarak.
marifet:
bilgi.
mazhariyet-i azîme:
büyük maz-
hariyet.
meratip:
mertebeler, dereceler.
mertebe-i külliye-i ubudiyet:
kullu¤un genifl, umumî ve büyük
mertebesi.
Miraç:
Peygamberimizin Hicret-
ten bir-bir buçuk y›l önce Recep
ay›n›n 27. gecesinde Allah’›n hu-
zuruna ruhen ve cismen ç›kmas›.
muin:
yard›mc›.
mücmel:
k›sa ve öz, özet.
müsta¤ni:
baflka fleylere ihtiyac›
olmayan.
müflerref olmak:
flereflenmek.
müflir:
mareflal.
nev’î:
çeflit.
nispet:
oran.
niyeten:
niyet ederek.
perde-i izzet ve azamet:
Allah’›n
büyüklü¤ünü ve yüceli¤ini görü-
nüflte hofl olmayan hâllerde ve
durumlarda tenzih etmek için
araya perde olarak konulan
sebepler ve vas›talar.
sab›k:
önceki, geçen.
saltanat-› rububiyet:
Allah’›n
tam bir hâkimiyetle kâinat›
idare ve terbiye etmesi.
s›rf:
sadece, yaln›zca.
suret:
benzer.
flerik-i saltanat-› rububiyet:
Allah’›n kâinat› ve içindekileri
sevk, idare ve terbiye etme
saltanat›na ortak.
flua:
bir ›fl›k kayna¤›ndan uza-
nan ›fl›k demeti.
tasarruf:
idare etme, kullan-
ma.
tecerrüt:
maddeden s›yr›lma;
soyutlaflma.
temaflager:
temafla eden, gö-
rerek hayrette kalan.
temsil:
örnek, misal.
terakkiyat-› maneviye:
ma-
nen yücelme, yükselme.
ubudiyet:
kulluk.
ünvan:
isim, nam.
vas›ta:
arac›.
zahiri:
görünen, görünürdeki.
Zat-› Celîl-i Zülcemal:
cemal
sahibi yüce zat.
1.
Her fleyin hüküm ve tasarrufu Onun elindedir. (Yâsin Suresi: 83.)
2.
Allah en yüce ve en büyüktür.
3.
Ancak Sana kulluk ederiz. (Fatiha Suresi: 5.)
324 | SÖZLER
O
N
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,314,315,316,317,318,319,320,321,322,323 325,326,327,328,329,330,331,332,333,334,...1482
Powered by FlippingBook