Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Kuzey Kore gerginliği

Kuzey Kore’nin bugün, tarihinde ilk kez bir nükleer silâh denemesi yaptığı bildirildi. Güney Kore haber ajansı Yonhap, Kuzey Kore’nin nükleer silâh denemesi yapmasının ardından Güney Kore Devlet Başkanı Roh Moo-hyun’un, konu hakkında görüşmelerde bulunmak üzere güvenlik danışmanlarıyla toplantı yaptığını duyurdu.

Yonhap’ın haberinin hemen ardından, Kuzey Kore resmi haber ajansı Kore Merkezi Haber Ajansı’nın (KCNA) haberinde de Kuzey Kore’nin başarılı nükleer silah denemesi yaptığı belirtilerek, denemenin herhangi bir sızıntı ya da tehlikeye yol açmadığı kaydedildi. Kuzey Kore tarafından geçen hafta yapılan açıklamada, bu ülkenin muhtemel bir ABD işgaline karşı caydırıcılığın bir parçası olarak nükleer deneme yapacağı ilân edilmişti.

Nükleer deneme arazlarını doğrulayan ABD ve Avustralya hükümetleri bölgede sismik dalgalanmalar tespit ettiklerini bildirdiler. Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, Amerika ve Güney Kore istihbaratının, Kuzey Kore’deki nükleer deneme bölgesinde sismik bir olay belirlediğini söyledi. Avustralya Başbakanı John Howard da, sismik ölçümlerin, Kuzey Kore’nin nükleer deneme yaptığı bilgisini doğruladığını söyledi. Japonya Meteoroloji Kurumu da, Kuzey Kore’nin, nükleer deneme yapıldığını iddia ettiği kuzeydeki bir bölgede, bu sabah saatlerinde 4,9 büyüklüğünde sarsıntı tespit edildiğini açıkladı.

Dünya tepkili ama yapacakları sınırlı

Bu arada, Güney Kore Jeoloji Enstitüsü uzmanları, Kuzey Kore’nin bir nükleer denemesinin 550 ton TNT’ye eşdeğer olduğunu belirtiyor.

Beyaz Saray, Kuzey Kore’nin ilk nükleer silâh denemesini kınayarak, BM Güvenlik Konseyi’ni acil tedbir alması içintoplantıya çağırdı ve ABD’nin bölgedeki müttefiklerini korumaya ve savunmaya kararlı olduğunu bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, ABD’nın ne karşılık vereceği sorusuna karşılık olarak, “Bu noktada halen verileri değerlendiriyoruz ve tam ne olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Birçok şey, verilerin bize sağlayacağı bilgiye bağlı olacak” dedi.

AFP muhabirinin görüşlerini aldığı Amerikalı askeri uzmanlar, Amerikan ordusunun Pasifik’te savaş gemileri ve denizaltı bulundurduğunu, ayrıca Guam adasında B-52 bombardıman uçaklarına sahip olduğunu ve bu imkanları kullanarak Kuzey Kore’yi füze ateşi altına alabileceğini söyledi.

Uzmanlara göre, ABD’nin Güney Kore’de konuşlanmış 28 bin askeri var. Güney’in asker sayısı da 670 bin dolayında. Ancak bu sayılar, Kuzey Kore’nin muhtemel istilasını önlemeye yetmez.

Kuzey Kore ordusu 1,2 milyon askerden oluşuyor. Pyongyang yönetiminin elinde kimyasal silâh stoku, 11 bin top ile kısa ve orta menzilli füze parçası bulunuyor. Füzelerin bir kısmına nükleer başlık takmak mümkün. Bazı füzeler de 40 bin Amerikan askerinin konuşlandırıldığı Japonya’yı vurabilecek menzile sahip. Brookings Institution’dan Michael O’Hanlon, “Savaş patlak verirse Kuzey Korelilerin nerede duracağını kestiremezsiniz” dedi.

Uzmanlara göre, ayrıca muhtemel bir Amerikan saldırısını mazur ve meşru göstermek de kolay olmayacak ve savaş yüzünden milyonlarca mültecinin kapılarına dayanmasından korkan Güney Kore ve Çin, Amerikan müdahalesine sıcak bakmayacak. ABD müdahale etmeye kalkarsa bunun ne kadar işe yarayacağına da uzmanlar tarafından şüpheyle bakılıyor. Eski dışişleri müsteşarlarından Robert Einhorn, “Nereyi vuracağız ki?” diye sordu. Washington’a göre, Kuzey Kore’nin elinde uranyum zenginleştirme programı çerçevesinde 10 kadar nükleer silah bulunuyor. Einhorn, “Ama bu silahların bulunduğu yerler hakkında hiçbir fikrimiz yok...” dedi.

İran’a gün doğdu!

Öte yandan, Fransız haber ajansı AFP, Kuzey Kore’nin ilk nükleer denemesinin, nükleer silahların yayılmasını önleme antlaşmasının (TNP) iflası anlamına gelebileceği yorumunu yaptı. Uzmanlara dayanan ajansa göre, Pyongyan’ın bu denemesi, başta İran olmak üzere bazı ülkeleri, nükleer silaha özendirebilir.

Pakistan’ın, nükleer rakibi Hindistan’a yetişebilmek amacıyla 1998 yılında 6 deneme yapmasından bu yana bu ilk atom silâhı denemesi oldu.

Bu üç Asya ülkesiyle resmen ilan etmese de nükleer silâha sahip olduğuna kesin gözüyle bakılan İsrail’in kabullenmemesi, 1968’de imzalanan ve 188 ülke tarafından onaylanan TNP antlaşmasına gölge düşürüyor. Hindistan ve Pakistan TNP’yi onaylamadı. Kuzey Kore ise antlaşmadan 2003 yılında çekildi, iki yıl sonra da atom bombası yaptığını açıkladı. Nükleer silâhların yayılmasının önlenmesine ilişkin ilke, geçen baharda ABD’yle Hindistan arasında sivil nükleer işbirliği anlaşması yapılmasıyla zaten ciddî darbe yemişti. Anlaşmaya göre, ABD Hindistan’da nükleer santral geliştirilmesini destekleyecek, Yeni Delhi de buna karşılık sivil tesislerinin denetimini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna bırakacak.

TNP’den çekilirken Kuzey Kore gibi yapma tehdidinde bulunan İran’ın nükleer programı da dünyada tartışma konusu oluyor. Tahran’ın nükleer programını askıya almaması halinde, İran’a uygulanabilecek yaptırımlar bu hafta BM’de tartışılacak.

İran, bu faaliyetinin tamamen sivil amaçlı olduğunu söylerken, uluslar arası topluluk Tahran’ın bunu askeri amaçla kullanmasından korkuyor. Uzmanlar, Pyongyang’ın denemesinin, İran’ı aynı şeyi yapmaya cesaretlendireceğini düşünüyor. Josephn Cirincione adlı Amerikalı dış politika uzmanına göre, “İran, şimdi gelişmeleri çok yakından izleyecek ve Kuzey Kore bu işten paçayı sıyırırsa aynı şeyi yapmak için cesaretlenecek...”

Uzmanlara göre, Kuzey Kore’nin komşularının göstereceği tepki de başka bir endişe kaynağı. Komşu Güney Kore, Tayvan veya Japonya’nın da nükleer bomba yapmak istemesiyle işler tamamen şirazesinden çıkabilir.

Uzman Joseph Cirincione, “Asıl tehlike, Asya’da böyle zincirleme nükleer tepkinin ortaya çıkması... Bu söndürülemeyecek bir fitili ateşleyebilir ve nükleer yayılmacılığa karşı imzalanan antlaşma paramparça olur...” diyor.

/ SEUL

10.10.2006


 

Papandreu’dan tarihî bir itiraf: Türkiye ile anlaşmaya ramak kalmıştı

Yunanistan ana muhalefet PASOK Partisi Genel Başkanı Yorgo Papandreu, ‘’PASOK’un iktidar olduğu dönemde Türkiye ile Ege konusunda anlaşmaya varılmasına az kaldığına inandığını’’ söyledi.

Papandreu, Atina’da yayımlanan Ethnos gazetesine verdiği demeçte, Türk-Yunan ilişkileri ve Türkiye’nin AB üyeliği konularına değindi. PASOK döneminde izlenen politikayla Türkiye ile bir güven, işbirliği ve diyalog ortamı oluşturulduğunu, ikinci derecede önemli konulardan, istikşafi görüşmeler gibi daha zor konulara ulaşılabildiğini belirten Papandreu, şunları söyledi: ‘’Ancak daha sonda ne yazık ki fırsatlar değerlendirilmedi. Kıta sahanlığı konusunu masaya koyup bu konuları kesin olarak kapatmanın zamanı gelmişti. O dönemde, belli bir prosedür üzerinde anlaşmaya vararak, Türkiye’nin ‘gri bölgeler’ gibi ithamlarını, Uluslararası Lahey Adalet Divanı aracılığıyla geri çekeceği noktaya ulaştığımıza inanıyorum.’’ Söz konusu prosedür sayesinde aslında ‘’Casus Belli’’ konusunun da geçerliliğini kaybedeceğini kaydeden Papandreu, ‘’Bu çerçevede, Yunanistan’ın kara sularının genişletilmesi konusu da kapanacaktı’’ dedi.’’Yunanistan’ın, karasularını tek taraflı olarak genişletme hakkından vazgeçip geçmeyeceği’’ şeklindeki soruyu da Papandreu, şöyle cevapladı:

‘’Tabiî ki hayır. Aksine, istikşafi görüşmeler çerçevesinde toplu bir anlaşmaya varmak için son bir adım kaldığına inanıyorum. Hatta dönemin Başbakanı Kostas Simitis ile 2003 yılı Aralık ayıyla 2004 yılı Ocak ayında Türkiye ile son bir anlaşmaya gidip gitmeyeceğimize ilişkin ciddî bir konuşmamız olduğunu hatırlıyorum.’’ Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Papandreu, ‘’Türkiye’nin AB ile imtiyazlı bir ilişkisi olmasının Yunanistan’ın çıkarına olmadığını’’ söyledi.

Papandreu, imtiyazlı bir ilişkide, Türkiye’nin yükümlülük almaksızın ayrıcalıklara sahip olacağına, ilk plandaysa Kıbrıs, azınlıklar ve Fener Rum Patrikhanesi gibi konularda ödün verileceğine inandığını da kaydetti.

/ ATİNA

10.10.2006


 

Bir Türk, Rus askeri sitesinde bomba ile yakalandı

Rusya’nın başşehri Moskova yakınlarındaki bir askerî şehre bomba yüklü araçla girmeye çalışan Türk vatandaşının gözaltına alındığı bildirildi.

Rus Noviye İzvestiya gazetesinde bugün yayımlanan haberde, bir Türk vatandaşının, Moskova yakınlarındaki Krasnoznamensk’e bomba yüklü araçla girmeye çalışırken yakalandığı kaydedildi. Haberde, 7 Ekim Cumartesi akşamı şehir girişindeki polis kontrol noktasında durdurulan adı açıklanmayan Türk vatandaşının aracında yapılan aramada bomba bulunduğu belirtildi. Polis, bölgeyi 12 saat araç trafiğine kapattı.

/ MOSKOVA

10.10.2006


 

Taliban ikinci bir valiyi de öldürdü

Afganistan’da düzenlenen bombalı saldırıda, Hogyani valisi ve emniyet müdürünün de aralarında bulunduğu 5 kişi öldü.

Polis sözcüsü Gafur Han, doğudaki Nangarhar eyaletine bağlı Hogyani şehrinin valisinin makam aracının geçtiği sırada yola yerleştirilen bir bombanın infilak ettiğini belirtti. Bombanın uzaktan kumandayla patlatıldığını belirten Han, saldırıda vali, kentin emniyet müdürü ve istihbarat şefiyle bir polis ve yoldan geçen bir kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.Taliban sözcüsü, yola yerleştirilen bombayı militanlarının patlattığını ifade etti.

/ CELALABAD

10.10.2006


 

Irak devlet başkanı yardımcısının kardeşi öldürüldü

Irak Devlet Başkan Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin kardeşi General Amir El Haşimi, Bağdat’taki evinde öldürüldü.

Irak hükümeti sözcüsü Kasım El Musavi, Savunma Bakanlığı danışmanlarından General El Haşimi’nin dün erken saatlerde öldürüldüğünü söyledi. Sözcü, Haşimi’nin, askeri üniforma giymiş silâhlı bir grup tarafından öldürüldüğünü belirtti, daha fazla ayrıntı vermedi.

/ BAĞDAT

10.10.2006


 

NATO’da Taliban korkusu

Afganistan’daki NATO güçlerinin komutanı General David Richards, ülkede kısa zamanda bir iyileşme olmazsa, halkın taraf değiştirerek Talibanı desteklemeye başlayacağı uyarısında bulundu.

Richards, insanların hayatlarında gelecek altı ayda hissedilir bir değişme olmazsa halkın taraf değiştireceğini ve desteğini çekeceğini vurguladı.

10.10.2006


 

NATO’da Taliban korkusu

Afganistan’daki NATO güçlerinin komutanı General David Richards, ülkede kısa zamanda bir iyileşme olmazsa, halkın taraf değiştirerek Talibanı desteklemeye başlayacağı uyarısında bulundu.

Richards, insanların hayatlarında gelecek altı ayda hissedilir bir değişme olmazsa halkın taraf değiştireceğini ve desteğini çekeceğini vurguladı.

10.10.2006


 

Dalaylama: Dünyanın İslâmdan alacağı çok şey var

Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de bulunan Yabancı Gazeteciler Derneği’nde yabancı basın mensuplarına konuşan Budist lider Dalaylama, “bir kaç kötü Müslüman yüzünden bütün İslam âleminin kötü gösterilemeyeceğini” söyledi.

İnsanların hata yapma eğiliminde olduğuna değinen Budist lider bu hata yapma eğilimli insanlar yüzünden bütün sistemin hatalı gösterilmesinin doğru olmadığını savundu. Budist lider, dünyanın İslam’dan alacağı ve öğreneceği çok şeyin olduğunu dile getirdi. Her dinde kötü insanların mevcut olabileceğini dile getiren Dalaylama; bir Hıristiyan’ın, bir Hindu’nun, bir Yahudi’nin ve bir Budist’in kötü alışkanlıkları olabileceği gibi bir Müslüman’ın da kötü olabileceğini söyledi.

Dalaylama dünyada terör, şiddet gibi problemlerin önüne geçilmesi için şefkat, hoşgörü, diyalog gibi insani ve evrensel duyguların öne çıkarılması gerektiğini söyledi. Dalaylama ayrıca dünya ülkelerine dinler arası diyalog ve laikliğe en güzel örneğin Hindistan olduğunu savundu. Hindistan’ın dini reddetmediğini aksine dinlerin daha kolay yaşanması için devletin imkân tanıdığını işaret eden Dalaylama gerçek laikliğin bu olduğunu dile getirdi.

Dalaylama Papa’nın İslam ve Peygamberi hakkında yaptığı açıklamayı değerlendirmesi istendiğinde insanları diyaloğa davet etti. Kimi zaman yanlış anlamalar ve hatalar yapılabileceğini dile getiren Dalaylama konu üzerinde çok durmazken, eskinin medeniyetten uzak çatışmalarını unutup daha güzel bir dünya oluşturmak için diyalog ve harmoni içinde olmaları gerektiğinin altının çizdi.

/ YENİ DELHİ

10.10.2006


 

Ramazan’da oruç tutan Katolik

Amerikan İslam Heyeti, California’da Ramazan ayı dolayısıyla Müslüman ve gayrimüslimlere iftar veriyor. İftarın ardından kılınan teravih namazı ve hatim de büyük ilgi görüyor.

Etkinlik çerçevesinde Müslüman olmayanlara da İslamiyet tanıtılarak, özellikle Hıristiyanlık ve İslâm dini arasındaki benzerlikler, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın İslam’daki yeri konularına değiniliyor.

California’nın Santa Clara şehrindeki Müslüman Cemiyeti merkezinde düzenlenen iftar etkinliğinde San Jose Belediye Başkanı Ron Gonzales ve Bölge Meclis Başkanı Selly J. Lieber de hazır bulundu. İftar etkinliğinde Ramazan ayında Müslümanlar gibi oruç tuttuğunu ifade eden Katolik Pattie Cortese’nin konuşması dikkat çekti. Konuşmasında oruç tutma sebeplerine değinen Pattie Cortese, “5 yıl önce bir Müslüman bir kadın tarafından buraya davet edilmiştim. Hayatımda ilk defa bir camiye adım atmıştım. Bütün dinler bize Allah tarafından verilmiştir ve hepsi saygıyı hak ediyor. Güzel bir şey olduğunu düşünerek Müslüman kardeşlerimle her Ramazan savaş bitene kadar oruç tutacağım. Acıktığım zaman dünyada yokluk içinde olan insanları düşünüyorum. Irak savaşı başladığından beri her Ramazan ayında oruç tutuyorum. İnanıyorum ki bizim de müşterek inançlarımız olduğu gibi farklarımız da var. Oruç tutuyorum böylece insanların biraraya gelmesini anlaşmasını istiyorum. Dünyaya baktığımızda neler olduğunu görüyorum, başkalarını değiştiremem ama en azından kendimi değiştirebilirim ve İslam hakkında daha fazla bilgi ediniyorum” dedi.

PAPA YANLIŞ YAPTI

Papa 16. Benedict’in İslam dini ile ilgili sözlerinin kendisini rahatsız ettiğini belirten Coretese, “Kişisel olarak ona inanıyorum ama yaptığı konuşmaların adaletli ve doğru olmadığın düşünüyorum. Umarım Müslüman liderle anlaşarak diyalog halinde olurlar” şeklinde konuştu.

Müslüman Cemiyeti Merkezi binasında düzenlenen etkinlikte kurulan standlarda da İslam dinini tanıtan broşürlerin yanı sıra davetlilere Türkçe, İngilizce ve İspanyolca Kuran-ı Kerim dağıtıldı.

MİLLİYET’İN ZEMZEM HABERİ DE ASILSIZ

Milliyet’in “Zemzem suyunda kanserojen madde” haberi, asılsız, saptırma ve ters çevirme olduğu anlaşıldı. Milliyet’te 5 Ekim 2006’da yayınlanan haberde yasaklandığı iddia edilen zemzem değil, İngiltere'de yaşayan İslâm toplumunun şikâyeti üzerine alınan bir karar olduğu anlaşıldı.

Son haftalarda asılsız haberleriyle dikkati çeken Milliyet gazetesinin “Zemzem suyuna yasaklama” haberinden sonra konu kaynağından araştırıldı. İşte bütün ayrıntılarıyla Milliyet’in saptırdığı haberin iç yüzü:

1- Söz konusu haberde alındığı belirtilen yasaklama haberi, bu yıla ilişkin değil 20 Ekim 2005 tarihine ait.

2- Yasaklanan gerçek zemzem suyu değil, bir şirketin “zemzem suyu” iddiasıyla bunun ticaretini yaptığı suya ait.

3- Hepsinden daha önemlisi de yasaklama kararı, İngiltere’de yaşayan İslam toplumunun “sahtecilik yaptığı” gerekçesiyle başvurusu ile alınan bir karar.

/ CALIFORNIA

10.10.2006


 

Verheugen: Avrupa Türkiye'ye yanlış mesajlar gönderiyor

Avrupa Birliği (AB) Eski Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Türkiye’ye gönderilen yanlış mesajların Türkiye’nin jeostratejik öneme haiz üyeliğini tehlikeye attığını söyledi.

1999-04 yılları arasındaki komisyonda genişlemeden sorumlu komiserlik yapan Verheugen, yeni Komisyon’da endüstriden sorumlu komiserlik yanı sıra Komisyon Başkan Yardımcılığı görevinde de bulunuyor.

Alman Bild am Sonntag gazetesine konuşan Verheugen, “Avrupa, neredeyse tamamen Türkiye’yi hedef alan yanlış mesajlar gönderiyor. Ülkenin zayıflıklarını öne çıkarıyoruz. Buna karşılık Türkiye’yi cesaretlendirmiyoruz. Bu da istediğimiz reformların olmasına engel oluyor. Bunun arkasında da Avrupa, Türkiye’nin müzakereleri yönetemediğinden şikayetçi oluyor.” şeklinde konuştu. Alman komiser Verheugen, “Bu jeopolitik öneme haiz bir üyeliği tehdit eden tehlikeli bir sarmal oluşturuyor” dedi.

/ BERLİN

10.10.2006


 

Türkiye-AB tarama süreci devam ediyor

Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde 22’nci fasıl olan bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonuyla ilgili ayrıntılı tarama toplantısı başladı.

AB Komisyonu’nda 2 gün sürecek toplantıda, üyelikten itibaren faydalanılmaya başlanacak olan Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu programlarının onaylanması ve uygulanması ele alınacak. AB bütçesinin yaklaşık 3’te 1’ini (bu yıl için 121,2 milyar avroluk bütçede 39,8 milyar avro) oluşturan Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu, üye ülkeler ve ülkeler içindeki bölgeler arasında gelişmişlik farklılıklarının azaltılması hedefine yönelik olarak harcanıyor.

Söz konusu fonlardan ağırlıklı olarak kişi başına düşen millî gelir seviyesi daha az olan yeni üyeler faydalanıyor.

Türkiye’nin doğrudan bir yasal düzenleme yapmasına ihtiyaç duyulmayan yapısal politika ve bölgesel araçların koordinasyonu faslıyla ilgili AB Komisyonu’nun talepleri arasında, bölgeler, iller ve belediyeler bazında istatistik kalitesinin yükseltilmesi, kamu yönetiminde reform yapılarak aşırı merkeziyetçi yapının hafifletilmesi ve bölgesel kalkınma ajanslarının yasal altyapısının tamamlanması bulunuyor.

Toplam 35 fasıldan 33’ünü kapsayan tarama sürecinde Türkiye, tüm fasıllarda tanıtıcı ve 31 fasılda ayrıntılı tarama toplantısını geride bıraktı. Türkiye-AB tarama sürecinde son ayrıntılı tarama toplantısı, 12-13 Ekimde yargı ve temel haklar faslında yapılacak.

/ BRÜKSEL

10.10.2006


 

Hollanda’da, Türklerden birlik beraberlik kararı

Hollanda’daki Türk dernek ve kuruluşları, genel seçimler öncesinde, siyasî partilerden Türk kökenli adayların atılmasının şiddetle kınadığını bildirerek, bu gelişmelere karşı ortak tavır alınması ve seçimlerin kesinlikle boykot edilmemesini benimsedi.

Ülkede faaliyet gösteren bütün Türk dernek ve kuruluş temsilcileri, Rotterdam’da bir araya gelerek, Ermenilere soykırım yapıldığı gerekçesiyle, Türk kökenli adaylar üzerinde yürütülen baskıları ve Türk toplumunun genel seçimlerde izleyebileceği yöntemi değerlendirdi. Toplantıya dernek ve kuruluş temsilcileri yanında öğrenciler, yerel politikacılar ve akademisyenler de katıldı. Toplanda söz alan konuşmacılar ısrarla, partilerin Ermeni soykırımını bahane ederek sergilediği yaklaşıma, mutlaka bir şekilde tepki verilmesi gerektiğini, bu baskıların sessiz geçiştirilemeyeceğini dile getirdiler. Yapılan konuşma ve önerilerin ardından ortak sonuç bildirisi yayımlandı. Bildiride, Türk adayların, aday listelerinden atılmasının düşünce özgürlüğüne aykırı olduğu ve Türk toplumunun kazanılmış haklarından geri bir adım içerdiği belirtildi ve bu durumun şiddetle kınandığı ifade edildi. 22 Kasım’da yapılacak seçimlerin boykot edilmeyeceği, herkesin sandık başına gitmesi gerektiği ve bağımsız iradesiyle oy kullanmasının istendiği ifade edildi. Bu seçimlere her zamankinden daha çok katılım sağlanmasının yararlı olacağı belirtildi.

/ ROTTERDAM

10.10.2006


 

İKÖ’den Irak için yeni girişim

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ), Irak’taki “ayaklanmanın son bulması ve akan kanın durması” için bir girişim başlatmaya hazırlanıyor.

Örgütün Suudi Arabistan’ın Cidde şehrindeki genel merkezinden yapılan açıklamada, İKÖ’nün Irak’ta başkaldırının sona ermesi ve müslümanların akan kanının durmasını hedefleyen bir girişim başlatılmasının gerekli olduğunu düşündüğü belirtildi.

Açıklamada, İKÖ genel merkezinde, Cumartesi ve Pazar günü Genel Sekreter Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başkanlığında Iraklı Şiî ve Sünnî din adamlarının katılımıyla yapılan hazırlık toplantılarında, Irak’ta Şiiler ve Sünniler arasında barış ortamının yaratılması amacıyla bir tasarı hazırlandığı kaydedildi.

“Mekke Belgesi” adı verilen bu tasarının, 19 ve 20 Ekim tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde yapılacak zirve toplantısının ana gündem maddesi olacağı belirtildi.

Mekke Belgesi’nin tüm Irak halkına, müslümanların kanlarının akması ile ilgili İslâm’ın açık tutumunu anlatacağı ve bu sebeple İslam’ın ilkelerine saygı çağrısı yapacağı bildirildi.

/ DUBAİ

10.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004