Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Eğitim

Okul gezileri kâbusunuz olmasın

Bahar ayları geldi. Geziler yavaş yavaş artacak. Öğrencileri de tatlı bir heyecan saracak. Oysa öğretmenler için böyle mi? Öğretmenler için adeta sabır ve iletişim testi haline gelen okul gezilerinde, çoğu kez hedeflenen faydalar gerçekleştirilemez. Okul gezilerini organize etme işi yalnızca öğretmenin sorumluluğunda değildir. Yönetim, diğer öğretmenler, öğrenciler ve öğrenci velileri de bu çalışmalarda işbirliği yapmalıdır.

Bütün okulun ya da birkaç sınıfın katılığı organizasyonların çok iyi planlanması gerekmektedir. Geziye katılacak öğrenci sayısı, her öğrencinin velisinden alınan izin kâğıdı, otobüse binilecek ve inilecek yerler, acil durumlar için telefon numaraları, gezi programı ve seyahat güzergâhı, faaliyet öncesinde bilinmelidir. Faaliyette nerelere gidileceği ve neler yapılacağı çocuklara dikkatle anlatılmalıdır. Çocuklara kendi otokontrollerini sağlamaları öğretildiğinde, öğretmenin işi kolaylaşır.

Öğretmenler, gezi sırasında çocuklardan sırayı hiç bozmadan, karınca dizilişini andıran bir yapıda hareket etmelerini isterler. Oysaki çocukların çevrelerinde dikkatini çeken çok fazla etken vardır. Öğrenciler, önlerinde arkalarında ya da daha ileride görünen her şeyi arkadaşlarına göstermeye çalışırlar. Meselâ bir bilim fuarını gezmeye giden çocuklar, orada kafes içinde canlı fare gördüklerinde, onları diğer arkadaşlarına da göstermeye çalışırlar. Çünkü bu her gün karşılaştıkları bir durum değildir. Çocukların heyecanının ve öğrenme isteklerini olağan karşılamak gerekir.

Eğitimci, gezinin faydalı olabilmesi için öğrencilere neler yapmaları gerektiğini ayrıntılarıyla anlatmalıdır. Çocukları tehdit etmek, azarlamak bir işe yaramaz. Gerekirse uyulacak kurallarla ilgili sınıfta içerisinde küçük bir alıştırma gezisi yapılabilir. Veliler de gezilerde uyulması gereken kurallarla ilgili çocuklarını uyarmalı ve öğretmene yardımcı olmalarını tembihlemelidir. Öğrenci, öğretmen ve velilerin sağlıklı iletişimiyle öğrenme süreci kolaylaşacaktır.

[email protected]

Mustafa OĞUZ

03.04.2007


Okula kuruyemiş götürülür mü?

Ebeveynler, genellikle okula kuruyemiş götürülmesinin yanlış olduğunu düşünerek, çocuklarının beslenme çantasına bu besinleri koymazlar. Okulda çekirdek, kabuklu fıstık gibi kuruyemişlerin tüketilmesi, temizlik açısından bazı sakıncalar doğurur. Her ne kadar çocuklara bu tür çöplerin yere atılmaması söylense de pek uygulanmamaktadır. İşte ebeveynlerin çekinceleri de bu sebepledir. Yetişkinler, çocukların beslenme çantalarına kuruyemiş koymalıdırlar. Kuruyemişler; mineraller, magnezyum, çinko, kalsiyum açısından zengin besinlerdir ve enerji kaynağıdır. Kuruyemişler diş çürütmezler. Çocuklar bu besinleri arkadaşlarıyla da paylaşarak, paylaşma duygularını geliştirebilirler. Temizlik konusunda çekinceleri olan ebeveynlerin, çocuklara kabuksuz kuruyemişler alması yerinde olur. Çocukların bu besinleri ders sırasında değil, teneffüs aralarında yemeleri vurgulanmalıdır.

03.04.2007


“Sevgili günlük”

-I-

“Bugün asabım çok bozuk! Nereden icap ve kim icat ettiyse şu demokrasi mönüsüne fena bozuluyorum. O kadar salça kattığımız halde, hâlâ seçim-geçim diyerek, istemediğimiz insanlara servis yapılıyor sürekli. Artık altını yakıp yenmeyecek hale getirmenin zamanı geldi de geçiyor. Çok değerli büyüklerimiz her on yılda bir yenmeyecek hale sokup iyice bozdular onu, ama gelin görün ki küllerinden doğan Spartaküs gibi mübarek, yeniden düzeliyor. Değerli büyüklerimizin her on yılda yaptığı yakıp yıkma işleminden ders almayan harici ve dahili demokrat ve liberal aşçılar da bir türlü akıllanmıyorlar. O zaman ne yapacaksın? Zaman geldi, kıracaksın kafalarını. Zaten Son yakma eyleminden bu yana tam 10 yıl da geçti. Eee artık bizden günah gitti. Ne demişler “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!”

-II-

“Sevgili günlük!”

“Bugün yaptığımız iki oturumda da gördüm ki düşman tâ içimize sızmış. En yakınımda bulunan kaşık arkadaşım bile en sevmediğim bu makarnayı seviyor. Hadi ben soslu makarnayı tercih ederken, o kalkmış fırında peynirli makarnayı istiyor. Bu durum, birlikte olmamızın mantığına ters bir kere… Ya şu ustabaşına ne demeli? Ben bir an önce demokrat görünümlü aşçıların kafasının kırılmasını beklerken, daha önceki büyüklerimizden birileri utanmadan kalkmış karşı çıkıyor. Yoksa o da mı hain? Onun yerine gelecek yamağının da önünü kesmem gerekiyor…”

-III-

“Sevgili günlük!”

“Bugün daha yalnız olduğumu görüyorum. Artık kendi planlarımı kendim yapmam lâzım. Arkamdan gelmeyenleri önüme katıp sürükleyeceğim. Günlerini görecekler onlar. Sonuç elde edemesem de tarihe geçip en büyüğümüze lâyık olduğumu ispat edeceğim! Bunlar gelecek tehlikeyi görmüyorlar. Son kalemize makarna bayrağını dikip, bizi sürüm sürüm süründürecekler. ”

-IV-

“Sevgili günlük!”

“Bugün emekli ediyorlar beni. Kaşıklarımı elimden alıp yemeksiz bırakacaklar. Ellerinden geleni arkalarına koymasınlar! Ben de takım elbisemi giyip, çantamı elime alıp, gözlüğümü takıp bir derneğe başkan olup, demeçler vereceğim. Benimle hareket edenleri sokaklara dökeceğim. Tandoğan meydanında makarnacı liberallerden intikamımı alacağım. Bizim iş bilmez, ihtilâlden anlamaz aşçıbaşının başını da belâya sokacağım. Görecekler onlar. Sen de göreceksin beni sevgili günlük!”

-V-

“Yeniden merhaba sevgili günlük!”

“Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor. O makama benden daha uygun kim var? Kim oluyor bazıları da aday olmaya kendilerini lâyık görüyorlar? Yedirtmem!”

B. Sait ÇİFTÇİ

03.04.2007


Eğitim dünyasından haftaya bakış

*2007 Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştime Sınavı (OKS) başvuruları başladı.Fen, Anadolu ve Sosyal Bilimler liseleri, özel okullar, polis kolejinde okumak isteyen öğrenciler ile devlet parasız yatılı okuyacak ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin katılacağı OKS’ye başvurular başladı. İlköğretim son sınıf öğrencilerinin katıldığı tüm sınavların birleştirilmesi dolayısıyla, OKS’ye başvuracak öğrencilerin başvuru şartları ve diğer ayrıntılara dikkat etmesi gerekiyor. 2007-2008 öğretim yılında resmî ve özel fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu Liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, Anadolu meslek liseleri, Anadolu teknik liseleri, Anadolu imam-hatip liseleri ve sağlık meslek liselerinde okumak isteyen öğrenciler OKS’ye katılacak. Ayrıca polis kolejinde öğrenim görecek öğrenciler ile Türkiye Özel Okullar Birliği’ne bağlı merkezi sistem sınavıyla öğrenci alan özel okulların öğrencileri ve parasız yatılı okumak isteyen 8. sınıf öğrencileri de bu sınava başvuracaklar. Bu yıl adaylar tek oturum olarak uygulanacak OKS için, sınav tercihleri ne olursa olsun 20 YTL ücret ödeyecekler. Adaylar sınav ücretini, 13 Nisana kadar T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O veya Türkiye Halk Bankası A.Ş. şubelerinden ‘Kurumsal Tahsilat Programı’ aracılığıyla yatıracaklar.

*Hükümet, 17 yeni üniversite kurulmasına ilişkin kanun tasarısı hazırlayınca, Yükseköğretim Kurulu da “İhtiyacın üstünde mezun veriliyor” gerekçesiyle hukuk, eğitim, iletişim fakülteleri açılmamasını kararlaştırdı. Yasaya göre, yeni üniversite kurulabilmesi için YÖK’ün görüşünün alınması gerekiyor. Daha önce kurulan 15 üniversite ile ilgili görüş bildirdiğinde, ihtiyaçları karşılanmadan yeni üniversite açılmasına karşı çıkıldığı için, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 17 yeni üniversite kurulmasına ilişkin yazısına ise “İnceliyoruz” denilerek hiç cevap verilmedi.

* Bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri eğitime yansıtmak amacıyla çalışmalar yapan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son dört yıl içinde 554 bin bilgisayarı okullara gönderdi. Yeni gönderilen bilgisayarla birlikte Adana’daki sayı 10 bin 509’a çıkarken, Adıyaman’da 3 bin 271 oldu. Bilgisayar sayısı en çok olan il İstanbul oldu. İstanbul 59 bin 597 bilgisayarla en ön sırada bulunurken, onu 23 bin 676 adet ile Ankara izliyor. Üçüncü sıradaki İzmir’deki bilgisayar sayısı ise 22 bin 731 oldu. Diyarbakır’da 5 bin 616 bilgisayar bulunurken, Bursa’da 13 bin 226 bilgisayar ile eğitim öğretim sürdürülüyor. Denizli’de 7 bin 587 bilgisayarla hizmet verilirken, Çorum’da 4 bin 373 bilgisayarla eğitim öğretim başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Hakkari’deki bilgisayar sayısı yeni gönderilenlerle birlikte bin 490’a çıkarken, Kahramanmaraş’ta 6 bin 312 adetle eğitim veriliyor. Kayseri ilindeki bilgisayar sayısı 10 bin 266’ya çıkarken, Kocaeli 9 bin 112 oldu. Konya’daki bilgisayar sayısı 12 bin 763’e çıktı. Son dört yıl içinde Trabzon’daki bilgisayar sayısı 6 bin 915’e yükselirken, Van’daki eğitim kurumlarında kullanılan bilgisayar adedi 4 bin 293 oldu. Yozgat’ta eğitimin hizmetinde kullanılan bilgisayar sayısı 4 bin 865 olurken, Malatya’daki rakam 6 bin 195’e yükseldi. Bakanlığın illere gönderdiği bilgisayarların önemli bir kısmı “Bilgisayarlı Eğitime Destek” kampanyasından tedarik edilirken, geri kalanlar kamu kaynakları ile karşılandı. Yeni bilgisayarla birlikte bilişim teknolojilerindeki gelişmeler doğrultusunda eğitim öğretim başarılı bir şekilde sürdürülüyor (haber7.com)

*Millî Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Sınavı’nın (OKS) yerine uygulayacağı sistemin omurgasını oluşturan seviye belirleme sınavlarının (SBS) etki oranlarını belirledi. Yerleştirmede yüzde 70 oranında etki edecek SBS’lerin 6’ncı sınıfta yapılacak olanından alınan puanın yüzde 25, 7’nci sınıftaki sınav puanının yüzde 35, 8’nci sınıftaki sınav puanının ise yüzde 40’ı hesaplamaya katılacak. Sınavda İngilizce’den 10'a yakın sorunun çıkabileceği kaydedildi. Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından 9 Mart 2007 tarihinde basın toplantısıyla açıklanan ve 2008-2009 eğitim öğretim yılından itibaren OKS yerine yerleştirmelerde esas alınacak yeni sistemin ayrıntıları belirlenmeye başlandı. Buna göre, yeni sistemde yüzde 70 oranıyla yerleştirmede en fazla etki edecek seviye belirleme sınavlarının (SBS) 6’ncı sınıfta yapılacak ilkinin yüzde 25’i alınacak. 7’nci sınıfta girilecek sınavın etkisi yüzde 35 olarak belirlenirken, 8’nci sınıftaki son sınav puanının da yüzde 40’ı değerlendirmeye katılacak. Öğrencilerin yerleştirme sırasındaki seviye belirleme puanı, üç ayrı sınavdan belirlenen yüzdelerde alınmış oranların toplamının yüzde 70’i alınarak oluşturulacak.

03.04.2007


İyi bir vicdan en rahat yastıktır

İradene hâkim ol, fakat vicdanına esir ol (Aristoteles). Yüksek makamlar yüksek tepeler gibidir, koşarak çıkanlar nefes darlığı hisseder (Cenap Şehabettin). Ahlâk, esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır (Friedrich Nietzsche). Cesaret hayatı hiçe sayar, vicdanı değil (Schiller). Günahtan kaçınmayan bilgin, meşale tutan bir kördür. Doğru yolu gösterir, kendisi görmez (Şeyh Sadi). İnsanın gerçek soyluluğu erdemden gelir, doğuştan değil (Epiktetos). Gönlümüz bize daima aklımızdan daha yakındır (Goethe). Adaletsizlik eden, adaletsizliğe uğrayandan daha mutsuzdur (Demokritos). Kötü işler, üstlerini bütün dünya örtse, yine kendilerini belli ederler (Shakespeare). Servet, ihtişamla bezenmiş bir sofra, kanaat ise yeter bir sofra çıkartır (Demokritos).

03.04.2007


Kütüphane Haftası sona ererken...

İngiltere’de halk kütüphanelerine üye olanların sayısı 35 milyon iken, Türkiye’de bu sayı 459 bin. 2000 yılı verilerine Almanya’da 11 bin, Fransa’da 4 bin halk kütüphanesi, Türkiye’de ise sadece bin 500 kadar halk kütüphanesi var. ABD’de 29 milyon kitabın bulunduğu Congress Kütüphanesi dünya üzerindeki en büyük kütüphane olarak anılmaktadır. Yılda 1 ila 5 kitap arasında okuyan kişiler az okuyan okur tipi, yılda 6 ila 20 kitap arasında okuyan kişiler orta düzeyde okuyan okur tipi ve yılda 21 kitaptan fazla okuyan okurlar ise çok okuyan okur tipi şeklinde ifade edilmektedir. İngiltere’deki halk kütüphanelerinde 140 milyon kitap bulunurken, ülkemizde 12 milyon, İngiltere’de ortalama bir kişiye 2,5 kitap düşerken, Türkiye’de de ancak 6 kişiye bir kitap düşmektedir.

03.04.2007


Adadaki garip adam

Yolcu gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı, üstü başı yırtık, sıska bir adamı fark etmişler. Adamcağız sahilde oradan oraya koşuyor, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş. Yolculardan biri: ‘Kim bu kaptan?’ diye sormuş. ‘Bilmem’ demiş kaptan ve devam etmiş: ‘Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu adam böyle garip hareketler yapar.’

03.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004