Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kur’ân kursunda yıkım gerginliği

İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Beyoğlu Kasımpaşa Mahallesi’nde bulunan Büyükpiyale Kur’ân Kursu’nun kaçak olduğu gerekçesiyle yıkımına karar verdidi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da okuduğu Kasımpaşa’daki Kur’ân Kursu’nu yıktırmak istemeyen cemaat, kurs etrafından etten duvar ördü. Yıkımı engellemek isteyen vatandaşlar, Kur’ânı Kerim okuyarak yıkım ekiplerine karşı çıktı. Kursta eğitim gören 100 öğrenci ise başka kurslara nakledildi.

1959 yılından beri faaliyet gösteren kursun yıkılmasına karşı çıkan Büyükpiyale Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği avukatı Ömer Çiğil, 1959 yılından beri faaliyet gösteren kursun yıkılmasına bir anlam veremediklerini söyledi. Yıkımın kararının kendilerine daha önceden haber verilmediğini iddia eden Çiğil, konuyla ilgili açılmış olan 11 dâvâ bulunduğunu belirterek, yıkımın bir oldu bittiye getirilmeye çalışıldığını ileri sürdü.

Ömer Çiğil, vakıf arazilerinde onlarca kaçak bina olmasına rağmen Kur’ân kursunun yıkılmasına karar verilmesine tepki gösterdi. Çiğil, Başbakan Erdoğan’ın da ailesiyle birlikte daha önce yıkılmaya çalışılan sözkonusu kursun yıkımını engellemek için burada nöbet tuttuğunu iddia etti. Kur’ân kursunun duvarına ise, “Tayyip Bey’in Yıkmak İstediği Kur’ân Kursu’na Hoşgeldiniz” yazılı pankart asıldığı görüldü.

Kur’ân Kursu binasının yıkım çalışmaları, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı üzerine durduruldu. Yıkım için sabah saatlerinde gelen Beyoğlu Belediyesi ekipleri, 3 katlı binanın yıkım çalışmalarını başlatmak istedi.

İş makineleri gelince polisle vatandaşlar arasında arbede çıktı. Vatandaşlarla Çevik Kuvvet ekibi arasında arbede çıktı. Bazı vatandaşlar Kur’ân kursunun yıkılmaması için feryat ederken, bazıları da gözyaşlarına boğuldu.

Binanın pencerelerine çıkan vatandaşlar Türk bayrağı açtı. Bu esnada mahkeme kararını eliyle getiren Avukat Suat Doğan, belediye ve emniyet yetkililerine kararı göstererek yıkım çalışmasını durdurdu. Doğan, yaptığı açıklamada İstanbul 5. Bölge İdare Mahkemesi tarafından alınan kararın kendilerine tebliğ edildiğini ve yıkımın durdurulduğunu söyledi. Binanın boşaltılması ve verilen zarar sebebiyle idareye dava açacaklarını belirten Avukat Doğan, yıkımın usulsüz bir şekilde yapılmak istendiğini savundu. Mahkeme kararının açıklanmasının ardından ortam sakinleşti.

/ İSTANBUL

04.04.2007


 

İLERLEME SAĞLANAMADI

Siyasî kriterlere uyum ve uygulamaların, Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ve Ulusal Program (UP) ile çizilen hedeflere uyumunu takip için hazırlanan çizelgede, KOB’daki “Ordu üzerindeki sivil denetimin AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla uyumlaştırılmasına devam edilmesi” ve İlerleme Raporundaki “Hükümet tarafından Kasım 2005’te kabul edilen gözden geçirilmiş Millî Güvenlik Siyaset Belgesi gizlidir ve parlamentoda tartışılmamıştır” ifadeleri hatırlatıldıktan sonra, “Bu alanda herhangi bir ilerleme sağlanmamıştır” kaydı düşülüyor.

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından hazırlanan “Kopenhag Siyasi Kriterleri İzleme Çizelgesi”ne göre Türkiye, AB sürecinde bir çok alanda az da olsa ilerleme kaydetti ancak “sivil-asker ilişkileri”nde sınıfta kaldı. Bu alanda kâğıt üzerindeki değişiklikler dışında uygulamada herhangi bir ilerleme sağlanmadı.

İKV tarafından, “İlerleme Raporlarında yer alan ve Türkiye açısından büyük önem taşıyan siyasî kriterlere uyum ve uygulamaların, Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ve Ulusal Program (UP) ile çizilen hedeflere uyum kapsamında hazırlanan” çizelgenin Şubat 2007 değerlendirmesinde en dikkat çeken bölüm “Sivil-Asker İlişkileri” başlığının altındaki değerlendirmeler oldu.

KOB’da yer alan “Ordu üzerindeki sivil denetimin AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla uyumlaştırılmasına devam edilmesi. Güvenlik işlerinin yürütülmesinde daha ileri düzeyde hesap verilebilirlik ve şeffaflık sağlamaya yönelik adımlar atılması” ifadeleri İlerleme Raporunda, “Hükümet tarafından Kasım 2005’te kabul edilen gözden geçirilmiş Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gizlidir ve Parlamento’da tartışılmamıştır” şeklinde değerlendirilmişti. Belgelerde yer alan bu kriterlerin uygulamadaki sonucu şu şekilde belirtiliyor: “Bu alanda herhangi bir ilerleme sağlanmamıştır. ”Yine İlerleme Raporunda yer alan “Silahlı Kuvvetler siyaseti önemli ölçüde etkilemeye devam etmektedir. (Kıbrıs, laiklik, Kürt meselesi, Şemdinli)” değerlendirmesinin karşısında da, uygulama kastedilerek “Bu alanda herhangi bir ilerleme sağlanmamıştır” açıklaması yer alıyor. Değerlendirme çizelgesinde, “Savunma politikası ile ilgili tüm harcamalar üzerinde tam bir Parlamento denetiminin tesis edilmesi” kriteri ile ilgili yeni bir ilerlemenin kaydedilmediği, “Sayıştay’ın savunma harcamalarını Meclis adına denetlemesi konusunda sıkıntılar yaşandığı” vurgulanıyor.

Aynı başlık altında meydana gelen gelişmeler içinde zikredilen, Askerî mahkemelerin sivilleri yargılama yetkisi konusunda ilerleme kaydedilmesine rağmen uygulamada sıkıntılarla karşılaşıldığı açıklanıyor.

Çizelgede uygulamada görülen en olumlu gelişme şöyle ifade ediliyor: “2007 bütçesinde savunma harcamaları, eğitim harcamalarının arkasından ikinci sırada gelmiştir.”

Kemal BENEK / ANKARA

04.04.2007


 

Mehmet Emin Birinci vefat etti

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin yakın talebe ve hizmetkârlarından Mehmet Emin Birinci, dün, kalp yetmezliğinden vefat etti. Bir süredir Üsküdar Hospital Türk Hastanesi’nde tedavi gören Birinci, Dr. Said Çeleğen’in verdiği bilgiye göre, öğle ezanında ruhunu teslim etti.

Birinci’nin cenazesi, İstanbul Fatih Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilecek. Birinci’nin son anlarıyla ilgili olarak Dr. Said Çeleğen şöyle bilgi verdi: “Sabah saat 09.00 sularında sekerât dediğimiz ölüm moduna girdi. Şuurunu kaybetmişti. Ama dudakları, duâ eder gibi sürekli kıpırdıyor, Allah diyordu. “Öğle ezanı okunmadan önce, yattığı yerde abdest alır gibi yaptı. Sonra ezan okununca namaza durur gibi hareketlerde bulundu. Böylece ruhunu teslim etti.” 1933’te Rize-Pazar Hisarlı köyünde dünyaya gelen Birinci, Ankara ve İstanbul’da Risâle-i Nur neşriyatı ile başlayan hizmet hayatını ömrünün sonuna kadar devam ettirdi. Hastanede yattığı müddetçe, tıpkı sağlığında olduğu gibi namazı vaktinde kılmaya özen gösterdiğini belirten Dr. Çeleğen, gelen ziyaretçilerine de hep namaz konusunda tavsiyelerde bulunan biri olarak Birinci Ağabeyin, ezan okunurken ve namaz kılarken vefat etmesinin oldukça dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.04.2007


 

YÖK'ten Erdoğan'a cevap: Hükümet popülist

Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) yapılan açıklamada, yeni üniversitelerin kurulmasının ve giderek her ilin üniversiteye kavuşmasının en büyük arzuları olduğu belirtilerek, ‘’Ancak gerekli olan kadro ve bütçeyi vermesi gereken hükümetin, bu görevini yerine getirmeden yeni üniversiteler açmaktaki ısrarı, sadece ve sadece popülist ve siyasi bir yaklaşım olarak açıklanabilir’’ denildi.

YÖK Başkanlığınca yapılan yazılı açıklamada, YÖK’ün ve üniversitelerin, 1 Nisanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir kez daha, öğretim üyesi yetiştirmemek iddiasıyla suçlandığı hatırlatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

‘’Kamuoyuna, gerek basın yoluyla gerekse Yükseköğretim Kurulunun internet sitesindeki duyurularla Hükümetin, üniversiteler üzerinde uyguladığı kadro ve bütçe kısıtlamaları, verilen bu az sayıdaki kadroların dahi kullanımının yine Başbakanlıkça engellendiği ve ancak yargı yoluyla bu engelin aşılabildiği belgeleriyle defalarca açıklanmıştır. Kuşkusuz, yeni üniversitelerin kurulması ve giderek her ilimizin üniversiteye kavuşması hepimizin en büyük arzusudur. Ancak, gerekli olan kadro ve bütçeyi vermesi gereken Hükümetin, bu görevini yerine getirmeden yeni üniversiteler açmaktaki ısrarı, sadece ve sadece popülist ve siyasi bir yaklaşım olarak açıklanabilir. Bu tutum, konuya ne kadar ciddiyetten uzak ve sığ bir biçimde yaklaşıldığının somut bir göstergesi ve üniversite kavramının farkında olunmadığının açık bir ifadesidir.’’

/ ANKARA

04.04.2007


 

Sezer’li son MGK, 10 Nisan’da

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), 10 Nisan Salı günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanacak

MGK’nın iki ayda bir yapılan olağan toplantısı saat 13.30’da başlayacak. Toplantıda iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. Öte yandan, cumhurbaşkanlığı seçiminin Anayasa’da öngörülen 4 tur sonunda tamamlanması durumunda 16 Mayıs’ta görevi yeni cumhurbaşkanına devredecek olan Cumhurbaşkanı Sezer, toplantıya son kez başkanlık edecek.

/ ANKARA

04.04.2007


 

DTP’li başkanlara 15 yıl hapis istendi

Terör örgütü PKK yanlısı yayın yapan Roj TV’nin kapatılmaması için Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektup gönderdikleri gerekçesiyle haklarında dâvâ açılan DTP’li 53 belediye başkanı hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası, 3 belediye başkanı hakkında ise beraat istendi’’

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan ve aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil ve Hakkari Belediye Başkanı Metin Tekçi’nin de bulunduğu 56 belediye başkanı katılmadı. Savcı Muammer Özcan, hazırladığı 9 sayfalık mütalâayı okudu.

Özcan, Roj TV’nin, haber-yorum ağırlıklı programlarında, terör örgütü PKK’nın faaliyetlerine ilişkin haber, görüntü ve güncel açıklamalara yer verdiğini, haber sonrası yayınlanan tartışma, söyleşi tarzı programlarda da örgütün üst düzey sorumlularının telefon bağlantısıyla, canlı yayın konuğu olarak katıldıklarını söyledi.

Savcı Özcan, mütalaasının son bölümünde, söz konusu mektubun kaleme alınması ve gönderilmesi konusunda fikir birliği içinde olan sanıkların terör örgütü PKK’nın yayın organı olduğu ve örgütün amaçları doğrultusunda yayın yaptığı aşikâr olan Roj TV’nin kapatılmasının engellenmesi için Danimarka Başbakanı’na mektup yazmak suretiyle “terör örgütü PKK’ya bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediklerinin” sübuta erdiğini kaydetti.

Özcan, sanıklardan 53'ü hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası 3'ü hakkında ise beraat istedi.

Mütalaanın ardından söz alan sanık avukatları, mahkeme heyetinden savunma için ek süre talebinde bulundu.

/ DİYARBAKIR

04.04.2007


 

Köprü ve otoyol zammına iptal

Ankara 10. İdare Mahkemesi, CHP’li Mehmet Sevigen’in açtığı davada köprü ve otoyol araç geçiş ücretlerine yapılan zammın iptaline karar verdi.

Ankara 10. İdare Mahkemesi, CHP’li Mehmet Sevigen’in, 31 Ağustos 2006 tarihinde İstanbul Boğaz köprülerine yüzde 33, paralı otoyol geçiş ücretlerine ise yüzde 20 oranında yapılan zammın iptali istemiyle açtığı davayı sonuçlandırdı. Mahkeme, dava konusu işlemin iptaline karar verdi.

/ ANKARA

04.04.2007


 

Gaziantep milletvekiline ağlıyor

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, vefat eden Anavatan Partisi Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlu için, “Hakiki bir devlet adamını kaybettik. Adı Ömer’di, ahlâkı da Ömer’di’’ dedi.

Mumcu, Adana’dan sonra geldiği Osmaniye Devlet Hastahanesi’nde, Vali Zübeyir Kemelek ve Başhekim Opr. Dr. Mustafa Zeren tarafından karşılandı. Mumcu, Zeren’den, Abuşoğlu’nun torunu Ayşegül Abuşoğlu’nun sağlık durumu hakkında bilgi aldıktan sonra yaptığı açıklamada, çok üzüntülü olduklarını ve ‘’dünya iyisi bir kişiyi kaybettiklerini’’ söyledi.

‘’Hakikî bir devlet adamını kaybettik. Adı Ömer’di, ahlâkı da Ömer’di’’ diyen Mumcu, şöyle devam etti: “Parti kongresini şahsi iş kabul ettiği için, makam aracı ve makam şoförüyle seyahat etmediği için, bunda ısrar ettiği için, o yorgunlukla maalesef başına bu geldi. Hayatta hep adil bir adam olarak yaşadı. Hakikaten bir şan bırakarak gitti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Geride kalan, devlet adına iş yapan herkese de hayatı ibret olsun. Çünkü devletin mumunu ayrı, kendi mumunu ayrı yakan bir adamdı.’’

Kazada yaralanan ve Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde tedavi gören Ömer Abuşoğlu’nun gelini Yadigar Abuşoğlu’nun sağlık durumu iyiye gittiği belirtildi. Abuşoğlu’nun ağır yaralanan torunu 1,5 yaşındaki Ayşegül’ün beyninde ödem oluştuğu bildirildi. Ayşegül Abuşoğlu’nun tedavisi yoğun bakım servisinde sürüyor.

/ OSMANİYE

04.04.2007


 

Erdoğan: Eğitim kurumları bilimle uğraşır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “öğrencileri eyleme götürmek için üniversitedeki sınavlarıın ertelendiği” yönündeki haberlerle ilgili olarak, “‘Eğitim kurumlarımız bilimle uğraşır, eğitim verir, imtihan zamanlarında da herkes sınavına girer. Doğru bulmuyorum, eğer doğruysa çok çirkin birşey” dedi.

Suriye’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ‘’14 Nisan’da Ankara’da bir miting planlanıyor. Cumhurbaşkanlığına adaylığınız var sayılarak buna karşılık bir kampanya olarak sunuluyor. Mitingle ilgili olarak sınavların ertelendiği, öğretim görevlilerinin bu yönde öğrencilere telkinde bulunduğu haberleri var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine meydanların herkese açık olduğunu, miting yapma konusunda bir sıkıntı bulunmadığını kaydetti. Herkesin izin alarak ve belirlenen meydanlarda mitinglerini rahatlıkla yapabileceklerine işaret eden Erdoğan, ‘’Fakat bu ülkenin resmi kurum ve kuruluşlarının inisiyatif kullanmak suretiyle, eğer söylediğiniz doğruysa, imtihanları ötelemek suretiyle bu tür adımları doğru bulmak, asla mümkün değildir’’ diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

‘’Çünkü eğitim kurumlarımız bilimle uğraşır, eğitim verir, imtihan zamanlarında da herkes sınavına girer. Belirlenmiş sınavlar, gerçekten bundan dolayı erteleniyorsa, kesin bir şey bilmiyorum, tabii ki bu çok çirkin bir şey ve bunun üzerinde durulması gerekir. Bu iş biraz da şirazesinden çıkmış vaziyette. Anayasa’nın amir hükümlerini yok farz etmek suretiyle yollara dökülen bu takımların şu anda ne yaptığı da belli değil. Onlar da yollarına devam edecekler, bizler de. Anayasa’nın amir hükümleri çerçevesi içerisinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin başlayacağı tarih bellidir. Bu süreler içerisinde seçimin nasıl yapılacağı bellidir.”

/ ANKARA

04.04.2007


 

Mehmet Sağlam: Kurumlar da ahlâka muhtaç

Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Türkiye’de sadece siyasetin değil, diğer toplumsal kurumların da etik kurallara ihtiyacı olduğunu söyledi.

Türk Kadınları Kültür Derneği’nin, 41. kuruluş yıl dönümü kutlama etkinlikleri çerçevesinde Milli Kütüphane Konferans Salonunda düzenlenen ‘’Siyaset ve Etik’’ sempozyumunda konuşan Sağlam, ahlaki değerler açısından ‘’özel alanda farklı, kamuda farklı değerlerin gözlendiğine’’ dikkat çekti. ‘’Sadece siyaset ve siyaset adamlarının etik kurallara uyması mı toplumu düzene sokacak?’’ diye soran Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Bugün sadece kamu görevlilerinin mi etik kurallara ihtiyacı var? Bugün bunların dışında bu toplumun, yargının etik kurallara ihtiyacı yok mu? Bugün yargıda etik kurallara uyuluyor diyebilir misiniz? Özerk kurumlar, üniversiteler, silahlı kuvvetlerin etik kurallara ihtiyacı yok mu? Vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektörün, ihracatçının ihtiyacı yok mu? Kamu, özel, sivil, asker, yargı, yasama, bunlarla birlikte birtakım şartlar yerine getirilmedikçe sosyal hayatın etik hale dönemeyeceği açıktır. Sadece siyasetin değil diğer toplumsal kurumların da etik kurallara ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.’’

“ETİĞİN YENİLİKÇİ TARAFI DAHA FAZLA’’

AKP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen, konuşmasında etik ve ahlak arasındaki farkı ortaya koydu. Ahlakı, ‘’İç muhasebe, Yaratanla aramızda ilişki, modern dünyaya meydan okuyan bir düzenek’’ olarak tanımlayan Sözen, etiğin modern dünyanın olgusu olduğunu söyleyerek, ‘’Etik, toplum ve insan arasındaki düzeni oluşturur,yenilikçi tarafı daha fazladır’’ diye konuştu.

Sözen, etik ve ahlak belirleyicilerinin özneler olduğunu belirterek, ‘’Bugünün özneleri de sermayedarlar ve medya sahipleridir. Dünya, eylemleriyle sermayedarlar ve medya sahiplerinin üzerinden gidiyor’’ dedi. Bir siyasi hareketin toplumsal olaylara eğildiği ölçüde siyasal etiğe sahip olduğunu vurgulayan Sözen, insan hakları, değerler, demokrasi gibi meselelerin de siyasal etiğin zorlamasıyla ortaya çıktığını ve kendine yer bulduğunu ifade etti. Sözen, siyasal etiğin bazen başkaldırıya dönüştüğünü ve yenilikçi olduğunu, bazen de olguları normalleştirebildiğini dile getirerek, ‘’Bir toplumda sadece egemen güçleri egemen görmek de siyasal etikte sorun olduğunu gösterir’’ diye konuştu.

‘’GİZLİ, GÖRÜNMEYEN AHLAKSIZLIKLAR’’

ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet İnam ise toplumun ahlakını belirleme sorumluluğu alan siyasal erkin önemine dikkat çekerek, ‘’Bizim adımıza karar alanlar toplumun ahlaki karakterini belirliyor demektir’’ dedi. Demokratik sürecin nasıl işlediğine ve işlemesi gerektiğini değinen İnam, temsiliyet, katılım, denetleme ve iletişim unsurlarının demokratik süreçteki önemini anlattı. Ahlakı ‘’hiç rüşvet yemedi, verdiği sözleri tuttu’’ gibi dar anlamda anlamamak gerektiğini belirten İnam şunları kaydetti:

‘’Çoğumuzun göremediği ahlaksızlıklar vardır. Bilgi toplumun gelişmesi için gerekliyse ve siz kullanmıyorsanız ahlaksızsınız. Toplumdaki hayatın canlanmasını engelleyen her şey ahlaksızlıktır. Yeni oluşumları, buluşları engelliyorsanız o da ahlaksızlıktır. Gizli, görünmeyen, kripto ahlaksızlar var toplumda.’’

‘’ETİK’’ YERİNE ‘’İFFET’’

Topkapı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı da tarihte objektivite değil, etik ve ahlak olduğunu söyledi. Tarih yazımında farklı değerler bulunduğunu belirten Ortaylı, tarihçi etiğinin tek şartının yazılan tarihe konu olan insanlarla ilişki kurmak olduğunu kaydetti. Tarihçilikte en önemli noktanın, karşı tarafı dinlemek olduğunu belirten Ortaylı, ‘’Bu, bugün Türk düşüncesinde yok’’ dedi.

Ortaylı, Türkçe’de ‘’etik’’ yerine ‘’iffet’’ kelimesinin kullanılmasını da önerdi.

/ ANKARA

04.04.2007


 

Elkatmış: Türkiye'nin üyeliği AB'nin de faydasına

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AKP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış, ‘’Türkiye’nin AB’ye girmesi sadece Türkiye’nin değil, AB’nin de faydasınadır. Biz, AB’yi kültür hareketi olarak görüyoruz ve bu yüzden girmek istiyoruz” dedi.

Almanya-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey, beraberindeki heyetle, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu ziyaret etti. Komisyon Başkanı, AKP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış, Almanya’nın Türkiye’ye AB konusunda verdiği desteğe teşekkür etti. Son günlerde olumsuz bazı haberler gelse de bu desteğin devam etmesini isteyen Elkatmış, ‘’Türkiye’nin AB’ye girmesi sadece Türkiye’nin değil, AB’nin de faydasınadır. Biz, AB’yi kültür hareketi olarak görüyoruz ve bu yüzden girmek istiyoruz. Ancak AB’nin Hristiyan kulübu olduğu söylemleri bizi üzmektedir’’ dedi.

KOSSENDEY: YORUMLAR KAFA KARIŞTIRICI

Kossendey ise, Almanya’daki koalisyon hükümetinin programında, ‘’Türkiye’nin AB yolunda yapıcı bir şekilde desteklenmesi gerektiğinin’’ yazılı olduğunu ifade etti. ‘’Sanayi ve Ticaret’’ başlıklı yeni bir müzakere açıldığını ve Almanya’nın AB dönem başkanlığında 2 yeni başlık daha açılacağını belirten Kossendey, şöyle konuştu: ‘’Avrupa’da, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili bazı çekinceler var. AB’nin Hristiyan kulübü olduğu yönündeki yorumlar, kafa karıştırıcı yorumlardır ve çok tehlikeli bir ifadedir. Sadece Almanya’da 3.5 milyon Müslüman var, Avrupa genelinde ise bu sayı 20 milyondur. Bu söylemlerle içimizdeki Müslümanlara ‘Bize ait değilsiniz’ dersek, bu çok tehlikeli olur.’’Almanya’nın, Türkiye’nin AB yolunda katettiği mesafeye büyük saygısı olduğunu belirten Kossendey, sıkıntıların diyalogla çözümlenebileceğini söyledi.

ROTH: AB HRİSTİYAN KULÜBÜ DEĞİL

Heyette yer alan Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Claudia Roth da Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediği yönündeki sözlerini yineledi. Roth, şunları kaydetti:

‘’AB’nin Hristiyan kulübu olduğu yönündeki ifadeler doğru değildir. Avrupa’da bir çok Müslüman ve Yahudi vardır. Biz de hiçbir dine mensup olmayan kişiler de vardır. Onları nereye koyacaksınız? Bizde herkese yer var, Müslümanlara da Yahudilere de...’’

/ ANKARA

04.04.2007


 

Türkmenler birbirine düşürülüyor

Kerkük Vakfı Sözcüsü Prof. Dr. Mahir Nakip, Kerkük’ün Kürtleştirilmeye, Türkmenlerin yurtlarından edilmeye çalışıldığını söyledi.

Prof. Dr. Nakip, Kürtlerin Türkmenler üzerinde çeşitli oyunlar oynadıklarını, Sünni Türkmenlerle Şii Türkmenler arasında kışkırtma ve provokasyonlar neticesinde olaylar çıkartıldığını belirterek, ‘’Bu, Türkmen halkının bölünmesi demektir, ciddi bir tehlikedir’’ dedi.

Nakip, Kayseri’de faaliyet gösteren Aksiyon Spor Derneğinde düzenlenen ‘’Aksiyoner Bakış’’ toplantılarında ‘’Son Gelişmeler Çerçevesinde Türk Dış Politikası ve Kerkük’’ konulu konuşma yaptı. Nakip, Kerkük’ün Kürtleştirilmeye, Türkmenlerin de yurtlarından edilmeye çalışıldığını vurguladı. Son günlerde Telafer’de Kürtlerin Türkmenler üzerinde çeşitli oyunlar sahnelediklerine dikkati çeken Prof. Dr. Mahir Nakip, Sünni Türkmenlerle Şii Türkmenler arasında kışkırtma ve provokasyonlar neticesinde olaylar çıkartıldığını belirtti.

Sünni Türkmenlerin Telafer’den sürülmeye çalışıldığını da belirten Nakip, ‘’Kerkük Valisi, Telafer Kaymakamı ve Emniyet Müdürü, Kürt grupları desteklemekteler. Dolayısıyla burada bir provokasyon olduğu açıktır. Amaç sanırım Telaferde Sünni Türkmenleri Musul’a doğru itmek ve burada sadece Şii Türkmenlerin kalmasını temin etmektir. Bu da Türkmen halkının bölünmesi demektir. Bu ciddi bir tehlikedir’’ dedi.

‘’Ben şahsen Türk Hükümetinin bir taraftan ABD ile bir taraftan da Irak Hükümeti ile görüşerek Telafer’de homojenliğin bozulmamasını sağlaması gerektiğine inanıyorum’’ diyen Nakip, özellikle Musul’a göç eden Sünni Türkmenlerin ne şekilde olursa olsun şehre yeniden gelip yerleşmesinin sağlanması gerektiğine inandığını kaydetti.

/ KAYSERİ

04.04.2007


 

Bediüzzaman doğru İslâmı anlattı

Yeni Asya Gazetesi Adıyaman Temsilciliğinin düzenlemiş olduğu “Bediüzzaman’a Göre Sevgi” konulu konferans kalabalık bir dinleyici topluluğunun katılımı ile Hisar Düğün Salonunda gerçekleştirildi.

Zübeyir Zorlu’nun takdimi ve Bediüzzaman şiirleriyle başlayan program Faruk Gökhan Hocanın, Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle devam etti. Faruk Gökhan ayrıca, Hasan Feyzi’nin Üstad’dan Ayrılık başlıklı kasidesini okudu.

Risâle-i Nur hareketinin tanınmış isimlerinin Risâle-i Nur’un metod ve serencamını anlatan kısa bir sinevizyon gösterisi de ilgiyle izlendi. Daha sonra Dr. Senai Demirci’nin konferansına geçildi. Konuşmasına Risâle-i Nurlarla tanışmasını anlatarak başlayan Dr. Senai Demirci, Nur hakikatlerine herkesin ihtiyacı olduğunu vurguladı. Dr. Demirci, Bediüzzaman Hazretlerinin imanî meseleleri hepimizin anlayıp istifade edebileceği bir tarzda ve kendine has bir üslupla “bizim için ve bizim lisanımızla” kaleme aldığını ifade etti. Bediüzzaman’ın vazettiği esasların günümüz insanının en çok ihtiyacı olan ve cevabı en çok merak edilen konular olduğunu kaydeden Dr. Demirci, “Hayatımızda öncelik vermemiz gereken, bir anlamda kavanozumuza önce yerleştirmemiz gereken büyük taşlar vardır. Kavanozu doldurmak için sırayla daha ufak taşları ve kumu, en sonunda da suyu doldurmamız gerekir” dedi. Demirci, bu sıralamada yapacağımız hatanın bize ebedî hayatımızı kazandırma veya kaybettirme riski taşıdığını hatırlattı.

Efendimizin (asm) sünnetine uymalıyız

İslâmın doğru anlaşılması gerektiğini ve bunu asrımızda en mükemmel biçimde Bediüzzaman Hazretlerinin gerçekleştirdiğini belirten Dr. Senai Demirci, ‘aşırı Müslüman’ ifadesinin de dindar insanları karalamak için kullanıldığını dile getirdi. Aşırı Müslüman olmanın takva demek olduğunu kaydeden Demirci, her Müslümanın arzusunun aşırı Müslüman olmak olduğunu çünkü aşırı Müslümanlığın tam Müslümanlık olduğunu dile getirdi.

Demirci, “Aşırı Müslüman denilince Peygamber Efendimiz’in (asm) sünnetine tam olarak uymak diye anlamak lâzım” dedi.

Geceyi ve konuşmasını kendine has duâ ve iyi dilekleriyle tamamlayan Dr. Demirci, daha sonra kitaplarını imzaladı. Yeni Asya Vakfının dâvetine icabet ederek salonu dolduran ve pek çoğu da ayakta kalan dinleyiciler güzel hatıraları ve imzalattırdıkları eserleri ile evlerine dönmenin mutluluğunu yaşadılar.

Nureddin Gürsoy / Şahin Bulut

/ ADIYAMAN

04.04.2007


 

Dünya barışını sevgi sağlar

Kocaeli, Bekirpaşa ve Körfez'de gerçekleştirilen Bediüzzaman Etkinlikleri Haftasında konuşan Eğitimci-Yazar Salih Çökren, bu yılki Bediüzzaman haftasında konunun muhabbet olarak seçildiğini belirterek, “Çünkü Bediüzzaman’a göre kâinatın temeli sevgi üzerine kurulmuş olup en güzel hakikat sevgidir. Dünya barışını da sevgi sağlayacaktır” dedi.

Konuşmasında Bediüzzaman’ın hayatından çokça örnekler veren Çökren, “Bediüzzaman’ın kendi hayatından daha fazla bizleri düşündüğü söylenebilir. Hayatı tam bir kahramanlık destanı olan Bediüzzaman bizim karşılaşacağımız tüm imanî problemleri Risâle-i Nur adlı tefsirinde orijinal izah tarzı ile cevaplandırarak çözüm yollarını sunmaktadır. Fedakârlığı, feragatı, beyan tarzı, hayata bakışı ile tam bir sevgi atmosferi oluşturarak isteyenlerin içine girerek yaşayabileceği hale getirmiştir” diye konuştu.

Bediüzzaman’ın feragatından bahseden Çökren, “‘Gözümde ne Cehennem korkusu ve ne de Cennet sevdası var. Milletimizin imanı yolunda bin Said feda olsun’ diyebilecek kadar yüce bir noktaya ulaşmıştır. Doğrusu bu fedakârlık, sınırı günümüz insanlarının algı alanı ötesinde bir hayat demektir. Bediüzzaman muhabbetullaha dayanan hayat serüveninde Allah’tan başka hiçbir şeye dayanmamıştır. Yani masivadan tamamen istiğna etmiş ve bir hayat prensibi olarak yaşamıştır. Yazdığı Kur’ân tefsiri olan Nur Risâleleri de işte böyle bir istiğnanın sonucu kendisine ilham ve ikram edilmiştir. Bunu anlayabilmek için eserleri çok ve dikkatle okumamız ve müzakere etmemiz gerekir. Entelektüel çevrelerce de çok yakında keşfedilecek bir hazine olan Risâle-i Nur gerçeği tüm insanlara sevgi ve mutluluk verecek prensipler kaynağıdır. Öyle olmaya devam edecektir. Buna her günkünden daha fazla muhtacız” ifadelerini kullandı.

Bekir DEMİR / İZMİT

04.04.2007


 

Meslekî eğitime destek

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO), meslekî eğitimin geliştiril-mesi amacıyla meslekî eğitim ve teknik eğitim liselerine 2 milyon YTL katkı sağlamak için Valilik ile protokol imzaladı.

Kayseri Valisi Osman Güneş, protokol imza töreninde, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin nitelikli iş gücü eksiği olduğunu ve işsizliğin önlenmesinin olmazsa olmaz şartının nitelikli eleman yetiştirmek olduğunu belirtti. Kayseri’de sanayileşmenin Türkiye’ye ve hatta diğer ülkelere örnek olacak nitelikte olduğunu ifade eden Güneş, sanayicilerin nitelikli eleman ihtiyaçlarını sürekli olarak dile getirdiklerini, bu sorunun çözümü için böyle bir projeyi hayata geçirdiklerini belirterek, imzalanan protokolle Türkiye’ye örnek olacak bir projenin başlatıldığını söyledi.

/ KAYSERİ

04.04.2007


 

Değnekçilere arabanızın anahtarını vermeyin

Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Zafer Şahin, şehir merkezinde yeterince otopark bulunmadığı için cadde ve bulvarlarda illegal parkçılık yapan ‘’değnekçilerin’’ vatandaşları zor durumda bıraktığını söyledi.

Şehir Plancıları Odası Başkanı Zafer Şahin, yaptığı açıklamada, Ankara’da kayıtlı araç sayısının 1 milyonu bulduğunu, bu rakamın 2010 yılında 1,5 milyona ulaşacağına dile getirdi.

Buna karşın, kent merkezindeki otopark sayısının bu yoğunluğu kaldıracak düzeyde olmadığını öne süren Şahin, ‘’Mevcut otoparkların toplam araç kapasitesi de 4-5 bin civarında. Oysa 1 milyon araç bulunan bir kentin merkezindeki otoparklar en az 50 bin araç için yeterli olmalı’’ dedi. Şahin, iş ve alışveriş merkezi olan Çankaya, Kızılay, Bahçelievler gibi semtlerde otopark yetersizliğinin kronik boyutlarda olduğunu savundu. Şahin, ‘’vatandaşlardan park etmeleri için değnekçi ve otoparkçılara otomobillerinin anahtarını vermemelerini, aksi takdirde oto hırsızlığıyla karşı karşıya kalabilecekleri’’ konusunda uyardı.

/ ANKARA

04.04.2007


 

Kar yağışı köy yollarını kapadı

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz yönde etkilerken, 50 köy yolunun ulaşıma kapandığı bildirildi.

İlçede yaklaşık 3 gündür aralıksız devam eden kar yağışı hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Araç trafiğinin tamamen durma noktasına geldiği ilçe merkezinde insanlar da yürümekte zorluk çekiyor. Nisan ayında lapa lapa yağan karın kalınlığının ilçe merkezinde 30 ve yüksek kesimlerde ise 70 santimetreye ulaştığı kaydedildi.

/ HAKKARİ

04.04.2007


 

Su kaynaklarında azalma var

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Faruk Demir, nüfusun 100 milyona ulaşacağı 2030 yılında Türkiye’nin, gelecekte ise oldukça sorunlu bir ülke olacağının ortaya çıkacağını söyledi.

Demir, yaptığı açıklamada, tarım sektöründe yoğun rekabetin yaşanacağı AB sürecinde, sulama yatırımlarının hızla tamamlanmasının önemini vurguladı. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Faruk Demir, Türkiye’nin su kaynaklarında belirgin bir azalma ve sağlık sorunları gözlemlendiğini vurguladı.

/ GAZİANTEP

04.04.2007


 

Mektupla fidan diktirdi

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Topkapı köyünde yaşayan 12 yaşındaki bir kız öğrenci, Orman İşletme Müdürlüğü’ne yazdığı mektup sayesinde köyüne bin adet çam fidanı dikilmesine öncülük etti.

Erzincan’a 210 kilometre uzaklıktaki Topkapı köyünde yaşayan ve Topkapı Köyü İlköğretim Okulu 6. sınıfta öğrenim gören Duran Demir, okulda üyesi olduğu Çevre ve Temizlik Kulübü adına, Erzincan Orman İşletme Müdürlüğü’ne bir mektup yazarak fidan talebinde bulundu. Mektubunda, köyünde ağaç sayısın çok az olduğunu ve dikmek için fidan bulamadıklarını dile getiren Duran Demir’in talebi üzerine harekete geçen Erzincan Orman İşletme Müdürü Ali Osman Sertbaş, Kemaliye Orman İşletme Şefliği’yle irtibata geçerek genç kızın köyüne bin adet çam fidanı gönderilmesi talimatını verdi.

/ ERZİNCAN

04.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004