01 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

27 Mayıs ve Demokratlık mânâsı… (5)


A+ | A-

Bediüzzaman, Osmanlının son devrinde Şarktaki aşiretlere “Ve onlarla istişâre et. (Âl-i İmrân Sûresi, 159)”, “Onların aralarındaki işleri istişâre iledir. (Şûrâ Sûresi, 38)” âyetlerinin tecellisi ışığında “hâkimiyet-i millet” olarak târif ettiği “meşrutiyet” denilen demokrasinin târifiyle Demokratlık hakikatini izâh eder.

“Efkâr-ı ammenin (kamuoyunun) zembereği” diye nitelendirdiği bu hakikati, bir “nuranî vücud”a benzetir. Bu vücudun “kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi mârifettir, lisânı muhabbetir, aklı kânundur, şahıs değildir” tavsifiyle insanı insan yapan bütün ulvî hisleri uyandıracağını, İslâmiyetin bahtını, Asya’nın tâliini açacağını müjdeler. (Münâzarat, 23)

Daha sonra lâhikalardaki “bu vatanda dört parti var” esaslı tasnifinde de, kuvvetin kanunda olup istibdat ve mutlak keyfîliğin olmaması için, Demokratlık ve vicdan hürriyetinin, Peygamberimizin “Bir kavmin reisi onun hizmetkârıdır” hadisinde özetlenen İslâm’ın temel düsturuna dayanması gerektiğini belirtir. (Emirdağ Lâhikası, 386, 387)

Bu temel çerçevede devlet bürokrasinin diktasıyla çeşitli idarî ve içtimaî cinâyetlere sebebiyet veren Halk Partisi’ne ve Millet Partisi’ne karşı Demokrat Parti’yi, “millete hizmetkârlık” misyonuyla destekler. Pratiğe indirgendiğinde bu mânânın hürriyetperver Demokratlarda tezâhür ettiğini beyân eder. “Demokrat çıktı, istibdadı bir derece kırdı” hâşiyesiyle bu anlamı açıklar…

“BÜYÜK DOĞUCULUK SİYASÎ TEŞEKKÜLÜ”

“Bu vatandaki dört parti” tasnifindeki Demokrat Parti ile Halk Partisi arasında kalan partileri “Millet Partisi” kavramı içine alan Bediüzzaman, “Avrupa’nın İslâm âlemini parçalamak için aşıladığı ve Frenk illeti tâbir edilen ırkçılık, unsurculuk, menfî milliyetçilik fikriyle, ırkçılık ve Türkçülüğü esas alan”, “İslâmiyetin mukaddes milliyetini bırakıp zâhiren milliyetçilik ve hakikatte ırkçılık damarıyla” hareket eden parti ve partilerin dışındaki “Millet Partisi” partisi versiyonlarını Demokratlarla birlikte olmaya çağırır.

Buna göre, “Türkçülüğün içinde mezc olduğu ittihad-ı İslâmdaki esas olan İslâmiyet milliyetini esas alan” ya da “sırf İslâmiyeti esas alan” parti ve partilere, “Demokratın mânâsındadır, dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur; muhâlif ve muârız olmayarak, (Demokratlara karşı) iktidara gelmeye çalışmaz” yolunu gösterir. (a.g.e., 422)

Bediüzzaman bu tesbitleri tek tek tasrih eder. Talebesi Hulûsi Yahyagil’in, “Malaya seyahatimde oradaki alâkadarların çalışma tarzlarını söyledim. Büyük Doğucuların bu fakiri kendi zümrelerine katmak hususundaki tekliflerine, ‘Büyük Doğuculuk siyasî bir teşekkül müdür?’ diye sordum, ‘Evet’ dedikleri için…” diye başlayan ve “yalnız imanî ve Kur’ânî meselelerle ve hizmetlerle alakâdar olacağını” yazdığı mektubu lâhikaya alması, bu açıdan dikkate değer. (a.g.e., 373)

Yine DP’ye karşı diğer partileri destekleyen Sebilürreşad ve Doğu gibi gazeteler hakkında “Onlarla dostuz ve kardeşiz; fakat, siyaset noktasında değil” ifâdesi, dünden bugüne partilerin Demokratlık vasfına dair bâriz bir belirlemedir. (a.g.e., 281)

Bu bakımdan, DP’nin karşısına çıkarılan Hürriyet Partisi’nden İslâm Demokrat Partisine, 27 Mayıs’ın ardından DP’nin yerine geçen AP’ye karşı kurulan Yeni Türkiye Partisi’nden 12 Eylül’ün “güven ortamı”ndan “izinli” ANAP’a, Millet Partisi’nin devamı MHP’den BBP’ye, “Millet Partisi” kavramı çerçevesinde mütalaa edilir…

“DEMOKRATLARA İKİ MÜTHİŞ

DARBEYİ VURMAK!”

Keza Bediüzzaman, “dinî siyasete âlet etmeye mecbur olur” dediği “din nâmına siyaset” ve particiliği, “siyasî bir iftira” olarak takbih eder. “İslâmî bir devlet kurmak’ gibi siyasetvâri bir tarzda tebdil”e, “sahte siyaset bezirgânları, çocukları dahi kandıramayacakları acemice bir iftira ve bir uydurmadan ibâret maksatlı yalanlar” tepkisiyle şiddetle reddeder. “Çok vecihlerle vicdansızlık ve müthiş bir gaddarlık” olarak niteler. (a.g.e.,435)

Bu nitelemeyle, “siyasî bir teşekkül” olan “Büyük Doğuculuk”tan çıkan ve Bediüzzaman’ın “umûmun mâl-ı mukaddesi olan dinî, inhisarcılık zihniyetiyle kendi meslektaşlarına (siyasî mesleğine, partisine) daha ziyade has göstermekle kavi (büyük) bir ekseriyette, dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek” olan “tarafgir siyaset” ikazını dinlemeyen “millî görüş” partileri, bu niteleminin içine girer. (Sünûhat, 66-67)

MNP-MSP-RP’den AKP’ye açılan kulvarda, Demokrat Parti’ye karşı çoğu i’rabda mahalli olmayan, darbeler ve ara dönemler sonrası kurulan-kurdurulan nevzuhur muvazaa partiler, Bediüzzaman’ın bu temel târifine dahil olur.

Yine Bediüzzaman’ın “Şimdi bir kısmı dindarlık perdesine girip Demokratları din aleyhine sevketmek veya kendileri gibi tahribata sevketmek istedikleri kat’iyyen tebâyün ediyor” cümlesi, siyasî arenadaki “dinî istismar siyaseti”nin arkasındaki mâlum mihrakları ele verir. (a.g.e., 271)

Her ne kadar “gömlek değiştirdiklerini”, redd-i mirâs yapıp “değişim” ve “dönüşüm”e uğradıklarını iddia etseler de, “millî görüş” siyasî çekirdeğinin oluşturduğu bugünkü iktidar partisinin ucu, Necip Fazıl’ın “Büyük Doğuculuk siyasî teşekkülü” zihniyetine uzanır. Ki Başbakan ve parti sözcüleri, sık sık övünerek bunu itiraf ederler…

Bu açıdan Bediüzzaman’ın, “Demokratlara karşı, eski partinin müfrit ve mason veya komünist mânâsını taşıyan kısmı, iki müthiş darbeyi Demokratlara vurmaya hazırlanıyorlar” cümlesiyle DP ve AP’ye karşı 27 Mayıs kanlı darbesi ile 12 Eylül darbesini haber verir. Demokratlık mânâsını bildirir. (a.g.e.)

01.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (31.05.2010) - 27 Mayıs ve Demokratlık mânâsı (4)

  (30.05.2010) - 27 Mayıs ve Demokrasi mânâsı... (3)

  (29.05.2010) - 27 Mayıs ve Demokrasi mânâsı... (2)

  (28.05.2010) - 27 Mayıs ve Demokratlık mânâsı… (1)

  (26.05.2010) - Irak iç savaşın eşiğinde!

  (25.05.2010) - “Açılım”a ne oldu?

  (24.05.2010) - Siyasetin ıslâhı…

  (21.05.2010) - Zorlama te’villerle…

  (20.05.2010) - Nutuklarla kalınmamalı…

  (19.05.2010) - “Gençlik bayramı!”


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.