21 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Gündem: terör

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehitler için düzenlenen törenin ardından, törene katılan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanlarla bir değerlendirme toplantısı yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, bugün Çankaya Köşkünde güvenlik zirvesini toplayacak.

ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDE ZİRVE

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, bugün Çankaya Köşkü’nde güvenlik zirvesi toplayacak. Edinilen bilgiye göre, toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katılması öngörülüyor. Yaşanan son terör saldırılarının ele alınacağı toplantı, saat 10.00’da başlayacak. VAN’DA TERÖR TOPLANTISI BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, şehitler için düzenlenen törenin ardından, törene katılan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanlarla bir değerlendirme toplantısı yaptı. Van’da Jandarma Pilot Yarbay Yusuf Turgut Kışlası’nda, Hakkari’deki terörist saldırıda şehit olan askerler için düzenlenen törene katılan Başbakan Erdoğan, daha sonra törene katılan Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanlar ile kışlada biraraya geldi. Başbakan Erdoğan’a, hain saldırıyla ilgili harita üzerinde bilgi verildi. Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindekiler helikopter ile sınır bölgesine hareket etti. Van Jandarma Pilot Yarbay Yusuf Turgut Kışlasında şehitler için düzenlenen törenin ardından, törene katılan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanlarla değerlendirme toplantısı yapan Başbakan Erdoğan, filoda bekletilen helikopterlere bindi. Erdoğan ve beraberindekilerin, sınır bölgesinde incelemelerde bulunduktan sonra Van’a döndü.

21.06.2010


 

ÜÇ KURŞUN ATARAK GELEN ASKERLERİ KORUYUN

11 Şemdinli şehidi daha toprağa verilmeden bir acı haber de Elazığ Palu'dan geldi. Teröristlerin saldırısında şehit düşen Jandarma Komando Onbaşı Selçuk Gökdağ'ın babası Kemal Gökdağ, yetkililere “Üç kurşun atarak oraya gelen askerlerimizi koruyun. Buralara uzmanları gönderin ya da iyi bir eğitim verdikten sonra çocuklarımızı gönderin” çağrısında bulundu.

15 GÜNLÜK ASKER HUDUDA NASIL

GÖNDERİLİYOR?

Şemdinli şehitlerinden Mutlu Saydam'ın babası Sıddık Saydam oğlunun silâhın ne olduğunu bilmediğini ifade ederek “Sivas’ta 15 gün askerlik yaptı, ondan sonra Hakkâri’ye gönderdiler. 15 günlük asker nasıl hududa gidecek? Eğitim görmemiş, birşey görmemiş” derken, şehit Ramazan Erdem'in amcası İsmail Erdem de, "3 Aylık askeri oralara gönderiyorsunuz. Yazık, günah” dedi.

Şehit babaları cevap bekliyor

ELAZIĞ'IN Palu ilçesinde düzenlenen terörist saldırıda şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Selçuk Gökdağ’ın babası Kemal Gökdağ, ‘’20 tane oğlum olsa 20’sini de vatan için veririm’’ dedi.

Kocaeli’de Yenişehir Mahallesi Şölen Sokak’taki evlerinde taziyeleri kabul eden şehidin babası Kemal Gökdağ ile annesi Nurten Gökdağ’ı ziyarete gelen yakınları, komşuları ve askeri yetkililer sakinleştirmeye çalışıyor.

Şehidin babası Kemal Gökdağ, askerlerin iyi bir eğitimden geçirildikten sonra terörle mücadelede görevlendirilmesi gerektiğini belirtti. Gökdağ, daha önce oğlunun komutanıyla konuştuğunu hatırlatarak, şunları söyledi: ‘’Üç kurşun atarak oraya gelen askerlerimizi koruyun. Bu şekildeki bütün askerleri koruyun. Sadece benim oğlumu değil. Buralara uzmanları gönderin ya da iyi bir eğitim verdikten sonra çocuklarımızı gönderin. Komutanı da bana ‘Çocuğun şu ana kadar senindi, şimdi benim. Askerliğini bitirip göndereceğim’’ demişti. Ne oldu? Cenazesi geldi oğlumun. Ben acıların adamıyım. Buna kader diyorum acılara alışığım. Bunun alın yazısı böyleymiş’’ dedi. En son telefonda konuştuğu oğlu Selçuk Gökdağ’ın kendisine görev için dağa çıktığını ve 2 gün sonra geri döneceğini söylediğini, kendisinin de ‘’Allah yardımcın olsun. Kaderden kaçılmaz’’ dediğini aktardı. Şehitlik mertebesinin herkese nasip olmayacak kadar büyük bir makam olduğunu ifade eden Gökdağ, ‘’20 tane oğlum olsa 20’sini de vatan için veririm. Vatan için benim oğlum ölsün, ona şehit derim, şehit babası olurum, gurur duyarım. O son çocuğumdu. 7 çocuğumun en küçüğüydü. Bunun hayat hikayesi çok farklı, o benim içimde, gizli saklı...’’ diye konuştu.

Acemi birliğinden usta birliğine gideli 1,5 ay oldu

HAKKÂRİ'NİN Şemdinli ilçesinin Gediktepe mevkiinde karakola terörist saldırı sonrasında şehit olan 8 askerden Ereğlili Ramazan Erdem’in baba ocağına ateş düştü. Acı haberin gelmesi ile yıkılan aile, gözyaşlarına boğuldu. Ereğli’ye bağlı Gökçeler beldesinde yaşayan aile, şehidine ağladı. Ramazan Erdem’in amcası İsmail Erdem, “3 Aylık askeri oralara gönderiyorsunuz. Yazık, günah. Gencecik yaşta hayatını kaybetti” diyerek Jandarma ekiplerine yüklendi. Amca İsmail Erdem daha sonra sinir krizi geçirdi. İsmail Erdem’in çocukları Serkan ve Sercan ile Mustafa Erdem’in çocukları Zeki, Gökhan ve Metin Erdem, amcalarını sakinleştirmeye çalıştı. Ancak sinir krizi geçiren İsmail Erdem yere yığıldı. Ambulansın olmaması dolayısıyla İsmail Erdem eve kaldırıldı. Ramazan Erdem’in ağabeyleri Zeki, Gökhan ve Metin Erdem, bir taraftan göz yaşı dökerken, bir taraftan da babalarını teselli etmeye çalıştı. 15 Sene önce eşini kaybeden Mustafa Erdem, çocuklarına hem annelik hem de babalık yaptığını söyledi. 6 çocuklu Erdem ailesinin beşinci çocuğu olan Ramazan Erdem, beş gün önce babası ile telefonla görüşerek ayakkabı, resim ve bazı eşyalar istemiş. Baba Mustafa Erdem, oğlunun istediği eşyaları hazırlayarak gönderdiğini söyledi. Baba Erdem, şunları ifade etti:”2-3 gündür kendisine ulaşamıyorduk. Aradığımızda da komutanları birkaç güne kadar gelecek dediler. Buradan daha yeni gitmişti. Acemi birliğinden usta birliğine gideli 1,5 ay oldu. Isparta’daki acemi birliğinden sonra direkt oraya gitti. Türkiye’nin başı sağ olsun.” Şehit evinin balkonuna Türk Bayrağı asıldı. Acılı aile fertleri ise göz yaşlarına boğuldu.

21.06.2010


 

Şehitler dualarla

Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki terörist saldırıda şehit düşen 9 asker ile bölgede yürütülen oprasyonda araziye döşenen patlayıcının infilâk etmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Ömer Kara ve Jandarma Çavuş Yusuf Pazar için Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Helikopter Filosunda tören düzenlendi. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve bakanlar katıldı. Törenin ardından şehitler uçaklarla memleketlerine gönderildi.

Şehitler memleketlerine duâlarla uğurlandı

HAKKÂRİ'NİN Şemdinli ilçesindeki terörist saldırıda şehit düşen askerler piyade onbaşı Mustafa Kayın (Edirne-Keşan), piyade erler Mutlu Saydam (Muş), Mehmet Ali Tosun (Aydın), Oğuz Yelken (Edirne-Uzunköprü), Sabahattin Derin (Muğla-Milas), Ramazan Erdem (Zonguldak-Ereğli), Elas Esendere (Kahramanmaraş-Göksun) ve Hüseyin Köksal (Ankara), Süleyman Ballan (Konya) ile bölgede yürütülen oprasyonda araziye döşenen patlayıcının infılak etmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Ömer Kara (Mersin-Tarsus) ve Jandarma Çavuş Yusuf Pazar (Ankara-Kazan) için Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Helikopter Filosunda tören düzenlendi. Tören öncesinde, Van Asker Hastanesi morgundan alınan şehitlerin Türk Bayrağına sarılı naaşı, ambulanslarla Helikopter Filo Komutanlığına getirildi.

Tören, şehitlerin Türk Bayrağına sarılı naaşlarının tören alanındaki yerlerine bırakılması ve törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile beraberindekilerin alandaki yerini almasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından şehitlerin öz geçmişlerinin okunmasıyla devam eden törende yetkililer birer konuşma yaptı.

Yapılan duaların ardından şehitlerin Türk Bayrağına sarılı naaşları, askerlerin omuzlarında tören alanında bekletilen askerî uçaklara taşınarak, memleketlerine uğurlandı. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atilla Işık, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit, 2. Ordu Komutanı Nejdet Özel, Van Valisi Münir Karaloğlu, Hakkâri Valisi Muammer Türker, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AKP Van milletvekilleri, AB üyesi 15 ülkenin büyükelçileri, kurum müdürleri ve askerî erkân katıldı.

21.06.2010


 

Hukuk skandalları yaşanıyor

Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat, Türkiye’de hukuk skandalları yaşandığını ileri sürerek, ‘’Yargıtay 11. Ceza Dairesi, görev ve yetki sahasına girmeyen bir dâvâya müdahil olmuştur’’ dedi.

Demokrat Hukukçular Platformu’nun dâveti üzerine Malatya’da bir araya gelen 11 ilin barolarına üye avukatlar basın açıklaması yaptı.

Bezginler Otel’de düzenlenen basın toplantısında, avukatlar adına konuşan Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin görev ve yetki sahasına girmeyen bir dâvâya müdahil olduğunu savundu. Türkiye’de yaşanan terör saldırılarını kınadıklarını belirterek konuşmasına başlayan Canpolat, ‘’Ülkenin hukuk skandallarıyla sarsıldığını’’ ileri sürdü.

Canpolat, şöyle konuştu: ’’Hukuk adına hukuk cinayetleri işlenmektedir. Kanunlaşma süreci tamamlanmayan Anayasa değişikliği paketi hakkındaki iptal dâvâsını (şeklen) görüşmek üzere (kabul) Anayasa Mahkemesi hukuku ve Anayasayı ayaklar altına almaktadır. Yüksek mahkemenin bu girişimi TBMM’nin yasama yetkisine karşı yapılmış hukuk dışı bir müdahaledir.’’

Benzer durumların adli yargıda da yaşandığını savunan Canpolat, şöyle devam etti: ‘’Yargıtay 11. Ceza Dairesi görev ve yetki sahasına girmeyen bir dâvâya müdahil olmuştur. Yani Yargıtay 11. Ceza Dairesi ilk derece asliye ceza mahkemesi sıfatıyla bakabileceği bir dâvâda Erzincan, Ergenekon’u silâhlı terör örgütüne üye olmakla suçlanan kişileri de tahliye ederek özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkilerini gasp etmiştir.’’

21.06.2010


 

DP’NİN 7. OLAĞANÜSTÜ KONGRESİ TAMAMLANDI

Demokrat Parti’nin (DP) 7. Olağanüstü Büyük Kongresi çalışmalarını tamamladı. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’ndaki kongrede, parti tüzük değişikliği delegelerin oylarına sunularak kabul edildi.

Daha sonra, Genel İdare Kurulu ve Yüksek Haysiyet Divanı asil ve yedek üyelerinin seçimine geçildi. DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Turhan Güven’e ait üç farklı listeyle gidilen oylamada, Cindoruk’un listesi delegelerden 537’sinin oyunu alarak kazandı. Güven’in listesine 205, Erhan’ın listesine ise 123 oy çıktı. DP Genel İdare Kurulu’na, aralarında Ahmet Özal, Salih Uzun, Orhan Keçeli, Yılmaz Karakoyunlu, Ufuk Söylemez ve Ahad Andican’ın bulunduğu 60 üye seçildi. Yüksek Haysiyet Divanı üyeleri de belirlendi. Cindoruk, oyların açıklanmasının ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, ‘’kongrenin kazananı, kaybedeni bulunmadığını, Demokrat Parti’nin kazandığını’’ söyledi. Cindoruk, DP ve ANAVATAN’ın birleşme sürecinin birlikte götürdüğü, Salih Uzun’a da gösterdiği gayretlerden dolayı teşekkür etti. Bu arada Eski Başbakan Tansu Çiller, Demokrat Parti’nin (DP) Kongresine ilişkin medyada (Çiller’in listesi) şeklinde nitelenen listenin kendisine ait olmadığını, hazırlanışında da müdahalesinin bulunmadığını açıkladı. Çiller, dün gerçekleşen DP Kongresine ilişkin medyada yer alan bazı haberler üzerine yazılı açıklama yaptı. Çiller açıklamasında, ‘’Demokrat Parti’nin dün gerçekleşen kongresine ilişkin olarak medyada (Çiller’in listesi) şeklinde nitelenen liste benim listem olmayıp, hazırlanışında herhangi bir müdahalem olmamıştır’’ dedi.

21.06.2010


 

LYS’de üçüncü oturum da bitti

Lısans Yerleştirme Sınavları’nın (LYS) üçüncü oturumu olan Sosyal Bilimler Sınavı (LYS-4) saat 12.15’de sona erdi. LYS-4’ün sona ermesiyle bu haftaki sınav oturumları tamamlanmış oldu.

LYS-4, Türkiye’de 81 il merkezi ile Lefkoşa’da saat 10.00’da başladı ve tek oturumda 135 dakika sürdü. Sınav 1164 binada, 15 bin 705 salonda yapıldı. 349 bin 100 adayın katıldığı sınavda 49 bin 838 kişi görev aldı. Sınavda adaylara Tarih, Coğrafya-2 ve Felsefe Grubu testlerinden sorular yöneltildi. Tarih testinde 44 soruya 65 dakika, Coğrafya-2 testinde 16 soruya 25 dakika, Felsefe Grubu testinde 30 soruya 45 dakika süre verildi. Felsefe Grubu testinde 10 Psikoloji, 10 Sosyoloji ve 10 Mantık sorusu yer aldı. Sınavları düzenleyen Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yaptığı açıklamada, sınavın genelini etkileyecek önemli bir sorun yaşanmadığını bildirdi. Sosyal Bilimler Sınavı’nın sona ermesiyle beş ayrı oturumda gerçekleştirilen LYS’nin üç oturumu tamamlanmış oldu.

21.06.2010


 

"Halkın iradesine başvurmak güzel"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim çağrılarına ilişkin, ‘’Zemin kayıyor. İktidar Türkiye’yi sağlıklı yönetemiyor. Halkın iradesine başvurmak en güzeli’’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nu, partisinin Gaziantep mitingine katılmadan önce Ankara’dan tarifeli uçakla geldiği İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda, CHP’nin yeni seçilen İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ile çok sayıda partili karşıladı. Havalimanında gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, ‘’MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna, ‘’Saygıyla karşılıyorum. Hükümetin değerlendirmesi gereken önemli bir açıklama’’ diye cevapladı. Kendilerinin bir erken seçim çağrısı olup olmadığına ilişkin ise Kılıçdaroğlu, ‘’Zemin kayıyor. İktidar Türkiye’yi sağlıklı yönetemiyor. Halkın iradesine başvurmak en güzeli’’ dedi.

21.06.2010


 

Şehit babaları mezarları ziyaret etti

Şehıt babaları ve aileleri, Edirnekapı Şehitliği’nde yatan evlâtlarını ziyaret etti.

Babalar Günü dolayısıyla, Edirnekapı Şehitliği, şehit babaları ve ailelerinin akınına uğradı. Şehit babaları ve aileleri, şehitlerin mezarlarını temizleyerek, çiçekleri suladılar. Bazı baba ve şehit yakınlarının, oğullarının mezar taşındaki fotoğraflarını öptükleri görüldü. Cuma Doğan, oğlu İbrahim Doğan’ın 2 yıl önce sınır ötesinde Irak’ın kuzeyine düzenlenen ‘’Güneş Harekâtı’’nda, şehit düştüğünü belirterek, ‘’Acımız çok büyük. Bugün buraya acımızı yavrumuzla paylaşmaya geldik. Memleketin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Allah sonumuzu hayır etsin. Gidişat iyi değil. Bugün itibariyle 13 şehidimiz daha var. İbrahim her gün şehit oluyor. O şehitler de benim yavrum’’ dedi. Anne Suzan Doğan da ‘’13 şehit haberini duyunca aynı benim evlâdımın şehit haberi gelmiş gibi, şimdi bizim kapımız çalınacakmış gibi kötü oldum’’ dedi.

21.06.2010


 

Rize-Mardin otoyolu yapılacak

Ulaştirma Bakanlığınca 2023 yılına kadar tamamlanacak projeler arasına alınan Rize-Mardin otoyolu tamamlandığında Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, dolayısıyla Kafkasya ve Orta Doğu Anadolu üzerinden birbirine bağlanacak.

Ekonomik, sosyal ve siyasî çok önemli kazanımlar sağlayacağına inanılan yaklaşık 450 kilometrelik otoyolun en önemli bölümünü Rize’nin İkizdere ilçesi ile Erzurum’un İspir ilçeleri arasındaki 2600 rakımlı Ovit Dağı Tüneli Projesi oluşturuyor.Tünel projesi bu yıl Ocak ayında başladı, yıl sonuna kadar da projenin tamamlanması planlanıyor. 2011’de ihale edilmesi beklenen Ovit Dağı Tüneli tamamlandığında yaklaşık 12 kilometre uzunluyla Türkiye’nin en uzun tüneli olacak. Rize-Mardin otoyolu güzergâhı ve çevresinde 15 il bulunuyor. Yolun yapımına bir an önce başlanması ve bitirilmesi için öngörülen tarihin öne çekebilmesi amacıyla kamuoyu oluşturmak isteyen söz konusu illerin ticaret ve sanayi odası yönetim kurulu başkan ve üyeleri ilk toplantıyı Ankara’da, ikinci toplantıyı da Rize’de yaptı. Toplantıya Rize’nin yanı sıra doğu vilayetlerinin ticaret ve sanayi odaları katıldı.

21.06.2010


 

Kur’ân kurslarına yoğun ilgi

DEMOKRATİK Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, her yıl yaşanan yaş sınırı tartışmalarının son bulması için yaz Kur’ân kurslarındaki yaş sınırının ilköğretimde Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin başladığı yaşa indirilmesi önerisinde bulundu.

Şenocak, yaptığı açıklamada, yarın başlayacak yaz Kur’ân kurslarının, verdikleri eğitim açısından hiçbir yaygın ve örgün eğitim kurumunun alternatifi olmadığını söyledi. Yaz Kur’ân kurslarının örgün din eğitiminin tamamlayıcısı ve destekçisi olduğunu vurgulayan Şenocak, kurslara katılan öğrencilerin örgün eğitime devam eden çocuklardan oluştuğunu, bu yönüyle kursların Türk millî eğitim sisteminin bir parçası olduğunu ifade etti.

En az ilköğretim 5. sınıfı bitirmiş öğrencilere yönelik düzenlenen yaz Kur’ân kurslarına ilginin son on yılda 2,5 kat arttığına dikkati çeken Şenocak, 2 ay süreli kursların sayısının son 10 yılda 3 bin 268’den 8 bin 696’ya çıktığını, öğrenci sayısının 2009-2010 döneminde 1 milyon 881 bin 637 olduğunu kaydetti. Geniş bir kitleye hizmet eden yaz Kur’ân kurslarında ciddî problemler yaşandığını belirten Şenocak, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’Öncelikle yaz Kur’an kurslarına ilkokulu bitirmiş öğrencilerin devam edebileceğine dair düzenlemeye rağmen, ağabey ve ablaları ile birlikte gelen küçük çocukların sayısı azımsanmayacak derecededir. Yaş sınırı yeniden düzenlenerek, eğitimcilerin öğrenebilir kabul ettikleri çağdaki çocukların da devamına imkân sağlanmalıdır. Her yıl yaşanan yaş sınırı tartışmaları için hükümete önerimiz, yaz kursları için yaş sınırının ilköğretimde Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin başladığı yaşa indirilmesidir. Bu kurslara her türlü ikaz ve uyarılara rağmen resmî kaydı olmayan çok sayıda 4.ve 5. sınıf öğrencisi gelmektedir. Yeni bir yaş sınırı düzenlemesi öğrenci, öğretici ve velileri rahatlatacaktır.’’

LİSELİLERE YÖNELİK

KURSLAR DA AÇILMALI

Şenocak, yaz kurslarıyla ile ilgili ciddî problemlerden birisinin de öğrenci sayısının çokluğu dolayısıyla ortaya çıkan karmaşa olduğunu söyledi. Özellikle tek görevlisi bulunan camilerde kur sistemi uygulamasında zorluklar çıktığını, zaman zaman her bir kurun öğrencilerinin 30-40’ı bulduğunu, toplamda ise 100’ü geçebildiğini anlatan Şenocak, ‘’İlahiyat veya İmam Hatip Lisesi mezunlarından mahalli müftülüğün izni ve derneklerin desteği ile ek görevli temin edilmeli, çocuk başına düşecek zaman dilimi arttırılmalı. Diyanet İşleri Başkanlığınca yeterlik belgesi verilen binlerce İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatip Lisesi mezunu bu görevlerde değerlendirilmeli’’ dedi.

Yaz kurslarına gelen öğrencilerin yaş grubunun 12-15 ağırlığında olduğuna işaret eden Şenocak, ‘’Lise öğrencilerinin bu kurslara fazla ilgi göstermiyor. Sebebi, 15 yaş ve üstü öğrencilerin küçük yaştaki öğrencilerle aynı sınıfı ve ortamı paylaşmak istememeleri. Lise öğrencileri için müstakil yaz kursları açılması gerekmekte’’ diye konuştu. Şenocak, ayrıca sözleşmeli Kur’ân kursu öğretmenlerine ek ders ücreti ve kadro verilmesine ihtiyaç olduğunu belirtti.

KALİTELİ DİN EĞİTİMİ VERMELİYİZ

ŞENOCAK, şunları kaydetti: ’’AB giriş sürecinde isteyen vatandaşlara istediği dinî bilgi ve konuları doğru kaynaklardan alıp, gerekirse yorumlayarak insanlara hayatî yardım şeklinde sunmak hem kanunî, hem de vicdanî görevimizdir. Artık din eğitiminin gerekli olup olmadığını bir yana bırakıp bu eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ile uğraşmalıyız. Gelişmişlik sadece ekonomi ve teknoloji ile ölçülemez. Kültürel gelişmişlik hepsinden önce gelmektedir. Eğitim problemini çözememiş ülkelerin geleceği karanlık olduğu gibi, ödünç aldığı teknoloji ve bilim de kısa sürede eskimeye mahkûmdur ve kargaşaya neden olabilir. Kültürümüzün şekillenmesinde ve korunmasında önemli bir rolü olan Kur’ân kurslarını geliştirmek, modern eğitimin ve din bilimlerinin verileri ışığında muhtevasını şekillendirmek, insanımıza daha kaliteli, hayatî yardım şeklinde dinî bilgiler sunmak için çalışmalıyız.’’

21.06.2010


 

1900 metreden orman yangınlarını gözetliyor

BOLU’DA Aladağ Orman İşletme Müdürlüğünde görevli bir kadın, 1900 metre yükseklikten orman yangınlarını gözetliyor. Alınan bilgiye göre, Aladağ Orman İşletmesinde görevli 48 yaşındaki İsmet Özhan, 1900 metre yükseklikte bulunan yangın gözetleme kulesinden orman yangınlarını tesbit ediyor.

19 yıldır yılın 6 ayını gözetleme kulesinde geçiren Özhan, bir elinde dürbün, diğer elinde de telsizle sürekli yangın nöbeti tutuyor. Orman yangını tesbit ettiğinde telsizle gerekli yerlere bilgi verdiğini ifade eden Özhan, ‘’Burada yangınları bekliyoruz. Herhangi bir yerden bir duman çıktığı zaman işletmemize bildiriyoruz, haberleşiyoruz. Elimizde telsizimiz ve dürbünümüz var. Dürbünle yangınları görüyoruz’’ diye konuştu. Aladağ Orman İşletme Şefi Hasan Başyiğit de ‘’Bu yangın gözetleme kuleleri yangın mevsiminde özellikle bizim gözümüz. 24 saat buradaki işçilerimiz hizmet veriyorlar ve 24 saat sürekli ormanları takip ediyorlar. Tabiî buradaki yangında ilk müdahale çok önemli. Yangını ne kadar erken tesbit edebilirsek o kadar yangını büyümeden söndürme imkânımız daha fazla’’ diye konuştu.

21.06.2010


 

Ormanlarda yangın alarmı

ORMAN Genel Müdürü Osman Kahveci, “Orman yangınına en geç yarım saatte müdahale edebileceğiz” dedi. Genel Müdür Kahveci, Karabük Aladağ mevkinde bulunan mesire yerinin açılışına katıldı. Havaların ısınması ile birlikte alarma geçtiklerini belirten Orman Genel Müdürü Kahveci “Ülkemizde gerek havadan, gerekse yerden ekiplerimizi takviye ettik.

Uçak ve helikopter olmak üzere 45 tane hava aracımızı Akdeniz, Ege, Marmara ve bir tanesi de Karabük’e olmak üzere çeşitli yerlere konuşlandırdık. Bu hava araçlarımız yangın ihbarını alır almaz 7 ile 10 dakika içerisinde havalanacak şekilde herkes talimatını aldı. Bunun dışında 11 bin işçimiz, 2 bin 500 mühendisimiz ve memurumuz yangınla ilgili faaliyetlerini sürdürüyor. Bin 200 tane arazözümüz var. Çıkabilecek her türlü yangınlara en hızlı bir şekilde müdahale edebilecek şekilde ekiplerimizi Türkiye’nin kritik yerlerine konuşlandırdık” dedi. Genel Müdür Kahveci, ormanlara kurdukları kamera sistemlerinin yangın çıkar çıkmaz 15 ile 20 saniye içerisinde yangın hareket merkezi sistemini harekete geçirdiğini belirterek, “Artık çıkan yangınlara 15 ile 20 dakika içerisinde müdahale edebilecek bir şekilde organizasyonumuzu yaptık. Yangına yarım saatte müdahale edebilecek bir şekilde görev başında kırmızı alarmda bekliyoruz” diye konutu.

21.06.2010


 

370 bin öğretmen adayı atanmayı beklemekte

TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öğretmen açığıyla ilgili farklı rakamlar açıklandığını belirterek, ‘’Öğretmen açığı konusunda Bakan Çubukçu şeffaf olmalı, açığı az göstermek gibi bir gayret içine girmemelidir’’ dedi.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, öğretmen açığı konusunda Millî Eğitim Bakanlığınca ‘’sürekli farklı rakamlar dillendirildiğini’’ kaydetti. Koncuk, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, 24 Kasım 2009’da yaptığı açıklamada 76 bin 721 öğretmen açığı bulunduğunu söylediğini oysa Bakanlığın 2009 İç Denetim Raporunda öğretmen açığının 133 bin 317 olarak yer aldığını ifade etti. Bakanlığın 24 Mayıs 2010’da açık norm kadro sayısını 141 bin 293 olarak ilân ettiğini belirten Koncuk, “Çubukçu, öğretmen açığına ilişkin farklı rakamların nasıl oluştuğunu ve neye göre bugün 78 bin 321 öğretmen açığı olduğunu açıklamalıdır. Çubukçu şu anda 370 bin öğretmen adayını ve eğitim fakültesinde okuyan yüz binlerce genci hayal kırıklığına uğratmış ve umutsuzluğa sürüklemiştir. Bugün yeni mezunlarla birlikte 370 bin öğretmen adayı atanmayı beklemektedir.’’

21.06.2010


 

Denizli’yi sel vurdu

DENİZLİ Valiliği Kriz Merkezinden yapılan açıklamada, ilde önceki gün akşam saatlerinde etkili olan sağanak sonucu, Karaman, İlbade, Dokuzkavaklar, Sevindik, Deliktaş ve Şirinköy mahallelerinde birçok evi su basarken, şehir merkezinde bir restoranın çatısı çöktü.

Yenişehir’de bir sitenin duvarı yıkılırken, sel suları bazı araçları sürükledi. Denizli Vali Yardımcısı Mehmet Çapraz ve Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, Fatih Köprülü Kavşağında yapılan kurtarma çalışmalarını yerinde izledi.

21.06.2010


 

Risâle-i Nur anlama seminerleri düzenleyeceğiz

Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir hakikat olduğunu ilân eden Bediüzzaman’ın görüşlerini rehber edinen Yeni Asya’nın Yalova Temsilciliği son günlerde hummalı bir çalışma içerisinde.

Çok amaçlı kültür merkezi olarak hizmet verecek olan bina hakkında bilgi almak için Yalova’nın yolunu tuttuk.

Bu arada Yalova ile ilgili ansiklopedik bilgileri incelerken Kur’ân’ın Türkçe’ye tercüme edilme kararının da burada alındığını görüyoruz. Bu duygularla Yalova’ya gelirken kulaklarımızda, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin İngiliz Sömürgeler Bakanı William Ewart Gladstone’un bir planına karşı söylediği “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir hakikat olduğunu bütün dünyaya ispat edeceğim!” sözü yankılanıyor.

Sözü, Yeni Asya Yalova Temsilcimiz Hasan Hüseyin Ürekli’ye bırakıyoruz.

Yalova Temsilciliğinin son günlerde hummalı bir faaliyet içerisinde olduğunu biliyoruz. Nasıl başladınız bu işe ve şu an ne durumdasınız?

Şu an inşaatımızın son rötuşları yapılıyor. 10-15 gün içerisinde geniş katılımlı olacak şekilde binamızın açılışını yapmayı ümit ediyoruz. Tabi nereden nereye geldiğimiz sorusunu cevaplayacak olursak, çok defa maddî imkânsızlık yaşadık; ama Cenâb-ı Allah’ın takdiri, gönül dostlarımızın desteği ile bütün zorlukları aşmayı başardık. Bu süreçte hiçbir zaman ümidimizi yitirmedik ve Cenâb-ı Allah tahmin ettiğimiz sürenin de ötesinde binamızı bitirmeyi bize nasip etti.

Peki böyle bir binaya ihtiyaç duyulmasının sebebi neydi?

Yalova, lokasyonu itibariyle Bursa, Kocaeli ve İstanbul arasında kalmış küçük bir şehir. Yüzde 60 ormanlarla kaplı bir alan olduğu için de bir bakıma Marmara Bölgesi’nin akciğeri. Bu büyük şehirlerin kalabalığından sıkılan soluğu Yalova’da alıyor. Yaz aylarında nüfusumuz neredeyse iki katına çıkıyor. Bunların üstüne bir de üniversite faktörünü eklerseniz, “İhtiyaç var mıydı?” sorusunun cevabını sizler de rahatlıkla verebilirsiniz.

Burada ne tür faaliyetler düzenlenecek?

Öncelikli olarak Kur’ân hakikatlerini, “iki artı iki dört eder” derecesinde ispat eden Risâle-i Nur’u anlama seminerleri düzenlemeyi amaçlıyoruz. Tabiî Kur’ân’ın Türkçe’ye tercüme edilme kararının alındığı bir şehirde böyle bir çalışmayı yapacak olmak da kaderin bir cilvesi olsa gerek. Bununla birlikte seminerler, haftalık sohbetler, yaz dönemlerinde okuma faaliyetleriyle dolu dolu bir dönem geçirmek için hazırlanıyoruz.

Kur’ân’ın Türkçe’ye tercüme edilmesi kararının Yalova’da alındığını ifade ettiniz. Bu konuyu biraz açar mısınız?

927 yılında Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin kaleme aldığı Mu'cizat-ı Kur’âniye Risâlesinde Kur’ân’ın tercüme edilmesi ile ilgili şu satırlar yer alıyor: “Bundan on iki sene evvel işittim ki, en dehşetli ve muannit bir zındık Kur’ân’a karşı suikastını tercümesiyle yapmaya başlamış ve demiş ki; ‘Kur’ân tercüme edilsin, tâ, ne mal olduğu bilinsin.’ Yâni, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş. Fakat, Risâle-i Nurun cerhedilmez hüccetleri kat’î ispat etmiş ki; Kur’ânın hakikî tercümesi kabil değil ve lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabî yerinde Kur’ân’ın meziyetlerini ve nüktelerin başka lisan muhafaza edemez ve her bir harfi, on adetten bine kadar sevap veren kelimât-ı Kur’ân’iyenin mu’cizâne ve cem’iyyetli tâbirleri yerinde beşerin âdî ve cüz’î tercümeleri tutamaz. Onun yerinde câmilerde okunmaz diye Risâle-i Nur her tarafta intişariyle o dehşetli plânı akîm bıraktı.”

Bizim de Risâle-i Nur merkezli bir binayı Yalova’da açıyor olmamızı kaderin bir cilvesi olarak yorumluyoruz.

Açılış 27 Haziran Pazar günü

YENİ ASYA Yalova Temsilciliği hizmet binası önümüzdeki Pazar günü düzenlenecek bir toplantı ile hizmete açılacak. Açılış merasimi Şehit Osman Altınkuyu Caddesi üzerindeki hizmet binasında saat 12.00’de gerçekleştirilecek. Başta İstanbul olmak üzere çevre il ve ilçelerden de çok sayıda okuyucumuzun açılış toplantısına katılması bekleniyor. (İrtibat Tel: 0535-350 10 11)

YAVUZ TOPALCI

21.06.2010


 

Faydalı insan projesi

“Faydalı İnsan Projesi’’nin Yazarı ve Genel Koordinatörü eğitimci Mehmet Akman, projenin 2008 yılında Gaziantep Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi’nde pilot olarak başladığını söyledi.

Amaçlarının, başta eğitim kurumları olmak üzere, toplumun bütün katmanlarında yer alan kişilerin istenmeyen davranışlarından kurtulması, özel yeteneklerinin ortaya çıkması ve bunun insanlığın hizmetine sunulmasını sağlamak olduğunu ifade eden Akman, şöyle konuştu: ‘’Şu anda projemiz Gaziantep, İstanbul, Aksaray, Eskişehir, Afyonkarahisar, Bingöl, Mardin, Van, Kahramanmaraş ve Batman’da gönüllü olarak uygulanıyor. İlköğretim okulları, liseler ve çeşitli meslek yüksek okullarında uygulanan projeden öğrencilerin yanı sıra öğretmenler ve veliler de faydalanıyor.’’

KENDİLERİYLE YÜZLEŞTİLER

Akman, proje çerçevesinde kişilerin öncelikle kendileriyle ve istenmeyen davranışlarıyla yüzleştiğini ve bunu itiraf ettiğini, bu davranışlardan kurtulmak için gönüllü hale geldiğini belirtti.

Projeye katılan bireylerin çevresinde, onları önemseyen ve değişimlerine katkıda bulunacak, öğrenci, öğretmen, uzman ve veliden oluşan samimî ve sıcak bir çevre oluşturulduğunu ifade eden Akman, şunları anlattı: ‘’İstenmeyen davranışı olan kişi şefkat, ilgi ve dayanışmayla güzel bir mücadele içine giriyor. Bu mücadelenin içinde oyun var, dostluk, birliktelik, güven var. Bütün taraflar zevkle bu oyunun içinde yer alıyor ve bu kişiyi istenmeyen davranışından vazgeçirme konusunda el birliğiyle çalışıyor.’’

YÜZDE 88'LİK BİR ORANDA BAŞARI SAĞLANDI

AKMAN, yaklaşık 5 bin öğrenci, öğretmen ve velinin projeyle istenmeyen davranışından kurtulduğunu, projede yüzde 88’lik bir başarı sağlandığını vurguladı. Projeye katılan kişilerin, derslerinde başarısız olma, zararlı alışkanlıklar, yalan söyleme, toplum önünde rahat konuşamama, aile içi geçimsizlik ve şiddet, hayatı sevmeme, tırnak yeme, öğrenciye karşı aşırı disiplin ve sertlik, çocuğuyla iyi geçinememe, aileye karşı ilgisizlik gibi istenmeyen davranışlarından vazgeçtiğini dile getiren Akman, şunları kaydetti: ‘’Projemize birçok kamu kuruluşu, sivil toplum örgütü ve kişiler gönüllü destek veriyor. Birçok üniversite, cezaevi, kamu kurumları ve kişiler projeyi uygulamak için bize başvuruyor. Projeye Avrupa’dan bile ilgi var. Hedefimiz 10 ilde uygulanan projeyi Türkiye geneline yaymak. Projemiz ‘Avrupa Kültür Başkenti’ çalışmalarına, ‘Faydalı İnsanla Sanat Günleri’ adı altında giren ender çalışmalardan biri.’’ Akman, isteyenlerin projeyle ilgili olarak, ‘’www.faydaliinsan.org.tr’’ internet sitesinden bilgi alabileceğini kaydetti.

21.06.2010


 

Londra’da mehteran ilgisi

İngiltere’nin başşehri Londra’da düzenlenen “Anadolu Kültür Festivali”nde mehteran takımının gösterisi ve yağlı güreş müsabakaları yoğun ilgi gördü.

Anadolu Toplum Derneği ve Süleymaniye Kültür Merkezinin işbirliğiyle bu yıl dördüncüsü düzenlenen, çok sayıda Türk’ün de yaşadığı Londra’nın kuzeyindeki Clissold Park’ta yapılan festivalde mehteran takımı çeşitli marş ve şarkıları seslendirdi ve gün boyunca ata sporu yağlı güreş müsabakaları yapıldı. Türkiye’den gelen millî sporcuların da mücadele ettiği yağlı güreş müsabakalarında özellikle miniklerin karşılaşmaları ilgiyle izlendi. Organizasyon komitesi başkanı Akif Çulhaoğlu, 12 Haziranda başlayan festivale gösterilen ilgiden çok memnun olduklarını belirterek, “30’un üzerinde çadır kurduk. Amacımız bin yıllık kültürümüzü önce kendi çocuklarımıza ve yakınlarımıza sonra da birlikte yaşadığımız diğer topluluklara tanıtmak” diye konuştu. Geleneksel Türk yemeklerinin satıldığı çadırların önünde uzun kuyruklar oluşurken, ebru ve kaligrafi gibi el san’atları için kurulan stantlarda meraklılarına eğitim verildi. Mehteran gösterisini ve yağlı güreşleri ilgiyle izleyen yabancı konuklar ise tek tek çadırları gezerek bilgi aldı. Çocuklar ise mehteran takımının üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

21.06.2010


 

Ala hastalarına güneş uyarısı

DERMATOLOJİ uzmanı Doç. Dr. Pelin Koçyiğit Müştak, halk arasında ‘’Ala hastalığı’’ olarak bilinen, deriye renk veren hücrelerin görevini yapmaması sonucu oluşan vitiligo hastalığı bulunanlara ‘’güneşten korunun’’ uyarısı yaptı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Müştak, halk arasında ‘’Ala hastalığı’’ olarak bilinen vitiligonun, deriye renk veren hücrelerin harabiyeti ve görevlerini yapamaması sonucu ortaya çıktığını ifade etti. Bu hastalıkta, deride bölgesel veya yaygın olarak beyaz renkli, keskin sınırlı, genellikle yuvarlak ve oval lekeler görüldüğünü belirten Müştak, vitiligoya her yaşta rastlanmakla birlikte, daha sık 10-30 yaşlarında görüldüğünü anlattı. Müştak, şunları söyledi: ‘’Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, bu hastalıkta deriye renk veren hücrelerde hasar meydana geliyor. Bu hasarın oluşumunda hem genetik, hem de genetik olmayan bazı etkenler söz konusu. Hastalığın toplumda görülme sıklığı yüzde 0.5-2 arasındadır. Vitiligonun gelişiminde ailesel yatkınlık söz konusudur. Bu hastaların yüzde 30-40’ının ailelerinde başka bireylerde de vitiligo görülür. Hastalık bulaşıcı değildir.’’ Vitiligonun iç organlarla ilişkili bir hastalık olmadığını, ancak oluşum mekanizmalarındaki benzerlik nedeniyle bazı tiroit hastalıkları, lokal saç dökülmeleri ve diyabetle birliktelik gösterebildiğini kaydeden Müştak, ‘’Bu nedenle vitiligolu hastalar bu tür hastalıklar yönünden de tetkik edilmelidir’’ dedi.

21.06.2010


 

Çanakkale Boğazı’nda yeni kalıntılar bulundu

AVUSTRALYA ve Türkiye’den 12 uzmandan oluşan bir araştırma ekibi, Çanakkale kıyılarında yaptıkları araştırmalarda Çanakkale Savaşı’ndan kalma bazı kalıntılar buldu. Sidney merkezli araştırma ekibi, Anzak Koyu’nda, Anzak birlikleri tarafından ölü ve yaralıları gemilere taşımak için kullanılan bir filika kalıntısını bulduklarını açıkladı. Ekip ayrıca Suvla Koyu’nda da bir İngiliz denizaltısının kalıntısının olduğunu doğruladı. Daha önce başka bir grup tarafından bulunan kalıntının, bir su tankeri olduğu düşünülüyordu. New South Wales Planlama Bakanı Tony Kelly, ekibin yaptığı çalışmaların denizaltında savaş kalıntıları için yapılan ilk bilimsel çalışma olduğuna dikkat çekti. Kelly, “Daha önce de Anzak Koyu’nda araştırmalar yapılmıştı; ancak hiçbiri böyle planlı değildi ev deniz yatağını bu şekilde taramamıştı” dedi.

21.06.2010


 

Seyhan Nehri’ndeki kirlilik had safhada

ÜZERİNDEKİ tarihi Taşköprü ile Adana’ya ayrı bir güzellik katan Seyhan Nehri’nde kirlilik had safhaya ulaştı. Şehir merkezinden geçen nehirde, yosunların oluşturduğu görüntü kirliliğine atılan çöpler de eklendi. Temizliği Büyükşehir Belediyesi’nce uzun süredir yapılmayan Seyhan Nehri, tarihi Taşköprü ve Merkez Camii ile Adanalılara doyumsuz bir manzara sunan güzelliği gölgeliyor. Çevreciler de nehirdeki kirliliğe tepkili. Nehrin bakımsız bırakıldığını düşünen çevreciler, belediyeden bu konuda acil bir çalışma başlatmasını istiyor. Uzunluğu 560 kilometre olan Seyhan Nehri Türkiye’nin Akdeniz’e dökülen ırmaklarının en büyüğü. Orta Toroslar’ın (Tahtalı Dağları) uzanış doğrultusunda akan nehir, Çukurova’ya inmeden Adana’nın 80 kilometre kuzeyindeki Aladağ ilçesinin Akinek Dağı yamaçlarında, diğer önemli kolu olan Göksu ile birleşiyor. Nehir, Çukurova’nın en batı kesiminde, Adana-İçel sınırında Deli Burnu’nda Akdeniz’e dökülüyor.

21.06.2010


 

Yavru ceylanı biberonla besliyor

BİLECİK'İN Bozüyük ilçesinde bir kişi, kurtların saldırısından kurtardığı 3 günlük ceylanı biberonla besliyor. Camiliyayla Köyünde hayvancılık yapan Necati Can, çiftliğe giderken yol kenarında bir anne ceylan ile yavrusuna kurtların saldırdığını gördüğünü belirterek, anne ceylanın kaçması üzerine ortada kalan yavruyu kurtları korkutup kaçırdıktan sonra kurtardığını kaydetti. Ayakları üzerinde durmakta zorlanan yavru ceylanın 3 günlük olduğunu tahmin ettiğini anlatan Can, şöyle konuştu: ‘’Ceylanın vücudunda herhangi bir yara yok. Çiftlikte, yeni doğan kuzu ve oğlakları beslediğimiz biberonla onu da besliyoruz. İlk başlarda korkudan süt içmedi. Ortama alışınca süt içmeye başladı. Dodurga Orman İşletme Müdürlüğüne olayı bildirdim. Yetkililer gelerek ceylana baktılar. Ceylanın hayatını kurtardığım için bana teşekkür ettiler, bir süre sonra koruma altına alacaklarını ifade ettiler. Yavru ceylan, çiftlikteki oğlaklarla ne kadar iyi anlaşsa da geceleri bağırarak annesini arıyor. Biraz büyüdükten sonra ceylanı Orman İşletme Müdürlüğü görevlilerine teslim edeceğim.’’

21.06.2010


 

Düğün bahşişlerini hatıra ormanı için harcıyor

KONYA'NIN Kulu ilçesinde yaşayan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) gönüllüsü Ramazan Uludağ, düğünlerden topladığı bahşişlerle, içinde bin 500 adet çam ağacının bulunduğu ‘Mutlu Çiftler Hatıra Ormanı’nın bakım ve sulamasını yapıyor. 10 yıl önce bir grup arkadaşıyla bir araya gelerek ve gerekli izinleri alarak Kulu Belediyesi’nin yardımıyla 20 bin metrekare alanda bin 500 adet çam fidanını toprakla buluşturan Ramazan Uludağ, sonraki yıllarda buranın bakımının ve sulamasının da takipçisi oldu. TEMA gönüllüsü, düğünlerde, kurduğu hatıra ormanı için ‘Mutlu Çiftler Hatıra Ormanı yardımlarınızı bekliyor’ anonsuyla topladığı bahşişleri buranın masrafları için harcıyor. Orman ismini ise düğünlerde yaptığı yardım anonsundan almış. Topladığı bahşişlerin yetersiz olduğunu ifade eden Ramazan Uludağ, giderler için yurt dışındaki Kululu arkadaşlarından da yardım aldığını belirtiyor. Fidanların dikildiği ilk yıllarda ormana sahip çıkan arkadaşlarının olduğunu, ama şu anda sadece dayısı ile ormanın bakımını yapmaya çalıştığından yakınan Uludağ, “Düğünlerde ve nişanlarda burası için yardım toplamaya çalışıyorum. Tüm çabalarımıza rağmen imkânsızlıklar elimizi kolumuzu bağlıyor” şeklinde konuştu.

21.06.2010


 

Bu otobüsler ‘umut’ taşıyor

İZMİR'İN Büyükşehir Belediyesi, Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği’nin katkıları ile yürütülen ‘Beni Görürsen Anneme Haber Ver’ kampanyasına destek veriyor. Kampanya çerçevesinde oluşturulan umut otobüsleri, iki aydır İzmir’in farklı ilçelerine sefer yaparak yolcu taşıyor. Kayıpların fotoğrafları ile donatılan üç otobüsün üzerinde insanların resimleri tanıması halinde ulaşabilecekleri telefon numarası da bulunuyor. Kampanya ile ilgili bilgi veren Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanı Zafer Özbilici, Türkiye genelinde 7 bin kayıp bulunduğuna dikkat çekti. 1994 yılında kayıp yakınlarını bir araya getiren derneği kurduklarını, ‘umut otobüsü’ ve diğer çalışmalar sayesinde 950 kişinin bulunduğunu belirten Özbilici, “Umut otobüsleri ile amacımız sadece kayıp aramak değil aynı zamanda toplumu bilinçlendirmek. Özellikle 15–25 yaş arasında ergenlik çağındaki gençler arasında kayıp oranları yaşanıyor. İnsanlar bu otobüslere baktığı zaman çocuklarına şiddet uygulamadan önce bir kez daha düşünsünler. Sabırlı olsunlar. Anneler çocukları parkta oynarken daha bir dikkatli olsunlar istiyoruz” diye konuştu. Özbilici, İzmir’de hizmete giren otobüslerin katettiği her kilometrede kendilerine umut olacağını dile getirdi. Özbilici, “Şu an derneğimize ait bir umut otobüsü ve Antalya’da nostaljik tranvaylar üzerinde kayıp yakınlarının fotoğrafları bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi 3 otobüs tahsis ederek gerçekten bu konuda büyük bir önderlik yaptı. İzmir bunu başardı. Büyük bir duyarlılık gösterdi. Diğer kurumlara örnek olmasını istiyoruz.” dedi. Özbilici, İzmir’deki otobüslerin hizmete girmesi ile birlikte vatandaşlardan çeşitli ihbarlar almaya başladıklarını sözlerine ekledi.

21.06.2010


 

Dubai’de güvenlik kameraları artacak

BİRLEŞİK Arap Emirlikleri’nin ticari merkezi Dubai, şehrin her noktasına kamera yerleştirmek için güvenlik teknolojilerine bu yıl 136 milyon dolar harcayacak. Dubai polis şefi Dahi Halfan El Tamim, gelişen şehrin büyüyen ihtiyaçlarına karşılık verilebilmesi amacıyla güvenlik kameralarına daha fazla yatırım yapacaklarını söyledi. The National gazetesine konuşan Tamim, şehirde halen 25 bin adet güvenlik kamerasının bulunduğunu ve dönerek daha önceki ‘kör nokta’ları da gösterebilen akıllı kameraların yerleştirilmesiyle bu sayının artacağını ifade etti.

21.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.