"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Genç Saidlerin çözüm arayışı

Mehmet KAPLAN
25 Nisan 2013, Perşembe
İki hafta önce IV. Risale-i Nur Gençlik Kongresi gerçekleşti. 50 kişiyi aşan, Anadolu’nun farklı bölgelerinden, farklı bölümlerinden geleceğin akademisyen adayları Bediüzzaman’ın Münâzarât’ını temel alarak, ülke olarak yıllardır çözemediğimiz önemli meselelerimize çözüm yolları aradılar.
Kongre’nin masa çalışmaları İstanbul’da bu yıl yeni hizmete giren Sultanbeyli Fetih hizmet merkezinde gerçekleşti. Mekânların insanın düşünce yapısına ve karaketerine etkisi muhakkaktır. Düşünce tarihi boyunca bir çok düşünür mekânın tesiri üzerine çalışmalarda ve tesbitlerde bulunmuştur. Bu hususta Bediüzzaman sahra insanları ile şehir insanlarını karşılaştırır “Sahra ve çöl adamları, basit ve saf insanlar olduğundan, medenilerin medeniyet perdesi altında gizleyebildikleri hile ve desiseleri bilmezler ve gizleyemezler; her işleri merdanedir, kalbleri ve lisanları birdir” diyerek sahra insanlarının safiyetine, şehirli insanların ise göründükleri gibi olamadıklarına dikkat çekmiştir.
Bu bağlamda Sultanbeyli İstanbul’un sonradan gelişen ve merkeze en uzak ilçelerinden birisi. Göçler sonucu çarpık bir şekilde ortaya çıkan, gecekondulaşmanın olduğu, üzerine birçok sosyolojik araştırmanın yapıldığı geleneksel ile moderni bir arada buluşturan bir sosyal yapısı mevcut. Hizmet merkezimizin bulunduğu konum ise tefekkür ve düşünceye çok müsait bir alan… Her yönü ile güneş alan, yakınında bulunan oksijen deposu ormanı ve hâkim konumu ile insanı ferahlatan bir ortam. Böyle bir hizmet merkezinin yapılmasında emeği geçenlerden Allah razı olsun…
Bulunulan mekânın sosyolojik anlamda bir laboratuvar niteliği taşıması, farklılıkları bir arada buluşturması Sünnî-Alevî, zengin-fakir, köy-kent, avam-havas gibi farklı tabaka ve kültürleri bir arada buluşturması, bununla birlikte sorunlara çözüm olarak temel aldığımız Münâzarât’ında sosyal bir laboratuvarın içinde bizzat sahada yazılmış olması bir tesadüf olmasa gerektir…
Bugün hâlâ çözemediğimiz, demokrasi, eğitim, Kürt meselesi, İslâm toplumların geleceği ve azınlıklar meselesi esas alınarak beş farklı masada gün boyu Münâzarât eksenli analizler ve çözüm arayışında bulundu genç kardeşlerimiz. Her birinin bölümü, ili, kültürü başka idi, ama hepsi aynı noktaya bakıyorlardı. Aslında bu, eserlerinde sorunlarımıza çözüm aradığımız Bediüzzaman’ın, devletin ve milletin yıllardır çözemediği sorunları çözüp uhuvvet ve kardeşlik içerisinde farklı insanları aynı noktaya baktırma başarısını gösterdiğinin açık bir misali.
Demokrasi desek, herkes birbirine saygılı, herkesin söz hakkı var, kimse düşüncesinden dolayı dışlanmıyor, şahane bir hürriyet… Eğitim desek herkes bir yerlerde okuyor ve “hiçbir Nur Talebesi yoktur ki sınıfının birincisi olmasın” hakikatine lâyık olmaya çalışan bir gençlik… Kürt meselesi desek, Kürt–Türk diye ayrım yapmayan “İslâmiyet bize kâfidir” diyen, ırkçılığın ve kabileciliğin yasaklandığını bilen, üstünlüğün takvada olduğuna inanan bir gençlik… İslâm toplumları desek, sadece kendini düşünmeyen, kardeşi olan diğer ülkedeki Müslüman kardeşlerini de düşünen bir gençlik… Azınlıklar desek, herkesin insan olduğu için değerli olduğunu, gayr-i müslimlerin de İslâm hukukunda haklarının mahfuz olduğu ve insanlara demokratik haklarını vermenin bir sorun teşkil etmeyeceği inancında bir gençlik…
İşte bütün bunlar Müslümanların derdi ile dertlenen “Milletimizin îmânını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzıyım” diyen, “maddî ve manevî her şeyden feragat eden”, “Bana ıztırap veren yalnız İslâm’ın maruz kaldığı tehlikelerdir” diyen Bediüzzaman’ın yolundan giden genç Saidler… 
“Nur mekteb-i irfanının yüz binlerce, belki de milyonlarca talebeleri yetişti. Artık bu yolda, hizmet-i îmaniyede onlar devam edeceklerdir. Ve benim maddî ve manevî her şeyden feragat mesleğimden ayrılmayacaklar.” Gençler gerçekleştirmiş olduğu bu çalışma ile feragat mesleğinde devam ettiklerini de gösterdiler, kongreye katılan gençlerin birçoğunun vize haftası olmasına rağmen zaman ayıran, hatta vize imtihanı çakıştığı için rapor alıp gelenler bile vardı.
Bugün artık Üstadın bıraktığı maddî ve manevî feragat mesleğinde devam eden Enginler, Abdülhamidler, Yunuslar, Bayramlar, İbrahimler ve ismini sayamadığım nice Saidler devam ediyor. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun…
Okunma Sayısı: 1466
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı