"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir demokratın yazabileceği en zor yazı...

Yıldız FIRTINA
19 Temmuz 2015, Pazar
Çoban Sülü’ydü, su müdürüydü, barajlar kralıydı, bir bilendi ve en önemlisi babaydı.

Bir babanın evlâdına yaptığı gibi hizmet etti milletine. Bunlar onun vasıflarıydı. Hepsinin ayrı hikâyesi vardı. İslamköy’den devletin zirvesine kadar uzanan hayat hikâyesi hizmetle doluydu. İçtiğimiz suda, kullandığımız elektrikte, yürüdüğümüz yolda, okuduğumuz okulda ve daha pek çok şeyde onun imzası vardı. Amel defterini kapatmayacak cinstendi yaptığı bu hizmetler.. “Milletin efendisi ona hizmet edendir” hadisine masadaktı. “Dağı değil, çağı delmişti” köylüsünün dediği gibi!

Bunları bir lâhzada yazmak kolay da, yaşamak nasıldı acaba diye geçti içimden. Elbette kolay değildi. Zira her on yılda bir aldığı darbelerle zorluklar içinde bir memleket inşa etti. 6 kere gitti, 7 kere geldi. Şapkasını aldı gitti dediler. Oysa o verilen mücadelenin meşrûluğuna önem verdi daima. Ne yapabilirdi diye soruyorum kendime. Karşısında asker var. Millet korkutulmuş, sindirilmiş. Ve tek başına! Yapılacak en doğru şey müsbet hareketti; şapkasını alıp gitmek ve mücadelesine meşrû zeminde devam etmekti. Bir beyanında okumuştum; diyor ki: “80’de ihtilâl yapıldı. Seçimle gelmiş bir başbakan alaşağı edilmişti. Bir gün öncesi mitingde meydanları baba baba diye inleten halk, bir gün sonra durun bakalım bizim başbakanımızı nereye götürüyorsunuz demedi.” 

Demokrasi mücadelesinde yalnızdı Demirel. Ama hiçbir zaman küsmedi, kin beslemedi ve dedi ki; “ben herkesi seviyorum, beni sevmeyenleri de seviyorum.” “Küskünlükleri diyaloğa çevirmek” prensiplerindendi. Bölmeyi, ötekileştirmeyi asla sevmedi. “Türkiye’nin birliği, bütünlüğü her şeyden önemlidir” derdi. Herkesi kucakladı. Din, dil, ırk, siyasî görüş gibi hiçbir ayrımcılığın içinde olmadı. İşte demokratlık buydu. Demokrasi; hak ve hukuk eşitliği demekti. “Benim partimdensen tamam.. değilsen ııh” gibi akla ziyan cümleler kurmadı hiçbir zaman. “Eğer bir siyasî yanlış varsa bunun hesabı mahkemede ya da darbeyle sorulmazdı” ona göre. “Bunun hesabını millet sandıkta sorar demişti.”

Zor zamanlarda Bediüzzaman için; “büyük bir âlimdir” demişti. Ve devamında meydan okurcasına “kim âlim değildir derse alnını karışlarım!”

Kutlular Ağabey’in ve arkadaşlarının ‘90’da gözaltına alındığı süreçte yine destek ve yardımını esirgememişti. Sanılanın aksine Nurcularla arasında değişen bir şey yoktu. Ta 70’li yıllarda “Nur Risaleleri yasaklanamaz” diye haykıran bir başbakandı. Değişen neydi peki? Değişen; bir takım insanların dünya görüşleri, makam-mevki arayışları, beklentileriydi. Onun değişmeyeni ise demokrasi, hak, hukuk, meşrûiyetti.

“Biz Müslümanız, insanlar dünyaya imtihan için gelmişlerdir. Ölüm bir takdir-i İlâhidir. Bunun için Müslümanlar ölümden korkmaz. Biz hayatın ebedíliğine inanırız. Dünya fanidir. Asıl hayat ebedî hayattır” sözleriyle dünya görüşünü beyan etmişti. Ve yine; “Millete borcumuzu ödedik, vicdanımız rahattır” dediği gibi “Allah’a hesap vereceğiz” deyip hesabını vermeye gitti.

İlk Kur’ân dersini aldığı hocası Hafız Ali’nin yanına gitti. İslâm kahramanı Menderes’in yanına, ikinci İslâm kahramanı olarak gitti. “Bir elmanın iki yarısı gibiydik, bir yarısı gitti” dediği değerli eşi Nazmiye Hanım’ın yanına bütünü tamamlamaya gitti. Ve yüzde 99 ahbabın yanına..

Geride ise onu sevenleri, yetim kalmış milleti kaldı ve tamamlanmayı bekleyen yarım kalmış “demokrasi hamlesi”.. Bıraktığı dâvâyı tamamlayacağız inşaallah. Ve Demirel’in dediği gibi “Türkiye sorunlarını aşacak ve bu gemi limana varacak” inşaallah.

“Bu millet göğsünü gere gere ben Müslümanım” diyebilmeli sözüyle de “dindar demokratlığını” ispat eden, demokrasi, kalkınma, adalet, hak, hukuk, birlik esaslarını düstur edinen, değerli büyüğümüz, ülkemizin mimarı, misyonumuzun büyük temsilcisi, 9. Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman Demirel’e Allah’tan gani gani rahmet diler; başta ailesi, değerli kardeşi Şevket Demirel, yakınları ve Demokrat camiaya sabırlar dilerim.. Milletimizin başı sağolsun!

Mekânın Cennet olsun babaaa!

Okunma Sayısı: 3050
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yakup

    7.8.2015 00:50:22

    Süleyman Demirel'in vefat ettiği sabah tevafuken Güneşli Yeniasya binasındaydım.Mehmet Kutlular ile görüştüm.Süleyman demirelle iki uç defa görüşme isteğim mesafeden dolayı akim kaldı.Yeniasya siyaseti dine alet eder yani dışarıdan siyasete hürriyetçi telkinlerde bulunup demokrasi çizgisine çeker.Tıpkı Eski Said eserleri gibi.

  • beycan

    19.7.2015 19:30:09

    peki erken emeklilik yasasına ne diyeceksiniz, türkiyeyi öyle bir batağa çekti ki hala o kanunun sıkıntılarını çözmeye çalışıyor devlet deniyor?

  • Garib Doğu

    19.7.2015 18:55:38

    Demir'ele rahmet diliyorum.Yalnız bir hususu da belirmek zorundayım. Demirel ve demokratlar maddi ve manevi bir sürü hizmetlere imza attılar. Demokrasi, ve demokratlık uğruna bir hayli eze ve cefalar çektiler. Bunları yeteri kadar halka anlatmadılar.Kendilerini, ve hizmetlerini yeteri kadar ifade etmediler.Aleyhlerinde sağda ve solda o kadar dehşetli propagandalar yapıldı ki bunları zamanında çürütmedikleri,püskürtmedikleri için kafalarda bir sürü kötü izler bıraktı. Zaman ve zemine göre hakikat olarak ifade ettikleri bir çok sözü hasımları tarafından çarpıtılarak kamu oyu nezdinde yayılmaya çalışıldı. Ve kötü bir imaj olarak kafalarda kaldı .Bir örnek.Ülke biraz sıkıntılar içinde.Hacca adam görelim mi,gödermeyelim mi münakaşaları yapılırken Rahmetli Demirel; ülke 70 sente muhtaç olsa bile yine göndereceğiz diyor.İşte bu söz çarpıtılarak ülke 70 sente muhtaç hale getirildi şeklinde kamuoyuna lanse edildi.

  • Rauf SÖNMEZ

    19.7.2015 18:18:57

    Yıldız Hanım Rabbim kaleminize kuvvet versin çok güzel yazmışsınız. Cumhurbaşkanımız S.Demirelede Rabbim sonsuz merhametiyle rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah.

  • HÜSEYİN İLHAN

    19.7.2015 10:10:01

    Rahmetli DEMİREL'i için kelimeler ile ifade etmem mümkün değil.Ancak yinede duygularımızı ifade eden yazar kardeşimizin yazısına iştiraken bir şeyler tarihe not düşelim dedim, 1-Dindar gözüküp dindarlara sıkıntı verecek adım atmadı, 2-Milletim diyerek oy alıpta milletini,din kardeşini SİYONİSTE satmadı, 3-Mağdur olduğu halde mağdur edebiyatı yapmadı,nemnalanmadı,milletini hep bağrına bastı,ananı,babanı alda git diye kovmadı. 4-Partili -partisiz hasılı tüm ülke insanını kucakladı,şijofren olup suçlamadı. 5-ADAM GİBİ ADAM DI ,ŞAHSİYET BOZUKLUĞU,KİŞİLİK KAYBI OLMADI. HARAMSARAY yerine çoban sülü dedik iftihar etti,GURUR,KİBİR,RİYA,SAHTEKAR olmadı. HASILI BİZDEN gibi gözüküp EŞBAŞKANI OLMADI HEP bizdendi bizden olarak rabbimize GİTTİ.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı