Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

AB sürecinde yorulmak yok

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’nin AB sürecinde karşılaşacağı zorlukların olacağını ve bu zorlukları aşabilmesi için ihtiyacı olan yüksek iradenin bu toprakların içinde bulunduğunu belirterek, “Ancak bugünkü noktada ortaya çıkan tabloda, daha paylaşımcı, daha güçlü millet desteğine dayalı şekilde götürme kararlılığından vazgeçildiği görülmektedir” diyerek, hükümete reformlara devam etmesi çağrısında bulundu.

DYP İstanbul Teşkilatı tarafından Polat Renaissance Otel’de düzenlenen “AB sürecinde Sivil Toplum Örgütlerinin Önemi” konulu sempozyumda sivil toplum örgütlerinin AB sürecindeki önemi masaya yatırıldı. Sempozyumun açılışında konuşan DYP Lideri Mehmet Ağar, Türkiye’nin Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne yaşadığı sıkıntılı demokratikleşme ve AB’ye giriş sürecine değinerek, AB’nin, Türkiye’nin demokratikleşme ve kalkınması ve müreffeh devletlerin standartlarına ulaşması açısından hayati önem taşıdığını kaydetti. Ağar şöyle konuştu:

“Milletimiz demokrasi ve kalkınmayı birarada yürütmek suretiyle gelişmiş ülkelerle arasındaki mesafeyi kapatmanın ciddi gayreti içerisinde olmuştur. AB tarihin en önemli siyasi entegrasyon projelerinden biridir. AB Projesi tüm insanlığın yakından takip ettiği birçok önemli değeri içinde barındırmaktadır. Şeffaf yönetim, sürdürülebilir rekabet, insan hak ve özgürlüklerinin korunması, adalet ve demokratik değerlerin sürekli olarak yükseltilmesini hedef alındığı bir yapıyı yok farzederek yola devam etmek mümkün değildir.”

Ağar, AB yolculuğunun yalnızca siyasi iktidar ve bürokrasiyle yapılamayacağını, halkın katılımının ve halkı temsil eden sivil toplum örgütlerinin temsil ve müzakere sürecindeki rolünün büyük önem taşıdığını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Türkiye’nin AB sürecinde karşılaşacağı zorluklar olacaktır, ancak bu zorlukları aşabilmesi için ihtiyacı olan yüksek irade bu toprakların içindedir. Ancak, bugünkü noktada ortaya çıkan tabloda, daha paylaşımcı daha güçlü millet desteğine dayalı şekilde götürme kararlılığından vazgeçildiği görülmektedir. Demokrasi yalnızca siyasi partilerin varlığı değil, sivil toplum dediğimiz yapılanmanın her sahadaki güçlü desteğinin varlığıdır. Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde karşılaşılacak zorlukların aşılmasında, geniş temsil kabiliyetleri olan sivil toplum örgütlerinin temsilin yanında karar mekanizmalarına da katılmalarını önemli buluyorum. Demokratikleşme dediğimiz mesele dış baskılarla devam edegelen değil, iç dinamiklerin harekete geçirilmesi ile ortaya çıkan sonuçtur. AB sürecinde uzatılan bir takım reçetelerin kabulüyle devam edilen bir yolculuk olarak görmek mümkün değildir. O açıdan sivil toplumu her zamankinden fazla önemsiyorum. Türkiye’nin kalkınması ve milli güvenliğinin korunması siyasi ve bürokratik tedbirlerle mümkün değildir. Bu birlik ve güvenliğin kaynağı demokrasidir, katılımdır. Siyasi partiler bu yolda daha mutlu ve müreffeh bir Türkiye’nin geleceğinde eşitliğin, adaletin, özgürlüğün, hakların ve halkın iradesinin egemen, inançlara saygının olacağı bir Türkiye’yi var etmek zorundadırlar.”

HİSARCIKLIOĞLU: SİVİL

TOPLUM UYUMU KOLAYLAŞTIRACAK

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türkiye’nin çok ciddi, siyasi, ekonomik, sosyal dönüşüm süreci içerisinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Avrupa ülkeleri arasında ihracatta, ekonomide çok önemli bir yere sahip olmakla birlikte, kişi başına düşen milli gelir seviyesinde 25 ülkenin en gerisinde olduğumuzu söyleyerek, bu nedenle ekonomimizi modernleştirmek, ülkemizi kalkındırmak zorundayız. AB süreci bu dönüşümü hızlandırmak ve muasır medeniyetleri seviyesine ulaşmada önemli bir etkendir. Ancak tuhaftır ki kısa sürede bu sürece hazırlıksız yakalanmak huzursuzluğu arttıracaktır. Ülkenin bir bütün olarak yararına olan reform sürecine herkesin aynı şekilde olumlu etkilemediğinin de farkında olmalıyız. Mutsuz insanların artması reform sürecine yol açmaktadır. Bu ise o zamana kadar elde edilen kazanımların heba olması demektir. Türkiye bu acı deneyimleri fazlasıyla geçmişte yaşadı. İki büyük ekonomik krizi geçirdik. O nedenle bugün sivil toplum daha iyi bir gelecek düşüncesiyle reformları sahiplendi. Bu birlikteliği devam ettirdiğimiz müddetçe ülkemizin ulaşamayacağı hedef yoktur. Ülkemizde sivil toplumun kat edeceği mesafe AB katılım sürecinde alacağı mesafeyi doğrudan etkileyecektir. Bu sürecin sahiplenilmesi açısından sivil toplum kuruluşlarının sürecin içinde yer alması gerekmektedir. Sürecin içinde yer alan sivil toplum siyasi reformları ve müktesebat uyumunu kolaylaştıracaktır.”

Canan KARAKAŞ / İSTANBUL

15.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Yasakçı kafaya halkın cevabı

  AKP: Tatilden önce çıkacak

  TMK özgürlükleri tehdit ediyor

  AB sürecinde yorulmak yok

  Ermeniler yaptı, biz akıl edemedik

  TBMM STK’larla istişareyi arttırsın

  Yargıtay, Bank Kapital davası kararını bozdu

  3 yılda 4 milyon metkare alan yabancılara satıldı

  Askeri araç devrildi: 1 şehit, 3 yaralı

  Bayraktar, Türkiye-AB KİK Eş-Başkanı

  TTK ocağında göçük: 1 ölü

  İstanbul belediyelerinde grev hazırlığı

  AB yolunda azimle ilerlemeyi sürdüreceğiz

  Kıbrıs’ta çözüm için ABD’nin desteği istenecek

  Seçim korkusu dalga boyunu ağırlaştırdı

  AKP Antalya'da kampa giriyor

  Başoğlu: Yasakçılar ders alsın

  ÖSS soruları zor olacak

  Şuhutlu imam hatipliler buluşuyor

  Başarılı olan öğrencilere gezi ödülü

  Klimayla serinlerken hasta olmayın

  Tatilde internet kafe tehlikesi

  Emzirin, şeker hastalığından korunun

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004