|
Havaların iyiden iyiye ısınmasıyla birlikte, hepimizin gözlemlediği bir gerçek var: Toplumumuzda açık-saçıklık, her yıl biraz daha artıyor ve olağan karşılanmaya başlıyor. Geçmişte “ayıp” kabul edilen, “namus” meselesi yapılan açık-saçıklığın bugün bu boyutlara ulaşması düşündürücü.
Aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım da, bu konuyu Temmuz sayısında tüm yönleriyle tartışmaya açıyor.
Araştırma Grubunun hazırladığı “Müstehcenlik esarettir” başlıklı çalışmada, müstehcenliğin Türkiye’de aldığı mesafe tarihî seyri içinde ele alınarak, dünü ve bugünüyle masaya yatırılıyor.
Sadık Yalsızuçanlar “‘Örtünme’ ve ‘açılma’ya ilişkin notları”nda, “Örtünme olmaksızın açılma olmaz. İnsan dış dünyaya kapandıkça, içi, iç âlemi kendisine açılır. Fetih açılma demektir. Ruhsal fetihler için, insanın aklını ve kalbini ve de öncelikle bedenini dış dünyaya karşı örtmelidir” diyerek, farklı ‘açılma’ ve ‘örtünme’lere kapı aralıyor.
Dr. Veli Sırım, reklâmların penceresinden bakıyor konuya: “Başta televizyon olmak üzere görüntülü medyada kendini gösteren cinsellik, artık yazılı medyayı da aştı. Cinsel istismar sokaklara taşmış durumda. Merkezî yerlerde kurulan dev reklâm panolarında, otobüs ve metro duraklarında, ilân ve afişlerde, mağaza vitrinlerinde sergilenen cinsellik odaklı müstehcen unsurlar manevî tahribatın boyutlarını daha da artırıyor.”
Dergide her ay medyaya dair makaleleri yer alan Ayşe Çağlayan, bu kez müstehcenlik yönüyle yazıyor sektörü: “Yayıncılık üç ana unsur üzerinde işliyor. Yayıncılar, izleyiciler ve denetleyiciler. Dolayısıyla müstehcenlik konusunda bu üç unsura da görevler düşüyor. En başta, yayıncılar halkın sahip olduğu inanç, değer ve hassasiyetleri göz önünde bulundurmalı ve bunları korumalıdır. Ülkemizdeki problem, yayıncılar ile halkın farklı değer ve hassasiyetlere sahip olmasından kaynaklanmaktadır”
Murat Çiftkaya ‘varolmak’, ‘görünmek’ ve ‘örtünmek’; Aslıhan Havva Başgül ise, ‘görmek’, ‘görüntü’ ve ‘müstehcenlik’ arasındaki ilişkiyi anlatmış yazısında.
Genç Yaklaşım’ın sorularını cevaplandıran Yasemin Uçal Abdullah, müstehcenliğin bir nevi şiddet olduğuna dikkat çekerek, “Şiddet sadece fiziksel değildir. Toplumsal anlamda yaşadığımız en büyük şiddet de müstehcenlik aslında. Çünkü istemediğimiz bir çok şeye şahitlik ediyoruz. Tekrar ediyorum. Her türlü müstehcenlikte psikolojik şiddete maruz kalıyoruz” diyor.
Bu sayıda ayrıca, üniversite tercihlerini yapacak gençlere yardımcı olacak bir yazıya yer verilmiş. BİLMEK Dersaneleri Eğitim Müdürü Sait Çamlıca, meslek seçimi ve tercihler konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları anlatıyor.
| 
