Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Demokrasi din gerçeğini kabulle başlar

Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk, demokrasinin din gerçeğini benimsemekle işe başlayacağını ifade ederek, "Bugün her toplumda din denilen toplumsal bir olgu vardır ve bu gerçeği demokrasi benimsemek zorundadir. Yani din devletin varlığını kabul edecektir, devlet de din gerçeğini kabul edecektir. Onu dışlamayacaktır. Onun gerçeğini kabul edecektir. Kendisine ona göre çekidüzen verecektir" dedi.

İş Dünyası Vakfı tarafından Kandilli’deki İstanbul Ticaret Odsaı Tesisleri’nde verilen iftara Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile birlikte katılan Selçuk, “Laiklik” konulu konferans verdi. Laiklik konusunun tartışıldığında ülkedeki gerilimin arttığını söyleyen Selçuk, Türkiye’de laikliğin bir sorun olmanın ötesinde sorunsala dönüştüğünü savundu. Türkiye’nin laiklikten vazgeçme lüksüne sahip olmadığını ifade eden Selçuk, çağcıl bir devlet kurmanın başka çaresi olmadığını söyledi. Türkiye’nin laiklik ilkesiyle değil, laisizmle yönlendirildiğini anlatan Selçuk, iki kavram arasındaki farkın bilinmediği sürece, Türkiye’nin laik bir düzene kavuşmasının mümkün olmadığını savundu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dinsel bir kurum haline getirilerek devletçe yönetilir hale geldiğini söyleyen Selçuk, “Amaç, dini, yönetim altına almaktır. Diğer amaç ise Türkiye’de bazı kurumlara, özellikle dinden toplumsal hayata son derece etkili bir kuruma egemen olmaktır” diye konuştu.

Sağlıklı demokrasi için din ve vicdan özgürlüğü için, demokrasinin iyi işlemesi gerektiğine işaret eden Selçuk, “Demokrasi için önkoşul yoktur. Demokrasi ve laikliği iyi işletirseniz neler olur. Demokrasi, din gerçeğini benimsemekle işe başlar. Bugün her toplumda din denilen toplumsal bir olgu vardır ve bu gerçeği demokrasi benimsemek zorundadir. Yani din devletin varlığını kabul edecektir, devlet de din gerçeğini kabul edecektir. Onu dışlamayacaktır. Onun gerçeğini kabul edecektir. Kendisine ona göre çekidüzen verecektir” şeklinde konuştu.

“BİZE ÖZGÜLÜKTEN BIKTIM”

Türkiye’de bazı kavramlar üzerinde “bize özgü” değerlendirmeleri yapıldığını ve bundan bıkıp usandığını anlatan Selçuk, şunları söyledi:

“Deniyor ki ‘bize özgü laiklik’. Ben bu ‘bize özgürlük’ten bıkıp usandım. Çünkü ne zaman yeni bir şey söylense ‘Bu Türkiye’ye özgü durum’ deniyor. Bakıyorsunuz, ben başkanlığım sırasında dedim ki, ‘Bir ülkede iki tane Yargıtay olmaz. Döndünüz arkasından iki tane Danıştay yaptınız. Böyle bir şey olmaz. Eşyanın doğasına aykırı. Çünkü Yargıtay’ın varlık nedeni aynı ülkede tek biçimde yorum yapmayı sağlamaktır. Askerî Yargıtay rüşveti yorumluyor, sivil Yargıtay da yorumluyor. Bazen ters düşüyorsunuz. Bu nasıl bir şey? Dünyada böyle bir örnek yok. Hukuka saygılıysak gelin bunun gereğini yapalım’ demiştim. Bundan da kıyamet kopardılar. Hukuka mı saygı duyacaksınız, cemaatçi bir yaklaşımla kendinizi mi savunacaksınız? Bu, Sovyet Rusya’da da olmadı. Orada bile askeri yargıçlar bir dairede görev alırlar, ama ‘Askerî Yargıtay’ olmaz, olamaz da; bu mümkün değil. Şimdi diyorlar ki ‘Bu Türkiye’ye özgü’. Sen bunu yaparsan, doğrusu hukuk da olmaz.”

YÖK, MAHKEME KARARINI

GÖRMEZDEN GELİYOR

Konferansın soru-cevap bölümünde katılımcıların sorularını cevaplayan Selçuk, başörtüsü meselesi ile ilgili de açıklamalar yaptı. Konunun aslında hukuken çözüldüğünü anlatan Selçuk, bazılarının bunu bilmezlikten geldiğini söyledi. Selçuk, “Mahkeme kararlarının sadece hüküm fıkraları bağlayıcıdır. Gerekçeler bağlayıcı değildir. Bunu her hukukçu bilir. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesi isabetli değildir. Hüküm fıkrası doğrudur. Şimdi gerekçeye baktığınız zaman, evet, üniversitelere o çucukları sokmanız mümkün değil. Ama o gerekçe bağlamaz. Sadece hüküm fıkrası bağlar. Bunu nasıl oluyor da onca hukukçunun yer aldığı YÖK, hukuk fakülteleri ve başka fakülteler görmezden geliyor, bunu anlamış değilim” dedi.

301. MADDE DEĞİŞTİRİLMELİ

Kamuoyunda tartışılan TCK’nın 301. maddesiyle ilgili konuşan Selçuk, AB sebebiyle Türkiye’nin bazı şeyleri yapmak zorunda kalacağını belirtti. Selçuk, “Türkiye 301. maddeyi değiştirecektir. Değiştirmek zorunda kalacaktır. Bunu kendiliğinden yapsa iyi eder. 301. madde 80 yaşındadır. Kimse kimseyi aldatmasın. 80 yıldır içtihat oturmamışsa şimdi mi oturacaktır? Oturmasını da kimse beklemesin.” şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

01.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Demokrasi din gerçeğini kabulle başlar

  BAHRİYELİYE İLK DERS

  Şekerci: ‘Başörtümüzden sorumluyuz’

  Asıl tehdit rektörler

  Talat’tan AP raporuna eleştiri

  Dışarıda Papa, içeride bazı rektörler

  Merkel 5 Ekim’de Türkiye’ye geliyor

  Dışişlerinden “Gümrük Birliği” açıklaması

  Hak ihlâlleri ayyuka çıktı

  Rehn, “301’i değiştirin” demeye geliyor

  İlâçta 7 günlük tedavi dozu uygulamasına erteleme

  “Dur’’ ihtarına uymayınca canından oldu

  Lübnanlı yetimlere yardımlar yola çıktı

  Ecdad hizmeti ibadet bildi

  6 bin öğrenciye kırtasiye seti

  Sevgi Evleri yıl sonuna hazır

  Emzirme Haftası başladı

  Engelliler meslek öğreniyor

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004