Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Bayramda trafik alarmı

Türkiye’de 2000-2005 yılları arasındaki Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen 512 trafik kazasında 695 kişinin öldüğü, bin 178 kişinin de yaralandığı bildirildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, 2000-2005 yılları arasında Ramazan Bayramı süresince 34 gün tatil yapıldı. 4 ila 9 günlük bayram tatillerinde son 6 yılda tatil süresine paralel olarak kazalar da arttı. Bayram tatilinin 4 gün yapıldığı 2000 yılında 57 kazada 78 kişi öldü, 177 kişi yaralandı. 9 günlük tatilin yapıldığı 2001’de ise 146 kazada 195 kişi öldü, 369 kişi yaralandı.

4 gün tatilin yapıldığı 2002’de 68 kazada 99 kişi öldü, 186 kişi yaralandı. 2003’de 9 günlük tatilde trafik canavarı tırmanışa geçti, 101 kazada 138 kişi öldü, 162 kişi yaralandı. 2004’te 4 günlük tatilde kaza ve ölü sayısında azalma oldu. Bu tarihte 68 kazada 89 kişi öldü, 136 kişi yaralandı.

Geçen yıl ise yine 4 gün tatilin yapıldığı Ramazan Bayramı’ndaki 72 kazada 96 kişi öldü, 148 kişi ise yaralandı. Son 6 Ramazan Bayramı tatilinde, toplam 512 trafik kazası meydana gelirken, bu kazalarda 695 kişi öldü, bin 178 kişi de yaralandı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internetteki sitesinde sürücülere, güvenli sürüş için tavsiyelerde bulunuluyor. Buna göre, iyi bir sürüş ve frenleme için lastiklerin dış yüzeyinin ve stepne dahil tümünün havasının mutlaka kontrol edilmesi tavsiye ediliyor.

Kötü bir lastiğin her zaman kaza sebebi olabileceğinin belirtildiği uyarıda, şunlar kaydediliyor: ‘’Kötü bir lastik yağışlı havalarda direksiyon hakimiyetini tamamen sürücünün elinden alabilir. Her iki lastiğin de aynı desende olmasına dikkat edin. Fren hidrolik yağının seviyesindeki azalma bir arızanın habercisi olarak kabul edilmeli. Fren pedalına basıldığında pedal önce bir yerde durup daha sonra bir gevşeme hissediliyorsa ciddî bir sorun var demektir. Fren pedalına basılınca bir yaylanma hissediliyorsa sistemde hava vardır, hemen servise gidin. Emniyet kemerinin taşıtınızın orta direklerinde bulunan ayarlı tutucularından boyunuza göre ayarlayın. Emniyet kemeri kesinlikle boyun bölgenizin üzerinde olmasın. Bu tip kullanım kaza sırasında boğulmanıza sebep olabilir.’’

/ ADANA

15.10.2006


 

Demokrasi ya vardır, ya yoktur

Osmaniye’de verdiği konferansta insanların ya ilimle, ya da zulümle yönetildiğini ifade eden Sami Selçuk, “Dünyada en iyi yönetim şekli demokrasidir. Demokrasi ya vardır, ya yoktur. Türkiye, demokrasiyi tam anlamıyla yaşamak istemiyor. Demokrasiyi tam uygulamazsanız kaybedersiniz. Nitekim Türkiye hep kaybediyor. Türkiye’nin, kendisini gerçek demokrasiye ulaştıracak yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Şimdikini düzeltmeye çalışmaktansa, yep yeni bir anayasa getirilmelidir’’ diye konuştu.

Soykırım tahriki amacına ulaştı

Selçuk Fransa Meclisinin kararını da şöyle değerlendirdi: “Bu davranışla Fransa değil, onu bu yola yönlendirenler kazançlı çıkmıştır. Çünkü onların amacı Türkiye’yi öfkelendirmekti. Kendi propagandalarını yapmaktı. Türkiye meseleyi o kadar fazla büyüttü ki, onlar o amaca ulaştı. Bence Türkiye, bunu abartmadan atlatmalıydı. Elbette ki, gerekli girişimler yapılır, ama duygusallığa gerek yok. Türkiye, çabuk öfkelenmeyen, akılcı bir toplum olmaya, tepkilerini akıllıca yapmaya kendini alıştırmalıdır.”

15.10.2006


 

‘Said Nursî ulu kişi, eserini anlamak emek ister’

Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmasıyla yeniden gündeme gelen Romancı Orhan Pamuk, yaklaşık on yıl önce yayınlanan bir röportajında Said Nursî’yi “ulu kişi” olarak nitelemiş, eserlerini anlamanın emek istediğini söylemişti.

Pamuk, Aktüel dergisinin 16-23 Ocak 1997 tarihli sayısında çıkan röportajında “Said Nursî bir ulu kişi ve kitapları çok satıyor. Ama kitapları (İrlandalı yazar James Joyce’un dünya çapındaki eseri) Ulysses’den daha zor” demişti.

Röportajın konusu, Ulysses’nin satış rekorları kıran Türkçe tercümesi için “anlaşılması zor” yorumları yapılmasıydı. Pamuk bu konuda şöyle diyordu: “Önce inanacaksınız. Günlük hayattan uzak, derin bir anlamı olduğuna inanacaksınız. Sonra metne girip içinde savaşacak, tutunmaya çalışacaksınız. Elbette bir emek vermek gerekiyor. Veremeyince de ‘Okudum, saçma sapan birşey’ deyip atarsınız. Yaptığınız akıllılık değil, dargörüşlülüktür.”

15.10.2006


 

Ercan: Tam ve gerçek demokrasi istiyoruz

Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, bunalımların, krizlerin, siyasette zaman zaman tıkanıkların olabileceğini belirterek, “Zaman zaman olmuştur, ben o dönemleri biliyorum. Parti kademelerinde görev yapmış biri olarak o havayı solumuş biriyim ben. Ama Türkiye’nin yapacağı şey o bunalımlı dönemleri demokrasi içinde aşabilmektir” diye konuştu.

Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, hiçbir askerî müdahalenin haklı gerekçesi olamayacağını söyledi.

Ercan, Bolu’da Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) ile Türkiye ve Kültür Sanat ve Eğitim Vakfının (TÜKSEV) düzenlediği “Türkiye’de Siyaset ve Kültür Sempozyumu” toplantısının ikinci oturumunda yaptığı konuşmada, “Siyasetçinin sorumluluğu, hüküm yeri, şikâyet yeri de millettir. Siyasetçinin sorumluğu millettedir. Seçilmiş kişi ve heyetlerin hesap vereceği merci büyük milletimiz, sandıktır” dedi.

Bunalımların, krizlerin, siyasette zaman zaman tıkanıkların olabileceğini söyleyen Ercan, “Zaman zaman olmuştur, ben o dönemleri biliyorum. Parti kademelerinde görev yapmış biri olarak o havayı solumuş biriyim ben. Ama Türkiye’nin yapacağı şey o bunalımlı dönemleri demokrasi içinde aşabilmektir” diye konuştu.

“Vehimlerden kurtulmalıyız”

Ercan, şunları kaydetti:

“Bizim aradığımız tam ve gerçek demokrasi, güdümlü demokrasi değil, vesayet altında demokrasi değil. Hukukun üstünlüğü, hukuk devlet. Hukuk devletinin mekanizmaları var, yargı var, savcısı var, hakimi var. Suçların tarifi yapılmış, nerede suç varsa kim suç işlemişse onu takip edecek mekanizmalar var. Artık Türkiye vehimlerden, korkulardan arındırmalı kendisini. Hiçbir askeri müdahalenin haklı gerekçesi olamaz. Bunları geride bırakmalıyız.” Türkiye’de siyaset reformuna ihtiyaç olduğunu söyleyen Ercan, “Gerçekten tahrip edilmiş, parçalanmış, hareket alanı daraltılmış, bir siyasî yapıyı yeniden ileri demokrasideki ölçütlere uygun olarak düzenlemek lazım” dedi.

Parti içi demokrasinin tam işlemediğini, partilerdeki liderler sultasının sona erdirilmesi gerektiğini belirten Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oligarşik yapı yerine demokratik bir yapının, parti için demokrasinin mutlaka oluşturulması lâzım. Parti içindeki rekabetin objektif kurallara bağlanması lazım. Lidere yakın olmak yerine, halka tabana partiliye yakın olmaktan geçecek bir yapıyı oturtmak lâzım.”

/ BOLU

15.10.2006


 

Çömez: Lider sultası bitmeli

AKP Balıkesir milletvekili Turan Çömez, Türkiye’de demokrasinin olgunlaşması için seçim kanunu ve siyasî partiler kanununun değişmesi gerektiğini söyledi.

Çömez, Bolu’da Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) ile Türkiye ve Kültür Sanat ve Eğitim Vakfının (TÜKSEV) düzenlediği ‘’Türkiye’de Siyaset ve Kültür Sempozyumu’nda’’, ‘’Türk Siyasetinde İşleyiş Sorunları’’ başlıklı sunumda, ‘’Türkiye’de seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu değişmediği, insanlar seçilmek için halen liderlerinin dudağına bakmak mecburiyetinde kaldığı sürece olgun bir demokratik yaşam hayata geçmeyecektir’’ dedi.

Türkiye’de, insanların seçimden seçime sandığa giderek milletvekillerini seçtiği yanılgısı içinde olduğunu belirten Çömez, ‘’Oysa liderin yazdığı listeyi onaylama gibi garip bir seçim sistemiyle karşı karşıyayız. Bu böyle devam ettiği sürece, seçilen kişiler liderinin etrafında dolandığı sürece, Türkiye’de demokrasiyi ne olgunlaştırabilir, ne de geliştirebiliriz’’ diye konuştu.

/ BOLU

15.10.2006


 

Asıl mesele Türkiye’nin AB üyeliği

Fransa parlamentosunda alınan son kararla ilgili olarak, “Fransa hem kendi tarihine hem Türk milletine terbiyesizlik yaptı” diyen DYP Kütahya İl Başkan Yardımcısı Salih Aytemur, asıl yapılmak istenenin, Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü kesmek olduğunu söyledi.

Doğru Yol Partisi Kütahya İl Başkanlığı adına yazılı bir açıklama yapan DYP Kütahya İl Başkan Yardımcısı Salih Aytemur, “Geçmişte Fransa özgürlükler ülkesi olmuştur. Ancak, Fransa Parlamentosunun bu kararı, Fransa’nın yanlış bir yolda ilerlediğini, Ermeni, PKK lobilerinin etkisine girdiğini göstermektedir. Fransa demokrasi tarihi için bu yasa züldür” dedi. Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü kesmek isteyenlerin oyununa gelinerek böyle bir kararın alındığını savunan Aytemur, “Türkiye buna rağmen temkinli hareket ederek AB’de karşıtlarının ekmeğine yağ sürmemeli, demokratik açılımları gerçekleştirerek en güzel dersi vermelidir” ifadelerinde bulundu.

Açıklamasında, “Kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz” sözüne ve Osmanlının medeniyet, hak, hukuk, adaletle anılan tarihine de dikkat çeken Aytemur, Ermeni, Rum ve diğer milletlerin bu ülkede yüzyıllarca huzur ve barış içinde yaşadıklarını, devletin önemli makamlarında yer aldıklarını hatırlattı.

Fransa’nın, Bosna’da, Irak’ta yapılan katliâmlara seyirci kaldığının da altını çizen Aytemur, “Gözü önündeki soykırımlara sessiz kalan Fransa’nın palavra soykırım iddialarına sahip çıkması nasıl inandırıcı olabilir? Bunların asıl meselesi soykırım filan değil. Asıl mesele AB’ye girerek güçlenen Türkiye’nin önünü kesmektir” dedi.

Yeni Asya / KÜTAHYA

15.10.2006


 

Demokrasi açısından tarihi hata

Fransa parlamentosunda sözde Ermeni soykırımının inkarına yönelik para ve hapis cezası öngören yasanın kabul edilmesine tepkiler gelmeye devam ediyor.

Konuyla ilgili yazılı birer açıklama yapan TESEV ve Koç Üniversitesi, kararın, demokrasi, insan hakları ve özgür düşünceye vurulmuş bir darbe ve tarihi bir hata olduğunu ifade etti.

Kararı, “demokrasi ve insan hakları açısından büyük bir tarihi hata” olarak yorumlayan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), ifade özgürlüğünden yana tavır almaya devam edeceklerini, dünya çapında geliştirdikleri sivil toplum iletişim ağını bu konuda harekete geçireceklerini bildirdi.

Koç Üniversitesi Akademik ve Yönetim Kurulları, Öğrenci Konseyi imzasıyla yapılan yazılı açıklamada da Fransa parlamentosundan çıkan kararın özgür düşünceye vurulmuş bir darbe olduğu belirtilerek, Fransa’nın kendi fikir mirasına ihanet ettiği ifade edildi. Açıklamada, kararın, 577 üyeye sahip Fransa Millet Meclisi’nde 116 oyla alınmasının da Fransa ve demokrasi adına önemli bir zaaf olduğu vurgulandı.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.10.2006


 

Vali Güler: Ermeni cemaati rahat olsun

İstanbul Valisi Muammer Güler, Ermeni Patriği Mutafyan’ın Fransa’da meclisten geçen “Ermeni soykırımını inkarı suç sayan” yasa nedeniyle Türkiye’deki dinî merkezlerde güvenliğin artırılması talebini ilettiğini, ancak kendilerinin zaten konu ile ilgili olarak tedbir aldıklarını açıkladı.

Bugüne kadar herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını belirten Güler, hassas olabileceğini düşündüğümüz bazı yerlerde her türlü tedbiri aldıklarının altını çizdi.

Organ bağışı konusuyla ilgili Ceylan Otel’de katıldığı bir toplantının çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplayan Vali Güler, Patrik Mutafyan’ın mevcut güvenlik tedbirlerine ek olarak yeni talepte bulunduğunu doğruladı. Vali Güler, kendilerinin zetan muhtemel olaylara karşı tedbir aldıklarını belirtti. Polisin, jandarmanın belli yer, kişi ve alanlara yönelik meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı planlama yaptığını anlatan Vali Güler, ancak bugüne kadar herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığına dikkat çekti. Güler, “Türk toplumu asil bir toplumdur. Bu tür hareketlere karşı tepkisini verirken demokratik, ifade özgürlüğü sınırları içinde, kendisine yakışır şekilde gereken cevabı verir. Onun için herhangi bir şiddet eylemi söz konusu olmadı, olmayacak da. Ama biz yine de her türlü önlemi aldık. Rahat olsunlar” dedi.

İstanbul’daki Ermeni kiliseleri çevresinde tedbir aldıklarını hatırlatan Güler, “Özellikle önlem almayı planladığınız belli yerler var mı” sorusuna ise “Kendimize göre özellikle hassas olabileceğini düşündüğümüz bazı yerler var ama, herhangi bir sıkıntı yaşanmadı” şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

15.10.2006


 

LC Waikiki : Fransız değiliz

Giyim firması LC Waikiki bazı gazetelere tam sayfa olarak verdiği ilanlarda, Fransız markası olmadığını, bir Türk markası olduğunu bildirdi.

Bazı e-forum ve web sitelerinde LC Waikiki’nin bir Fransız markası olarak belirtilmesi üzerine açıklama yapma gereğinin duyulduğunun belirtildiği ilanlarda, LC Waikiki’nin, Tema Tekstil A.Ş. tarafından Fransız D.D.K.A firmasından 1997 yılında satın alınarak bir Türk markası haline getirildiği vurgulandı. İlanlarda LC Waikiki’nin Türk firması olduğuna dair Türk Patent Enstitüsünden (TPE) alınan marka tescil belgesine yer verildi.

/ ANKARA

15.10.2006


 

Ağar: Keşke, Nobel’i coşkuyla kutlayabilseydik

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülünü almasıyla ilgili kendisini kutladığını belirterek, “Arzu ederdik ki Türkiye’de böyle büyük bir olay çok daha büyük coşkuyla kutlanabilseydi” dedi.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, bazı temaslarda bulunmak üzere Almanya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP salonunda gazetecilerin sorularına cevapladı. Ağar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın açıklamalarıyla ilgili olarak ‘’Haberin sahibine gereken açıklamayı yaptım’’ dedi.

Konuya ilişkin olarak konuşmak istemeyen Ağar, Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü almasıyla ilgili soruya ise ‘’Hayırlısı olsun. Tebrik ederiz. Arzu ederdik ki Türkiye’de böyle büyük bir olay çok daha büyük coşkuyla kutlanabilseydi. Edebiyat fakültelerinde, okullarda bayram gibi kutlanabilseydi. İçimizde bu burukluk vardır’’ şeklinde cevap verdi.

Köln’e giden Ağar, Almanya’da eyalet başbakanları ve Hristiyan Demokrat Partisi yetkiylileriyle görüşeceğini ve holdingzedeler başta olmak üzere Türk vatandaşlarının çeşitli konulara ilişkin sorunlarını dinleyeceğini bildirdi.

/ İSTANBUL

15.10.2006


 

Karadeniz'de gemi battı

Karadeniz’de, Komor Adaları bayraklı 1832 grostonluk ‘’MAGIC’’ isimli gemi battı.

Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cospas-Sarsat sisteminden alınan tehlike sinyali ile, Komor Adaları bayraklı 1832 grostonluk MAGIC isimli geminin, Kırklareli’ne bağlı İğneada Koru Burnu’nun 2 mil güneyinde battığı tespit edildi.

Açıklamada, gemi personelinin filika ile gemiyi terk ettikleri, olay mahalline intikal eden Sahil Güvenlik Komutanlığına ait TCSG 106 ve TCSG 90 botları tarafından kazazede personeli kurtarma çalışmalarına devam edildiği kaydedildi.

/ ANKARA

15.10.2006


 

'İstemezükçülüğün’ adı ulusalcılık oldu

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “Yeniçeriler dönemindeki ‘istemezükçülüğün’ adı ulusalcılık oldu” dedi.

Bakan Çelik, Elazığ Öğretmenevinde verdiği “Küreselleşme Sürecinde Türkiye” konulu konferansta, küreselleşmenin, dünyadaki sermaye, mal ve hizmetlerin daha serbest ve seri olarak dolaşmasına verilen isim olduğunu söyledi.

Dünyada tek başına, “Ben insanlarla ilişkimi asgariye indiririm, içime kapanırım, içe kapalı ekonomi modeliyle büyürüm, zenginleşirim” diyen bir devletin olmadığını belirten Çelik, sosyalist ekonomiyi uygulayan Çin’in, bunun böyle olmayacağını anladığını, dünyaya açılma konusunda ABD’yi bile geride bıraktığını vurguladı.

Türkiye’nin AB’ye aday olduğuna işaret eden Çelik, “İster AB üyesi olalım, ister olmayalım, bizim 83 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 60’ı onlarladır. Biz onları yok sayalım, böyle bir şey yapamazsınız” diye konuştu.

Türkiye’nin, Türk ve İslâm dünyasının bir parçası ve AB adayı olduğunu, NATO içinde bulunduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

“Bunları yadırgamamak lâzım. Türkiye’de bildiğiniz gibi bir Türk milliyetçiliği vardı. Bunları biliyoruz. Son zamanlarda bir de ulusalcılık diye bir şey çıktı. Ulusalcılık, içe kapanmanın, Türkiye’yi dünyadan koparmanın, soyutlamanın, AB’ye karşı olmanın, her türlü şeye karşı olmanın adeta adı haline geldi. Özelleştirmeye karşı, yabancıların mülk edinmesine karşı, şuna karşı buna karşı. Yeniçeriler dönemindeki ‘istemezükçülüğün’ adı ulusalcılık oldu. Bunu benimsememiz mümkün değil.”

/ ELAZIĞ

15.10.2006


 

Rusya’da Ramazan çadırı

Moskova’da cami, kilise ve havrayı içinde barındıran Zafer Parkı, tarihinde bir ilke şahitlik etti. Şehitler Caminin hemen yanı başına kurulan “Şatör Ramazan”, farklı millet ve dinden insanları iftar sofrasında buluşturarak tüm dünyaya barış ve kardeşlik mesajı verdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Moskova Belediyesi ve Diyalog Avrasya Platformunun işbirliği ile kurulan Ramazan Çadırı Rusya Müftüler Konseyi’nin himayesinde düzenlenen programlarla da şenleniyor. 250 kişinin iftar edebileceği çadırı, saatlerce trafikte kalmayı göze alarak Moskova’nın dört bir yanından gelen insanlar doldurdu. Yemek sırasında elinde tabldotla bekleyen bir Türk işadamı, “Moskova’nın ortasında bizler garip kalmıştık. Bugüne kadar şu güzel havayı koklayamadığımız için Türkiye’ye gıpta ile bakıyorduk. Televizyonlarda Türkiye’deki ramazanları seyrederken Moskova’da bu havayı nasıl yakalarız özlemi içinde idik. İşte bu bugün nasip oldu.” diyerek Türkiye’ye selâm gönderdi.

Rus misafirleri ile birlikte Türkiye’den uzakta Ramazan yaşamanın mutluluğunu ifade eden bir davetli de tablonun söze hacet bırakmadığını söyledi. ‘Bu olağanüstü bir şey’ diyerek heyecanını paylaşan bir başka davetli, “Katkısı olan herkesten Allah razı olsun. İnsanların hepsi burada. Çok güzel bir hava.” dedi. Moskova’nın en güzel yerinde Zafer Parkı’nda böyle bir çadırın kurulmasını ‘muhteşem’ diyerek yorumlayan bir işadamı da gelecek yıl tüm Ramazan’da çadırın kurulması temennisinde bulundu. Diyalog Avrasya Platformu Rusya Koordinatörü Ali Sami Yıldırım da; “Bu bir ilk ve herkese açık. Paylaşma ve kardeşliğin yaşandığı bu ortam toplumsal barışa katkı sağlayacak. Burada sadece Müslümanlar değil, farklı dinden insanlar da bulunuyor.” dedi.

Türkiye, bize en yakın Müslüman ülke

Duygularını ifade eden Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin, “Bu çadır bize Türkiye’den geldi. Gümrük işleri dahil tüm masrafları Türk kardeşlerimiz karşıladı. Bu Moskova’da ve Rusya’da ilk. Önceleri kefelerde ya da cami altlarında küçük programlar yapmaya çalışıyorduk. Bu bizim için yeni tecrübe. Bunu gelecek yıllarda Tataristan, Başkırdistan, Dağistan ve başka yerlere de yaymak istiyoruz. Bu çadırın kurulmasında emeği geçen herkesten Allah Rabbimiz şu mübarek Ramazan-ı Şerifte razı olsa diyip duâ kılırız” dedi.

/ MOSKOVA

15.10.2006


 

Güngören’de muhtaçlara yardım

Güngören Belediyesi, kimsesiz, yetim, düşkün, dul ve çalışamayacak durumdaki vatandaşların, herhangi bir ücret ödemeden alış veriş yapabilecekleri Sosyal Dayanışma Merkezi’ni hizmete açtı.

Zengin ürün yelpazesine sahip gıda ve giyim bölümlerinden oluşan merkezin açılışını Güngören Belediye Başkanı Ş.Yücel Karaman yaptı.

Ürünlerin tamamen hayırsever işadamları ve bölge insanın bağışlarıyla temin edildiği bir alış veriş merkezi olan SDM, belediyenin ilçede belirlediği yetim, kimsesiz, düşkün, dul, engelli veya çalışamayacak durumdaki vatandaşların, herhangi bir ücret ödemen ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri amacıyla kuruldu. Sosyal Dayanışma Merkezi çerçevesinde, ihtiyaç sahiplerinin durumuna göre Sosyal Yardım Sandığı’ndan nakit yardımı da yapan Güngören Belediyesi’nin muhtaçlara yönelik sıcak yemek dağıtımı, sağlık malzemesi temini, kuru gıda yardımı, eğitim yardımı gibi hizmetleri de devam ediyor.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.10.2006


 

HSYK’ye 2 yeni üye

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) asıl üyeliklerine Kadir Özbek ve Musa Tekin’i seçme kararı Resmî Gazetede yayımlandı.

HSYK’nın Yargıtay kontenjanından asıl üyesi olan Yaşar Selim Engin’in 4 yıllık görev süresi geçen günlerde dolmuştu. Engin’in yerine asıl üyeliğe atanan Musa Tekin, görevine hemen başlayacak.

Kadir Özbek ise HSYK Başkan Vekili Celal Altunkaynak’ın 4 Aralık’ta 4 yıllık görev süresini doldurmasından sonra görevine başlayacak.

HSYK’da, Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarının dışında Yargıtay’dan 3, Danıştay’dan da 2 üye asıl üye olarak görev yapıyor.

/ ANKARA

15.10.2006


 

Arınç, Yunus’u kutladı

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Nobel Barış Ödülünü kazanan Bangladeşli Muhammed Yunus’u kutladı.

Arınç, Muhammed Yunus’a gönderdiği kutlama mesajında şunları kaydetti:

‘’2006 yılı Nobel Barış Ödülü’nü kazandığınızı büyük bir memnuniyetle öğrendim. İnsanlara, yaşamlarını kendi kendilerine ve onurlu bir şekilde devam ettirme imkânı sağlayan, yoksulluğun azaltılması amaçlı mücadelenizin uluslar arası planda bir kez daha takdir edilmesi ve Nobel Barış Ödülü ile taçlandırılması beni ayrıca mutlu etmiştir.

Başarılarınızın devamını temenni eder, en iyi dileklerimi sunarım.’’

/ ANKARA

15.10.2006


 

Hakkari’de mayın patladı: 2 şehit

Hakkari’de terör örgütü PKK üyelerince önceden araziye döşenen mayına basan 2 asker şehit oldu, 1 asker de yaralandı.

Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, Hakkari-Çukurca bölgesinde bir grup teröristin bulunduğu ve eylem hazırlığı içinde olduğu duyumunun alınması üzerine, 13 Ekim 2006 tarihinde başlatılan operasyon sırasında, Piyade Teğmen Ömer Azak ile Piyade Er Mahmut Elçi, teröristlerce önceden döşenen mayına basarak şehit oldu. Patlamada, piyade er Süleyman Şanverdi ise yaralandı. Yaralının tedavisinin devam ettiği, bölgedeki operasyonların sürdürüldüğü bildirildi.

/ HAKKARİ

15.10.2006


 

Google’da en çok Kur’ân okunuyor

Dünyaca ünlü arama motoru Google’ın hizmete sunduğu dijital kitaplar arasında en çok Kur’ân-ı Kerim ve ABD’li muhlalif aydın Chomsky’nin eserleri okunuyor.

Google firması yetkililerinin, geçtiğimiz gün katıldıkları Frankfurt kitap fuarında yaptıkları açıklamaya göre, Google’ın bu yıl başında hizmete açtığı Book Search isimli dijital kitapları arasında en çok Kur’ân-ı Kerim ve ABD’li muhalif yazar Noam Chomsky’nin kitapları okunuyor. Dijital kitapların büyük ilgi gördüğü Google, Book Search isimli dijital kitap arama hizmetini bir adım ileri taşıyarak, kitap arama hizmeti ile sunulan dijital kitapların bir kısmını kullanıcıların bilgisayarlarına indirebilmesini sağladı. Bu kitaplar zaman ile kopya hakkını kaybeden kitaplardan oluşuyor ve arasında çeşitli klasikler de bulunuyor. Kullanıcılar indirdikleri kitapları daha sonra yazıcıları ile kâğıda basarak çoğaltabiliyorlar.

15.10.2006


 

Trabzonlu İHL’liler iftarda buluştu

Merkezi Üsküdar’da bulunan Trabzonlu İmam Hatipliler Derneği (TİMDER), düzenlenen iftar programında hemşehrilerini biraraya getirdi.

Üsküdar Katibim Restoran’da gerçekleştirilen programa TİMDER genel başkanı Nasuhi Günay, Üsküdar Belediyesi Başkan Yardımcısı Hilmi Türkmen, TİYEMDER Genel Başkanı Selahattin Yazıcı ve çok sayıda Trabzonlu iştirak etti. Yemekte konuşma yapan TİMDER Genel Başkanı Nasuhi Günay, sekiz yıldır düzenledikleri ve gelenek haline gelen “İftar buluşması”nı önümüzdeki yıllarda da devam ettireceklerini söyledi.

/ İSTANBUL

15.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004