Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

İran, ‘Yahudi Soykırım tabusu’na dokundu

İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, Yahudi soykırımı konferansının, Batıda bu konuda araştırma yapamayan bilim adamlarına iyi bir fırsat vermek için düzenlendiğini söyledi.

Mutteki, İran Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Siyasal Araştırma Merkezince düzenlenen “Soykırıma Evrensel Bakış” başlıklı konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Yahudi soykırımı ifadesinin 2. Dünya Savaşından sonra ortaya atıldığını belirtti ve bunun 1. ve 2. Dünya Savaşlarıyla ilişkisi olduğunu savundu. Batıda, bilim adamlarına Yahudi soykırımı konusunda araştırma imkânı verilmediğini söyleyen Mutteki, “Bu konunun araştırılmasını suç sayıyorlar, bu konuda söz söyleyenleri de Yahudi düşmanlığı yapmakla suçluyorlar” dedi.

“Kim tarafından işlenirse işlensin cinayet cinayettir” diyen Mutteki, “Almanya’da işlenen cinayet ile Vietnam, Kore, Irak, Afganistan ve Filistin’de işlenen cinayet arasında hiçbir fark olmadığını” vurguladı. Anti semitizmin Batılı bir kavram olduğunu belirten Mutteki, İslâmın, anti semitizmi kabul etmediğini ve şu ana kadar da İslâm ülkelerinde böyle bir şey yaşanmadığını kaydetti. Mutteki, İran olarak konuyu tarihî ve bilimsel açıdan incelemek istediklerini ifade ederek, “Buraya, bu konuyu kabul veya ret için gelmedik” dedi. Yahudi soykırımının araştırılmasını istemeyenlerin gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuklarını söyleyen Mutteki, “Çünkü gerçek ortaya çıkarsa siyonist rejimin varlığı konusundaki sorular artar” ifadesini kullandı.

Mutteki, “Konferansın hedefi, soykırımı ne reddetmek ne de ispatlamak. Bizim asıl amacımız, batıda ve Avrupa’da bu tarihi konu hakkında araştırma yapamayanlara iyi bir fırsat vermek ve dünya kamuoyunun dikkatini bu konuya çekmektir” diye konuştu.

ABD ve Batılı ülkeleri, İsrail’i desteklemekle suçlayan Mutteki, ABD’nin, BM’de İsrail aleyhine kabul edilen 60’a yakın bildiriyi veto ettiğine dikkat çekti, bu sebeple BM ve BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değişmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını kaydetti. İsrail’in 60 yıldır Filistin topraklarında işgalci olduğunu ifade eden Mutteki, “Siyonist rejimin cinayetleri, ABD ve Batılı ülkeler tarafından bugüne kadar desteklendi, ancak siyonist rejim 60 yıl aradan sonra Lübnan’da yenilgiye uğradı” dedi.

Tahran’da 2 gün sürecek konferansa, 30 ülkeden bilim adamları katılıyor. Konferansa ABD’den katılan, siyonizm karşıtı Yahudi birliği üyesi Hahamlar dikkat çekti.

/ TAHRAN

12.12.2006


 

İsrail’de ‘Alo fetva‘ dönemi

İsrail’de, bazı tutucu hahamların tepkilerine rağmen, “çağı akalayan” bazı hahamlar, hayatlarını dinin kurallarına göre sürdürmek isteyenlere, cep telefonlarıyla kısa mesajlarla fetvalar veriyor, sorularını cevaplandırıyor

Haaretz gazetesinin haberine göre, Beit-El Hahamı Şlomo Aviner, her ay cep telefonundan en az 3000 kısa mesaj alıyor ve bunları cevaplandırıyor. Soruların neredeyse tümü Halaka denen Yahudi din yasasıyla ilgili. Aviner’in cevapları, kaçınılmaz olarak kısa ve öz oluyor: “caiz” ya da “yasak/haram”. cevaplarda gerekçeler belirtilmiyor. Sorularda ise sınır yok: Soru: “Şabat (Yahudilerin çalışma yerine ibadetle geçirmeleri gereken hafta tatili) sırasında tahin hazırlamak caiz midir?” Cevap: “Caiz, ama sulu olursa!” Soru: “Üç yaşındaki yeğenime dokunmam haram mı?” Cevap: “Kızlara dokuz yaşlarına kadar dokunulabilir.” Soru: “Bir Arap’tan, başkasından çalmış olabileceği bir şeyi çalmaya izin var mı?” Cevap: “Hayır yok. Hırsızdan mal çalmak yasaktır.”Yahudi dininin geleneğinde, davranışları belirleyen kılavuzların yazılı olması esas. Halaka denilen dini yasalara ilişkin fetvaların radyoda yayımlanmasının bile aşırı dinci Yahudilerin şoke olmasına yettiği belirtilen haberde, “Alo Fetva” uygulamasına karşı tutumun da aynı çevrelerce tepkiyle karşılandığına dikkat çekildi. Bu kesimdekilere göre, kısa cep mesajları, dini konular bir tarafa, “dünyevi” iletişim için bile uygun değil. Ancak bazı Ortodoks (aşırı tutucu) hahamlar bile birkaç yıldır, cemaatin “acil fetva” istemlerine cevap verebilmek için cep telefonlarından yararlanıyor. Haham Aviner de bunların öncülerden biri. Cep telefonunun numarası gizli değil. “Bir hahamın görevi, cemaati için her zaman erişilebilir olmaktır” diyen Aviner’e gelen mesajların sayısı, İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a karşı giriştiği savaş sırasında olağanüstü arttı. “Birinde bir Lübnanlı’nın terk edilmiş evinden arayan bir asker, telefonunun pilini şarj etmek için evin elektriğini kullanmasının uygun olup olmadığını sordu” diyen Haham Aviner, askere “izin verdiğini” belirtti, ancak askerin ertesi gün tekrar arayarak, “Ne olur ne olmaz... Masaya 10 şekel bıraktım” dediğini aktardı.

/ KUDÜS

12.12.2006


 

Darbeci hesap vermeden öldü

Şili’nin eski diktatörü Augusto Pinochet’nin ölüm haberi İspanya’da geniş yankı bulurken, hükümetteki Sosyalist İşçi Partisinin Meclis sözcüsü Diego Lopez Garrido, “Pinochet’nin ölmeden önce adalet karşısında hesap vermeyip, yargılanmamış olması üzücü” dedi.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Şili’nin eski diktatörü General Augusto Pinochet döneminin, “Güney Amerika tarihi için karanlık bir dönem olduğunu” belirtti.

Devlet başkanlığından yayımlanan bildiriye göre, Lula, Pinochet dönemini, “demokrasi ışığı kaybolan, otoriter darbe tarafından söndürülen uzun bir gece” olarak niteledi. Brezilya’da 1964-1985 arasındaki askerî diktatörlüğe karşı mücadele eden Lula, “Bölgedeki özgürlüklerin bir daha hiç tehdit altında olmaması ve her ülkede halkların görüş ayrılıklarını barış içinde çözebilmelerini dilemek gerektiğini” ifade etti.

Bu arada, Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Pinochet’nin ölümü için, “Şili tarihinin trajik bir sayfasının kapandığını” belirtti.

/ BRASİLİA/PARİS

12.12.2006


 

The Times Avrupalıları uyarıyor

Türkiye-AB münasebetlerindeki son virajı konu eden İngiliz gazetelerinden biri olan ve, “Türkiye, AB’nin tasarladığı cezayı hak etmiyor” başlığıyla ele alan Times , 14-15 Aralık’ta bir araya gelecek Avrupalı liderlerin, müzakereleri kısmen askıya alarak Türkiye’yi cezalandırmaya hazırlandığını hatırlatıyor ve uyarıyor.

“AB bunu yapmamalı. Kimse ağzına almıyor ama, böyle bir adım, sorun devam ettiği sürece Türkiye’nin Avrupa dışında tutulması sonucunu doğurabilir. Bu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa’nın merkez-sağ cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy’yi memnun edecektir. Zira ikisi de Türkiye’nin üyeliğe kabul edilmesine açıkça karşı çıkıyor. Genel anlamda göç, özel olarak ise Müslümanlar konusunda giderek daha fazla asabi davranan Avusturyalılar, Belçikalılar ve Hollandalılar da memnun olacaktır. Kıbrıs da zaten, bunların desteğine güveniyor. Ancak Avrupa açısından, böyle bir sonuç tarihi bir hata olacaktır. İslam ile ilgili tartışmaların getirdiği zorluklar, Türkiye’ye kucak açmanın siyasi ve stratejik gerekçelerini zayıflatmamış, aksine güçlendirmiş durumda. Türkiye’nin kısmen Asyalı kimliği ve Ortadoğu’ya yakınlığı bir zenginlik olarak görülmeli.

/ LONDRA

12.12.2006


 

Alman kabinesi Türkiye mutabakatı arıyor

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda Alman hükümetinde temelde ciddî bir anlaşmazlık olmadığını söyledi.

Steinmeier, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin AB’ye üye olması konusunda hükümette ciddî bir anlaşmazlık yok’’ dedi. Steinmeier, Başbakan Merkel’le konuştuğunu ve Türk hükümetinin Ankara Protokolü’nü uygulamaya sokmamasının yaptırımsız kalmaması konusunda görüş birliği içinde olduklarını söyledi.

/ BERLİN

12.12.2006


 

3 Amerikan askeri öldürüldü

Irak’ın başşehri Bağdat’ta yol kenarına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda 3 Amerikan askerinin öldüğü bildirildi.

ABD ordusu sözcülüğünden yapılan açıklamada, bombanın, askerlerin başşehrin kuzey kesiminde gece devriyesinde olduğu sırada infilak ettiği kaydedildi. Patlamada 2 askerin de yaralandığı belirtildi.

/ BAĞDAT

12.12.2006


 

‘AB, güvenilirliğini tartışıyor’

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Genel İşler Konseyi toplantısında tartışmaların odağında sadece Türkiye’nin olmayacağını belirterek, “AB’nin güvenilirliğini de tartışacağız” dedi.

Asselborn, AB Konseyi’ne girerken gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’ye destek vererek, “AB’nin sadece ulusal çıkarların birleşimi olmadığını göstermek zorundayız” diye konuştu. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn, Türkiye ile müzakerelerin kaç fasılda durdurulacağı ve Ek Protokol yükümlülükleri için Türkiye’ye yeni bir tarih verilip verilmeyeceği gibi konularda AB üyesi ülkelerin görüş birliği sağlayamadığına dikkat çekti.

/ BRÜKSEL

12.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004