Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

“İbrahim Hakkı’yı tanıtmalıyız”

Dr. Hüseyin Arslan: İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Bunca eseri vücuda getirmiş bir şahsiyet olmasının yanı sıra birden fazla lisanda eser vermiş olması, eserlerinde bilimsel yöntemi tercih etmesi ve devrinin insanlarını buna yönlendirme gayreti içerisinde olması… Yine astronomi, tıp ve daha pek çok bilim dalı ile geleceğe ışık tutacak eserler vermiş olması beni en çok cezbeden yönü olmuştur. Bir başka yönü ise bir halk eğitmeni olmasıdır. Eserlerini halkın anlayacağı bir üslûp ile yazmıştır.

Medeniyetimizin sözcülerini tanıyor, onları lâyıkıyla toplumumuza tanıtabiliyor muyuz? Ne yazık ki hayır… Meselâ “Marifetname” isimli şaheserin müellifi şair, âlim, mutasavvıf Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’ni kaç kişi biliyor, okuyor ve eserlerinden istifade ediyor. Bu konuda yapılan kıymetli çalışmalar da ne yazık ki medya kültürünün egemen olduğu günümüzde su üstüne çıkamıyor, gün yüzü göremiyor. Değerli araştırmacılarımızın, akademisyenlerimizin güzide eserleri ekranlarda görünemiyor, gazete köşelerinde yer bulamıyor ve sadece meraklı birkaç iyi ve titiz okuyucunun ilgisiyle karşılaşıyor. Dr. Hüseyin Arslan, ilmî ve kültürel çalışmalarıyla temayüz eden değerli bir araştırmacı yazar. Kendisiyle yayıma hazırladığı İbrahim Hakkı Hazretleri’nin yetiştiği Siirt’in “Tillo” (Aydınlar) ilçesi hakkında kaleme aldığı eser “Yüksek Ruhlar Aydınlar Yurdu Tillo” hakkında konuştuk.

*YARDIM: Bu kitap projesi nasıl ve ne zaman doğdu?

ARSLAN: Bildiğiniz gibi Simurg Eğitim Danışmanlık’ın faaliyet alanlarından bir tanesi de dil, tarih, sosyal ve iktisat alanlarında proje sahiplerine araştırma ve geliştirme desteği sağlamaktır. Bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz irili ufaklı birçok projemiz oldu…

Bu projeye gelince; Adnan Çelepi Bey; Tillo’lu olması, burada doğmuş olması, İslâm tarihindeki ünlü, ülkeler fatihi ve komutanı Halid bin Velid’in soyundan gelen bir aileye mensup bulunması münasebetiyle bu konuda araştırma yaptırma isteğiyle bir arayış içerisine girmişti.

Bu arayışı neticesinde başvurduğu kimselerden biri olan değerli dostum Sayın Doç. Dr. Ahmet Kavas Bey’in Simurg Eğitim Danışmanlık’a yönlendirmesiyle yaklaşık olarak bir yıl önce doğdu.

Adnan Çelepi Bey’in bahsi geçen soydan gelen Hamza El-Kebir (v.1271), oğlu İbrahim Mücahid (v.1262) ve aynı menşeden gelen ilim adamı ve diğer şahsiyetler konusunda araştırma yaptırma isteğiyle gerçekleşti. Araştırmanın sonraki aşamalarında elinizde bulunan halini alacak düzeye geldi.

*YARDIM: “Yüksek Ruhlar ve Aydınlar Yurdu Tillo” adlı eserin ismi nasıl doğdu? “Yüksek Ruhlar”dan kimleri kast ediyorsunuz? “Aydınlar Yurdu” derken eski adı Tillo olan ilçenin yeni adı Aydınlar’ı mı kastettiniz? Yoksa başka bir anlamı mı var?

ARSLAN: Kitabı incelediğinizde Aydınlar-Tillo’yu konu edinen bölümün başlığı “Yüksek Ruhlar ve Aydınlar Yurdu Tillo” şeklindedir. Bu çalışma esnasında ben de Tillo isminin “Yüksek Ruhlar” anlamına geldiğini öğrendim. Yakın zamana kadar bu ilçenin ismi “Tillo” iken ilçe olmasıyla adı “Aydınlar” olarak değiştirilmiş… Bir anlamda bu tarihi isim güncelleştirilmiş ve Türkçeleştirilmişti. Bunun yanı sıra bu çalışmada görüldüğü gibi ve bizzat Tillo yeni adı ile Aydınlar gezilip görüldüğünde burada pek çok ilim-irfan, mânâ ve tasavvuf adamı kimsenin geçmişte yaşamış olduğu anlaşılır. Burada bunlardan belli başlı isimleri işleme imkânımız oldu.

Tarihi isminin yanı sıra güncel ismi ile birlikte anlamını kitaba isim olarak kullanmanın bu tarihî şahsiyetler ve yerin ruhuna uygun olacağı kanaati oluşunca bu ismi tercih ettik.

Yani kapakta anlamı, yeni ismi ve tarihi ismi bir arada ama anlam bütünlüğü içerisinde biraz da edebî bir san’at olarak kullanıldı.

*YARDIM: İbrahim Hakkı Hazretleri az çok biliniyor, eserleri okunuyor. Ama diğer 7 şahsiyet ile ilgili bir bakıma ilk biyografik çalışmaları siz yaptınız. Veya bu hususta başka yapılmış çalışmalar var mıydı, onlardan yararlandınız mı?

ARSLAN: Bu çalışmada ele alınan şahsiyetler ile ilgili daha önce yapılmış bilimsel, akademik, tesbit ve değerlendirmenin yanı sıra tanıtım amaçlı çalışmalar vardır. Bunları kaynak olarak kullandığımız yerlerde ve kitabın sonunda kaynakça kısmında gösterdik. Her çalışma gibi bu çalışmada kendisinden önceki mevcut kaynaklardan yararlanılarak vücuda getirildi. Ancak öncekilerden farklı, orijinal, özgün ve aynı zamanda alanında yeniliklere yol açan bir eser meydana geldi diyebiliriz.

Bu çalışmanın alanında ilk veya tek olduğunu söylemek öncekilere haksızlık olur. Ama kendi sınırları ve konusu kapsamında ilk ve tek olduğunu rahatlıkla söylemek mümkündür. Kendisinden önceki çalışmalardan yararlanmakla birlikte pek çok yeni bilgi ve belgeyle önceki çalışmalara katkıda bulunmuştur. Pek çok hususu halk arasında dolaşan söylenti olmaktan çıkarıp tarihî ve bilimsel zemine oturtmuştur. Bunlardan bir tanesi Hamza El-Kebir’in dedelerinden Ebu Sa’id El-Mahzumî ve Abdülkadir Geylanî arasındaki hoca-öğrenci ilişkisidir. Bu çalışmada kaynaklara dayanılarak Ebu Sa’id El-Mahzumî’nin Geylanî’ye mânâ ve hukuk ilimleri alanında hocalık ve üstatlık yapmış olduğu açıklık kazanmıştır.

*YARDIM: İbrahim Hakkı Hazretleri çok yönlü bir kişilik. Şair, mutasavvıf, âlim… Sizi en çok cezbeden yönü hangisi oldu?

ARSLAN: Bunca eseri vücuda getirmiş bir şahsiyet olmasının yanı sıra birden fazla lisanda eser vermiş olması, eserlerinde bilimsel yöntemi tercih etmesi ve devrinin insanlarını buna yönlendirme gayreti içerisinde olması… Yine astronomi, tıp ve daha pek çok bilim dalı ile geleceğe ışık tutacak eserler vermiş olmasıdır. Bir başka yönü ise bir halk eğitmeni olmasıdır. Eserlerini halkın anlayacağı bir üslûp ile yazmıştır.

Eserleri üzerinde hâlâ konuşulur olması ve yüzyıllar öncesinden modern bilgi kaynaklarında teyit edilen bilgi ve tesbitleri sunması üzerinde durulması gereken bir boyutudur.

*YARDIM: İbrahim Hakkı Hazretleri’nin bilindiği gibi Divan’ı var. Şiiri güçlü. Ancak birkaç tanesinin dışında bu şiirleri çok az biliniyor. İbrahim Hakkı’nın edebiyatçı kimliği üzerinde yeterli derecede çalışma yapıldığı söylenebilir mi?

ARSLAN: Yeteri derecede çalışma yapıldığını söylemek güç, ama rahmetli Abdülkadir Karahan, sayın Dr. Şakir Diclehan ve daha birçok isim bu alanda çalışma yapmıştır. Ne var ki sadece İbrahim Hakkı için değil bu kitapta bahsi geçen diğer şahsiyetlerin de yaşadıkları dönemin şartlarında ele aldıkları konular ve kaleme aldıkları eserler vardır. Tarihçiler ve ilgili konu uzmanları bu alanlarda bahsi geçen şahsiyetlerin eserleri üzerinde çalışma yapabilirler. Tavsiye ederim…

*YARDIM: İbrahim Hakkı’ya bazıları Doğu’nun Mevlânâ’sı gözüyle bakıyor. Düşünceleriyle insanlığa ışık tutan bir mütefekkir yönü de var. Ancak Mevlânâ gibi dünya çapında tanıtılamamış ne yazık ki. Bugün bu alanda ne gibi çalışmalar yapılabilir? Siz neler yapmayı düşünüyorsunuz?

ARSLAN: Bildiğim kadarı ile İbrahim Hakkı’nın “Marifetnâme”si İngilizceye çevrilmiştir. İngiltere ve Amerika’da yayınlanacağını-yayınlandığını çevirmenlerinden birinden duymuştum. Yine yakın zamanlarda bu kitap vesilesiyle edindiğim bilgiye göre Türkçe’de yeni bir neşrinin yapılacağını biliyorum… Yine bu konuda faaliyet gösteren birkaç vakıf var. Bunlar daha isabetli tanıtım çalışmaları ile bu değerleri kamuya mal edebilirler. Aksi halde pek çok kıymet gibi tarihin sayfaları arasında kalırlar…

Edebî, bilimsel ve pek çok yönlerden bu şahsiyetler ele alınabilir…

Tabiî bizim tekrar bu konuya eğilmemiz için uygun bir sebep oluşur ve mevcut çalışmalarımızla çakışmazsa sadece soru konusu şahsiyet için değil ülkemizin bilinmezlik girdabında kalmış pek çok değeri için benzeri çalışmalar yapmayı umarım.

*YARDIM: Verdiğiniz cevaplarla bizi aydınlattığınız için teşekkür ediyorum.

ARSLAN: İlginiz ve bu konulara duyarlılığınız için bütün içtenliğimle ben de size teşekkür ediyorum.

(sanatalemi.net)

Mehmet Nuri YARDIM

01.01.2007


 

Yavaşça bir konser

Ege Üniversitesi (EÜ) Atatürk Kültür Merkezi’nde, EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Öğretim Görevlisi Seher Dilmaç’ın hazırlayıp sunduğu “Hayatı, Besteleri ve Yorumuyla Alaeddin Yavaşca” isimli konser büyük beğeni topladı.

Konservatuar öğrencileri ve öğretim üyelerinin oluşturduğu saz ekibi eşliğinde, söz ve besteleri Yavaşca’ya ait hicaz ve kürdilihicazkâr eserleri seslendiren Dilmaç, başta Yavaşca olmak üzere kendisini bugünlere getiren hocalarına teşekkür etti.

Dilmaç, “EÜ Konservatuarı gibi bir kurumda görevli olmaktan son derece mutluluk ve gurur duyuyorum. Ünlü bestekâr, değerli hocamız Alaeddin Yavaşca’yı İzmir’de siz ve bizlerle buluşturmanın eşsiz heyecanını yaşıyoruz” dedi.

İlginin yoğun olduğu konserin ikinci bölümünde sahne alan Yavaşca ise “Sevgili Seher Dilmaç’a, bestelerimi bu denli güzel seslendirdiği için çok teşekkür ediyorum ve bu başarısından dolayı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

Konser sonunda Yavaşca ve Dilmaç ayakta alkışlandı.

01.01.2007


 

Tarihî para sergisi

Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde, Çok Programlı Lisesi’nin öğretmen ve öğrencileri Osmanlı döneminden bu yana basılan madenî ve kâğıt paraların teşhir edildiği bir sergi açtı.

Hisarcık Çok Programlı Lisesi fizik öğretmeni tarafından tertiplenen tarihî paralar sergisinde sergilenen madenî ve kâğıt paralar öğretmen ve öğrencilerden temin edildi. Sergiyi düzenleyen ve zengin tarihî para koleksiyonuna sahip olan fizik öğretmeni İsa Çetin, “Küçük yaşlardan beri tarihî para koleksiyonu yapmaktayım. Bu paraları halkın beğenisine sunmak amacıyla tarihî para sergisi açmaya karar verdik. Dönem çok uzun olduğu için sergi öncesi hazırlık aşaması 2 ayı buldu. Öğretmen arkadaşlar ve öğrencilerin ellerinde bulunan tedavülden kalkan paraları getirmeleri ve benim de yıllardır biriktirdiğim tarihî kâğıt ve madenî paralarla lise toplantı salonunda tarihî paralar sergisini açtık. Bu sergide Osmanlı’da ilk paranın basıldığı dönemden başlayarak dönemimizdeki 100 YTL’ye kadar tüm kâğıt ve madenî paraların asılları ve örnekleri bulunmaktadır. Ayrıca Çanakkale Savaşları’nda Gönenli üst teğmen Mehmet Muzaffer’in taklit para yaparak Yahudiler’den lastik satın aldığı para örneği de sergilenmektedir. Yabancı paralar için de ayrı bir bölüm açtık. Tarihî paralar sergisine halkımızın gösterdiği yoğun ilgi bizleri sevindirmiştir” dedi.

01.01.2007


 

Bir Damla da Siz Olun

İzmir’de Lübnanlı çocuklara destek amacıyla Konak Belediyesi ile Fotokritik üyesi fotoğraf sanatçılarının ortaklaşa düzenlediği “Bir Damla da Siz Olur musunuz?” isimli fotoğraf sergisi açıldı.

Konak Belediyesi Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi San’at Galerisi’ndeki sergi, 23 Ocak 2007 tarihine kadar gezilebilecek. Sergiden elde edilecek gelir, Kızılay aracılığıyla Lübnanlı çocuklara aktarılacak. Açılışta konuşan Konak Belediye Başkanı Ali Muzaffer Tunçağ, “Son 10 yılda savaşlarda 2 milyon çocuk öldü, 6 milyon çocuk sakat kaldı. Fotokritik üyeleriyle birlikte böyle bir organizasyona imza atmak gurur verici.” dedi.

/ İZMİR

01.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004