Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

AKP milletten uzaklaştı, devlete yanaştı

“Türkiye Barışını Arıyor” konferansında konuşan Prof. Dr. Mithat Sancar, AKP’nin iktidarının ilk günlerine iyi başladığını, ancak şimdi devlet zihniyetinin bütün klasik tanımlarını yeniden üreten ve siyasî alanın önünü daraltan bir noktada olduğunu söyledi.

“Türkiye Barışını Arıyor” konferansında konuşan Prof. Dr. Mithat Sancar, AKP’nin iktidarının ilk günlerine iyi başladığını ancak şimdi devlet zihniyetinin bütün klasik tanımlarını yeniden üreten ve siyasî alanın önünü daraltan bir noktada olduğunu söyledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise mutlaka bir düşmana ve savaşa ihtiyaç varsa bunun yoksulluk olması gerektiğine dikkat çekti.

‘Çatışma Nedenlerini Ortadan Kaldırmaya Yönelik Hukuksal, Siyasal ve Ekonomik Yaklaşımlar’ başlıklı oturumda yapılan konuşmalar şöyle:

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu:

“Anayasa metninde herkesin kendisinden bir pay bulması gerekir. Anayasa aslında bir üst kimlik belgesidir. Bir yurttaşın etnik köken, sosyo-mesleki aidiyet, yaşadığı coğrafya bakımından kendisinden çok farklı konumda olan kişilerin de aynı metne eşit olarak tabi olduğuna dair bir kanaata sahip olması çok önemli. Yapılacak anayasanın temeli insan haysiyeti olmalıdır.”

Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne:

“15. yüzyılda biyolojik ırkçılık vardı. İnsanlar kökeni, kan bağı yönünden sınıflandırılıyordu. Şimdi ise kültürel ırkçılık var. İnsanlar sahip oldukları kültürle avantajlı ya da dezavantajlı hale geliyor. Avrupa ve Amerika’da yoğun olarak işleniyor.”

Arş. Gör. Vahap Coşkun:

“Modern devlet vatandaşlığı dar bir ulus ekseninde tanımlamış ve kaba bir milliyetçilik uygulaması gerçekleştirmiştir. Kürt meselesinin temelinde yatan şey cumhuriyetin kurucu kadrosunun Türk etnik kimliğine dayanan bir ulus inşa etmek adına Kürtlerin kimliksel taleplerini bastırmaları ve onlar üzerinde baskı uygulamalarıdır.”

Prof. Dr. Mithat Sancar:

“Türkiye’de siyasal alanın darlığından yakınıyoruz. Bundan şikâyet eden siyasî güçler bu alanı genişletmek için cesur ve samimi adım atmadılar. Yapılan siyasetin mantığı devlet odaklı ve devlet aracılığıyla siyaset yapmaktır. Devlet eksenli politika yapıldığı sürece demokratikleşmeyi sağlamamız mümkün değil. AKP büyük bir imkân yakaladı. Başlarken iyi başlamıştı ama şimdi gelinen nokta Türkiye devlet zihniyetinin bütün klasik tanımlarını yeniden üreten ve siyasi alanın önünü daraltan bir noktada. Toplumu siyasetin öznesi kılacak açılımları da kapatıyor. Türkiye’nin cesur demokratlara ihtiyacı var.”

Diyarbakır Büyükşehir

Belediye Başkanı Osman Baydemir:

“Diyarbakır’daki mevcut yoksulluk 80 yıllık askeri, ekonomik, politik uygulamaların bir sonucu. Şimdiki durum artık insan haysiyetine zarar verecek bir hale gelmiştir. Diyarbakır’a yatırım yapmak isteyenlerin sorduğu tek soru “çatışmalar duracak mı” oluyor. Eğer bu sağlanmazsa ekonomik ve sosyal gelişim mümkün değil. Yoksullaşmaya neden olan politikalardan vazgeçilmediği müddetçe bölgesel ve ekonomik kalkınma için bu tablo yaşanmaya devam edecektir. Çatışmaların behemahal sona erdirilmesi, demokratik alanın genişletilmesi gerekir. Ekonomik olağanüstü hal ilan edilmelidir. Bugüne kadar çıkarılan teşvik paketleri başarısız olmuştur. Nüfusun yüzde 60’ı zorunlu göç sebebiyle artmıştır. Kentsel dönüşümü sağlamak için hazine arazilerini kullanma talebimiz belediyemize verilmemektedir. Mutlaka bir düşmana ve savaşa ihtiyaç varsa bu yoksulluk olmalıdır. Yoksulluğu ortak tehdit ve tehlike olarak belirleyelim. Hep birlikte mücadele edelim.”

TÜRK’Ü KÜRT’TEN AYIRMAK MÜMKÜN DEĞİL

Yazar Vedat Türkali

‘’Diyaloğun olmadığı ortamlarda silâha başvuruluyor. Tek yol diyalog yolu. Daha yapacak çok iş var bu memlekette. Bu memlekette Türk’ü Kürt’ten ayırmak mümkün değil. Ben buna inanıyorum. Ayırmak, hiçbir şey kazandırmaz. Kız alıp kız vermişiz, ortaklık kurmuşuz. Bütün kışkırtmalara rağmen ayrılmamışız. O noktaya gelinirse Türkiye batar.

Biz birbirimize muhtaç iki halkız. Birbirimize öğretecek çok şeyimiz var. İki halkın birbirinden alıp verecekleri var. Bugün hala en ilkel toprak koşullarında insanlarımızı yaşatıyoruz, sonra ‘demokrasi’ diyoruz. Burada her an faşizm kapıdadır. Rantçılar, Türkiye’yi yiyorlar, bundan Türk de Kürt de zarar görüyor. Ölen çocuklar bizim çocuklarımız, ağlayan analar bizim analarımız. Tek yolumuz barışta, kardeşlikte emin olun. O zaman Türkiye vitese takmış gibi fırlayabilir. Herşeyimiz var ama insan ilişkilerimiz bozuk.’’

Kemal BENEK / ANKARA

15.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Plaka sınırlamak çözüm değil

  Köylüler yağmur duâsında

  Muş’ta nehirler ve göller buz tuttu

  Yeni TCK, basın özgürlüğünü ortadan kaldırdı

  AKP milletten uzaklaştı, devlete yanaştı

  Başoğlu: ABD Irak’tan çıkarsa kaos değil, barış olur

  Erdoğan'dan kurmaylarına 'mal varlığı' denetimi

  Kutan: Ucuz polemiklerle uğraşılıyor

  2007 test yılı olacak

  Eczacı hakları için meydandaydı

  Bingöl’de bir terörist ölü ele geçirildi

  Eskişehir’de Kur’ân ve Ezan okuma yarışı

  Okuldaki şiddete karşı kriz masası


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004