Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

301 hangi kapının numarası, ne açar ne kapatır!

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in sözleri galat-ı meşhur oldu. “301 kapı numarası değil” demişti bakan ama anlaşılan bu madde hükümetin başını bir hayli ağrıtacak.

Hükümet, “Gerekirse değiştiririz” dedi ama aslında bu açıklamalardan bile AK Parti hükümetinin durumun vahametini hâlâ anlayamadığını rahatlıkla görebiliyoruz. 301 artık yaydan çıkmış ok mesabesindedir. Bu saatten sonra, ne hükümetin iyi niyetinin, ne de “gerekirse değiştiririz” şeklindeki yaklaşımının bir önemi kalmamıştır. “Avrupa ülkelerinde de bu yasa var, hatta onlar sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayıyor” gibi argümanların da bir anlamı yoktur.

Çünkü, Hrant Dink’in öldürülmesiyle birlikte ortaya çıkan görüntü, 301.madde konusunda olayın, bir yanlış anlamadan daha öte noktada olduğunu göstermiştir. Herkes 301’i tartışıyor ama maddenin içeriği ile ilgili pek az insanın bilgisi var. Ne diyor 301. Maddenin 1. fıkrası şöyle “Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

2.fıkra ise “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde. Aslında işin sırrı 4. fıkrada gizli. Zaten bana göre de sorun bu fıkranın uygulanmasıyla ilgili. 4.fıkrada “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.” deniliyor. Öncelikle aşağılamanın ne olduğu konusu muallâk.

Ayrıca aşağılamanın kapsamı, neredeyse devletle ilgili her şeyi kapsıyor! Neyin eleştiri, neyin düşüncenin açıklanması olduğu konusu belli değil. Yani savcıların insafına kalmış durumdasınız. Geçmişte açılan davalara, verilen mahkûmiyetlere ve savcılar tarafından hazırlanan “tuhaf” iddianamelere bakıldığında, ne yazık ki, savcılarımızın 4. fıkrayı özgürlükleri genişleten bir yorumla ele alacaklarını hayal etmek, safdillik olacaktır.

Hakkında dava açılanların listesine bakar mısınız: “Orhan Pamuk, Hasan Cemal, Murat Belge, İlhan Selçuk, İsmet Berkan, Haluk Şahin, Erol Katırcıoğlu, Elif Şafak ve elbette Hrant Dink.” “Savcılar dava açabilir, ne var bunda, baksanıza hepsi beraat etti” şeklinde bir savunma yapılabilir. Keza, hükümet tarafından bu da söyleniyor.

Ama unutulmamalı ki, ifade özgürlüğünün sınırı, mahkemede sürünüp, sonra da beraat etmekle başlamıyor. Savcılar yasaları, yazılarıyla hayatlarını kazanan insanlara karşı bir terbiye mekanizması, onları köşeye sıkıştırma ve sindirme enstrümanı gibi kullandıkça, o ülkede hangi ifade özgürlüğünden bahsedebiliriz. Yasa değişmeli, en azından fikir özgürlüğü kimsenin insafına bırakılmayacak kadarıyla...

Bugün, 30.1.2007

Nuh GÖNÜLTAŞ

31.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Ertuğrul Özkök: Özür diliyorum

  TÜSİAD demokratikleşmeyi eksik anlıyor

  301 hangi kapının numarası, ne açar ne kapatır!

  Bir karanlık yolun dönemecinde


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004