Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Çicek: Terörün arkasında büyük devletler var

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğunu belirterek, ‘’Türkiye ne zaman büyüyor, o zaman terörün düğmesine basıyorlar. Terörün arkasında dış güçler var, büyük devletler var’’ dedi.

Yozgat Valiliğince düzenlenen ‘’Yozgat İli Gelişim Vizyonu’’ konulu toplantıya katılan Adalet Bakanı Çiçek, Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden rahatsız olanların bulunduğunu söyledi. Adalet Bakanı Çiçek, Türkiye’nin bir bölge gücü olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin hesaba katılmadan Orta Doğu’da ve Güneydoğu’da güveni sağlamanın mümkün olmadığını savundu. Türkiye’nin katkısının ve tavsiyelerinin yeteri kadar dikkate alınmadığı için bugün hem dünyanın hem de bölgenin ağzının tadının bozuk olduğunu dile getiren Cemil Çiçek, Türkiye’nin bir dünya devleti olma yolunda sağlam adımlarla yürüdüğünü anlattı. Terörün arkasında dış güçlerin bulunduğunu ileri süren Adalet Bakanı Çiçek, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’Türkiye’de soğuk savaş sonucu sağcılık, solculuk kavgası almış başını gidiyorsa, Yozgat’ın bunun dışında kalması mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye kaybetti, Yozgat’ta kaybetti. Şimdi Türkiye de kazanıyor, Yozgat da kazanıyor. Türkiye ne zaman bir güç olmaya başlıyor, terör düğmesine basıyorlar. Şimdi çok açık ve net görülüyor ki terörün arkasında dış güçler var, büyük devletler var, sebep Türkiye’nin büyümemesidir.’’

/ YOZGAT

17.02.2007


 

Kötü muamele görüyorlar

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Innocenti Araştırma Merkezi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüne (OECD) üye 21 ülkede çocukların ve gençlerin hayat standardının ölçüldüğü araştırmanın raporunu yayınladı. Rapora göre OECD ülkelerinde günde 15 yaşın altında 3 bin 500 çocuk ilgisizlik ve kötü muamele sebebiyle ölüyor. Trafik kazası, boğulma, yangın, zehirlenme, düşme gibi sebeplerle de yılda ortalama 20 bin çocuk hayatını kaybediyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Innocenti Araştırma Merkezi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler arasında en zengin 21 ülkede çocukların ve gençlerin hayat standardının ölçüldüğü araştırmanın raporunu yayınladı.

Rapora göre OECD ülkelerinde günde 15 yaşın altında 3 bin 500 çocuk kötü muamele sebebiyle ölüyor. Trafik kazası, boğulma, yangın, zehirlenme, düşme gibi sebeplerle ise yılda ortalama 20 bin çocuk hayatını kaybediyor.

Çocukların refah seviyesi göz önünde bulundurulduğunda 21 kalkınmış ülke arasında Hollanda, İsveç, Danimarka başı çekerken, İngiltere ve ABD ise son iki sıradaki ülke. Kuzey Avrupa ülkeleri listenin ilk yarısında çoğunlukta. Araştırma kapsamında bu ülkelerde 2000-2003 yılları arasında altı kategoride 40 farklı unsur dikkate alındı. Bu kategoriler; “çocukların maddî refahı”, “aile ve akranlarıyla ilişkileri”, “sağlık ve güvenlik”, “eğitim”, “davranış ve riskler” ve “çocukların kendilerini nasıl algıladıkları”. Yetkililer, bu kriterlerden hiçbirinin tek başına bir çocuğun refah seviyesinin ölçütü olamayacağına dikkat çekiyor. UNICEF, çocukların temel ihtiyaçlarının genel olarak karşılandığını ancak raporun bütün kalkınmış ülkelerin aşmaları gereken zayıflıkları olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

RAPORDAN BAZI BİLGİLER

Eğitim: Belçika ve Kanada çocukların eğitim refahı sıralamasında ilk iki sıradaki ülke. Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz ise bu sıralamada sonda yer alıyor. Araştırma okulu terk eden çocuk ve gençlerin ciddî bir dışlanma ve ötekileştirilme riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor.

Aile ve akran ilişkileri: Çocukların ortalama yüzde 80’i anne ve babasıyla birlikte yaşıyor. İstatistikler, boşanmış çiftlerin çocuklarının veya üvey çocukların okul bırakma, sağlık gibi konularda daha çok risk taşıdığını gösteriyor. Yaşıtlarının “nazik ve yardımsever” olduğunu düşünen çocukların oranı yüzde 50 ve yüzde 80 arasında değişiyor.

Davranış ve riskler: En az haftada bir kez sigara içen 11-15 yaş arası çocukların oranı yüzde 6 (Yunanistan) ile yüzde 16 (Almanya) arasında değişiyor.

Çocukların kendilerine dair algılamaları: Bütün ülkelerde 11-15 yaş arası çocukların hayat memnuniyetinin giderek düştüğü belirtiliyor.

/ FLORANSA

17.02.2007


 

Gönül: Savunma harcamalarımızı kısıtlamayacağız

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, “Türkiye’nin, savunma harcamalarını, hiçbir şekilde, Avrupa’da olduğu gibi aşağı çekemeyeceğini” söyledi.

Gönül, partisinin Kocaeli İl Danışma Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, geçen yıllarda askerlik süresinin ortalama 3 ay kısaltıldığını ve böylece mevcut asker sayısının yüzde 17 oranında azaldığını belirtti. Bunun bütçeye 300 milyon YTL tasarruf sağladığını ifade eden Gönül, bu azalma sebebiyle boşaltılan 18 bin dönüm alanın da diğer bakanlıklara devredildiğini kaydetti. Millî Savunma Bakanlığı’nın 4 yıl içinde 44 bin ihale yaptığını bildiren Gönül, “Bu ihalelerden sadece 111’ine itiraz edildi. Devletin parasının sarf edilmesine ne kadar dikkat edildiği buradan belli” diye konuştu.

Avrupa ülkelerinin savunma bütçelerini yüzde 1.5’lara kadar düşürdüğünü söyleyen Gönül, ancak Türkiye’nin, böyle bir “lükse” sahip olmadığını belirtti. Gönül, dünyada 18 çatışma bölgesi bulunduğunu ve bunun 13’ünün Türkiye’nin etrafında yer aldığını kaydederek, “Bu nedenle Türkiye, savunma harcamalarını, hiçbir şekilde, Avrupa’da olduğu gibi aşağı çekemez” dedi.

Gönül, “Bizim savunma harcamalarımız halen millî gelirimizin yüzde 4’ü civarında. Askerlerimizin mecburi hizmet yaptığı ve onlara maaş verilmediği de düşünülürse, aslında bu bütçenin çok etkin kullanıldığı ortaya çıkacaktır” diye konuştu.

/ KOCAELİ

17.02.2007


 

Babacan: AB bizden tarih beklemesin

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ‘’Aralık ayından sonra AB’den kimsenin bizden bir tarih isteme hakkı yok. Çünkü artık zemin değişti. Biz herhangi bir adım atarken, acaba AB ya da ABD ne der yaklaşımına girmeyeceğiz artık’’ dedi.

Resmî temaslarda bulunmak üzere Brüksel’e gelen Babacan, düzenlediği basın toplantısında temaslarının oldukça olumlu geçtiğini söyledi. Babacan, Türkiye’nin üzerinde yoğunlaştığı fasıllarla ilgili AB Komiserleriyle görüşmeler yaptığını, Türkiye’nin katılım öncesi enstrüman çerçevesinde AB’den sağlayacağı fonların ele alındığını belirtti. Babacan, bu çerçevede Türkiye’nin AB’den üç yıl içinde 1,5 milyar avro malî yardım sağlayacağını anlattı.

Devlet Bakanı Babacan, 2006 yılının sonundaki genişlemenin ardından 2007 yılı ile beraber Türkiye ve AB ilişkilerinin yeni bir döneme girdiğini vurgulayarak, ‘’Bundan sonraki dönemde müzakerelerin seyrine siyasi değerlendirmeler hakim olacak ve tek tek ülkelerin kararlarının etkili olacağı bir döneme girdik’’ dedi.

Babacan, diğer AB’ye üye ülkelerinin müzakere süreçlerinde rüzgarı arkalarına alarak hareket etmelerine rağmen Türkiye’nin genişleme açısından rüzgara karşı yelken açmış durumda bulunduğunu vurguladı. Gerek AB’nin kendi içindeki sorunlar gerekse de Türkiye’nin büyük bir ülke olması sebebiyle Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinin daha farklı işleyeceğini ifade eden Babacan, özellikle Kıbrıs konusunun AB tarafından bir mazeret olarak kullanıldığını kaydetti.

Babacan, bir gazetecinin AB komisyonun 301. madde ile ilgili ne düşündüğü ve bu konuda Türkiye’den bir tarih isteyip istemediklerine ilişkin sorusu üzerine, AB’den kimsenin özellikle Aralık ayından sonraki gelişmelerin ardından bir tarih isteme haklarının olmadığını belirtti. Babacan, ‘’Sağdan, soldan herhangi bir beklenti tam olarak ters teper. Bundan sonra atılacak tüm adımlar Türk insanının geleceğine yönelik olacaktır. Bunda da bütün kararları Türkiye verecektir’’ dedi.

2007 yılıyla birlikte AB ile ilişkilerde yeni bir döneme girildiğini kaydeden Babacan, ‘’Nasıl 10 üyeye üyelik tarihi verdiyseniz bize de verin ve biz de yapacaklarımızın takvimini açıklayalım. Eğer AB konusunda üyelik tarihi yoksa bizde bundan sonra AB’nin dikte edeceği konuları dikkate almayız’’ dedi.

/ BRÜKSEL

17.02.2007


 

İşgale karşı kampanya

Irak’ın işgalinin 4. yıldönümünde, “20 Mart 20’de Savaşa Dur De” kampanyası gerçekleştirilecek. Sendikalar ve meslek örgütlerinin katılımıyla düzenlenen kampanya kapsamında Türkiye’de ilk kez e-miting yapılacak, bölgesel toplantılar düzenlenecek.

Irak’ın işgalinin 4. yıldönümünde, sendikalar, meslek örgütleri bir araya gelerek, “20 Mart 20’de Savaşa Dur De”kampanyası başlatıyor. Kampanya kapsamında broşürler, afişler, bildiriler hazırlanarak dağıtılacak. Bunun dışında Türkiye’de ilk kez e-miting gerçekleştirilecek. Bu adreste bulunan “Aynı Düşünüyorsan Sen de Tıkla” butonuna tıklayanlar e-mitinge katılmış olacak. Hedef Irak’ta ölen bir milyona yakın ainsan için Türkiye çapında bin toplantıda bir milyon insana ulaşmak.

Kampanya Taksim Hill Otel’de düzenlenen ve İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Süleyman Çelebi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, İstanbul Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Seyhan Özavcı, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan’ın katıldığı toplantıyla tanıtıldı.

“20M20” olarak özetlenen kampanya sloganı, 20 Mart günü saat 20:00’de gerçekleştirilecek eylemi anlatıyor. 12 Mart 2007 Pazartesi günü saat 12:00’de işyerlerinde, okullarda, hastanelerde, adliyelerde, meydanlarda ortak bildiri okuma eylemleriyle başlayacak kampanya, ABD’nin Irak’ı bombalamaya başladığı gün ve saat olan 20 Mart saat 20:00’de sona erecek. 20 Mart’ta düdükler çalınacak, ışıklar yakılacak ve “İşgale ve Savaşa Dur” denilecek. Soğancı: ABD, Irak'a istikrarsızlık getirdi TMMOB Başkanı Soğancı okuduğu ortak açıklamada, ABD’nin Irak’taki varlığının insanlık suçu olduğunu belirtti, “ABD emperyalizminin Irak’taki en büyük başarısı 650 bin Iraklıyı öldürmektir” dedi. Irak’taki işgal rejiminin derin bir istikrarsızlığa yol açtığını kaydeden Soğancı, Irak’ta iç çatışma ve şiddet dolu bir hayat sürdüğünü vurguladı. Soğancı, kampanya çerçevesinde, başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Samsun, Kocaeli, Bursa, Eskişehir ve Gaziantep illerinde bölgesel toplantılar düzenleneceğini açıkladı. “Ortadoğu’nun geleceğine Ortadoğulu karar vermeli” KESK Başkanı Tombul “Irak’ın geleceğine, Ortadoğu’nun geleceğine Ortadoğu halkları karar vermeli” derken TTB Başkanı Gürsoy “Irak’ta Irak’ın tarihi, kültürü de yok ediliyor. Saldırılarda en çok öldürülenler Irak’ın bilim insanları” diye konuştu. İstanbul Barosu Başkanı Kolcuoğlu “Irak’ın yalnız insanı değil, toprağı da yaşamıyor artık. Radyoaktif maddeler toprağı da öldürdü” ifadesini kullandı. İSMMMO Başkanı Arıkan ise artık savaşın değil barışın muhasebesini yapmak istediklerini belirtti.

/ İSTANBUL

17.02.2007


 

2006’da düşünce yine yargılandı

BİA² Medya Gözlem Masası, 2006 yılına ilişkin “İfade Özgürlüğü Raporu”nu açıkladı.

Raporda, 2006 yılının hükümet ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin bağımsız hukukçularla düşünce özgürlüğü mücadelesi verenlerin onca uyarısına karşın özgürlüklerden ziyade kısıtlamalardan yana tavır aldıklarının tescillendiği bir yıl olduğu ifade edildi. "İfade özgürlüğüyle ilgili yaptırımların ve bunun yol açtığı adalete ilişkin sorunların 301. maddeyle sınırlı olmayacak kadar politik ve ideolojik olduğunu" ortaya koyan 37 sayfalık BİA² raporu, 318 davayı ve 449 gazeteci, yazar ve aktivistin durumunu, “saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “dava ve girişimler”, “düzenleme ve hak aramalar”, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, “sansüre tepkiler” ve “RTÜK uygulamaları” başlıklarıyla ele alıyor. Raporda, geçtiğimiz yıl aralarında gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Çakır’ın da bulunduğu 293 kişinin düşünceden dolayı yargılanandığı kaydedildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

17.02.2007


 

Ağar: Siparişle, yeni iş adamları türetiliyor

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Türkiye’de yeni bir adetin çıktığını ve siparişle yeni iş adamları türetildiğini’’ savunarak, ‘’40 yıllık kumaşçı adam birden yol müteahhidi, domates biber üreticisi baraj müteahhidi oluyor’’ dedi.

Ümraniye Dudullu’daki İstanbul Madeni Eşya Sanatkarları Sanayi Sitesini (İMES) ziyaret eden Ağar, esnafla bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Mehmet Ağar, burada yaptığı konuşmada, siyaseti bir husumet, kin alanı haline getirmemeye çalıştıklarını söyledi.

Türkiye’de uygulanan ekonomik programın temelinin ‘’düşük kur ve yüksek faize dayalı’’ olduğunu, bundan birilerinin fevkalade memnun olduğunu savunan Ağar, İMES ve OSTİM gibi yerlerde canı pahasına üretim yapanların ise memnun olmadığı görüşünü dile getirdi. Ağar, ülkenin bu ekonomik programla yola devam etmesinin mümkün olmadığını iddia ederek, 220 milyar dolar olan dış borç yükünün 370 milyar dolara çıktığını kaydetti. DYP Lideri Ağar, özel sektör ve yabancı sermaye karşıtı olmadıklarını, ancak adaletten yana olduklarını söyledi.

Ziyaret sırasında katılımcıların sorularını da yanıtlayan Ağar, ‘’KOBİ ve esnaf bakanlığı ile bankasını kuracaklarını, kapsamlı vergi reformu gerçekleştireceklerini’’ anlattı.

Ağar, başka bir soru üzerine de, ‘’Türkiye’de yeni bir adet çıktı. Siparişle yeni iş adamları türetiliyor. 40 yıllık kumaşçı adam birden yol müteahhidi oluyor, 30-40 yıllık domates biber üreticisi baraj müteahhidi oluyor’’ diye konuştu.

Nükleer enerjiye ‘’olumlu’’ baktıklarını da kaydeden Ağar, Halk Bankası’nın blok satışı yerine halka arzını daha olumlu bir karar olarak gördüklerini, ancak buranın yabancılaştırılmaması gerektiğini de kaydetti.

/ İSTANBUL

17.02.2007


 

Tam üyeliğe, tam destek

İtalya Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Massimo D’Alema, ülkesinin Türkiye’nin de AB’ye tam üyelik sorununun canlandırılmasından yana olduğunu belirtti.

Massimo D’Alema, Avrupalı İtalyanlar Vakfı’nın başşehir Roma’da düzenlediği

‘’Avrupa ve Genişleme Perspektifleri’’ konulu konferansından sonra düzenlediği basın toplantısında, İtalya’nın bu konuya önem verdiğine değinerek, ‘’Avrupa, İslam dünyasına karşı çıkışla oluşturulamaz; tam tersine, başka uygarlıkların da paylaşabilecekleri, demokrasi ve özgürlük değerlerine yaslanarak oluşturulabilir’’ dedi.

D’Alema, Balkanlar’ın batısındaki ülkelerin ve Türkiye’nin AB’ye dahil edilmelerine İtalya tarafından büyük önem verildiğini bildirdi. AB’nin, genişleme sürecini bir kenara bırakmaması gerektiğini belirten D’Alema, ‘’İtalya, AB’ye Türkiye’nin de tam üyelik sorununun canlandırılmasından yanadır. Bu, Balkan ülkelerine oranla belki daha uzun bir süreç gerektirecektir. Ama önemli olan, genişleme sürecini tamamlamayı başarmaktır’’ diye konuştu. D’Alema, ‘’Türkiye gibi Müslüman ve demokratik bir ülkenin üyeliği, uluslar arası istikrarın yanı sıra, AB’nin etkisinin güçlendirilebilmesi açısından da önemlidir’’ dedi.

D’Alema, Avrupa’nın sağlıklı bir genişleme süreci için öncelikle kurumsal reformları tamamlaması gerektiğini de kaydetti. AB üyesi ülkelerin, 2009’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce Avrupa Anayasası konusunda mutabakat sağlamayı hedeflemiş olduklarını hatırlatan, D’Alema, ‘’Dolayısıyla, 2009’dan önce AB’ye yeni üye alınması söz konusu olmayacaktır. Ama daha sonraki süreçte, genişlemenin sürdürülmesi, Balkan ülkelerinin de aşamalı olarak AB’ye dahil edilmeleri gerekecektir’’ diye konuştu.

BECK: TAM ÜYELİK SEÇENEĞİ KORUNMALI

Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Kurt Beck de, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik seçeneğinin korunması gerektiğini belirterek, ‘’sadece ikinci sınıf üyelik seçeneği sunulmamalı’’ dedi.

Rheinland-Pfalz eyaletinin Başbakanı da olan Beck, Federal Eyalet Temsilciler Meclisinde (Bundesrat) AB konusunda düzenlenen oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin önüne, bu ülkedeki demokratik gelişmeleri engelleyebilecek yeni engeller çıkartılmaması gerektiğini söyledi. Beck, ‘’Biz, Müslüman dünyasıyla da işbirliği yapmalı ve iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmeliyiz’’ şeklinde konuştu.

Toplantıda konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Türkiye’nin AB üyeliği konusuna değinmedi, ancak Avrupa anayasası olmadan AB’nin daha da genişlemesinin mümkün olmadığını belirtti. Merkel ayrıca, bir kez daha küresel ısınmaya dikkati çekerek, emisyonun azaltılmasında Avrupa’nın öncü rol oynamasını istedi.

/ ROMA

17.02.2007


 

İran Meclis Başkanı geliyor

İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Gholam Ali Haddad Adel, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın konuğu olarak Türkiye’yi ziyaret edecek.

Özel uçakla bugün Konya’ya gelecek olan Adel ve beraberindeki Meclis heyeti, yarın Sema Gösterisi izleyecek. Adel, 19 Şubat Pazartesi günü Arınç’ı makamında ziyaret edecek; Türkiye-İran Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Batman Milletvekili Ahmet İnal, Mecliste konuk heyet onuruna yemek verecek. Sezer, aynı gün Adel ve beraberindeki heyeti kabul edecek. Arınç, Devlet Konukevinde heyet onuruna akşam yemeği verecek.

/ ANKARA

17.02.2007


 

Yüksekova’da işyerleri dün de açılmadı

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde esnaf dün de iş yerlerini açmadı. Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK’nın elebaşının yakalanışının yıl dönümü bahane edilerek önceki gün başlayan kepenk kapatma eylemi dün de devam etti.

Cengiz Topel Caddesi ile Sanayi Sitesi ve ara sokaklarda bulunan esnaf, iş yerlerini açmazken, sadece fırınların açık olduğu gözlendi.

Bu arada, güvenlik güçleri tarafından yoğun geniş güvenlik tedbirinin alındığı ilçe merkezinde mahalle muhtarları bir araya gelerek, Belediye Başkanı Salih Yıldız ve DTP ilçe teşkilâtı yöneticileriyle görüştü. Muhtarlar, Başkan Yıldız ve DTP’li yöneticilerden halkı sağduyulu olmaya davet etmelerini istediler.

Terör örgütü PKK’nın elebaşının 15 Şubat 1999’da yakalanışının yıl dönümü bahane edilerek, ilçede bazı iş yerlerinde kepenk kapatılmış, bazıları ise protestoya katılmamıştı. Açık iş yerlerini gezen ve neden açık olduğunu soran DTP’li grup ile esnaf arasında çıkan tartışmada, DTP İlçe Başkanı Şahabettin Tamur’un oğlu Özgen Tamur silâhla yaralanmıştı.

/ YÜKSEKOVA

17.02.2007


 

Araştırma Komisyonu şiddet anketi yapacak

Çocuk ve gençlerdeki şiddet ile okullarda meydana gelen şiddet olaylarını araştıran Meclis Araştırma Komisyonu, 23 bin öğrenciyi kapsayan anket yapacak. Komisyon, öğrencilere, ‘’şiddeti nasıl tanımladıkları, okulda, ailede şiddet görüp görmedikleri, madde kullanıp kullanmadıkları’’ gibi, çok sayıda soru yöneltecek.

Komisyon uzmanları aracılığıyla yapılacak anket, Nisan ayında TÜİK’in belirlediği 60 ilde gerçekleştirilecek. İldeki rehber öğretmenler eşliğinde öğrencilerle birebir yapılacak anket, 261 okulda 23 bin öğrenciyi kapsayacak. Komisyon ayrıca, Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan yaklaşık 2 bin kişi üzerinde de farklı bir anket çalışması uygulayacak.

/ ANKARA

17.02.2007


 

Afet Bilgi Sistemi” bu yıl devreye giriyor

Deprem, heyelan, çığ, kaya düşmesi gibi tüm tehlike ve riskleri ortaya koyan “Afet Bilgi Sistemi” bu yıl devreye girecek. Afet bilgi sistemi ile Türkiye’nin tamamına dönük bütün afet verileri, sanal ortamdan öğrenilebilecek.

Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı Afet Bilgi Sistemi, Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde bu güne kadar olmuş ve bundan sonra olması muhtemel afetlerle ilgili bütün bilgileri içerecek. Buna göre, coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama tekniklerinden faydalanılarak elde edilen veriler, deprem gözlem istasyonlarının verileri ile ilgili çeşitli kurum ve kuruluşlardan toplanmış istatistiki veriler, heyelan, su taşkınları, çığ, kaya düşmesi etütleri sayısal ortama aktarılacak.

Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün halen üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü Türkiye’nin deprem ve heyelan haritaları da tamamlandıktan sonra sisteme eklenecek.

2006 yılının son aylarında ihalesi yapılan, donanım ve yazılım çalışmaları son aşamaya gelen ve toplam 3 milyon YTL’ye mal olan Afet Bilgi Sistemi, 2007 yılının ortalarında faaliyete geçecek. Afet İşleri Genel Müdürü Mustafa Taymaz, sistem ile vatandaşların, oturduğu yerin bile afet riskini öğrenebileceğini, ayrıca sistemin bütün illerin acil yardım planları ve yapılacak imar planları için yararlı olacağını ifade etti.

/ ANKARA

17.02.2007


 

Acarkent’te ihtiyati tedbir talebine mahkemeden ret

‘’Acarkent’’ davasında, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi, Orman Genel Müdürlüğünün dava dilekçesinde talep ettiği, ‘’Taşınmazların iyi niyetli 3. kişilere devir ve temliki ile üzerinde ayni hak tesisinin önlenmesi amacıyla tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulması’’ talebini reddetti.

Orman Genel Müdürlüğü’nce Acarkent’teki bin 822, Beykoz Konakları’ndaki 465 gayrimenkulün tapularının iptali talebiyle açılan 2 ayrı davanın görülmesine başlandı.

Mahkeme salonunun küçük olması sebebiyle, Beykoz Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki 1 numaralı nikah salonunda yapılan duruşmaya, davacı Orman Genel Müdürlüğü Kanlıca İşletme Şefliği avukatları ile davalıları vekaleten yaklaşık 200 avukat katıldı.

Mahkeme hakimi, tebligat yapılamayan davalıların adreslerinin araştırılıp mahkemeye bildirilmesine, davacı vekillerine, davalı vekillerinin cevap dilekçelerini incelemeleri için süre verilmesine karar verdi. Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan yazının cevabının beklenmesini de kararlaştıran hakim, noksan yatırıldığı iddia edilen dava harcı konusundaki kararın, bu kayıtların gelmesinden sonra değerlendirilmesini öngördü. Hakim, mevcut delillere göre, dava dilekçesinde istenen ‘’taşınmazların iyi niyetli 3. kişilere devir ve temliki ile üzerinde ayni hak tesisinin önlenmesi amacıyla tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir’’ talebinin reddini kararlaştırdı. Her iki davanın duruşması da ertelendi.”

/ İSTANBUL

17.02.2007


 

Gençlerin özürlüye bakışı değişiyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Özürlüler Müdürlüğü’nün, “Özürlülerin Sosyal Hayata Adaptasyonu ve Toplumun Özürlülere Adaptasyonu” (ÖSHA) projesi çalışmaları devam ediyor.

Genç kuşağa özürlülük bilincini kazandırmak ve özürlülüğün daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla hareket eden ÖSHA ekibi Ümraniye’de yaptığı sunumla büyük beğeni topladı.

Proje kapsamında oluşturulan gönüllü ekip, özürlülüğün yeni nesil tarafından daha iyi anlaşılması için okullara giderek ya da öğrencileri Özürlüler Müdürlüğü’ne davet etmek suretiyle eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapmakta. Öte yandan Bağcılar Belediyesi Engelliler Meclisi tarafından düzenlenen “ Engelli çocukların annelerine seslenişi” programında sahne alan Mazlum Dağ, bütün engelli annelerine, “ Ben senin ödülünüm” diye seslenerek benden utanma, beni götürdüğün yerlere götür, beni toplumdan uzak tutma diyerek önemli mesajlar verdi. Bağcılar Kültür Merkezinde düzenlenen geceye Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık ile birlikte yüzlerce engelli ve aileleri de katılarak engelli çocukların sunduğu tiyatro gösterimi, şiirler ve skeçleri bazen duygulu, bazen tebessümle izlediler.

Tiyatro gösteriminden sonra çocuklarla birlikte hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Kıyıklık, “23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramında 120 engelli çocuğumuzu ilk defa uçağa bindirerek Ankara’ya gezi yaptıracağız. Bunlar hayatlarında ilk defa uçak heyecanını yaşayacaklar” dedi.

yeni Asya / İSTANBUL

17.02.2007


 

Ruh sağlığının ilâcı, aile

İngiltere’de yapılan bir araştırma, ailesinden 1 yıldan fazla bir süre ayrı yaşayan gençlerin yetişkinlik dönemlerinde ruhsal rahatsızlıklar geçirme ihtimalinin, 2,5 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Şizofreni gibi ruhsal hastalıklar sadece beyinle alâkalı değil. Sosyal faktörler de ruhsal rahatsızlıklara yol açıyor. Şizofreni gibi ruhsal hastalıklar, sadece beyinden kaynaklanmıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıklar sadece beyindeki aksaklıklardan değil, çeşitli sosyal faktörlerden de kaynaklanıyor. Araştırma, ailesinden 1 yıldan fazla bir süre ayrı yaşayan gençlerin yetişkinlik dönemlerinde ruhsal rahatsızlıklar geçirme ihtimalinin, 2,5 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, şizofreninin de aralarında olduğu ruhsal rahatsızlıkların, dağılmış ailelerden gelen kişilerde görülme ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, 16 yaş öncesinde ebeveynlerden birisi veya her ikisinden de 1 yıldan fazla bir süreyle ayrı kalan gençlerin, yetişkinlik dönemlerinde psikiyatrik rahatsızlık geçirme ihtimali 2,5 kat daha fazla.

Araştırmada yer alan bulgulardan birisi de ülkedeki göçmen kökenli ailelerde bu tür vak’alara daha sık rastlanması. Söz konusu bulgu, göçmenlerin karşılaştığı ayrımcılığın da bu tip sorunlara yol açabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, son 30 yıldır hakim olan “psikiyatrik rahatsızlıklar beyinle alâkalıdır” anlayışının ve buna ilişkin tedâvi yöntemlerinin, toplumsal faktörleri de içerecek şekilde gözden geçirilmesinin zamanının geldiğini belirtiyor.

/ İSTANBUL

17.02.2007


 

Mehter ekibi, İtalya’da gönülleri fethetti

Bursa’nın en önemli folklor ekipleri olan Mehter Takımı ve Kılıç Kalkan Ekibi, İtalya’nın en eski festivallerinden Agrigento’da Osmanlı medeniyetinin izlerini sergiledi.

İtalya’nın Sicilya Adası’ndan gelen davet üzerine 6-11 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen Avrupa’nın en köklü festivallerinden Agrigento Festivali’ne katılan Bursa Mehteri ve Kılıç Kalkan Ekibi, Türk tarihini, kültürünü ve Bursa’yı başarıyla temsil etti. İtalya’nın Agriegento şehrinde bu yıl 62.’si düzenlenen Badem Ağaçları ve Uluslararası Folklor Festivali’nde Bursa Mehter Takımı ve Kılıç Kalkan Ekibi, kendisine has yürüyüşleri, kıyafetleri, hareketli marş ve figürleri ile İtalyanlar’ın en çok ilgi gösterdiği ekiplerin başında geldi. Özel zırhları, orjinal kıyafetleri ve Osmanlı’nın cenk musikisini yansıtan enstrümanlarına İtalyanların büyük ilgi gösterdiği Bursa Mehteri, vakur duruşu ve yürüyüşü büyük alkış aldı.

/ BURSA

17.02.2007


 

Kurslara ilgi büyük

Halk eğitim merkezlerinde açılan meslekî, kültürel ve sosyal eğitime yönelik kurslara ilgi her geçen yıl artıyor.

Son 5 yıl içinde açılan kurslara katılanların sayısı 6 milyon 342 bin 231 kişi ulaştı. Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünün verilerinden derlenen bilgiye göre, 2001-2006 yılları arasında, halkın çeşitli alanlarda eğitimi amacıyla yurt genelinde 242 bin 488 kurs açıldı. Çeşitli meslek dallarında eğitim vermek amacıyla açılan 129 bin 193 kursa 3 milyon 193 bin 132, sosyal ve kültürel amaçlı 68 bin 788 kursa ise 2 milyon 101 bin 731 kişi katıldı. Yurt genelinde açılan 44 bin 507 okuma yazma kursuna katılanların sayısı ise 1 milyon 47 bin 368 oldu.

/ ERZURUM

17.02.2007


 

Koca köyde tek başına

Ekonomik sıkıntılar sebebiyle terk edilen köyde, bir kişi 5 köpekle birlikte tek başına yaşıyor. 50 haneli köyde tek başına hayat mücadelesi veren Faruk Timur, “Ben burada doğup büyüdüm, köyümü terk etmem” diyerek, ölene kadar köyünden ayrılmayacağını söyledi.

Çorum Elköy’ün tek bekçisi durumunda olan Faruk Timur, “Ekonomik sıkıntılar nedeniyle köylüler, evlerini terk ettiler. Bazıları yaz ayında geliyor, 15-20 gün kalıyor ve gidiyorlar. Ancak ben vatanımı, topraklarımı bırakamam, eğer herkes köyü terk ederek şehre giderse o zaman şehirde hayat olmaz. Ben burada tek başıma yaşamaya çalışıyorum ancak insan olmayınca konuşacak bir kimse olmayınca zorlanıyorum” şeklinde konuştu.

/ ÇORUM

17.02.2007


 

Küresel ısınma ‘imtihan’ı

Alanya Müftüsü Muhammet Gevher, dinin bütün gereklerinin yerine getirilmesi halinde, küresel ısınma ya da başka felâketlerin olmayacağını söyledi.

Müftü Gevher, gazetecilere yaptığı açıklamada, küresel ısınmanın, insanlık için büyük tehdit unsuru oluşturduğunu, küresel ısınma ya da benzeri felâketlerin yaşanmaması için yapılması gerekenlerin Mülk Sûresi’nin son âyetinde belirtildiğini dile getirdi. Mülk Sûresi’nde, dünyada kuraklığın yaşanacağına dair ibareler olduğunu belirten Gevher, şunları kaydetti:

“Bugün bilim adamlarının ortaya koyduğu tehlikeler, bazı dengelerin bozulmasından kaynaklanıyor. Bunun sebebi, bir takım atıklar, naylon poşetlerin sokağa atılması, hava kirliliğinin körüklenmesi, ormanların yakılması, yeşilin azalması, düzensiz şehirleşme, insanların birbirlerine ve tabiata eziyet etmesi, beraberinde susuzluk ve kuraklığı getiriyor.’’ Gevher, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mülk Sûresi’nin son âyetinde, ‘Yeraltı suları çekildiğinde size bir damla su verecek var mıdır?’ diye bir soru soruluyor. O sebeple bilim adamlarının açıkladığı şeylerle Kur’ân-ı Kerim arasında bir bağlantı kurmak gerekiyor. Dolayısıyla dinin bütün gerekleri yerine getirilirse küresel ısınma da başka felâketler de olmaz. Çünkü dinimize bağlı kalanlar, ağaç kesmez, kuşları öldürmez, tabiatı kirletmez, ormanları yakmaz, birbirlerinin haklarına tecavüz etmez. Böyle olunca da bütün dengeler yerinde kalır.’’ Bilim adamlarının ortaya koyduğu tehlikeleri gözardı etmemek gerektiğine dikkati çeken Müftü Gevher, “Küresel ısınma ya da diğer felâket belirtileri Allah’ın bize bir imtihanı olabilir. Buradan iyi mesaj çıkarıp, dünyayı ve çevremizi daha iyi kullanmaya yönelmemiz gerekir’’ diye konuştu.

/ ALANYA

17.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004