Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Bediüzzaman ve Mevlânâ çağları kucakladı

“2007 Mevlânâ ve Sevgi Yılı tkinlikleri” çerçevesinde düzenlenen konferansta konuşan araştırmacı-yazar Halil Uslu, en esaslı sevginin peygamber yolu olduğunu söyledi. Muhabbetin kainâtın yaratılış sebebi olduğunu belirten, Halil Uslu, “Muhabbet şu kainâtın bir rabıtasıdır. Hem hayatıdır, hem nurudur. İnsan kainâtın en cami meyvesi olduğu için kainâtı istila edecek bir muhabbet, kalbine derc edilmiştir” şeklinde konuştu

Etimesgut Belediyesi Konferans salonunda gerçekleştirilen, sunuculuğunu Ömer Oruç’un yaptığı program Abdurrahman Ayaz’ın okuduğu aşr-ı şerifle başladı.

Konferansta açış konuşması yapan Dursun Sivri, 2007’nin uluslararası alanda Mevlânâ yılı kabul edildiğine dikkat çekti. Sevgi konusunda ders alınacak “gönül sultanları”nın Mevlâna ve Bediüzzaman olduğunu ifade eden Sivri, “Sevgi bir gönül işidir, vicdanî bir meseledir. Söylemlerden ziyade hal ile ortaya konur. Sevginin bir ileri aşaması aşktır, aşkın da ilerisi karşılık beklemeden sevgi olan ‘şefkat’tir. Bediüzzaman’ın ‘cemiyetin iman selameti uğruna cenneti de istemem’ sözleri onun nasıl bir şefkat timsali olduğunu gösterir” dedi.

Yunus Arar’ın okuduğu “Allah Sevgisi” şiirinden sonra kürsüye gelen araştırmacı-yazar Halil Uslu, muhabbetin kainâtın yaratılış sebebi olduğunu söyledi. Uslu, “muhabbet şu kainâtın bir rabıtasıdır. Hem hayatıdır, hem nurudur. İnsan kainâtın en cami meyvesi olduğu için kainâtı istila edecek bir muhabbet, kalbine derc edilmiştir” dedi.

Hz. Mevlânâ’nın “Canımda bir can var o canı ara/ Bedeb dağında bir mücevher var o mücevherin madenini ara/ Ey yürüyüp giden sufi gücün yeterse ara/ Ama dışarıda değil aradığını kendinde ara” rubaisini aktaran Uslu, “Hz. Mevlânâ ‘aşksız, sevgisiz insan kanatsız kuş gibidir’ der. Bediüzzaman ise aşkı mecazi ve hakaik olarak ikiye ayırır. Hapishanede biten aşk var, Kâbe’de devam eden aşk var. Karakolda biten aşk var seccadede devam eden aşk var. Kara sevda türküler haline geldi. Barış Manço kara sevdayı türkülere, şarkılara geçirdi. Fakat asılsız kara sevda peşine düşenler tımarhaneye düştüler. Ama esas kara sevda Hz Peygamberin yolu, onun sevgisi Mevlânâ sevgisi, Bediüzzaman Said Nursi sevgisi” şeklinde konuştu.

Uslu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mevlânâ bundan 750 sene önce Konya’da bulunan sinegogların, kiliselerin, havraların önünde, ‘Gel ne olursan ol yine gel. İster kafir, ister mecusi, ister putperest ol yine gel. Yüz defa tövbeni bozsan yine gel. Çünkü bizim dergahımız ümitsizlik dergâhı değildir’ demiştir. Bediüzzaman Hazretleri ise 1940 yıllarının başında Kastamonu’da ‘Allah’a inanan, ahireti tasdik eden İsevi ruhanilerle medarı niza noktaların münakaşa sebebi yapmayınız’ demiştir. Bu iki tespiti mütalaa eden Roma Üniversitesi Türkoloji Kürsüsü Başkanı Ord. Prof. Anna Masala, Bediüzzaman sempozyumunda ‘işte o çağda Mevlânâ bu çağda Bediüzzaman’ demiştir. 750 yıl önce Konya’da Avrupa Birliği vardı. Kavga gürültü yoktu. Bu müspet hareket Selçuklu ve Osmanlıda hakim olmuştur. Osmanlı döneminde hiçbir kilisenin camı kırılmamıştır.

“Ormanların kralı aslan yavruları için aç kalıyor. Biz de yurdumuzun aslanlarıyız. Acaba yurdumuzun bütünlüğü için neler yapıyoruz. Çünkü vatan sevgisi imandandır. Biz Ahmedi, Mehmedi kucaklarken, Bediüzzamanlar ve Mevlânâlar çağı ve çağları kucaklamışlardır. Mevlânâlar ve Bediüzzamanlar birer sevgi şelalesi ve birer muhabbet meşalesidir.

“Türkiye’de okullar, yurtlar sevgisiz. Çıkış yolu olarak Millî Eğitim, Adalet, İçişleri, ve Sağlık Bakanlıkları kendi ünitelerine ve birimlerine Bediüzzaman’ın ve Mevlânâ’nın eserlerini ders kitabı olarak okutmaları lâzımdır. Çünkü Mevlânâ ‘görmedim arpa ekenin buğday biçtiğini’ diyor. Kalplere sevgiyi ekmeden sevgi mahsulü bekleyemezsiniz. Ne ekerseniz onu biçeceksiniz. Ümit ediyorum ki Mevlânâ’nın doğumunun 800. yılını kutlayan UNESCO, çok yakın tarihte de Bediüzzaman’ı kutlayacaktır.”

Fatih Beşiroğlu’nun sunduğu ney resitali ile sona eren programa DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük ve çok sayıda davetli katıldı.

İbrahim DOĞRU / ANKARA

22.02.2007


 

Kekilli: Hayat, insana verilmiş bir ödüldür

Hayatı “insana verilmiş en büyük ödül” diye nitelendirdiklerinde acı gerçeklerle de karşı karşıya kaldıklarını aktaran Murat Kekilli, “Hayat yaşanılıyor yaşanılmasına da, nasıl yaşanılıyor o çıkıyor ortaya” diyor.

Bu Akşam Ölürüm parçası ile ünlenen Murat Kekilli, kendisi ile ilgili yapılan röportajda günümüzdeki müzik anlayışını eleştirdi.

“Fuzilileri, Hayyamları, Nazımları bıraktık poppidik, şakıdık şukkuduk parçaları dinler olduk” sözleriyle müzik icra eden bazı kişilerin topluma iyi mesajlar vermediğini belirten Kekilli, “Şu anda bu revaçta, bu para kazandırıyor, en çabuk bu tüketiliyor. Bu en popüleri, haydi bunu yapalım diyorlar, yapıyor onlar da. Yapmayanlar ve yapanlar, bu yolda gidenler ve gitmeyenler diye ikiye ayrılıyor artık insanlar” diyor.

www.haberaktuel.com sitesine verdiği özel röportajda paranın mutluluk getirmediğini savunan Murat Kekilli, “Altından tepside Cumhurbaşkanlığı sunsalar kabul etmem. Mutluluk başka bir şey. Dünya Sultan Süleyman’a kalmamış. Fabrikaların oluyor, arabaların, yatların, katların, dairelerin oluyor. Bunların sonu yok!” diyerek dağda garip bir çoban olmayı paraya yeğlediğini anlatıyor.

En iyi eserlerini dağlara çıkarak ortaya çıkardığını çünkü, burada kendisini bulduğunu, rahatlıkla kendisiyle baş başa kaldığını dile getiren Kekilli şunları söylüyor: “İnsan en iyi dağlarda, hayvanlarla düşünür. Çünkü onların sana sorgusu yok. Orada bol bol kendinle baş başa kalıp, istediğin her şeyi düşünüp, istediğin her yere düşlerinde, ruhunda yolculuk yapabilirsin. Amaç mutluluğa ulaşmak değil mi? Ben orda ulaşabileceğime inanıyorum. Benim çoban olma idealimin altındaki gerçek, saldırgan koyunlardan dünyayı arındırmak belki de. Ama yanlış çobanların elinde olanlar George Bush gibi saldırgan koyunlar da yetiştirebiliyorlar.”

Kliplerde cinsel ögelerin ön plana çıkarılmasını da eleştiren Kekilli cinselliği ön plana çıkarmalarının belli başlı sebeplerinden birisinin şöhret olduğunu ifade ediyor.

Şöhretin büyülü bir makam olduğunu aktaran Kekilli, “Onun içine düşen bilir. Olmazsa olmazıdır, en önemli değeridir onun. Mutluluk kaynağıdır, yaşamın ana amacıdır. Yaşamın ana amacının saf hazza ulaşmak değil de şöhrete ulaşmak olduğunu düşünen herkes için durum böyledir. Ve o kadar çok insan var ki bunu böyle düşünen. Yaşamın amacını saptırıp buraya yönlendirirsen tabiiki cinsel ögeler ön plana çıkacaktır. Beni de yavaş yavaş uzaklaştırmaya başladılar ekranlardan. Yavaş yavaş terk-i diyar ediyorum sırf bunları görmemek için” diyor.

San’atın ölüme karşı bir direniş olduğunu ama hayatı “insana verilmiş en büyük ödül” diye nitelendirdiklerinde acı gerçeklerle de karşı karşıya kaldıklarını aktaran Murat Kekilli, “İşte hayat yaşanılıyor yaşanılmasına da, nasıl yaşanılıyor o çıkıyor ortaya. Her acı durumda, her bir engel karşısında umutsuzluğa kapıldığımızda intihar söylentileri gibi bu tarz söylentiler çıkıyordu. Ki en büyük sorunun muhatabı da ben oldum o dönemde. Acılarıyla bir bütün zaten hayat” diye konuşuyor.

Eskiden astronot olmayı düşündüğünü, daha idealist düşünceleri olduğunu belirten Kekilli, en büyük idealinin şimdilerde dağlarda çobanlık yapmak olduğunu sözlerine ekliyor.

22.02.2007


 

Modern Müzik Akademisi öğrencilerini bekliyor

Modern Müzik Akademisi (MMA) eğitim programlarına devam ediyor. Sertifika programı sistemiyle eğitim veren MMA’da 5 Mart – 25 Mayıs 2007 tarihleri arasında Ses Teknolojileri ve Müzik Prodüksiyonu Sertifika Programı başlıyor. Bu sertifika programı ile 12 hafta boyunca, haftada 14 saat olmak üzere toplam 168 saatlik eğitim verilecek.

Derslerin tümünün pratik ve uygulamalı çalışmaları esas alarak planlandığı Ses Teknolojileri ve Müzik Prodüksiyonu Sertifika Programı’nda öğrenciler hazırlayacakları projelerle ‘iş üzerinde’ bir eğitim ortamına kavuşacak ‘Stüdyo Uygulama’ dersleri sayesinde profesyonel kayıt ortamında gerçek görevler üstlenecekler. Kayıt Teknikleri, DAW, MIDI gibi bölüm dersleriyle alan eğitiminin yanı sıra, Armoni, Temel Piyano Eğitimi, Şarkı Yazma Teknikleri gibi derslerle müzisyen yönlerini de geliştirebilecekler.

5 Mart – 25 Mayıs 2007 tarihleri arasında hafta içi 4 gün mesai saatleri dahilinde gerçekleştirilecek olan Ses Teknolojileri ve Müzik Prodüksiyonu Sertifika Programı’na daha önceki eğitim durumu dikkate alınmaksızın ve yaş sınırlaması olmaksızın isteyen herkes başvurabiliyor.

Branş derslerinin sektörün deneyimli, akif profesyonelleri Ali Rıza Şahenk, Çağrı Açıkgöz, Utku Okutan; temel müzik derslerinin ise Bora Uslusoy, Serhat Ersöz gibi deneyimli müzisyenler tarafından verileceği sertifika programına kayıt olmak isteyen öğrencilerin ön kayıt yaptırmaları ve ardından mülakata girmeleri gerekiyor.

Ayrıntılı bilgi için :

0 (212) 291 06 33-34

22.02.2007


 

Mevlânâ yılına özel logo

Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Mevlânâ’nın 800. Doğum Yıl Dönümü” faaliyetleri kapsamında kullanılmak üzere logo hazırlattı. Bakanlık yetkilileri, Mevlânâ’nın 800. doğum yıl dönümü logosunun, belli esas ve usuller çerçevesinde kullanılacağını belirterek, logoyu kullananların bu konularda titiz davranması gerektiğini bildirdiler.

Yetkililer, UNESCO tarafından ilan edilen “2007 Dünya Mevlânâ Yılı”nda, Kültür ve Turizm Bakanlığının Mevlânâ’yı çeşitli faaliyetlerle anacağını ifade ederek, 800. doğum yılında Mevlânâ ve Mevlânâa ekseninde Türkiye’nin uluslar arası düzeyde tanıtılmasının hedeflendiğini bildirdiler.

Yetkililer, insanlığın ortak kültürel mirasının temel yapı taşlarından biri olan Mevlânâ’nın, 800. doğum yıl dönümü kutlamalarının içerik ve etkinliğin en üst seviyeye taşınması amacında olduklarını belirterek, bunun Türkiye ve insanlık bakımından büyük önem taşıdığını ifade ettiler.

Bakanlık yetkilileri, kutlamaların planlanma ve koordinasyonunu “Üst Kurul” ile “Yürütme Kurulu”nun üstlendiğini hatırlatarak, “Üst Kurul”un, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen’in başkanlığında, Bakanlık görevlileri, Dışişleri Bakanlığı ile bazı üniversitelerin öğretim üyelerinden oluşturulduğunu kaydettiler.

22.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004