Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Atatürk, Kemalizm ve demokrasi

Mustafa Kemal Atatürk, tarihe mal olmuş bir liderdir...

Kemalizm, tek parti döneminin militer ideolojisidir...

Demokrasi, çoğulculuktur...

Ama bunlardan önce... Bizim devletin kimliğine bir bakmak gerekir.

***

Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti nasıl tanımlanıyor?

-Laik...

-Demokratik..

-Sosyal...

- Hukuk devleti...

Sonuncu özelliğini bir kez daha vurgularsak.

Neymiş? Hukuk devletiymiş...

***

O zaman yola oradan devam edelim...

Hukuk. Hukuku ne belirleyecek?

Evrensel uygulama.

Daha somut söylersek.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.

Ne alaka? Şu alaka ki...

Bizim Anayasanın 90. maddesinin son fıkrası, insan hakları konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını iç hukuktan daha üstün görmekte.

**

Fikir özgürlüğü de...

İnsan haklarının en önemli...

En olmazsa olmaz cüzü.

Peki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi...

Fikir özgürlüğünü nasıl tanımlıyor?

Tanımını nasıl yapıyor?

Handyside Kararı’yla.

***

Handyside Kararı...

Nedir? ‘Düşünceyi açıklama özgürlüğü...’ Evet...

‘Sade hoşa giden... Veya zararsız...

Ya da tepki yaratmaz sayılan haber veya fikirler için değil...’

Ya peki ne için? ‘Devlete... Halkın bir kısmına... Ters düşen... Şoke eden..

Ya da üzüntüye sevk eden fikirler için de geçerlidir.’

***

Neden? ‘Çoğulculuk... Hoşgörü...

Ve yeniliğe kucak açma bunu gerektirir ve bunlar olmadan demokratik toplum olmaz’ çünkü.

Türkiye Anayasa’sına saygılı ise bir ‘hukuk’ devleti.

Türkiye Anayasa’sına saygılı ise burada da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç hukuktan üstün...

O halde Türkiye’de fikir özgürlüğünü de Handyside Kararı tanımlamakta.

**

Öyleyse...

Mustafa Kemal Atatürk’ten sözederken ‘Avrupalılar neden her yerde aynı adamın fotoğrafları var diye sorarlar ‘demek niye bunca hukuksuzluğa yol açıyor?

Yerel gazete neye dayanarak ‘hain’ manşetini döşeniyor?

O konuşmacıyı davet eden iktidar partisi ‘hukuku’ savunmak yerine niye hamaset şefliğine taşınıyor?

Üniversite yöneticisi neden topa giriyor?

Kurum niye soruşturma açıyor?

Ve niye tonla linç yazısı yazılabiliyor?

***

Bunları neden yazıyorum ?

Dün Prof. Dr. Atilla Yayla’nın üniversitedeki görevine ‘iade’ edildiğini okudum.

‘Neyse’ dedim... Bir hukuk ayıbı hiç olmazsa düzeltildi. Ama olup bitenin tümü rezaletti... Anayasa madde 2... Anayasa madde 90... Bunlar var mı, yok mu?

Var ise, bunca rezaletin sorumlularına uygulanacak yaptırım ne?

Kendi anayasamıza aykırı davranan onca adamın yaptıklarını sessizce geçiştirecek miyiz? İstediklerinde yeniden anayasayı rahatlıkla çiğnesinler diye bırakacak mıyız?

***

Türkiye bir hukuk devleti...

Hukuku çiğnemek böylesine serbestken bir hukuk devleti olmak mümkün mü peki?

Star, 24.2.2007

Mehmet ALTAN

25.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  28 Şubat’ın onuncu yıldönümü

  Atatürk, Kemalizm ve demokrasi

  DTP’liyi sakin dinleyelim

  Zinde kuvvetler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004