Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Silâhlı Kuvvetlerin çağdaş tanımı

Lütfen TSK’nın her türlü hatadan, sorundan münezzeh, ari, soyutlanmış bir kurum olduğunu söylemeyelim, bu hiç bilimsel bir yaklaşım olmaz.

Her kurumun meseleleri vardır; bu meseleler açık yüreklilikle tartışıldığı ölçüde o kurumlar bu süreçten kazançlı çıkarlar, bu temel gerçeği aklımızdan çıkarmayalım.

Nokta dergisinin 8 mart tarihli sayısında yayınlanan yeni andıç vari çalışma basında daha ziyade etik ve basın özgürlüğü çerçevesinde tartışıldı ve tartışılıyor.

Temel sorun askerin kendini tanımlama biçimi değil mi?

(...)

Sayın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın da karşı çıkmadığı küreselleşme sürecinin temel özelliklerinin başında kamusal alan ve bu alan içinde mevcut kurumların küresel bazda benzeşme hatta aynılaşmasının kaçınılmaz gereği geliyor; TSK’nın temel tanımı ve rolü de bu sürecin dışında kalamaz, kalmayacak, zaten de kalmamalı.

Normal bir ülkede, silahlı kuvvetler, ordu dediğimiz bu çok yaşamsal kurum vatandaşların ödediği vergiler karşılığında yine vatandaşlara dış güvenlik kamu hizmeti sunan ve mensupları bu hizmet karşılığında vergi mükelleflerinden maaşlarını alan bir dış güvenlik kamu hizmeti üretim kurumu.

Bu tanım yaşadığımız çağda tüm çağdaş ülkelerin benimsediği bir tanım; tanım, aralarında hala bu temel çerçeve ile sorunlu olanlar varsa, bir süre sonra benimsemek zorunda kalacakları bir düzgün, normal tanım.

Bu tanımı benimsemek doğal olarak şart değil ama o zaman çağın ve çağdaş entegrasyon süreçlerinin dışında kalmak da bir ölçüde mukadder.

Ben bu sürece bugüne kadar normal çizgilerin dışında kalmış ülke ve kurumların normalleşme süreci adını vermeyi tercih ediyorum.

Bu yeni tartışmaya ‘asker, TSK karşıtlığı’ gibi anlamsız bir kavram da damgasını vurdu; yukarıdaki standart ama doğru tanım çerçevesinde zaten şayet felsefi anlamda anti militarist ya da silahlı bir suç örgütü üyesi ya da sempatizanı değilseniz normal bir vatandaşın kendine dış güvenlik hizmeti üreten bir kamu hizmeti üretim birimine karşı olması da düşünülemez.

Sözün özü

Benim kişisel kanım bugün ülkemizde talihsiz bir biçimde tartışılan ‘TSK karşıtlığı’ kavramının yine TSK’nın kendine göre oluşturduğu ve standart tanımın sınırlarını çok zorlayan tanımdan kaynaklandığı yönünde.

Bir kurum, mesela TSK, üstelik toplumun ödediği vergilerle kendini finanse ederken, kendini tüm bir toplumun üzerinde ve kurtarıcı, koruyucu, kollamacı ve norm saptayıcı olarak tanımlarsa orada ‘karşıtlığın’ ürememesini beklemek çok anlamlı değil.

TSK’yı ve sivil-asker ilişkilerini standart, çağdaş tanımına çekmek topluma ve en başta da çok önemli bir kurum olan TSK’ya rahatlık sağlayacaktır.

TSK’nın ve ülkemizdeki sivil-asker ilişkilerinin temel sorunu bu tanım meselesinden kaynaklanıyor.

Star, 11.3.2007

Eser KARAKAŞ

12.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Andıç, yurtdışında nasıl karşılandı?

  Askerî darbenin halkla ilişkileri

  İrtica değil, faşizm!

  Silâhlı Kuvvetlerin çağdaş tanımı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004