Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Kayıt dışının faturası ağır

Hak-İş Araştırma Bürosu, Türkiye’nin önemli sorunlarından kayıt dışı istihdamın maliyetini araştırdı. Araştırmada, kayıt dışı istihdam sebebiyle devletin geçen yıl 23.7 milyar YTL vergi ve sigorta primi kaybına uğradığı belirtildi.

Hak-İş Araştırma Bürosu tarafından, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), 2006 yılına ilişkin Hanehalkı İşgücü Araştırması dikkate alınarak yapılan çalışmaya göre; Türkiye’de 22 milyon 330 bin çalışandan sadece 11 milyon 503 bini SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na kayıtlı bulunuyor. Geriye kalan 10 milyon 827 bin kişinin ise herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kaydı yok. Bu kişilerin 3 milyon 106 bininin, ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığı için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kaydolma zorunluluğu bulunmuyor. Ancak geriye kalan 7 milyon 721 bin kişinin yasalar gereğince SSK ya da Bağ-Kur’a kayıtlı olmaları gerekiyor.

Aile işçileri dışındaki kayıt dışı çalışanlardan ücretli ve yevmiyeli olan 3 milyon 994 bini SSK, işveren ve kendi hesabına çalışan 3 milyon 728 bini de Bağ-Kur’a kayıtlı olmadığı için devlet, geçen yıl 23.7 milyon YTL’lik prim ve vergi tahsilatı yapamadı.

Geçen yıl itibariyle brüt 531 YTL’lik asgari ücret üzerinden ödenen SSK ve İşsizlik Sigortası Fonu, işçi ve işveren primleri ile gelir vergisi tutarları dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, kayıt dışındaki her bir çalışan sebebiyle devlet 265 YTL’lik prim ve vergiden yoksun kalıyor. Söz konusu kayıp, kişi başına yıllık 3 bin 177 YTL’yi buluyor.

Bağ-Kur’a kayıtlı olması gereken bir işveren ya da kendi hesabına çalışanın en düşük basamaktan prim ödemesi varsayılarak yapılan hesaplamada da devletin aylık prim ve vergi kaybı toplamının 246 YTL, yıllık kaybın ise 2 bin 949 YTL olduğu ortaya çıkıyor.

SADECE PRİM KAYBI 17.1 MİLYAR YTL

Söz konusu prim ve vergi tutarları dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, SSK’nın kayıt dışı çalışma sebebiyle aylık prim kaybı toplam 710.5 milyon YTL, yıllık prim kaybı ise 8.5 milyar YTL’yi buluyor. İşveren ve kendi hesabına çalışanların kayıt dışı çalışması dolayısıyla Bağ-Kur’un prim kaybı ise aylık 652 milyon, yıllık da 7.8 milyar YTL’ye ulaşıyor. SSK ve Bağ-Kur’un aylık prim kaybı toplam 1 milyar 362.5 milyon, yıllık kaybı ise 16 milyar 350.2 milyon YTL’ye çıkıyor. SSK’lılar için ödenmesi gereken yıllık 763.5 milyon YTL’lik işsizlik sigortası primi de buna dahil edildiğinde sosyal güvenlik sisteminin bir yılda uğradığı toplam prim kaybı 17 milyar 113.7 milyon YTL olarak hesaplanıyor.

VERGİ KAYBI 6.6 MİLYAR YTL

Maliye’nin asgari ücret düzeyinden vergi alabileceği varsayımıyla yapılan hesaplamaya göre, devletin kayıt dışı çalışma dolayısıyla aylık gelir ve damga vergisi kaybı 547.4 milyon, yıllık olarak da 6 milyar 568.9 milyon YTL’ye ulaşıyor. Kayıt dışı çalışma sebebiyle SSK, Bağ-Kur ve İşsizlik Sigortası Fonu’nun prim ve Maliye’nin toplam vergi kaybı aylık 1 milyar 973.6 milyon YTL’yi, yıllık da 23 milyar 682 milyon YTL’yi buluyor.

“HAKSIZ REKABET OLUŞTURUYOR’’

Araştırmada, kayıt dışı ekonominin peşinden getirdiği kayıt dışı istihdamın nedenleri ise şöyle sıralandı:

-İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükünün fazlalığı,

-Bürokratik işlemlerin fazlalığı,

-Etkin denetimin gerçekleştirilememesi,

-İşsizlik oranının yüksekliği ve iş gücünün eğitimsiz olması,

-Kamu kurumları arasındaki koordinasyon ve iş birliği eksikliği.

Araştırmada, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın, kamu finansman dengesinde meydana getirdiği olumsuzlukların yanı sıra yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren işletmeler ve çalışanlar açısından da haksız bir rekabet ortamı oluşturduğu belirtildi.

Kayıt dışı ekonomi ve istihdamın kayıtlı işletmeler, vergi geliri, ülke ekonomisi ve çalışanlar için önemli bir risk olduğu ifade edilen araştırmada, önlem alınmadığı takdirde kayıt dışı ekonomi ve istihdamın ülkenin ve toplumun geleceğine yapacağı ekonomik, sosyal, ahlaki, siyasal tahribatın daha da fazla olacağı kaydedildi.

SALİM USLU: MÜCADELE ŞART

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, konuyla ilgili değerlendirmesinde, kayıt dışı ekonomi ve peşinden getirdiği kayıt dışı istihdam sorununun Türkiye’ye büyük kayıplar yaşattığını belirterek, kayıt dışı istihdamla mücadelenin şart olduğunu ifade etti. Bütçeden sosyal güvenlik kuruluşlarına geçen yıl 23.5 milyar YTL’lik kaynak aktarıldığını anımsatan Uslu, “Eğer kayıt dışı çalışanlar asgarî ücret üzerinden dahi kayıt altına alınmış olsaydı bu açık olmayabilirdi. Sorunun boyutu ortada’’ dedi.

/ ANKARA

12.03.2007


 

Başbakan “İşsizlik Sigortası Fonu”na sıcak

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İşsizlik Sigortası Fonu ile ilgili teklife, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sıcak yaklaştığını belirterek, “Bununla ilgili bir çalışma başlatacaklarını ifade etti” dedi.

4. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nı değerlendiren Hisarcıklıoğlu, “1 Nisan 2007’den başlamak üzere, 2 yıl süre ile tüm Türkiye’de her ilâve istihdam artışında, tüm sosyal güvenlik priminin, Fon kaynağından karşılanması” teklifinin Başbakan Erdoğan’ın hükümet olarak sıcak baktıklarını ifade ettiğini söyledi. Zorunlu istihdam ve istihdamın üzerindeki yüklerle ilgili daha önce birkaç kez çalışma yapıldığını ama neticelenmediğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Sayın Başbakan, konu ile ilgili olarak derhal bir çalışmaya başlanması konusunda yanımızda talimat verdi” dedi.

Hisarcıklıoğlu, serbest bölgelerde sıkıntıların artması ve iş yerlerinin kapanması sorunu ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan’ın Devlet Bakanları Kürşad Tüzmen ve Ali Babacan ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a konu ile ilgili çalışma başlatma talimatı verdiğini söyledi.

/ ANKARA

12.03.2007


 

Asgarî ücret zammı ekmek ve kiraya gitti

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın, “Gelir ve Harcama Gruplarına Göre Enflasyon” araştırmasında, asgarî ücretlinin aldığı yüzde 6’lık zammın 3’te 2’sinin, bu kesimin en çok harcama yaptığı ekmekteki yüzde 3,52 ve kiradaki yüzde 4,07’lik artışla 2 ayda eridiği savunuldu.

Sendikanın Araştırma Dairesi tarafından Türkiye İstatistik Kurumu Tüketici Fiyat Endeksi, Madde Fiyatları ve 2003 yılı Hane Halkı Tüketim anketi sonuçları üzerinden yapılan hesaplamada, Ocak ve Şubat aylarında özellikle gıda fiyatlarındaki artışın, dar gelirlinin enflasyonunu tetiklediği ifade edildi. En yoksul yüzde 20’lik kesim için enflasyonun, Şubat ayında yüzde 0,74, yılbaşından bu yana ise yüzde 2,68 olarak gerçekleştiğine yer verilen araştırmada, buna karşın en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik dilim için enflasyonun Şubat ayında yüzde 0,28, yılbaşından bu yana yüzde 1,12 düzeyinde arttığı kaydedildi. Araştırmada, geçen yılın Şubat ayından bu yana ise enflasyonun en yoksul 20’lik kesim için yüzde 11,40, en zengin yüzde 20’lik kesim için ise yüzde 10,21 olarak gerçekleştiği belirtildi.

Araştırmaya göre, kira, ekmek, ısınma ve ulaşım fiyatları üzerinden, harcama kalıbı ağırlıkları da dikkate alınarak hazırlanan Temel Harcama İndeksi ise yıllık yüzde 18,79 oldu.

Kiralardaki yıllık artış yüzde 21,62 olurken, ekmek fiyatı yüzde 18,55, doğal gaz fiyatı yüzde 27,08, odun fiyatı yüzde 9,88, kömür fiyatı yüzde 25,35, tüp fiyatı yüzde 8,91 oranında artış gösterdi. Tüm toplu taşıma araçlarındaki ortalama artış yüzde 11,84 olarak gerçekleşti.

/ ANKARA

12.03.2007


 

Uyar: 10 yıldır uğraşılmasına rağmen ayaktayız

Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, Türkiye’de belirli bir dönem yerli sermayenin yabancı sermayeye peşkeş çekildiğini öne sürerek, “Yimpaş gibi çalışan şirketlere her türlü zorluk gösterildi. 10 yıldır uğraşmalarına rağmen Yimpaş ve Yimpaş gibi kuruluşlar ayakta kaldı’’ dedi.

Kahramanmaraş’ta Yimpaş Proma Mağazasının açılışında konuşan Uyar, Yimpaş’ın felsefesini bu milletin çok iyi bildiğini söyledi. Yimpaş, 1982 yılında kurulurken, küçük sermayelerin bir araya geldiğini anlatan Uyar, “Önce mağazalar zincirini kurduk, sonra fabrikalar, oteller, hastahaneler ve restorantlar zinciri diye 5 ayrı dalda kümeleştik. Türkiye sığmadı Avrupa dahil 14 ayrı ülkede yatırımlar yaptık’’ diye konuştu.

/ KAHRAMANMARAŞ

12.03.2007


 

Cenevre'nin yıldızı Audi’den S5 oldu!

Alman lüks otomobil üreticisi dünya tanıtımını gerçekleştirdiği yeni modeli A5'in sportif versiyonu olan S5 de Audi AG'nin 2007 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı.

Temmuz ayından itibaren ilk müşterilerine teslimatına başlanacak olan Audi S5, 354 HP güç üreten V8 FSI motoru, quattro çekiş sistemi, 6 ileri manuel şanzımanı ve daha iddialı dış tasarımıyla farklılaşıyor.

Audi A5'ten farklı olarak S model serisi tasarım anlayışına paralel olarak daha sporcu bir çizgiye sahip olan S5, kromajlı ızgara ve gövde çıtaları, daha büyük havalandırma girişleri ve tamponlarıyla çift çıkışlı iki adet egzoz borusuyla ilk etapta sıra dışı olduğunu gösterebiliyor. Bununla birlikte S tasarımlı 18 inçlik alaşım jantlar, 245/40 ebatlarındaki lastikler ve aracın gövdesindeki S logosu diğer önemli sportif tasarım unsurları arasında yer alıyor.

12.03.2007


 

Mini dev yollarda

Bütün gövde panelleri değişen MINI'yi bir öncekinden ayırabilmek için ya MINI tutkunu olmanız, ya da dikkatli gözlere sahip olmanız gerekiyor.

Türkiye doğumlu Alexander Arnold Constantine "Alec" Issigonis'in tasarımı olarak 1959 yılında tanıtılmıştı. Yaklaşık 42 yıl boyunca fazla bir değişikliğe gidilmeden üretilen bu otomobil kısa zamanda özellikle İngiliz halkının kalbini kazandı.

BMW tarafından üretilen MINI'nin 2001 yılında yollara çıkmasıyla yeni bir dönem başladı. Kalite seviyesi artan, fiyatı yükselen ve adı MINI (büyük harflerle) olarak değiştirilen otomobilin hedef kitlesi de değişti. Önceden düşük fiyatlı bir halk otomobili olan otomobil, "lifestyle" otomobili hale gelerek özellikle gençler ve kadınlar arasında kabul gördü. Gövde panellerinin tamamen değiştiği yeni MINI'nin uzunluğu eskisine göre 60 mm artmış. Fakat bu büyüme arka koltuk yolcuları tarafından hissedilmiyor. Yenilenen MINI'yi eskisinden ayırabilmenin en kolay yolu, otomobilin burun kısmına ve arka camına bakmak. Eski MINI'de ön tamponda plakalığın hemen üstünde krom bir çıta bulunurken yenisinde bu detay yok. Sis farlarının yerleşimleri de farklı. Ayrıca eski MINI'de arka yan cam C sütununu sararak arkaya uzanırken, yenisinde bu bölümde plastik bir kaplama bulunuyor. İç mekâna geçildiğindeyse renkli bir ortam sizi karşılıyor. Tamamen yenilenen iç mekânda gövde rengiyle uyumlu kokpit kaplaması ve koltuk döşemelerinin yanı sıra 5 farklı renkte ayarlanabilen ambiyans ışıkları iç mekânı sıra dışı kılan etkenlerden. Klasik Mini tarzındaki ön konsolun ortasında devasa hız göstergesi bulunuyor. Müzik sistemi kumandaları da hız göstergesinin dairesel çerçevesine entegre şekilde duruyor. İnce bir satır halindeki dijital ekrandan müzik sistemi ve yol bilgisayarıyla ilgili bilgiler görülebiliyor. Bu noktada orta konsolda bulunan yol bilgisayarı kumandasını kullanmak biraz alışkanlık gerektiriyor.

12.03.2007


 

Doğuş Otomotiv-VW Şubat ayında % 8.6'lık pay elde etti!

Volkswagen Binek Araç, Şubat ayında 1486 adet otomobil satışı gerçekleştirerek toplam binek otomobil pazarında en çok satan 4. marka ünvanını kazanırken, Şubat ayında toplam binek otomobil pazarından da % 8,6'lık pay elde etti.

VW Jetta, Şubat ayında en çok tercih edilen VW modeli olurken, Passat yine sınıf liderliğini korumayı sürdürdü.

2007 yılının ikinci ayında pazardaki etkinliğini daha da artıran VW Binek Araç, ulaştığı 1486 adetlik satışla toplam binek otomobil pazarında % 8.6'lık pazar payı elde etmeyi başardı. Böylece Ocak-Şubat toplamıyla 2007 yılındaki satışları 2481 adetlik satışa ulaşan Doğuş Otomotiv-VW Binek Araç, geçtiğimiz yıla göre daralan pazardaki satış gücünü de artırdı.

12.03.2007


 

Tata ile Türkiye'de 10. yıl

Hindistan dışında, Türkiye dahil İspanya, İtalya, Sri Lanka ve Güney Afrika Cumhuriyeti distribütörlükleri bulunan Tata Motors'un Türkiye operasyonu 1997 yılında İsotlar Grup ile başladı.

İlk adımda, tek ve çift kabin olmak üzere 4x2 ve 4x4 çekiş seçeneklerinde satışa sunulan pick-up segmenti araçların satış-servis-yedek parça hizmetlerinin sağlanmasına başlandı. 2005 yılında, binek araçların da ürün portföyüne katılması ile büyük bir ivme yakalanmış; tip-model kırılımında 14 farklı araç pazara kazandırdı. Çalışmalarını üretim boyutuna taşıyan marka, Isoto adlı otobüs fabrikasını, 2 yıllık bir ön hazırlığın ardından, 2006 yılı ikinci yarısında faaliyete geçirmiş ve Ocak 2007 itibariyle de seri üretim için düğmeye bastı.

Isoto, merkezi Hindistan'da bulunan Tata Motors ile yapılan teknik işbirliği anlaşması sonucunda, İsotlar Grup bünyesinde faaliyete geçti. Tamamı yerli sermaye ile 10.000 m2 kapalı ve 40.000 m2 açık olmak üzere toplam 50.000 m2'lik alanda kurulan otobüs fabrikası, Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunmakta.

2 yıl üzerinde çalışılmış olan üretim projesine, Türk mühendisler ve alanında uzman bir ekibin işbirliğiyle bir yıl önce üretim startı verildi, tamamı öz sermaye ile kurulmuş olan fabrika 2005 yılında faaliyete girdi.

12.03.2007


 

Avrupa'da Hyundai farkı i30

Hyundai Motor Company, bu yıl 77'ncisi düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı'nda, Avrupa pazarı için özel olarak geliştirilen C-segmentindeki yeni hatchback otomobili "Hyundai i30"un dünya tanıtımını gerçekleştirdi.

Hyundai'nin bugüne kadarki en önemli modellerinden biri olan i30, 2006 yılındaki Paris Otomobil Fuarı'nda sergilenen Arnejs konsept aracının seri üretim versiyonu olarak dikkat çekiyor. Kusursuz hatlara sahip olan bir tasarımı bulunan i30, akıcı kıvrımları, güçlü karakterini ortaya koyan çizgisi ve uzun dingil mesafesiyle, çok yönlü kullanıma hitap eden duruşunu ön plana çıkarıyor. Hyundai Avrupa Tasarım Merkezi Baş Tasarımcısı Thomas Bürkle ise, araç ile ilgili "Hyundai i30, dinamik ve sportif bir tasarım ile Arnejs konseptinin şık ve zarif çizgisini çok iyi şekilde bir araya getiriyor" yorumunu yapıyor. Hyundai i30, 2007 yaz aylarında Avrupa'da ve Türkiye'de satışa sunulacak.

12.03.2007


 

Seat Altea Cenevre Fuarında tanıtıldı

SEAT'ın geçtiğimiz yıl tanıttığı Altea XL modelinin dört tekerlekten çekişli versiyonunun habercisi olarak tasarlanan Altea Freetrack konsepti, 2007 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı.

SEAT'ın ilk SUV modeli olma özelliğini taşıyan Altea Freetrack konsepti, gerek farklı tasarımı ve 2+2 kişilik iç mekân yapısı, gerekse 240 HP güç üreten 2.0 lt TFSI motoruyla dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyor.

12.03.2007


 

Ford Otosan'ın 1.500.00'nci mutluluğu

Türkiye'de otomotiv sanayiinin ilk tohumlarını eken ve bugün ulaştığı noktaya gelmesinde en önemli paylardan birine sahip olan Ford Otosan, ürettiği 1.500.000'uncu aracını banttan indirdi..

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ford Otosan Genel Müdürü Turgay Durak, "1959 yılında bir montaj fabrikası olarak başlanan bu yolda, bugün 'Ford'un En İyi Üretim Tesisleri' olan Kocaeli ve İnönü Fabrikalarımızda, Avrupa'nın en önemli ticarî araç üretim merkezlerinden biri haline geldik. Bugün itibarıyla, 1.500.000 araç üretmiş olmaktan dolayı son derece mutlu ve gururluyuz." dedi.

12.03.2007


 

Yeni Opel GT 2007 yılının Cabrio Otomobili seçildi

Yeni Opel GT, 77. Cenevre Motor Show'da "2007 Yılının Cabrio Otomobili" ödülünü aldı. 21 otomobil gazetecisinin ve uzmanının oluşturduğu bağımsız uluslar arası jüri, bu roadster aracı özellikle çekici tasarımından ötürü seçti.

Opel GT, Opel Tigra TwinTop (Cenevre 2004) ve Opel Speedster'den (Cenevre 2000) sonra, 1994 yılından beri verilen bu önemli ödülü kazanan üçüncü Opel modeli oldu.

12.03.2007


 

Chevrolet HHR’den Kompakt Segmentin öncülüğü

Chevrolet kompakt segmente kişiselleştirilebilen keyfi ve fonksiyonelliği birleştiren benzersiz yepyeni HHR'ı programına katmayı düşünmektedir.

HHR, ilk iş aracı olan 1949 Chevrolet Suburban'dan esinlenilen belirgin bir tasarıma sahiptir. HHR, arka kısmında dokunmatik bir bagaj kapağı olan dört kapılı bir araçtır. Yüksek tavanı 1949 Chevy Suburban'ın yenilikçi görünümünü andırmaktadır.

12.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004