Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Samsun’da sevgi yağmuru

Çağımızın Mevlânâsı Bediüzzaman'ın sevgi seli Samsun’u da içine aldı. Vefatının 47. yıldönümü, çevre il ve ilçelerin iştiraki ile Yeni Asya gazetesi ve Yeni Eğitimciler Derneği Samsun Şubesi tarafından organize edilen program Samsun İslâm Vakfı Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Halkın yoğun ilgi gösterdiği program, Yücel Aydın Hocaefendinin Kurân-ı Kerim tilâveti ile başladı. Programın devamında açış konuşması yapan Yılmaz Taşova, “Yeni Eğitimciler Derneği ve Yeni Asya gazetesi olarak Hazreti Üstadı anmak bir eğitim ve vatan borcudur. Üstada olan vefa borcumuzu bu sosyal faaliyetlerle ödemeye çalışıyoruz. Çünkü Türkiye ve dış dünyada bugün sevgiye daha çok muhtacız” diye konuştu.

Programın devamında Ali Ulvi Kurucu’nun yazmış olduğu ‘Mücahit’ adlı şiir sinevizyon eşliğinde izleyicilere sunuldu. Daha sonra “Bediüzzaman ve Sevgi” konulu konferansını sunmak üzere Yeni Asya Gazetesi yazarlarından Araştırmacı-Yazar Halil Uslu kürsüye dâvet edildi. Uslu dinleyicilerle diyalog kurarak ve nükteler yaparak “Bedüzzaman ve Sevgi” üzerine sayısız misaller verdi. Uslu konuşmasına özetle, “Hz. Bediüzzaman ve emsali gönül sultanları manevî köprülerdir, nasıl ki, İstanbul’un devasâ köprüleri insanları bir kıtadan bir kıtaya götürüyorlarsa, bu aziz zatlar da, çağın anlayış ve idrakine göre insanlara muhatap olup, onları Fahr-ı Kâinat Efendimize (asm) ve Cenab-ı Allah’a götürüyorlar. Gerçek bu. Meslek ve meşrep ayrı olabilir.. Fakat; hedef, gaye, mefkûre aynı... Aramızdaki fark, biz Ahmed'i, Mehmed'i, Ömer'i, Ali'yi kucaklıyoruz, onlar çağları kucaklıyorlar. Biz kendimize reçete yazarken, onlar çağ ve çağlara sevgi ve muhabbet reçetesi yazmışlar, yazdıklarını yaşamışlar, yaşadıklarını yazmışlar” sözleriyle başladı.

“23 Mart 1960 tarihinde Hakk’a yürüyen, Hz. Bediüzzaman'ı bu duygu ve düşüncelerle 47. sene-i devriyesinde anıyoruz. UNESCO, Mevlânâ’yı vefatının 700. senesinde andı. Bu sene ise Hz. Mevlânânın doğumunun 800. senesi. Bu itibarla ‘Mevlânâ ve Sevgi Yılı’ olarak tekrar dünyaca anılıyor. Yakın tarihlerde, UNESCO Bediüzzaman'ın dünya çapında sevgi gününü ilân edecektir.

Hz. Mevlânâ 7 asır önce Divan-ı Kebir eserinin bir rubaisinde diyor ki: “Canında bir can var, o canı ara. Beden dağında bir mücevher var, o mücevherin madenini ara. Ey yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara; ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara” diyen Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: “Çağımızın Mevlânâ’sı kabul edilen Hz. Bediüzzaman ise 1927' lerde 24. Sözde ‘Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur, hem şu kâinatın râbıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en cami’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir’ der.

Hz. Bediüzzaman ‘Aşk-ı mecazi aşk-ı hakaik’ten dem vurur. Aşk-ı hakaik zararsız sevgidir. Hz. Mevlânâ ‘Aşksız insan kanatsız kuşa benzer’ der. Karakolda biten aşk var. Kâ’bede devam eden aşk var. Hapishanede biten aşk var. Seccadede devam eden aşk var. Kara sevda! Neyin kara sevdası olacağız? Fahr-ı Kâinatın kara sevdalısı. Hz. Mevlânânın, Hz. Bediüzzaman'ın. O zaman cennetâsâ olur. Sevgi kişiden başlar, cemiyete yayılır."

SEVGİ ENERJİSİNİN KONTROLÜ

“Elektrik enerjisinin kontrolü var ve olmalı. Peki sevgi enerjisinin kontrolü yok mu?” diye soran Uslu, “Millî Eğitim Bakanı açıklıyor. Türkiye’de 2006 itibarıyla okullarda günde ortalama 21 olay yargıya ve disipline intikal etmiş. Emniyet Genel Müdürlüğü 2006 yılı raporunda açıklıyor “Türkiye’de her 39 saniyede bir suç işlenmiş. TBMM Sokak Çocukları Komisyon Başkanı açıklıyor “Türkiye’de 30 bin sokak çocuğu bulunuyor ve 40 bin çocuk adliyeye intikal etmiş. Devlet Bakanlığı açıklıyor: Türkiye’de son 5 yıl içinde “Aile içi şiddetten aile içinde bin 300 civarında kız ve kadın öldürülmüş. Türkiye adliyesi açıklıyor 2007 yılı itibarıyla 220 bin resmî boşanma dosyası mahkemelerde bulunuyor ve artış devam ediyor.

2006 yılı Mi'rac gecesinde 15 büyükşehir stadyumlarında koro halinde küfürlerin yapıldığı ve gençlerin birbirini bıçakladığı bir Türkiye’de ve ardı ardına sığınma evlerinin açıldığı, on binleri aşkın kişinin huzur evlerinde yatmaya mecbur kılındığı ve devlet yoksullar yurdunda kalan 10 binleri aşkın kimsesiz çocuklara yapılan işkencelerin ve ahlâksız işlemlerin ayyuka çıktığı bir Türkiye’de ve 524 ceza evinde yatan on binleri aşan mahkûmun, yüzde 80'inin genç olduğu bir Türkiye’de, gerçek sevgiye ne kadar mecbur kaldığımız ortadadır. Sevgiyi bunlardan kim alıp götürmüş?” diye konuştu.

Sevginin temelinde dinin ve imanın bulunduğunu dile getiren Uslu, “Bütün saydığım rakamlar ve gerçek tesbitler, ağlamakla ve belirtmekle bitmez. Bunu bilenlerin veya bu tesbitleri yapanların çarelerini sunmaları bir vatan ve insanlık borcudur. Türkiye’de hükümetler, görevli bakanlıklar, 2 bin sivil toplum kuruluşu, 10 bin vakıf ve 85 bin dernek ve anne-babalar, okuyan ve nüfusun üçte birini teşkil eden genç nesillere ve öğrencilere A, B, C vitaminini verdikleri gibi, iman vitaminini ve gerçek sevgiyi de vermeleri, Türkiye’nin geleceği için en büyük hizmettir. A, B, C vitaminini verenler, iman vitaminini vermezlerse, sevginin neresindeler?

“Elektrik direğinin üstündeki kediyi kurtaranlar, insanları aynı sevgi ile kurtarmalıdırlar. Ormanların kralı aslan yavruları için aç kalıyor, bizler de bu ülkenin aslanlarıyız, aziz vatanımıza sahip çıkmak gerçek sevgidir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü için, sevgiden başka, kardeşlikten başka çıkar yol yoktur. Nerde kaldı “Vatan sevgisi imandandır” Kıbrıs'ta, Çanakale'de şehit olanlar kimdi?” ifadelerini kullandı.

MEVLÂNÂ VE BEDİÜZZAMAN’IN

ESERLERİ OKUTULMALI

“Madem ki: UNESCO, Mevlânâ’yı 2007 itibarıyla bütün dünyada anıyor, Türkiye’nin Millî Eğitim, Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlığı kendi okul ve birimlerinde Hz. Mevlânâ’nın ve Hz. Bediüzzaman’ın eserlerini ders kitabı olarak okutmalıdırlar. Türkiye’nin üçte biri okumaktadır. Türkiye’nin geleceği için okutulmalıdır” diyen Uslu, şöyle devam etti;

“İşte sevginin, saygının ve müsbet hareketin bariz örneği: Hz. Mevlânâ döneminde, Konya’da kilise, havra, sinagog ve camiler vardı. Hz. Mevlânâ için cami imamı, kilise papazı hiç fark yok. Koca sultan kiliselerin önünde durup buraları yıkın, öldürün demiyor. O diyor ki:

“Gel ne olursan ol yine gel. Kâfir, putperest, Mecusî olsan da yine gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.. Bir daha dönmemek üzere gel.” Aradan geçen 700 küsur sene sonra çağın Mevlânâsı Hz. Bediüzzaman Said Nursî de 1940 yıllarında Türkiye’nin en acı günlerinde diyor ki : “Bu acib zamanda, imanı bulunan ve fırka-i dâlleden bile olsa onlarla uğraşmamak ve Allah’ı tanıyan ve ahireti tasdik eden Hıristiyan bile olsa onlarla medâr’ı niza noktalarını medâr-ı münakâşa etmemeyi hem bu acib zaman, hem mesleğimiz, hem kudsî hizmetimiz iktiza ediyor.” (Kastamonu Lâhikası)

Bunları gören ve okuyan İtalyan Ord. Prof. Anna Masala 1991 The Marmara Otelinde diyor ki; “O çağda Mevlânâ Celâleddin bu çağda Bediüzzaman Said Nursî...” “Bu sevgi ve müsbet hareketler karşısında Konya’da Türkiye’de ve Batı dünyasında ne oldu?” diye soran Uslu, sözlerini şöyle tamamları; “Konya merkezinde 1100 camiye gelinmiş. İbadet edilmeyen 2 kilise kalmış. Türkiye’de ise takriben 77 bin resmi cami ve 400 kilise bulunmaktadır. Kiliselerin çoğunda da ibadet yapılmamaktadır. Avrupa’da yalnız Almanya, 2.600 camiye gelinmiş ve ibadet edilmektedir. Sevgi olmaz ise bunlar olur mu? Bu itibarla iman vitamini alacağız ve sevgiyi gönüllere ekmeye çalışacağız. Kavga ile çıkış yolu yoktur. Çıkış yolu Bediüzzaman Hazretlerinin gösterdiği muhabbet, ittihad ve sevgi yoludur”

Konuşmasının ardından yoğun alkış alan Uslu’ya programa katılımından dolayı bir çiçek takdim edildi. Daha sonra İbrahim Sadri’nin seslendirdiği “Bir Demet Gülle Geldik Sana” adlı sinevizyon gösterimi izleyiciler tarafından beğeni ile izlendi. Sinevizyon gösteriminin ardından programa katılan Samsun Milletvekili KİT Komisyon Üyesi Ahmet Yeni söz isteyerek bir teşekkür-tebrik kapanış konuşması yaptı. Program sonunda Yeni Asya Neşriyatı kitapları sergilendi ve büyük ilgi gördü.

Nurullah Özen - Mehmet Kaplan / SAMSUN

27.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Türkiye niye çağrılmadı?

  HAK VE ADALET

  Erdoğan’a “sayın” incelemesi

  Toptan: Laik düzenin en büyük güvencesi AKP

  Çelik: Görsel medya okuma alışkanlığını bitiriyor

  Arınç komutanları ağırladı

  MEB'den teknoloji atağı

  Anayasa Mahkemesi, ‘Torba Kanunu’nu görüşecek

  SHP'den CHP'ye: Asker üzerinden siyaset, ateşle oynamaktır

  Silopi'de 1 terörist teslim oldu

  Van’da köylülerin yol çilesi

  İstanbul lâleleri erken açtı

  Manisa'ya 7. kardeş şehir Sudan'dan

  Emniyetten ailelere, ahlâk telkini

  Cinnet toplumu olduk

  Risâle-i Nur modeli okullarda okutulmalı

  Samsun’da sevgi yağmuru

  Polis dünyanın en uzun bayrağıyla yürüyecek

  Sosyal güvenlik kurumları kendini finanse edemiyor

  Uzlaşı ve diyaloğa ihtiyaç var

  Adalet Bakanlığı bin 42 personel alacak

  Sıcaklıklar normale dönecek

  Okula patenle gittiler

  Kasım’da su sıkıntısı ihtimali

  Adım adım kuraklık

  62 yıllık bakırcı, çırak bulamıyor

  Bebekli kadınlara soğan sarımsak uyarısı

  118, 11811 oluyor

  Köylülerin bilgisayar merakı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004