Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Öyle bir süreçten geliyoruz ki...

Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, “terör olaylarının son günlerde artmasının cumhurbaşkanlığı seçimi ve yaklaşan genel seçimlerle ilgisinin bulunup bulunmadığı’’ sorusunu cevaplarken, “Arada bağlantı kurmak ne kadar doğru olur, yani keçi can derdinde, kasap et derdinde gibi birşey” dedi. Çiçek, “Anladığım kadarıyla öyle bir süreçten geliyoruz ki, bunları yan yana koyabiliyoruz demektir” ifadesini kullandı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Çiçek, teröre karşı askerî tedbirlerin düşünülüp düşünülmediğinin sorulması üzerine de, “Bu noktada bizim söyleyeceğimiz, işin kararlılığıdır. Yapılması gereken ne varsa hükümet bu noktada her türlü adımı atmaya kararlıdır. Bugüne kadar olduğu gibi. Geri kalan kısım, belki herşey kamuoyu önünde tartışmaya müsait değildir’’ şeklinde konuştu.

Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ‘’Terör olayları ile içerdeki cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim arasında bağlantı kurmak ne kadar doğru olur, yani keçi can derdinde, kasap et derdinde gibi bir şey...’’ dedi.

Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin ‘’terör olaylarının son günlerde artmasının cumhurbaşkanlığı seçimi ve yaklaşan genel seçimlerle bir ilgisinin bulunup bulunmadığı’’ sorusuna Çiçek, şu karşılığı verdi:

‘’Terör olayları ile içerdeki cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim arasında bağlantı kurmak ne kadar doğru olur, yani keçi can derdinde, kasap et derdinde gibi bir şey... İnsanların hayatı her şeyin üzerindedir. Cumhurbaşkanı seçilecekse usulü, zamanı, yöntemi belli. Bununla ilgili iki konuyu yan yana getirmek vatandaşın zihnini karıştırır. Bunu çok doğru bulmam. ikisi aynı şeyler mi? Birisi bu ülkenin birliğine, dirliğine, devlet düzenine yönelmiş bir tehdittir. Öbürü ise süresi dolduğunda görev başında olan meclisin yapması gereken bir husustur. Bunun da usulü belli, kimlerin aday olacağı belli. Bunları günlerce tartışmak ve böylesine üzücü bir olayla terörle bu ikisi arasında bağlantı kurmak bence doğru olmaz. Anladığım kadarıyla öyle bir süreçten geliyoruz ki bunları yan yana koyabiliyoruz demektir.’’

Çiçek, teröre karşı askeri tedbirlerin düşünülüp düşünülmediğinin sorulması üzerine, ‘’Bu noktada bizim söyleyeceğimiz, işin kararlılığıdır. Yapılması gereken ne varsa hükümet bu noktada her türlü adımı atmaya kararlıdır, bugüne kadar olduğu gibi. Geri kalan kısım belki her şey kamuoyu önünde tartışmaya müsait değildir’’ dedi.

“DEĞERLENDİRMEM SÖZ

KONUSU OLAMAZ’’

Emekli Oramiral Özden Örnek’in olduğu iddia edilen anılarla ilgili basında yer alan haberler üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’savcıları göreve çağırdığını’’ ifade eden bir gazetecinin, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine Çiçek, şöyle konuştu:

“Adalet Bakanı olarak benim bu konuyu değerlendirmem söz konusu olmaz. Ancak şunu biliyoruz; savcıların işlem başlatmadığı yönündeki bilgi, şu an itibariyle eksiktir. Evvela Bakırköy Savcılığı yürütüyor. Bir siyasî parti başkanı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuş. Müracaat olunca o da işin gereğini yapıyor. Ankara Başsavcılığı ki Ceza Kanunu’nun 250. maddesine göre onlar da bir inceleme yapıyorlar. Sonucunu hep beraber göreceğiz. Hazırlık soruşturmaları gizli olduğu için sizlere de bir şey yapılmıyormuş gibi gözükebilir. Eğer Başsavcılık takdir ederse, bu konuyla ilgili bir açıklama yapıp kendileri izah edebilirler ama bir soruşturma var.’’

Cemil Çiçek, ‘’TCK’nın 301. maddesinin akıbeti nedir?’’ sorusu üzerine,

“Hele taslak çıksın ondan sonra...’’ dedi.

Çiçek, Mesut Barzani’nin açıklamaları konusunda ise, ‘’bakalım, her iş böyle hemen defaten olacak şeyler değil. Devlet, ne ise soğukkanlı olarak bu işin gereğini yapıyor, yapmaya devam eder’’ diye konuştu.

/ ANKARA

11.04.2007


 

Rektörler, Sezer'e teşekkür kuyruğunda

Atatürk, Cumhuriyet, Erciyes, Fırat, Gaziosmanpaşa, İnönü, Kafkas, Karadeniz Teknik ve Yüzüncü Yıl Üniversiteleri senatoları aldıkları ortak kararla, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e ‘’teşekkür’’ etti.

Cumhurbaşkanı Sezer’in görev süresinin sona erecek olması sebebiyle eş zamanlı toplanan, Atatürk, Cumhuriyet, Erciyes, Fırat, Gaziosmanpaşa, İnönü, Kafkas, Karadeniz Teknik ve Yüzüncü Yıl Üniversiteleri senatolarının aldıkları ortak kararla yayınladıkları bildiride şöyle denildi: ‘’Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer’in görevi sırasında, Yüce Türk Ulusu’nun önünde ettiği yemine bağlı kalarak, hukukun üstünlüğünü, evrensel değerleri, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Anayasamızda ifade edilen Cumhuriyetimizin temel niteliklerini koruyup, kolladığına, yurt içinde ve yurt dışında Ulusumuzu lâyıkıyla temsil ettiğine olan inancımızla Türk eğitim sistemine ve özellikle yükseköğretime verdiği desteğe, çağdaş bilime, bilim insanlarına gösterdiği ilgi ve saygıya içtenlikle teşekkür ediyoruz. Bütün bu niteliklerin yanı sıra örnek bir vatandaş olan Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer ve saygı değer eşlerini uğurlarken saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz.’’

Daha önce de, Zonguldak, Abant İzzet Baysal, Sakarya ve Kocaeli üniversitelerinin rektörleri, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e teşekkür bildirisi yayınlamışlardı. Rektörler yayınladıkları ortak bildiride Sezer’e, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince içtiği anda bağlı kaldığına, cumhurbaşkanlığı görevini evrensel değerlere, adalete, hukuka ve insan haklarına saygılı olarak yürüttüğüne” inanarak “şükranlarını” sunmuşlardı.

/ ANKARA

11.04.2007


 

Tunceli ve Bingöl’de 4 şehit

Tunceli Valiliği, Pülümür İlçesi ile Bingöl’ün Kığı İlçesi sınırında önceki gün yapılan operasyonda, 4 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, 1 güvenlik görevlisinin yaralandığını, toplam 6 teröristin ölü ele geçirildiğini bildirdi.

Tunceli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Tunceli’nin Pülümür İlçesi ile Bingöl’ün Kığı İlçesi sınırında bulunan bölgede, güvenlik güçlerince icra edilen operasyon neticesinde bir grup teröristle karşılaşıldığı belirtilerek şöyle denildi:

‘’Güvenlik güçlerinin ‘Teslim ol’ çağrılarına teröristlerin ateşle karşılık vermesi üzerine çıkan silâhlı çatışma neticesinde, 4 güvenlik görevlisi şehit olmuş, 1 güvenlik görevlisi yaralanmış, 6 terörist ölü ele geçirilmiştir. Teröristlerle birlikte 6 adet kaleşnikof piyade tüfeği, silâhlara ait mühimmat ve teçhizat ile terör örgütüne ait çok sayıda sığınak ve depo içerisinde bol miktarda patlayıcı madde, örgütsel malzeme ele geçirilmiştir.’’

Bu arada, Tunceli’de terör örgütü üyeleriyle girilen silâhlı çatışmada şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Bülent Yollu Ankara’da toprağa verildi. Yollu, için Kocatepe Camii’nde düzenlenen cenaze törenine ailesi ve yakınlarının yanı sıra, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Devlet Bakanı Beşir Atalay, milletvekilleri, komutanlar ve vatandışlar katıldı.Cenaze törenine, çocukları 4.5 yaşındaki Ege ve 2.5 yaşındaki Emir ile katılan şehit uzman çavuşun eşi Nurcan, annesi Mercan, babası Erdal, kardeşleri Cevahir ve Durukan’ın gözyaşlarını tutamadığı, yakınlarından bazılarının fenalık geçirdiği gözlendi. Şehit Yollu için öğle namazını müteakiben cenaze namazı kılındı. Yollu, Cebeci Askeri Şehitliği’nde toprafa verildi.

Şehit Uzman Çavuş Yollu’nun oğlu Emir’in, babasının tabutunu el sallayarak uğurladığı görüldü.

/ TUNCELİ

11.04.2007


 

Hisarcıklıoğlu: Yetki TBMM’nin

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili, ‘’TOBB’un isim bazında bir değerlendirme yapması mümkün değil. O hepimizi yaralar. İsim bazında ‘şu olsun, bu olmasın’ yetkisi zaten TBMM’nindir’’ dedi.

Kalite Derneğinin (KalDer) Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) sonuçlarını açıkladığı basın toplantısına katılan Hisarcıklıoğlu, çıkışta basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin, önceki gün yapılan ve bir bölümüne Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün de katıldığı TOBB Yönetim Kurulu toplantısında ‘’cumhurbaşkanı seçimi konusunda bir fikir teatisinde bulunup bulunulmadığı ve bir isim çıkıp çıkmadığını’’ sormaları üzerine Hisarcıklıoğlu, söz konusu toplantıda tamamen cumhurbaşkanı seçiminin değerlendirilmediğini, gündemde bulunan bir çok konunun görüşüldüğünü söyledi.

Bir gazetecinin, ‘’cumhurbaşkanı ile ilgili yönetimden çıkan genel eğilim nedir’’ şeklindeki sorusu üzerine Hisarcıklıoğlu, ‘’Kesinlikle demokrasi, genel eğilim bu’’ cevbını verdi.

Türk özel sektörünün demokrasiden vazgeçemeyeceğini belirten TOBB Başkanı, şöyle konuştu: ‘’Biz diyoruz ki kurallar olsun. Kurallar yazılı olsun ve kurallara herkes uysun. TOBB’un isim bazında bir değerlendirme yapması mümkün değil. O, hepimizi yaralar. İsim bazında ‘şu olsun, bu olmasın’ yetkisi zaten TBMM’nindir. Herkes görev ve sorumluluğunu bilmek durumunda. Kurallar çerçevesinde varsa itirazınız veya söyleyecek bir şeyiniz onları söyleyebilirsiniz. Bizim yapacağımız da budur.’’

Bir basın mensubunun, ‘’Yani bir isimle çıkmayacak mısınız’’ şeklindeki sorusu üzerine Hisarcıklıoğlu, ‘’’Şu çıksın, bu çıkmasın’ bizim görevimiz değil, karar tamamen TBMM’dedir’’ cevabını verdi.

/ ANKARA

11.04.2007


 

STK’lardan AB atağı

Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde birlikte hareket etme kararı alan Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) ve Avrupa Türk İşadamları Derneği (ATİAD), Mayıstan itibaren lobi faaliyetlerine başlayacak.

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) nezdinde özellikle sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından yeterince tanıtılamadığını düşünen TÜGİK ve ATİAD, ortak tanıtım atağı başlatıyor. Hazırlanan eylem planına göre eşdeğer işadamı örgütleri ve Türk kökenliler başta olmak üzere, Avrupalı parlamenterlerle görüşmeler yapılacak. Antalya Genç İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen TÜGİK Antalya buluşmasında konuşan TÜGİK Genel Başkanı Hazim Sesli, ATİAD ile birlikte Avrupa’da kapı kapı dolaşıp, AB sürecindeki Türkiye’yi tanıtacaklarını söyledi. Projenin üzerinde 1 yıldır çalıştıklarını belirten Sesli, “AB’deki Türk kökenli milletvekilleri ve Avrupalı politikacıları ülkemize davet edeceğiz. Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda’da TÜGİK ve A

TİAD’a eşdeğer sivil toplum kuruluşları ve resmi makamlara da Türkiye’yi tanıtacağız” dedi. AB sürecinin cumhurbaşkanlığı seçiminin gölgesinde kaldığını kaydeden Sesli, cumhurbaşkanı kim olursa olsun, arzularının istikrar ortamının bozulmaması olduğunu kaydetti.

‘Avrupa’da ekonomik gücüz’

ATİAD Genel Başkanı Prof. Dr. Recep Keskin ise Almanya’da 800 bin Türk ailesinin yaşadığını belirterek “Türkler özellikle Almanya’da politik bir güce erişti. AB genelinde 40 Türk milletvekili var. Bu potansiyeli Türkiye’nin AB üyelik sürecinde değerlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Almanya’daki 85 bin Türk yatırımcının, Alman ekonomisine yılda 35 milyar euro ciro katkısı olduğunu söyleyen Keskin, “Bu rakamın 9 milyar eurosu yatırım olarak yeniden AB ekonomisine kazandırılıyor. Bu yatırımlardan Türkiye’nin aldığı pay çok az. Bunun en az yüzde 50’si Türkiye’ye yatırım olarak gelmeli. Bunun artırılması için TÜGİK ile ortak projelerimiz olacak” diye konuştu.

STK’ların AB fonlarının ancak yüzde 30’unu kullanabildiklerini kaydeden Keskin, “ATİAD ve TÜGİK olarak, Avrupa’daki orta ölçekli kuruluşlara hem Türkiye’yi anlatacağız hem de elimizdeki 50’ye yakın projeyle KOBİ faaliyetlerinin önünü açacağız. Bu amaçla gelecek ay Almanya’daki 150 bin üyeli Orta Ölçekli Sanayi İşletmeler Birliği ile temasımız olacak. Ayrıca AB’nin verdiği 500-600 milyon euroluk eğitim fonlarından pay almaya çalışacağız” dedi.

Avrupalı politikacılara dâvet

“Avrupa’ya Açılan Pencere: Türkiye” başlığını taşıyan proje ile AB ülkelerinde yaşayan Türk kökenli milletvekilleri ve Avrupalı politikacıları Türkiye’ye davet ederek tanıtım yapılacak. Proje kapsamında ayrıca, Avrupa’daki STK’lar tarafından gerçekleştirilen kongrelere ve fuarlara da katılım sağlanarak, bu organizasyonlarda AB ülkelerine Türkiye anlatılacak.

İlk olarak mayısta Almanya’nın Düsseldorf şehrindeki Ekonomi Kongresi’nin yanı sıra daha sonra diğer fuarlara ve kongrelere birlikte katılım sağlanacak. ATİAD’ın Avrupa ülkelerindeki bütün ofisleri, aynı zamanda TÜGİK ofisi olarak kullanılacak. Avrupalı ve Türk girişimcilerin ortak projeler geliştirmeleri desteklenecek. Türkiye’ye yönelik projeler geliştirilerek AB fonlarından pay alınacak.

/ ANTALYA

11.04.2007


 

Demirel: Barzani haddini aştı

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Irak Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesut Barzani’nin yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, ‘’Çok haddini aşan ve aslında Türkiye’yi üzen, kızdıran ve çok gayri ciddî beyanlar’’ dedi.

Vakıf 2000 tarafından TOBB ETÜ Üniversitesi’nde düzenlenen, ‘’2007 Seçim Yılında Türkiye Ekonomisinin Genel Görünümü, Beklentiler/Riskler’’ konulu toplantıya, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel konuşmacı olarak katıldı. Demirel, TOBB ETÜ’ye gelişi sırasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Barzani’nin yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Demirel, ‘’Çok haddini aşan ve aslında Türkiye’yi üzen, kızdıran ve çok gayri ciddî beyanlar. Türkiye, o kadar kolay tehdit edilecek bir ülke değil’’ cevabını verdi. Bu açıklamalara karşın, Türkiye’nin nasıl durması gerektiğine ilişkin bir diğer soru üzerine de Demirel, ‘’Arslanlar gibi durur’’ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması halinde, yeniden yargılanmasının söz konusu olup olamayacağına ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine de Demirel, ‘’Onlar hukuk işi, durun bakalım ne olacak?’’ dedi.

/ ANKARA

11.04.2007


 

‘Susurluk’ ve ‘Şemdinli’ ‘Adalet Gemisi’nde

Hukukçu, gazeteci, yazar ve şarkıcılardan oluşan bir grup, “Adalet Gemisi’’ adını verdikleri teknede ‘’Susurluk’’ ve ‘’Şemdinli’’ olaylarını ele aldı.

Kadıköy İskelesi’ne yanaşan teknede şarkıcı Ferhat Tunç, 78’liler Türkiye Girişimi sözcüsü Celalettin Can, avukatlar Deniz Tuna ve Keleş Öztürk ile gözaltında kaybolduğu iddia edilen Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak’ın katıldığı etkinliğe ilişkin bir açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Eren Keskin, adalet arayışlarını 10-13 Nisan tarihlerinde İstanbul’un çeşitli iskelelerine yanaşacak olan bu gemide sürdüreceklerini ifade etti. Sembolik iddianamenin okunduğu etkinliğe katılanlar, “Susurluk’’ ve “Şemdinli’’ olaylarına ilişkin görüşlerini dile getirdiler. Etkinliğin, daha sonra Bakırköy, Bostancı ve Beşiktaş iskelelerine yanaşan teknede ‘’Gazi’’, ‘’Maraş’’, ‘’Sivas’’, ‘’Çorum’’ ve ‘’1 Mayıs’’ olaylarının gündeme getirilmesiyle süreceği ifade edildi.

/ İSTANBUL

11.04.2007


 

MGK dün toplandı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında dün Çankaya Köşkü’nde toplandı. Sezer’in 65. ve son kez başkanlık ettiği toplantı saat 13.30’da başladı. Toplantıda, iç ve dış gelişmeler değerlendirildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MGK toplantısı öncesinde, Kurul üyesi Bakanlarla bir araya geldi. Başbakanlık Resmi Konutu’nda yaklaşık iki buçuk saat süren toplantıya, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Abdüllatif Şener ve Mehmet Ali Şahin, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek katıldı.

/ ANKARA

11.04.2007


 

Toplumsal huzurun çaresi, Kur’ân ahlâkı

Şirinevler'de Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde Risâle-i Nur Enstitüsü’nce “Bediüzzaman’ı Anma Haftası” faaliyetleri çerçevesinde “Toplumsal Barış İçin Sevgi” konulu bir anma programı düzenlendi.

Sunuculuğunu Hasan Yükselten’in üstlendiği, yoğun bir ilgiye mazhar olan program, İsmail Aka’nın okuduğu aşr-i şerifle başladı. Latif Salihoğlu ve Nihat Derindere’nin konuşmacı olarak katıldığı programın açış konuşması ise Hasan Yalçın tarafından yapıldı.

Açış konuşmasına, “Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek sûretiyle satın almıştır” (Tevbe Sûresi: 111.) âyetine dikkat çekerek başlayan Yalçın, bu âyetin iniş sebebiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Abdullah bin Revaha, İkinci Akabe Biatı’nda Peygamber Efendimize (asm) ‘Sen ve Allah bizden ne istiyor?’ diye sorar. Peygamber Efendimiz de ‘Allah, şirke girmemenizi, iman ve ibadet etmenizi istiyor; ben ise, beni malınız ve canınız gibi korumanızı istiyorum’ der. Oradaki sahabeler, bunu kabul eder. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, ‘Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek sûretiyle satın almıştır’ âyetini vahyederek, sahabeleri bu hareketlerinden dolayı Cennetle mükâfatlandıracağını bildirir.”

Hz. Hasan’ın (ra) “Bu âyete göre, yeryüzünde Cennete girmeyecek hiçbir mü’min yoktur” sözünü nakleden Yalçın, “Peki bu asırdaki mü’minler olarak akabede verilen bu sözü nasıl ifa edeceğiz? Efendimizi nasıl koruyacağız?” diye sordu ve bunun ancak Peygamberimizin sünnetini korumak ve ihya etmekle mümkün olabileceğini söyledi.

Ardından kürsüye gelen Nihat Derindere, varlıklara mânâ-yı harfi ile bakarak her şeyi Allah namına sevmek gerektiğinin üzerinde durdu. Bediüzzaman’ın, yaşadığı şehirlerde, o şehir ahalisine bile (hem ölüsüne, hem dirisine) duâ ettiğini kaydeden Derindere, “Birbirine tahammül etmeyi ve müsamahayı yaygınlaştırmak gerekiyor. Irkçılık ve benzeri her türlü ‘imtiyaz’ üreten ayrıştırıcı akımlara ve bunların etkilerine karşı dikkatli olunmalı” dedi.

Dünyanın faniliğine de vurgu yapan Derindere, Bediüzzaman’ın geride bıraktığı bir sepetlik eşyasıyla Urfa’da bir otelde vefat edişine dikkat çekti. Dünyayı geçici bir misafirhane olarak gören Bediüzzaman’ın, geçici bir konak yeri olan ‘otel’den dar-ı bekaya irtihal edişinin manidar olduğunu nazara verdi.

“Toplumsal barış için sevginin felsefesi nasıl inşâ edilmeli?” sorusunun cevabını ise Derindere, “Bu yolda Kur’ân ahlâkının temeli olan Muhammedî şefkat dersini bu asra taşıyan Muhammedî muhabbet dâvetçisi Bediüzzaman’ın sözlerine kulak vermek lâzım. İçinde bir süreliğine konakladığımız bu imtihan salonu kapatılmadan önce insanlığın vahşet ve şiddetin karanlığından Allah’ın rahmetiyle son bir defa daha nura çıkabilmesi için…” dedi.

Sinevizyonla renklenen program, Lâtif Salihoğlunun konuşmasıyla devam etti. Konuşmasında, toplumsal huzuru bozan unsurlardan biri olarak ırkçılığa dikkat çeken Salihoğlu, “Türkçülük ile Kürtçülük, zamanla birbirini besleyen, birbirine kuvvet veren, hatta birbirinin velînimeti haline gelen iki mendebur illet olmuştur” dedi.

Türkçülük yapanların, bu işin başını çekenlerin hiçbirinin hakîkî Türk olmadığına, ekseriyetle Türk’e düşman kazandırma heveslisi olan başka din ve milliyetten kimseler olduğuna dikkat çeken Salihoğlu, ırkçılığın ne zaman ve nasıl filizlendiğine bir misâl olarak 1918-19 yıllarında Bediüzzaman Said Nursî ile Kürt kökenli bir talebesi arasında yaşanmış ibretli bir hadiseyi Risâle-i Nur'dan nakletti.

Son olarak, san’atçı Ali Oktay, seslendirdiği güzel nağmelerle, dinleyenlerin gönül tellerini titretti.

İsmail Tezer / İSTANBUL

11.04.2007


 

Konya’da kardeşlik mesajları

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, vefatının 47. yıldönümünde Konya’da rahmetle anıldı. Konya Konevi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve Yeni Asya Gazetesi Konya Temsilciliğinin ev sahipliği yaptığı anma toplantısına, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ve Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz katıldı. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefatının 47. yıldönümü dolayısıyla yapılan toplantıyı kalabalık bir dinleyici topluluğu takip etti.

Toplantı, Said Gürbüz Hoca’nın okuduğu Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başladı. Yeni Asya Gazetesi Konya Temsilciliği adına bir teşekkür konuşması yapan İbrahim Gürbüz: “Ülkemizin birlik ve beraberliği, sevgi, saygı ve hoşgörü ile gerçekleşir. Bunun en güzel örnekleri Hz. Mevlânâ ve Bediüzzaman Said Nursî Hazretleridir. Bediüzzaman Hazretleri, ırkçılığın ve menfi milliyetçiliğin bu ülkeye zarar verdiğini söylemiştir. Dolayısıyla bizim hakikî milliyetimiz İslâmiyet milliyetidir. Terakkimiz de ancak bununla mümkündür” şeklinde konuştu. Gürbüz: “Yaptığımız anma toplantısı ile İslâmiyetin milliyet anlayışını nazarlara vermek istedik” dedi.

KUTLULAR: “IRKLARIN BİRİBİRİNDEN

ÜSTÜNLÜĞÜ YOKTUR”

Anma toplantısının açış konuşmasını yapan Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular: “Irkçılık hangi toplumda ileriye gitmişse başlarına belâ olmuştur. Hiçbir ırkın bir başka ırka üstünlüğü yoktur, üstünlük ancak takva iledir. Bütün insanları yaratan Allahtır. Allah herkesi eşit yaratmıştır. Meselâ kendimi örnek vereyim, ben Türk'üm, ama benim başka ırktan bir insandan insan olarak ne fazla ne de eksik yanım vardır. Allah hepimizi insan olarak yaratmıştır. Bir ırktan olmak başka ırklara köle nazarı ile bakmayı netice veremez. Türk olmam Türkçü olmamı gerektirmez. Irkçılık yerine İslâmı, İslâmın bize bahşettiği birliği ve beraberliği nazarlara sunmak zorundayız. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, bütün hayatı boyunca ırkçılığa karşı olmuştur” diye konuştu.

Ecdadımızın tarihte kurduğu devletlerde milletlerin eşitliği prensibinin dikkat çektiğini ifade eden Kutlular, “Tarihimiz bunun en başarılı örneklerini ortaya koymuştur” şeklinde konuştu. Kutlular konuşmasına şöyle devam etti: “Osmanlı bizim için güzel bir örnektir. Asırlardır çok uluslu olarak yaşamalarına rağmen ırkçılık yapmamışlardır. Osmanlının yönetim kadrosu Türk olmasına rağmen Türkçü değillerdi ve ırklarını Kur’ân’a hizmetkâr yapmışlardı. Gayrimüslimlere renkleri, dinleri ve dilleri dolayısıyla ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmamışlardı.”

Mehmet Kutlular; “Müslümanlar ne zaman ırkçılıkta ileri gitmişlerse başlarına belâ olmuştur. Emeviler ırkçılık yaparak Müslüman toplumları küstürmüşlerdir. İman ve ahlâkın zaafa uğraması ve Avrupalıların işin içine girmesiyle menfi milliyetçilik fikri yaygın hale gelmiştir” dedi.

Kutlular tarihimizde kara bir lekenin olmadığını, masum bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmekle eşdeğer olduğunu hatırlatarak, “Bizim memleketimizde ırkçılık anlamında Türkçülüğü başlatanlar Türk bile değildir. Meselâ Türk ırkçılığının fikir babası olan Sosyolog Ziya Gökalp Türk değil Kürttür” dedi.

Günümüzle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kutlular; “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan insanlar çok dinli, çok ırklı, çok mezhepli ve çok renklidir. Bu çok renkli unsurları ancak din çatısı altında bir araya getirebilirsiniz. Dinin şefkat ve himayeti devreye girmezse insanları bir araya getiremezsiniz. Sevgi, saygı ve barışın temel taşı din kardeşliğidir. Günümüzde insanların bu kardeşliğe çok ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.

Konuşmasına demokrasinin önemine vurgu yaparak devam eden Kutlular: “Devlet millet için vardır. Millet devlet için olmaz. İnanç ve fikir hürriyeti demokrasinin temelidir. Bir devlet fikir, inanç ve vicdan hürriyetini temin etmezse payidar olmaz. Demokrasi asgari müşterekimizdir. Antidemokratik teşebbüsler hiçbir zaman netice vermez” dedi.

Toplantıda, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile aziz hizmetkârı ve Ermenek kahramanı Zübeyir Gündüzalp’in vefatlarının bir hafta arayla gerçekleştiğini hatırlatan yazarımız İbrahim Kaygusuz ise, “Bediüzzaman Hazretlerini, aziz hizmetkârı Zübeyir Gündüzalp’i ve dar-ı bekaya irtihal eden bütün saff-ı evvel Nur talebelerini rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” dedi.

Toplantıda, Bediüzzaman’ın müsbet milliyet anlayışını çeşitli yönleri ile irdeleyen Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz de, “İslâm kardeşliği çerçevesinde herkesi kucaklamak zorundayız. Milliyetçi fikrin hakim olduğu bir sistemde adalet tam olarak işlemez” diyerek ifadelerini çeşitli örneklerle delillendirdi.

Güleçyüz şöyle konuştu: “Meselâ herhangi bir mahkemede savcı olarak görev yapan birisi karşısına çıkacak olan başka milletten birisine gerçek anlamda adaleti uygulayamaz. İnsanları birleştirecek ortak payda İslâmiyettir. Uzaklara gitmeye gerek yok. Ümmet olma bilinciyle çok şey kazanılmıştır ve kazanılacaktır. Menfî milliyetçi olmakla da çok şey kaybedilmiştir, bunu hepimiz görüyoruz.”

Güleçyüz, Bediüzzaman Hazretlerinin insanları hastalar, yaşlılar, çocuklar ve gençler gibi çeşitli gruplara ayırdığını hatırlatarak, milliyetçiliğin sadece heyecanları galeyanda olan gençlerin bir kısmını ilgilendirdiğini öteki grupların böyle bir durumla yakından uzaktan alâkasının bulunmadığını söyledi.

Cumhuriyetimizin kuruluşunda din yerine milliyetçilik anlayışının ikame edilmeye çalışıldığını hatırlatan Güleçyüz: “Eğer cesaret bulsalardı daha ileri boyutta yanlışlar yapacaklardı. Ama buna cesaret edememişlerdir. Çünkü bu millet Müslümandır, yanlışa yol vermez” ifadelerini kullandı.

Risâle-i Nur’dan hareketle Bediüzzaman’ın “Müsbet Milliyet” anlayışını irdeleyen Kâzım Güleçyüz, Eski Said ve Yeni Said dönemine ait Risâlelerden deliller getirerek, “Bediüzzaman Hazretleri bütün hayatı boyunca İslâm kardeşliğini nazarlara vermiştir. Irkçı olmamıştır” dedi.

“MEDRESETÜ’Z-ZEHRA

TEKLİFİ DİKKATE ALINMADI”

Bediüzzaman Hazretlerinin gerek Osmanlı döneminde gerekse de Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu zamanında devlet idarecilerine İslâmiyet milliyeti ile ilgili önemli hatırlatmalarda bulunduğunu söyleyen Güleçyüz, bir önemli teklifin de “Medresetü’zzehra Projesi” olduğunu söyledi.

Güleçyüz: “Eğer Bediüzzaman’ın son dönemlerinde ve Cumhuriyetin kuruluşu zamanında teklif ettiği Medresetü’zehra projesi dikkate alınsa idi bugünkü sıkıntıların hiçbirisi olmazdı. Bediüzzaman, Mısır El Ezher usulünde bir üniversitenin Doğu Anadolu bölgesinde açılmasını istemişti. Eğer bu üniversite farklı şubeleri ile birlikte açılsa idi, ırkçılık gelişme istidadı gösteremezdi. İslâm kardeşliği tesis edilirdi. Eğitim ile birlikte cehalet bertaraf edilecek ve insanlar biribirini sevecekti” şeklinde konuştu.

Bediüzzaman’ın kurulması için teşebbüs ettiği üniversitenin bugün manen tesis edildiğini hatırlatan Güleçyüz, “Risâle-i Nur manevî bir Medresetü’zzehra’dır. Doğudan batıya kadar girdiği her ev onun bir şubesidir. Bu kardeşliğin teminine büyük katkı sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

Programın sonlarına doğru Mehmet Kutlular ve Kâzım Güleçyüz’e plaket takdim edildi. Mehmet Kutlular’ın plaketini yazarımız Halil Uslu takdim ederken, Kâzım Güleçyüz’e plaketini İbrahim Gürbüz verdi.

Toplantıya Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri, DYP Meram İlçe Başkanı, Meram Belediye Başkan Yardımcısı katılırken birçok kurum ve kuruluştan tebrik mesajları geldi. Toplantıya Zübeyir Gündüzalp’in kardeşi Haydar Gündüzalp de katıldı.

Recep ALBAYRAK / KONYA

11.04.2007


 

Dünyada Kutlu Doğum coşkusu

Kutlu Doğum Haftası, bütün dünyada çeşitli faaliyetlerle kutlanıyor. ABD’deki Kandil gecesi ve Ukrayna’da düzenlenen mevlit programı ile binlerce kişi Peygamber Efendimizin (asm) doğum gününü coşku içinde andı.

Ukrayna Müftülüğü, Kutlu Doğum faaliyetleri çerçevesinde President Otelin Kongre Salonunda mevlit programı düzenledi. Kutlu Doğum faaliyetleri dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, ülkede barış ve istikrar temennisinde bulundu.

Viktor Yuşçenko’nun Mevlit Kandili münasebetiyle gönderdiği mesaj okunarak Ukrayna Müftüsü Şeyh Ahmet Tamim’e verildi. Yuşçenko mesajında: “Ukraynalı Müslümanları peygamberleri Muhammed’in doğum günü münasebetiyle bütün kalbimle kutluyorum” dedi. Müslümanların bu mutlu gününde herkese, sağlık, sıhhat, mutluluk, barış ve kriz içinde bulunan ülkesi için istikrar temennisinde bulundu.

Üst düzey katılımın yüksek olduğu program Kur’ân-ı Kerim ile başladı. Daha sonra “Selâm İlâhî” grubu Arapça, Rusça ve Türkçe ilâhîler okuyarak geceye renk kattı.

Müftü Tamim, konuşmasında Hz. Muhammed’in (asm) hayatından ve ahlâkından söz etti. Konuşmasını Rusça yapan Müftü, “Hz. Muhammed’in (asm) hayatının insanlık için alınacak en güzel örnek olduğunu” söyledi.

Daha sonra sahneye çıkan Ukraynalı ninelerden oluşan koro söyledikleri ilâhîlerle, getirdikleri salâvatlarla salonu coşturdu. Ninelerin okuduğu ilâhîler beğeniyle dinlendi.

Ukrayna genelinde yapılan ücretsiz Hac çekilişine katılanlar içinde bir kişi Müftü Tamim’in yaptığı çekilişle ücretsiz hac ziyaretiyle ödüllendirildi. Ücretsiz hac yapma şansı Ukrayna’nın güneyindeki Kırım’a sınır olan Herson Bölgesinden Cemile Seydovna’ya çıktı.

/ KİEV

11.04.2007


 

Eğit-Bir-Sen’den Yeni Asya’ya plaket

Eğitimciler Birliği Sendikası İzmir Şubesi, çeşitli kurumlara katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.

Programda Eğit Bir Sen Genel Sekreteri Halil Yetmez ve İzmir Şubesi Başkanı Abdurrahim Şenocak sendikalarının faaliyetlerinin anlattılar. Türkiye’nin gündeminde eğitime ve eğitim sorunlarına daha çok yer verilmesi istediler. Programa AKP İzmir Milletvekili Zekeriya Akçam, İzmir Aliağa Belediyesi Başkanı Tansu Kaya, Eğitimciler, STK temsilcileri, ulusal ve yerel medya temsilcileri katıldı. Program sonunda kurumların desteklerine teşekkür amacıyla çeşitli medya temsilcilerine plaketler verildi. Yeni Asya Gazetesi İzmir temsilcimiz Hasan Şen adına Selman Erdoğan aldı.

Yeni Asya / İZMİR

11.04.2007


 

Acaristanbul tapularına ihtiyatî tedbir

Orman Genel Müdürlüğünce “Acaristanbul”daki 954 kat irtifakı tapusunun iptali talebiyle açılan dâvâda, dâvâ konusu taşınmazın el değiştirmemesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildi.

Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya, davacı Orman Genel Müdürlüğü Kanlıca İşletme Şefliği adına avukat Elmas Erdem ile davalı Acarlar İnşaat A.Ş. adına avukat Alev Ulaş katıldı. Duruşmada davacı avukatı Elmas Erdem, kat irtifakına esas olan yapı ruhsatlarının iptal edildiğini hatırlatarak, ruhsatların iptal edilmesine sebep olan İstanbul 3. İdare Mahkemesi dâvâ dosyasının incelenmesini istedi. Erdem, kat irtifakı tapularına tedbir konulması taleplerini tekrarladı.

Davalı avukatı Alev Ulaş ise davacı tarafın davayı usul yönünden yanlış açtığını savunarak, “Husumet itirazımızı tekrar ediyoruz. Davacı tarafın ayni hakkı olmadığı için bu türlü talepte bulunma hakkı yoktur. Öncelikle husumet nedeniyle davanın reddini istiyoruz” dedi.

Hakim, ruhsatların iptaline ilişkin İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nin dosyasının incelenmek üzere istenmesine ve dava konusu taşınmazın el değiştirmemesi amacıyla tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, bu konuda Beykoz Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verdi.

Taraflara eksik delillerini bildirmeleri için süre veren hakim, duruşmayı erteledi.

/ İSTANBUL

11.04.2007


 

Çocuk, medya mağduru

Kocaeli’de yerel gazetecileri ve sosyal hizmet kurumları çalışanlarını buluşturan eğitim pogramında katılımcılar, çocuğun medyada yer alan yanlış haberlerle mağdur edildiğini dile getirdiler.

IPS İletişim Vakfı’nın sürdürdüğü “Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı” - BİA²Projesi ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Türkiye’nin birlikte düzenledikleri, “Çocuk Odaklı Habercilik Eğitim Programı” 29-30 Mart tarihlerinde Kocaeli’nde gerçekleşti. Yerel gazetecileri ve sosyal hizmet kurumları çalışanlarını buluşturan programda katılımcılar, çocuğun medyada yer alan yanlış haberle mağdur edildiği dile getirdiler. Katılımcılar bu konudaki deneyimlerinden örnekler verip atölye çalışmalarında haber analizi yaptılar.

Bekirpaşa Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen iki günlük eğitimde, eğitimciler, öznesi çocuk olan haberlerin uyması gereken ölçütleri aktardılar, sosyal hizmetler ile medyanın ortak çalışmasının ve medyaya çocuk katılımının önemini vurguladılar. BİA² ve UNICEF’in düzenlediği dokuzuncu çocuk haberciliği eğitimi Bekirpaşa Belediye Başkanı Abdullah Köktürk’ün davetiyle ilk kez bir belediye bünyesinde gerçekleştirildi. Başkan Köktürk açılış konuşmasında Bekirpaşa Belediyesi’nin çocuk konusundaki hassasiyetini dile getirdi ve “çağdaş yönetimlerin ve demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan medyanın çocuklara gerektiği kadar vermesi gerekir” diye konuştu. BİA² Proje Danışmanı Nadire Mater açılış konuşmasında Bağımsız İletişim Ağı’nın çalışmaları ve yerel basına yönelik etkinlikler hakkında bilgi verdi. Yerel medya mensupları da, eğitim sonucu artık çocukları ve çocuk haberlerini algılayışlarının değiştiğini, haberleri çocuk haklarının perspektifinden göreceklerini ifade ettiler. İki günlük eğitimin sonunda katılımcılar BİA² ve UNICEF’in hazırladığı sertifikalarını aldılar.

ÇOCUK HAKLARI GÖZETİLMELİ

Antalya Barosu çocuk hakları komisyonundan Avukat Yasemin Onat, çocuk haklarının uluslar arası hukuktaki temel standartları hakkında bilgi verdi ve Türkiye’nin de imzaladığı temel sözleşmeleri hatırlattı. Medya mensuplarının haber konusu olan çocuğu gözeterek haber yapması gerektiğine değinen Onat, çocukların kitle iletişim araçlarıyla ilişkisinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Onat, haber yaparken, yasayla ihtilâf halindeki çocuğun mağdur da olsa, fail de olsa kimliğini deşifre edecek bilgilerin, fotoğrafının yayımlanmasının yanlış olduğunu ifade etti; “Haberlerde çocukların kendi düşünceleri kendi söyledikleri gibi yer almalı” dedi. Çocukların “suça itildiğini” belirten Onat, “çocuklara ‘sizlerin farkındayız’ demeliyiz” diye konuştu.

/ KOCAELİ

11.04.2007


 

Çocukların parasının geçmediği market

Geçtiğimiz hafta sonunda toplantı, temel atma ve açılış törenleri için Bursa’da bulunan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül Kaplıkaya Çocuk Yuvası’nın yanı sıra ŞAYPA’nın öncülüğünde, Bursa Valiliği ve Bursa Çocuk Esirgeme Kurumu Müdürlüğü ile birlikte hayata geçirilen ve Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan Minimarket’in de açılışını gerçekleştirdi.

Açılışın ardından ŞAYPA Yönetim Kurulu Üyesi Necati Şaylı ve yetkililer ile Minimarket’i gezen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül örnek proje hakkında Necati Şaylı’dan bilgi aldı. Minimarket’in Çocuk ve Esirgeme Kurumu’nda kalan çocukların ziyarete gelenlerden beklenti içerisine girmelerini önlemek, isteme alışkanlıklarını yenmek, kazanarak elde etmeyi ve günlük yaşamlarındaki olumlu davranışlarını ödüllendirmek amacıyla hayata geçirildiğini belirten ŞAYPA Yönetim Kurulu Üyesi Necati Şaylı, Kaplıkaya Çocuk Esirgeme Kurumu içerisinde oluşturulan Minimarket’in Dışişleri Bakanı Abdullah Gül den de övgü aldığını açıkladı.

Şaylı; “Dışişleri Bakanımız Sayın Abdullah Gül Bursa’da katıldığı açılışlar arasında en anlamlı projelerden birinin Minimarket olduğunu belirterek bu projenin örnek bir çalışma olduğunu söyledi. Bakan Gül, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan çocuklara olumlu davranış kazandıran faydalı bir projeye imza attığı için ŞAYPA’ya teşekkür etti” dedi.

Hüseyin HİÇDURMAZ / BURSA

11.04.2007


 

Irak Fuarı bölgeye umut taşıyacak

Büyük bir kaosun içinde bulunan Irak, Türkiye’de düzenlenecek olan II. Uluslararası Irak Fuarı ile nefes alacak. 23-27 Mayıs 2007 tarihlerinde Gaziantep’te gerçekleştirilecek fuar ile ilgili bir araya gelen Türkiye ve Irak yetkilileri son hazırlıklar yapıyor.

Fuar ile ilgili TOBB merkezinde düzenlenen toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Irak’ın doğal kaynaklarının küresel ekonomi ile entegre olamadığını bu anlamda Türkiye’ye büyük görev düştüğünü söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Komşumuzun en zor anında, onların maddi ve manevi destekçisi olduğumuzu, geçen sürede en açık bir şekilde ortaya koyduk. Fuar aracılığıyla, barış ve istikrar temelinde, Irak ekonomisinin yeniden yapılanmasında, işbirliği alanlarının genişletilmesini amaçlıyoruz. Başta Irak olmak üzere bölgeye umut taşıyoruz. Fuar süresince tam bir Türk-Irak rüzgarı esecektir” dedi.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise konuşmasında Irak’ın yeniden yapılandırılmasında, uluslararası yatırımların Irak’a yönlendirilmesinde fuarın önemine değindi. Fuarın, Irak’ın bütün dünya ile ticaretinin ara kapısı rolünü üstlenen Türkiye için büyük bir organizasyon olduğunu belirten Tüzmen, Türkiye-Irak ticaretinde önemli rol oynayan tüm kuruluşları ve ticaret kapısını açmak isteyen tüm işletmeleri bu fuara dâvet etti.

Fuarın başarılı olacağına inandığını ifade eden Irak Ticaret Bakanlığı Fuarlar Dairesi Başkanı Sabah F. Al - Sa’adi de Türkiye ve Irak arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekti.

GEÇEN YIL 65 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ

Forum Fuarcılık ve Irak Ticaret Bakanlığı Fuarlar İdaresi tarafından 23–27 Mayıs 2007 tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirilecek olan II. Irak Uluslararası Fuarı’nın tanıtımına Türk ve Iraklı yetkililer ile Gaziantep yöneticileri katıldı.

Uluslararası Irak Fuarı’nın birincisi 7-17 Haziran 2006’da Gaziantep’te düzenlenmişti. Türkiye’nin yanı sıra İsviçre, Japonya, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Kore, Bahreyn, Çin, Suriye, Avusturya, Fransa, Brezilya, Rusya, KKTC, İran, Mısır, Irak, İtalya, Ürdün, Almanya, Macaristan, ABD, Hırvatistan ve Tayland’ın da aralarında bulunduğu 35 ülkeden 1023 firmanın yer aldığı fuarı, Iraklılar ağırlıklı olmak üzere 7 bini yabancı, toplam 65 bin ziyaretçi gezmişti.

Kemal Benek / ANKARA

11.04.2007


 

İstanbul’da su kesintisi

Ömerli-Çamlıca Ana İsale Hattı ve Dudullu içme suyu depolarındaki bakım, onarım ve yenileme çalışmaları sebebiyle İstanbul’un bazı semtlerine 11 Nisan’da 30 saat süreyle su verilemeyecek.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nden (İSKİ) yapılan açıklamaya göre, 11 Nisan Çarşamba günü 08.00 ile 12 Nisan Perşembe günü 14.00 saatleri arasında su alamayacak yerler şunlar: Anadolu Yakası’nda; Kadıköy, Üsküdar, Kavacık, Sarıgazi ve Çekmeköy çevresindeki askerî birlikler, Samandıra’nın bir kısmı, Kozyatağı, Küçükbakkalköy, Ataşehir, Çekmeköy, İmes Organize Sanayi Bölgesi, Yukarı Dudullu, Ümraniye’nin bir kısmı, Yukarı Çamlıca, Ferhatpaşa, Kayışdağı ve çevresi ile İçerenköy bölgesi, Avrupa Yakası’nda; da Bakırköy (Yeşilyurt ve Yeşilköy hariç), Zeytinburnu, Eminönü, Beyoğlu ve Beşiktaş ilçeleri ile Fatih’in sahil kesimi ve alçak kotları ile Sarıyer’in sahil kesimi.

/ İSTANBUL

11.04.2007


 

Sosyal Hizmete yoğun ilgi var

‘’Alo 183, Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’nı, Mart ayında arayan 859 kişi yardım istedi. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, ‘’Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’’na Mart ayında en çok özürlüler başvurdu

Özürlüler, danışma hattına toplam 411 müracaat yaparken, bunun 105’i ‘’evde bakım’’, 95’i ‘’özürlü aylığı’’, 27’si ‘’kimlik kartı’’ konularında bilgi aldı.

Danışma hattını arayan 1 özürlü ise ‘’Özürlü hakları’’ ve 183’ü de diğer konularda yardım talebinde bulundu. Müracaatların 128’i Ankara, 117’si İstanbul, 22’si İzmir ve 44’ü de Türkiye genelindeki diğer illerden yapıldı.

Alo 183’ü arayan 263 kadından 63’ü sığınmaevleri konusunda yardım istedi. 32 kadın hukuki danışmanlık hizmeti konusunda, 11 kadın şiddet, 30 kadın ayni ve nakdi yardım, 127 kadın da diğer konularla ilgili başvuruda bulundu.

Hattı, 108 kadın İstanbul’dan, 48 kadın Ankara’dan, 20 kadın İzmir’den ve 87 kadın da diğer illerden aradı.

Daha önce Özürlüler İdaresine bağlı olan ve mesai saatleri arasında çalışan “Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’’ Ocak 2007’de SHÇEK Genel Müdürlüğü bünyesine alındı ve 24 saat esasına göre çalışmaya başladı.

/ ANKARA

11.04.2007


 

Dedeye niyet, toruna kısmet

Muş’ta 1966 yılında yaşanan Varto depreminde hak sahibi olan ve 25 yıl önce vefat eden Halit Menteş’in konutu, 41 yıl aradan sonra tamamlanarak torununa teslim edildi.

Alınan bilgiye göre, 1966 yılında meydana gelen Varto depreminde, Mercimekkale köyündeki konutu hasar gören Halit Menteş için yapılan afet konutunun kura çekimine torunu Hacer Menteş (20) katıldı.

Dedesinin 25 yıl önce, babası Cafer Menteş’in ise 10 yıl önce öldüğünü belirten Hacer Menteş, ağabeylerinin isteği doğrultusunda konutun kura çekimine kendisinin katıldığını söyledi.

‘’Ağabeylerim, babamın ve dedemin hediyesi olarak konutu bana verdiler’’ diyen Menteş, şunları kaydetti: ’’Dedemin ve babamın göremediği konutu görmek, bizlere nasip oldu. Ağabeylerim konutu bana hediye ettiler. Ben de ileride evlenip oraya yerleşmeyi düşünüyorum. Çok mutluyum. Tüm yetkililere ve aileme teşekkür ediyorum.’’

Muş Bayındırlık ve İskan Müdürü Ayhan Uçak, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile TOKİ arasında imzalanan protokol gereğince, Muş-Bitlis karayolu mevkisinde yapılan TOKİ konutlarından 24’ünün 1966 yılında Varto’da yaşanan depremde hak sahibi olan vatandaşlara verildiğini söyledi.

‘’Bu yıl 591 konutun yapımının tamamlanmasıyla birlikte ilimizde hak sahibi olup da afet konutuna kavuşamayan vatandaşımız kalmayacak’’ diyen Uçak, şunları kaydetti: ‘’İlimizde 1966’dan bugüne kadar gerek deprem ve gerekse diğer afetlerde, 279 yerleşim merkezinde, toplam 11 bin 539 vatandaşımız, konutlar konusunda hak sahibi olmuştur. Söz konusu vatandaşlarımızdan 2 bin 775’i herhangi bir müracaata bulunmamışlardır. Bugüne kadar 8 bin 764 hak sahibi vatandaşımıza konutları teslim edilmiştir. Konutların teslim sürelerinin uzun olması ülke imkanlarının doğurduğu bir sonuçtur. Bu sadece ilimize has bir durum değil. Ülkemizde, geçen zaman içerisinde başka afetlerin de yaşanması bu sonucu doğurmuştur.’’

Uçak son olarak teslim edilen 24 konutun yapımına 2005 yılında başlandığını sözlerine ekledi. Bu arada, Mercimekkale köyü muhtarı Atik Güler ise geç de olsa konutlarına kavuştukları için mutlu olduklarını kaydetti.

/ MUŞ

11.04.2007


 

Köylü kadınlar bilgisayar öğreniyor

Sakarya’nın Ferizli ilçesinde, köy kadınları ve genç kızlar bilgisayar öğrenmek için kursa gidiyorlar.

Kimi tarladaki işinin, kimi ahırdaki hayvanının bakımının ardından, başlarında tülbent ayaklarında şalvarlarıyla klavye başına geçen kadınlar, bilgisayarı öğrenme konusunda çok azimliler.

Ferizli Halk Eğitim Merkezince, Konuklu Köyü İlköğretim Okulunda köydeki kadınlara yönelik bilgisayar kursu açıldı. Hayli ilgi gören kursa 31 kadın ve genç kız kaydoldu. Hanımlar, yeni şeyler öğrenmenin heyecanı ile her gün köy işlerinin ardından, gündelik elbiselerini bile değiştirmeden kursa geliyorlar.

Konuklu İlköğretim Okulunda açılan bilgisayar kursuna katılan Nurhan Ürkmez (45), yaptığı açıklamada, özellikle bilgisayarda müzik ve ilahi dinlerken çok etkilendiğini kaydetti. Ürkmez, kursun en yaşlı katılımcısı olarak, çiftçilik ve hayvancılık işlerinden arta kalan zamanları değerlendirdiklerini belirtti.

/ SAKARYA

11.04.2007


 

Virginia’da kandil gecesi

ABD’nin Virginia eyaletinde faaliyet gösteren ATFA (American Turkish Friendship Association) Kutlu Doğum Haftası faaliyetleri çerçevesinde bir kandil gecesi düzenledi.

Robert Lee High School’un salonunda gerçekleşen geceye Virginia’daki Türkler yoğun ilgi gösterdi. Program Peygamber Efendimizle (asm) ilgili sinevizyon gösterisi ile başlarken devamında ilahiyatçı Mehmet Ali Şengül Peygamberimizle (asm) ilgili kısa bir seminer verdi. Hz. Muhammed’i (asm), onun hayatından tablolarla anlatan Şengül’ün konuşması esnasında bir çok izleyici gözyaşlarına hakim olamadı.

Daha sonra sahneye ses sanatçısı Gökmen çıktı. Gökmen Peygamberimizi (asm) anlatan, ona özlem ifade eden duygulu ilâhîlerle programa renk kattı. “Gülen Yar” isimli bestesini ilk kez bu gecede seslendiren Gökmen izleyicilerden büyük alkış aldı.

Gece, konuklara tatlı ve küçük ikram servisiyle sona erdi.

/ VİRGİNİA

11.04.2007


 

Kuru fasulye protein deposu

Baklagillerden olan kuru fasulyenin tam bir protein deposu olduğu ortaya çıktı. İçerdiği hayvansal olmayan protein ve lifli yapısı ile kırmızı etten bir eksiği bulunmayan kuru fasulye vejetaryen beslenme için de bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.

Gıda uzmanları tüm bunlarla birlikte kuru fasulyenin sağlıklı beslenme diyetlerinde rahatlıkla tercih edilebilecek bir yiyecek olduğunun altını çiziyorlar. Türk mutfağının vazgeçilmez ‘millî’ yemeği kuru fasulyenin protein ve anorganik tuzlar bakımından da çok zengin olduğunu belirten gıda uzmanlar, bu önemli baklagilin kemik yapısının güçlenmesine yardımcı olduğunu, sinirleri kuvvetlendirdiğini kaydettiler. Gıda uzmanları üzerinde önemle durulması gereken konunun, kuru bakliyatın pişirilmesi olduğunu belirtiyor. Çünkü dikkatli pişirilmezse vitamin ve mineral değerlerinde ciddî kayıplar meydana gelebiliyor. Kuru fasulyenin diğer bakliyatlarda olduğu gibi pişirmeden önce en az 8 saat suda bekletilmesi ve pişirirken de köpüğünün alınması gerekli olduğunu belirten uzmanlar, gaz yapmasının önüne geçmek için de ıslatması gerektiğini vurguluyor.

/ ANKARA

11.04.2007


 

TÜBİTAK’tan ‘PARDUS’ daveti

TÜBİTAK mühendisleri tarafından geliştirilen Türkiye’nin millî yazılımı PARDUS, özgür yazılıma gönül veren öğrenciler için yeni ufuklar açacak. TÜBİTAK, PARDUS işletim sisteminin geliştirildiği Gebze’deki Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünde (UEKAE) özgür yazılım konusunda lise ve üniversite öğrencilerine staj imkânı sağlayacak.

Staj programında öğrenciler, Pardus geliştiricileri ile birlikte programlama deneyimi kazanacaklar, gerçek problemlere çözüm bulacaklar ve ürünlerinin kullanıldığına şahit olacaklar. Pardus işletim sistemini geliştiren ekipte yer alan TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünden (UEKAE) Doç. Dr. Erkan Tekman, yaptığı açıklamada, staj programıyla bazı projeleri öğrencilerle birlikte yürütmeyi ve öğrencileri özgür yazılımla tanıştırmayı amaçladıklarını söyledi. Staj programında ele alınacak konuları iş takvimi oluşturarak listelediklerini belirten Tekman, bu programla özgür yazılım konusunda çalışan öğrencilerin yeteneklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaklarını ifade etti. Tekman, ‘’Programla, PARDUS dışında özgür yazılımla çalışanların sayısının artmasını sağlayabiliriz. Hem lise, hem üniversite öğrencilerinden başvuru bekliyoruz. Staj programı özgür yazılımcılardan büyük ilgi gördü. Şu ana kadar çok sayıda başvuru aldık’’ dedi. Staj için son başvuru tarihi 20 Nisan 2007 olarak belirlendi. Staj programına isteyenler, özgün fikirleriyle, isteyenler de belirlenen staj konuları arasından seçimler yaparak katılabilecek. Başvuru bilgileri ve konuları ‘’www. pardus.org.tr/staj’’ adresinden de duyurulmaya başlandı.

/ ANKARA

11.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004