Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Demek bu ülkenin barışa ihtiyacı yokmuş!

Son zamanlarda olup bitenlere baktığımızda ve daha da olup bitecekleri düşündüğümüzde, demokrasi ipine tutunmaktan başla çıkış yolu olmayanların kendi kuyularını kazmak için her türlü melaneti deneyenlerle aynı hedefler içinde olduğunu görünce bazı şeylere inancınız kalmıyor.

Başlığa çıkan böyle bir laf ağzınızdan dökülüyor..

Bu ortamdan tek çıkış yolu demokratik ilkelere sarılmak olan AKP’nin, kendisini siyasi hayattan silmek için ittifak yapan muhtıracı partilerle birlikte, zaten pamuk ipliğine bağlı ülkedeki iç barışı daha da tehlikeye atacak bir kararı Meclis’ten geçirmiş olmasına inanasımız gelmiyor.

AKP, milli iradenin özgürce tecelli etmesini sağlamak ve böylece demokratik zemini yaygınlaştırmak adına yüzde 10 seçim barajını makul seviyelere çekmeye çalışacağına, bağımsız adayların Meclis’e girmesini zorlaştıracak bir yasa için bu demokrasi karşıtı cephe ile işbirliğine gidebiliyor.

Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) seçimlere yüzde 10 ülke barajını aşmak için bağımsız adaylarla gireceğini açıklamasından sonra, bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasını öngören Anayasa değişikliğinin, 36’ya karşı 407 oyla kabul edilmesini sağlıyabiliyor.

Böylece, Kürtlerin ya da bağımsız diğer muhaliflerin Meclis dışında kalmaları ya da yeterince temsil edilememelerinin yolunu açarak, çıkaracağı sandalyelerin sayısının düşmesini engelleyebileceğini sanıyor.

AKP yöneticileri seçim sistemindeki adaletsizlik sayesinde kendilerine oy vermeyen seçmenlere ait her sandalyenin aslında milli iradenin sakatlanmasına neden olduğunun herhalde farkında olmalılar.

Üstelik, mutlaka bunun ne gibi vahim sakıncalar içerdiğini de biliyorlar olmalılar ama, yine de haketmeden kazandıkları bu sandalyeleri ellerinden kaçırmamak adına muhtıracı partilerle antidemokratik bir zeminde buluşabildiklerine göre, bu gibi kriterlere pek fazla önem vermedikleri söylenebilir.

AKP’liler buna ‘siyaset yapmak’ diyorlarsa, fena halde yanıldıklarını görmek için fazla beklememiz gerekmeyecek.

Bu ülkede iktidar gücünü ellerinden kaçırmamak adına adeta seferberlik ilan eden bürokratik güçler ve onların harekete geçirdiği bazı kesimlerin bu mücadeleyi AKP üzerinden yaptığıni artık herkes biliyor.

AKP’nin, cumhuriyetin temel ilkelerini aşındırdığı, bir din devletinin kurulması için sinsice faaliyet gösterdiği söylenerek ve devlet içinde kadrolaştığı iddia ediliyor.

Bu iddiaya dayanarak da AKP’yi devlet yönetiminden ve siyasi hayattan tasfiye etmeye yönelik bir plan bürokrasi eliyle yürütülüyor.

Bu plana karşı AKP’nin yapması gerekenler beni fazla ilgilendirmiyor.

Beni, ülkemizin bu iddialar gerekçe gösterilerek adım adım demokrasinin dışlanacağı bir gerginlik, hatta savaş sürecine doğru tehlikeli bir şekilde gidiyor oluşu ilgilendiriyor.

Bu gidişatın Silahlı Kuvvetler’in 27 Nisan gece yarısında yayınladığı yasa dışı muhtırayla başladığı da malum.

Buna karşı iktidarın yaptığı tek şey, müeyyidesi olmayan göstermelik bir karşı bildiriyle Silahlı Kuvvetler’i eleştirmek oldu.

Düşünün, bir yönetim kendisini Anayasa’yı açıkça ihlal ederek ağır biçimde tehdit eden emrindeki bir güce karşı bir bildiri yayınlayıp, “Güç bende, yasal olarak bana bağlısınız” diyor, ama bu ağır ihlal karşısında yasaları harekete geçiremiyor.

Üstelik de sadece hiyararşik bir ihlali eleştiriyor gibi duruyor. Muhtırada yer alan tehditlerin aslında demokrasiye yöneldiğine, iç barışı tehlikeye sokabilecek vahim ihlaller de içerdiğine ilişkin hiçbir karşı çıkışı yok.

Öyle anlaşılıyor ki demokrasi kimsenin derdi değil.

AKP gibi, antidemokratik tehditlerin ve tertiplerin muhatabı olan ve siyasi hayatı bitirilmek istenen bir siyasi partinin bile demokrasiye ihtiyacı yoksa, söylenecek söz yok.

Bu son antidemokratik icraat konusunda şimdi AKP yöneticilerine sormak gerekir:

Bu, ülke barışını yoketmeye yönelik işbirliğinde Kürtlerin ve bazı muhaliflerin Meclis’e girmemesinin doğrucağı sakıncalar mı daha önemli, hakedilmeyen, aslında başka partilere ait olan sandalyeler mi?

Üstelik de Meclis’te muhalefet olacak demokrasi karşıtı bürokratik cephenin yanında demokrasiyi savunacak bir grubun olması niçin AKP’yi rahatsız ediyor acaba?

AKP bunu yapacağına milletvekili sayısının azalmaması için kuyusunu kazmaya çalışan partilerle siyasi mücadeleye girip onları yenilgiye uğratmaya çalışmalı.

Bunun yolu ise o partilerle benzeşmek değil demokratik değerlere sarılmaktan geçiyor.

Ama maalesef AKP’nin son icraatına baktığımızda yukardaki başlığı ister istemez tekrarlamak zorunda kalıyoruz.

“Demek bu ülkenin barışa ihtiyacı yokmuş”

Yeni Şafak, 14.5.2007

Koray DÜZGÖREN

15.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Meydanlar barajı aşabilir mi?

  Seçimler olmasa demokrasi ne güzel idare edilir

  Demek bu ülkenin barışa ihtiyacı yokmuş!

  Sistem irticaya mahkûm


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004