Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Delik çorap!

Bazı büyük gazetelerde zaman zaman bazı yabancı politikacılarla ilgili olarak şöyle bir başlık görürsünüz: “Türk dostu ...’’

Bunlardan biri de Dünya Bankası’nın istifa etmek zorunda bırakılan başkanı Paul Wolfowitz.

Afganistan ve Irak işgali öncesinde sık sık Türkiye’ye gelerek gazeteci, akademisyen, emekli asker, işadamı ve politikacı dostlarıyle Boğaz’da balıkla birlikte rakısını yudumlayan Wolfowitz, bu dostlarının kendisine anlattıkları ile Türkiye’yi ‘çantada keklik’ olarak görüyordu. Nitekim Ocak 2003’te Washington’a dönen Wolfowitz, Savunma Bakan Yardımcısı olarak Amerikan öncü birliklerini Türkiye’ye göndermeye başladı.

Ancak 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinden sonra Türkiye’nin çantada keklik olmadığını ve dostları tarafından aldatıldığını gören ve anlayan Wolfowitz çok yakın iki dostu M.Ali Birand ve Cengiz Çandar’a, 5 Mayıs 2003’te bakın ne demişti:

“Türkiye; tezkereyi reddetmekle evet biz hata yaptık demeli. Türkiye; Amerikalılara ‘Irak’taki olaylara daha duyarlı davranmalıydık bilemedik, ama artık biliyoruz ve bundan böyle nerede ne kadar yardımcı olabilirsek olacağız, çünkü bu Türkiye’nin çıkarları için çok önemli’ demeli.’’

Çok öfkeli ve sinirli yüz ifadesiyle bunları söyleyen Wolfowitz, askerlerin tezkere sürecine neden müdahale etmediğini de sorgulayarak Türkiye’ye yönelik çok ağır sözler kullanmıştı.

Daha sonra da Bay Wolfowitz uzun süre Türkiye’ye gelmedi.

Afganistan ve Irak’ın işgalinde başrol oynayan ve Amerika’daki Yahudi lobilerinin en şahinlerinden biri olan Wolfowitz bu ‘başarıları’ndan dolayı Başkan Bush tarafından ve çalışanlarının tepkisine rağmen Dünya Bankası Başkanlığı’na getirilerek ödüllendirildi.

Afganistan ve Irak’ta yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan Wolfowitz, Dünya Bankası Başkanı olarak Afrika ülkelerine gidip, yoksul çocukları kucağına alır ve sempatik bir görüntü vermeye çalışır.

Ama nafile.

Çünkü insan karakteri değişmez.

Türkiye’ye gelip ayağında delik çorapla yeniden sempati kazanmaya çalışan ve bu çorapla manşetlere taşınan Wolfowitz meğer Dünya Bankası’nı da dolandırıyormuş.

Kadın dostuna büyük maaşlar bağlatan ve yakında daha birçok pisliği ortaya çıkacak olan Bay Wolfowitz, rezil olduktan sonra sonunda görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

Ama ne ilginçtir ki; yine büyük bir gazetenin bir köşe yazarı Wolfowitz’in istifa kararını ‘etik’ buluyor ve takdir ediyordu.

İnanılacak gibi değil.

Yani adam Afganistan ve Irak’ta bir milyon insanın ölümüne ve iki ülkenin darmadağın olmasına neden oluyor ve bu kişiden hiç kimse hesap sormuyor, ama metresine 3-5 bin dolar fazla maaş verdi diye istifa ettiriliyor ve birileri bu davranışı, yani istifayı etik buluyor.

Bunun yorumunu siz değerli okuyuculara bırakıyorum.

Ama işin başka bir boyutu daha var.

Haziranda görevinden ayrılacak olan Wolfowitz’in yerine yine Irak başarsızlığı nedeniyle istifa etmek zorunda bırakılan İngiliz Başbakan Tony Blair’in getirilmesinden söz ediliyor.

Anlaşılan Dünya Bankası Başkanı olmak için aranan temel kriter ‘Müslüman ülkelerini işgal etmek ve milyonlarca insanı öldürmek.’

1973 yılından bu yana Amerikan savaş sanayinde ve politikalarında aktif rol oynayan ve o tarihten bu yana Amerika’nın tüm işgalci, saldırgan ve yayılmacı kararlarında görev alan Wolfowitz yerini normalde daha insancıl söylem ve inanca sahip olması gereken İşçi Parti Lideri Blair’e devredecek.

Yani ABD eski Başkanı Carter’in tanımı ile: “Başkan Bush’ın kör, iğrenç ve sadık bir itaatkârı.”

Anlaşılan Başkan Bush, bu özelliklerle kendisine sadık ve bağlı olanları hep ödüllendiriyor ve onlara her alanda destek çıkıyor.

Bunun her zaman ve özellikle bizim coğrafyadakiler için işe yaradığını söyleyemeyiz.

Örneğin 1950-1960 yılları arasında ABD ile stratejik bir beraberliğin tüm gereklerini her alanda yerine getiren rahmetli Menderes’in asılmasını önlemek için Washington hiçbir şey yapmadı.

30 yıl süreyle benzer şekilde ABD hatta İsrail’in her dediğini yapan İran Şahı Pehlevi ülkesinden kaçtığında Washington ona vize bile vermedi.

Önce ülkesindeki binlerce komünisti temizleyen sonra da ABD talimatı ile İran’la 8 yıl süreyle savaşan Saddam ise Washington talimatı ile asıldı.

Örnekler çoğaltılabilir ama almak isteyenler için ders bir kez alınır!

Akşam, 22.5.2007

Hüsnü MAHALLİ

23.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Delik çorap!

  Mitinglerin ardından

  Askerî kriz ve askerin krizi

  Vatanı sevenler

  Militarizm faşizme götürür


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004