Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Militarizm faşizme götürür

Her biri demokrasiyi yerleştirmemizi köstekleyen, sorunlarımızı daha beter hale getiren dört müdahaleden sonra Türkiye’nin askerî müdahaleler ve yönetimler dönemini geride bıraktığına içtenlikle inanıyordum.

ABD’de Neo-Muhafazakâr, yani Türkiye’de askerî iktidar isteyen çevrelere hizmet veren ve anlaşılan Türkiye’deki kimi askerî çevrelerle sıkı fıkı ilişkileri olan bir genç hanım geçen sene sonlarında Newsweek dergisinde yayımlanan makalesinde, “2007’de Türkiye’de askerî müdahale olasılığı yüzde 50’dir” dediği zaman, tepki göstermiş ve askerî müdahale olasılığı “sıfırdır” diyememekle beraber, “sıfıra yakındır” diye yazmıştım.

2004 yılında iki askerî darbe tehlikesi atlattığımıza dair ifşaatlar, derken TBMM’ye verilen 27 Nisan muhtırası sonrasında iyimserliğim, ne yazık ki, bir hayli sarsıldı. Son günlerde en yakın çevremdeki bazı kimselerden bile duyduklarım beni büsbütün karamsarlığa götürüyor: “Ne yapalım, laikliği başkası koruyamayacaksa, ordu korusun!” ya da “Yahu, sizler şabloncu demokratlarsınız... Kız kardeşim bile, ‘Yeter artık, ordu göreve’ diye bağırıyor!” veya “2004’teki darbe girişimleri başarılı olsaydı, ne güzel şimdi yıl dönümlerini kutluyor olurduk!..” Geçen gün katıldığım bir televizyon programında bir profesör bey, Genelkurmay Başkanlığı’nın “bir sivil toplum kuruluşu” olduğunu ileri sürünce bir meslektaş dayanamadı: “TSK ile STK’yı karıştırdın galiba, üstad...” demek ihtiyacını hissetti. Bir profesör hanım da geçen gün şöyle bir beyanat vermiş: “Bizim ordumuz bir yandan savaşır, sınırlarımızı korur, bir yandan cumhuriyeti ve laik düzeni korur, bir yandan da sivil toplum örgütü gibi çalışır...” (Star, 15 Mayıs)

Bugünlerde demokrasiyi bir türlü yerleştirememiş oluşumuzun temel nedenlerinden birinin toplumumuzda “militarizm” denilen zihniyetin yaygınlığıyla ilgili olduğunu düşündüren gerçekten çok şey var. Militarizm dendiğinde kastedilen esas olarak şu üç anlayış: Politik sorunların en iyi askerî yöntemlerle, yani yasak, baskı ve silah zoruyla çözülebileceği düşüncesi... “Mutlak disiplin ve kayıtsız şartsız itaat” gibi askerî ideal ve değerlerin, yalnızca güvenlik kuvvetlerine değil bütün topluma hakim kılınması gerektiği fikri... Normal olarak politikacıların alanına giren sorumlulukların en iyi askerler tarafından yerine getirilebileceğine dair inanç... Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer yerlerde yapılan “Cumhuriyet” mitinglerinde atılan sloganlara bakılırsa Türkiye’de militarizmin askerlere nazaran siviller arasında çok daha yaygın olduğu sonucuna varılabilir.

Demokratik topluma en büyük tehditlerden biri ve faşizmin ayrılmaz bir parçası olan militarist zihniyetin eleştirilmesi ve reddedilmesi gerekir. Türkiye’nin kendi tecrübeleriyle çoktan öğrenmiş olması gereken başlıca şu nedenlerle:

1) Askerî çözüm, topluma çok ağır bir bedel yüklediği gibi, sorunların daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına yol açar. Bunun en iyi örneği, Kürt sorununda geldiğimiz noktadır. Yasak, baskı ve zor, ne yazık ki, Kürt kökenli yurttaşlarımızın önemli bir kesimini devlete yabancılaştırdı.

2) Askerler, siyaset değil savaş yapmak için eğitilir; bunun için siyasi sorunların çözümünde en beceriksiz siyasetçiden de başarısız kalmaları kaçınılmazdır. Nitekim, Türkiye’de beş askerî müdahale, çözmek iddiasında oldukları sorunların hiçbirine çözüm getiremedi, aksine hepsini ağırlaştırdı.

3) Militarizm, esas görevi ülke savunması olan silahlı kuvvetlerin işini yapamaz hale gelmesi, eninde sonunda, saygınlığını, toplumun güvenini kaybetmesi sonucunu doğurur.

4) Siyasetçiler suç işleyebilir, hata da yapabilirler. Suç işlerlerse yargılayacak mahkemeler vardır; hata yaparlarsa hesabını seçimlerde verirler. Önemli olan demokratik hukuk devletini bütün kurum ve kurallarıyla işletmektir.

5) Türkiye gibi bağrında çeşitli çelişkileri, bölünmeleri barındıran bir toplum, birliğini ancak özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi yerleştirerek koruyabilir. Sorunlara askerî çözüm peşinde koşmak, Türkiye’yi parçalanmaya götürür.

Zaman, 22.5.2007

Şahin ALPAY

23.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Delik çorap!

  Mitinglerin ardından

  Askerî kriz ve askerin krizi

  Vatanı sevenler

  Militarizm faşizme götürür


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004