Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Kötü adamlardan artık bıktık

Bir ülkeyi sadece serbest seçimler veya çok partili hayatın varlığı demokratik yapmaya yetmez.

Hep altını çizdiğimiz bir unsur var; o da bireyin yaşam ve mülkiyet hakkı, inanç özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, en az çok partili yaşam kadar önemlidir.

Bu unsurlar bir ülkeyi anayasal liberalizm çizgisine sokar.

Avrupa’nın birçok ülkesi demokratik olmadan önce birey hakkını, mülkiyet hakkını, düşünce ve inanç özgürlüğünü güvence altına almıştı.

Kral ile kilise, Katoliklikle Protestanlık, aristokrasi ile kral arasındaki her mücadele devletin birey karşısındaki gücünün kısıtlanmasına, devletin hukuk çizgisi içinde birey haklarına saygı göstermesine yol açtı.

Güçler ayrılığı ve bağımsız hâkim ilkesi bu gerçeği daha da güçlendirdi.

Bugün Türkiye’de çok partili demokrasi var ama liberal demokrasinin Batı’da olduğu gibi yerli yerine oturduğunu söylemek mümkün değil.

Öyle olsaydı hâlâ emekli özel harpçiler evlerinde bombalarla, Susurluk sanıkları jandarma istihbarat kimlikleriyle ortada fink atabilir miydi?

Devlet adına iş yaptığını savunan insanlar kendilerini hukukun üstünde veya dışında gördüğü sürece, hukuk sistemi açısından gerçek “dokunulmaz” onlar olduğu sürece de bu gerçek değişmez.

Çünkü onlar demokrasiye, birey hakkının dokunulmazlığına açık tehdit.

Tehdit olmaları da yeni değil.

Türkiye’nin yakın tarihi devlet adına iş yaptığını ileri süren dokunulmazların toplumun başına aştığı bela örnekleriyle dolu.

Şeriatı, başörtüsünü tehlike ve tehdit gören kesimler ısrarla bu olguyu yok sayıyor nedense.

Oysa hem hukuk düzenine, hem demokratik sisteme en büyük tehdit, kendisini devletin gerçek sahibi gören bu çetecikler. Kimin hazırladığı belirsiz bir senaryonun figüranları onlar.

1977 1 Mayıs’ında İstanbul’da işbaşındaydılar, Çorum’da, Kahramanmaraş’ta masum insanlar öldürülürken de bir senaryoyu hayata geçiriyorlardı. (...)

Korkuları, endişeleri körükleyen, insanları otorite arayışına itmek isteyen “kötü adamlar” ise hep devrede.

Hak ve özgürlükler kimileri için “bol” gelmeye başlayınca devreye giriyorlar.

Toplumun kendine çeki düzen vermesini sağlayacak eylemlere girişiyorlar.

Sonra bir bakıyorsunuz Danıştay’a saldırı oluyor, bir gazete art arda bombalanıyor.

Failler yakalanıyor ama nedense hukuk sistemi işin sonunu bir türlü getiremiyor.

Bu senaryoda kötü adamlar hep kazanıyor.

Onun için bu film artık insanın canını fazlasıyla sıkıyor.

Bize yeni senaryolar lâzım.

Sabah, 20 Haziran 2007

Ergun BABAHAN

21.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Darbe kültürü

  Kim bu çeteci dediklerimiz?

  Oyakbank niye satıldı?

  Kötü adamlardan artık bıktık

  Bu demokrasi değilse ne?


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004