Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Narsizm başarıyı engelliyor

Egoizmin ulaştığı son nokta diyebileceğimiz narsizm, başarıya giden yolda gerekli özelliklerin çoğu ile çelişen bir nevî benlik şişmesidir. Narsizmde insanî olan özellikler bütünüyle siliktir ve menfaat ilişkisine göre geçici ve göreceli olarak belirginleşirler, ancak menfaat ilişkileri bitiverince bu özellikler tekrar silikleşmiş hale gelirler. Tıpkı “ali ırk” felsefesinde olduğu gibi, narsizmde de “sen özelsin” duygusu hâkim unsurdur. Narsistler bu duygu ile her halükârda kendilerini ön planda görmek isterler ve bunun için her yolu meşrû telâkki ederler. Bu halet ise onları toplumda sevilmeyen tipler haline getiriyor. Geçici bir başarı elde etseler de sonunda eriyip hüsrana uğruyorlar. Bu durumda “narsizm” bir kişilik bozukluğudur, diyebiliriz.

Özgüvenin ifrat derecesi de diyebileceğimiz “narsizm” de duygusallık, tahammül, ruhsal sükûnet, gelişime açık olma, mertlik, şeffaflık, tevekküllü olma, empati, sempati, sinerji, pozitif düşünce gibi özelliklere yer verilmez. Oysa bütün bu özellikler başarının önemli köşe taşlarıdır. Bu duyguların köreltildiği şahsiyetlerde başkalarının başarılarına tahammül boyutu yok denecek ölçüdedir. Zira bu tipler hep kendilerini “çok özel” olarak değerlendirdiklerinden, başkalarının başarılarını asla kabullenmezler. Bu bağlamda ABD’de bir grup psikolog tarafından yapılan bir araştırmaya göre , başta üniversite öğrencileri olmak üzere zamane gençlerinin, seleflerinden daha narsist ve daha benmerkezci olduğu gözlemlenmiştir. Yaptıkları kapsamlı bir araştırmayla bu sonuca ulaşan beş psikolog, bu trendin yakın gelecekte Amerikan toplumundaki kişisel ilişkileri yaralayabileceği uyarısı da yapmaktadır.

Araştırma grubunun lideri San Diego Eyalet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jean Twenge, AP haber ajansına yaptığı açıklamada, “Çocuklarımıza sürekli olarak ‘sen çok özelsin’ demeyi bir an önce terk etmeliyiz” uyarısında bulunuyor. Prof. Dr. Twenge, “çocuklarımız yeterince ben-merkezci karaktere geldiler zaten” diyerek aileleri ve kişisel gelişimcileri uyarmaktadır.

Bu araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular, her şeyin ifrat ve tefritinin ne kadar zararlı olduğunu göstermektedir. Yani elbette “özgüven” olgusu olacak ve kişisel gelişimin önemli bir dinamiğini teşkil edecektir. Ancak bu özgüven olgusunun dozajı iyi ayarlanmalıdır. Egoizmin son sınırı olan narsizmin pençesine düşme endişesi oluşturacak haletten kaçınılmalıdır. Zira bu halet öyle bir psikolojik kişilik bozukluğunu beraberinde getiriyor ki, bu tip insanlar kendilerini hâşâ yaratıcı özelliklere sahip varlıklar olarak görmeye başlıyorlar. Oysa basit bir mikroba yenilen aciz insanın kendisini böyle bir konumda görmesi, çok komik bir düzeye ulaştığını göstermektedir.

Narsizm duygusu, ekip çalışması psikolojisi ile de çelişmektedir. Daha önce yazdığımız bir makalede belirttiğimiz gibi, Apollo Sendromu adı verilen ve kendilerine oldukça fazla güvenen çok zeki bireylerden oluşan bir proje grubu uzay ile ilgili proje hazırlayan grupların en altında kalmıştır. Zira narsist bir anlayışla, her birey kendi fikrinin en güzel fikir olduğunu öne sürerek, ekip çatışması içine girmiştir. Bu yüzden narsizm asosyal bir duygudur ve davranış figürleri müsbetten çok menfî sinyaller vermektedir.

Dr. Kenan ÖREN

07.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Bir başka soluklanma

  Narsizm başarıyı engelliyor

  Tatil programını söyle bana, sana kim olduğunu söyleyeyim

  Dünyayı kurtardı!


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004