Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Hava sıcaklığı yeniden artacak

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, hava sıcaklığının, kuzey kesimlerde Ağustos ayı normalleri civarında, güney ve iç kesimlerde ise normallerin üzerinde seyrettiği belirtilerek, sıcaklık değerlerinin, Marmara ve Karadeniz kıyılarında 28-30, Güneydoğu Anadolu ile iç kesimlerde 36-39, Güney Ege ve Akdeniz’de de 33-35 derece civarında olduğu ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “10-15 Ağustos 2007 tarihlerinde arasında hava sıcaklığı güney ve iç kesimlerde artarak, mevsim normallerinin 6-8 derece üzerinde seyredecek. Kuzey kesimlerinde 33-35, iç kesimlerde 35-37, güney kesimlerde 38-42 derecelerde bekleniyor.’’ Açıklamada ayrıca Kuzey kesimlerde görülecek yerel sağanak yağışlar dışında, yurdun iç ve batı kesimlerinde önemli sayılabilecek düzeyde yağış beklenmediği ifade edildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Kendi isteğimle aday olmadım

TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, dün Meclis’te yaptığı açıklamayla yeni dönemde TBMM Başkanlığı’na aday olmadığını bildirdi. “Milletin emanetini bu dönemde bıraktığını’’, “özü, sözü dürüst ve düzgün bir siyasetçi olduğunu’’, “kendi gücüne güvendiğini’’ ifade eden Arınç, “Kimsenin çantasını taşımam, kimsenin cebinde dolanmam, kimsenin önünde, arkasında onun hoşuna gidecek şeyler söylemem. Ben, Başbakan rahat etsin diye Meclis Başkanlığına adaylığını koymamış değilim’’ sözleriyle kendi hakkında üretilen spekülasyonlara cevap verdi. Arınç, Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili olarak da, daha önce bu soruya cevap verdiğini, yeniden cevap vermek istemediği söyledi.

Çekil baskısı mı var?

Arınç’ın Meclis Başkanlığına aday olmayacağını açıklamasının ardından gözler Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı için adaylığını açıklayıp açıklamayacağına çevrildi. Önceki gün yapılan ve 5.5 saat süren AKP MKYK toplantısında bazı parti yöneticilerinin, seçimden sonra yeni bir dönemin başladığını ve Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığını da buna göre değerlendirerek geri çekmesi gerektiği yönünde değerlendirmeler yaptıkları basına yansıdı. Gül’ün ise, seçim öncesi ve seçim süresince kendisinin cumhurbaşkanlığı için büyük destek gördüğünü, buna rağmen adaylıktan çekil-mesinin parti içinde ve seçmenlerce yanlış değerlendirilebileceğini hatırlattığı kaydedildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Bir damladan ne çıkar?

Küresel ısınmanın gündeme gelmesiyle önemi bir kat daha ortaya çıkan suyun bir damlası bile hem tüketimin artmasına hem de faturaların kabarmasına sebeb oluyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) yetkililerinden alınan bilgiye göre, çoğu zaman ‘’bir damladan ne çıkar’’ düşüncesiyle tamir ettirilmeyen bozuk musluk ve rezervuarlardan damla şeklinde akan su, ayda 5 ton fazladan su harcanması, faturanın da 10 YTL artması anlamına geliyor. Sızıntı halinde ise fazladan harcanan su miktarı 15-650 ton arasında değişiyor, faturayı ise 33 ile 2 bin 500 YTL arasında artırabiliyor.

/ BURSA

08.08.2007


 

Partilerde grup toplantısı günü

AKP, MHP ve DTP, bugün yapacakları 23. dönem parlamentosunun ilk grup toplantılarında, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ile grup yöneticilerini seçecek. CHP Grubu ise bu hafta içinde toplanacak.

Alınan bilgiye göre, yarın öğleden sonra toplanması beklenen AKP grubunda, seçim yapılacak.

AKP’li milletvekilleri, partilerinin TBMM Başkanlık Divanında temsil edileceği 10 yöneticiden, 3 TBMM başkanvekili, 2 idare amiri ve 5 katip üye ile 5 grup başkanvekilini seçecek. DTP grubu ise saat 10.00’da toplanacak. DTP’li 20 milletvekiline, toplantıya katılmaları yönünde yazı gönderildi. Grup toplantısında, 1 grup başkanı, 2 grup başkanvekili ile 10 kişilik grup yönetim kurulu ve 5 kişilik grup disiplin kurulu üyelikleri seçilecek.

DTP’nin, grup yönetimi ve toplantı odası olarak, TBMM Dilekçe Komisyonunun 22. dönemdeki yerini kullanması bekleniyor. DTP grubunun nerede toplanacağı ise henüz netlik kazanmadı. Grup toplantısı, ya partide ya da TBMM’de yapılacak. MHP Grubu da yarın saat 11.00’de toplanacak. MHP’li milletvekilleri, toplantıda, TBMM Başkanlık Divanındaki üyeleri ve 2 grup başkanvekilini seçecek. CHP grubunun ise günü belli olmamakla birlikte bu hafta içinde toplanacağı bildirildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Feci kaza: 24 ölü

Sivas-Malatya Karayolu’nda sebze yüklü kamyon ile fındık işçilerini taşıyan minibüsün kafa kafaya çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 24 kişi hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre Malatya-Sivas Karayolu 120. kilometresinde yaşanan trafik kazasında, Mehmet İspir yönetimindeki 21 AU 266 plakalı sebze yüklü kamyon ile karşı yönden gelen ve Diyarbakır’dan aldığı fındık işçilerini taşıyan Mustafa Akgün yönetimindeki 02 J 6029 plakalı minibüs ile çarpıştı. Kazada kamyon ikiye bölünürken, minibüs tanınmaz hale geldi. Kangal Devlet Hastanesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan ve bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayan yaralılarla birlikte ölenlerin sayısı 24’e ulaştı. Ölenlerden 22’sinin minibüste, 2 kişinin ise kamyonda olduğu tesbit edildi.

Öte yandan Sivas Valisi Veysel Dalmaz incelemelerde bulunmak için olay yerine geldi. Vali Dalmaz, söylenecek çok şey olduğunu ancak bu manzara karşısında hiçbir şey söyleyemediğini ifade ederek, olayı “trafik terörü” olarak niteledi. Kazada hayatını kaybedenlerin cesetleri, kimlik tesbiti ve otopsi için Sivas’ta bulunan hastanelere kaldırıldı. Minibüste bulunan yolcuların tamamı hayatını kaybederken, yolcuların Adıyaman’ın Kâhta ilçesinden Giresun’a fındık toplamaya gittiği öğrenildi.

/ MALATYA

08.08.2007


 

Solana ve Roth’tan sıcak AB mesajları

Alman Yeşiller Partisi’nin eş başkanı Claudia Roth, Alman ZDF televizyonuna yaptığı açıklamada “Türkiye’nin AB’ye kayıtsız şartsız katılmasını istiyorum” dedi.

ABHaber sitesinin haberine göre İstanbul’un Ortaköy semtinden ZDF kanalının programına katılan Roth şunları kaydetti: “Türkiye’nin AB’ye üye olması grekiyor. Türkiye’de tabiki mükemmel bir demokrasi yok ama demokrasi herşeye rağmen işliyor. Türkiye, Müslüman değil laik bir ülkedir. Ama Türk halkının çoğu Müslümanlığa bağlıdır. Avrupa’da Türkiye’ye karşı duyulan kaygılara saygı duyuyorum. Ama bu kaygıları Türkiye’nin AB üyeliğine karşı kullanmayı çok yanlış buluyorum. Türkiye’ye yapılacak şey bütün kriterleri uygulaması için destek verip bunların hayata geçirilmesi için baskı yapılmalı. Bu kriterlerin Türkiye’nin de yararına olduğunu inandırmak gerekiyor. İnsan hakları, azınlık haklarının korunması gibi konularda Türkiye mutlaka adım atmalıdır.’’

Javier Solana: AB’nin Türkiye ile

işbirliğini devam ettirmesi lâzım

Bu arada AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek temsilcisi Javier Solana, Azerbaycan Trend Ajansına verdiği mülâkatta Türkiye ile AB’nin barışı kollama ve güvenlik alanlarında işbirliğini devam ettirmesi gerektiğini söyledi. 22 Temmuz seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren Javier Solana, şunları kaydetti: “Adalet ve Kalkınma Partisi seçimi kazandı. Seçmenlerin, politik ve ekonomik reformlar politikasını desteklemesi ve ülke yönetiminin AB ile sıkı ilişkiler kurmasını tercih etmesi, seçim sonuçlarını etkiledi. Önümüzdeki yıllarda Türkiye ile AB’nin işbirliği yapması için yeteri kadar alan var. İşbirliğimizin ana amacı Türkiye’nin AB’ye üyeliği.”

Erdoğan hükümetinin Türkiye’nin AB ile ilgili yaptığı reformları desteklediğini belirten Solana, “Orta Doğu, Balkanlar, Güney Kafkasya ve Afganistan’dan başlayarak, dünyadaki güvenlik konularında AB’nin Türkiye ile işbirliğini devam ettirmesi lâzım” diye konuştu.

YENİ ASYA / İSTANBUL

08.08.2007


 

Avrupa’dan DTP için “bilirkişi heyeti” geliyor

Avrupa Konseyi’ne bağlı bir heyet, DTP’li belediye başkanlarına karşı açılan davaları takip etmek için Türkiye’ye bir “bilirkişi heyeti” gönderiyor.

ABHaber sitesinde yer alan habere göre Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’de yerel demokrasi konusunda Ankara ve Diyarbakır’a bir bilirkişi heyeti gönderme kararı aldı. Heyet 6-10 Ağustos tarihleri arasısında Türkiye’de temaslarda bulunacak.

Heyetin, ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’deki yerel demokrasiye ilişkin gelişmeleri son birkaç aydır yakından takip ettikleri ve Sur Belediye Başkanı başta olmak üzere DTP’li Belediye Başkanlarına karşı açılan davalardan kaygı duydukları ifade edildi.

GÖZLEMLER RAPOR HALİNE GETİRİLECEK

Türkiye’ye gelecek heyetin başında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkan Yardımcısı Anders Knape’nin bulunduğu, heyette ayrıca Hans Ulrich Stockling, Irina Pereverzeva, Chris Himsworth ve iki sekreterlik üyesinin bulunduğu öğrenildi.

Söz konusu heyetin Ankara ve Diyarbakır’da hükümet yetkilileri, yerel temsilciler ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüşeceği ardından gözlemlerini 17 Eylül’de bir rapor olarak hazırlayacakları kaydedildi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

08.08.2007


 

Ankara’nın suyu TBMM gündeminde

CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, başşehireki su kesintilerini verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine getirdi.

Baytok, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığında sunduğu soru önergesinde, içme ve kullanma suyunda meydana gelen azalmanın, büyükşehirlerde, özellikle Ankara’da halk sağlığını ve hayatını tehdit edecek boyutlara ulaştığını belirtti. Su sorununun sadece kuraklıkla açıklanıp açıklanamayacağını, tedbir almayan belediyelerin sorumluluğunun bulunup bulunmadığını soran Baytok, ‘’Ankara için 2001 yılı dahil, benzer kuraklık dönemleri yaşandığı söyleniyor, doğru mu? Doğruysa, o dönemlerde su sorunu yaşanmazken, şimdi bir susuzluk problemi yaşanmasının nedeni nedir?’’ sorusunu yöneltti.

CHP’Lİ ATEŞ: GÖKÇEK GÖREVDEN ALINMALI

Bu arada başşehrin Demetevler semtinde Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresine (ASKİ) ait ana su borularından birinin patlaması sonucu ev, otomobil ve iş yerleri sular altına kalan vatandaşlar zararlarının karşılanmasını istiyorlar. Bu arada, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş de Demetevler’e gelerek su baskını nedeniyle mağdur olan vatandaşları ziyaret etti.

Vatandaşların şikayetlerini dinleyen Ateş, yaptığı açıklamada, Ankara’da bir taraftan susuzluk nedeniyle kesintilere gidilirken, diğer taraftan suların boşa akıtıldığını söyledi. Ateş, başşehirdeki susuzluğun ve boruların patlaması nedeniyle yaşanan su baskınlarının sorumlusunun Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ve diğer belediye yöneticilerinin olduğunu iddia eden Ateş, ‘’Daha büyük felaketlerin yaşanmaması için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının görevden el çektirilmesi gerekiyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Yargıtay, Çelik’in kazandığı tazminat kararını bozdu

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, “Hummer cipli misafire 9.8 trilyonluk ihale’’ haberinden dolayı Hürriyet gazetesinin Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve eşine manevî tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Bakan Çelik ve eşi Şahsenem Çelik, Hürriyet gazetesinin 21 Eylül 2004 tarihli ‘’Bakan Çelik’in eşi Şahsenem Hanım, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in oğlunun düğününe Koza ve İpek dâvetiyelerinin ortağı Melek İpek’in 250 milyar liralık cipiyle gitmesiyle gündeme geldi. Koza Yayın Dağıtımın, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açılan, okullarda dağıtılan bedava kitap ihalesine 8 ortak adına katıldığı ve 9.8 trilyon liralık ihale kazandığı belirtildi’’ haberinde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla manevî tazminat dâvâsı açmıştı.

Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, gazetenin Çelik’e 7 bin, eşine 3 bin YTL manevî tazminat ödemesine karar vermişti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, gazetenin temyiz istemini sonuçlandırarak, yerel mahkeme kararını oy çokluğuyla bozdu.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Dinçer: Yeni ÖSS sistemi dershaneleri ihya edecek

Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim Terbiye Kurulunun ÖSYM ile görüş alış verişi yaparak hazırladığı ve üniversiteye giriş sisteminde köklü değişiklikler öngören yeni düzenleme çalışmalarını eleştirerek, “Yeni sistem dershaneleri ihya edecek’’ dedi.

Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, ÖSS’nin aşamalı olarak kaldırılması gerektiğinin açık olduğunu ancak söz konusu taslağın kimi düzenlemelerinin, yeni sorunlara yol açabilecek nitelikte olduğunu belirtti. Yeni sistemde, meslek lisesi öğrencilerinin bölümleriyle ilgili üniversite tercihi yapması durumunda farklı katsayı uygulamasıyla karşılaşmayacaklarını ifade eden Dinçer, meslek lisesi öğrencilerinin kendi okudukları alanla ilgili nitelikli sorular çözerek, diğer lise öğrencileriyle eşitleneceğini kaydetti.

Dinçer, öğrencilerin eğitim kaderlerinin üç saatlik tek bir sınava bağlanmasının kabul edilemeyeceğini ve bu açıdan taslağın çıkış noktasının olumlu değerlendirilebileceğini kaydetti.

/ ANKARA

08.08.2007


 

AKP’den Yalçınbayır’a cevap geldi

AKP TBMM Grup Başkanlığı, eski AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, “yurtdışına gönderilecek milletvekillerinin kura ile tesbit edilmediği, yönetime yakın isimlerin resmî ziyaretlere katıldığı’’ iddiasının asılsız olduğunu belirtti.

AKP Grup Başkanlığı, Yalçınbayır’ın önceki gün bir gazetede yayınlanan söyleşisine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Yalçınbayır’ın, yurtdışına gönderilecek milletvekillerinin kur'a ile tesbit edilmediği, yönetime yakın isimlerin resmi ziyaretlere katıldığı yönündeki iddialarının tamamen “asılsız’’ olduğu ileri sürüldü. Resmi yurtdışı gezilere katılacak üyelerin belirlenmesinin, Grup İç Yönetmeliğinin 65. maddesiyle düzenlendiğine işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Grup Genel Kurulunun yetkisinde olan kura ile tesbit görevi, kurulun görevlendirmesiyle, 22. Dönemde Grup Yönetim Kuruluna devredilmiş ve bütün yurtdışı gezi kuraları, Grup Yönetim Kurulumuzca çekilmiştir. 22. Dönemde bütün milletvekillerimizin her biri en az bir defa resmî yurtdışı gezilerine katılmış ve ikinci kez listelerin düzenlenmesinden sonra yeniden çekilen kur'alarla da yurtdışına resmî görevle gidecek milletvekillerinin tesbitleri devam ederken dönem sona ermiştir. Sayın Yalçınbayır da Meclis Başkanlığı veya ilgili bakanlıklar tarafından yapılan dâvetler üzerine Grup Yönetim Kurulunda çekilen kur'alar neticesinde birçok defalar yurtdışı gezilerine katılmıştır.’’

/ ANKARA

08.08.2007


 

28 adet tabanca ele geçirildi

Mardin’de Irak’tan getirilen değişik çap ve markalarda 28 tabanca ele geçirildi, 7 kişi tutuklandı.

Mardin Emniyet Müdürü İsmet Taşhan yaptığı açıklamada, Kaçakçılık ve Organize Suçlularla Mücadele ekiplerinin, Irak’ın kuzeyinden yurda kaçak yollarla çok sayıda silah ve mühimmat sokulduğu bilgisi alması üzerine düzenlenen operasyonda, değişik çap ve markada 28 tabanca, 41 şarjör ve 55 fişek ele geçirildiğini söyledi.

Silahlar arasında glock marka tabancaların da bulunduğunu kaydeden Taşhan, ‘’Yakalanan 7 kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Silahların terör örgütü ile bağlantısının bulunup bulunmadığına yönelik araştırmamız devam ediyor’’ dedi.

/ MARDİN

08.08.2007


 

Erenköy Direnişi törenle kutlanacak

KKTC’de Şanlı Erenköy Direnişinin 43. yıl dönümü ve direniş sırasında şehit düşenler için yarın Erenköy’de tören düzenlenecek.

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da katılacağı törende, protokol sırasına göre şehitliğe çelenk konulacak, saygı duruşu ve saygı atışı yapılacak. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Şehitlik Özel Defteri imzalanacak. Törende, Cumhurbaşkanı Talat konuşma yapacak. Törende şehitliğin ve müzenin gezilmesinin ardından, Erbaş/Er Sosyal Tesislerinin açılışı yapılacak.

Anma törenine katılmak isteyen ve bu amaçla Erenköy Mücahitler Cemiyeti’ne kayıt yaptıran 744 kişi, Erenköy’e kara yoluyla gidecek. KKTC toprağı olan Erenköy ile KKTC arasında Rum toprağı bulunuyor. Erenköy’e ulaşım denizden sağlanıyor. Bu arada, Erenköy Mücahitler Cemiyeti Başkanı Kutlay Keço, yaptığı yazılı açıklamada, törenlere katılacak olanların, şehitliğe uygun kıyafetle gelmelerini istedi.

/ LEFKOŞA

08.08.2007


 

Yaylalar birleşecek

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Türkiye’de şimdiye kadar yapılmamış bir proje hazırlayarak Karadeniz yaylalarını birleştirmeyi planladıklarını söyledi.

Bakan Özak, yaptığı açıklamada, projenin Ordu’dan başlayarak Giresun, Trabzon, Gümüşhane’nin kuzeyi, Rize ve Artvin arasındaki yaylaların birleştirilmesini kapsadığını belirtti.

Projenin master planının hazırlanması için Doğu Karadeniz İlleri Hizmet ve Kalkınma Birliğince ihale açıldığını ifade eden Bakan Özak, ‘’Planın ihale sonuçlandıktan sonra 400 gün içinde hazırlanması gerekiyor. Çünkü projenin uygulanacağı alanda sadece yazın çalışma yapılabiliyor. Son derece önemli bir proje’’ dedi. Bakan Özak, projenin Kültür ve Turizm Bakanlığından gelen uzmanlar tarafından incelendiğini ve çok beğenildiğini söyledi.

/ TRABZON

08.08.2007


 

Savaş suçlularına Ukrayna yolu gözüktü

Ukrayna’nın, Hollanda’nın Lahey kentindeki eski Yugoslavya savaş suçları mahkemesi ile, savaş suçlularını cezaevine kabul edeceğine dair anlaşma imzaladığı bildirildi.

Ukrayna bu anlaşmayla, Batı Avrupa ülkeleri dışında savaş suçlularını kabul edecek ilk ülke oldu. Lahey’deki mahkemeden yapılan açıklamada, Ukrayna’nın bu uygulamayı kabul eden 12. ülke olduğu belirtildi.

Savaş suçu zanlıları, mahkemenin Lahey kentinin Scheveningen banliyösündeki maksimum güvenlikli bir cezaevine bağlı gözaltı merkezinde tutuluyor. Zanlılar suçlu bulunduktan sonra, anlaşma yapılan ülkelerin cezaevlerine gönderiliyor. Hollanda suçluları kendi cezaevlerinde barındırmıyor.

Lahey’deki mahkemece suçlu bulunan 26 savaş suçlusu şimdi Belçika, İngiltere, İtalya, Finlandiya, Norveç, İsveç, Avusturya, Fransa, İspanya, Danimarka ve Almanya’da cezaevinde bulunuyor. Mahkemenin 1993’te kurulmasından bu yana, aralarında eski Bosnalı Sırp

lider Radovan Karaciç ve Bosnalı Sırp komutan Ratko Mladiç’in bulunduğu 4 savaş suçu şüphelisi hala aranıyor.

/ LAHEY

08.08.2007


 

Doğu Akdeniz’de petrol gerginliği tırmanacak

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama çalışmaları konusunda gerginliğin tırmanmasının beklenmesi gerektiğini söyledi.

Erçakıca, düzenlediği haftalık basın toplantısında, Kıbrıs Rum tarafının Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama çalışmalarının bazı gerginliklere neden olduğunu hatırlatarak, Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki çabalarının devam ettiğini ve ihalelerin 16 Ağustosta sonuçlanmasıyla beraber gelişmelerin hızlanmasının beklendiğini kaydetti.

Kıbrıs Rum tarafının bu çabalarına karşılık olarak, Türkiye’nin de Doğu Akdeniz’in bazı bölgelerinde petrol ve doğal gaz arama çalışmaları başlattığının bilindiğini ifade eden sözcü, şöyle konuştu:

“Bütün bunlar Kıbrıs Rum tarafının, Doğu Akdeniz’i Mısır ve Lübnan gibi komşu ülkelerle işbirliği yaparak, onları da kendi çabalarına ortak ederek Doğu Akdeniz’i parsellemeye çalışmasıdır. Türkiye’nin yaptığı buna engel olma girişimidir.”

Önümüzdeki günlerde petrol ve doğal gaz arama çalışmalarının başka bölgelere kayması halinde karşılıklı suçlamaların gündeme gelmesinin beklenmesi gerektiğini söyleyen Erçakıca, “Madem ki, bu çabalar tarafların birbirlerinin pozisyonlarını dikkate almadan, Kıbrıs sorunu çözümlenmeden devam ediyor, bu gerginliğin tırmanması beklenmelidir” dedi. Erçakıca,”Doğu Akdeniz’de olduğu varsayılan petrol ve doğal gaz rezervlerinin bölge insanlarının yararına kullanılabilmesi için Kıbrıs sorununa erken ve adil çözüm bulunması gerekir” diye konuştu.

Erçakıca, Rum tarafının “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuku ihlal ettiği” yönündeki iddialarına ilişkin olarak da, “Kıbrıs sorunu çözülmeden yapılacak girişimler gerginliği artırmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır” dedi.

/ LEFKOŞA

08.08.2007


 

Yazıcıoğlu, partisine döndü

Bağımsız Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Büyük Birlik Partisi’ne (BBP) katılmasıyla, TBMM’de temsil edilen parti sayısı 7’ye çıktı.

23. Dönem parlamentosunda, AKP, CHP, MHP, DTP, DSP ve ÖDP’den sonra temsil edilen bir diğer parti de BBP oldu. Yazıcıoğlu’nun BBP’ye katılımıyla TBMM’de temsil edilen parti sayısı 7’ye yükseldi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun BBP’ye üye olduğuna ilişkin yazının dün akşam saatlerinde TBMM Başkanlığına ulaştığı öğrenildi.

TBMM’deki sandalye dağılımı da şöyle oluştu:

AK Parti: 341

CHP: 99

MHP: 70

DTP: 20

DSP: 13

ÖDP: 1

BBP: 1

Bağımsız: 4

Boş: 1

/ ANKARA

08.08.2007


 

TBMM Başbakanlık Divanında dağılım

23. Dönem parlamentosundaki TBMM Başkanlık Divanında, TBMM Başkanının dışında AKP 10, CHP 3, MHP 2, DTP 1 üyeyle temsil edilecek.

Alınan bilgiye göre, yapılan ön çalışmaya göre, TBMM’de temsil edilen 4 parti grubunun, TBMM Başkanlık Divanındaki temsil oranı belli oldu. Buna göre, divanda; AKP 10, CHP 3, MHP 2 ve DTP 1 milletvekiliyle temsil edilecek.

AKP’nin 3 TBMM başkanvekili, 2 idare amiri, 5 katip üye; CHP’nin 1 TBMM Başkanvekili, 1 idare amiri, 1 katip üye; MHP’nin 1 idare amiri, 1 katip üye, DTP’nin de 1 idare amirliğiyle temsil edilmesi bekleniyor.

/ ANKARA

08.08.2007


 

“Gül ‘devlet kararı’ ile Cumhurbaşkanı olacak”

TRT’1’de Sabah Haberleri Programına konuk olan ve Gülden Özel’in sorularını cevaplayan Zaman Gazetesi Yazarı Tamer Korkmaz, Meclis başkanlığı seçimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yeni kabine kurulması sürecini değerlendirdi.

Korkmaz bir soru üzerine, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olmasının ‘Devlet kararı’ olduğunu ileri sürdü. Cafesiyaset internet sitesinin haberine göre Korkmaz, “22 Temmuz seçimleri öncesinde gerçekleştirilen ancak Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı sebebiyle akamete uğrayan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Abdullah Gül ismi Tayyip Erdoğan’ın bile kafasında yoktu. Son anda ortaya çıktı” diye konuştu.

Korkmaz, Gül’ün Köşk için aday olacağına ve seçileceğine ilişkin inancını dile getirdi. Korkmaz, Gül’ün hangi proje kapsamında ‘Devlet Kararı’ ile Köşk’e çıkacağına dair ayrıntı vermedi. Yeni kabinenin, seçilecek yeni cumhurbaşkanına sunulacağını ileri süren Korkmaz, yeni AKP hükümetinin bu doğrultuda şekilleneceğini savundu.

/ İSTANBUL

08.08.2007


 

Umut Vakfı’ndan, silâh çağrısı

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün kabine üyelerine hediye ettiği silahlar tartışmaya sebep oldu.

Toplam değeri 48.3 bin YTL olan Sarsılmaz marka Kama Sport 9x19 tipi silahlarla ilgili Umut Vakfı Bakanı Nazire Dedeman Milli Savunma Bakanı dahil tüm kabine üyelerine gönderdiği mektupta, toplumda birçok masum canı alan bilinçsiz silahlanmayı özendirecek bu yanlışlıktan en kısa sürede dönülmesi çağrısında bulundu.

Bakanlara “Silahları iade edin” diyen Dedeman şunları kaydetti: “Her 10 gençten birinin delicikesici alet, her 20 gençten birinin ateşli silah taşıdığı ve yılda ortalama 3 bin kişinin ateşli silahlarla öldüğü ülkemizde, bireysel silahlanmanın sakıncalarını öncelikle sorumlu ve yetkili mevkilerde bulunan ve davranışlarıyla topluma örnek teşkil eden yöneticilerimizin bilmelerini ve bunun gereklerini yerine getirmelerini bekliyoruz.”

/ ANKARA

08.08.2007


 

DPT Parti Meclisi toplandı

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Parti Meclisi (PM) toplandı.

Parti genel merkezinde saat 10.15’de başlayan toplantıya, DTP Genel Başkan Vekili Nurettin Demirtaş, DTP Genel Başkan Yardımcısı Vekili Selma Irmak ve MYK Üyesi Mustafa Sarıkaya başkanlık etti. Toplantıda, DTP’li milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları ve Kadın Meclisi üyeleriyle daha önce yapılan toplantılardan çıkan sonuçlar değerlendirdi. PM’de ayrıca, olağanüstü kongre süreci ve yasama yılında yapılacak çalışmalar ele alındığı öğrenildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

CHP aday göstermeyecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, TBMM başkanı seçimi için partisinin aday göstermesinin söz konusu olmadığını belirterek, ‘’Çoğunluk partisinin öngördüğü aday seçilir.

Onun için diğer grupların aday göstermesi anlamlı değil’’ dedi. Özyürek, Meclis başkanı seçimine yönelik olarak, soruları cevapladı. CHP’nin aday göstermeyeceğini belirten Özyürek, şunları kaydetti:”Çoğunluk partisinin öngördüğü aday seçilir. Onun için diğer grupların aday göstermesi çok anlamlı değil. Ancak Meclis başkanı önemli bir kişidir. Devlet protokolünde ikinci sıradadır, gerektiğinde cumhurbaşkanına vekalet eder. Meclis başkanının tarafsız olması, bütün gruplara eşit mesafede durması, son derece önemlidir. Geçen dönemde bu açıdan iyi bir sınav verilememiştir. Bülent Arınç, tam anlamıyla partizanlık yapmıştır. Umarım, AKP’nin göstereceği yeni aday, tarafsızlığa dikkat eder ve gruplara eşit mesafede durur.’’ Özyürek, TBMM başkanı seçimi sırasında oylamaya katılmamak gibi bir tavır içinde olmayacaklarını da kaydetti.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Küresel ısınma orman yangınlarını tetikledi

İzmir Orman Bölge Müdürlüğünün kontrolünde bulunan İzmir ve Manisa’da, 7 ayda çıkan yangınlarda tahrip olan orman alanı miktarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50’den fazla arttığı öğrenildi.

Bu illerde 2006 yılının 1 Ocak - 2 Ağustos tarihleri arasında çıkan 112 orman yangınında 146 hektarlık alan yanarken, bu yılın aynı döneminde 189 orman yangınında 354 hektarlık alan kül oldu.

İzmir Orman Bölge Müdürü İsmail Üzmez, orman yangını sayısındaki bu artışın, iddiaların aksine, genel seçimlerle ilgisi olmadığını belirterek, sıcak ve az yağışlı geçen kış mevsimi ile normalden daha sıcak geçen yaz mevsiminin orman yangını sayısını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

KURAK KIŞ, SICAK YAZ

YANGINLARI TETİKLİYOR

Genel seçimlerin orman yangını sezonuna rastlamasının orman yangınlarını daha tartışılır hale getirdiğini ifade eden Üzmez, 2006-2007 kışının kurak geçmesi nedeniyle toprağın suya aç kaldığını, yeşil alanların kuruyarak yanmaya hazır bir hale geldiğini söyledi. Üzmez, yaz mevsiminde de sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti: ‘’Yangın mevsimi olan yaz aylarında bu faktörler üst üste gelince sayılarda artış yaşandı. Özellikle 9-19 Temmuz tarihleri arasındaki kuvvetli rüzgar, yangınlara hız katan ve zararı artıran bir unsur oldu. Bu sene yangın sayısının fazla olmasının seçimle, siyasî yatırımla, yanan yerlerin imara açılması isteğiyle ve terörle hiçbir ilgisi yok.

Barajlar kurudu, içecek su bulamıyoruz. Bizim gölet ve havuzlarımızda da sığlaşma var. Bu olumsuz etkenlerin üzerine vatandaşların dikkatsizliği ve ihmali de eklenince, dev gibi orman yangınları çıkıyor.’’ Vatandaşlardan en ufak dumanı bile, ücretsiz olan 177 nolu Yangın İhbar Hattı’na bildirmelerini isteyen Üzmez, 4 helikopter, 5 uçak, 68 arazöz, 15 dozer ve 1400 civarındaki işçiyle hizmette olduklarını bildirdi.

/ İZMİR

08.08.2007


 

Yangınlara ‘termos’ çözümü

Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü, orman yangını çıkış sebepleri arasında ilk sıralarda yer alan, ‘’Çoban ateşi’’nin önüne geçebilmek amacıyla ilçedeki çobanlara termos dağıttı. İlçeye bağlı köyleri ziyaret ederek, 105 çobana termos veren Orman İşletme Müdürü Hakkı Türkoğlu, orman yangınlarının yüzde 97’sinin insanların sebep olduğu ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklandığını söyledi.

Yangınların önemli bölümünün, çobanların genellikle çay yapmak için yaktığı ateşten çıktığının bilindiğini dile getiren Türkoğlu, ‘’Ormanda ateş yakmanın yasaklanması sorunu çözmüyor. Bu sorunun yasaklarla değil, vatandaşa alternatifleri sunarak çözülmesi gerekiyor. Türk insanı çaya çok düşkün. Biz de bunun için çobanlarımıza çaylarını sıcak şekilde muhafaza edebilecekleri termoslar hediye etmek istedik’’ diye konuştu.

/ ORHANELİ

08.08.2007


 

Murat'ın da suyu azaldı

Muş’ta aşırı sıcaklar sebebiyle Murat Nehri’ndeki su seviyesinin azaldığı, nehir tabanındaki kayalar ortaya çıkmaya başladı.

Aladağ’dan doğan ve Muş Ovası’nın ortasından geçip Fırat Nehri’ne karışan bahar mevsiminde azgın suların geçit vermediği Murat Nehri de sıcaklardan etkilendi. Su seviyesinin düştüğü nehrin bazı bölgelerinde taban kayalarının ortaya çıkması dikkat çekici bulunurken, nehirde balıkçılık yapanlar nehir suyunun ilk defa bu kadar azaldığını ifade ettiler. Nehirde balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Ahmet Durmuş, ‘’Yıllardır nehirde balık avlarım. Her yıl bu dönemlerde su azalırdı ama bu yıl su azalması daha fazla oldu. Nehir tabanındaki taşlar göründü. Su azaldığı için avlayacak balık da yok’’ diye konuştu.

/ MUŞ

08.08.2007


 

Sokak hayvanları susuz kalmasın

Kuraklık sebebiyle su kaynaklarının kuruması sonucu bütün ihtiyaçlarını sokaktan karşılayan sokak hayvanları için de susuz kalma tehlikesi ortaya çıktı.

Trakya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muammer Öğüt, suyun tüm canlılarda olduğu gibi hayvanlar için hayatî önem taşıdığını belirtti. Su sıkıntısının şehirlerdeki süs havuzlarının suyunun kesilmesine sebep olduğunu anlatan Öğüt, bunun su ihtiyacını havuzlardan karşılayan sokak hayvanları için büyük risk oluşturduğuna dikkati çekti.

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, hayvanlarda aşırı su kaybına yol açtığını ifade eden Öğüt, ‘’Sokak hayvanlarına bu zor günlerinde daha yakın ilgi ve sevgi gösterelim. Onları bu kurak günlerde yalnız bırakmayalım. Herkes evinin önüne bir tas su koysa sokak hayvanlarının acılarını bir nebze azaltabiliriz’’ dedi.

Türk toplumunda tarihte köprü, darülşifa, medrese ve camilere kuş evleri yapılması, mera vakfedilmesi, yaralı ve hasta hayvanlar için bakım evleri ile hastane açılması hayvanlara verilen önemi gösteriyor.

/ EDİRNE

08.08.2007


 

Sismail 'Keşke' dememek için geliyor

Toplumun deprem konusunda bilinçlenmesi için başlatılan Depreme Duyarlılık Günleri Projesi başlatıldı.

Sismail adlı maskotla tanıtımı yürütülecek projenin Koordinatörü Prof. Dr. Niyazi Türkelli, muhtemel deprem olduktan sonra "Keşke" dememek için böyle bir çalışma başlattıklarını ifade etti.

Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliğinde gerçekleştirilen projenin tanıtımı, Kandilli Rasathanesi ve Araştırma Enstitüsü'nde gerçekleştirildi. Önümüzdeki 30-35 yıl içerisinde İstanbul'da %60 ihtimalle 7.5 şiddetinde bir depremin gerçekleşeceğini ifade eden Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, bu çalışmanın amacının deprem bilincini yerleşik hale getirmek olduğunu belirtti. Dört üniversitenin çalışmaları sonucunda bazı deprem senaryoları hazırlandığını ifade eden Prof. Dr. Altay, alınan bilimsel verilere göre bilgilerin sürekli güncellenerek çalışmaların yürütüldüğünü söyledi.

Proje Koordinatörü Prof. Dr. Niyazi Türkelli de Depreme Duyarlılık Günleri Projesi'ni Kurumsal Sosyal Sorumluluk anlayışı ile bir “Toplumsal Kültür Yapılandırması” olarak ortaya koyduklarını söyledi. Projeyi İstanbul halkıyla paylaşmayı ve onları ortak etmeyi istediklerini belirten Türkelli, bu çalışmanın ayrıca üniversite, devlet, yerel yönetimler, halk, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve medya işbirliğiyle hayata geçirmeyi planlanladıklarını aktardı.

Proje kapsamında, belirli bir takvim çerçevesinde tüm İstanbul çapında depreme hazırlık ve bilinçlendirme etkinlikleri yapılacağını anlatan Türkelli, ilerleyen süreçte Türkiye'ye genelinde projenin yaygınlaştırılacağını belirtti.

Depreme Duyarlılık Günleri Projesi'nin tanıtım toplantısı, proje maskotu Sismail'in tanıtılması, proje video klibinin izlenmesi ve soruların cevaplanmasıyla son buldu.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

08.08.2007


 

Yine terör saldırısı 1 üsteğmen şehit

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü PKK üyelerinin döşediği mayının patlaması sonucu, 1 üsteğmen şehit oldu.

Alınan bilgiye göre, devriye görevi yapan Jandarma Komutanlığı ekipleri ile köy korucularını taşıyan askerî aracın, Yeşiltaş köyü yakınlarında geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyeleri tarafından önceden yol döşenen uzaktan kumandalı mayının patlatılması sonucu, Gümüşhane doğumlu Üsteğmen Çağlar Canbaz’ın hayatını kaybettiği bildirildi. Üsteğmen Canbaz’ın cenazesi, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığında yapılacak törenin ardından memleketine gönderilecek. Olayda yaralanan köy korucuları İlhan Çoruh ile Yasin Çoruh’un Hakkari Askerî Hastanesinde tedavi altına alındığı bildirildi.

/ YÜKSEKOVA

08.08.2007


 

6 ev kül oldu

Kastamonu’nun Tosya ilçesine bağlı Suluca köyünde çıkan yangında ilk belirlemelere göre 6 ev yandı. Suluca köyününü Yukarı Mahallesi’nde Ahmet Yakşi’ye ait evde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı.

Kısa sürede büyüyen yangın, çevredeki diğer evlere de sıçradı. İlk müdahaleyi köylülerin yaptığı yangını söndürmek için Tosya Belediyesi ile çevre il ve ilçelerden gelen itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yetkililer, yangında ilk belirlemelere göre Ahmet Yakşi, Muharrem Bozkurt, Hasan Bozkurt, Hatice Uysal, Kazım Kaya ve Şakir Kaymak’a ait evlerin yandığını kaydettiler.

Tosya Kaymakam Vekili Recep Höl, yangında mal kaybının büyük olduğunu, ancak can kaybı olmamasının tek teselli kaynakları olduğunu bildirdi. Höl, yangında zarar gören vatandaşların tüm ihtiyaçlarının karşılanacağını söyledi.

/ TOSYA

08.08.2007


 

Ankara’da yağmur duâsına çıkılacak

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Ankara’da yağmur duasına çıkılacağını söyledi.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Bardakoğlu, İstanbul Müftülüğü’nün yağmur duasına çıkması ile ilgili yöneltilen bir soru üzerine İslam dininde “gereken tüm tedbirleri aldıktan sonra yapılacak bir şey yok şeklinde pozitivist” bir anlayışının bulunmadığını vurguladı. “Çünkü inanırız ki, yerin ve göğün sahibi yüce Allah’tır. Her şeyi takdir eden O’dur, sebepleri yaratan O’dur.” diyen Bardakoğlu, şöyle devam etti: “Biz gereken tüm tedbirleri aldıktan, barajları yaptıktan, her türlü maddi fiziki tedbilrleri aldıktan sonra elimizi açarız -Yarabbim biz her türlü tedbiri aldık. Üzerimize düşen çabayı gösterdik. Sen bize yardım et. Yağmur yağdır. İnsanlara yardım et- diye. O da bir başka husustur.”

Ankara’da da yağmur duası yapılacağını kaydeden Bardakoğlu, ‘Nerede olursa olsun yapılan yağmur duaları insanın kainatın sahibi ile bütünleşmesidir. İnsanın Allah’ın verdiği nimetlerin farkında olmasının bir imtihanıdır. Netice itibariyle her şeyin sahibi O’dur. Ama biz önce kul olarak bize düşen görevleri, birey olarak toplum olarak yapmalıyız.” şeklinde konuştu.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Öğrenciler, kursta öğrendiklerini sergiledi

Yaz Kur’ân kursuna katılan öğrenciler yaz boyunca kursta öğrendiklerini sergilediler.

Zonguldak’ın Ereğli ilçesi Uzun Mehmet Cami Yaz Kur’ân Kursu öğrencileri bir program düzenlendi. Programda öğrenciler, yaz boyunca kursta öğrendiklerini sergilediler. Ayrıca seslendirdikleri ilâhiler ve “Şeytan’ın Hileleri” isimli piyes cami cemaati tarafından büyük ilgi gördü. Program duâlar ve ilçe müftüsü Osman Aydın’ın kurs hocalarına hediye takdim etmesiyle sona erdi. Programla ilgili bilgi veren kurs görevlisi Eyüp Gümüş “Bizim kurslarımız dolu dolu geçiyor ve kursiyerlerimiz ve kurs hocalarımızla birlikte bu etkinliğe bir haftadır hazırlanıyorduk. Bu sosyal aktivite neticesinde hazırladığımız bu programda ‘ Şeytanın Hileleri’ isimli bir piyes gerçekleştirilmiş olup, öğrencilerden oluşan ilahi koro grubu, ilahileri güzelce seslendirmişlerdir. Öğrencilerimizin öğrendiklerini görselliğe dökerek cemaatimize de göstermiş olduk. Amacımız camilerde bu tür sosyal aktivitelerin yaygınlaştırılmasıdır. Önümüzdeki senelerde daha iyi programlar yapmak adına elimizden gelen gayreti göstereceğiz” diye konuştu.

/ ZONGULDAK

08.08.2007


 

Ankara 3 gün susuz

Demetevler’de ana borunun patlaması nedeniyle Ankara geneli 48-72 saat arasında su alamayacak. Ardından bütün kente “doyana kadar kesintisiz” su verilecek.

Ankara’da bir gün arayla iki ana borunun patlaması ve tonlarca içme suyunun boşa akmasının ardından Belediye, su kesintisi programını gözden geçirmeye başladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, öncek gün Demetevler’de patlayan ana borunun onarılmasının ardından kesinti programının devam edip etmeyeceğine karar verileceği bildirildi. Açıklamada, borunun tamir edilmesiyle tüm Ankara doyana kadar su verileceği belirtilirken, onarma işleminin 24 ila 36 saat süreceği kaydedildi.

2 metre 20 santimetre çapındaki ana boruya gelen suyun barajdan kesildiği, tamir bitene kadar su verilemeyeceği, barajdan gelen suyun İvedik Arıtma Tesisine ulaşmasının yine 24 ila 36 saat süreceği ifade edildi. Açıklamada, “Bu sürelerin sonunda, tüm Ankara doyana kadar kesintisiz su verilecek. Daha sonra da kesinti programına devam edilip edilmeyeceğine karar verilecek. Bu süreç içerisinde kamuoyuna sürekli bilgiler aktarılacak” denildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Kesintiler halk sağlığını tehdit ediyor

Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, su kesintilerinin şebeke suyunun kirlenmesine neden olduğunu ifade ederek, “Sular verildikten sonra kaynatılmadan içilmemeli, diş bile fırçalanmamalıdır” dedi.

Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, Ankara’da 48 saat süren su kesintilerinin halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, sular kesildiği zaman, şebekede negatif basınç oluştuğunu ve boruların etrafındaki kirli suların şebekenin içine emildiğini bildirdi.

Bu suların, başta mikroplar olmak üzere her türlü kirliliği içerdiğini söyleyen Akdur, “Boru içine emilen kirli sular, tekrar su verilinceye kadar boru içinde bekler ve bu bekleme sırasında tamamen kokuşur ve kokuşmuş, içilmesi sakıncalı sular haline gelir. Kesintiden sonra musluklarımızdan akan suların bataklık suyu gibi kokması bu nedenledir. Bu su bulanık, kokulu ve hem de her tülü madde ile kirlenmiş bir sudur içilemez. Bulaşık yıkama, ağız ve diş fırçalama, sebze ve meyve yıkama amacıyla kullanılması sakıncalıdır. Bu uygulamanın devam etmesi halinde Ankara halkı kolera, tifo ve viral hepatitiler açısından büyük bir risk altındır” diye konuştu.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Her öğrenciye kredi

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, YURTKUR’a başvuran her öğrencinin ya burs ya da öğrenim kredisi alacağını belirterek, ‘’Ona bağlı olarak katkı kredisini de mutlaka alacak’’ dedi.

Albayrak, üniversite gençliğinin problemlerinin herkes tarafından bilindiğini, söz konusu sorunların seçim öncesi siyasi partilerin seçim bildirgelerinde de yer aldığını, bildirgelerdeki yurt ve burslarla ilgili konuların üniversite gençliğinin önemsendiğini gösterdiğini ifade etti.

YURTKUR’un üniversite gençliğine lojistik destek veren bir kurum olduğunu belirten Albayrak, 4,5-5 yıl öncesine kadar Başbakanlık bünyesinde gerçekleştirilen öğrenim kredileri ve burs işlemlerinin YURTKUR’a devredildiğini hatırlattı.

Albayrak, 4-5 yıl önce YURTKUR’dan kredi alınmadığı takdirde kullanılan ‘’Ben kredi alamıyorum, burs alamıyorum, torpil var’’ cümlelerini tarihe gömdüklerini, 5102 sayılı yasanın çıkmasıyla ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilere burs verildiğini, geriye kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her öğrenciye de müracaat etmeleri halinde öğrenim kredisi sunulacağını kaydetti.

2003’de 443 bin öğrencinin öğrenim kredisinden faydalandığını, bugün ise yüksek öğrenime devam eden yaklaşık 765 bin öğrencinin burs ya da öğrenim kredisi kazandığını ifade eden Albayrak, ‘’YURTKUR’a başvuran her öğrenci ya burs ya da öğrenim kredisi alacak. Ona bağlı olarak katkı kredisini de mutlaka alacak’’ dedi.

Son 4 yıldır YURTKUR’da bir değişim süreci yaşandığını ve yurtların değişime uğradığını, yeni yaptıkları yurtların karyolalı 2-4 kişilik odalardan oluştuğunu ve bunları yaparken mevcut yurtların da kapasitesini iyileştirmeye gittiklerini ifade eden Albayrak, ‘’Yurtlardaki değişime Türkiye’deki birçok yurtta hamam sisteminin kaldırılarak duş sistemine geçişi örnek olarak verebilirim’’ dedi.

Göreve başladıklarında 187 bin olan yurt kapasitesinin 25 bin artmasına karşın bugünkü yurt kapasitesinin 202 bin 366 olduğunu bildiren Albayrak, ‘’Artışın çizelgeye tam yansımamasının nedeni, eski yurtların 10-18 kişilik odalarını azaltmak ve duş sistemine dönmektir’’ diye konuştu. Hasan Albayrak, yurtlarda öğrenci yerleşimiyle ilgili sorunları da yeni yurt veya ek bina yapımı gibi başlattıkları, 39 ildeki 39 projeyle çözeceklerini dile getirdi.

/ İSTANBUL

08.08.2007


 

Yurt ve burs müracaatları internetten yapılacak

2007-2008 öğretim döneminde ÖSS sınavına girerek bir yükseköğretim programına girmeye hak kazanan hazırlık ve birinci sınıf öğrencileri burs ve yurt başvurularını, sonuçlar açıklandıktan sonra internetten yapabilecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarda barınmak, burs, öğrenim ve katkı kredisi almak isteyenlerin ÖSYM’nin 2007 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndaki açıklamalar doğrultusunda yükseköğretim programına yerleştirme sonuçlarının açıklandığı tarihten itibaren müracaatlarını www.osym.gov.tr adresinden yapabilecekleri kaydedildi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Eğitimciler yeni ÖSS’yi destekliyor

Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, yeni ÖSS sistemini desteklediklerini belirterek, ‘’Bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz’’ dedi.

Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, ÖSS sınavına girenlerin yüzde 10’unun lisans programlarını kazandığını ve sınavlarda özel okul ve kolejlerin yanı sıra Fen ve Anadolu liselerinde okuyan öğrencilerin daha başarılı olduğunu hatırlatarak, bu durumun eğitimdeki fırsat ve kalite eşitliğiyle bağdaşmadığını belirtti.

Yeni ÖSS sisteminin şimdiki uygulamadan daha adil ve daha sağlıklı işleyen bir sistem olacağını savunan Avcı, ‘’Yeni ÖSS sistemini destekliyor ve bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz’’ dedi. Yeni sistemin, mevcut ÖSS’den daha iyi bir sistem olmakla birlikte beklentilerini tam olarak karşılamaktan da uzak olduğunu ifade eden Avcı, ‘’Yeni ÖSS sisteminin önerilere ve değişikliklere açık olmasının da ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla bugüne kadar güdülen eğitim politikası geleneğini bozuyor olması açısından sevindirici olduğunu’’ kaydetti. ‘’Dershane dayatmasını, özel okul dayatmasını kaldıran bir sistemi savunduklarını’’ belirten Avcı, ‘’Olumlu yönleri olmasına rağmen yeni ÖSS sistemi, dershanelere öğrenci başına 3 ile 15 milyar arasında ödeme yapan aileleri, dershaneye getirmediği takdirde sınavı kazanma imkanı olmayan öğrencileri korumaktan oldukça uzaktır’’ dedi.

/ ANKARA

08.08.2007


 

İstedikleri okullara yerleştiler

Giresun Güce İlköğretim Okulu öğrencisi olup OKS’ye giren 27 öğrenciden 24’ü istedikleri okullara yerleşti.

2007 OKS sonuçlarına göre tercih hakkını kullanan Güce İlköğretim Okulu’nun 27 öğrencisinden 24’ü sınavı kazanarak yerleşme başarısı gösterdi. Okul Müdür Yardımcısı Dursun Şahin, OKS’ye giren 43 öğrenciden 40’ının tercih hakkını elde ettiğinin altını çizerek, “Tercih hakkını kullanan 27 öğrencinin 24’ü bir liseye yerleşerek ilçenin yüzünü güldürmüştür. Bu başarılar tesadüfi değildir. Giresun’un küçük bir ilçesi olan Güce’de eğitim ve öğretimdeki birçok aksaklığa rağmen düzenli ve planlı çalışmalar bu başarıyı getirmiştir.” dedi.

/ GİRESUN

08.08.2007


 

Yarımağan: Ortak çalışma yok

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Millî Eğitim Bakanlığının (MEB), yükseköğretime giriş için her yıl sınav yapmayı planladığı yönündeki haberlerle ilgili olarak, bu konuda kendileriyle yapılmış görüşme ya da ortak bir çalışma olmadığını söyledi.

Lise bitirme sınavlarının iyi planlanması halinde olumlu olabileceğini belirten Yarımağan, öğrencilerin 4 yıl üst üste sınava girmesinin ise lise eğitiminin çökmesi anlamına geleceğini kaydetti. Prof. Dr. Yarımağan, bugün bazı gazetelerde yer alan MEB’in üniversiteye girişi yeniden düzenlemek için çalışma başlattığı yönündeki haberlerle ilgili soruların cevapladı. ‘’Bu konuda bizimle yapılmış görüşme, ortak çalışma yok’’ diyen Yarımağan, konunun ‘’Yeni ÖSS’’ olarak yorumlanmasının da yanlış olduğunu belirtti.

Üniversiteye girişi düzenlemenin Yüksek Öğretim Kurulunun (YÖK) yetkisinde olduğunu dile getiren Yarımağan, haberlerde yer alan ‘’olgunluk sınavlarında alınan puanların ortalamasının yüzde 25’inin ÖSS puanına ekleneceği’’ yönündeki ifadeleri de, ‘’Kendi kendine bir şey yapılıyor, kopuk bir çalışma’’ olarak niteledi. Üniversiteye giriş konusunda atılması gereken en önemli adımın üniversite kontenjanlarının artırılması olduğunu anlatan ÖSYM Başkanı Yarımağan, ‘’Öğrenci sayısı giderek artacaksa getireceğiniz sınav sistemi rasyonel çözüm olmaz’’ diye konuştu.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Avlanma gününe kısıtlama getirildi

Edinilen bilgiye göre, Merkez Av Komisyonu, Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Vekili Dr. Mahir Küçük başkanlığında olağanüstü toplandı. Komisyon, 2007-2008 av dönemi için bütün yurdu kapsayan hususları yeniden değerlendirerek karara bağladı.

Merkez Av Komisyonu kararına göre, çulluk, yaban ördekleri ve sakarca kazını avlama süresi, 4 günden 3 güne düşürüldü. Buna göre, belirtilen kuşlar, resmî tatil günleri ile Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri avlanılabilecek.

Bu arada, birbirini izleyen bir günden fazla süren avlanmalarda, avlanan av hayvanlarının avlaklarda ve av dönüşünde nakil vasıtasıyla, avcıların üzerinde taşınabilecek en fazla miktar, her bir avcı için belirlenen bir günlük miktarı aşamayacak.

Bir av gününde 10 bıldırcın, 8 üveyik, 4 kaya güvercini, 2 kınalı keklik, 3 yaban kazı, 4 çulluk, 1 su çulluğu, 6 karatavuk, 1 ala karga, 15 leş kargası, 4 serçe, 1 yaban tavşanı, 2 sansar, 1 yaban domuzu, 3 çakal, 2 tilkiden fazla avlanılması yasaklandı.

Birbirini izleyen bir günden fazla süren avlanmalarda avlanan av hayvanlarının av dönüşünde, nakil vasıtasıyla içinde taşınabilecek, en fazla miktarı, jandarma ve İl Çevre Orman Müdürlüklerinden birbirini izleyen bir günden fazla yapıldığına dair belge alınmak kaydıyla, her bir avcı için belirlenen limitlerin 2 günlük miktarı, avlaklarda avcıların üzerinde ise bir günlük miktarı aşamayacak.

Ayrıca, korunan av hayvanlarından sülün ile yaban keçisi, çengelboynuzlu dağ keçisi, karaca, ayı, kurt, kızıl geyik, yaban koyunu, ev Anadolu yaban koyunu, bakanlıkça belirlenen avlaklarda, envanter çalışmaları ve avlanma planlarına göre belirlenen kota dahilinde av turizmi kapsamında avlandırılmasına, bakanlığın yetkili olduğu bildirildi.

AV SİLÂHLARINA DA STANDART GETİRİLDİ

Kara Avcılığı Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince havalı tüfekler ve tabancalar ile takoz kullanılarak haznesi iki fişek alacak hale getirenler hariç ikiden fazla fişek alan pompalı ve yarı otomatik yivsiz tüfekler ile avlanmak, avlaklarda ve vasıtalarda bulundurmak, yivli tüfekleri kuş avında kullanmak yasaklandı. Kapan, olta, ilmek, ağ, ökse, tuzak, canlı mühre, çığırtkan, alaca ve kafes kullanmak, et ve diğer yem maddelerine zehir karıştırmak ve yeme alıştırmak suretiyle avcılık da yasak kapsamına alındı.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Gürgentepe’nin çöp mücadelesi

Ordu Çevre Belediyeler Birliğince (ORÇEB) Gürgentepe ilçesinde yaptırılmak istenen, Çevre ve Orman Bakanlığının ise yer konusunda olumlu görüş bildirdiği Çöp İstasyonu ve Katı Atık Depolama Merkezi, yöre halkı tarafından tepki görürken, Ordu İdare Mahkemesi daha önce verilen ÇED olumlu kararının iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Alınan bilgiye göre, Ordu’nun en önemli sorunlarının başında gelen çöp sorununa çözüm bulmak için Ordu Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu çeşitli ilçe ve belde belediyeleri tarafından oluşturulan ORÇEB, Çöp İstasyonu ve Katı Atık Depolama Merkezi kurmak için yaklaşık 2 yıl önce alan arayışına başladı.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Gürgentepe ilçesi Işıktepe beldesi sınırlarındaki Direklisapağı yöresinde yaklaşık 45 hektarlık bir alan için hazırlattığı ÇED raporu ile olumlu görüş bildirmesi üzerine, Çöp İstasyonu ve Katı Atık Depolama Merkezi’nin kurulması için etüt çalışmalarına başlandı.

/ SAMSUN

08.08.2007


 

Caretta Carettalara kaymakamlık koruması

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde Caretta Caretta türü kaplumbağalarının yumurta bıraktığı alanlar, Gazipaşa Kaymakamlığınca koruma altına alındı.

Gazipaşa Kaymakamlığı, ilçede Caretta Caretta kaplumbağalarının yuva yaptıkları alanlara uyarıcı levhalar koyarak, yumurta bırakılan alanların üzerinin kafesle örtülmesini sağladı.

Gazipaşa Kaymakamı İsmail Gültekin, Gazipaşa’nın Caretta Caretta kaplumbağalarının Türkiye’deki 17 üreme alanından bir tanesi olduğunu söyledi.

/ GAZİPAŞA

08.08.2007


 

Fırat ve Dicle’den su transfer edilsin

Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Halis Uysal, gerekli alt yapının hazırlanması halinde, Fırat ve Dicle nehirlerinden, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan bazı illere su transfer edilebileceğini kaydetti.

Uysal yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin bugün küresel ısınmanın risk oluşturduğu ülkelerin başında, çevre kirliliğinde de 40 ülke arasında yapılan araştırmada yüzde 69,2’lik oranla birinci sırada geldiğini hatırlattı.

Bu tablo karşısında alınması gereken tedbirler olduğunu belirten Uysal, acilen “Milli Su Konseyi’’ hatta “Toprak ve Su Bakanlığı’’ kurulması gerektiğini kaydetti.

/ ANKARA

08.08.2007


 

Aladağ Çayı kuruyor

Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Sarıyar Barajı’nı besleyen Sakarya Nehri’nden sonra en büyük çay olarak bilinen Aladağ Çayı, kuraklık sebebiyle kuruma noktasına geldi.

Ankara’ya 120 kilometre uzaklıktaki Nallıhan’ın Çayırhan beldesi Davutoğlan köyü sınırları içinde bulunan Nallıhan Kuş Cenneti’nden de geçen Aladağ Çayı, kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yetkililer, çayın su seviyesinin azalması sebebiyle Nallıhan Kuş Cenneti çevresinde yaşayan kuş türlerinin de göç etmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.

/ BEYPAZARI

08.08.2007


 

Çimi Yaylasında susuzluk

Yaz aylarında dahi karın eksik olmadığı, Toroslar’ın zirvesindeki Çimi Yaylası’nda hayvancılık yapan Yörükler, bu yıl pınarların kuruması sebebiyle sıkıntı yaşıyorlar. Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Çimi köyü Muhtarı Ramazan Önal, kuraklık sebebiyle köyün yaylasındaki pınarların kuruması üzerine su ihtiyacının kuyulardan sağlandığı bildirdi.

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi sonucu, yayladaki çoğu pınarın kuruduğunu, bazılarından akan suyun ise çok yetersiz olduğunu belirten Önal, ‘’Eskiden yaylalarımıza metrelerce kar yağardı. Havaların sıcak ve kurak geçtiği son yıllarda pınarlardan akan su yetmez oldu’’ dedi.

/ ANTALYA

08.08.2007


 

Lüleburgazlı çevrecilerden imza kampanyası

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Evrensekiz beldesinde bulunan Evrensekiz Deresi’ndeki kirliliğe engel olunması için TEMA Vakfı üyelerince imza kampanyası düzenlendi.

Evrensekiz Beldesi TEMA Vakfı Temsilcisi İsmail Metin, Genç TEMA üyeleri Niyazi Metin, Taner Koşan ve Mehmet Ödevim ile birlikte Evrensekiz Deresi’ndeki çevre kirliliğine engel olabilmek için başlattıkları kampanyada 637 imza toplandılar.

İsmail Metin, beldede toplanan imzaları dilekçeyle Lüleburgaz Kaymakamlığı ve Lüleburgaz DSİ Müdürlüğü’ne teslim ettiklerini belirterek, ayrıca derenin kirlenmesinden sorumlu tuttukları fabrika hakkında da Lüleburgaz Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.

/ KIRKLARELİ

08.08.2007


 

Kuraklık Koordinasyon Kurulu oluşturulacak

Konya İl Genel Meclisi, Konya İli Kuraklık Koordinasyon Kurulu oluşturulması için çalışma başlattı.

Konya İl Özel İdaresinden yapılan yazılı açıklamaya göre, su tüketimi bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında “Konya İli Kuraklık Koordinasyon Kurulu’’ oluşturulması için meclise önerge verildi. Son yıllarda yaşanan kuraklık sebebiyle bütün kesimlerde su tasarrufuna gidilmesi ve su kaynaklarının geliştirilmesi, korunması gerekliliğinin ortaya çıktığını belirtildi.

/ KONYA

08.08.2007


 

Ameliyat için kataraktın iyice olgunlaşmasını beklemeyin

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdinç Usta, kataraktın göz içi merceğin saydamlığını kaybetmesi sonucu oluşan, görme azalmasıyla kendini gösteren bir hastalık olduğunu ve sadece ameliyatla tedavi edildiğini söyledi.

Katarakt ameliyatı için kataraktın iyice olgunlaşmasını beklemenin yanlışlığına dikkat çeken Dr. Usta, “En sık görülen sebebi yaşlanmadır. Bunun yanı sıra bir kısım metobolik hastalıklarda ve anne karnında geçirilen mikrobik hastalıklarda ve genetik hastalıklarda görülebilir. Göze yönelik darbeler diğer sebeplerindendir” dedi. Kataraktın sadece ameliyatla tedavi edildiğini belirten Dr. Erdinç Usta, uygun şekilde göz içine konan merceklerin göze herhangi bir zarar vermediğini kaydetti. Katarakt ameliyatı sonrası gözlük kullanmamanın mümkün hale geldiğini açıklayan Dr. Usta, “Multifocal lensler ile uygun gözlerde ve uygun kişilerde gözlük kullanmadan hem uzağı, hem yakını görmek son yıllarda mümkün hale gelmiştir. Halk arasında laserle dikişsiz katarakt ameliyatı olarak bilinen ameliyat aslında ultrasonik dalgalardan faydalanılarak yapılan, kısaca FAKO olarak adlandırılan yöntemle yapılmaktadır. Eski tip ameliyatlara göre avantajları: Ameliyat kısa sürer, iğneyle uyuşturmadan, damlayla uyuşturularak yapılabilir. Ameliyat sonrası kısa zamanda iyi görme sağlanır. Gözlük ihtiyacı daha azdır. Ameliyat riskleri azalır. Ameliyat sonrası kısıtlamalar azdır. Ameliyat için kataraktın iyice olgunlaşmasını beklemek gerekmez” diye konuştu.

/ BURSA

08.08.2007


 

Nene Hatun’un hayatı film oluyor

Tarihte 93 Harbi olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasındaki Erzurum savunmasının kadın kahramanı Nene Hatun’un hayatı ‘’Oy Nenem’’ adlı dizide anlatılacak. Filmin yapımcısı Yenilmez, ‘’Yeni yayın dönemi için en iddialı ve en büyük işlerinden birini hazırlıyoruz’’ dedi.

Yenilmez, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının kadın kahramanı Nene Hatun’un hayatını dizi film yapmayı son bir yıldır düşündüklerini, Gazeteci-Yazar Talat Uzunyaylalı’nın ‘’Efsane Kadın Nene Hatun’’ adlı kitabının çıkmasıyla yapacakları projenin kafalarında şekillendiğini söyledi.

Dizi senaryosunun ve yayınlanacak Tv kanal görüşmelerinin son aşamaya geldiğini belirten Yenilmez, şunları kaydetti:

‘’Filmde ünlü isimlerin yanında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Tiyatrosu’ndaki oyuncu arkadaşlarımız da yer alacak. Filmde 16 birinci karakter var, yan karakterlerle bu sayı 35’i buluyor. Ayrıca Türk sinemasında bazı yeni teknikleri de dizide uygulayacağız.’’

ÇEKİMLER EKİMDE BAŞLAYACAK

Çekimlere Ekim ayında başlayacaklarını ve filmin anlaşma yapılan televizyon kanalında Kasım ayında yayınlanmaya başlayacağını belirten Yenilmez, ‘’Yeni yayın dönemi için en iddialı ve en büyük işlerden birini hazırlıyoruz. Tarihimizdeki kadın kahramanlarımızdan Nene Hatun’un hayatını anlatacağımız bu dizinin halkımız tarafından çok beğenileceğini ve çok yüksek reytingler alacağımızı düşünüyorum’’ diye konuştu.

Toplumda tarih bilincinin oluşması açısında da bu gibi çalışmaların ayrı bir önemi olduğuna dikkati çeken Yenilmez,’’Toplumun dejenerasyonunda en büyük etkenler, san'atta, sinemada ve medyada görülüyor. Bu neden sinemada, televizyonda ve hayatımızın her alanında, tarihimize daha fazla ağırlık vermemiz lâzım. Bu düşünceyle Nene Hatun’u çekiyoruz’’ dedi.

“DİZİNİN HER ŞEYİNİ ERZURUM’DA YAPACAĞIZ’’

Diziyle Erzurum’un tarihî dokusunun bütün Türkiye’nin gözleri önüne serileceğini ifade eden Yenilmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Erzurum’da bu bir ilktir. Dizinin her şeyini Erzurum’da yapacağız. Erzurum, Doğu’nun değil, bölgenin medeniyet baş şehri olmaya aday. Medeniyet baş şehri olacak bir ilin sinema altyapısının oluşması lâzım. Biz bu işe öncülük edeceğiz. Bizim bu çalışmamız diğer yapımcıları da harekete geçirecektir.’’

Yenilmez, dizinin televizyonda yayınlanmasından önce İstanbul, İzmir ve Ankara’da düzenlenecek konserlerle tanıtımının yapılacağını sözlerine ekledi.

/ ERZURUM

08.08.2007


 

Yüksek nem kulaktan vuruyor

Yüksek nemin yol açtığı terlemenin, gerekli duyarlılık gösterilmeyip, tedbir alınmadığı takdirde kulak hastalıklarını tetikleyerek işitme kayıplarına sebep olabileceği bildirildi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barlas Aydoğan, yaz aylarıyla birlikte en önemli sorun olan nemin, özellikle hassas olan dış kulakta sorunlara yol açarak işitme kayıpları ve önemli hastalıkları beraberinde getirebileceğini söyledi.

Dış kulak cildinin çok hassas olduğunu ve çabuk tahriş olabildiğini hatırlatan Aydoğan, ‘’Dış kulakta en ufak kaşıntı dahi enfeksiyonu kolaylaştırıcı faktör oluyor’’ dedi.

Yapısı itibariyle nemin dış kulakta kolayca toplanabileceğini anlatan Aydoğan, şöyle konuştu: ‘’Özellikle yaz aylarıyla birlikte terleme de doğal olarak artar. Ter kulak içinde saklanabilir. Oluşan nem, dış kulakta mikroorganizmaların kolay ve hızlı bir şekilde üremesini sağlar. Nem, bu bölgede kaşıntıya yol açar. Kaşıntı ise dış kulakta zedelenmeyi, beraberinde ise mantar oluşumunu tetikler. Nemle birlikte dış kulakta oluşacak mikrobik iltihaplanmalar, ilerleyen günlerde işitme kayıpları gibi önemli kulak rahatsızlıklarını beraberinde getirir.’’

/ ADANA

08.08.2007


 

Kahve kadınların hafızasına yarıyor

Fransa ve Portekiz’de yapılan bir araştırmada, kahvenin 65 yaşının üzerindeki kadınların hafızalarını koruyucu etkisinin olduğu belirlendi.

Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbî Araştırmalar Enstitüsü’nün (Inserm) Lizbon Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı araştırmada, günde en az üç fincan kahve veya 6 fincan çayın, günde sadece bir fincan veya daha az içenlerle kıyaslandığında hafızayı koruyucu etkisi bulunduğu ortaya çıktı. 65 ve daha yaşlı 4 bin 197 kadın ve 2 bin 820 erkeğin kafein tüketimi ile hafıza, dil ve mantık yürütme gibi “tanımaya değin” entelektüel peroformansları arasındaki ilişkinin, 4 yıl boyunca elde edilen veriler ve bir istatistik modeli oluşturularak değerlendirildiği araştırmada, kafeinin sadece kadınlarda hafızayı koruyucu etkisi olduğu tesbit edildi.

Inserm’den Karen Ritchie, araştırmanın kafeinin kadınların beyin fonksiyonu üzerinde koruyucu bir etkisinin bulunduğunu açıkça gösterdiğini belirterek, kafeinin neden sadece kadınların hafızasını koruyucu bir etkisi bulunduğunu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.

/ PARİS

08.08.2007


 

Açıkta satılan gıdalar hasta edebiliyor

Açıkta satılan gıda maddelerinin insan sağılığını tehdit ettiğini belirten intaniye uzmanı doktor Recep Polat, vatandaşlardan açıkta satılan gıdaları tüketmemelerini istedi.

Yaz aylarında ishal vak’alarında artış yaşandığına dikkat çeken Recep Polat, özellikle açıkta satılan et, süt gibi gıda maddelerinden uzak kalınması gerektiğini belirtti. İshalden korunmak için açıkta satılan gıda maddelerini tüketmemek gerektiğini ifade eden Polat, yerel yönetimlerin ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının da denetimlerini arttırarak açıkta gıda satışına izin vermemesini istedi. Polat, “Havaların sıcak olması nedeniyle karın ağrısı ve ishal vak’alarında artış yaşanıyor. Bunun temel nedenlerinden birisi açıkta satılan gıda maddeleri. Vatandaşlara ambalajlanmış ve son kullanım tarihi geçmeyen ürünleri tüketmelerini tavsiye ediyoruz. Açıkta satılan gıda maddeleri sağılığımızı ciddî şekilde tehdit ediyor. İlgili birimlerin harekete geçip açıkta gıda satışına izin vermemesi gerekiyor” diye konuştu.

/ ERZURUM

08.08.2007


 

Evdeki silâhlar iyi saklanmalı

Özellikle 10 yaşından küçük çocukların meraklı ve keşfetmeyi sevdiğine dikkat çeken uzmanlar, temizlik malzemeleri, ilâçların ve zehirli maddelerin nasıl çocuklardan uzak tutuluyorsa silâhların da çocuklardan uzak tutulması gerektiğini söylüyor.

Uludağ Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ömer Tarım, zaman zaman evlerde silâh kazası sebebiyle ölen çocukların öykülerinin yaşandığını bunun birkaç basit tedbirle engellenebileceğini söyledi.

Çocukların çevrelerindeki yetişkinlerin hareketlerini yakından izlediklerini anlatan uzmanlar, ebeveynlerin evde sakin bir ses tonuyla konuşmaları, şiddetten uzak çözüm yolları bulmalarının çocuklar açısından büyük önem arzettiğine işaret ediyor ve şu tavsiyelerde bulunuyor: “Birçok ebeveyn temizlik malzemeleri ve diğer zehirlerin nasıl çocuklardan uzak tutulabileceğini ve elektrik prizlerinin nasıl kapatılabileceğini bilir. Fakat 10 yaşından küçük çocuklar zehirlenme, elektrik çarpması ve trafik kazası sonucu ölüm riski kadar silâhla ölüm riski de taşırlar. Bu nedenle trafik kazalarına karşı alınan emniyet kemeri gibi önlemlere benzer önlemlerin silâhlara karşı da alınması gereklidir. Evde silâh varsa çocuğun ulaşabileceği yerlerin uzağında olmalıdır. Silahlar aynı zamanda depresyondaki ve Alzheimer hastalığı gibi sorunları olan kişilerden de uzakta tutulmalıdır.”

/ BURSA

08.08.2007


 

En büyük cinayetin hikâyesi

ABD, Japonya-Hiroşima’ya ilk atom bombasını atmadan sadece 20 gün önce ilk atom bombasının deneyini, bundan 62 yıl önce New Mexico eyaletinde Los Alamos Ulusal Laboratuvarının girişimiyle yapmıştı.

ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya, İtalya ve Japonya’nın kurduğu Mihver Devletlerinin Müttefikler tarafından ebediyen ezilmesi için hazırladığı Manhattan Atom Bombası Projesinin deney alanının adı da ilginç seçilmişti: Atomların ayrışması olan fizyon ve birleşmesi olan füzyonu çağrıştıran isimle ‘’Trinity (Teslis)’’ deney alanı. ‘’Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’’ üçlemesinin adını taşıyan dünyanını ilk atom bombası deney alanı, New Mexico eyaletinin güneyinde İspanyolca adı ‘’Jornada del Muerto-Ölü Adamın Seferi’’ isimli çölde 16 Temmuz 1945’te yapıldı. Sabah saat 05:29’da şafak vakti ilk atom bombası patlatıldı ve bunu büyük heyecanla bekleyen 40 bilim adamının gözü önünde muhteşem indifa mantarı göğü hapsetti. Dairesel beton bariyer setleriyle çevrili bombanın konulduğu ‘’masa’’, yerden 33 metre yüksekteydi. Hiroşima’da da yere değmeden havada patlatıldı.

DÜNYALAR HARAP OLDU

İlk atom bombasını hazırlayan bilim adamlarından Manhattan Projesi müdürü fizikçi Prof. Dr. Robert Oppenheimer (1904-1967), ‘’tarihin ilk nükleer patlamasını’’ izlerken, Hint-Sanskrit dinsel şiiri Bhagavadgita’dan şunu dedi: ‘’Ölüm Oldum Dünyaları Harap Eden’’

Trinity alanı Müdürü olan Harvard Üniversitesi fizik hocası Kenneth Bainbridge ise bu şeytanî muazzam kuvvette bombanın ilk patlamasının hemen arkasından, Oppenheimer’in göklerde yüzen sözünden çok daha basit insanî hırsla şunu söylemişti: ‘’İşte şimdi artık hepimiz şerefsiziz.’’ Bu küfrü, tarihe geçti.

BAŞKAN TRUMAN

Los Alamos’ta ilk atom bombasının çalışmaları 1943’te başlamış ve ilk deney ‘’tam başarı’’ sağlayınca, ABD’nin 1945-1953 arası 33. Başkanı Harry Truman (1884-1972), dünya tarihinde iki atom bombasının Japonya’ya atılmasını emretmişti.

Nobel Ödüllü fizik âlimleri Enrico Fermi (1901-1954) ile Emilio Segre (1905-1989) Manhattan-Trinity çalışmalarının yöneticilerindendi.

İlk bombanın patlatılmasından önce plutonyum elementiyle uranyum ışınım elementlerinin özelliklerinin ‘’kritik’’ safhada büyük konvansiyonel patlayıcı ile nükleer patlamaya açılabileceği belirlendi. Trinity bilim adamlarından Seth Henry Neddermeyer (1907-1988), plutonyumun atom toplarının ‘’süper kritik’’ safhadan patlamaya geçebileceğini gösteren nükleer fizik uzmanlarındandı.

İlk atom bombasının öncüsü ve Manhattan Projesinin mimarı Robert Oppenheimer 16 Temmuz 1945 günü, deneme alanının kurulduğu New Mexico çölünde ‘’beton tabyalarla çevrili’’ alandan uzakta dalgın dalgın yürürken, önüne ters dönmüş bir ölü kaplumbağa çıkar, onu alır ve düzeltir, usulca mırıldanır: ‘’bunu yapabildim.”

/ LOS ALAMOS

08.08.2007


 

12 Ağustos’ta yıldız yağmuru yaşanacak

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektör Yardımcısı ve Ulupınar Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Osman Demircan, yaptığı açıklamada, 17 Temmuzda başlayıp 24 Ağustosa kadar devam edecek olan “Perseid Yıldız Yağmuru”nun en yoğun görüneceği 12 Ağustos gecesinde, Ulupınar Gözlemevinin halka açılacağını söyledi.

Prof. Dr. Demircan, 12 Ağustos gecesinin diğer önemli astronomik olayının da Ay, Güneş, Merkür, Venüs ve Satürn’ün gökyüzünde yengeç ve arslan burçları arasında 15 derece karelik dar bir alanda toplanması olduğunu belirterek, 12 Ağustos gecesini şöyle anlattı:

“Güneş ile beraber bu cisimler de 20.58’de battıktan sonra gökyüzü yavaş yavaş kararacak, yıldızlar ve samanyolu bütün ihtişamıyla görünmeye başlarken kayan yıldızlar da kendini gösterecek. Saat 22.00’ye kadar 100’e yakın saniyedeki hızları 50-60 kilometre olan kayan yıldız görebileceğiz. Bunlardan bazıları çok parlak olabildiği gibi yere düşen göktaşı bile bulunabilir.”

Kayan yıldızların, gerçek yıldızlarla ilgilerinin olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Demircan, “Onların yer atmosferine girerek yanan hatta ufalanıp toz olarak yere dökülen taş, toprak ve kaya parçaları olduğu bilinir. Aslında bunlar yani kayan yıldızlar uzayda yörüngesi üzerinde parçalanmış küçük kuyruklu yıldız parçalarıdır” dedi.

Prof. Dr. Demircan, “Perseid Yıldız Yağmuru”nun bir sonraki geçişinin 14 Ağustos 2126 tarihinde olacağını kaydetti.

/ ÇANAKKALE

08.08.2007


 

Mevleviler Sydney’i cezbeye getirdi

UNESCO’nun doğumunun 800. yılı münasebetiyle ‘Mevlânâ Yılı’ olarak ilân ettiği 2007’de bütün dünyada düzenlenen faaliyetler çerçevesinde Avustralya’ya gelen Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Semazenleri, Sydney’e unutulmaz bir gece yaşattı.

Semazenler, Sydney’in şehir merkezinde Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sydney Türk Başkonsolosluğu, Affinity Intercultural Foundation (Kültürlerarası Diyalog Vakfı) ve Australian Intercultural Society (Avustralya Kültürlerarası Diyalog Merkezi) tarafından organize edilen muhteşem bir gösteriye imza attı.

Avustralya Federal milletvekili Laurie Ferguson, Avustralya Türkiye Büyükelçisi Murat Ersavcı, Sydney Başkonsolosu Nihat Erşen ve çok sayıda seçkin dâvetlinin katıldığı program, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye’yi tanıtan filmin gösterilmesiyle başladı. Tanıtım filminin ardından kısa bir konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Celil Güngör “İslâm düşüncesinin ve mistisizminin sekiz asırdır eskimeyen, pörsümeyen ve bir dirilişin, yeniden kendini üretmenin zirvesi olan Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin İnsanlıkla paylaşılması, anlaşılması ve anlatılmasına bu yıldönümünün vesile olması en büyük sevincimiz ve kazancımızdır.” dedi. Sydney Town Hall’deki programın girişinde uzunca kuyrukların oluşurken, 2 bin kişilik salona kapasitesinin üzerinde bir talep vardı. İzleyicilerin büyük bir kısmının yabancı toplumlarda olması ise dikkatleri çekti.

/ SYDNEY

08.08.2007


 

Eceli gelmemiş

ABD’nin Teksas eyaletinde, 71 yaşındaki bir kadın 46 metrelik uçuruma düşen kamyonetinden sağ çıktı.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre, Helen Crosser adlı kadın, önceki sabah erken saatlerde Ford Ranger marka kamyonetiyle seyir halinde iken ayakkabısı fren pedalına sıkıştı. Hareket halinde ayağını kurtarmaya çalışan Helen’in aracı bir kayaya çarptıktan sonra 47 metrelik uçurama düştü. 7 saat boyunca kızgın güneşin altında kalan Helen, civardan geçmekte olan bir sürücünün araçtan yansıyan ışığı fark edip polisi haberdar etmesi sonucu kurtarıldı. Yaralı olan ve susuz kalan Helen’in hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

/ EL PASO

08.08.2007


 

Köyün maskotu Abbas

Kanguru, tavşan, köstebek, sincap ve fareyi andıran sevimli hayvanı görenler hayretlerini gizleyemiyor.

Kanguru gibi sıçrayarak yürüyen yaklaşık 150 gram ağırlığında, 10 santimetre boyundaki, uzun kuyruklu, uzuk kulaklı canlıyı bularak sahiplenen Veli Turan ona ‘Abbas’ adını verdi. Gümüş Köyü’ndeki arkadaşları, Murat Tutkun, Fuat Turan ve Hasan Tutkun’la birlikte, 1 ay önce Eşeler Yaylası’nda gezerken, Veli Turan’ın ayağı bir çukura girdi.

Turan, ayağını çıkardığı çukurdan fırlayan bir canlının kanguru gibi sıçrayarak kaçtığını gördü. Uzun süren kovalamacının ardından gençler daha önce hiç görmedikleri hayvanı yakalayarak köye getirdi. Veli Turan, ‘Abbas’ adını verdiği hayvan için özel bir kafes yaptırarak, onu ekmek ve salatalıkla beslemeye başladı. Köylülerin daha önce görmediklerini ve ne olduğunu bilmediklerini söyledikleri hayvanın Arap tavşanı olduğu anlaşıldı.

08.08.2007


 

Yarım asırlık baş ağrısı bitti

Almanya’da, 4 yaşındayken kafasına saplanan kalemi ameliyatla aldıran 59 yaşındaki kadın, yarım asrı aşan baş ağrısına ve burun akıntısına son verdi.

Bild gazetesi, 1952 yılında elindeki kalemle yürüdüğü sırada yere düşen ve kalemin 8 santimlik kısmını 55 yıl boyunca kafasının içinde taşıyan Margret Wegner’in ameliyat olduğunu ve ıztırabının sona erdiğini yazdı.

Wegner, gazeteye yaptığı açıklamada, düştüğünde kalemin kafa derisinden içeri girdiğini söyledi. Beyne teğet geçen 8 santimlik kalemin, yetersiz teknoloji nedeniyle uzun süre alınamadığı, Wegner’in, kalemin yol açtığı baş ağrısı ve burun akıntısıyla çok uzun süre yaşamak zorunda kaldığı belirtildi.

/ BERLİN

08.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri