Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Özgür anayasaya ihtiyacımız var

Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) Başkanı İsrafil Kuralay, Türkiye’nin artık geri dönülemez bir değişim rüzgârı yakaladığını kaydederek, “Yeni bir anayasa ihtiyacı tüm toplum tarafından dillendirilmektedir. Darbe anayasaları Türkiye’nin önünü tıkamaktadır” dedi.

UTESAV Başkanı Kuralay, yaptığı açıklamada, sivil anayasa çalışmalarının yapay gündemlerle manüpüle edildiğini ve Türkiye’nin gerçek sorunlarının göz ardı edildiğini söyledi.

Türkiye’nin tarihinde ilk defa toplum olarak sivil bir anayasa yapmaya çalıştığını belirten UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, “siyasi iradenin sivil anayasa yapılması sürecini iyi yönetmesi gerekmektedir. Anayasa tartışmaları ön yargılardan uzak, toplumun tüm kesimlerinin ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının aktif olduğu bir ortamda sürdürülmelidir. Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden ‘mahalle baskısı’ tartışmaları, yeni anayasa sürecini gölgelemeye yönelik bir kampanya haline gelmiştir. Toplumsal huzuru zedeleyici bu anlamsız tartışmanın bir an önce son bulması gerekmektedir ” diye konuştu.

Mahalle baskısı tartışmalarının toplumda yeni korkular üretmeye yönelik bir gayret olduğunu kaydeden Kuralay, şöyle devam etti: “Türkiye, engin tarihi ve kültürel birikimi ile her zaman hoşgörünün merkezi olmuş, kuşatıcı, paylaşımcı ve farklı kimlikleri ötekileştirmeyen bir tecrübe ortaya koymuştur. Türkiye hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu değişim taleplerinin merkezinde özgürlük ve sivilleşme yatmaktadır. Türkiye, tarihi bir fırsat yakalamış ve bugün toplum olarak sivil bir anayasa yapma olanağı bulmuştur. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle sivil toplum kuruluşlarına bu noktada hayati sorumluluklar düşmektedir. Anayasa yapımı sürecinde sivil toplum kuruluşları sessizliklerini bozarak aktif bir rol oynamalıdırlar. Söyleyecek sözü olan sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek ortak çalışmalar yapmalı ve bir anayasa çalışması platformu kurmalıdır. Bu zeminde bir deklerasyonla toplumsal talepler dillendirilerek yeni anayasanın yazılmasına aktif katkıda bulunmalıdırlar.”

DARBE ANAYASALARI TÜRKİYE’NİN

ÖNÜNÜ TIKAMAKTADIR

İsrafil Kuralay, sözlerini daha sonra şu şekilde sürdürdü:

“Sivil anayasa yapılmasını engellemek isteyen bazı güçler çeşitli propagandalarla tartışmaların zeminini kaydırmaktadır. Türkiye artık geri dönülemez bir değişim rüzgarı yakalamıştır. Yeni bir anayasa ihtiyacı tüm toplum tarafından dillendirilmektedir. Darbe anayasaları Türkiye’nin önünü tıkamaktadır. Çağdaş bir anayasa Türkiye’nin zenginleşmesi ve toplumsal barışının güçlenmesi için çok önemli bir fırsat ve vizyondur.

Yeni Anayasa, daha fazla katılımcı, temel hak ve özgürlükleri tam olarak güvence altına alan, anayasa kavramlarının somut ve kesinlik taşıdığı, hukuki boyutu ön planda olan bir toplumsal sözleşme olmalıdır.”

/ İSTANBUL

30.09.2007


 

Yazıcıoğlu: Türkiye'nin kendisi model

Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı M. Said Yazıcıoğlu, “Türkiye’yi Malezya’ya benzetenlerin aklından şüphe ederim. Türkiye İslâm dünyası tarafından hayranlıkla bakılıp takip edilen bir ülke. Türkiye’nin kendisi model. Türkiye’nin model alabileceği hiçbir ülke yok” dedi.

Yazıcıoğlu, ‘’Türkiye’yi Malezya’ya benzetenlerin aklından şüphe ederim. Türkiye’nin İslam dünyası tarafından hayranlıkla bakılıp takip edilen bir ülke. Türkiye’nin kendisi model. Türkiye’nin model alabileceği hiç bir ülke yok’’ dedi.

Ankara’nın Beypazarı ilçesine bağlı Sekli köyünde bulunan Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı tarafından verilen iftar yemeğine katılan Devlet Bakanı Yazıcıoğlu iftar yemeğinden sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yazıcıoğlu, “Türkiye’nin Malezya’ya dönüşmesi” ile ilgili sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:

“Türkiye’nin Malezya olacağı şüphesi olanların ben aklından şüphe ederim. Osmanlıdan gelen bir birikime sahip Türkiye’ye Cumhuriyet’in değerleri güç verdi. Kendimiz model durumuna geldik. 50 yıl önce bağımsızlığına kavuşmuş bir ülkenin bize model olabileceğini veya modellik yaptığını söylüyorlar. Buna inanmak için bir şeylerin eksik olması lazım. Kimse kusura bakmasın Türkiye İslam Dünyasının hayranlıkla baktığı takip ettiği bir ülkedir. Model alabileceği hiçbir ülke yoktur. Türkiye’nin kendisi modeldir. Böyle lüzumsuz vehimlerle insanların kafasını bulandırmanın hiçbir anlamı yoktur.”

“MEVCUT ANAYASA TÜRKİYE’YE DAR”

Anayasa çalışmaları ile ilgili soru üzerine ise Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:

“Yeni anayasa çalışması zaten bir taslaktır, geliştirilmeye çalışılıyor. Bütün eleştirilerden istifade edilerek tartışılmaya açılacak. Daha sonra Meclis’teki prosedür başlayacak. Eğer Meclisten geçerse Türkiye kişisel hürriyetleri öne çıkaran yeni bir anayasaya kavuşmuş olacaktır. Artık mevcut anayasa Türkiye’ye dar geliyor. Zaten anayasanın yarıya yakını değiştirilmiş ahengi bozulmuştur. Yeni bir anayasa parti ve iktidar olarak taahhüdümüzdür. Yapılan bunun çalışmasıdır. Ama konu hiç akla gelmeyecek bir kısım mecralara, gereksiz tartışmalara doğru çekildi. Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum.”

/ ANKARA

30.09.2007


 

Yarar: Keşke Malezya gibi olsak

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kurucu Genel Başkanı ve Uluslarası İş Formu Başkanı Erol Yarar, “Türkiye Malezya olur mu ?” tartışmalarına katılarak, “Malezya, birbirine benzemeyen üç ayrı milletin bir arada yaşayan, hiç birisi bir başkasının dinine karışmayan ve kriz döneminde de en büyük ekonomik sıçramayı yapan bir ülke. Keşke Malezya gibi olabilsek” dedi.

MÜSİAD Adana Şubesi Seyhan Oteli’nde Adana bürokrasisine ve işadamlarına iftar yemeği verdi. MÜSİAD Kurucu ve Başkanı ve Uluslararası İş Formu Başkanı Erol Yarar, yemeğin ardından “Global Kaos ve Müslüman İnsan” konulu konuşma yaptı. Yarar, son günlerde yeni “Mahalle Baskısı ve Türkiye Malezya Olur mu?” gibi sloganik tartışmalar başlatıldığına dikkat çekerek konuşmasına başladı. Bu tartışmaları başlamasının iki nedeni olduğunu belirten Yarar, “Bunların birisi içerdeki art niyetliler, diğeri de Türkiye’nin güçlü olmasını istemeyen sürekli kaos içinde olmasını bekleyen ve içerdekilere dışardan akıl vermeye çalışanlardır. Şimdi bunlar Türkiye Malezya olacak diye Malezya’yı keşfetmeye çalışıyorlar. Bunlar Malezya cahilleri” dedi.

Malezya’nın yüzde 55’inin Müslüman mali ırkından, yüzde 35’inin Çinli ve Yüzde 15’inin de Hindu olduğunu belirten Yarar, “Üç ayrı millet ve üç farklı dine mensup bir ülke. Her dinin mensubu kendi dinini rahatça yaşıyor. Kimse bir başkasının dinine karışmıyor. Bu ülkede baş örtüsü diye bir tartışma da yok. Kriz döneminde en büyük ekonomik sıçramayı yapmış dünyada parlayan bir yıldız. Türkiye keşke Malezya gibi olabilse” diye konuştu.

/ ADANA

30.09.2007


 

Demokrasinin yerleşmesi için silâhlar susmalı

Diyarbakır’da düzenlenen ‘’Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler Konferansı’’nda konuşan Alman Heinrich Böll Stinfung Derneği Başkanı Ulrike Dufner, “Demokrasinin yerleşmesi için silahların susması ve mayınların patlamasının durdurulması ön koşul’’ dedi.

Diyarbakır Barosu ve derneğin Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonunda düzenlediği konferansın açılışında yaptığı konuşmada Dufner, ‘’Silahlı güçler silahtan kolay kolay vazgeçmez. Silahların susturulması önemli olmakla birlikte yeterli değildir. Güç kullanım zihniyetinden de vazgeçmek gerekir. Demokrasi otoriter bir yapı ile örtüşmez’’ dedi.

Dufner, ‘’otoriter zihniyetten kurtulmak için barış sürecinde kadınların vazgeçilmez’’ olduğunu söyledi.

Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu ise konferansı, ‘’verimli bir çözüm sürecinin başlangıcına dair önemli bir işaret’’ olarak değerlendirdi. AKP Diyarbakır milletvekilleri Kutbettin Arzu, Abdurrahman Kurt, DTP Diyarbakır milletvekilileri Akın Birdal, Aysel Tuğluk, Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, gazeteciler Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu ile çok sayıda davetlinin katıldığı konferans bugün sona erecek.

Bu arada, konferans öncesi binanın önünde toplanan ulusalcı bir grup, Türk bayrağı ve Atatürk posteri ile pankart açarak konferansın düzenlenmesini protesto ettiler.

/ DİYARBAKIR

30.09.2007


 

Başörtüsü eyleminde 128. hafta

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, “Başörtüsüne Özgürlük” eylemlerinin 128.’sini gerçekleştirdi.

Eylemde platform adına basın açıklamasını yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye’de yıllardır mağduriyete uğrayanların başörtülüler olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, “Çeşitli vehimler üreterek şirinlik yapmaya çalışanlara ‘çok komik oluyorsunuz ve yalancılığınız apaçık ortaya çıkıyor’ diyoruz” dedi.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı Önünde gerçekleştirdiği protestoların 128.’sini dün yaptı. Başörtüsü yasağı mağduru kadınların ve onlara destek veren erkeklerin katıldığı protestoda grup adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu okudu. Son günlerde gündemi meşgul eden “Mahalle baskısı”na değinen Gergerlioğlu, “Sanki yıllardır hep beraber bu ülkede yaşamıyoruz? Sanki yıllardır bu ülkede milyonlarca genç kız ve ailesi baskılardan birçok farklı şekilde etkilenmedi? Sanki yıllardır sırf başörtülü oldukları için genç kızlar itilip kakılmadı? Hem zorbalık yapıp hem de utanmadan ‘yasak kalkarsa başı açıklara baskı yapılır’ şeklinde yalanlar atmaktalar” dedi.

Başörtülülere yıllardır yapılanları “Mahalle kabadayılarının mazlûm insanlar üzerindeki ayan beyan zorbalıkları” olarak ifade eden Gergerlioğlu, “Yıllardır söylüyoruz, yine söyleyelim. Bu ülkede kimsenin kılık kıyafetine karışılmasını istemiyoruz. İsteyen istediği gibi giyinsin, istediği gibi inansın. 128 haftadır ‘herkes için adalet, başörtüne özgürlük’ derken kasdımız budur. İnanmadığınız bir örtünme biçimine zorlanamazsınız” şeklinde konuştu.

Yeni Asya / KOCAELİ

30.09.2007


 

Özgürlükler konusunda geri adım atmayın

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, mevcut yeni hükümetin ciddi bir değişim iddiasıyla “sivil anayasa” için girişimde bulunmasını önemli ve gerekli bulduklarını ifade ederken, madem böyle bir iddia ile ortaya çıktıklarını, asla geri adım atmamaları gerektiğini söyledi.

Kültürler Arası Dayanışma Derneği’nin (SADER) Türkiye de okuyan yabancı öğrencilerine verdiği iftar yemeğinde konuşan Koca, şunları kaydetti: “Mevcut yeni hükümet ciddi bir değişim iddiasıyla “sivil anayasa” için girişimde bulunmuştur. Bu girişimi önemli ve gerekli bulduğumuzu belirtmek isterim, ancak şu anda belirli merkezler çok ciddi anlamda bir muhafazakârlık baskısı oluşturmaya başlamış bulunuyorlar.”

Konuşmasında hükümete seslenen Koca; “Madem böyle bir iddia ile ortaya çıktınız, asla geri adım atmayınız. İstişare ve katılıma evet, geri adım atmaya hayır. Hele özgürlükler konusunda geri adım atarsanız, ödeyeceğiniz bedel çok ağır olacaktır. Toplum olarak 25 yılda bir defa yakaladığımız bu fırsatı, kesinlikle tepmemelisiniz” dedi.

Yeni Asya / İSTANBUL

30.09.2007


 

Muhyettin Aksak: Ayak uyduramayan bürokrat gider

AKP Erzurum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Muhyettin Aksak, hükümetin hızına yetişemeyen bürokratlarla çalışmayacaklarını açıkladı.

MÜSİAD Erzurum Şubesi’nce verilen iftar yemeğine katılan AKP’li Muhyettin Aksak, Erzurum’da görev yapan bürokratlara, ‘Çalışın, tembel olan koltuğundan olur’ mesajı gönderdi.

Hizmet için çalışan ve bütün enerjisini Erzurum’a harcayan bürokratlara ihtiyaç duyduklarını dile getiren Aksak, bunun aksini yapan bürokratlarla çalışmayacaklarını kaydetti. AKP’nin ülkeyi muasır medeniyet seviyesine çıkartmak için bütün gücünü harcadığını ve bu hıza uyum sağlayamayan bürokaratların yerlerinden olmaları halinde sorumluluğu kendilerinde aramaları isteyen Aksak, “AK Parti’nin hızına ayak uyduran kimse yerinden endişe etmesin. Erzurum için koştursunlar, çalışsınlar hükümet olarak arkalarında biz varız. Yerinde sayanların, hızımıza ayak uyduramayanların vebali ise bizde olamaz. Bunlar kendi eliyle kendi geleceğini hazırlamış olur. Erzurum’a çivi çakanın her zaman emrindeyiz” dedi.

/ ERZURUM

30.09.2007


 

Arınç’ta referandum endişesi

TBMM eski Başkanı ve Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Anayasa tartışmalarının yapıldığı Türkiye’de 21 Ekim’deki referandumun gündeme gelmemesinden endişe duyduğunu söyledi.

Manisa Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MASİAD) düzenlediği iftar yemeğine katılan Bülent Arınç, sivil anayasa tartışmaları ve 21 Ekim’de yapılacak anayasa değişiklikleriyle ilgili değerlendirmede bulundu. Arınç, “Yakında Anayasa değişiklikleri oylanacak. Millet kararını verdi belki, ama şu anda çok konuşulduğunu görmüyorum. Biraz endişe ediyorum” dedi. 21 Ekim’de sandık başına gidileceğine hatırlatan Arınç, “Anaya değişikliklerinin kabul edilmesi veya edilmemesi konusunda oyumuzu kullanacağız. 1 Kasım itibariyle de parlamentoda yeni yasama faaliyetlerine başlanacak. Anayasamız 180 maddedir. Bunun 60 maddesi geçtiğimiz yıllarda değiştirilmiştir. Dolayısıyla üçte biri değiştirilmiş bir anayasayla bazen akordu tutturmak zor olur. Hem içinde bulunduğumuz şartlar hem da AB ile ilişkilerimiz hem de bu yaşanan süreç içerisindeki demokratikleşme ve özgürlükler anlamındaki gelişmeler, Anayasadaki bazı değişiklik yapılmasını zorunlu kılıyor.” açıklamasında bulundu.

/ MANİSA

30.09.2007


 

Dışişlerinden “Myanmar’a gitmeyin” uyarısı

Dışişleri Bakanlığı, Myanmar’daki yönetim karşıtı protesto gösterileriyle ilgili olarak, ülkede şartlar normale dönene kadar Türk vatandaşlarının Myanmar’a seyahat etmemelerinin önerildiğini duyurdu.

Dışişleri Bakanlığından yapılan duyuruda, Myanmar/Burma’da yaklaşık bir ay önce başlayan ve bu hafta başında özellikle eski başkent Yangon’da onbinlerce kişinin katılımıyla büyüyen yönetim karşıtı protesto gösterilerinin silahlı çatışmaya dönüştüğü ve 9 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açtığı hatırlatıldı. Duyuruda, “Ülkede koşulların normale dönmesine kadar vatandaşlarımızın bu ülkeye seyahat etmemeleri önerilmektedir” denildi.

/ ANKARA

30.09.2007


 

İçişleri’nde 376 mülkî idare amirinin görev yeri değişti

İçişleri Bakanlığı’nda 376 mülkî idare amirinin görev yeri değiştirildi.

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Mülkî İdare Amirleri Atama, Değerlendirme ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde yer alan hizmet gerekleri, sicil, liyakat, performans ve kıdem gibi kriterler, görev yapılan yerde bulunulan süre, bölge ve sınıf hizmetleri ile meslek mensuplarının istekleri de azami ölçüde göz önüne alınarak her yıl olduğu gibi bir kararnamenin hazırlandığı belirtildi. Yıllık rutin atama kararnamesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yer aldığının ifade edildiği açıklamada, atama kararnamesiyle 376 mülkî idare amirinin görev yerlerinin değiştirildiği bildirildi.

Buna göre, 2 kaymakam ve 4 vali yardımcısı Bakanlık merkezindeki değişik görevlere, merkezden de 7 mülkî idare amiri, vali yardımcılıklarına getirildi. 47 vali yardımcısının yerleri değiştirilirken, 45 vali yardımcısı kaymakamlığa, 2 vali yardımcısı da il hukuk işleri müdürlüğüne atandı. Kararnameyle 204 kaymakamın naklen yerleri değiştirilirken, 60 kaymakam vali yardımcılıklarına getirildi.

İki il hukuk işleri müdürünün naklen görev yerleri değiştirildi, 1 kaymakam il hukuk işleri müdürlüğüne atandı.

Yeniden göreve döndürülen 2 eski mülkî idare amiri vali yardımcılıklarına atandı. Açıklamada, yer değiştiren mülkî idare amirlerinin listesine ‘’www.icisleri.gov.tr’’ internet adresinden ulaşılabilecek.

/ ANKARA

30.09.2007


 

Cizre’de rüşvetçiler tutuklandı

Şırnak’ın Cizre ilçesinde, “kamu kurumunu dolandırmak, usulsüz yeşil kart çıkartmak ve rüşvet” iddiası ile gözaltına alınan aralarında 2 doktor ile Yeşil Kart Bürosu’nda görevli 3 memurun da bulunduğu 26 kişiden 16’sı tutuklandı.

Şırnak Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin 2.5 aylık çalışmaları sonucu yapılan operasyonda, 2 doktor, Yeşil Kart Bürosu’nda görevli 3 memur ile 3 iş takipçisi ve 18 eczacı olmak üzere toplam gözaltına alınan 26 kişiden 16 sı çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şahısların devleti yaklaşık 2 milyon YTL zarara uğrattığı bildirildi.

/ ŞIRNAK

30.09.2007


 

İlk devlet başkanı konuk, Nazarbayev

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk devlet başkanı konuğu Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev olacak.

Nazarbayev ABD ziyareti sonrası Cumhurbaşkanı Gül’ü tebrik etmek için bugün Ankara’ya gelecek. Çankaya Köşkü’nde bir araya gelecek iki ülkenin cumhurbaşkanı, Kazakistan-Türkiye ilişkilerini masaya yatıracak.

Bölgesel konular da iki cumhurbaşkanının gündeminde yer alıyor.

/ ANKARA

30.09.2007


 

AB’ye vizesiz seyahat mümkün değil

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın iki Türk hakkında aldığı kararın vizesiz seyahat ve serbest dolaşımı mümkün kılmadığını açıkladı.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 20 Eylül 2007 tarihli kararı, AB’nin Türkiye’ye uyguladığı vizeyi bir kez daha tartışmaya açtı. Adalet Divanı, “AB üyesi ülkeler 1963 Ankara Anlaşması ve daha sonra buna bağlı ek protokollerle Türk vatandaşlarına tanınan hakları eksiltecek bir düzenleme yapamaz” kararı verdi.

Bu kararla, ‘Türk bilimadamı, işveren, gazeteci, sanatçı ve hizmet sektörü çalışanları AB üyesi ülkelere vize almadan girebilir mi?’ tartışması gündeme geldi.

Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklama ile tartışmalara nokta koydu. Bakanlık, “Karar, bu konudaki bazı haber ve yorumların aksine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz seyahat etmelerini ve birlik üyesi ülkeler arasında serbest dolaşımlarını mümkün kılmamaktadır” dedi.

/ ANKARA

30.09.2007


 

2100 yılında denizler yükselecek

Fırat Üniversitesi (FÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyzi Bingöl, sıcaklık artışının bugünkü hızıyla devam etmesi durumunda, 2100 yılında denizlerin yaklaşık 30-40 metre yükseleceğini söyledi.

Prof. Dr. Bingöl, küresel ısınmanın, yeryüzündeki yıllık ısının belirli bir miktarda sürekli olarak artması olduğunu; küresel ısınmadan söz edilebilmesi için yıllık artışın sürekli olması gerektiğini bildirdi.

1900’lü yıllardan bu yana sıcaklıklarda sürekli artış yaşandığına, kuzey yarım kürede 1900 yılından 2005 yılında kadar geçen sürede sıcaklıkların ortalama 1 ilâ 1,5 derece arttığına dikkati çeken Bingöl, gelişen sanayiye bağlı olarak atmosfere atılan karbondioksit ve sera gazı sebebiyle 1960 yılından sonra sıcaklık artış hızının da arttığını söyledi.

/ ELAZIĞ

30.09.2007


 

Su krizi kapıda

Bir milyar insanın içme suyundan yoksun, bir buçuk milyar insanın ise kirli su kullanmak zorunda olduğunu ifade eden Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Kentleşme ve Çevre Sorunları Ana Bilim Başkanı Prof. Dr. Hasan Ertürk, 2025 yılında dünyada su krizinin gündeme geleceğini ve 2040 yıllarında da su savaşları başlayacağını kaydetti.

Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği’nin iftarına katılan Ertürk, toplantıda “Küresel Isınma ve Bursa’daki Etkileri” konulu bir konuşma yaptı. Küresel ısınmanın ve bunun sonucunda oluşan kuraklığın günümüzün olduğu kadar gelecek yılların da en önemli sorunu olacağına işaret eden Ertürk, “20. yüzyılda petrol ne kadar önemliyse 21. yüzyılda su o kadar önemli konu olacaktır” dedi.

Dünyadaki su miktarının sadece yüzde 0.6’sının kullanılabilir durumda olduğunu anlatan Ertürk, “Son 50 yılda bu durum yüzde 60 azalmıştır. Bir milyar insanın içme suyundan yoksun olarak yaşadığı dünyamızda bir buçuk milyar insan da kirli su kullanmak zorunda kalıyor. 2050 yılında 66 ülkenin 2/3 oranında su sıkıntısı yaşayacak” şeklinde konuştu.

Ertürk, 2040 yıllarında gündeme geleceğini iddia ettiği su savaşlarında Türkiye’nin merkezi konumda olacağını vurguladı.

/ BURSA

30.09.2007


 

Danimarkalı mühtedî oruçlarını kaçırmayacak

Antalya’nın Manavgat ilçesinde ihtida töreni ile Müslüman olan Danimarkalı bilgisayar programcısı Ghita Desiree Olsen (24), Ramazan ayı sonuna kadar oruçlarını kaçırmayacağını söyledi.

Manavgat Müftülüğü’nde yapılan ihtida (din değiştirme) töreni ile Müslüman olan Ghita Desiree Olsen, Müslüman olma sevincini Danimarka Kopenhag’da yaşayan anne ve babasını telefonla arayarak paylaştı.

Manavgat’ın Kızılot beldesinde bir yıl dört ay önce ev alarak turizm beldesine yerleştiklerini belirten Ghita Desiree Olsen, Kızılot’a yerleştikten sonra bir yıldır İslâmiyeti araştırdığını ve Peygamber Efendimiz’in (asm) hayatını anlatan “Sonsuz Nur” kitabını okuyunca Müslüman olmaya karar verdiğini söyledi.

“İçimdeki Müslüman olma sevincini tarif edemiyorum. Müslüman olunca kendimi bir tüy kadar hafif hissettim” diyen Olsen, Ramazan ayının sonuna kadar oruçlarını tutacağını ifade etti.

/ ANTALYA

30.09.2007


 

Cüneyt Arkın, Yeşilay gönül elçisi

Yılların usta san’atçısı Cüneyt Arkın, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, yine Yeşilay’ın “madde bağımlılığı” konusunda yaptığı mücadelede etkin görevler alacak.

Yeşilay Genel Sekreteri Ahmet Sırrı Arvas ile görüşen Arkın, daha önce alkolün zararlarını bizzat yaşamış bir hekim olarak, gençlere, çocuklara ve özellikle ailelere bu konuda uyarıcı ve bilgilendirici sunumlar yapma sözü verdi. Arkın, on beş yıldır konferans ve seminerler verdiğini ve o çalışmaların müsbet sonuçlarının görüldüğünü ifade etti.

Yeni Asya / İSTANBUL

30.09.2007


 

İnternette en yavaş ülkelerdeniz

İngiltere’de faaliyet gösteren Enformasyon Teknolojisi Keşif Vakfı tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, Türk internet kullanıcılarının Avrupa’nın en yavaş dördüncü geniş ağ sistemine (broadband) sahip olduğunu ortaya koydu.

15 Avrupa ülkesindeki geniş ağ hızlarını karşılaştıran araştırmacılar, Türkiye’nin saniyede 2 megabit hızla (mbps) bu alanda 12. olduğunu açıkladı.

Listenin ilk sırasında saniyede 21,7 megabit hıza sahip Finlandiya yer alırken, ikinciliğe saniyede 18,2 megabit hıza sahip İsveç otururken, üçüncü sırada da saniyede 17,6 megabit hızla Fransa bulunuyor. Yunanistan ise 1 mbps ile listenin sonuncusu olabildi.

/ LONDRA

30.09.2007


 

Somuncu Baba Fırını yoksul için çalışacak

Bursa’nın en önemli manevi şahsiyetlerinden Somuncu Baba’nın kendi adıyla anılan fırını, aslına uygun olarak restore edilikten sonra yoksullar için ekmek üretmeye başlayacak.

Osmangazi’ye bağlı Molla Fenari bölgesinde bulunan Somuncu Baba’ya ait (Şeyh Hamid-i Veli Aksarayi) ev, fırın ve müştemilattan oluşan Osmanlı erken dönem yapıları, Osmangazi Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilecek.

“Müze Ev” olarak projelendirilip değerlendirilmesi hedeflenen projede, restorasyonun ardından tarihi fırında pişirilecek ekmeklerin ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılması planlanıyor.Çalışma hakkında bilgi veren Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, “Somuncu Baba ve fırını Bursa için çok önemli. Biz buradaki fırını yeniden eski işlevine döndürmek istiyoruz. Ulucami’nin yapımı sırasında bacası tüten ve çalışanlara ekmek çıkartan fırın günümüzde de yoksullara ekmek pişirsin istiyoruz” dedi.

/ BURSA

30.09.2007


 

Cenazede oyun havası olur mu?

Camilerde ve cenaze namazlarında çalan cep telefonlarının önüne bir türlü geçilemediğini belirten Niğde Müftüsü Yüksel Kaymak, “Cep telefonlarına oyun havaları ve ilginç hayvan sesleri yükleyerek camiye gelen vatandaşlar, cemaatimizin dikkatinin dağılmasına sebep oluyor” dedi.

Camiye gelen vatandaşların cep telefonlarını ya kapatmaları ya da sessiz konuma almaları konusunda defalarca uyarmalarına rağmen, hemen her gün aynı sorunla karşılaşıldığını söyleyen Kaymak, namaz esnasında bazı telefonlardan oyun havaları, ilginç hayvan sesleri çalmasından ve cemaatin dikkatini dağıtmasından yakındı. Cenaze namazlarında da benzer sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Kaymak, “Cenaze namazında oyun havası olur mu?” dedi.

/ NİĞDE

30.09.2007


 

61 kişilik aile Antalya’da

Geleneksel olarak her yıl tatillerini birlikte geçiren İngiliz Clarke ailesinin bu seneki seçimi Türkiye turizminin başşehri Antalya oldu.

Aile bireylerinin en küçüğü 5 aylık en büyüğü ise 78 yaşında olan Clarke ailesi, tatilin keyfini çıkarıyor.

İngiltere’nin Liverpool kentinde yaşayan Clarke ailesi her yıl aldıkları ortak kararla birlikte tatil yapıyor. Clarke ailesi her yıl tatil için farklı ülkelere gidiyor. Daha önceki yıllarda 20-30 kişilik gruplarla İspanya ve Meksika’da tatillerini geçiren aile, ilk defa bu kadar yüksek katılımlı bir tatil geçiriyor.

/ ANTALYA

30.09.2007


 

Mahallelinin 4 saatlik yol ayaklanması

Bursa’da, son bir kaç ayda 28 kişinin öldüğü kazaların meydana geldiği yol, yaşlı bir vatandaşın daha kaza sonucu ölmesi üzerine mahalle halkı tarafından 4 saat trafiğe kapatıldı.

Önceki akşam 20:00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi Aygün Sokak üzerindeki evinden teravih namazı için ayrılan 64 yaşındaki Hasan Çelik, Çevre Yolu Millet Mahallesi lambalarından yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada, kırmızı ışıkta geçen bir otomobilin çarpması sonucu öldü. Plakası alınamayan beyaz rekli otomobil olay yerinden kaçarken, mahalle sakinleri ayaklanarak yolu trafiğe kapattı.

Bölgeye sevk edilen çok sayıdaki polis ve jandarma ekiplerinin sakinleştirmeye çalışığı halk, belediye başkanının olay yerine gelmesini istedi ve mahalleye sahip çıkmamakla suçladıkları muhtar Ali Avtaş’ın evini bastı. Bu sırada camide teravih namazı kıldığı söylenen muhtarın evinin kapısını tekmeleyen ve camları yumruklayan mahalle sakinlerini polis güçlükle uzaklaştırdı. Cumhuriyet savcısının olay yerinde inceleme yapmasının ardından ceset yoldan kaldırılırken, Bursa Emniyet Müdürü Tahsin Demir’in de uzun süre konuştuğu mahalle sakinleri dört saat sonra yolu açtı.

/ BURSA

30.09.2007


 

Anne sütü her derde deva

Uzmanlarca, sağlıklı beslenmeye giden yolda atılması gereken ilk adımın, anne sütü ile emzirmenin özendirilmesi olduğu kaydedildi.

Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü ‘Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler Projesi’ ve ‘Bebek Dostu Altın İl’ çalışmaları kapsamında Devlet Hastaneleri ve sağlık ocaklarındaki proje temsilcilerine yönelik bir dizi eğitim programı gerçekleştirdi. Proje temsilcilerine anne sütünün önemi ve yapılması gerekenler, doğumdan önce ve sonra anne ile bebekte beslenme, hastalıklara karşı korunma yolları ve çeşitli konularla projenin önemi anlatıldı.

Proje hakkında bilgi veren Sağlık Müdürü Yardımcısı Neylan İlk Büyükerdem, annelere bebekleri doğar doğmaz ilk 6 ayda anne sütü verilmesini tavsiye ettiklerini vurguladı. Türkiye’de bebek ve çocuk ölümlerinin temelini beslenme yetersizliklerine bağlayan Büyükerdem, Sağlık Bakanlığı’nca anne ve çocuk sağlığı hizmetleri programı kapsamında çocuk sağlığının korunması, hastalıkların ve ölümlerin azaltılması için 20 yıldan bu yana ‘Anne Sütünün Teşviki Programı’nın uygulandığını hatırlattı.

Türkiye’de yapılan araştırmalarda emzirmenin yaygın olduğunu ve doğumdan sonraki ilk aylarda hemen her bebeğin anne sütü ile beslendiğini açıklayan Büyükerdem, 2003 yılında yapılan, Türkiye nüfus ve sağlık araştırması raporunda 0-3 aylık bebeklerin emzirilme oranı yüzde 95.7, 4-6 aylık bebeklerin yüzde 86.4 olarak saptandığı ve bu oranın ilk yılın sonunda yüzde 67’lere düştüğünün belirlendiğini kaydetti.

Büyükerdem, sağlıklı beslenmeye giden yolda atılması gereken ilk adımın, anne sütü ile emzirmenin özendirilmesi, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti. Emzirme yöntemleri arasında bilgiler veren Büyükerdem şunları söyledi: “Emzirmeye doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde başlanması gerekmektedir. Emzirmenin yaşamın ilk aylarında bebeğin gelişimini olumlu yönde etkilediğini, erken dönemde ek gıdaya başlamanın çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği bilindiğinden annelerin duyarlı olmaları gereklidir. Bu kapsamda 2005 yılında Şanlıurfa ‘Bebek Dostu İl’ ünvanını almıştır. Program doğrultusunda hareket ederek bebeğe en yararlı besin olan anne sütünün verilmesinin özendirilmesi ve hazır mamaların tıbbî bir gerekçe olmadığı sürece kullanılmasının sağlanmasına yönelik çalışmalarımız da olacak.”

/ ŞANLIURFA

30.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri