Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Bu haksızlık artık bitmeli

Adana Kozan’da Millî Eğitim Müdürlüğünün açtığı kompozisyon yarışmasında birinci olan, ama ödülünü almak için çıktığı sahneden başörtülü olduğu gerekçesiyle indirilen Tevhide Kütük’ü ve ailesini telefonla arayıp “Üzülmeyin, bu haksızlık mutlaka bitecek” diyen Başbakan Erdoğan’a, “On binlerce genç kızı ve ailelerini mağdur eden, yıllar önce annelerin, şimdi de kızlarının haklarını gasp eden yasağı kaldırın ki, tesellînizin bir anlamı olsun” mesajı yağıyor.

İlkelliğin hesabı sorulsun

Kozan’daki ödül töreninde, öğrencinin başörtülü olduğu için kürsüden indirilmesine tepki gösteren Hukukçular Derneği, yaptığı açıklamada, “Hukukî mesnetten yoksun ve kamuoyunun adalet duygusunu sürekli yıpratan bu hadiseler devletin saygınlığını yitirmesine de neden olmakta ve toplum vicdanında yaralar açmaktadır” dedi.

24 Kasım Öğretmenler günü münasebetiyle düzenlenen kompozisyon yarışmasında ödüle layık görülen Kozan İmam Hatip Lisesi öğrencisi Tevhide Kütük’ün başörtüsünden dolayı kürsüden indirilmesine tepkiler artarak devam ediyor. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hukukçular Derneği, yıllardır insan hakları karnesini düzeltmeye gayret eden ülkemizde bir lise öğrencisinin sadece başörtüsünden dolayı Garnizon Komutanı ve Kaymakam marifetiyle kürsüden indirilmesinin her şeyden önce ilkel bir davranış olduğunu kaydetti.

Küresel ölçekte giderek artan haksızlıklara karşı çıkan bir ülke olarak, temel haklar noktasında kendi insanının nezdinde puan kaybetmesinin ülke açısından büyük talihsizlik olarak görüldüğü ifade edilen açıklamada, “Hukuki mesnetten yoksun ve kamuoyunun adalet duygusunu sürekli yıpratan bu hadiseler devletin saygınlığını yitirmesine de neden olmakta ve toplum vicdanında yaralar açmaktadır. Avrupa Birliğine girme ve insanların temel haklarını daha çok gözetme iddiasında olan ülkemizde yaşanan başörtüsü engellemeleri ise insan onurunu inciten hastalıklı tavırlar olarak anılmaktadır. Derneğimiz ve kamuoyu, genç bir kızın örtüsü üzerinden asılsız vehimlere kapılan bir devlet anlayışının artık çok daha ciddi bir şekilde sorgulanması gerektiğini düşünmektedir. Hem kendi hukuk mevzuatımızda hem de Batı normlarında yasakçılığa geçit veren hiçbir hüküm bulunmazken keyfi uygulamalarla sürekli toplumun sabrının sınanmasının hiçbir geçerli açıklaması olamaz” denildi. Dernek, bu hadiselerin artık son bulmasını ve sorumlularından bir an evvel bu yasakçı tavırlarının hesabının sorulmasını talep ettiklerini de dile getirdi.

Tevhide’ye birincilik

getiren kompozisyon

Bir öğretmen olmalı...

Öğretmen… ne demektir öğretmen? Öğretmen, toplumu cehaletten kurtarmaya çalışan bir savaşçı. Alilere, Fatmalara, Yasinlere bilgi dağıtan, onlara sevgiyle yaklaşan, onları saran sıcak bir kucak. Ya da ufukları aydınlatan bir kandil…

Ben, seni böyle tarif ediyorum öğretmenim. Yalnız bu kadar mı? Hayır. Sen bir ufku aydınlatmak uğruna mum gibi erimeye razı olan. Sen, taze ruhları işleyip, onlara şekil veren. Ve sen ki; tarumar olmuş bir bahçenin son ümidi… Bir heykeltraşın mermere verdiği şekil misali bilginle şekillendir beni. Sadece beni mi? Hayır, ben nasıl muhtaçsam sana bir öksüz, bir yetimde öyle muhtaç.

Sen “ah, bir öğretmenim olsa, beni bilgisiyle sulasa, beni ısıtsa” diyen sokak çocuğunun hayalisin. Onun masum gözlerinde canlandırdığı annesin. Ya da baba… Bunca çiçekler susuzken sana, bilgi yağmurunu sal onlara. Yağmurunda can bulsunlar, güneşinde sevgi. Uzatmalısın ellerini.

Yetişmeli elin taa Doğulara, Batılara, Kuzeylere ve Güneylere. Hatta dünyanın dört bir yanına. Fakat ülkeler değil, gönüller fethetmelisin.

Gözlerine baktığımda görmeliyim; okyanusların derinliklerini, dünyayı, gezegenleri. Ellerini uzattığında anlamalıyım; tarihimi, geçmişimi, atalarımızın bizler için yaptıklarını. Ve dudaklarında dökülen her söz belleğime yerleşmeli.

Birgün gelmeli. Öyle birgün gelmeli ki, görevin yadigâr kalmalı bana. Verdiğin emeği, sevgiyi, bilgiyi ben de sunmalıyım Mehmetlere, Sevdalara. En güzide bilgiler vererek yetiştirmeliyim onları. Bana “öğretmenim” diyen küçük kalpleri hazırlamalıyım geleceğe…

İşte bu duygularla nesillere ulaşmalı. Öğretmenlik, Sadece 24 Kasımlarda değil, Şubatlarda, Nisanlarda da hatırlanmalı öğretmenin değeri. Toprağın altında gömülü kalmamalı, asırlarca. Bilgi için GÖNÜLLER KAZANMALI BİR ÖĞRETMEN, GÖNLÜNÜ ADAMALI BİR ÖĞRENCİ…

Yeni Asya / İSTANBUL

30.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Dinî baskı iddiasıyla bölücülük yapılıyor

  Bu haksızlık artık bitmeli

  Sorumlular özür dilemeli

  Kozan’daki olay utanç verici

  Mevcut anayasa, darbenin ruhunu taşıyor

  CHP’den yine darbe tehdidi

  Meclis, AİHM'in zoruyla dokunulmazlıkları kaldıracak

  Polisin yetkileri kısıtlansın

  Avukatlar, hakim veya savcı olabilecekler

  Yargıtay seçime hazırlanıyor

  Kaçırılan rahip için kriz masası

  Eski vekillere temsil tazminatı

  Diyanet, kurban kesimini VCD ile öğretecek

  TÜBİTAK, geleceğin mucitlerini buluşturdu

  Kütüphaneler bilgisayarla desteklenecek

  Tarım işçilerinin çadırlarına ‘sezonluk’ izin

  Fazla katlar yıkılırken arbede çıktı

  Doğuda hayat kar etkisinde

  “Fırsatçı ayılar”ı avlamaya izin var

  Mamak Çöplüğü, artık aydınlatıyor

  İstanbul’da su kesintisi

  Diş hekimleri kimsesizleri unutmadı

  Sigarasız kahvehaneye takdirname


 Son Dakika Haberleri