Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtüsü sorunu anayasa ile çözülmez

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Anayasa çalışmasının başörtüsü noktasına indirgenmesinin kendisini rahatsız ettiğini belirterek, ''Anayasa ile bana göre türban sorunu çözülmez. Anayasada, 'üniversitelerde türban serbesttir' diye bir hüküm olmaz. O zaten Anayasa tekniğine de uymaz'' dedi.

CNN Türk'te, yeni Anayasa çalışmasına ilişkin soruları cevaplayan Toptan, toplumun büyük kesiminin yeni Anayasa yapımı konusunda hem fikir olduğunu söyledi. Anayasa çalışmaları için önceden bir takvim öngörülmemesi ve çalışmanın ''bir zamanlama kalıbı içine sokulmaması'' gerektiğini söyleyen Toptan, Meclis'in Anayasa tartışmaları için hazır olduğunu belirtti. Toptan, ''Toplum hazır mı?'' sorusuna da ''Toplum kesinlikle yeni bir Anayasa beklentisi içinde'' karşılığını verdi.

''Yeni Anayasa, türban sorununa çözüm bulmalı mı?'' sorusu üzerine Toptan, yeni Anayasanın özgürlükçü olma iddiasını taşıdığını söyledi. Toptan, ''Böylesine iddialı, böylesine kapsamlı bir Anayasanın, Anayasa teklifinin yahut çalışmasının, bir noktaya, türban noktasına indirgenmesi beni rahatsız ediyor'' dedi.

TBMM Başkanı Toptan, Anayasa çalışmasını, başörtüsü tartışmasına indirgemeyi doğru bulmadığını da ifade ederek, şöyle devam etti:

''Anayasa ile türban sorunu çözülür mü? Anayasa ile bana göre türban sorunu çözülmez. Türban sorunu yok mu? Türban sorunu var. Ben, eğitim kurumlarında, özellikle yüksek öğrenimde türbanın yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Ama şu anda iç hukukumuzu, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi boyutu da olan, uluslararası hukuku da ilgilendiren böyle bir iç düzenlememiz de var. Uluslararası boyuta taşan bir iç düzenlenmemiz de var. Ama bunun aşılabileceğini düşünüyorum. Aşılması lâzım geldiğini düşünüyorum. Türbanı bir sosyal sorun olarak görüyorum, çözülmesi gereken bir sorun olarak görüyorum. Ama kamu alanını düzenleyen devlet, kendi çalışma alanını tanzim ederken bir takım kurallar koyabilir. Koysun anlamında söylemiyorum ama koyabilir. İşveren olarak koyabilir. Diyebilir ki 'memurlarımı çalışırken, şu kılık kıyafetle görmek istiyorum' Buna, kimse bir şey demez. Ama bunu eğitim alanına getirdiğiniz zaman, doğrusu oradaki yasakları doğru bulmuyorum.''

Toptan, olayın sosyal bir sorun olarak algılandığı zaman, herkesin bir ortak fikrinin ortaya çıkacağını belirtti. Toptan, ''Böyle bir sosyal sorunun çözümü, bence türban sorununu da çözer, yumuşama da sağlar, Türkiye'nin gündeminden de düşer'' diye konuştu.

SİGARA İÇENE CEZA YAZARIM

TBMM Başkanı Toptan, sigara yasağına ilişkin yasanın uygulanabilirliği konusundaki tartışmalara ilişkin bir soru üzerine, yasanın 4 ay sonra uygulanmaya başlayacağını, sigara içen milletvekillerinin kendilerini şimdiden yasağa alıştırmalarını istedi. Toptan, ''Kim Mecliste sigara içerse bizzat ben ceza yazarım. Bir milletvekili günde 5 sigara içerse ayda eder 150 sigara. 750 milyonu maaşından keseriz'' dedi.

Toptan, 301. madde ile ilgili bir soruya da ''Aslında 301. madde zararlı bir madde değil. Ancak Türkiye, uygulamanın başında, 301'in uygulanmasından kaynaklanan bir takım sorunlar yaşadı'' dedi.

/ ANKARA

08.01.2008


 

Parti ve demokrasi geri gelecek

DP 4. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa seçilen Süleyman Soylu, hep birlikte ele ele partiyi kucaklayarak, büyüterek, hiç kimseyi ötelemeyerek ve partiye demokrasiyi tekrar bir milim bile sapmadan getirerek iktidara yürüyeceklerini söyledi. Soylu, "Bundan sonra bu parti tabanını, sevenlerini, teşkilâtın boynunu eğik tutmayacağım. Türkiye'nin yeni bir alternatife ihtiyacı var" dedi.

DP 4. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa seçilen Süleyman Soylu, Türkiye'nin yeni bir alternatife ihtiyacı olduğunu belirtirek, "Modern, güçlü, çağdaş bir siyasî partiyi buradaki inançlı insanlarla bu ülkenin hizmetine koyacağız" dedi. Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kongrede, ilk iki turda salt çoğunluğun sağlanamaması üzerine yapılan üçüncü turda Soylu, geçerli 800 oyun 529'unu alarak genel başkanlığa seçildi. Genel Başkan adaylarından Çağrı Erhan ise 271 oy aldı.

Erhan yaptığı açıklamada, göreve başlayacak ekibi saygıyla ve sevgiyle selâmladığını söyledi.

KONGRENİN GALİBİ PARTİLİLER

DP Genel Başkanlığa seçilen Soylu, yaptığı teşekkür konuşmasında, kongrenin mağlûbunun da galibinin de olmadığını belirterek, "Bu kongrenin galibi bütün partililerdir" dedi.

Soylu, hep birlikte ele ele partiyi kucaklayarak, büyüterek, hiç kimseyi ötelemeyerek ve partiye demokrasiyi tekrar bir milim bile sapmadan getirerek Türkiye'de iktidara yürüyeceklerini belirti. Partinin yerel seçimlerde başını kaldırmak ve yeniden parti tabanının üzülmemesi için çalışma ile zorluk vaat ettiğini kaydeden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne söylediysek yarın tatbik edeceğiz. Bundan sonra bu parti tabanını, sevenlerini, teşkilâtın boynunu eğik tutmayacağım. Türkiye'nin yeni bir alternatife ihtiyacı var. Modern, güçlü, çağdaş bir siyasî partiyi buradaki inançlı insanlarla bu ülkenin hizmetine koyacağız."

Parti yönetimindeki isimler belirlendi

DP 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri, şu isimlerden oluştu:

''Nevval Sevindi, Onur Gözen, İbrahim Konukoğlu, Ziya Doyuran, İbrahim Balcıoğlu, Ayla Özbek, Mustafa Yelkenci, Turan Güven, Nevzat Şaşkın, Yavuz Tekeli, Harun Akın, Erdal Taşkın, Tuncer Başoğlu, Mustafa Eraslan, Musa Uyaraslan, Hakkı Yılmaz, Salim Ensarioğlu, Mesut Cessur, Mehmet Nuri Yılmaz, Necati Yöndar, Erdoğan Sezgin, Yılmaz Menderes, Nevzat Ceylan, Veysi Şahin, Vedat Demir, Cengiz Yılmaz, Fevzi Yalçın, Melike Elitaş, Sabri Erdil, Tahir Alan, Recep Bay, Ahmet Kiştin, Erman Kaya, Hasan Belli, Cevat Kırkpınar, Hulusi Sırmacı, Cahit Sönmez, İlhami Özatağ, Hasan Türksel, Kenan Dağcı, Ayfer Arat, Ali Arslan, Ersin Soykan, Kenan Nuhut, Orhan Tel, Recep Taşyanar, Ali Aygören, Fezal Gülfidan, Oktay Türesin, Süleyman Aydoğdu.''

Ayrıca, Merkez Karar Kurulu'nun 70, Yüksek Haysiyet Divanı'nın 21 kişilik üyeler de belirlendi.

En genç ilçe başkanı seçildi

Süleyman Soylu, 21 Kasım 1969 yılında İstanbul'da doğdu. İlköğretimini, Gaziosmanpaşa Bekir Sami Dedeoğlu İlkokulu ve Rami Ortaokulunda tamamladıktan sonra, Plevne Lisesi'nden mezun oldu.

İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesi'ni başarıyla bitirdikten sonra, meslek hayatına, 1990 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Aracı Kurumları'nda başladı. 1993-1994 yılları arasında bir Denizcilik İşletmesi'nde çalıştı ve 1994 yılında vatanî görevini ifa etti.

Halen 1995 yılında kendi kurduğu şirketiyle, Gaziosmanpaşa'da Sigorta Acentalığı yapıyor.

Başarılı, sporcu kişiliği ile hep ön plana çıktı. Aktif spor hayatı, öğrencilik yıllarında Gaziosmanpaşa Spor Kulübü altyapısında başladı. 18 yaşına kadar Gaziosmanpaşa spor kulübü alt yapısında futbol oynadı. Daha sonra Beylerbeyi ve Gaziosmanpaşa Dobruca Spor Kulübü'nde aktif spor hayatını sürdürdü.

Siyasî hayatı 1987 yılında başladı. 1987-1990 yılları arasında, DYP İstanbul İl Gençlik Kolları'nda Yönetim Kurulu üyeliği ve teşkilât başkanlığı görevini üstlendi. 1995 yılında DYP Gaziosmanpaşa yönetim kurulu üyeliğini üstlendi.

17 Temmuz 1995 yılında yapılan DYP Gaziosmanpaşa Olağan Genel Kurulunda, delegenin ve tabanın isteği üzerine ilçe başkanlığına aday oldu. Yapılan seçimler neticesinde, 25 yaşında Türkiye' nin en genç ilçe başkanı seçildi.

İlçe başkanı olarak 4 yıl boyunca parti ayırımı yapmadan, hizmet etti. DYP ve Gaziosmanpaşa halkının isteği üzerine, daha çok hizmet anlayışıyla hareket etti ve Doğru Yol Partisi' nden Gaziosmanpaşa Belediye Başkan adayı oldu.

Soylu, 1999 yılında seçildiği İstanbul İl Başkanlığı görevini ise 3.5 yıl sürdürdü.

Evli, 7 yaşında Engin Levent adında erkek çocuğu babası olan Süleyman Soylu, Almanca ve İngilizce biliyor.

Yeni Asya / ANKARA

08.01.2008


 

Şahin: 301 teklifi hazır

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bu hafta içerisinde 301. maddeyle ilgili bir değişiklik teklifi ya da tasarısının TBMM'ye verilebileceğini kaydederek, "Hazırlıklar sonuçlanmıştır" dedi.

Şahin, Adalet Bakanlığı ek binasında düzenlediği basın toplantısında, 2007 yılını değerlendirdi ve bu yıl yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Soruları da cevaplayan Şahin, TCK'nın etkin pişmanlığı düzenleyen 221. maddesinin esnetilip esnetilemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:

''Etkin pişmanlığı düzenleyen TCK'nın 221. maddesiyle ilgili Bakanlığımca yapılan bir çalışma bulunmamaktadır. Dolayısıyla başka bir kurum tarafından böyle bir çalışma yapılıp yapılmadığından haberim yok. Yapılacaksa Adalet Bakanlığı yapar. Bakanlık olarak bu madde üzerinde bir çalışma söz konusu değildir.''

TCK'nın ''Türklüğe'' hakareti de düzenleyen 301. maddesindeki değişiklik çalışmalarının hangi aşamada olduğu sorusuna Şahin, şu cevabı verdi:

''301. maddeyle ilgili uzun süredir bir çalışma yapılıyor. Bakanlığım bu çalışmayı bizzat yürüttü. 301. maddeyle ilgili bir değişiklik teklifi hazır. Bu hafta içerisinde 301. maddeyle ilgili bir değişiklik teklifi ya da tasarısının TBMM'ye verilebileceğini düşünüyorum. Hazırlıklar sonuçlanmıştır.''

Şahin, değişikliğin muhtevası ile ilgili şu aşamada bilgi veremeyeceğini söyledi.

TCK'nın 301. maddesindeki suçlardan soruşturma açılması için Adalet Bakanı'nın izninin yeniden maddeye konulup konulmayacağına ilişkin bir soruya da Şahin, ''301. madde ile ilgili Adalet Bakanı'nın izni konusunda hüküm bulunabilecek mi? Bulunabileceğini düşünüyorum ama henüz kesinleşmedi'' cevabını verdi.

/ ANKARA

08.01.2008


 

Komşudan AB desteği

Bulgaristan Kültür Bakanı Stefan Danailov, Türkiye'ye AB yolunda tecrübelerimizle destek olacağız'' dedi.

Danailov, Edirne'deki Sveti Georgi Kilisesi'nde oluşturulan ve Bulgar geleneklerini yansıtan objelerin bulunduğu müze ile Bulgarca kitapların yer aldığı kütüphanenin açılışını yaptı. Danailov, bir gazetecinin ''Bulgaristan, Türkiye'nin AB'ye girmesini destekliyor mu?'' sorusu üzerine AB'ye üyelik sürecinin uzun bir yolu kapsadığını belirterek şöyle konuştu: "Türkiye, AB'nin kriterlerini yerine getirmek için var gücüyle çalışıyor ve iyi yolda gidiyor. AB yolu uzun bir süreç ve biz bu uzun yolda tecrübeler edindik. Türkiye'ye AB yolunda tecrübelerimizle destek olacağız. Bulgaristan halkı AB'ye girişimizden önce çok umutluydu, ancak girişimizin ardından bazıları beklenenlerin hemen gerçekleşmemesinden dolayı pek memnun gözükmüyor. Ama dediğim gibi AB yolu uzun bir yol, sabır gerektiriyor.''

/ EDİRNE

08.01.2008


 

Özcan: Üniversiteler paralı olmalı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ''Üniversitelerin mali bağımsızlığı için paralı hale gelmesi gerekiyor. Devlet üniversitelere vereceği parayı öğrencilere vermeli'' dedi.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Gaziantep'te yaptığı açıklamada, üniversitelerin mali bağımsızlığa kavuşabilmesi için paralı hale gelmesi gerektiğini söyledi. Özcan, şunları kaydetti: ''Üniversitelerin her türlü bağımsızlığa kavuşması için bu gereklidir. Özellikle mali bağımsızlığa kavuşması için gereklidir. Devlet parayı üniversiteye veriyor. Üniversitenin bütçesini zenginleştiriyor. Üniversitelere verilen para burs olarak öğrencilere verilse, ihtiyacı olan her öğrenci bu burstan yararlansa, parası olan öğrenci okul parasını kendisi karşılasa olmayan ise devletten burs alsa bu daha iyi olur. Böylece üniversite kendi hesabını bilir, bölüm açarken, fakülte açarken çok dikkatli davranır. Eğer o bölüme yeteri kadar öğrenci çekemezse atıl kalır. Bu nedenlerden dolayı bana çok pratik geliyor.''

'AÇIKLAMALARIM YANLIŞ ANLAŞILDI'

''Ben üniversitelerin her mânâda özgür ortamlar olması gerektiğine inanıyorum'' diyen Özcan, bu konudaki düşüncelerinin farklı noktalara çekildiğini kaydetti. Özcan, şöyle konuştu: ''Sözlerimin çe-kildiği boyutlarla benim hiçbir alakam yok. Üniversitelerin aslî görevi bilim yapmaktır. Topluma bilimsel bilgileri üretip bunları yaymaktır. Toplumun sorunları ile uğraşmaktır. Üniversiteler serbest yerler olmalı, dışarıda konuşulamayan konuları buralarda konuşabilmelisiniz. Benim kastettiğim boyutlar bunlar. Ben başka birşey kastetmedim.''

/ GAZİANTEP

08.01.2008


 

FT: Türk - Amerikan ilişkileri yeniden rayına giriyor

İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD ziyaretini değerlendirirken, "Türk-Amerikan ilişkilerinin yeniden rayına girmekte olduğunu" yazdı.

Gazetenin Companies and Markets ekinde yer alan, Vincent Boland imzalı yazıda, "iki ülke ilişkilerinin iki ay öncesine kadar savaşın eşiğine gelecek düzeyde bozulmuş olduğu" görüşü savunuldu.

"Onlarca yıl NATO'da ittifak sürdüren, gündemin bütün önemli konularında aynı tarafta yer alan iki ülkenin ilişkilerinin 11 Eylül 2001'den sonra yaşananlar yüzünden kalıcı bozulmaya yaklaştığı" belirtilen yazıda, "buna yol açan en önemli nedenler arasında Türkiye'nin ulusal çıkarlarına aykırı bulduğu Irak savaşının önemli yer tuttuğu" kaydedildi. Cumhurbaşkanı Gül'ün Washington ziyaretinin önemine işaret edilen yazıda, ziyaretin Gül'ün Cumhurbaşkanı olarak ABD Başkanı George Bush ile yapacağı ilk resmî görüşme olacağı hatırlatıldı. "Gül'ün Beyaz Saray'da sıcak şekilde karşılanacağından emin olduğunu" yazan Boland, "uluslararası ilişkilerde son dönemde görülen dramatik değişimin ardından, Washington-Ankara hattında ilişkiler, dünyadaki en büyük ABD karşıtlığının Türkiye'de yaşanmasına rağmen yeniden rayına giriyor görünüyor'' ifadesini kullandı. Yazar, olumlu dönüşümün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Kasım'da yaptığı Washington ziyaretiyle başladığına dair görüşlere de yer verirken, "bu ziyaret sırasında sağlanan anlaşmayla ABD istihbaratının yardımıyla kuzey Irak'taki PKK kamplarının bombalanmasının mümkün olabildiğini" ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül'ün Washington ziyaretinin de önemli olduğunu vurgulayan yazar, Gül'ün Cumhurbaşkanlığı sürecine ve öz geçmişine de değindi.

/ LONDRA

08.01.2008


 

Diyarbakır'da hasar tesbit çalışmaları tamamlandı

Diyarbakır'daki patlamada maddî hasara uğrayan vatandaşların zararlarının giderilmesi amacıyla oluşturulan hasar tesbit komisyonu çalışmalarını tamamladı.

Vali Yardımcısı Mehmet Yeşilbaş yaptığı açıklamada, Yenişehir beldesinde askerî personeli taşıyan sivil servis aracına yönelik düzenlenen saldırıda, maddî kayba uğrayan vatandaşların zararlarının tazmin edilmesi amacıyla komisyon başkanlığında, 5 ekipten oluşan bilirkişinin çalışmalarının büyük oranda tamamladığını söyledi. Bilirkişinin raporlarının incelenmesinin ardından, zararın belirleneceğini ifade eden Yeşilbaş, "Henüz zarar ne kadar bilemiyoruz. Bilirkişi raporlarının ardından durum netleşecek. Daha sonra zararlar tazmin edilecek'' dedi.

3 Ocak'ta, Yenişehir semtindeki Mimar Sinan Caddesi'nde askerî personel servis aracının geçişi sırasında meydana gelen patlamada 5 kişi ölmüş, 68 kişi de yaralanmıştı.

/ DİYARBAKIR

08.01.2008


 

Yaraları sarma seferberliği

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç, Ankara'nın Bâlâ ilçesinde meydana gelen depremle ilgili olarak, "Hiçbir vatandaşımızın çadırda ve konteynerde yaşamasına razı değiliz. Bir an önce daha sağlıklı bir ortama geçmelerini istiyoruz ve gerekeni yapıyoruz'' dedi.

Yamaç, yaptığı açıklamada, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak'ın depremin yaralarının sarılmasının üzerinde önemle durduğunu belirtti.

Yamaç, şunları kaydetti: "Bakanlık olarak hiçbir vatandaşımızın çadırda ve konteynerde yaşamasına razı değiliz. Bir an önce daha sağlıklı bir ortama geçmelerini istiyoruz ve gerekeni yapıyoruz. Cuma günü, Bâlâ merkezinde muhtarlarla toplantı yaparak hasar tesbit listelerini verdik. İtirazları olan varsa değerlendireceğiz. Muhtarlar bu konuda uyarıldı. Konutları ağır hasarlı olan vatandaş, muhtarla temas kurduktan sonra gerekli evrakı hazırlayarak kaymakamlığa müracaat edecek. Ardından, mümkün olan kısa süre ihtiyaca göre vatandaşa kira yardımı yapılacak veya konut yapım süreci başlatılacak. Evini yapana yardım yöntemi veya ihale yöntemiyle konut ihtiyacını çözeceğiz. Genel yaklaşımımız, toplu halde ihale yapılması yönünde. Çünkü vatandaş konutunu kendisi yaparsa sıkıntı yaşayabiliyor. Kira yardımı başladığı zaman vatandaşın ellerindeki çadırlar ve konteynerler toplanacak. Vatandaş bu noktada duyarlı olsun, hemen taleplerini göndersin, çadır ve konteynerde yaşama sürecine son verelim, barınma sorununu kalıcı bir çözüme kavuşturalım.'' Yamaç, konutların yapılacağı yerin seçimi çalışmalarının gelecek günlerde yapılacağını bildirdi.

ÖĞRENCİLERE EĞİTİMÎ KOLAYLIĞI

Millî Eğitim Bakanlığı ile depremden etkilenen ailelerinin çocuklarının eğitimlerini sorun yaşamadan sürdürebilmeleri için ortak çalışma yaptıklarını da belirten Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç, şu bilgileri verdi: "Kira yardımı alarak köyünden, evinden ayrılan vatandaşların çocukları, millî eğitime ait Bâlâ ilçesi ve Karaali Beldesi'ndeki pansiyonlarda kalabilecek. Vatandaşın kafasındaki bütün endişeleri kaldırmaya çalışıyoruz. Vatandaş, eğer taşındığı yerde çocuğunu okutmak istiyorsa, Millî Eğitim, bu konuda da alternatif bir çalışma yaptı, velilere bu konuda da kolaylık sağlanacak.''

/ ANKARA

08.01.2008


 

Malki cinayeti sanıklarına ceza yağdı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin Bursa'da 1995 yılında işadamı Nesim Malki'nin öldürülmesiyle ilgili davada Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararları bozmasının ardından yeniden yargılanan işadamı Erol Evcil müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, Evcil'in müebbet hapsin yanı sıra yağma suçundan da 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığı davada yargılanan Burhanettin Türkeş, Oğuz Işıklı, Şükrü Elverdi ve Mücahit Çakal'a da müebbet hapis cezası verildi. Aynı davada yargılanan Emin Menge ise 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

/ BURSA

08.01.2008


 

Alevi iftarına Ehl-i Beyt boykotu

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, 11 Ocakta Ankara'da verilecek Muharrem ayı iftar yemeğine katılmama kararı aldıklarını bildirdi.

Altun, yaptığı yazılı açıklamada, ''11 Ocakta Ankara'da verilecek Muharrem ayı iftar yemeğine katılmama kararı aldık. Ankara Bilkent'te AK Parti ve Başbakan'ın ismi verilerek düzenlenen iftar yemeğine, bize bağlı kuruluş ve temsilcilerin hiçbirisi de katılmayacaktır. Çünkü, yas ayı olan Muharrem ayında lüks bir otelde yapılacak olan siyasal amaçlı bu yemek, inanç ve geleneğimize aykırı olduğu gibi, Ehl-i Beyt'e karşı günah işlenmektedir'' ifadesine yer verdi.

Altun, iftar yemeğinin sonuçlarının yarar yerine zarar getireceğini de ifade ederek, ''İyi niyetle Alevi sorunlarının çözümüyle ilgili atılması gereken ilk adımın bu olmaması gerekir'' dedi.

Altun, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

''Sayın Başbakan'ın kendileri bu iftar yemeğini veriyorlarsa iptal etmeleri, kendileriyle alakası yoksa katılmamaları dostane önerimizdir. Alevi sorunlarının çözümleriyle ilgili kendilerinin veya bir bakanı görevlendirerek yapacakları toplantılara ve çalışmalara yardımcı olacağımızı belirtiriz. Tüm kuruluşlar da bizimle aynı görüştedir.''

/ İSTANBUL

08.01.2008


 

Doğalgaz pahalı, nükleere dönüyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu an kullanılmakta olan elektriğin yüzde 52'sinin dogalgaz çevrim santrallerinden elde edildiğini ifade ederek, "Yani bizim elektrik maliyetleri doğalgaz sebebiyle çok pahalı. Onun için nükleer enerjiye yükleniyoruz. İnşallah önümüzdeki 1-2 ay içinde nükleer enerjinin ihalesi var" dedi.

Erdoğan, Kâğıthane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen AKP Kâğıthane İlçe Kadın Kolları 2. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, elektrik zammına değinirken, şunları kaydetti:

''Elektriğe zam niye yaptınız? Be kardeşim, bak 5 sene biz elektriğe zam yapmadık. Onlar akşam yatıp sabah kalktıkları zaman bir zam, akşam yatıp sabah kalktıkları zaman bir zam... Böyle yapıyorlardı. Bunu bizden önceki her iktidar döneminde yaşadık. Ama biz mümkün olduğu kadar tahammül ettik. Zam yapmadık. Tam aksine yüzde 5 indirdik. Ama iş tahammül çizgisini aştı. Bunun için elektriğe zam yaptık. Bunun sebebi de doğalgazdan kaynaklanıyor. Çünkü şu andaki ürettiğimiz elektriğin yüzde 52'sini doğalgaz çevrim santrallerinden elde ettiğimiz elektrikten sağlıyoruz. Yüzde 52... Bu ne demektir? Yani bizim elektrik maliyetleri doğalgaz sebebiyle çok pahalı. Onun için nükleer enerjiye yükleniyoruz. İnşallah önümüzdeki 1-2 ay içinde nükleer enerjinin ihalesi var. Ama neticesini ne zaman alacağız? En erken 5-6 yıl sonra. Hidroelektrik santrallerin ihaleleri var. Ama neticeleri en erken 5 sene sonra. Yani biz, belki de bizden sonraki dönemin yatırımlarını yapıyoruz şu an elektrikte. Termik santraller aynı şekilde. Bu nedenle doğalgaz çevrim santrallerini biraz daha artıracağız ki, herhangi bir elektrik sıkıntısı yaşamayalım.''

/ İSTANBUL

08.01.2008


 

Değiştirilen kanun neler getirdi?

AKP Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl tarafından hazırlanan Tütün Mamüllerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edildi. Artık kahvehane, lokanta ve eğlence yerlerinde sigara içmek yasak. Bu gibi işletmelerde sigara yasağı 18 ay sonra uygulanmaya başlanacak.

Yasaya göre kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında, koridorları da dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan ve birden çok sayıda kişinin girebileceği binaların kapalı alanlarında tütün ve tütün ürünleri içilemeyecek. Taksiler dahil karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında sigara içilmesi yasak olacak.

Yaşlı bakım evleri, ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde ve cezaevlerinde sigara içenlere özel bölüm ayrılabilecek. Otellerde sigara içilebilen odalar oluşturulacak. Spor salonları, stadlar ve seyir yerlerinde sigara bölümü oluşturulması zorunlu olmaktan çıkarılıyor. Şehirlerarası ve uluslararası denizyolu araçlarının güvertesinde sigara bölümü kurulabilecek. Üretici firmaların ve ürünlerin isim, marka veya alâmetleri kullanılarak reklâm ve tanıtım yapılamayacak. Bu ürünlerin kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemeyecek. Film, dizi, müzik kliplerinde tütün ürünleri kullanılamayacak. 18 yaşını doldurmamış kişilere sigara satılamayacak. Sigaranın adet olarak satılması da yasak kapsamına alındı. Sigara paketlerinin üzerindeki uyarılar Türkçe yazılacak. Nargile de tütün ürünü kapsamında değerlendirilecek.

Sigara yasağının uygulanması ve tedbir alınması konusunda yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler, önce yazılı olarak uyarılacak. Uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında ise mahalli mülki amir tarafından 500 YTL ilâ 5 bin YTL arasında ceza verilebilecek. Sigara yasağı bulunan yerlerde sigara içenlere 50 YTL, sigara izmaritini ve paketini yere atanlara 20 YTL para cezası verilecek.

/ ANKARA

08.01.2008


 

Terör, adalet ve hoşgörü ruhuyla engellenir

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof. Dr. Şükrü Boylu, ''Tüm dünyanın ortak sorunu olan terör ancak dostluk, adalet, hoşgörü ve dayanışma ruhu ile engellenebilir'' dedi.

Prof. Dr. Boylu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de son zamanlarda tırmanış gösteren halka yönelik terör saldırılarına Diyarbakır'da bir yenisinin eklendiğini ifade ederek vatandaşların hayatına kasteden ve amacı ülke bütünlüğünü bölmek olan bu terör saldırısını şiddetle kınadıklarını belirtti. Prof. Dr. Boylu, şunları kaydetti: ''Geçmişte, ülkemizin özgür, demokratik işlevselliğini bozmayı hedef edinen bu gibi acımasız olaylar, maalesef yaşanmış ancak hiçbir zaman amacına ulaşamamış ve ulaşamayacaktır. Tüm dünyanın ortak sorunu olan terör ancak dostluk, adalet, hoşgörü ve dayanışma ruhu ile engellenebilir.''

Boylu, terör saldırısında ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diledi.

/ AYDIN

08.01.2008


 

Memur, 15 Ocak'ta işe 1 saat geç gidecek

Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, memur maaşlarına yapılan zamların, enflasyon tahminin tutmaması ve vergi yükleriyle eridiğini ifade ederek, 15 Ocak 2008 tarihinde "İşe 1 saat geç gelme" eylemi yapacaklarını belirtti.

Kamu-Sen tarafından, kamu çalışanlarının 2007 yılını değerlendirmek ve sosyal güvenlik reformuna ilişkin aldıkları önlemleri açıklamak için Ankara Dedeman Otel'de bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Akyıldız, memurlara yapılan maaş zammının enflasyona yenik düştüğünü belirtti. 2007'de memur maaşlarına yapılan zamların enflasyon tahminin tutmaması ve vergi yükleriyle eridiğini belirten Akyıldız, "2007 yılında memur maaşına yapılan artışlar, enflasyon artışına yetişememiştir. Bunlara ek olarak çalışanlarımız üzerindeki vergi yükü her geçen gün biraz daha artmış, artık dayanılamaz noktaya gelmiştir. Siyasi iktidar, memur maaşlarını 6 ay gecikmeyle enflasyona endekslemiştir. Bu da, 6 ay boyunca maaşı eriyen memurun, 6. ayın sonunda ancak enflasyon kadar yani sıfır zam alması anlamına gelmektedir.Buna rağmen gelir vergisi istisna rakamları, yıllık enflasyon oranının altında artırılarak, özellikle çalışan kesim üzerindeki vergi yükü daha ağırlaştırılmıştır" dedi.

Bircan Akyıldız, sosyal güvenlik reformunun memurların kazanılmış haklarını yok etmeye yönelik olduğunu, oysa sosyal devlet olma gereğinin, milletin sosyal güvenlik ve sağlık yükünü karşılamaktan geçtiğini anlatmaya çalıştıklarını belirterek hükümet nezdinde görüşlerinin karşılıksız kaldığını söyledi. Akyıldız, bunun üzerine, 15 Ocak 2008 tarihinde "İşe 1 saat geç gelme" eylemi yapacaklarını kaydederek, eylemlerine diğer sivil toplum kuruluşu ve sendikaların destek vermesini istedi.

Cemil Yüzer / ANKARA

08.01.2008


 

Öğrencilere sokaktaki tehlikeler anlatılacak

Şanlıurfa Belediyesince hazırlanan "Bilinçli Nesiller Güvenli Yarınlar'' projesi kapsamında, 20 bin öğrenci ile 1000 aileye sokaklarda karşılaşılabilecek tehlikeler ve aile kavramının önemi gibi konularda eğitim veriliyor.

Şanlıurfa Belediyesince 2005 yılında başlatılan proje çerçevesinde, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyan öğrencilere rehberlik ve sosyal hizmet uzmanları tarafından, sokaklarda çocukların karşılaşabileceği sorunlar, ailenin önemi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklardan korunma ile buna benzer konularda eğitim verilmeye başlandı.

Üç yıldır sürdürülen proje kapsamında şimdiye kadar 21 okulda, öğrencilere slayt ve çeşitli video gösterileri eşliğinde konular anlatıldı.

20 BİN ÖĞRENCİ İLE BİN AİLEYE ULAŞILDI

Proje Koordinatörü Meral Sepetçioğlu, Şanlıurfa'nın son yıllarda hızlı göç aldığını, bunun ekonomik sorunları beraberinde getirdiğini söyledi. Söz konusu sebeplerin çocukların hayat alanlarını tehlikeye düşürmeye müsait bir ortam oluşturduğunu belirten Sepetçioğlu, bu amaçla Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle, projelerini hayata geçirdiklerini kaydetti.

Eğitimlerin şehrin yoğun göç alan ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin bulunduğu Eyyübiye ve Yakubiye bölgelerindeki çocuklara verildiğini aktaran Sepetçioğlu, projenin bu yılki bölümünün şehrin diğer semtlerine kaydırıldığını bildirdi. Sepetçioğlu, eğitimlerin hafta içinde öğrencilere, hafta sonlarında da ailelere verildiğine işaret ederek, şimdiye kadar 21 okulda yaklaşık 20 bin çocuğa ve 1000 aileye eğitim verildiğini kaydetti.Sepetçioğlu, şehirdeki 52 ilköğretim okulunun tamamında eğitim vermeyi amaçladıklarını belirtti. (aa)

/ ŞANLIURFA

08.01.2008


 

Karda mahsur kalan öğretmenler kurtarıldı

Muş'ta, Yaygın beldesine bağlı Ağartı köyü yolunda 7 öğretmenin kardan kapanan yolda mahsur kaldığı, ancak ekiplerin çalışması sonucu 4 saat sonra kurtarıldığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, Bilek ve Ağartı köylerindeki ilköğretim okullarında görev yapan 7 öğretmenin şehir merkezinden dönmek için kiraladıkları minibüs, Ağartı köyü yolunda kara saplandı. İl Kriz Merkezi'ne durumun bildirilmesi üzerine, öğretmenleri taşıyan minibüs Özel İdare Müdürlüğü Yol ve Ulaşım Hizmetleri ekiplerinin çalışmaları sonucu kurtarıldı.

/ MUŞ

08.01.2008


 

Ormanları ihmal yakıyor

Zonguldak, Bartın ve Karabük'te 2002-2007 yılları arasında çıkan 576 orman yangınında 1473 hektar alan zarar gördü.

Geçen yıl 373 hektar alanda zarara yol açan 108 yangının çıkış sebebi arasında anız yakma ilk sırada yer aldı. Alınan bilgiye göre, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğünün sorumluluğundaki Zonguldak, Bartın ve Karabük ormanlarında 2002'den itibaren çıkan yangınlarda en fazla alan 833 hektar ile 2003'de, en az ise 62 hektar ile 2005'de zarar gördü. Söz konusu tarihlerde en fazla yangın 127 ile ağustos, 94 ile nisan ve 75 ile temmuz ayında çıkarken, en fazla zarar gören alan toplam 854 hektarla ağustos aylarında oldu. Geçen yıl çıkan 108 yangının 30'unun sebebi belirlenemezken 25'ine anız, 20'sine yıldırım, 10'una enerji nakil hatları, 8'ine kundaklama, 6'sına sigara ve piknik ateşi, diğerlerine de çeşitli ihmal ve dikkatsizlikler yol açtı. 2007'deki yangınların 54'ünün 10.00-16.00 saatleri arasında çıktığı tesbit edildi.

/ ZONGULDAK

08.01.2008


 

42 bitki ve hayvan türü tehlikede

Türkiye'deki 42 bitki ve hayvan türünün, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bildirildi.

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Çevre ve Orman Bakanlığı, Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye, Kuş Araştırmaları Derneği ve Doğa Derneği'nin iş birliğinde üç yıllık hazırlık aşamasından sonra hazırlanan ve bu yıl okullarda kullanılmaya başlanan ''Yeşil Kutu'' adlı eğitim setinde, Türkiye'deki biyolojik çeşitliliğe ilişkin veriler yer aldı. Eğitim setinden derlenen bilgilere göre, coğrafî konumu dolayısıyla yaklaşık 12 bin bitki çeşidine ev sahipliği yapan Türkiye'de 120 memeli, 400'den fazla kuş, 130 sürüngen ve 300 balık türü yaşıyor. Bitki ve hayvan türlerinin bölgelere göre dağılımına bakıldığında, Marmara, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Toros Dağları, Amanos Dağları ve Tuz Gölü çevresi en zengin bölgeler olarak görülüyor. Bütün bu zenginliklere rağmen hayat alanlarının yok olması, çevre kirliliği, yasa dışı ticaret ve avcılık ile yangınlar sebebiyle türler yok olma tehlikesi yaşıyor. Öte yandan, Avrupa'da bitki ve hayvan türlerinin korunması için 1979'da kabul edilen, Türkiye'nin 1984 yılında imzaladığı Bern Sözleşmesi ile yok olma tehlikesi altındaki bitkiler de koruma altına alındı.

/ ANKARA

08.01.2008


 

Ayran turşusu ile birinci oldular

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğrencileri, ayran turşusu yaptı.

ÇOMÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğrencilerinden Muhammed Fatih Oruç, Betül Erdür ve Serkan Kartal, yaptıkları ayran turşusu ile "ÇOMÜ Yeni Ürün Geliştirme Yarışması''nda birinciliği elde etti.

Öğrencilerden Muhammed Fatih Oruç, yaz aylarında ayran satışlarının yüzde 70-80 oranında arttığını, ayranın kış içeceği olarak da kullanımının yaygınlaşmasını sağlamak için "Ayran Turşusu''nu ürettiklerini söyledi.

Oruç, "Bu amaçla yoğurda soğan, maydanoz, dereotu ve acı biber katıp, fonksiyonel ve lezzetli bir içecek elde ettik'' dedi.

Betül Erdür, tasarlanan ürünün bileşimindeki yoğurt, nane, maydanoz, dereotu, soğan ve acı biberdeki çeşitli vitaminler ile minerallerin başta kalp, kemik, diş, guatr hastalıkları ile mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiğini kaydetti.

/ ÇANAKKALE

08.01.2008


 

Gözlerimizi nasıl koruyabiliriz?

Göz sağlığının temelinde düzenli göz muayenesi var, çünkü çoğu göz hastalığı son evresine gelinmedikçe hastalar tarafından fark edilemez, bir uyarı işareti yoktur. Ancak bazı sorunlar da beklenmeyen bir anda oluşup hasta için uyarı oluşturur.

Alman Göz Hastanesi'nden Op. Dr. Burak Bilgin göz sağlığı ve koruma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

"Neredeyse tüm göz yaralanmaları önlenebilir. diyen Op. Dr. Bilgin göz sağlığını korumak için şu tavsiyelerde bulunuyor:

Alman Göz Hastanesi'nden Op. Dr. Burak Bilgin göz sağlığı ve koruma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

"Neredeyse tüm göz yaralanmaları önlenebilir. diyen Op. Dr. Bilgin göz sağlığını korumak için şu tavsiyelerde bulunuyor:

Başka birisi için reçete edilen bir damlayı kullanmayınız.

Uzun süre bilgisayar monitörüne bakmak zorunda kaldığınız zamanlarda; gözlerinizi sık sık kırpın, vücudunuzun, kafanızın ve gözlerinizin konumlarını sık sık değiştirin.

Okuma, TV seyretme gibi gözün sürekli ve dikkatli kullanılması durumlarında ne kamaşma yapacak kadar parlak ışık ne de görmeyi güçleştirecek kadar az ışık olmalıdır.

Ayrıca okuma mesafesi (30-40 cm), TV seyretme uzaklığı 3-4 mt'den az olmamalıdır.

Yeni Asya / İSTANBUL

08.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri