Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Röportaj

Mustafa Gökmen

Sigara dumanı trafik kazalarından da beter

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, "Türkiye'de trafik kazalarındaki hayat kayıpları çok korkunç rakamlardadır ama sigaraya bağlı ölümler bunun 35 misli daha fazladır" dedi.

TAKDİM

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, Meclis'te son kabul edilen ve sigara ile ilgili düzenlemeleri içeren kanunu Yeni Asya'ya değerlendirdi. Özfatura, "kapalı mekânlarda sigara içilme yasağını genişleten" kanunu, devletin anayasadan kaynaklanan bir görevini yerine getirmesi olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. Devletin gençleri her türlü uyuşturucu ve bağımlılık yapan maddeden korumak gibi bir anayasal görevi bulunduğunu hatırlatan Özfatura, sigara konusunda istenilen başarı sağlandığı takdirde alkol konusunda da çalışmaların yapılabileceğini kaydetti. Buyurun Özfatura'nın değerlendirmelerini birlikte okuyalım.

*Meclis'te kabul edilen ve kapalı alanlarda sigara içme yasağını genişleten kanunu nasıl Yeşilay Cemiyeti olarak nasıl buluyorsunuz?

Biz Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak bu kanunun arkasındayız ve destekliyoruz. Kamuoyunda şöyle bir anlayış var. Çıkarılan kanun insan haklarına aykırı gibi anlaşılıyor. Böyle bir şey söz konusu değildir. Sanki bu kanun insan haklarına aykırıymış gibi görülüyor. Sigarayı yasaklama gibi gösterilmeye çalışılıyor. Asla böyle bir şey değil. Bu sigara ile ilgili düzenlemeleri içeren kanunudur.

*Böyle bir kanuna niçin gerek duyuldu. Yasaklamak çare mi?

Türkiye'de her sene 120 bin kişi sigara sebebiyle ölmektedir. Yine bilim adamlarının raporlarına akciğer kanserlerinin yüzde 91'i, gırtlak kanserlerinin yüzde 99'u sigaraya bağlıdır. Sigara ile ilgili 60 tane kronik hastalık vardır. Sigara dumanıyla ilgili yapılan tesbitlere göre 40 bin tane zehir vardır ve bunların 60 tanesi kanserojen zehirdir.

Bu bakımdan Türkiye'de akciğer kanserinden ölenlerin yüzde 30'u pasif içicidir. Yani ömürlerinin hiçbir döneminde bir paket sigara alıp içmemişlerdir. Ama kapalı yerlerde içilen (İş yerleri, evler ve diğer kapalı yerler) sigara dumanına maruz kaldıkları için bu hastalığa yakalanmışlar. Bu bakımdan bir düzenleme vardır. Kesinlikle bir yasaklama söz konusu değildir.

* Daha önce zaten bir kanun vardı ama uygulamada bir takım sıkıntıların da yaşandığı bir gerçek. Bu düzenlemeler başarıya ulaşır mı?

Hiçbir kanun için peşin hüküm verilemez. yani ölü doğan kanunlar olduğu gibi başarısı yüksek olan hatta yüzde yüz başarılı olan kanunlar vardır. Temenni ederiz ki bu kanun başarılı olsun. Çünkü insan sağlığına aykırı bir durum yoktur. Eğer bu kanun çıkmadığı takdirde 2020 yılında sigara sebebiyle ölenlerin sayısı 150 bin değil, 240 binlere yükselecektir.

Dünya standartlarında ise geçtiğimiz 20 sene içerisinde Amerika'daki sigara içenlerin miktarı yüzde 30 azalırken bizde yüzde 80 artmıştır. Yani korkunç bir rakamdır. Erkeklerin en az yüzde 50'si, Kadınların en az yüzde 30'u sigara kullanmaktadır. kadınlarda düşüklere sebep olmaktadır. Yani hangi açıdan bakılırsa bakılsın sigaranın olumlu bir yönü yoktur.

Sigara dost görünen bir düşmandır

Yani çıkarılan bu kanun bunun düzenlenmesidir. Fransa bunu yapmıştır. Almanya Parlamentosu çalışmaktadır. İngiltere daha da ileriye gidip sigarayı sokakta yasaklayacak kadar bir ileri mesafe almıştır. Tabi sokaklarda yasaklamıştır ama kapalı alanlarda da yasaklamıştır. Sokakta bile içilmesini önleyici tedbirler gündeme gelmiştir ama henüz kabul edilmemiştir.

*Yani sigaraya karşı bütün dünyada bir dizi tedbirler alınmakta olduğunu ifade ediyorsunuz. Dünyayı telâşa iten sebepler neler?

Dünyanın her köşesinde sigarayı özendirici durumdan çıkarıp, insanları bu tehlikeden korumaya yönelik faaliyetler vardır. Şurasını hiçbir zaman unutmayalım: Uyuşturucuya başlayanların yüzde yüzü sigarayla başlamıştır. Uyuşturucu kullananların hiçbirisi yoktur ki doğrudan uyuşturucu kullansın. Evvele sigara ile başlayanlar sonra sigara içine esrar ve kokain gibi uyuşturucuları koyarak uyuşturucuya alışmaktadır. Sonra eroine doğru tedrici bir şekilde bağımlı hale gelmektedir. En sonunda da hayatlarını kaybetmektedirler.

*Alkol konusunda çok büyük bir sessizlik var. Gazetelerde ve diğer yayın organlarında toplumu özendirici reklâmlar çıkıyor. Yeşilay olarak bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabi alkolünde sigaranın da zararları vardır. Ama sigara kanununda bir başarı sağlanırsa, bu başarı görülür tedrici olarak o konu ile ilgili de çalışmalar yapılır. Zaten 12 Aralık tarihinde Ankara'da yapılan bir seminerde Başbakan da Sağlık Bakanı da bulunmuştur. Her ikisi de 2008-2012 yılları arasındaki 4 sene de 15 yaşın altındaki sigara kullananların oranını sıfıra, 15 yaş üzerinde sigara kullananların miktarını ise yüzde 20'ye yani sigara kullanmayanların oranını yüzde 80'e çıkarma gibi devletin bir hedefi var. İnşallah bu hedefe ulaşılır.

* Türkiye sigara kullanım oranı bakımından dünyada hangi noktada? Kıyaslama imkânımız var mı?

Türkiye sigara konusunda 200 küsur ülke arasında yedinci pazardır. Onun için sigara tüketimini çok önemseyelim. Meselâ 1930 yılında kişi başına 10 paket sigara düşerken, 2004 yılında 3.5 kilo sigara düşer hale geldik. Yani son yıllarda özellikle toplumdaki sigara kullanım oranlarında muazzam bir artış söz konusu. Az evvel de söylediğim gibi son 20 sene içinde toplumdaki sigara kullanım oranı yüzde 80 artmıştır.

*Devlet bu artışı görmüyor mu? Böyle tehlikeli bir artışa neden zamanında tedbir almadı? Bundan sonra neler yapılırsa başarı elde edilir?

Devletin Anayasa gereği yani Anayasanın 58. maddesi gereği "gençleri her türlü bağımlı maddelerden koruması" görevi vardır. Devletin aldığı bu (son) tedbirler, bir düzenlemedir. Bir yasaklama söz konusu değildir. İnsan haklarına aykırı bir durum yoktur. İnsanlar sigara içer, içmez, insanların kendi tercihidir. Yani bir yasaklama söz konusu değil. Bu düzenlemelerin başarıya ulaşması için evlerde, okullarda ve kıt'alarda gerekli tedbirler alınırsa başarılı olur.

*Ailelere ve öğretmenlere ne gibi görevler düşüyor sizce?

Bir babanın kendisi sigara içerken oğluna "sigara içme demesi" tesir etmez. Baba evvela kendisi sigara içmeyecek, içki içmeyecek. Ondan sonra çocuğuna da "içme" diyebilecek. Yani bu şekilde örnek teşkil edecek. Ama maalesef öğretmenlerimizin çoğunluğunun, doktorlarımızın tamamına yakınının da sigara içtiği bir gerçektir istatistiki rakamlara göre.

Şunu da unutmayalım ki: Türkiye'de trafik kazalarındaki hayat kayıpları çok korkunç rakamlardadır ama sigaraya bağlı ölümler bunun 35 misli daha fazladır. Biz bu konuda her biri 64 sayfa olan 3 tane kitap hazırladık. Alkol olsun, sigara olsun, uyuşturucu olsun bunları inceleyen kitaplar hazırladık. Konu ile ilgilenenlere veriyoruz.

Mustafa Gökmen

08.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (04.01.2008) - "Risâle-i Nur'daki örnekler beni çok etkiledi"

  (03.01.2008) - Dağ taş bombalamakla barış gelmez

  (31.12.2007) - Cumhuriyetin Kürt politikası iflâs etmiştir

  (28.12.2007) - Risâle-i Nur, ders kitabı olacak

  (26.12.2007) - Resulullahsız Mevlânâ düşünülemez

  (25.12.2007) - Mekke'yi yaşamadan Medine'ye varamayız

  (24.12.2007) - SARKOZY ZİL TAKIP OYNAR

  (17.12.2007) - PKK bitince Kürt sorunu başlayacak

  (16.12.2007) - Doğru konuşmayı öğretiyoruz

  (10.12.2007) - Başörtülülere ayrımcılık yapılıyor

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri