Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Felâketten doğan saadet

Felâket dünyanın hamurunda var. İnsanlık tarihinden bu yana dünya sayısız felâketlere sahne olmuştur ve kıyamete kadar da olacaktır. Felâketlerin birçoğu insanın hata ve günahlarından kaynaklanmaktadır. Edepsizleri terbiye etmeye yönelik Yüce Yaratan tarafından gönderilen her felâkette mutlaka bir hikmet ve maslahat vardır. Onları yargılama hakkımız olmadığından fazla fikir yürütmek de doğru değil. Ancak bizim için önemli olan başımıza gelen her felâket ve musibetten ders almaktır. Kaldı ki, birçoğu sonuç itibariyle hayırlar ve güzel sonuçlar doğurmaktadır.

Ünlü yazarların kitaplarının yayımcılarından biri olan Thomas M. Storke felâketten doğan bir güzelliği şöyle dile getirmiştir: "1925 yılının ilkbaharında California şehrinin meclisi, bina inşaatları ve şehrin imar planıyla ilgili yeni ve daha katı standartları kabul etmişti. Böyle bir karar alınmasına rağmen, yüzlerce çirkin bina State Street'in görüntüsünü bozuyordu. Şehir planlamacıları ise bu yapıları yeniden düzenlemek için yaklaşık 50 yıllık bir zamana ihtiyaç olacağını söylüyorlardı. Fakat bir gün, şehrin kaderiyle ilgili olarak bir melek, bu çirkin görüntüyü bir anda bitirecek kararı uygulamaya koymuştu. Şehrimize bu iyilik meleğinin ziyareti büyük bir deprem şeklinde oldu."

Görüldüğü gibi, deprem bir felâket olmasına rağmen, California şehrinin yeniden ve daha modern bir şekilde inşası için, netice itibariyle, bir rahmete dönüşmüştü. Bu türden kendimizi yokladığımızda, birçok hadisenin kendi aleyhimize olduğunu düşünürken, o hadisenin sonuç itibariyle kendi hayrımıza dönüştüğünü görmüşüzdür.

Bunlardan kendi hayatımda yaşadığım çarpıcı bir örneği vermek istiyorum. Yıl 1995 veya 96 idi. Yüksek lisans yaptığım Sakarya Üniversitesinde okutmanlık sınavına girdim. Yüksek lisans yaptığım şehirde görev yapmak istiyordum. Ancak okutmanlık için alınacak isimler önceden belirlenmiş. Tabiî ki bizim bundan haberimiz yoktu. Yazılı sınava girdik ve kazandık. Sıra sözlüye gelmişti. Sözlüde konumuzla ilgili tek bir soru sorulmadı. Neyse uzun hikâye olduğu için kısa kesiyorum. Sözlüde bizi kazandırmadılar. Jüri üyelerinden birini tanıyordum. Bana "Hocam hakkını helâl et, ben ikiye bir kaldım; alınacak kişiler belliydi. Rektörle rektör yardımcısı alınacak kişileri belirlemişti, bana da imzalamak düştü. Yapacak bir şeyim yoktu. Hem sizin kâğıtlarınız okunmadı bile" dedi.

Ben de Konya'ya taşındım. Aradan bir-iki ay geçti ve 17 Ağustos depremi meydana geldi. Tabiî ki bu olay hepimizi derinden üzdü. Ama ben Rabbime çok şükrettim ki o sınavı kazanmamışım. Ölüm Allah'ın emri, ama öyle bir travmayı yaşamak öyle zor ki, onu ancak yaşayanlar bilir. Allah bana o travmayı yaşatmadı. Önceleri çok üzülmüştüm, beni kazandırmadılar diye. Ama netice itibariyle o sınavı kazanmamam benim için büyük bir rahmet olmuştu.

İşte gerek kariyer hayatınızda ve gerekse sosyal yaşantınızda olsun, başınıza gelen musibetlerin sonuçlarına bakınız. O musibetlerin çoğu sonuç itibariyle size mutluluklar getirebilir. Felâketten çoğu zaman saadet doğduğunu yaşantımızda görmekteyiz. Yeter ki, felâketlere ve musibetlere sabretmesini bilelim. Zaten sabretmeyip şikâyet ettiğimizde, musibet katmerleşmekte ve adeta kırık elle dövüşmek gibi bir zavallılığın pençesine düşmekteyiz. Bizim için neyin şer, neyin hayırlı olduğuna çoğu zaman biz karar veremeyiz. Bizi yaratan bizi bizden daha iyi bildiği için, bizim için neyin daha hayırlı olduğuna O karar verir. Bize düşen elimizden gelen her şeyi yaptıktan sonra kaderin hükmüne boyun eğmektir.

Dr. Kenan Ören

12.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Eksik yanlarımızın savunması

  Doğru sorular sormak veya soruları doğru sormak

  Felâketten doğan saadet

  Süreli eğitimler, yeni gruplar ve yeni programlarla devam ediyor


 Son Dakika Haberleri