Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Kardeş edebiyatlar buluştu

Kardeş Edebiyatlar Buluşması Türk ve İranlı şairlerin katılımıyla Gaziantep’te gerçekleştirildi. Bölge barışına katkı sağlamak için yapılan “Kardeş Edebiyatlar Buluşması” Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı.

Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda yapılan programa, Türk, İran, Suriye ve Filistinli şairler dâvet edildi. Birincisi geçen sene yine Gaziantep’te yapılan Kardeş Edebiyatlar Buluşması’na, Filistinli şair Halid Ebu Halid rahatsızlığı sebebiyle katılamazken Suriyeli şairler farklı mazeretler göstererek programa katılmadı.

Şairler bu yılki buluşmada, san’atın bölgesel işbirliğine katkısı üzerine konuşma yaptı. Bölge kardeşliğine dikkat çeken şairler, daha fazla kültür ve san’at faaliyetleri düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Programın ev sahibi olarak konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Önder Büdeyri, bölgenin kültürüne hizmet etmek için her türlü kültürel etkinliğe destek verdiklerini belirtti. Gaziantep’in son yıllarda kültür ve san’at dalında da isim yapmaya başladığını belirten Büdeyri, “Bu şehir, bir zamanlar, baklava fıstıkla anılıyordu. Gaziantep’in çehresi değişiyor. Kültür ve sanatta da isim yapmaya başlıyor. Biz yerel yöneticiler, kültür ve san’ata sahip çıkmak zorundayız. Bu gibi faaliyetlerle şairlerle kültürlerini birbirine atlatma fırsatı buluyor” dedi.

Paneli yöneten Gazeteci Yazar Ali Atalar, geçen sene yapılan konuşmaların kitaplaştırıldığını söyledi.

Atalar, bu sene yapılan konuşmalarında Türkçe ve Farsça olarak 2 dilde kitaplaştırılacağını belirtti. Atalar, bastırılacak kitapların, Orta Asya, Ortadoğu ve Balkan ülkelerine gönderileceğini ifade etti.

Kardeş edebiyat buluşması programına, İran’dan Naser Feyz ve Mahmut Pishdat Türkiye’den Mustafa Aslan ve Hasan Hüseyin Yalvaç katıldı. Konuşmaların ardından şiir dinletisi yapıldı.

06.02.2008


 

Tiyatro, yeni yazarlar arıyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, yeni nesil yazarları özendirmek, desteklemek, Türk tiyatrosuna yeni yazar ve yeni oyunlar kazandırmak amacıyla, yarışma düzenliyor. Yaşı 15’i geçmiş herkesin katılabileceği yarışma, oyun, roman ve hikâye dallarında olmak üzere üç ayrı dalda gerçekleştirilecek.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik, Türkiye’nin üçüncü ödenekli tiyatrosu olan Şehir Tiyatrosu’na, yeni oyunlar ve yeni yazarlar kazandırma çabası içinde. Türk Tiyatrosu’nun durgun bir dönemden geçtiğini belirten Nejat Birecik, “Yeni sezona girerken Türk Tiyatrosu’nda durgunluğu aşmak adına 3 yıllık bir program yaptık. Birinci yılımızda yeni nesil yazarları özendirmek, desteklemek, Türk Tiyatrosu’na yeni yazar ve yeni oyun kazandırmak amacıyla, yarışma düzenledik. Toplum sorunlarına parmak basan, bugünü irdeleyen, tartışan ve paylaşan, Türkiye ve dünya seyircisinin hayatına ayna olan, gerçekçi bir üslûpla yazılıp, sahnelenmesi öngörülen oyunları bekliyoruz” dedi.

Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yarışmalarına, kalemine güvenen herkes katılabilecek. Oyun yazarlarının 15 yaşını bitirmiş olmaları şartı aranıyor. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu çalışanlarının kendileri ve birinci derecede yakınları da yarışmalara katılamayacak. Oyunlar bilgisayarda 14 punto ile dizilmiş olacak ve 8 nüsha halinde elden Şehir Tiyatroları Müdürlüğü’ne iletilecek. Posta ile eserlerini gönderecek olanlar ise “Oyun Yazma Yarışması Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Müdürlüğü SDKM Yahya Kaptan İzmit” adresine eserlerini gönderecek. Katılım kapalı isim ( rumuzlu) ile olacak ve katılımcılar kısa özgeçmişlerini, açık adres ve diğer iletişim bilgilerini kapalı bir zarf içinde her bir dosyaya ekleyecektir. Yarışmaya katılacak oyunlar yayınlanmamış ve sahnelenmemiş olması gerekiyor.

06.02.2008


 

“Tarih bir milletin hafızasıdır”

Bağcılar Belediyesi ve Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği tarafından organize edilen “Tarih Bilinci ve Ulusların Geleceği” konferansına katılan Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Tarih bir milletin hafızasıdır” diyerek, geçmişten günümüze kadar Türk Milletinin yaşadığı tarihi olayları anlattı.

Bağcılar Halk Sarayında gerçekleştirilen konferansa, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın yanı sıra, İstanbul Vali Yardımcısı Hürrem Aksoy, TBBD Başkanı Hasan Konuk, Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı, Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, İlçe Millî Eğitim Müdürü Kadir Kuş, İlçe Müftüsü Mustafa Derin ve tarihe ilgi duyan yüzlerce vatandaş katıldı.

Çelik verdiği konferansta, ‘Tarih bir milletin hafızasıdır’ diyerek şunları söyledi: “Hafıza tarih bilinciyle oluşur. Tarihi bilgi edinmek, tarih bilincine sahip olmak demek değildir. Bu tarih bilgisini, kendi milletinin ve medeniyet havzasının tarih felsefesiyle yoğurmadıkça, bir insan, isterse o sahada akademik kariyer yapsın, yine de tarih bilincine sahip olamaz!”

Konferansın ardından Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Prof. Çelik’e çiçek ve plaket takdim etti.

06.02.2008


 

Çeyiz sandığı hiç eskimiyor

Anadolu kültürünün parçası olan, geleneksel Türk el san’atı ürünü süslemelerle bezeli çeyiz sandıkları, “dünya evi’’ne girecek genç kızların yıllarca biriktirdikleri el işi ürünleri saklamaya devam ediyor.

Sandık ustası Yaşar Dınız, Adana’daki Kazancılar Çarşısı’nda, babadan kalma mesleğini 55 yıldır sürdürdüğünü ve oğlu Emre’nin de kendisi gibi sandık üretimine devam ettiğini söyledi.

Sandık üretiminin Osmanlı’dan gelen önemli bir Türk geleneği olduğunu ve sandıksız bir evin düşünülemeyeceğini ifade eden Dınız, ‘’Çeyiz sandığı birçok gelenek ve görenek gibi giderek unutulmaya başlasa da Anadolu köylerinde halen genç kızlarımız tarafından yaşatılıyor. Evlenme çağına gelen genç kızlar, çeyizlerini sandıklarında biriktiriyor. Kentlerde ise çeyiz biriktirme için kullanılmasa da evlerde aksesuar ve değişik amaçlı değerlendiriliyor’’ dedi.

Çeyiz sandığının beraberinde pek çok geleneği de yaşattığını ifade eden Dınız, şöyle devam etti: ‘’Kızlar, çocukluktan itibaren çeyizleri için danteller yaparlar, örgüler örerler, örtüler biriktirirler ve yıllar içerisinde çeyizlerini oluştururlar. Çeyiz sandığı gelinin mahremiyetidir ve izinsiz açılıp bakılamaz. Genç kız gelin olarak evden ayrıldığında, sandık yeni evine götürülmeden önce ailesinden ya da yakın akrabalarından birisi sandığın üzerine oturup damadın yakınlarından ‘sandık bahşişi’ ister. Eğer bahşiş yetersiz gelirse ‘sandık ağır, yerinden kalkmıyor’ deyip, daha fazlasını ister.’’

TÜRK EL SAN’ATI OYMA VE SÜSLEMELER

Yaşar Dınız, sandıkların üzerindeki oyma ve süslerin de başlı başına bir Türk el san’atı olduğunu, oymacılığın yıllarca süren eğitimle çıraklara aktarıldığını kaydetti. Çeyiz sandıklarının tamamlayıcısının, “tülbentlik” olarak kullanılan camekân sandıklar ve mücevherlikler olduğunu ifade eden Dınız, ‘’Mücevher sandıklarının ise ‘üstten güllü’, ‘çift güllü’, ‘kızaklı’, ‘önden düğmeli’ ve ‘üstten bombeli’ gibi türleri bulunuyor. Bu sandıkların her birinin kendine özel ve gizli açılış şekilleri var. Genellikle kilit yerleri dışarıdan görünmeyecek şekilde yapılır. Özel hareketlerle açılan gizli bölümlerde bulunur. Hatta anahtarları da üzerlerindeki gizli bölümlerde saklanır’’ dedi.

/ ADANA

06.02.2008


 

Nemrut’a ziyaretçi akını

Nemrut Dağı, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce turistin akınına uğruyor. Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Güven, şehrin 167 ören yeri ile her geçen gün turistlerin akınına uğradığını söyledi.

Güven, Adıyaman’ı 4 bin 439 kişi ile en çok Alman turistlerin ziyaret ettiğini kaydederek, “Almanları, bin 988 kişiyle İtalya, bin 648 kişiyle ABD, bin 486 kişiyle Japonlar takip ediyor. Bunun yanı sıra Nemrut Dağı’nı en az ziyaret eden ülkeler arasında 1 turist ile KKTC ilk sırada yer alıyor.

/ İSTANBUL

06.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri