Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Esnafın sıkıntısı büyüyor

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu, küresel ısınmayla birlikte yaşanan gıda krizine Güneydoğu’daki kuraklığın da eklenmesiyle bölge esnafının ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını, birçok esnafın kepenk kapatmak zorunda kaldığını bildirdi.

ESNAF BORÇLARINI ÖDEYEMİYOR

Denizli’deki tarihî Kaleiçi Çarşısı esnafı ise, yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle iş yapamaz hale geldiklerini ifade ederek, kepenk kapattı. Çorum Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Müdürü Cihan Olur da, yılın ilk beş ayında 4,4 milyon YTL kredi kullanan esnafın ödemelerde sıkıntı yaşadığını söyledi.

Kuraklık esnafı da vurdu

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu yaptığı açıklamada, geçmiş yıllarda bölgede yaşanan olayların etkisi, 2000-2001 yılı ekonomik krizi ve arkasından gelen olayların da etkisi ile bölgedeki esnaf ve sanatkârın yıllardır kriz içerisinde olduğunu söyledi.

Ebedinoğlu, küresel ısınmayla birlikte yaşanan gıda krizine Güneydoğu’daki kuraklığın da eklenmesiyle bölge esnafının ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını kaydetti. Ebedinoğlu, esnaf ve sanatkârın çok zor günler yaşamaya başladığını ifade ederek, ‘’Daha sıkıntılı günlerin bizi beklediği kaygısını taşıyoruz. 2007 yılında 372 esnaf iş yerini kapatırken 2008 yılının ilk altı ayında bu rakam 687’ye ulaştı. Bu sadece bize yansıyan rakamlar. Bölgede ciddî anlamda kayıt dışı olan esnaf da var. Bir o kadar da kayıt dışı esnafın kepenk kapattığını düşünüyoruz’’ dedi. Ebedinoğlu, şöyle dedi: ‘’Diyarbakır bölgeden yoğun göç alan bir kent durumundayken göç vermeye başladı. Başbakanımız Diyarbakır’da kuraklıktan etkilenen çiftçiye yönelik tohum desteği sağlanacağını ve kamu bankalarındaki borçların ertelenmesi gibi konularda destek olacaklarını belirtti. Bu desteğin bir an önce verilmesi gerekiyor. Yalnızca bu destek de yeterli değil. Çiftçilerin yüzde 90’ı özel bankalara borçlanmış durumda. Çiftçilerin özel bankalara olan borçlarının da ertelenmesi gerekiyor.’’

Batman Esnaf ve Sanatkârlar Odası Genel Sekreteri Süleyman Güneş de Batman’daki küçük esnafın iş yerlerini kapatma noktasına geldiğini söyledi. Ekonomik sıkıntının sadece bu yıl yaşanmadığını 2005 yılından bu yana sürdüğünü belirten Güneş, ayda ortalama 40-50 iş yerinin kapandığını kaydetti. Esnafın yaşadığı bu sıkıntının çeşitli sebepleri olduğunu ifade eden Güneş, şöyle dedi: ‘’Batman esnafının yaşadığı bu sıkıntı sadece kuraklıktan kaynaklanmıyor. Çünkü geçmiş yıllarda da bu sorun vardı. 2008 yılının ilk 6 ayında 300’ün üzerinde iş yeri kapandı. Bölgede üretim olmaması nedeniyle piyasada sıcak para da yok. Ekonomik sıkıntı nedeniyle mevsimsel göçlerin yanı sıra köylere geri dönüş başladı. Çeşitli sebeplerle köyden kente göç edenler kentte ekonomik sıkıntı yaşamaya başladığı için köylerine geri dönmeye başladı.’’ Mardin Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Hulusi Kurtuluş da bu yıl Güneydoğu’da etkili olan kuraklığın Mardin’i de olumsuz yönde etkilediğini belirterek, hem çiftçilerin hem de esnafın büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. Tarımsal ürün üretiminde verimin son derece düşük olduğunu ifade eden Kurtuluş, şehrin ihtiyacı olan tarımsal ürünleri Adana ve Mersin gibi illerden karşıladıklarını belirtti. Siirt Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği Başkanı Mehmet Rıfat Ayyıldız, Siirt’te son 5 ay içerisinde 172 esnafın kepenk kapattığını söyledi. Diyarbakır’da esnaflık yapan Abdüllatif Yıldırım, piyasada sıcak para olmadığı için sattıkları malın parasını tahsil edemediklerini söyledi. Esnaf İhsan Çetin de, şehrin ekonomik yapısı içerisinde önemli bir yer tutan gıda sektöründe son zamanlarda yaşanan sıkıntının çeşitli sebepleri olduğunu söyledi. İnsanların alım gücünün kalmadığını ifade eden Çetin, esnafın tahsilat yapamadığını, bu sıkıntılara kuraklığın eklenmesi ile de sorunun boyutlarının her geçen gün büyüdüğünü söyledi.

/ Diyarbakır

25.06.2008


 

KEMALİST YOBAZLIĞIN YENİ BİR İFADESİ

Toplumun o zamana kadarki değer yargılarını ve kurumlarını ortadan kaldıran, eski Türkçe yazının yerine Latin harflerini getirerek okuma yazma oranını bir günde sıfıra düşüren Atatürk devrimlerinin toplumda travmaya yol açtığını; bunu sosyolojik ve tarihî bir tesbit olarak dile getirdiğini belirten Dengir Mir Mehmet Fırat'ın hedefe konulması, farklı fikirlere tahammülsüz Kemalist yobazlığın yeni bir ifadesi olarak yorumlanıyor.

AYDIN DESTEĞİNE KARŞILIK SİYASî TEPKİ

Fırat'a “Özellikle harf devriminin, travma sözünü hak edecek kadar derin etkileri oldu” diyen Prof. Dr. Mete Tunçay ve “Türkiye'de devrim denilen şey darbelerle iç içe giden bir süreçtir” diyen Doç. Dr. Ferhat Kentel gibi aydınlardan destek gelirken, CHP, MHP ve hattâ AKP içinden yöneltilen tepkiler, demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü dahi hazmedememiş bir zihniyetin yansımaları olarak değerlendiriliyor.

25.06.2008


 

SOYLU: SİYASETİ DARBELER DAĞITTI

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye’de siyasetin, ihtilaller ve muhtıralarla tokat yediğini belirterek, 1982 Anayasasının, Türkiye’de merkez sağı devreden çıkaran en önemli unsurlardan biri olduğunu kaydetti. Soylu, “1982 Anayasası, Türkiye’ye giydirilmiş bir deli gömleğidir. Yapılan iş çok basittir. Yapılan iş, 1980 öncesi travmayı 1980 sonrasına taşımaktır. Merkez sağ ile üniversitenin, gençlerin, sivil toplum örgütlerinin arasını açmak, politikadan uzaklaştırmak için yetişmiş bir kadroyu tasfiye etmektir” diye konuştu.

emokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Türkiye’de siyasetin, ihtilâller ve muhtıralarla tokat yediğini’’ savunarak, ‘’Türkiye’nin nitelikli insanlarını tasfiye eden 12 Eylül’ün generalleri, sokak sokak gezecekler, AKP’den Türkiye’yi kurtaracaklardır’’ dedi. Süleyman Soylu, 2007 yılındaki olağanüstü büyük kongre kararıyla Demokrat Parti ismini alan DYP’nin kuruluşunun 25. yıl dönümü dolayısıyla, Ankara Dedeman Otel’de düzenlenen törene katıldı.

Soylu, törende yaptığı konuşmada, 27 Mayıs 2007’de ANAVATAN ile birleşme sürecinde DYP’nin Demokrat Parti adını aldığını hatırlattı. 22 Temmuz 2008 genel seçimlerinde aldıkları sonucun partide büyük düş kırıklığına yol açtığını ifade eden Soylu, ancak kongrenin ardından partisinin genç ve yeni bir jenerasyonla hizmet vereceğini söyledi.

DYP misyonunun, ‘’askerî müdahalelere, muhtıralara, modern ve postmodern darbelere maruz kaldığını’’ savunan Soylu, ‘’Partilerimiz kapatıldı, yöneticilerimiz yargılandı, çeşitli zulümlere ve haksızlıklara maruz kaldık. Bugün benim oturduğum koltuk, tam 48 yıl önce başbakanımı idama götürmüş bir koltuktur. Türk siyasetinin üzerine, bu korku 48 yıl önce bırakılmıştır’’ dedi.

‘’Türkiye’de siyasetin, ihtilâller ve muhtıralarla tokat yediğini’’ ifade eden Soylu, şu görüşleri dile getirdi: ’’1982 Anayasası, Türkiye’de merkez sağı devreden çıkaran en önemli unsurlardan biridir. 1982 Anayasası, Türkiye’ye giydirilmiş bir deli gömleğidir. Yapılan iş çok basittir. Yapılan iş, 1980 öncesi travmayı 1980 sonrasına taşımaktır. Merkez sağ ile üniversitenin, gençlerin, sivil toplum örgütlerinin arasını açmak, politikadan uzaklaştırmak için yetişmiş bir kadroyu tasfiye etmektir. 1982 Anayasası, bugünkü iktidarın temellerini atan, bugünkü iktidarın altyapısını hazırlayan, merkez sağın yetişmiş insanlarını devre dışına bırakarak ‘Siz kusurlusunuz, sizi siyasetin içinde bırakmayacağız’ diye ortaya çıkan bir anlayışın ürünüdür.’’

‘’1982 Anayasası’nın ideolojik partileri devreye soktuğunu’’ ifade eden Soylu, ‘’İdeolojik partiler, sadece yerin üstünde değil yerin altında da kuvvetlenebilme şansına sahip olan partilerdir. Bugün mecliste 4 tane ideolojik siyasî parti var. Bunlardan AKP, MHP, CHP ve DTP ideolojik tabanlıdır’’ diye konuştu.

Soylu, dinin, milliyetçiliğin ve laikliğin siyasallaştırılmasının doğru olmadığını belirterek, şöyle konuştu: ’’Bizim hedefimiz, tam demokrasiyi oluşturmaktır ve hizmet vermektir. Benim üzerimde bir irade yoktur, sizin üzerinizde bir irade yoktur, halkın ve milletin iradesidir. Kimseden medet ummuyoruz. Biz ne Tayyip Erdoğan ne de Abdullah Gül’üz. Ben kimsenin adamı değilim, hiçbir cemiyetin adamı değilim. Biz bu milletin adamıyız. Eğer biz teker teker gayret gösterirsek Türkiye’de merkez sağı yeniden ayağa kaldırabilme şansına sahip olabiliriz.’’

/ Ankara

25.06.2008


 

Yatırım olmadan büyüme olmaz

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye’deki tasarruf oranının yüzde 17 olduğunu, halkın ürettiği millîi gelirin yüzde 83’ünü tüketime harcadığını bildirdi. Palandöken, büyümenin sürdürülebilir olması için millî gelirin yüzde 30’u oranında yatırım yapılması ve bu yatırımların da ağırlıklı olarak iç tasarruflarla finanse edilmesi gerektiğini belirtti.

TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı (TESK) Bendevi Palandöken, ‘’büyümenin sürdürülebilir olması için yatırım şart’’ dedi. Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, güncel ekonomik büyüme verileri ile ilgili tartışmaları değerlendirirken, millî gelirin yüzde 30’u oranında yatırım yapılmasının şart olduğunu ancak, Türkiye’deki tasarruf oranının yüzde 17 olduğunu, halkın ürettiği millî gelirin yüzde 83’ünü tüketime harcadığını bildirdi. Büyümenin sürdürülebilir olması için millî gelirin yüzde 30’u oranında yatırım yapılması ve bu yatırımların da ağırlıklı olarak iç tasarruflarla finanse edilmesi gerektiğini belirten Palandöken, yatırımların gerçekleştirilebilmesi için yalnızca tasarruf düzeyi ve eğiliminin yeterli olmadığını ayrıca, bu tasarrufları yatırıma yönlendirecek müteşebbislere de ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Palandöken, şunları kaydetti: ‘’Esnafın yatırım yapması teşvik edilmiyor, teşvik mevzuatındaki ayrımcılık, yatırımda haksız rekabet yaratıyor. Böyle olunca da, girişimciliğin fidanlığı sayılan esnaf ve sanatkârlar giderek zemin kaybetmekteler. Bu ilgisizlik devam ederse zamanla girişimciliğin ana zemini de kuruyacak. Bugün, uluslar arası piyasalarda başarıyla rekabet edebilen ünlü sanayicilerimizin çok büyük bir bölümü iş hayatına, küçük işletmelerini kurarak başlamışlar, daha sonra gelişerek bugünkü büyüklüklerine ulaşmışlardır. Ünlü sanayicilerimizin önemli bir bölümü ticarî hayata esnaf veya sanatkâr olarak başlamışlardır. Dileğimiz, ülkemiz ekonomisinin daha fazla zemin ve zaman kaybına sebep olunmaması için hükümetlerin esnaf-sanatkâr işletmelerine gereken önem ve desteği vermesidir.’’

/ Ankara

25.06.2008


 

Rusya ile domates krizi aşıldı

Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği domates başta olmak üzere üzüm, limon, patlıcan ve patatesten oluşan beş kalem meyve ve sebzeye getirdiği ithalât yasağının kaldırılmasında anlaşma sağlandı. İki ülke heyetleri, Cuma gününden bu yana süren müzakerelerde ortak metni parafe etti. Yasak, 1 Temmuz’dan itibaren yürürlükten kalkıyor.

TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Rusya’nın Türkiye’den sebze-meyve ithalatını durdurması konusunda önceki gün bir ortak mutabakat zaptının parafe edildiğini belirterek, ‘’Bu konuda sorun çözüldü diyebiliyoruz’’ dedi.

Eker, Türkiye Ziraatçiler Derneğinin ATO’da düzenlenen 59’uncu kuruluş yıldönümü toplantısına gelişinde gazetecilerin, ‘’Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilileri domates krizi konusunda Rusya Federasyon yetkilileriyle görüştüler, sonuç ne oldu?’’ sorusuna şu yanıtı verdi:’’Domates krizi değil, Türkiye’nin bazı ürünleriyle ilgili Rusya Federasyonu’nun aldığı bazı tedbirler vardı, bununla ilgili Tarım Bakanlığının Müsteşarı başkanlığında dış ticaretten, ihracatçılar ve üreticilerden oluşan bir heyet orada görüşmeler yapıyor. Dün bir ortak mutabakat zaptı parafe edildi, dolayısıyla bu konuda sorun çözüldü diyebiliyoruz.’’

Sonuç itibariyle bu anlaşmaya göre yeni bir safhaya geçileceğini ifade eden Eker, ‘’Bundan sonraki süreçte Türkiye bir takım tedbirler alacak. Rusların üzerinde mutabık kaldığı bu tedbirlerle birlikte bundan sonraki ticaretimiz devam edecek’’ diye konuştu. Bakan Eker, ‘’1 Temmuz’dan itibaren bu konudaki kısıtlama kalkacak’’ dedi.

/ Ankara

25.06.2008


 

Gülen’in beraati kesinleşti

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunundan yargılanan Fethullah Gülen’e verilen beraat kararını onayan Daire kararına yapılan itirazı reddetti. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, beraat kararını onaması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etmişti.

YARGITAY Ceza Genel Kurulu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’ndan (TMK) yargılanan Fethullah Gülen’e verilen beraat kararını onayan Daire kararına yapılan itirazı reddetti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘’laik devlet yapısını değiştirmek ve yerine dinî kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunmak’’ suçlarından yargılanan Gülen hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, beraat kararını onamıştı. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etmişti. Gülen’in eyleminin TMK’nın 7. maddesi kapsamında değil, 765 sayılı TCK’nın ‘’cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’’ suçunu kapsayan 313/2-4 maddelerine aykırılık oluşturduğunu savunan Başsavcılık, suçun niteliğinin ve tarihinin doğru olarak tesbit edilmesi için dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi gerektiğini belirtmişti. Suç tarihinin temadinin son bulduğu iddianamenin hazırlandığı 31 Ağustos 2000 olduğunu ileri süren Başsavcılık, bu tarih dikkate alındığında dâvâ zamanaşımının dolduğunu, bu sebeple 9. Ceza Dairesi’nin 5 Mart 2008 tarihli onama kararının kaldırılarak, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin beraate ilişkin 5 Mayıs 2006 günlü hükmünün bozulmasını istemişti. Başsavcılık, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre düzeltilmesinin mümkün olduğuna işaret ederek, dâvâ zamanaşımı dolduğu için kamu dâvâsının düşürülmesini talep etmişti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını bugün karara bağladı. Genel Kurul, Başsavcılığın itirazını oy çokluğu ile reddetti. Ret kararıyla ile birlikte 9. Ceza Dairesi’nin onama kararı kesinleşti.

/ Ankara

25.06.2008


 

Hırvatistan AB’de arayı açtı

İktisadî Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Kabaalioğlu, ülkemizle aynı dönemde AB ile müzakerelere başlayan Hırvatistan’ın, müzakere sürecinde 20 başlık açtığını hatırlatarak, “Avrupa şampiyonasında yendiğimiz Hırvatistan, katılma müzakerelerinde hızla ilerlemektedir. Skor 20-8 olmuştur” dedi.

TÜRKİYE-AB ilişkilerinde geçtiğimiz dönem değerlendirilirken, AB’nin siyasi irade eksikliği ve Türkiye’ye yönelik çeşitli tavırlarından dolayı eleştirildiğini belirten Kabaalioğlu, şöyle devam etti: “Ancak biraz durup kendimize de bakmalıyız. Daha önce çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz gibi Türkiye’de son bir yıl içinde reformları hayata geçirme konusunda bir yavaşlama söz konusudur. Ülkemizle aynı dönemde müzakerelere başlayan Hırvatistan, müzakere sürecinde 20 başlık açmış durumdadır. Avrupa şampiyonasında yendiğimiz Hırvatistan, katılma müzakerelerinde hızla ilerlemektedir. Skor 20-8 olmuştur. Hırvatistan’ın 2010 veya 2011’de üye olabileceği belirtilirken, Türkiye’ye bir hedef tarih verilmeyeceği söylenmekteyse de, 2014 hedefinden şaşmamak gerekir. Bazılarının 2020’lere uzayan vadeleri telaffuz etmeleri sakıncalıdır.”

Kabaalioğlu, müzakere sürecinin hızlandırılması amacıyla siyasi, sosyal ve ekonomik alanda gerçekleştirilmesi gereken birçok reform bulunduğunu, Türkiye’nin dünyada yaşanmakta olan uluslararası ekonomik sorunlardan etkilenmemesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, “Böylesi bir dönemde Türkiye’nin enerjisini, başta yapısal reformlar olmak üzere AB üyelik sürecindeki önceliklerine yönlendirmesi gerekmektedir” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı da, katılım müzakerelerinde arzu edilen noktanın çok uzağında bulunulduğunu söyledi.

Satıcı, “Bazı AB ülkelerinin üyeliğimiz konusundaki olumsuz tutumlarının, yakalanan ivmenin azalmasında önemli rol oynadığına şüphe yok” diyerek, son 3 yılda reform sürecinin ve uyum çalışmalarının yavaşlamasının sorumluluğunun tek başına AB’ye yüklenemeyeceği görüşünü dile getirdi.

/ İstanbul

25.06.2008


 

Türkiye’de 4 bin 83 dershane var

TÜRKİYE'DE toplam 4 bin 83 dershane faaliyet gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerinden derlenen bilgiye göre, ülke genelinde dershane bulunmayan il yok.

81 ilde toplam 4 bin 83 dershane faaliyet gösteriyor. Dershane sayısı bakımından üç büyük il ilk sıralarda yer alıyor. Verilere göre, İstanbul 657 dershaneyle ilk sırada; bunu Ankara (496) ve İzmir (187) izliyor. En az dershane bulunan il Ardahan ve bu ilde 2 dershane hizmet veriyor. Bu şehri 3 dershaneyle Kilis, Bayburt ve Tunceli izliyor; Gümüşhane’de ise 4 dershane var.

Öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığının 2007-2008 sayısal verilerine göre, Türkiye genelindeki toplam 34 bin 93 ilköğretim okulunda 10 milyon 870 bin 570 öğrenci, 3 bin 830 genel lisede 1 milyon 980 bin 452 öğrenci, 4 bin 450 mesleki ve teknik lisede 3 milyon 245 bin 322 öğrenci eğitim görüyor.

/ Ankara

25.06.2008


 

2014 hedefinden şaşmayalım

İKTİSADİ Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Kabaalioğlu, Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda Türkiye’ye bir hedef tarih verilmeyeceği söylenmekteyse de 2014 hedefinden şaşmamak gerektiğini belirterek, “Bazılarının 2020’lere uzayan vadeleri telaffuz etmeleri sakıncalıdır” dedi.

İKV’nin 46. Olağan Genel Kurul Toplantısında konuşan Kabaalioğlu, 22 Temmuz seçim sonuçlarının alındığı akşam, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın, yeni döneme büyük umutlarla girilmesine yol açtığını ifade ederek, 1 yıldan kısa bir sürede fevkalade ciddi siyasi sorunlarla karşılaşılmasının oldukça düşündürücü olduğunu söyledi.

“AB reform sürecinde ciddi ve kapsamlı çalışmalar yapılması gerekirken, önemli bir ilerleme sağlanamaması üzücüdür” diyen Kabaalioğlu, gerek müzakerelerin teknik boyutunda gerekse yasal ve idari reformlar konusunda 2007’nin kayıp yıl olduğunu, 2008’in AB yılı olarak ilan edilmesine rağmen somut adımlar atılamadığını kaydetti.

Kabaalioğlu, müzakerelere başlama kararı alınmasından sonra hükümetin yavaş davrandığını, bir başmüzakereci atamasının yapılmasının dahi aylar sonra gerçekleşebildiğini savunarak, siyasi açıdan zorlu meseleler nedeniyle yavaş ilerleyen müzakere sürecinin teknik boyutunda açılan başlık sayısının 8 olduğunu hatırlattı.

Bugün 10 başlık daha açılabilecek düzeyde olmakla beraber Sarkozy’nin Fransa Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra bazı devletlerin süreci yavaşlatmak için müzakerelerde frene bastıklarının görüldüğünü aktaran Kabaalioğlu, “Fransa’nın bazı başlıkların tam üyeliği öngörmesi nedeniyle açılmamasını istemesi kabul edilemez. Ülkemizdeki politik sorunlara karşılık AB’de de Türkiye’nin tam üyelik perspektifine yönelik bir siyasi irade eksikliği kendini her konuda açığa vurmaktadır” dedi.

25.06.2008


 

Kısır çekişmeler bir an önce son bulsun

Türkıye Kamu-Sen Genişletilmiş Şube Başkanları Toplantısı’nın ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde, ülke içindeki gerginliğin ve devlet kurumlarını karşı karşıya getiren kısır çekişmelerin bir an önce son bulması için herkesin aklıselimle davranmaya çağrıldığı bildirildi.

Kamu-Sen tarafından yapılan açıklamada, 20-22 Haziran tarihleri arasında Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirilen istişare toplantısının ardından hazırlanan sonuç bildirgesine yer verildi.

Kamu-Sen’in, yalnızca ücret sendikacılığı yapmadığı vurgulanan bildirgede, ‘’Kamu görevlileri olarak, ülkemizin içinde bulunduğu, ülkemiz insanının ve vatanımızın geleceğini yakından ilgilendiren gelişmelere karşı duyarsız kalmamız düşünülemez. Bu noktada özellikle ülkemiz içindeki gerginliğin ve devletin kurumlarını karşı karşıya getiren kısır çekişmelerin bir an önce son bulması gerektiği inancıyla herkesi aklıselim davranmaya davet ediyoruz’’ denildi.

/ Ankara

25.06.2008


 

BAŞSAVCI MAHKEMEYE SÖZLÜ AÇIKLAMA YAPTI

Yargitay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Demokratik Toplum Partisi (DTP) hakkındaki kapatma davasında, Anayasa Mahkemesi heyetine yarım saat sözlü açıklama yaptı.

DTP hakkındaki kapatma davasında işleyen süreç kapsamında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, sözlü açıklamada bulunmak üzere saat 10.00’da geldiği Anayasa Mahkemesi’nden saat 10.30’da ayrıldı. Anayasa Mahkemesi’ne arka kapıdan giren Yalçınkaya, yine arka kapıyı kullanarak mahkeme binasından çıktı.Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı DTP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç toplantı gününü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek, kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.DTP hakkındaki kapatma davasını 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak.

/ Ankara

25.06.2008


 

Askerlik teciline yeni düzenleme geliyor

5768 sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 5769 sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 5770 sayılı Çavuş ve Uzman Çavuş Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 5771 sayılı Harp Akademileri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli olup hizmetinin özelliği nedeniyle sevkinin ertelenmesine ihtiyaç duyulan kamu personelinden, devlet veya kendi hesaplarına yurt içinde veya dışında görev, staj, yüksek lisans, ihtisas veya doktora yapmaları nedeniyle aranan yaş sınırını 33’ten 35’e çıkarıyor. (A) Milli Takım, Olimpiyat Oyunları, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları ile uluslararası müsabakalarda ilk 3’e giren ve bu dereceleri alan takımların kadrolarında yer alan etkin spor yaşamını sürdüren sporcuların askerlikleri ise 38 yaşını doldurdukları yılın sonuna dek tecil ediliyor. Profesyonel spor dallarında da en üst ligde yer alan takımların uluslararası kuralların öngördüğü sayıdaki sporcuları da askerliklerini 38 yaşına dek erteleyebilecekler.

/ Ankara

25.06.2008


 

Dicle'de çatışma: 1 er şehit oldu

DİYARBAKIR'IN Dicle ilçesinde güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK mensupları arasında çıkan çatışmada 1 er şehit oldu.

Edinilen bilgiye göre, Dicle ilçesi kırsalında operasyon yürüten güvenlik güçleri, bir grup teröristle karşılaştı. Teröristlerin ateş açması sonucu, çatışma çıktı. Teröristler tarafından açılan ilk ateş sonucu Elazığ nüfusuna kayıtlı er Erhan Çalışkan şehit oldu. Şehit erin cenazesinin Elazığ’ın Kovancılar ilçesine gönderildiği öğrenildi. Bölgede operasyonlar sürdürülüyor.

/ Diyarbakır

25.06.2008


 

IMF ile İhtiyatî Stand-By hazırlığı

DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, İhtiyati Stand-By üzerindeki çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

Bakan Şimşek, CNN Türk’de katıldığı bir programda, ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkiler konusunda, kamu sektörünün, IMF’nin malî bir desteğine ihtiyacı olmadığının altını çizen Şimşek, ancak IMF ile yapılacak bir anlaşmanın, Türkiye’nin risk primini de düşüreceğini belirterek, bu çerçevede, seçeneklerden biri olan İhtiyati Stand-By üzerinde çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Enflasyon üzerinde en büyük olumsuz etkiyi oluşturan enerji maliyetlerine de değinen Şimşek, Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük handikabın petrol fiyatlarındaki yükseliş olduğunu bildirdi. Şimşek, bu sene muhtemelen Türkiye’nin büyük enerji ithalatının, Cari Açığına denk geleceğini vurguladı.

/ İstanbul

25.06.2008


 

DP, Temmuz'da taşınıyor

DEMOKRAT Parti (DP), yeni genel merkez binasına Temmuz ayı başında taşınacak.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Genel Başkanlığı döneminde DYP Genel Merkezi olan, DP’nin de Ankara İl Başkanlığı olarak kullandığı yeni genel merkez binasında tadilat çalışmaları bütün hızıyla sürüyor. 2003 yılında Selanik Caddesi’nde bulunan binasından Balgat’a taşınan DP, 5 yıl aradan sonra yeni genel merkezine geçecek. Partinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde modernleştirilen Akay Caddesi’nde bulunan 5 katlı binadaki çalışmaların bu ay sonunda bitmesi planlanıyor. Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Nuhut, DP’nin, tadilat çalışmalarının sonuçlanmasıyla Türk siyasetinde ‘’demokrasi mahzeni’’ benzetmesiyle anılan tarihî binasına yeniden dönmüş olacağını belirtti. Yeni genel merkez binasının DP’nin olması dolayısıyla kira vermekten de kurtulacaklarını belirten Nuhut, ‘’Bu bina, bizi iktidara taşıyan binadır’’ diye konuştu. DP Ankara İl Başkanlığı ise Balgat’ta yeni bir bina kiraladı.

/ Ankara

25.06.2008


 

KPSS başvuruları yarın sona eriyor

ORTAÖĞRETİM ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için 21 Eylül 2008 tarihinde düzenlenecek Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) başvurular 27 Haziran Cuma günü sona erecek.

Adaylar, ‘’2008-KPSS Ortaöğretim/Önlisans Kılavuzu’’ ile aday bilgi formunu 2 YTL karşılığında 27 Haziran 2008 tarihine kadar başvuru merkezlerinden alabilecek. Başvuru merkezleri, başvuru tarihinden önce ve başvuru süresi boyunca ÖSYM’nin ‘’www.osym.gov.tr’’ internet adresinden duyurulacak. Kılavuzda, Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR) KPSS sonuçlarının normal, özürlü ve eski hükümlü işçi alımında da kullanacağına ilişkin duyurusuna yer veriliyor. Ortaöğretim ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için düzenlenecek KPSS 21 Eylül 2008 tarihinde yapılacak.

/ Ankara

25.06.2008


 

Gümüşhane, ‘Gümüş İşletmecisi’ arıyor

GÜMÜŞHANE Valisi Enver Salihoğlu, ‘’Gümüşhane’de gümüş işlemeciliğini yaygınlaştırıp, ilimizin adıyla bütünleşen bu san'atı hem gelir getirici hem de aile ve il ekonomisine katma değer sağlayıcı düzeye çıkarmak istiyoruz’’ dedi.

Salihoğlu, yaptığı açıklamada, maden potansiyeli açısından oldukça zengin olan ve adını Türkçe ‘’gümüş’’, Farsça ‘’hane’’ sözcüklerinin birleşiminden alan Gümüşhane’de, 3 yıl önce gümüş işlemecisi yetiştirmek için kurs başlattıklarını söyledi. Halk Eğitim Merkezi ile Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünce 3 yılda toplam 8 kurs açıldığını ifade eden Salihoğlu, ‘’Açılan 8 kurstan 7 tanesi tamamlanmış, kurslara katılan 100 kursiyerden ancak 41’i başarı göstererek kursu tamamlayabilmiştir’’ diye konuştu. Açılan kurslara ilginin azlığından yakınan Salihoğlu, şöyle devam etti: ‘’İşsizlik var, eğitim veriyoruz, kimse gelmiyor. Ülkemizde adında gümüş olan başka bir il yok. Osmanlı döneminde ilimizde gümüş sikkeler, alın paralar basılmış. İlimiz adını gümüşten almış. Gümüş ilimizle adeta özdeşleşmiş. İstiyoruz ki bilhassa gençlerimiz bu kurslara katılsınlar, verilen eğitimden yararlansınlar, san'at sahibi olup kendi atölyelerini kursunlar. Ama kimse gelmiyor.’’ Mezun olan kursiyerlerin henüz kendi işlerini kurmadıklarını anlatan Vali Salihoğlu, şunları kaydetti: ‘’Kurslarımızı başarıyla tamamlayan, 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir sosyal güvencesi olmayan kursiyerlerimize Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan 2 yıl geri ödemesiz, sıfır faizli ve 4 taksitle ödeme imkânı sağlayarak 10 bin YTL kredi veriyoruz. İki kursiyerimiz atölyelerini açmak için başvurdu. Kendilerine projelerini hazırlayıp getirmelerini söyledik. Biz, kurslara katılıp belge alan bütün kursiyerlerimizin kendilerine ait atölyelerini açmalarını istiyoruz. Onlara sunduğumuz bu imkândan yararlanmalarını istiyoruz.’’

/ Gümüşhane

25.06.2008


 

Yalova'da Kafkas Festivali başladı

YALOVA 5. Uluslararası Kafkas Halk Dansları Festivali Barış Manço Açık Hava Tiyatrosunda büyük coşkuyla başladı.

Abhazya, Acaristan, Çeçenistan, Dağıstan, Güney Osetya, Kabartay, Balkar, Kuzey Osetya gibi Kafkas bölgelerinden misafirlerin ağırlandığı festivalin ilk gecesine büyük ilgi gösterildi. Kafkas festivali için Yalova’da bulunan ekipler ilk olarak açılış kortejinde caddeleri gezerek Yalovalıları selâmladı. Barış Manço Açık Hava Tiyatrosunda düzenlenen Kafkas gösterisi gecesi ise festival için Yalova’da bulunan bütün ekiplerin izleyicileri selâmlamasıyla başladı. Gecede yaptığı konuşmada bütün misafirleri “Hoş geldiniz” dileğiyle selâmlayan Yalova Belediye Başkanı Barbaros H. Binicioğlu, “Göz açıp kapayıncaya kadar bir festival daha geldi. Bu tür organizasyonların Yalova’nın tanıtımı adına çok büyük faydaları var. Eminim bütün vatandaşlarımız festival mevsimini iple çekiyordur. Bu yıl ki Uluslararası Kafkas Halk Dansları Festivalinin de Yalovamızdaki kültür-sanat faaliyetlerine ayrı bir renk katacağını düşünüyorum. Festivale katılan bütün ülkelerin gruplarına başarılar diliyorum” diye konuştu.

Yeni Asya / Yalova

25.06.2008


 

Manisa'da polis ‘düdük çalacak’

Manisa Emniyet Müdürü Adem Aydemir,''Polisimiz geceleri halka güven duygusu aşılamak, kötü niyetlileri caydırmak amacıyla sokakta düdük çalacak'' dedi.

MANİSA Emniyet Müdürü Adem Aydemir, polisin geceleri halka güven duygusu aşılamak, kötü niyetlileri caydırmak amacıyla sokaklarda eskiden olduğu gibi ‘’gece bekçisi düdüğü çalacağını’’ bildirdi. Aydemir, Manisa Kuyumcular Çarşısı’nda düzenlediği basın toplantısında, suç ve suçlularla mücadelede, güce ve yetkiye dayalı polislik anlayışının yerini, topluma hizmet eden polisliğin almaya başladığını söyledi. Güvenlik görevlilerinin bulundukları mıntıkaya hakim olmalarının, kötü niyetlilerin yeni suç işlemelerinde caydırıcı rol oynadığını belirten Aydemir, şunları kaydetti. ‘’Mahalle aralarında bekçiler sık sık düdük çalarak bölgede oturan halka güven hissi verirdi. Manisa Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü, özellikle geceleri meydana gelen mala karşı işlenen suçların sıklıkla olduğu sokakları belirleyerek, buralarda devriye gezip düdük çalacak. Düdük projesiyle polisimiz, halka güven duygusu aşılayacak, kötü niyetlileri caydıracak. Düdük, suç işlemeye meyilli kişilere polisin her yerde olduğunu duyuracak. Sokakta geceleri 17 resmi, 11 yunus ekibinde görev yapan memurlarımız, mahalle aralarında devriye gezerken, düdük çalacak. Bu sesle topluma ‘evet sokakta polis dolaşıyor’ imajını vermek istiyoruz. Toplumda ‘bekçi düdüğü özlemi’ talebi vardı, bunu hayata geçirdik.’’ Emniyet Müdürü Aydemir, vatandaşlardan sağduyu ve destek beklediklerini, işlenen birçok suçun failinin 155 Polis İmdat telefonuna yapılan ihbarla kısa sürede yakalandığını söyledi.

/ Manisa

25.06.2008


 

Bitlis Kalesi'nde yıkılma tehlikesi

PAMUKKALE Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü ve Bitlis Kalesi kazı ekibi Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, Bitlis Kalesi’nin üzerine kurulduğu tabiî kaya oluşumlarında meydana gelen bozulma dolayısıyla yıkılma tehlikesi taşıdığını bildirdi.

Pektaş, yaptığı açıklamada, kale surlarının, volkanik oluşumların yükselttiği kayaların üzerine kurulduğunu belirtti. Prof. Dr. Pektaş, bu kayaların oluşumlarında bozulmalar meydana geldiğini, bu sebeple kalenin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti. Bozulmalar dolayısıyla TÜBİTAK’a proje sunduklarını, restorasyon için çalışmalara başlanacağını belirten Pektaş, şöyle konuştu: ’’Kaya bloklarının bozulmalarıyla ilgili TÜBİTAK’a proje sunduk ve Pamukkale Üniversitesinden 2 jeoloji mühendisi bu kaya bloklarının sağlamlaştırılmasıyla ilgili çalışma yürütecek. Prof. Dr. Halil Kumtar ve Prof. Dr. Mehmet Özkul, kayaların durumunu inceleyecek, analizini yapacak ve dokunun bozulmadan yapılacak ilk müdahalesi için çalışmalarına başlayacaklar. Bunun için başka projeler de geliştireceğiz. Projemizi ilgili kurumlara ulaştıracağız.’’ Kale çevresinin koruma altına alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Pektaş, kale çevresindeki evlerin ve iş yerlerinin risk altında olduğunu söyledi. Pektaş, risk altında bulunan bu ev ve iş yerlerinin boşaltılması, kaleye yakın yolların da trafiğe kapatılması gerektiğini dile getirdi.

/ Bitlis

25.06.2008


 

Esnaftan kepenk kapatma eylemi

DENİZLİ'DEKİ Tarihî Kaleiçi Çarşısı esnafı, ekonomik sıkıntılar sebebiyle kepenk kapatma eylemi yaptı.

Tarihî Kaleiçi Çarsışı’ndaki bir grup esnaf, yaşanan ekonomik olumsuzluklar ve esnaf borçlanmalarındaki şartlar dolayısıyla iş yapamaz hale geldiklerini iddia ederek, kepenk kapattı. Kaleiçi Çarşısı 472. Sokak’ta toplanan esnaf adına konuşan Denizli Terziler, Konfeksiyoncular, Tuhafiyeciler ve Giyim Sanatkârları Odası Başkanı Atalay Coza, alış verişin yoğun yapıldığı yaz aylarında bulunulmasına karşın, siftah yapamayan esnaf bulunduğunu belirtti. Yetkililerden, iş yerlerine müşteri göndermelerini değil, şartların eşit sunulmasını istediklerini ifade eden Coza, ‘’Bunun için en önemli yasalardan biri, Marketler Yasasıdır. Türkiye’deki tüm şehirlere alış veriş merkezi açtırarak her türlü imkânı sunan, evine bir lokma götürmek isteyen esnafa darbe vuran zihniyete karşı olduğumuzu göstermek için buradayız’’ dedi. Mevcut ekonomik programların, vatandaşın her geçen gün borçlanmasına sebep olduğunu öne süren Coza, şunları kaydetti: ’’Türkiye, AB veya dünya şartları fark etmez. Ne şart olursa olsun, eşit şartlar istiyoruz. Esnafa eşit kredi imkânı sunulmasını istiyoruz. Çünkü biz esnafız ve bu ülkenin ekonomisini ayakta tutan bizleriz. Bizler, memleketin selâmeti için, gidişatın kötü olduğuna dikkati çekmek için, ahiliğin sosyal sorumluluğunu yerine getirmek için, vatanımızı ve milletimizi sevdiğimiz için buradayız. Devletten şikâyetçi olmak Ahiliğe yakışmaz. Ancak tarihinde Ahileri bu kadar zor duruma düşüren politikalar uygulanmamıştır.’’

/ Denizli

25.06.2008


 

Kamyonet, uçurumda ağaçlara takılı kaldı

ORDU'NUN Perşembe ilçesinde yoldan çıkan kamyonet, rampada bir süre sürüklendikten sonra uçurumda ağaçlara takılı kaldı.

Edinilen bilgiye göre, Recep Kabakçı’nın kullandığı 52 KB 041 plâkalı kamyonet, Doğan Köyü yakınlarda sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak yaklaşık 30 metrelik bir rampadan aşağıya sürüklendi. Çevrede bulunan akasya ağaçlarına takılarak duran aracın sürücüsü yara almadan kurtuldu. Kazanın nasıl olduğunu tam olarak hatırlamadığını ve yara almadan kurtulduğuna inanamadığını belirten sürücü Kabakçı, ‘’Verilmiş sadakam varmış. Uçurumundan aşağı daha fazla yuvarlanmamı akasya ağaçları engelledi. Daha sonra çevredeki vatandaşlar yardım etti’’ dedi. Kamyonet çekici ile uçurumdan çıkarıldı.

/ Ordu

25.06.2008


 

Erzincan'da hafif şiddette deprem

ERZİNCAN'DA hafif şiddette bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, saat 7.44’de, merkez üssü Erzincan’ın Çatalarmut Köyü olan 3,8 şiddetinde bir sarsıntı kaydedildi. Bu sarsıntının ardından Erzincan’da çok hafif şiddette iki deprem daha meydana geldi. Merkez üssü Erzincan’ın merkez Çatalarmut Köyünde olan 11.07’de 3.4 büyüklüğünde, saat 11.19’da ise 2.8 büyüklüğünde iki sarsıntı daha kaydedildi.

/ Erzincan

25.06.2008


 

Devekuşu yumurtası pazar tezgâhlarında

DEVEKUŞU yumurtası Konya’da pazar tezgâhlarında 18 YTL’den satılıyor. Alınan bilgiye göre, çiftlik, köy ve bıldırcın yumurtası derken pazarcılar, tezgâhlarına devekuşu yumurtasını da koymaya başladı.

Türkiye’de 1995 yılında üretimine başlanan, çiftlik sayısı 249, devekuşu sayısı ise 12 bin 127’ye ulaştığı 2003 yılından sonra ca-zibesini yitiren devekuşunun yumurtası, pazarlarda 18 YTL’den satılıyor. Pazarcılar, şimdilik nasıl pişirileceği konusunda fazla bilgi sahibi olunmaması sebebiyle devekuşu yumurtalarının fazla talep görmediğini söyledi. Birçok kişinin tüketmek için değil evine süs için yumurta aldığını vurgulayan satıcılar, ‘’Bazıları da eline alıp sallıyor. Sallanma yumurtayı bozduğu için üzerine ‘lütfen sallamayın’ uyarıları astık’’ dedi.

/ Konya

25.06.2008


 

Japonların peşinde olduğu böcek, Salihli’de bulundu

DÜNYADA sadece Hatay ilinin Amanos Dağları’nda yaşadığı bilinen ve Japonlara binlerce dolara satılan geyik böceği, Manisa ili Salihli ilçesi Allahdiyen Köyünde bulundu.

Böcek, Salihli Allahdiyen Köyünde arazi çalışmaları yapan Ziraat Mühendisi Aziz Özkan tarafından bulundu. “Geyik böceği” kın kanatlılardan bir böcek (Lucanus cervus). Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleri var. Yapraklı ağaçlar üzerinde yaşar, ağaç kabuğundaki çatlaklardan sızan öz suyla beslenir. Kurtçukları, çürümekte olan odunlarda ve hastalıklı ağaçların odunlarında yaşar. Amanos Dağının çevresinde yaşayan altı taraklı olan geyik böceği; yöre halkının gelir kaynağı. Japonlar ve koleksiyonlarına bu böceği katmak isteyenler, Amanos’un yolunu tutuyor ve aldıkları her geyik böceği için yöre halkına para ödüyor. İlgi gösterenler arasında Japonlar’dan başka Amerikalı, Çek ve Almanların da olduğu belirtiliyor. Yurtdışında yüksek fiyatlarla satılan bu böcekler için özellikle Japonya’dan çok sayıda araştırmacı önceki yıllarda Amanos Dağına gelerek araştırma yapmıştı. Bu geyik böceklerine Japonların daha fazla ilgi göstermesinin en önemli sebebi olarak bu ülkede yaygın olan “Mushiking: King of the Beetles” (Böceklerin Kralı: Mushiking) adlı çizgi film, roman ve kart oyunları gösteriliyor.

/ Manisa

25.06.2008


 

İnternet alan adlarında büyük özgürlük geliyor

İNTERNETTE alan adları tahsisinde en üst düzey makam olan Icaan (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers-İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu), kullanıcılara .com veya .net gibi sınırlı internet adresi uzantıları yerine .sevgi, .ankara gibi sınırsız sayıda ve her dilde alan adı oluşturma imkânı tanımaya hazırlanıyor.

Icaan’in Paris’te yapılan 32. genel kurul toplantılarında, yeni alan adlarıyla ilgili oylama yarın yapılacak. Beklendiği üzere oylamada, yeni alan adlarıyla ilgili uygulama kabul edilirse, her ülkeden kullanıcı özel sözcükleri alan adı olarak kullanabilecek. Icaan Başkanı Paul Twomey, Fransız ekonomi dergisi Les Echos’ya yaptığı açıklamada, “1.3 milyar internet kullanıcısı .com, .net veya .org’dan başka, 2009 başından itibaren, genelleyici adresler almak için .sevgi, .nefret, .kent veya özel isimler kullanabilecekler” dedi.

/ Ankara

25.06.2008


 

Klima kullanmak bilgi ister

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Ali Peri, havaların ısınmasıyla birlikte klima kullanımının yaygınlaştığını belirterek, klima alımı ve kullanımı konusunda duyarlı olunması için vatandaşları uyardı.

‘’Klima alırken sadece fiyatına değil, belgesine, markasına, türüne ve kısacası her özelliğine dikkat edilmelidir’’ diyen Peri, klimanın sağlıklı kullanımının da son derece önemli olduğunu ifade etti. Özellikle, klima alırken, belgeli ve bilinen markaların tercih edilmesinin çok önemli olduğunu belirten Peri, ‘’klimalar, bunaltıcı havalara dayanmayı sağlayan en önemli araçlardandır. Ancak, bilinçsiz kullanılmaları durumunda önemli sağlık sorunlarına neden olabilir’’ diye konuştu. Klima kullanırken, riskleri en aza indirmenin gerekli olduğunu dile getiren Peri, ‘’Klimalar, ortamı belirli zaman aralıklarında yavaş yavaş soğutmak için kullanılmalıdır. Örneğin, dışarıda sıcaklık 35-40 dereceyse, klima çalıştırılacak ortamda sıcaklık, aralıklarla 5’er derece düşürülmeli ve 25 derecede sabitlenmelidir. Bu sıcaklığın altına kesinlikle inilmemelidir’’ dedi.

25.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır