"Gerçekten" haber verir 15 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

ÖSS ve YDS yerleştirme sonuçları bugün açıklanıyor

ÖĞRENCİ Seçme Sınavı (ÖSS) ve Yabancı Dil Sınavı (YDS) yerleştirme sonuçları, bugün saat 09.30’dan itibaren internetten öğrenilebilecek.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın yaptığı yazılı açıklamaya göre, 15 Haziran 2008’de yapılan ÖSS ile 22 Haziran 2008’de yapılan YDS sonuçlarına göre yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemleri tamamlandı. Sonuçlar, bugün saat 09.30’dan itibaren ‘’http://osys.osym.gov.tr’’ ve ‘’http://osys2008.osym.gov.tr’’ internet adreslerinden öğrenilebilecek. Yerleştirme sonuçları ve kayıt işlemleri ile ilgili basın duyurusunun da aynı saatte ÖSYM’nin internet sayfasında yer alacağı bildirildi. Öte yandan Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı (OKS) 2. yerleştirme sonuçları da bugün açıklanacak.

Yerleştirme sonuçları Millî Eğitim Bakanlığının www.meb.gov.tr internet adresinden öğrenilebilecek. Herhangi bir okula yerleşmeye hak kazanan öğrenciler, kayıtlarını, 16-22 Ağustos arasında yaptırabilecekler. Kayıtlardan sonra boş kalan kontenjanlar 23 Ağustosta açıklanacak. Boş kontenjanlar için 24-25 Ağustosta ‘’tercihte yükselme’’ başvurusu alınacak ve 1 Eylülde sonuçlar duyurulacak. 2-4 Eylül arasında da tercihte yükselme sonucunda yerleşmeye hak kazanan adayların kayıtları yapılacak.

/ Ankara

15.08.2008


 

ALDIĞIMIZ TEPKİLERE ŞAŞIRDIK

Rusya Başbakan Yardımcısı Sergey İvanov, ülkesinin Gürcistan'a harekâtının, ABD'nin 11 Eylül 2001'deki saldırılara verdiği tepkiden farklı olmadığını söyledi. BBC'ye verdiği demeçte, Rusya'nın Gürcistan'a karşı askerî harekâtının uluslararası alanda kınanmasına şaşırdığını ifade eden İvanov, “Size 11 Eylül'ü hatırlatırım. Amerikan vatandaşları öldürüldü. Tepkiyi biliyorsunuz” dedi.

SAAKAŞVİLİ SOYKIRIM YAPIYOR

İvanov, Moskova'nın Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile diyalog kurmayacağını, ayrılıkçı bölgelere barış güçlerinin konuşlandırılması konusunda AB ile görüşeceğini söyledi. Saakaşvili'yi Güney Osetya'da "soykırım" yapmakla suçlayan İvanov, Gürcistan ile diplomatik ilişkilerinin devam ettiğini, ancak Saakaşvili ile konuşmayacaklarını kaydetti.

Putin’in modeli Bush

Rusya Başbakan Yardımcısı Sergey İvanov, ülkesinin Gürcistan’a harekatının, ABD’nin 11 Eylül 2001’deki saldırılara verdiği tepkiden farklı olmadığını söyledi. İvanov, BBC’ye verdiği demeçte, Rusya’nın Gürcistan’a karşı askeri harekâtının uluslar arası alanda kınanmasına şaşırdığını ifade etti. Gürcistan’ın tek yanlı bağımsızlık ilân eden Güney Osetya’nın kontrolünü yeniden sağlamaya yönelik girişiminin Rusya’yı seçeneksiz bıraktığını kaydeden İvanov, ‘’biz kimseyi rahatsız ettiğimizi düşünmedik. Her medeni ülke aynı şekilde hareket ederdi’’ dedi.

İvanov, 11 Eylül saldırılarına tepkinin de benzer olduğunu kaydederek, ‘’size 11 Eylül’ü hatırlatırım. Amerikan vatandaşları öldürüldü. Tepkiyi biliyorsunuz’’ diye konuştu. Sergey İvanov ayrıca, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ın, ‘’Gürcistan krizinin, Rusya’nın Sovyetler Birliği döneminin bittiğini kabul edemediğini gösterdiği’’ şeklindeki yorumuna da tepki gösterdi.

/ Londra

15.08.2008


 

Savaş bir an önce durdurulsun

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Gürcistan ve Rusya arasında günlerdir devam eden savaşın bölge barışını bozmakla kalmadığı gibi insanî felâketin artmasına da yol açtığını belirterek, savaşın bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Gürcistan ve Rusya arasında günlerdir devam eden savaş bölge barışını bozmakla kalmadığı gibi insanî felâketin artmasına da yol açtığını belirterek savaşın bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Binlerce insanın öldürüldüğü savaşın şimdi de işgal edilen bölgelerin yakılıp yıkılması ve yağmalanmasına dönüştüğüne dikkat çeken Gergerlioğlu şöyle dedi: “Masum sivillerin canları ve malları devletlerin ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi adaletle halledilmek istenmeyen etnik sorunlar yine insanlık ailesinin başına vahim olaylar getirmektedir. MAZLUMDER savaşın bir an önce durdurulmasını istemektedir. Savaşın devam etmesi Kafkaslarda yeni savaşların, hukuksuzluğun artmasından başka bir sonuca yol açmayacaktır. Adil bir barışın sağlanması için tarafların derhal barış masasına oturmasını önermekteyiz.”

Ahmet Terzi / Ankara

15.08.2008


 

Erdoğan’dan laiklere zeytin dalı

İngiliz Guardian gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Edibe Sözen tarafından müstehcen yayınlar ve okullarda mescit kurulması ile ilgili yasa tasarısını reddetmesini “laiklere uzatılmış zeytin dalı” olarak değerlendirdi.

İNGİLİZ Guardian gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Edibe Sözen tarafından cinsel içerikli yayınlar ve okullarda mescit kurulması ile ilgili yasa tasarısını reddetmesini “laiklere uzatılmış zeytin dalı” olarak değerlendirdi. Başbakan Erdoğan’ın bu yasaya onay vermemesinin, “İslâmî devlet” korkularını da bertaraf etmiş gözüktüğünü kaydeden gazete, yasanın reddedilmesinin de Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkında aldığı “kapatmama” kararından sonra gelmesine dikkat çekti. Konuya ilişkin haberinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in hazırladığı “Gençleri Koruma Kanunu” hakkında bilgi veren Guardian, Sezen’in söz konusu yasaların Almanya’da uygulanmakta olduğunu savunduğunu aktardı. Ancak laiklerin, “AK Parti gizli gündemi olduğunun delili” olduğunu iddia etmeleri üzerine Sözen’in bu yasayı geri çektiğini kaydetti.

Erdoğan’ın yasa tasarısını “yanlış zamanlı ve vahim” olarak değerlendirdiğini aktaran gazete, aynı zamanda Başbakan’ın, partinin, laiklik karşıtı eğilimleri olduğu şeklinde algılandığı bir dönemde dikkatli olmaları konusunda parti üyelerini uyardığını ifade etti. Guardian, Sözen’in yasa tasarısı hakkında hem Erdoğan’ın açıklamalarda bulunduğunu hem de parti yönetiminden söz konusu yasanın parti programına uymadığına dair bir açıklama yapıldığını vurguladı.

/ Londra

15.08.2008


 

Orduya din subayı, hastaneye imam

Toplu görüşmelerde bu yıl 7. kez hükümetle masaya oturmaya hazırlanan sendikalar, hizmet kollarındaki sorunların çözümü için kapsamlı talep listeleri hazırladı. Diyanet-Sen’in listesinde, “TSK’ya ‘din subayı’” ve “Hastanelere din hizmeti” maddeleri yer alıyor.

MEMUR-SEN'E bağlı Diyanet-Sen'in toplu görüşmelerdeki talepleri dikkat çekti. Diyanet-Sen'in talepleri şunlar:“Hastanelerde din hizmeti sunulmalı. Türk Silâhlı Kuvvetlerine yeniden ‘din subayı’ alınmalı. Belediye memuruna, nüfus memuruna, gemi kaptanına tanınan nikâh kıyma yetkisi müftülere de tanınmalı. Din görevlilerine yönelik ‘hükümet icraatlarını eleştirme yasağı’ kaldırılmalı. Kur'ân eğitimine getirilen yaş engeli kaldırılmalı. Boş cami kadroları da dikkate alınarak Diyanet İşleri Başkanlığının personel ihtiyacı karşılanmalı. Cami aydınlatma giderlerine diğer resmî kurumlar gibi faiz uygulanmamalı. İstenen nitelikli görevlilerin yetiştirilmesi amacıyla ‘Diyanet Akademisi’ açılmalı. Kur'ân kursu öğreticilerine eğitim yardımı yapılmalı.”

15.08.2008


 

İş cinayetlerinde kimse masum değil

HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Tuzla’da peş peşe ve adeta kitlesel biçime dönüşen iş cinayetleri ve diğer işyerlerinde devam eden iş kazaları konusunda hiçbir kişi ve kurumun masum olmadığı söyledi. Uslu, “Cinayetler yaşandıktan sonra yapılan açıklamalar ve üzüntü beyan etmenin timsah gözyaşları dökmenin ötesinde hiçbir anlamı ve değeri bulunmamaktadır” dedi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Tuzla’da peş peşe ve adeta kitlesel biçime dönüşen iş cinayetleri ve diğer işyerlerinde devam eden iş kazaları konusunda hiçbir kişi ve kurumun masum olmadığı söyledi. Uslu, “Cinayetler yaşandıktan sonra yapılan açıklamalar ve üzüntü beyan etmenin timsah gözyaşları dökmenin ötesinde hiçbir anlamı ve değeri bulunmamaktadır” dedi. Çünkü yaşanan tabloda payı olan herkes, iş cinayetlerinin birinci derecede sorumlusudur” dedi. Yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan tabloda payı olan herkesin iş cinayetlerinden birinci derecede sorumlu olduğunu söyleyen Uslu şöyle dedi: “İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almayan, taşeron uygulamasından medet uman işveren, sendikal örgütlenmenin önünü açacak yasaların değiştirilmesine engel olan işçi ve işveren sendikaları ile hükümetler ve Parlamento, taşeron uygulamasının laçkalığını sona erdirmeyen hükümetler ve Parlamento kısacası hepimiz ve herkes vicdanen sorumluyuz ve işlenen cinayetlerin müsebbibiyiz. Kimse kimseyi suçlayarak, hatalı ya da suçlu arayarak sorumluluktan kurtulamaz.” Uslu, masum gerekçelerle başlatılan taşeron uygulamasının, esas işi kapsayacak biçimde yaygınlaşmasının 25 yıldır bir türlü değiştirilemeyen ve örgütlenmenin önünde en büyük engel olan sendikal mevzuatın varlığı, kamunun denetim zaaflarının devam etmesi, işçi (TÜRK-İŞ, DİSK) ve işveren (TİSK, TOBB) örgütlerinin sendikal mevzuatı değiştirmek istiyormuş gibi yapıp mevcut sendikal mevzuatın sağladığı statükodan vazgeçmemeleri, Parlamento ve hükümetlerin sendikal mevzuatın değiştirilmesi konusundaki iradesizliği yaşanan iş cinayetlerinin sorumlularının adresini tarif ettiğini söyledi.

Fatih Karagöz / Ankara

15.08.2008


 

ABD Türkiye’ye baskıyı sürdürüyor

İngiliz The Financial Times gazetesi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ziyareti öncesi Washington’un, Ankara’yı Tahran ile enerji anlaşması yapması için uyardığını yazdı.

Gazete, böyle bir anlaşmanın İran’a yönelik baskıların arttığı bir dönemde Ahmedinejad’a aradığı diplomatik çıkışı sağlayacağı yorumunda bulundu.

15.08.2008


 

Yalnız bırakıldık

Gürcistan Dışişleri Bakanı Eka Tkeşelaşvili, Güney Osetya bölgesindeki çatışmalarda, uluslararası toplumun Gürcistan’ı “yalnız bıraktığından” yakındı.

Tkeşelaşvili, “Gürcistan’ın bugün bu durumda olmasının sorumluluğunun bir bölümünü de Rusya’nın saldırısına yeterince sert tepki vermeyen uluslararası topluma ait” dedi.

15.08.2008


 

Çocukları, sanal "dünyadan koruyun

Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, yaptığı açıklamada, uzun süre TV izleyen çocukların özendikleri karakterlerle özdeşleşmeleri sonucu ‘’başka dünyada yaşama’’ sürecine yöneldikleri, bu durumun öz güvenleri ve hayata bakış açılarını olumsuz etkilediğini söyledi.

Televizyonun görsel ve işitsel özelliklerinin hipnoz etkisi oluşturarak çocukların karşısında hareketsiz kalmasını sağlaması sebebiyle özellikle anneler için ‘’iyi bir bakıcı’’ işlevi gördüğünü belirten Öztanrıöver, ‘’bu durumdaki çocukların uslu durup yaramazlık yapmamaları, ailelerin çok işine gelir. Çünkü çocuklarıyla ilgilenmeleri gerekmiyor’’ dedi.

Öztanrıöver, trans haline geçerek pür dikkat kesilen çocukların, izlediği her şeyi bilinç altına yerleştirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

‘’İzledikleri hangi tarz ve içerikte program olursa olsun istenilen veya istenilmeyen her türlü mesajı alacaklardır. Programda şiddet varsa şiddeti alıp bunu hayatında uygulayacaktır. Reklâmları izliyorsa bunların alınmasını sağlayıp tüketici pozisyonunu güçlendirecek, alınmaması durumunda da çöküntü hâli yaşayarak psikolojik boyutta sorunlar oluşacaktır.’’

Aşırı televizyon izlemenin ‘’madde bağımlılığı’’ etkisi oluşturacağını anlatan Öztanrıöver, şöyle devam etti:

‘’Televizyona baktıkları sürece kendilerini iyi hissediyor, kapatıldığı an sıkıntıya giriyorlar. Bu durum çocukların yanı sıra yetişkinler için de geçerli. Bazen yetişkinler de ‘izlediğim dizi zihnimi dağıtıyor’ diyorlar. Aslında dağıtmıyor, bu durum yorgunluğa ve strese yol açıyor. Madde bağımlılığı gibi etki yaptığı için yalancı mutluluk hali veriyor.

Yetişkinler bu durumları kontrol edebilir, ama çocuk ve gençler kendilerini kontrol edemezler. Özellikle küçük çocuklarda uzun süreli televizyon izlenmesi bir tür hipnoz etkisi oluşturur. Bu durum, adeta trans konumuna geçirmesi dolayısıyla kendine güveni olmayan, bağımlı ve ilgi alanları kısıtlı, sanal dünyada yaşama eğilimli birey oluşumuna zemin hazırlıyor. Çünkü çocuklar, ilgileri sadece televizyona yönelik olduğu için adeta sanal bir dünyada yaşıyorlar. Çocuklar, iletişim kurma becerisinin yanı sıra gerçek hayatta öğreneceği birçok şeyi öğrenemiyor. Çocukların öz güvenleri ve hayata bakışları olumsuz etkileniyor. Sonuçta, kendine güveni olmayan, bağımlı ve ilgi alanları kısıtlı sanal çocuklar yetiştiriyoruz.’’

Çocukların özellikle şiddet unsuru içeren dizi ve filmlerden uzak tutulmasını teklif eden Öztanrıöver, olumlu mesajlar veren yayınları izlemelerinin sağlanması ve bunun da günde 2-3 saat aralıklarla en fazla 1,5 saat olması gerektiğini vurguladı.

/ Adana

15.08.2008


 

Eminönü yayalaştırılacak

EMİNÖNÜ'NDE, Tarihî Yarımada’nın yayalaştırılması projesi kapsamında, Langa ve çevresini yayalaştırma çalışması başlatıldı.

Çalışmanın başlatılması sebebiyle düzenlenen düzenlenen törende konuşan Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, Eminönü’nde, aşama aşama yayalaştırma çalışmalarını sürdürdüklerini ve bu çalışmayla vatandaşlara daha kaliteli bir hayat sunmayı amaçladıklarını belirtti.

Yeni Asya / İstanbul

15.08.2008


 

Rektörlerin seçim şekli değiştirilsin

GAZİ Üniversitesi (GÜ) Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, rektör seçimiyle ilgili kanuna dikkati çekerek, ‘’Bunu ben başlatmadım. Keşke başlamasıydı, üzülüyorum. İnsanın nefsine hoş gelmiyor. ‘Bana yapıldı kötü, başkasına yapıldı iyi) demiyorum, üzülüyorum. Kanun değiştirilsin’’ dedi.

Rıza Ayhan, Gazi Üniversitesi Kültür Merkezindeki kahvaltılı basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi. Üniversitede, yoğun bir rektörlük seçimi süreci yaşandığını hatırlatan Ayhan, ‘’hangi adayı desteklerse desteklesin’’ bütün üniversitelilerin birlik ve dayanışma içerisinde çalışması gereken bir döneme girildiğini söyledi. ‘’Üniversitelerin kavgayla hayatlarını sürdüremeyeceklerini’’ vurgulayan Ayhan, ‘’Artık ben yok, biz var. Ağaç dallarıyla gürler. Biz de dallarımız olan öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve diğer çalışanlarımızla gürleyeceğiz’’ dedi.

Ayhan, ‘’bana oy verdi, vermedi’’ ayırımı yapmadan herkesle çalışacağını belirterek, bir önceki rektörlük döneminde bunun örneklerini sergilediğini anlattı.

Gazi Üniversitesini, uluslar arası alanda daha tanınır bir hale getirmek için çalışmaları yoğunlaştıracaklarını belirten Ayhan, AB’nin ilgili fonlarından daha fazla yararlanmaya yönelik çalışmalar yapılacağını söyledi.

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Ayhan, bir gazetecinin, rektör seçim sistemiyle ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, ‘’hem atayanların, hem de seçilenlerin demokrasi kültürüne hakim olması gerekiyor’’ dedi.

CEMİL YÜZER / CEMİL YÜZER

15.08.2008


 

AKP, ‘geri adımla’ ihtiyatlı yaklaşım içine girdi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘’Laiklik karşıtı eylemlerin odağı bir partiden kurtulmanın yolu; milletin karar alması, milletin AK Parti anlayışına ders vermesidir’’ dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Baykal başkanlığında toplandı. Edinilen bilgiye göre, gündemdeki konuların ele alındığı toplantıda Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması istemiyle açılan dâvâya ilişkin kararı da değerlendirildi.

Baykal, Anayasa Mahkemesi’nin kararını ‘’önümüzdeki dönemi belirleyecek bir karar’’ olarak nitelendirerek, AKP’nin özeleştiri yapmasının gerekli olduğunu vurguladı. Kararın, ‘’AK Parti’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu’’ ortaya koyduğunu ifade eden Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kararın ardından yaptığı açıklamayı eleştirerek, ‘’olaydan gerekli dersin çıkarılmadığının görüldüğünü’’ savundu.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in hazırladığı ‘’Gençleri Koruma Kanunu Teklifi Taslağı’’na da değinen Baykal, taslak ve yeni anayasa çalışmaları konusunda ‘’geri adım atıldığını’’, bunun AKP’nin kararın ardından ‘’bir ölçüde ihtiyatlı yaklaşım içine girdiğini gösterdiğini’’ ileri sürdü. Baykal, bu durumun yerel seçimlere kadar süreceğini düşündüğünü de ifade etti.

Anayasa Mahkemesi kararından ders çıkarıldığının göstergesi olarak ‘’kabine değişikliğine gidilmesi ve kadrolaşma konusunda frene basılmasını’’ beklediklerini kaydeden Baykal ancak bunların gerçekleşmediğini söyledi.

/ Ankara

15.08.2008


 

Rum Patrikhanesi hakkında suç duyurusu

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Fener Rum Patrikhanesi tarafından Heybeliada’daki Metamorfosis Hristos Manastırı’na yapılan izinsiz onarım ve bakımla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi.

Bakan Atalay, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun Heybeliada’da, orman arazisine kilise yapılıp yapılmadığına ilişkin soru önergesini cevapladı. Atalay, Heybiliada’da bulunan manastıra izinsiz onarım ve bakım yapıldığının belirlendiğini açıkladı. Atalay, yapılan işlemin izinsiz bakım ve onarımdan ibaret olduğunun belirlenmesi üzerine Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyusunda bulunulduğunu kaydetti.

15.08.2008


 

PKK’da çekişmeler sürüyor

Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen askerî operasyonlarda büyük darbe yiyen terör örgütü PKK’da çekişmeler sürüyor.

Örgütün yurt dışında diplomatik faaliyetlerini yürüten kapatılan DEP’li eski milletvekili Ali Yiğit’in, PKK tarafından ‘’ajan’’ listesine alınınca Hollanda’ya kaçtığı öne sürüldü. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütünün yaşadığı başarısızlığın ve kayıpların sorumlusu olarak gösterilen örgütün üst düzey sorumluları, ‘’gizli servislerle ilişkili’’ oldukları gerekçesiyle ‘’ajan-işbirlikçi’’ ilân edilerek, birer birer tasfiye edilmeye başladı. Terör örgütünün Avrupa’daki görüşmelerini yaptığı öne sürülen ve Brüksel’de terör örgütünün ‘’lobi’’ faaliyetlerinde bulunan, kapatılan DEP’in eski milletvekili Ali Yiğit’in, ‘’gizli servislere hizmet ederek, örgütün gizli planlarını ve sırlarını gizli servislere pazarladığı’’ gerekçesiyle ‘’ajan’’ ilan edildi. Hakkında ‘’infaz’’ kararı alındığı ifade edilen Ali Yiğit’in örgütten kaçarak Hollanda’ya sığındığı iddia edildi. Yetkililer, daha önce bazı terör örgütü üst düzey sorumlularının kaçmasına izin verilen Hollanda’nın, bu defa Türkiye’nin ‘’aranan şahıslar’’ listesinde ilk sıralarda yer alan Ali Yiğit’in, ‘’Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 16. maddesi’’ uyarınca Türkiye’ye iade etmesi gerektiğini söylediler.

15.08.2008


 

AKP, borçla geleceğimizi ipotek altına sokuyor

BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, ‘’AKP, çarkı borçla döndürmektedir. Geldiğimiz noktada 4 kuşak sonramız ipotek altında’’ dedi.

Topçu, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin ekonomik politikalarını eleştirdi. 2008 Ocak-Mayıs döneminde, 2007 yılının aynı dönemine göre ihracatın yüzde 40.4 artarak 57.018 milyon dolar, ithalatın ise yüzde 36.9 artarak 86.303 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydeden Topçu, ‘’Kısacası, 2007’de 47 milyon dolar olan dış ticaret açığı 2008 yılı sonunda en iyimser tahminle 65 milyon doları geçecektir. Bu oran son 25 yılın rekoru olup, AKP iktidarı sayesinde kırılmıştır’’ görüşünü savundu. AKP iktidarının yabancı paraya yüksek faiz uygulaması ile döviz kurlarını ‘’yapay’’ olarak düşük tuttuğunu, bu nedenle küresel sermayenin ‘’atık’’ mallarının ülkede pazar bulduğunu, yerli işletmelerin bir bir iflâs ettiğini öne süren Topçu, ödeme güçlüğüne düşen şirketleri yabancı şirketlerin aldığını, sanayi ve bankaların hızla yabancılaştığını iddia etti. 2002’de 222 milyon dolar olan borcun, AKP iktidarı ile birlikte 2008 yılı sonunda 500 milyon doları aşacağının bilindiğini ifade eden Topçu, ‘’AKP, çarkı borçla döndürmektedir. Geldiğimiz noktada 4 kuşak sonramız ipotek altında’’ dedi.

15.08.2008


 

“Eksiklerimiz bulunursa istifayı düşünebilirim”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ‘’Tuzla konusunda Çalışma Bakanlığıyla ilgili eksikler bulanlar varsa, ‘şunu da yapmanız gerekirdi Bakanlık olarak’ deyip de bizim yapmadığımız bir durum tesbiti söz konusu olursa, (istifa) bu ve benzeri konuları düşünebilirim’’ dedi.

Bakan Çelik, Gisan Tersanesi’ndeki açıklamasının ardından, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Olayın ardından Gisan Tersanesi’ne iş durdurma cezası verilip verilmediğine yönelik bir soru üzerine Çelik, kazanın uzmanlık gerektiren bir işin denenmesi sırasında gerçekleştiğini ve olayın bu boyutuyla değerlendirildiğini söyledi. Çelik, ‘’Bakanlığımızı ilgilendiren alanla ilgili iş durdurma, kapatma söz konusu ise bakın tersanelerin önünde söylüyorum, çekinmedik, bundan yine de çekinmeyeceğiz’’ dedi. Konuya ilişkin teknik raporları beklemek gerektiğini söyleyen Bakan Çelik, filikayı, hatta kızağı imal eden, bunu yürüten ve 19 kişiyi içine oturtanlara ne kadar sorumluluk payı düşüyorsa, bunun en kısa sürede açığa çıkacağını kaydetti.

15.08.2008


 

Memurun ilk randevusu

Memur sendikaları, kamu çalışanlarının merakla beklediği toplu görüşmeler için bugün hükümetle masaya oturacak.

Başbakanlık Merkez Bina’daki toplantı, saat 14.00’te başlayacak. Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası uyarınca, her hizmet kolunda en fazla üyesi bulunan sendikanın katıldığı toplu görüşmelerde, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen, Türk Enerji-Sen, Türk Sağlık-Sen, Türk Ulaşım-Sen, Türk Haber-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Eğitim-Sen, Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen, Bem-Bir-Sen ve Toç-Bir-Sen ile KESK’e bağlı Kültür Sanat-Sen memurları temsil edecek.

En fazla üyeye sahip konfederasyon olması dolayısıyla Türkiye Kamu-Sen’in heyet başkanlığında yürütülecek toplu görüşmelerde, Memur-Sen temsilcileri de hazır bulunacak. Hükümete, toplu sözleşme çağrısı yapan KESK’in, toplu görüşmelere katılması beklenmiyor. KESK üyelerinin, yarın öğlen saatlerinde Millî Müdafaa Caddesi’nden Başbakanlığa yapacağı yürüyüşün ardından Genel Başkan Sami Evren’in toplu sözleşme teklifini Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’na sunması ve daha sonra Başbakanlık’tan ayrılması planlanıyor.

Toplu görüşmeleri, hükümet adına Kamu İşveren Kurulu yürütecek. Kamu İşveren Kurulu; Devlet Bakanı, Başbakanlık Müsteşarı, Maliye Bakanlığı Müsteşarı, Hazine Müsteşarı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarı, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı, Devlet Personel Başkanı, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürü ile kamu işveren sendikası temsilcilerinden oluşacak.

Toplu görüşmeler, kamu görevlileri için uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, fazla çalışma ücretleri, harcırah, ikramiye, lojman tazminatı, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, tedavi yardımı ve cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımlarıyla bu mahiyetteki diğer faaliyet ve verimlilik arttırıcı yardımları kapsayacak.

Yasaya göre, 15 gün içinde sonuçlanması gereken toplu görüşmelerde anlaşmaya varılması durumunda mutabakat metni imzalanarak Bakanlar Kuruluna sunulacak.

Anlaşmazlık durumunda ise uyuşmazlık tutanağı tutulacak ve Yüksek Hakem Kurulu Başkanı ve 4 öğretim görevlisinden oluşan Uzlaştırma Kurulu devreye girecek. Kurulun 5 gün içinde vereceği karara tarafların katılması durumunda, sonuç mutabakat metni olarak Bakanlar Kurulu’na sunulacak. Uzlaştırma Kurulu kararına tarafların katılmaması durumunda ise anlaşma ve anlaşmazlık konularının tamamı Bakanlar Kuruluna gönderilecek.

TALEPLER DOSYASINDA NELER VAR?

Toplu görüşmelerde bu yıl 7. kez hükümetle masaya oturmaya hazırlanan sendikalar, hizmet kollarındaki sorunların çözümü için kapsamlı talep listeleri hazırladı. Alınan bilgiye göre, malî konularla ilgili taleplerini konfederasyonlar düzeyinde dile getirecek sendikalar, hizmet kollarındaki sosyal, özlük ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla, toplu görüşmelerde hükümete sunacakları taleplere son şeklini verdiler.

Sendikaların talepleri hizmet kollarının özelliklerine göre çeşitlilik gösterdiği gibi birçok ortak talep de bulunuyor. Ortak talepler arasında maaşların insan onuruna yaraşır düzeye çekilmesi, kurumların personel ihtiyacının karşılanması, çalışma şartlarının ileştirilmesi, gelir vergisi dilim ve oranlarının çalışanlar lehine yeniden düzenlenmesi, ek ödeme ve mesai uygulamasındaki farklılıkların giderilmesi gibi konular yer alıyor.

Türkiye Kamu-Sen, görüşmeler öncesinde taleplerine ilişkin rakam telâffuz etmekten kaçınıyor. Konfederasyon yetkilileri, taleplerini açıklamadan önce Kamu İşveren Kurulu’nun memurlara ayırdığı kaynağı görmek istediklerini belirtiyor.

Memur-Sen, bekâr, en düşük derecede bulunan memur maaşının 1301 YTL’ye, evli, iki çocuklu ve eşi çalışmayan memur maaşının 1461 YTL’ye yükseltilmesini talep ediyor. Konfederasyon, ayrıca taban aylığının 30 YTL arttırılmasını, toplu görüşme priminin de aylık 25 YTL’ye çıkarılmasını istiyor.

KESK, toplu sözleşme teklifinde en düşük kamu çalışanı maaşının 1250 YTL’ye yükseltilmesini ve kamu çalışanlarına reel kayıpların telâfisi için 350 YTL seyyanen ek zam yapılmasını talep ediyor.

15.08.2008


 

SES, toplu görüşmeleri protesto etti

KESK Genel Başkanı Sami Evren, 2009 bütçesinden kamu çalışanları ve yoksulların payının artırılmaması halinde Kasım ayı içerisinde ‘’büyük bir gövde gösterisi’’ yapacaklarını söyledi.

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi bir grup, toplu görüşmeleri protesto etti.

Abdi İpekçi Parkı’nda toplanan ve buradan Sağlık Bakanlığı önüne yürüyen grup adına açıklama yapan KESK Genel Başkanı Evren, toplu görüşme sürecine emekçiler lehine sonuçlar alınacak bir süreç olarak görmediklerini söyledi. Kamu emekçilerinin hukuksal olarak toplu sözleşme hakları bulunduğunu kaydeden Evren, ‘’Burada sorun, AKP Hükümeti’nin demokrasi anlayışıdır’’ dedi.

Memur maaşlarına 350 YTL ek ödenek istediklerini belirten Evren, 1250 YTL temel ücretin de kamu çalışanlarına ödenmesini masaya koyacaklarını kaydetti. Evren, ‘’Eğer Hükümet bizimle toplu sözleşmeden kaçarsa sözleşme imzalamayacağız’’ dedi. Diğer konfederasyonlara da seslenen Evren, hükümetin bütçe rakamları içinde 2011 yılına kadar kamu çalışanları payını azaltacağını iddia ederek, toplu görüşmelerden bir sonuç alınamayacağını savundu.

Evren, ‘’2009 bütçesinden kamu çalışanlarının, yoksulların payını arttırmazsanız Kasım ayı içerisinde bir miting yapmayacağız, büyük bir gövde gösterisi yapacağız. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Emekçiler artık alanlarda olacaktır. Bunun önüne kimse geçemez’’ diye konuştu. SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun ise AKP Hükümeti’nin sağlıklı dönüşüm programının toplumu ve sağlık emekçilerini gün geçtikçe daha fazla rahatsız ettiğini savundu.

15.08.2008


 

Muhtarlar altyapı için çözüm bekliyor

TÜRKİYE Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Ramazan Özünal, ‘’Devletimizin muhtarların altyapı sorunun çözmesini, yasal ve özlük haklarını vermesini istiyoruz’’ dedi.

Özünal, düzenlediği basın toplantısında, ‘’muhtarlarlıkların ‘rant kapısı’ olarak gösterilmeye çalışıldığını’’ öne sürdü. Bir muhtarın aldığı ödeneğin 290 YTL, en düşük BAĞ-KUR priminin 300 YTL’nin üstünde olduğunu ve ödeme güçlüğü çektiklerini anlatan Özünal, ‘’muhtarlıkların rant kapısı olmadığını’’ söyledi.

Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’de olduğu gibi 2 tür muhtarlık olmadığı görüşünü dile getiren Özünal, ‘’53 bine yakın köy ve mahalle muhtarı var. Bunun 37 bini köy, 15 bini mahalle muhtarı. Köy muhtarının tüzel kişiliği var, mühür tasdik ücreti almıyor. 15 bin mahalle muhtarı, mühür tasdik ücreti alıyor. Yetkililere ‘nerede kaldı eşitlik ilkesi’ diye soruyoruz’’ dedi. Muhtarların gelişmiş ülkelerde olduğu gibi halka teknolojiden yararlanarak çağdaş hizmet vermek istediklerini belirten Özünal, federasyon olarak Kimlik Paylaşım Sistemi’ni (KPS) dağıtmaya başladıklarını ancak altyapılarında eksikler olduğunu söyledi. Özünal, ‘’Çünkü çoğunun bilgisayarı yok, interneti yok. Nasıl olacak? Devletimizin muhtarların altyapı sorunun çözmesini, yasal ve özlük haklarını vermesini istiyoruz’’ dedi. Kamudaki toplu görüşme döneminin başlayacağını ve muhtarların da masaya oturarak haklarını talep edeceğini ifade eden Özünal, ‘’üvey evlât muamelesi görmek istemediklerini’’ kaydetti.

15.08.2008


 

Eğitimci, maaşa AB standardı istiyor

TÜRKİYEKAMU-SEN bağlı Türk Eğitim-Sen'in talepleri ise şöyle sıralandı:

”Eğitim çalışanlarının maaşları AB standartlarına çıkartılmalı. Eğitim çalışanlarına da fiilî hizmet zammı verilmeli. Eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, brüt maaş tutarında tüm eğitim çalışanlarına ödenmeli. Eğitime hazırlık ödeneği kapsımında eğitim çalışanlarına bir dizüstü bilgisayar ücretsiz verilmeli. Millî Eğitim Bakanlığı, üniversite ve YURTKUR’da çalışan bütün memur ve hizmetlilere yılda en az iki ikramiye verilmeli. Öğretmenler Günü’nde bütün eğitim çalışanlarına bir maaş ikramiye verilmeli. Kayıt ve diğer dönemlerde velilerden para alınmamalı, ihtiyaçlar devlet tarafından karşılanmalı.”

15.08.2008


 

Kazanılmış hakların korunması, ön şart

BAĞIMSIZ Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, yarın başlayacak toplu görüşme müzakerelerinde memurların kazanılmış haklarının korunmasının ön koşul olmasını istedi.

Akay, sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bugün başlayacak toplu görüşmelerin kamu görevlilerinin beklentilerine cevap verecek şekilde yürütülmesini temenni ettiklerini söyledi. Akay, memur sendikalarıyla hükümet arasında bugüne kadar yapılan toplu görüşmelerin memurların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu, memurları zaafa uğratan sonuçlar doğurduğunu savundu.

15.08.2008


 

Kamu çalışanları açısından bıçak kemiğe dayandı

KESK Genel Başkanı Sami Evren, toplu görüşmeler öncesi toplu sözleşme çağrılarını yineleyerek, ‘’Aralık ayında siyasal iktidarların bugüne kadar görmedikleri direnişi bir günden fazla göstereceğiz. Emekçilerle oynayanın iktidarıyla oynarız’’ dedi.

KESK’e bağlı Yapı-Yol Sen üyeleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı önünde toplanarak, Bakanlık yetkililerini, toplu sözleşme için görüşmeye çağırdılar. KESK Genel Başkanı Evren, toplu görüşmelerin hiçbir karşılığı olmadığını savunarak, bu süreçte emekçileri ‘’kandırmaya, umutlarıyla oynamaya’’ kimsenin hakkı olmadığını söyledi. Toplu sözleşme sürecinde tarafların eşit şartlarda masaya oturduklarını ve anlaşmazlık durumunda çalışanların yaptırım olarak grev hakkı bulunduğunu anlatan Evren, kamu çalışanları lehine sonuç üretmek konusunda toplu sözleşme sürecinin çeşitli imkânlar sağladığını belirtti. ‘’KESK masadan kaçıyor’’ eleştirisinin yanlış ve anlamsız olduğunu belirten Evren, ‘’Biz masadan kaçmıyoruz. Biz masada kamu çalışanlarının sorunlarını çözmeye varız. Masadan kaçan hükümettir. Biz toplu sözleşme yapmak için binlerce kamu emekçisiyle yarın Başbakanlığa yürüyeceğiz. Hükümetten masadan kaçmamasını isteyeceğiz’’ diye konuştu. Kamu çalışanları açısından ‘’bıçağın kemiğe dayandığını’’ dile getiren Evren, 2009 bütçesine karşı Kasım ayında bütün kesimleri birleştirerek bir gövde gösterisi yapacaklarını bildirdi. Evren, ‘’Orada ilan edeceğiz, Aralık ayında siyasal iktidarların bugüne kadar görmedikleri direnişi bir günden fazla göstereceğiz. Emekçilerle oynayanın iktidarıyla oynarız’’ dedi.

15.08.2008


 

Kafkasya için İstikrar Platformu kuruluyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin önerdiği Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformunun iki ülke dışişleri bakanları arasında üzerinde çalışılarak sür'atle geliştirileceğini söyledi.

Önceki gün Moskova’ya giden Başbakan Erdoğan, Rus yetkililerin Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformuna sıcak baktıklarını bildirdi. Erdoğan, Moskova Kent merkezi’nin dışındaki Rusya Devlet Başkanlığı’na ait Meindorf Şatosu’nda önce Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile bir araya geldi. Erdoğan, Medevedev ile görüşmesinin ardından Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un hazır bulunduğu çalışma yemeğine katıldı. Başbakan Erdoğan 2 saat süren temaslarının ardından Türk basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye ve Rusya arasındaki siyasî, ekonomik, kültürel ve askerî konuların yanı sıra turizm konusunu ağırlıklı olarak ele aldıklarını belirterek, ‘’Görüşmede bildiğiniz gibi Güney Osetya’da meydana gelen olaylar sebebiyle de bir görüşme fırsatı bulduk’’ dedi. Rusya ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin şu anda çok iyi bir noktada olduğunu ve Rusya’nın Türkiye’nin birinci ortağı haline geldiğini söyleyen Erdoğan, ‘’Bunu daha da geliştirmenin kararlığını taraftarıyız. Samimî bir hava içinde toplantımızı tamamladık’’ dedi. Moskova’daki temasları tamamlayan Erdoğan dün de Gürcistan’a geçerek Saakaşvili ile de bölge barışı üzerine görüş alış verişinde bulundu.

15.08.2008


 

Sağlık yatırımları Güneydoğu’yu rahatlattı

Güneydoğu halkı, son yıllarda yapılan sağlık yatırımları ile rahatlıyor.

Daha önce tedavi olmak için; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illere giden bölge halkı şimdi daha rahat. Gaziantep, Diyarbakır, Batman ve Şanlıurfa gibi iller son yıllarda ciddî sağlık yatırımları ile öne çıkıyor. Son 2 yılda Gaziantep’te 3 büyük hastane açılırken Diyarbakır’da 6 hastanenin yanı sıra 72 tanede tıp merkezi açıldı. Şanlıurfa’da ise 2 özel hastane 3 tıp merkezi hizmet verirken Batman’da 5 özel hastane açıldı. Diyarbakır’a yatırım yapan Alman Hastanesi’nin de kısa süre içinde hizmete gireceği belirtildi. Gaziantep’te, Medical Park Sağlık Grubu, Universal Hospitals Group ve Acıbadem Hastaneler Grubu şehirde birer hastane açarken, Sanko Holding’e bağlı Sani Konukoğlu Hastanesi 35 milyon dolarlık bir yatırımla kapasitesini iki katına çıkaracak. Kamu sağlık yatırımlarının da artarak devam ettiği bölgede, özel sektörün yatırımları da hız kazandı. SSK, BağKur ve Emekli Sandığı mensuplarının özel hastanelerden yararlanmaya başlaması Ankara ve İstanbul merkezli bazı büyük sağlık kuruluşları ile birçok girişimciye bölgede yatırım kararı aldırdı.

/ Gaziantep

15.08.2008


 

Samsun’a Venedik usûlü gezi kanalı

SAMSUN’DA, Türkiye’de örnek gösterilecek çalışmalar kapsamında deniz kenarında Venedik usûlü deniz suyu ile dolu gezi kanalları yapıyor.

Büyükşehir Belediyesi’nce yürütülen Batıpark Dolgu Sahası düzenleme çalışmaları kapmasında İtalya’nın Venedik şehrinde bulunan kanalların bir benzeri Samsun’da yapılıyor. Yaklaşık 500 metre uzunluğunda ve ilerleyen yıllarda daha da uzatılması planlanan kanalın Türkiye’de prestij çalışmaları arasında yer alması hedefleniyor. Samsun’a gelen insanların kendi şehirlerinde görmedikleri, görmeden gidemeyecekleri çalışmaların şehirde oluşturulması amacıyla başlattıkları çalışma kapsamında örnek projelere imza atıldığını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, bölgede bir eğlence ortamı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Uygulanan proje hakkında bilgi veren Yılmaz, rekreasyon alanı oluşturduklarını, kanalın çevresinde yüksek tepeler bulunacağını ve otantik bir havaya kavuşturulacağını kaydetti.

Ağaçlandırma, ışıklandırma ve diğer çevre düzenlemelerinin ardından bölgenin bir cazibe merkezi haline dönüşeceğini ifade eden Yılmaz, bölgede 200 dönümlük yeni dolgu alanlarının kazandırılması içinde çalışmaların sürdürüldüğünü sözlerine de ekledi.

15.08.2008


 

Köydeki bilgisayar kursuna yoğun ilgi

VAN merkeze bağlı Faruk Köşebaşı Köyünde Avustralya Büyükelçiliği’nin de katkısıyla açılan bilgisayar kursuna, köyde özellikle okula gitmeyen çocuklar ilgi gösteriyor.

Van İstikrar ve Sosyal Kalkınma Derneği tarafından hazırlanan ve Avustralya Büyükelçiliği’ne sunulmasının ardından onaylanan proje kapsamında, Van merkeze bağlı Faruk Köşebaşı Köyünde bilgisayar laboratuvarı oluşturularak kurs açıldı. Kursta 11 bilgisayarın bulunduğu, şimdiye kadar 20 çocuğun sertifika aldığı belirtildi. Kursta 10-15 yaş arası kızların ve erkeklerin eğitim gördüğü, 22 kursiyerin de sertifika almaya hazırlandığı kaydedildi. Büyük bölümü okula devam etme imkanı bulunmayan kız ve erkeklerden oluşan kursiyerler, ev ve tarla işlerinden artan zamanlarını, laboratuvarda değerlendiriyor.

15.08.2008


 

Rektörden kaza uyarısı

UŞAK Üniversitesinin İzmir-Ankara kara yolu üzerinde bulunan 1 Eylül Kampüsü girişinin ‘’büyük kazalara dâvetiye çıkarır durumda bulunduğu’’, burada acil trafik düzenlemesi yapılması gerektiği bildirildi.

Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Şişman, 1 Eylül Kampüsü girişinde karayolları tarafından acil tedbir alınması gerektiğini söyledi. Kampüste 3 bin 480 öğrencinin eğitim gördüğünü, akademik ve idarî personel ve ziyaretçilerle birlikte bu sayının günde ortalama 5 bine çıktığını belirten Prof. Dr. Şişman, şunları kaydetti: ‘’İzmir - Ankara Karayolu üzerindeki 1 Eylül Kampüsü girişi, büyük kazalara dâvetiye çıkartıyor. Ana yolda trafik açısından ciddî sıkıntılar yaşanıyor. Kampüse gelen araçların tamamı, Uşak istikametinden gelip, ana yolda U dönüşü yaparak içeri giriyor. Afyonkarahisar ve Ankara istikametine giden araçlar burada çok sür'atli olduğu için meydana gelmesi muhtemel bir trafik kazasında ölümler olabilir. Burayı günde 5 bin kişi kullanıyor. Bir öğrencimizin ya da çalışanımızın burnunun kanaması dahi bizi perişan eder. Karayolları acil olarak bir çözüm bulmalı.’’

15.08.2008


 

Ankara’ya son teknoloji devâsâ cami

DİYANET İşleri Başkanlığı, Ankara’da ihtiyacı karşılamadığını düşündüğü Kocatepe Camii’ne alternatif, “VIP” hizmetinin de verileceği yeni bir cami için düğmeye bastı.

Hürriyet’te yer alan habere göre Başkanlığın Eskişehir Yolu üzerindeki binasının hemen yanına yapılacak camide aynı anda 15 bin kişi namaz kılabilecek. Camide, devlet protokolü “VIP” standartlarında ağırlanacak. Protokol için özel abdest ve dinlenme yerleri olacak. Protokol, abdest ve dinlenme bölümlerinden özel asansör sistemiyle caminin içine geçebilecek. Cami, önemli isimlerin cenazeleri için de kullanılacak. Kubbe çapı 31 metre olan caminin 54x54 boyutlarında kapalı bir alanı olacak ve bu alanda 5 bin kişi namaz kılabilecek. Dinî ve Sosyal Hizmet Vakfı tarafından yapılacak caminin temeli 16 Ekim’de atılacak. 4 yıl içinde bitirilmesi planlanan caminin maliyeti 15 milyon doları bulacak. Kocatepe’nin aksine cemaate 4 bin araçlık otoparkıyla da hizmet verecek olan camide teknolojinin son örnekleri kullanılacak. Başkanlık binasıyla cami arasında protokolün kullanacağı bir alt geçit bulunacak. Diyanet İşleri Başkanı, konuklarıyla bu geçidi kullanarak camiye ulaşacak. Camide, “avize aydınlatması” yerine “kubbe aydınlatması” sistemi kullanılacak. Kubbeden gelen ışıkla iç aydınlatma sağlanacak. Modern ve klâsik cami mimarisinin bir karışımı olacak olan camide tek şerefeli 4 minare bulunacak. Projenin başındaki isim olan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, “Her şeyden önce yaklaşık 1000 kişilik başkanlık personelinin ibadet yeri ihtiyacı bu camiyle karşılanacak. Bugüne kadar personelimiz namazlarını spor salonunda kılıyordu” dedi.

Yeni Asya / İstanbul

15.08.2008


 

Yanan sit alanları daraltılmayacak

ÇANAKKALE Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanı, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülkü Altınoluk, ‘’Kurul, sit alanlarında tek bir bitki kalmamış, yanmış olsa dahi bir karış bile sit alanı daraltmasına gitmeyecektir’’ dedi.

Prof. Dr. Ülkü Altınoluk, Çanakkale’de ve Antalya’da çıkan orman yangınlarında tabi kaynakların biraz daha yok olduğunu, orman varlığının önemli oranda tahribata uğradığını söyledi. Çanakkale’nin merkeze bağlı İntepe beldesi yakınlarındaki yangında orman alanları ile kısmen de olsa arkeolojik ve tabiî sit alanlarının da zarar gördüğünü belirten Prof. Dr. Altınoluk, ‘’Bölge kurulu, sit alanlarında tek bir bitki kalmamış, yanmış olsa dahi bir karış bile sit alanı daraltmasına gitmeyecektir. Sit alanlarının sınırları değişmeyecektir. Toprakta kalan genlerin geleceğe taşınmasına fırsat verilecektir’’ dedi.

15.08.2008


 

Dünyanın deprem çocukları, Kocaeli’de buluşuyor

MEYDANA gelen 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin 10. yıl dönümünde Kocaeli, Endonezya ve Pakistan’dan gelen depremzede çocukları ağırlayacak.

Depremzede konuklar yapılan deprem anıtına bayraklarını çakacak. Asrın felâketi olarak gösterilen 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin 10. yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 2004 ve 2005 yıllarında binlerce insanın hayatını kaybettiği Pakistan ve Endonezya depremlerinden sağ kurtulan çocukları ağılayacak. Depremzede çocuklar Kocaeli’nin en büyük faaliyet alanı olan Seka Park’ta kendileri ile aynı kaderi paylaşan Kocaelili depremzede çocuklarla bir araya gelecek. Program kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan deprem anıtının açılışı yapılacak ve ülke dışından gelen depremzede çocuklar, deprem anıtına kendi bayraklarını çakacak. Aynı gün Büyükşehir Belediyesi tarafından sponsorluğu üstlenilen, TRT ve Kızılay’ın da öncülük ettiği, Ezel Akay tarafından yönetilecek olan “Deprem” filminin çekimlerine başlanılıcak.

15.08.2008


 

Bozüyük-Mekece yolu mahkemeye takıldı

BOZÜYÜK - Mekece yolunun, Bilecik’in Aşağıköy mevkiindeki fidanlığın üst kısmında, kamulaştırma bedeli ödenmediği için çalışmalar durduruldu.

Yolun iki tarafına çakılan kazıklar arasına ip gerilip ortasından mühürlendi. Bozüyük-Mekece karayolunun, Bilecik çevre yolu kısmındaki hummalı çalışmalar mahkemeye takıldı. Yolun bazı kısımlarındaki çalışmalar kamulaştırma bedeli ödenmediği için yargı kararıyla durduruldu. Mahkeme kararıyla yol tam ortasından mühürlendi. Araçlar ve personel ise işi bırakıp yolun açılmasını beklediler. İki gündür kapalı olan yolun ne zaman açılacağı ise bilinmiyor. Yol güzergâhındaki birçok vatandaşa kamulaştırma bedeli ödenmediği için çalışmaların sık sık mahkeme kararıyla duracağı belirtiliyor.

15.08.2008


 

Yozgat çamlığının çehresi değişecek

YOZGAT Valisi Amir Çiçek, Türkiye’nin ilk milli parkı Yozgat çamlığının çehresini değiştirmeye yönelik hazırlanan projenin halkın görüşü de alındıktan sonra uygulamaya konulacağını söyledi.

Vali Çiçek, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çamlığın mastır planının yapıldığını, çalışmaların önümüzdeki günlerde tamamlanacağını belirtti. Vali Çiçek, ‘’bu çalışmaların yanı sıra İl Özel İdaresi tarafından çamlığın çehresini değiştirecek bir proje hazırlandı. Projeyi uygulamaya koymadan önce halkımızın görüşünü de alacağız’’ dedi. Yozgat Çamlığı’ndaki mevcut binaların sağlıklı olmadığı gibi çamlığın tabiî yapısına da uygun bulunmadığını kaydeden Vali Çiçek, bu binaların yıkılıp, çamlığın tabiî yapısına uygun yeni tesislerin yapılmasının öngörüldüğünü anlattı.

/ Yozgat

15.08.2008


 

Ramazan bereketiyle geliyor

Ramazan’da kumanya dağıtımı ve iftar programlarıyla yoksulun sofrası bereketlendirilecek, bayramlık ve giysi yardımlarıyla yetim ve kimsesizlerin yüzleri güldürülecek.

İslâm âleminin sabırsızlıkla beklediği Ramazan'a sayılı günler kaldı. Kardeşlik, dayanışma ve merhamet duygularının doruğa çıktığı Ramazan’da fakirin karnı zenginin gönlü doyacak. Kumanya dağıtımı ve iftar programlarıyla yoksulun sofrası bereketlendirilecek, bayramlık ve giysi yardımlarıyla yetim ve kimsesizlerin yüzleri güldürülecek. Eğitim yardımlarıyla okullar açılmadan on binlerce çocuğun eksiklikleri giderilmiş olacak.

RAMAZAN SEFERBERLİĞİ

Veren el ile alan el arasında köprü olan yardım kuruluşları da Ramazan seferberliği başlattı. Kızılay, İHH İnsanî Yardım Vakfı, Kimse Yok mu, Deniz Feneri ve Cansuyu gibi yardım kuruluşları fakire, yoksula, kimsesize ve yetime Ramazan iklimini yaşatmak için aylar öncesinden başlattıkları çalışmalarda son hazırlıklarına geldiler. İHH İnsanî Yardım Vakfı kardeşlik, dayanışma ve merhamet duygularının doruğa çıktığı Ramazan’da Türkiye’de 65 ilde, dünyada ise 65 ülkede yardım faaliyetlerinde bulunacak. 65 ilde kumanya dağıtımı yapılacak. İHH gezici aşevi de 18 ilde binlerce insana iftar yemeği verecek. 21 ilde yetimlere bayramlık elbise dağıtımı gerçekleştirilecek. Çeşitli illerde belirlenen ihtiyaç sahiplerine giysi yardımı yapılacak. Ayrıca İstanbul’da trafiğin tıkalı olduğu bölgelerde iftariyelik dağıtılarak vatandaşların oruçlarını açmaları sağlanacak. Binlerce fakir öğrenciye kırtasiye malzemesi yardımı yapılacak. İHH, yurt dışında ise 65 ülkede iftar programları düzenleyecek. Bu ülkelerde ihtiyaç sahibi insanlara kumanya dağıtımı yapılacak, fakir öğrencilere kırtasiye malzemesi yardımında bulunulacak.

İHH’nın Ramazan’daki önceliği yine yetimler. Yetim çocuklara bayramlıklar alınacak, hediyeler verilecek, ailelerine destek olunacak. İHH’nın Ramazan’da belirlediği kumanya bedeli ise 60 YTL. Vatandaşlar, 60 YTL’lik bir bağışla ihtiyaç sahibi bir insana kumanya yardımı yapabilir.

Yeni Asya / İstanbul

15.08.2008


 

Bedava gazeteler kapanma sürecinde

İsveç’te günlük yayın yapan bedava gazeteler, kapanma sürecinde. Son dönemlerde bazı gazeteler kapanırken bazıları da kapanma sürecine girdi.

Yakın bir zamanda kapanan PunktSE’den sonra ücretsiz en büyük 2. gazete olan City de baskı sayısını azalttı. Ücretsiz gazetelerde genel anlamda da reklâm gelirlerinin düştüğü de kaydediliyor. Bundan 3 ay önce ücretsiz günlük gazete PunkSE pes etmiş ve kapanmıştı. Şimdi de Bonnier City kapanma sürecine doğru gidiyor. Gazetelerin bu duruma uzun süre direnemeyeceği belirtiliyor.

/ Stockholm

15.08.2008


 

Kara tehlike devam ediyor

Türkiye’de atık maddelerin işlenmesiyle elde edilen ve ağırlıklı olarak semt pazarı esnafı, mahalle aralarındaki manavlar ile bakkallarda siyah renkli naylon poşetlerin kullanımının sürdüğü bildirildi.

Türkiye Çevre Platformu Doğu Akdeniz Bölgesi Temsilcisi Oktay Demirkan, yaptığı açıklamada, ABD’deki çeşitli çevreci kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalarına göre, dünyada plâstik torba kullanımının yılda 500 milyon ile bir trilyon arasında değiştiğini söyledi. Kullanıldıktan sonra atılan bu poşetlerin birçok ülkede tekrar toplanarak hijyenik olmayan şartlarda işlenip yeniden aynı amaçla işlendiğini belirten Demirkan, bu uygulamanın kalitesiz ürün ortaya çıkması yanında insan sağlığına yönelik de büyük risk oluşturduğunu ifade etti. Araştırmalara göre yapılan hesaplamalardan Türkiye’de her 5 kişiden birinin hayatı süresince bez torbayı tercih etmesi halinde 31 milyar 46 milyonun üzerinde plâstik torbanın kullanımdan kalkmış olacağını belirten Demirkan, şöyle konuştu: ‘’Bangladeş, plastik torba kullanımını yasakladı. İrlanda, Avrupa’da bir ilk olarak, 2002’de plâstik torbaları vergilendirdi. Bunun sonucunda bugüne kadar plâstik torba kullanımında yüzde 90 azalma kaydedildi. Çin, kullanımını paralı hale dönüştürdü. 27 Mart 2007 tarihinde San Francisco Amerika’da plastik torba kullanımını ilk yasaklayan şehir oldu. Dolayısıyla plâstik torba kullanımındaki düşüş, bir ülkenin dışa bağımlılığında da azalma demektir.’’ ÇÖZÜLMESİ 1000 YIL SÜRÜYOR Çukurova Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezinin yaptığı araştırmaya göre, bazı patojenler içeren siyah poşetlerin tabiatta çözülmesi bin yıldan fazla zaman alıyor. Isı ve güneş ışınlarının plâstik torbalarda kimyasal çözümlemelere sebep olduğu, zaman içinde daha küçük, ancak daha zehirli petro-polimerlere bölünmesine yol açtığı, bunun da toprak ve suyu zehirli hale dönüştürdüğü kaydediliyor.

15.08.2008


 

Biyolojik beyinli robot üretildi

Fareden alınan sinir hücrelerinden meydana getirilen beyne sahip robot yapıldı.

İngiltere’deki Reading Üniversitesi’ndan Kevin Warwick başkanlığındaki ekip, “Gordon” adı verilen robotun beyninin fareden alınan sinir hücrelerinden meydana getirildiğini, önce solüsyona koyulan sinir hücrelerinin, daha sonra 60 kadar elektrottan oluşan bir “düzeneğe” yerleştirildiğini belirtti. 24 saat sonra bağlantıların meydana geldiğini ve normal beyin gibi bir “ağın” oluştuğunu belirten araştırmacılar, bunun sonucunda beynin robotu denetleyebildiğini söylediler. Amaçlarının “bilgisayar beynine” göre biyolojik beyinde anıların nasıl arşivlendiğini anlamak olduğunu belirten ekibin başındaki Warwick, tekrarlatarak robota bazı şeylerin öğretilebildiğini, şimdi amaçlarının robota bazı davranışları öğretmek olduğunu ifade etti. “Gordon” için insan sinir hücrelerinin kullanılması konusundaysa Warwick, “engellerin bulunduğunu, bunun teknikten çok etik bir sorun olduğunu söyledi.

/ Paris

15.08.2008


 

Tereyağlı köfte beldeyi kalkındırıyor

Manisa’nın Derbent beldesi, tereyağlı köftesine gösterilen ilgi sebebiyle gençlerine iş sağlıyor ve belde için önemli ölçüde gelir elde ediyor.

İzmir - Ankara kara yolu üzerindeki 2 bin 200 nüfuslu Derbent beldesi, özellikle kamyoncuların uğramadan geçmedikleri bir yer. Derbent Belediye Başkanı Faruk Uslu, yaptığı açıklamada, küçük bir belde olmalarına karşın kamyoncular tarafından yoğun olarak tercih edildiklerini belirtti. Uslu, Derbent Belediyesine ait 13 bin 700 metrekare alan üzerinde kurulu sosyal tesislerde işletmelerin 24 saat hizmet verdiğini, buradaki 15 adet dükkânın hepsinin gıdayla ilgili olduğunu, ayrıca tesislerin içinde küçük bir meyve sebze halinin bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Bu bölgeye uğrayan kamyoncu esnafı, beldemizde durmadan yoluna devam etmez. Bunda en büyük etken beldemizin meşhur tereyağlı Derbent köftesidir. Türkiye’de kamyonculuk yapan herkes, beldemizin ismini ve köftesini bilmektedir. Buradaki et lokantaların her birinde günde yaklaşık 50 kilogram et tüketilmektedir. Kamyoncuların büyük bir bölümü de burada çok fazla et tüketildiğini ve yemeklerin taze olduğunu bildiğinden oturup yemeklerini yer ve yollarına devam ederler. Burada iş yeri sahibi olan arkadaşlarımız da hallerinden memnunlardır.’’

15.08.2008


 

Çocuklukta, sakarlık obezliğin alâmeti

Sakar çocukların obez yetişkinlere dönüşme ihtimalinin sakar olmayanlara göre daha fazla olduğu ortaya çıktı.

İsveçli ve İngiliz bilim adamlarının, yaşları 7 ila 11 olan binlerce çocuk üzerinde yaptığı araştırma, çok kötü bilişsel ve fiziksel kontrol ve koordinasyona sahip çocukların hayatlarının ilerleyen dönemlerinde obez yetişkinlere dönüşme ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu gösterdi. Araştırma kapsamında, İsveç’teki Karolinska Enstitüsü ve Londra Kraliyet Kolejinin, 1958 yılından bu yana İngiltere’de Ulusal Çocuk Gelişim Çalışması’na katılan 11 binden fazla kişiyi incelediği belirtildi. Bu kişilerden yaklaşık 8 bininin el kontrolü ve sakarlıklarının 7 yaşındayken öğretmenleri tarafından değerlendirildiği, 7 binden azının el kontrolü ve koordinasyonunun 11 yaşındayken bir doktor tarafından test edildiği kaydedildi.

15.08.2008


 

Arjantin’de, şişmanlık hastalık sayılıyor

Arjantin senatosu, obezite (şişmanlık) ve diğer yeme bozukluklarını, ulusal kamu ve özel sağlık bakım programlarına dahil edilecek hastalıklar olarak niteleyen yasa tasarısını onayladı.

Senatoda ‘’Obezite Yasası’’, şişmanlık ile yeme bozuklukları olan anoreksi ve bulimiyle mücadelenin millî çıkar olduğu belirtilerek, oy birliğiyle kabul edildi. Yasanın daha önce meclisin alt kanadından geçtikten sonra senato tarafından da onaylanmasıyla, bu hastalar Arjantin sağlık programları kapsamında tedavi olabilecekler. Yasa ayrıca basın yayın organlarının, bir sağlık uzmanı tarafından desteklenmeyen rejim programları yayınlamasını yasaklıyor ve yüksek kalorili gıdalara uyarı etiketi konmasını öngörüyor.

15.08.2008


 

İspanya ve Yunanistan’ın yerini Türkiye ve Mısır aldı

Avrupa’nın en büyük ikinci seyahat şirket olan Thomas Cook Travel, Türkiye ve Mısır’ın bu yaz en hızlı büyüyen turizm merkezleri olduğunu bildirdi.

Ekonomik sıkıntının turizmi etkilemediğini ve turistik gezilerin ev bütçelerinde kesintiye yol açmasına rağmen önümüzdeki kış ve yaz ayları için yapılan rezervasyonların sayısının şimdiden bir önceki yılın rakamlarını geçtiğini kaydetti. Şirket Başkanı Manny Fontenla-Novoa, İngiliz gazetesi Guardian’a yaptığı açıklamada Euro’nun değer kazanmasının bu yaz Avrupalıların, tatillerini Avrupa dışına çıkarak geçirmelerini sağladığını belirtti. Şirket başkanı, bu şekilde daha önce lider konumda bulunan İspanya ve Yunanistan’ın yerini Türkiye ile Mısır’ın aldığını belirtti.

15.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır