"Gerçekten" haber verir 25 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

AKP’nin açılımları (1)



Siyasette açılımlar devam ediyor. Herkes CHP’nin son “çarşaf açılımı”yla ilgili; oysa iktidar partisi AKP’nin baştan beri açılımları da dikkat çekici.

Ne var ki bu açılımlar, milletin beklediği ve emânet ettiği iradesinin ifadesi olan demokratik açılımlar değil, daha çok “Millî Görüş gömleği”ni çıkardığına, “değiştiğine” ve “dönüştüğüne” dair farklılıklar…

Başbakan Erdoğan’ın daha genel başkanken yaptığı gezilerde içkiyi serbest bırakması, Ramazan sabahında uçakta içki servisi yapılmasına kadar vardırıldı. Bunu İtalya ziyaretinde “Berlusconi’nin konuğu” olarak diğer dâvetlilerle birlikte katıldığı ziyafette orucunu bozması takip etti.

Aynı durum yine bir Ramazan gününde İsrail ziyaretinde de tekrarlandı. Öylesine ki “Erdoğanizm”i “Kemalizmin çağdaş bir versiyonu” sayan İsrail Dışişleri eski Müsteşarı Alon Liel, bu orucu bozma açılımını “çağdaşlık” ve “değişimi” övdü, daha önceki Türkiye başbakanlarından bu tür bir “değişim” görmediklerini söyledi. Yine Ramazan’da Demirel’in İsrail’e gelişinde oruçlu olduğu için gündüz düzenlenen yemeğe katılmadığını buna örnek verdi.

Çankaya ve Başbakanlık konutundaki içkili dâvetlerde, içki içmeyen dâvetliler de kadeh kaldırma seramonisine katılmak durumunda bırakıldı. Başbakan’ın geçen yıl Can Paker’in, bu sene AKP milletvekili Nursena Memecan’ın evinde çağrıldığı yemekli toplantılarda her türlü içkinin içildiği, mâlum medyada başbakanın ne denli “hoşgörülü” ve “açılım” içinde olduğunun işareti olarak açıklandı. Hatta içkili bir davetlinin sarhoş haliyle Erdoğan’ı rahatsız eden tavırlar sergilediği ve başbakan’ın bu kişinin salondan çıkarılmasını istediği yazıldı…

SAZLI–SÖZLÜ EĞLENCE AÇILIMLARI…

Sazlı-sözlü eğlence partileri düzenleyen AKP’li belediyelerin düzenlediği “Şarap Festivali”ne ses seda çıkarılmadı. En son bir ilde aday adaylarıyla partililerin katıldığı “partinin dayanışma yemeği”ndeki rakı siparişlerine sessiz kalındı. İlçe Başkanı Suiçmez, 850 kişinin katıldığı yemekte 30 şişe rakı ve 100 şişe biranın içildiğini” âdeta “çağdaşlığın” ve “modernliğin” bir göstergesi olarak anlattı. Bol içkili yemeği “Herkesin kişisel yaşantısına saygımız var” açılımıyla açıkladı.

Bu arada 28 Şubat “postmodern darbe” sürecinden kalma Kur’ân kursları ve camilerde çocukların Kur’ân öğrenimine getirilen “yaş yasağı”nı kaldırmayan siyasî iktidar, Yeni Ceza Yasasında, “izinsiz eğitim yerlerinin açılmasını” önleme perdesinde, evinde, mahallesinde komşu ve akraba çocuklarına meccânen Kur’ân öğretenlerin üç yıla kadar hapis cezasını öngören yasayı çıkardı.

Başbakan, yurtdışından verdiği tâlimatla Meclis grubunu daha önce “âileyi tahrip eden bir suç” olarak belirttiği zinayı suç sayan ve ceza kesen yasadan vazgeçirdi. Ne onca iddia ile ortaya atılan YÖK yasası çıkarıldı, ne de imam hatiplerin ve meslek liselilerin üniversite sınavlarında maruz kaldıkları katsayı mağduriyeti giderildi.

Bunu yeni YÖK Başkanı’nın, CHP’li bir milletvekiliyle girdiği tartışmada, “Ben imam-hatipli değilim, çocuğum imam-hatipte okumuyor. Akrabalarımın hiçbirinin çocukları da imam hatipte okumuyor” dedi. Ardından da milletvekilinin, “AKP’lilerin çocukları da—imam hatiplerde—okumuyor zaten, yoksulların çocukları okuyor” sözü üzerine gülerek, “Olabilir; ama benim imam-hatiple ilgim yok” gibi sözler sarf ederek, “Bu zıkkımların... İmam hatiplerin adını değiştirebiliyorsak, onu da yapalım, düz lise yapalım hepsini” diye konuştu.

Her ne kadar temelde “katsayının öğrencilerin bir bölümünü cezalandırmak için getirilen bir uygulama” olduğunu söylese de, YÖK Başkanının bu cümleleri, kafa karışıklığı içindeki kırılmayı daha da derinleştirdi. Yasakçıların eline fırsat verdirdi. O denli ki Millî Eğitim Bakanı, “Herkes sözlerine dikkat etmeli” deyip başkanın bu ifâdelerine katılmadığını bildirmek durumunda kadı.

“ALEVÎ AÇILIMI”, “GÜNEYDOĞU

AÇILIMI” AÇILIP KAPANDI…

Başbakan “Ah! Ah!” deyip iç geçirse de, yine yurtdışında, İspanya’da “velev ki siyasî simge de olsa” çıkışıyla düşünülmeden ortaya atılan süreçte, siyasî iktidar yasadışı başörtüsü yasağını anayasa değişikliğiyle kaldırma yanlışına düştü. Sonrası mâlum; yasadışı yasak, yasakçılar nezdinde âdeta “yasallaştırıldı”, yaygınlaştırıldı; yasağı uygulamayan üniversiteler de katı bir şekilde tatbike koyuldular.

Tekrar başa dönüldü. Hükümetin “Leyla Şahin dâvâsı”nda AİHM’e gönderdiği savunmada Diyanet’in karar ve fetvalarıyla dinî bir vecîbe olduğu belirlenen başörtüsünü “laikliğe aykırı, gerginlik sebebi ve siyasî simge” sayıp, yasağı “yasal” görmesi, tuzbiber oldu. YÖK’ün yasağını hatırlatan hükümet, AB’nin demokrasi ve özgürlük kriterlerini, “dinî bir vecîbe olan başörtüsünün yasaklanmayacağına dair” teminatlarını nazara vermedi. Dahası yasakçı YÖK ve rektörlerin “uydurma gerekçeleri”ni savunup yasadışı yasağı savundu. “Herkesin kişisel yaşantısına saygı” başörtülüler için geçerli olmadı.

“Alevî açılımı”, her defasında Alevilerin “dinî azınlık” olduğu iddiasıyla “Cemevlerine ibadethane statüsü isteği”yle camilere alternatif edilmesiyle Aleviliğin İslâm’ın dışında ayrı bir din gibi gösterilmesine vardırıldı. Ve kapandı.

“Güneydoğu açılımı”nda sürekli bölgedeki vatandaşlar “azınlık” olarak görüldü. Bu hususlarda bir türlü AB mercileri doğru bilgilendirilmedi…

En son başbakan “çarşaf açılımı”na karşı, Meclis grubunda özellikle başı açıklara partisinin rozetini taktı…

Bakalım bu “açılım” bir netice verecek mi?

25.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.12.2008) - “Özür kampanyası” ve Ermeni meselesi…(2)

  (23.12.2008) - “Özür kampanyası” ve Ermeni meselesi…(1)

  (21.12.2008) - Sosyal patlama! (2)

  (20.12.2008) - Sosyal patlama! (1)

  (19.12.2008) - Travma...

  (18.12.2008) - Bağdat direniyor, ama Ankara tutuk…

  (17.12.2008) - Kriz yönetimi ile seçime yatırım…

  (16.12.2008) - Kerkük operasyonu (2)

  (15.12.2008) - Kerkük operasyonu (1)

  (13.12.2008) - Bayrama bomba!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır